Sosyal Medya

İsviçre

Dietikon’da “Helal Gym” Tartışması: Yeni Spor Salonu İsviçre’de Toplumsal Tepki Yarattı

yazar

Yayınlayan

on

Zürih / Dietikon – Üç kardeş Emre, Tolga ve Berke Argön, İsviçre’de spor dünyasında bir ilke imza atıyor. Dietikon’da açılışı 20 Ekim’de yapılacak olan “954 Studio”, ülkenin ilk helal konseptli fitness salonu olarak öne çıkıyor. Merkez; helal sertifikalı yiyecekleri, kadın ve erkekler için ayrı antrenman saatleriyle oluşturulan programı ve ibadet alanı gibi detaylarıyla dikkat çekiyor.

Ancak bu yenilikçi girişim, açılışından haftalar önce ülke genelinde yoğun bir tartışma başlattı. Sosyal medyada kimi kullanıcılar projeyi “inanç özgürlüğüne saygılı bir adım” olarak değerlendirirken, kimileri de “toplumsal ayrışmayı derinleştiren bir hamle” olarak eleştirdi.

🏋️‍♀️ Helal Konseptli, Cinsiyet Ayrımlı Salon

“954 Studio”, Müslüman üyelerin dini hassasiyetlerine uygun olarak tasarlandı.
Kadınlar ve erkekler farklı zaman dilimlerinde antrenman yapacak, tüm yiyecek ve içecekler helal olacak. Ayrıca tesiste ibadet etmek isteyenler için özel bir dua alanı da yer alıyor.

Salonun işletmecileri, “herkese açık ama inançlara saygılı bir alan” oluşturmak istediklerini belirtiyor. Üyelikler şimdiden büyük ilgi görmüş durumda — kapasitenin yarısı açılış öncesi doldu.

💬 Yorumlarda İsviçre Toplumu İkiye Bölündü

Haberin 20 Minuten’in Facebook sayfasında paylaşılmasının ardından yüzlerce yorum geldi. Görüşler hem kültürel hem ideolojik açıdan derin bir ayrışmayı gözler önüne serdi.

🔴 Eleştirenler: “Batı değerleri zayıflatılıyor”

Birçok kullanıcı, projenin “toplumsal ayrışmayı teşvik ettiğini” savundu.
Els Trutmann isimli bir kullanıcı şöyle yazdı:

“Bazı Müslüman erkekler biz Müslüman olmayan kadınları değersiz hatta av olarak görüyor. Çünkü onların inancında kadınlar erkeklerle eşit haklara sahip değil. Kadınların örtünmek ve ayrılmak zorunda kalması bir utanç. Bu durum daha fazla ırkçılık yaratır — üstelik iki taraflı!”

Frank Fischer ise tepkiyi daha genel bir düzeye taşıdı:

“Korkunç… Batı toplumumuz böyle bir şeye nasıl izin verir?”

Benzer şekilde Martin Allgäuer de keskin bir ifade kullandı:

“Böyle bir fitness salonuna ihtiyacı olanlar, geldikleri yere geri dönsün! Dini nedenlerle ayrı bir salon isteyen, İsviçre’de bulunmamalı!”

Bazı kullanıcılar, bunun “İsviçre’nin laik yaşam tarzına aykırı” olduğunu savundu; hatta Susanne Rusterholz helal ürünlere dahi karşı çıkarak şöyle yazdı:

“Helal et ithalatı bile yasaklanmalı!”

🟢 Destekleyenler: “Kimse zorlanmıyor, isteyen gider”

Destek mesajları da az değildi. Bazı kullanıcılar, “çeşitliliğin doğal bir sonucu” olarak gördü.

Atil Kelmendi şöyle yazdı:

“Fitness dünyası zaten çeşit çeşit. Crossfitter’lar, lüks sporcular, kısa dambılcılar var — herkesin zevkine göre bir şey var. Dini ya da kültürel nedenlerle kadın-erkek ayrı çalışmak isteyenlere de neden olmasın? Kimse zorlanmıyor. Herkes barış içinde antrenmanını yapabiliyorsa sorun yok.”

Carmen Cabay da benzer bir görüş paylaştı:

“Kimse beni oraya gitmeye zorlamıyor. Hayvanlar bile kendi sürülerinde daha huzurlu hisseder, insanlar da öyle. Dine karşı değilim, saygılı oldukları sürece bana fark etmez.”

Bazı yorumcular, projenin “özgürlük” ve “pazar talepleri” açısından normal olduğunu vurguladı:

“Kimi protein tozunu seçer, kimi helal atıştırmalığını. Piyasa zaten bunu belirler.”
Atil Kelmendi

⚖️ Uzmanlar: “Toplumsal çeşitlilik sınavı”

Sosyologlar, bu tartışmanın İsviçre’de kültürel çeşitliliğe dair derin bir sınavı temsil ettiğini belirtiyor.
Zürih Üniversitesi’nden kültür araştırmacısı Dr. Michael H. şunları söylüyor (20min.ch üzerinden):

“Bu tür girişimler, hem kültürel özgürlüğün hem de toplumsal toleransın sınırlarını test ediyor. Tepkiler, İsviçre’nin ne kadar çokkültürlü bir ülke olduğunu ama aynı zamanda bunun hâlâ ne kadar tartışmalı algılandığını da gösteriyor.”

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İsviçre

İsviçre’de Bebekler Eskisine Göre Daha Uzun Süre Emziriliyor

yazar

Yayınlayan

on

By

İsviçre’de Bebekler Eskisine Göre Daha Uzun Süre Emziriliyor

Bern, 13 Kasım 2025 – İsviçre’de bebeklerin emzirilme süresi son yıllarda belirgin biçimde uzadı. 2024 yılında doğan bebeklerin neredeyse yüzde 70’i, yaşamlarının ilk dört ayında yalnızca anne sütü ile beslendi. Bu oran, 2014 yılında yüzde 60 seviyesindeydi.

Federal Gıda Güvenliği ve Veterinerlik Dairesi’nin (BLV) perşembe günü duyurduğu yeni BLV Emzirme Araştırması, bebeklerin daha ileri aylarda da emzirilmeye devam ettiğini gösteriyor. Araştırmaya göre, 2024’te 10 aylık bebeklerin yüzde 53’ü hâlâ günde en az bir kez anne sütü aldı. 2014 yılında bu oran yalnızca yüzde 30’du.

Çalışan anneler daha kısa süre emziriyor

Veriler, çalışan annelerin emzirme süresinin işe katılmayan annelere kıyasla daha kısa olduğunu ortaya koyuyor. Çalışan anneler bebeklerini ortalama 17,4 hafta, çalışmayan anneler ise 21,8 hafta boyunca yalnızca anne sütüyle besledi.

Bebeklere verilen şeker yarı yarıya azaldı

Araştırmanın dikkat çekici bir başka bulgusu da bebek beslenmesinde şeker tüketiminin kayda değer biçimde düşmesi oldu. 12 aylık bebeklerin yalnızca dörtte biri şeker içeren yiyecek veya içecek tüketiyor. Bu oran, 10 yıl önceki seviyenin yarısı.

Haberde geçen “şeker” ne anlama geliyor?

Haber bağlamında kullanılan “şeker”, ilave şeker anlamına gelmektedir. Doğal olarak meyvelerde bulunan şekerler bu kapsamda değerlendirilmez. Burada kastedilen şunlardır:

  • İlave şeker eklenmiş hazır yoğurt ve bebek ürünleri
  • Meyve suları (özellikle tatlandırılmış olanlar)
  • Tatlılar, bisküviler, kekler
  • Şekerli içecekler
  • Şekerlemeler (bebeklere önerilmez)

Dolayısıyla araştırma, bebeklerin ilave şekerle tanışma oranının son on yılda belirgin şekilde azaldığını göstermektedir.

6–17 yaş arası çocukların beslenme alışkanlıkları ilk kez incelendi

BLV’nin aynı gün yayımladığı bir diğer çalışma ise 6 ila 17 yaş arasındaki çocukların beslenme durumunu ele aldı. İlk kez gerçekleştirilen bu araştırma, çocukların karbonhidrat, protein, yağ ve lif gibi temel besin öğelerini genel olarak yeterli miktarda aldığını ortaya koydu.

Ancak, BLV’ye göre çocukların beslenme düzeninde atıştırmalıklar ve şekerli içecekler önemli yer tutarken, meyve ve sebze tüketimi oldukça düşük seyrediyor.

Haberin Devamını Oku

Gündem

İsviçre’de Kadınlara Yönelik Şiddet Artıyor

yazar

Yayınlayan

on

By

İsviçre, kadınlara yönelik şiddet konusunda karanlık bir yıl geçiriyor. 2025’te şimdiye kadar 27’den fazla kadın ve kız çocuğu öldürüldü – bu sayı, geçen yılın toplamını şimdiden aşmış durumda. Federal Hükümet ilk kez kadın cinayetlerine ilişkin ayrıntılı verileri kamuoyuyla paylaştı ve ülke çapında bir önleme kampanyası başlattı. Bu bilgileri İsviçre Radyo ve Televizyon Kurumu SRF duyurdu.

Resmi veriler, özellikle bir gerçeğin altını çiziyor: Ayrılık anı kadınlar için en tehlikeli dönem. Vakaların büyük çoğunluğunda fail, kadının yakın çevresinden geliyor; genellikle eş ya da eski partnerler bu saldırıların sorumlusu. Birçok olaydan önce tehditler veya ısrarlı takip gibi uyarı işaretleri bulunduğu belirtiliyor.

Bozen’de “Talk Less, Do More” Koşusu: Şiddete Karşı Toplumsal Bir Mesaj

İsviçre’de tablo endişe vericiyken, İtalya’nın kuzeyindeki Bozen (Bolzano) kenti güçlü bir toplumsal dayanışma örneği sergiliyor. 23 Kasım’da, şehirde 12. kez düzenlenecek “Talk Less, Do More” koşusu, kadınlara yönelik şiddete karşı kamuoyu oluşturmayı hedefliyor. Haber Südtirolnews tarafından duyuruldu.

Koşu, Museion’un önünden başlayacak ve katılımcılar tarihi şehir merkezi ile Talferpromenade boyunca uzanan beş kilometrelik parkuru tamamlayacak. Güzergâh üzerinde, ilişkilerde saygı, sağlıklı iletişim ve şiddet önleme konularını işleyen interaktif duraklar yer alacak.

Etkinlik; müzik, bilgilendirme stantları ve belediye, sosyal hizmetler, spor kulüpleri ile polis teşkilatının oluşturduğu geniş bir destek ağıyla gerçekleştirilecek.

Koşunun sonunda çeşitli ödüller verilecek. Bunlardan biri, yaşamı boyunca kadınlara yönelik şiddetle mücadeleye adayan ve geçtiğimiz yıllarda hayatını kaybeden polis müfettişi Mario Morgavi anısına verilen özel ödül olacak.

Haberin Devamını Oku

Gündem

Umverkehr’den Uçak Bileti Vergisi İçin Yeni Halk İnisiyatifi

yazar

Yayınlayan

on

By

İsviçre’nin çevre örgütü Umverkehr, uçak bileti vergisini yeniden siyasi gündeme taşımaya hazırlanıyor. Örgüt, 2026 yılında başlatacağı halk inisiyatifi ile, uçuş mesafesine ve seyahat sınıfına göre değişen bir uçak bileti vergisinin oylamaya sunulmasını hedefliyor.

Umverkehr, federal hükümetin ve parlamentonun artan havacılık kaynaklı sera gazı emisyonlarını azaltma konusunda yeterli irade göstermediğini savunuyor. Örgüte göre, yüksek tren biletleri ve sınırlı uluslararası demiryolu seçenekleri, yolcuların uçaktan trene geçişini engelliyor. Bu durumun “ciddi bir dengesizlik” yarattığı belirtiliyor.

Gelirin Halk ve Uluslararası Tren Ağına Aktarılması

Taslağa göre, toplanacak gelirin büyük bölümü kamu ulaşımının kullanımını teşvik etmek için doğrudan halka geri dağıtılacak. Kalan pay ise uluslararası demiryolu bağlantılarının güçlendirilmesine ayrılacak.

Gece Treni Tartışmalarına Eleştiri

Umverkehr, özellikle gece trenleri konusunda federal siyasette yaşanan “gidip gelme” tavrını eleştiriyor. Ständerat’ın Mali Komisyonu, 2026 bütçesinden ayrılması planlanan 10 milyon franklık gece treni desteğinin kaldırılmasını önerdi. Bu konudaki nihai karar Aralık ayında parlamentoda verilecek.

Daha Önceki Girişimler Başarısız Olmuştu

İsviçre halkı, 2021’de CO₂ Yasası kapsamında sunulan uçak bileti vergisini reddetmişti. Sonrasında parlamentoya sunulan benzer girişimler de kabul görmedi. Ayrıca, CO₂ yasasının son revizyonunda milletvekilleri, business ve özel jetler için önerilen ek uçuş vergisinden tamamen vazgeçti.

Kamuoyu Desteği Artıyor

Öte yandan, 2022 yılında yapılan ve Umverkehr tarafından yaptırılan bir temsilî ankete göre, iklim politikaları açısından uçak biletlerini daha pahalı hâle getiren bir yönlendirme vergisi, toplum içinde geniş bir kabul görüyor.

Haberin Devamını Oku

Trendler