Sosyal Medya

Gündem

İsviçre’de Tarihi Düşüş: Doğum Oranları Neden Bu Kadar Azaldı?

yazar

Yayınlayan

on

İsviçre’de doğum oranları, kadın başına 1,4 çocukla tarihi bir düşüş yaşandığını gösteriyor. Antibiyotik haplarının kullanılmaya başlandığı 1965’ten bu yana bu kadar düşük bir seviye görülmemişti. 2008’deki küresel ekonomik krizi bile İsviçreli kadınları doğum yapmaktan alıkoyamamıştı. Ancak şu anda yaşanan düşüşün sebepleri maddi değil.

Geçtiğimiz yıl başlayan ve hastanelerin aylık verilerinde hâlâ devam eden bu doğum düşüşü, istatistiksel dalgalanmalardan ziyade bir gerileme olarak nitelendiriliyor. Pandeminin gerçekten sona erdiği bu dönemde bile, doğan çocuk sayısında bir azalma gözlemleniyor.

Bu durum, aşı karşıtları için bir alan oluşturdu. Ve gerçekten de, Coronavirüs aşılamalarının ardından doğrudan ortaya çıkan bir düşüş yaşandı: Peki, aşılar doğurganlığı etkiledi mi?

Bu konuda birçok çalışma yapıldı. Örneğin, 2022’de yayımlanan bir Boston Üniversitesi çalışması, çocuk sahibi olmak isteyen çiftleri ve aşı durumlarını karşılaştırdı. 2126 kadın bu çalışmaya katıldı ve eşlerinin aşı durumlarını belirtti. Sonuçlar, aşılanan kadınların belirgin bir fark göstermediğini (varsa bile, 1,08 değeriyle hafif bir artış gösterdiğini) ve Covid-19’a yakalananların da düşük bir doğurganlık oranına sahip olmadığını (1,07) ortaya koydu.

Ancak erkeklerde durum farklıydı: Aşı neredeyse hiçbir etki göstermezken (1 değeri, aşılanmamışlardaki gibi), Covid-19 enfeksiyonu sonrasında 60 gün boyunca belirgin bir düşüş yaşandı (0,82). Çin’de yapılan başka bir çalışma, Covid-19 geçirenlerde sperm kalitesinin kötüleştiğini (hareketlilikte yüzde 16, sperm sayısında yüzde 11 azalma) ve yarım yıl sonra kontrol grubuyla aynı seviyeye döndüğünü gösterdi. Örneğin, hastalığın ilk üç ayında sperm sayısı azaldı, ancak sonrasında düzeldi.

Çiftlerin Bilinçli Bir Tercihi

Buna ek olarak, bir Avusturyalı araştırmacı, doğum oranlarındaki düşüşün sadece iki yıl boyunca tıbbi bir nedenle olmadığını savunuyor. Bu durumun daha çok çiftlerin bilinçli bir tercihi olduğunu belirtiyor. İsviçre Bilimler Akademisi Nüfus Enstitüsü’nde çalışan Isabella Buber-Ennser, doğum düşüşünü beklediklerini belirtiyor. Enstitüleri, düzenli olarak çocuk isteklerini soruyor.

2021’de, araştırmacılar pandemi nedeniyle aile planlamasını değiştirenleri sordular. O zamanlar, 18-45 yaş arasındaki kadınların ve 18-50 yaş arasındaki erkeklerin yalnızca yüzde 8’i, isteklerini değiştirdiklerini söyledi. Ancak 2022’nin sonunda, bu oran yüzde 11’e çıktı ve başka yüzde 19’u belirsizdi. Buber-Ennser, “Bu krizden etkilenenlerin yüzde 30’u, genellikle olumsuz bir şekilde, çocuk yapma planlarını değiştirdi. Ancak ertelediler, iptal etmediler” diyor. Bu kişiler genellikle neden olarak Ukrayna savaşı nedeniyle ortaya çıkan enflasyonu, nadiren de pandemiyi gösteriyorlar. Bu nedenle doğum oranlarındaki düşüşün ekonomik nedenlerle olduğunu söylüyor demograf.

Ekim ayındaki Alman-Avusturya-İsviçre Demografi Toplantısı, üç Almanca konuşan ülkenin eğrilerinin benzer şekilde seyrettiğini gösterdi.

Üç ülke, bu seyirde en azından bir nedeni paylaşıyor: İlk kapanma yılı, Avusturya, Almanya ve İsviçre’de olumlu bir etki yarattı. “İlk pandemi yılında, iyi bir sosyal güvenlik veya işten çıkarma korumasına sahip ülkelerde, daha az çocuk yapma değil, daha fazla çocuk yapma olmuştur” diyor Isabelle Buber-Ennser. Ve bu artışın bir kısmı, çiftlerin 2021’de doğum yapmayı öne çekmelerinden kaynaklanıyor – veya 2020’de doğurmayı.

Ancak bu, 2022 ve 2023’teki düşüşü yeterince açıklamıyor.

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

OTOYOLDA YETERSİZ MESAFE NEDENİYLE 108.500 FRANKA KADAR CEZA

yazar

Yayınlayan

on

By

İsviçre’nin yüksek gelirli bir sürücüsü, trafik kurallarını ağır şekilde ihlal ettiği gerekçesiyle toplamda 108.500 franklık yüksek bir para cezasına çarptırıldı. Bundesgericht (Federal Mahkeme), Aargau Eyalet Mahkemesi’nin verdiği kararı onayladı.

Geçtiğimiz Ağustos ayında, 58 yaşındaki sürücü, Aargau Eyalet Mahkemesi tarafından 50 gün boyunca 1970 franklık cezalarla toplamda 98.500 frank para cezasına çarptırılmıştı. Ayrıca, 10.000 franklık bir ek para cezası ödemesi gerektiği de belirtilmişti. Mahkemenin verdiği karar iki yıl süreyle ertelenmişti.

Söz konusu sürücü, Şubat 2023’te A1 otoyolunda Zürich yönüne doğru ilerlerken, 2400 metre boyunca, hızını saatte 110 ila 120 km arasında tutarak önündeki araca yalnızca 8 ile 12 metre arasında bir mesafede yaklaşmıştı. O an çekilen polis videosu, mahkemede suç delili olarak sunulmuştu.

Sürücü, cezayı reddederek, mahkemenin verdiği kararı temyiz etmişti. Ancak Federal Mahkeme, Aargau Eyalet Mahkemesi’nin kararını yerinde buldu ve sürücünün hatalı sürüşünün, diğer yolcuların güvenliğini ciddi şekilde tehdit ettiğine karar verdi. Mahkeme, sürücünün davranışını “saygısız” olarak nitelendirerek, küçük bir hatanın bile ölümcül kazalara yol açabileceği konusunda uyarılarda bulundu.

Sürücünün vergiye tabi gelirinin 1,674 milyon frank olması, cezaların yüksekliğini açıklığa kavuşturdu. Federal Mahkeme’nin kararı, trafik güvenliği için önemli bir uyarı niteliği taşıyor.

Haberin Devamını Oku

Gündem

ST. GALLEN’DE KÖPEKLERE YÖNELİK TEHLİKE: CAM KIRIKLARIYLA HAZIRLANMIŞ SOSİS BULUNDU

yazar

Yayınlayan

on

By

St. Gallen’de bir köpek sahibi, Gübsensee’nin güneyinde cam kırıklarıyla hazırlanmış bir sosis buldu. Şehir Polisi, bölgede benzer yemlerin olabileceği uyarısında bulunarak hayvan sahiplerini dikkatli olmaya çağırdı.

Polis tarafından yapılan açıklamada, köpek sahibinin tehlikeli maddeyi fark ederek hayvanını son anda kurtardığı belirtildi. Veteriner hekim tarafından yapılan muayenede herhangi bir yaralanma tespit edilmedi.

Yetkililer, köpek sahiplerine şüpheli yiyeceklerle karşılaşmaları halinde derhal polise haber vermeleri çağrısında bulundu.

Haberin Devamını Oku

Gündem

FEDERAL HÜKÜMET, ÇİN’İN GÖZETİM VE BASKI FAALİYETLERİNE KARŞI KORUMA ÖNLEMLERİNİ DEĞERLENDİRİYOR

yazar

Yayınlayan

on

By

İsviçre’deki Uygurlar ve Tibetliler, Çin’in gözetim ve baskı uygulamalarına maruz kalıyor. İsviçre Federal Hükümeti, Çin’in bu gruplar üzerindeki transnasyonel baskı uygulamalarını inceleyen bir rapor yayımladı. Bu rapor, Çin’in, İsviçre’deki Tibetli ve Uygur diasporalarını gözetlediğini, toplulukları içinden casuslar yerleştirerek baskı yaptığını ve bu kişilerin gözlemlerini kaydederek tehditlerde bulunduğunu ortaya koyuyor.

Federal Hükümet’in yayımladığı raporda, Çin’in bu tür faaliyetlerini, diplomatik engeller nedeniyle tam anlamıyla cezalandırmanın zor olduğuna dikkat çekildi. Ancak, söz konusu casusluk eylemlerinin hukuki yollarla takip edilebileceği ve hedef alınan kişilerin dikkatli olmaları gerektiği ifade ediliyor. Çin’in istihbarat birimleri, İsviçre’deki Tibetli ve Uygur topluluklarının içindeki bazı bireyleri casus olarak kullanarak, bu grupların faaliyetlerini izliyor. Örneğin, gizli ajanlar, basın mensubu, turist veya öğrenci kılığında topluluklara sızabiliyor.

Hukuki ve Sosyal Zorluklar
Rapor, bu tür gözetim ve baskı faaliyetlerinin, özellikle dijital araçlar ve otoriter devletlerin işbirliğiyle daha karmaşık hale geldiğine dikkat çekiyor. Bu durumun, İsviçre’nin egemenliğini tehdit edebileceği belirtiliyor. Ancak, bu tür faaliyetlerin cezai yaptırımlarla karşılanması için siyasi casusluk gibi suçların kanıtlanması gerektiği ifade ediliyor.

Özel gözetim ve tehditlere karşı, bireylerin sivil yasal yollarla başvurabileceği ancak genellikle tanımadıkları kişilerle ilgili dava açmanın mümkün olmadığı vurgulanıyor. Hükümet ayrıca, hedef alınan kişilerin daha dikkatli olmalarını sağlamak için eğitim ve farkındalık artırma önlemleri öneriyor.

Uygurların Durumu
Raporda, Çin’in Uygur topluluğuna yönelik benzer baskılar uyguladığı da belirtiliyor. Ancak İsviçre’deki Uygur nüfusunun az olması nedeniyle, ülke genellikle bu tür operasyonların geçiş noktası olarak kullanılmakta. Federal Hükümet, bu tür baskılara karşı daha fazla koruma önlemi geliştirilmesi gerektiğini savunuyor. Bu önlemler, hem yerel yetkililer için eğitim ve bilinçlendirme, hem de mağdurlara yönelik destek ve danışmanlık hizmetlerini içeriyor.

Sonuç ve Öneriler
Federal Hükümet, özellikle Tibet ve Uygur toplulukları için Çin’in gözetim faaliyetlerinin artarak devam edeceğini öngörüyor. Hükümet, daha fazla önlem alınması gerektiğini belirterek, transnasyonel baskıya karşı daha etkili çözümler geliştirilmesi gerektiğinin altını çiziyor.

İsviçre’deki 7.500 Tibetli ve 150 Uygur’un güvenliği için önerilen koruma önlemleri, diğer ülkelerdeki benzer baskılara karşı daha geniş çaplı bir stratejinin parçası olarak değerlendirilmektedir. Bu tür baskıların yalnızca Çin tarafından değil, Rusya ve Türkiye gibi diğer ülkeler tarafından da uygulandığı ifade ediliyor.

Haberin Devamını Oku

Trendler