Sosyal Medya

İsviçre

Dul Bayanların Emekli Maaşında Değişiklik Önerisi: Federal Konsey’in Tasarruf Girişimi mi, Eşitlik Mi?

yazar

Yayınlayan

on

Cemil Baysal

Federal Konsey’in, dul bayanların emekli maaşlarında yapılacak değişiklik önerisi, eşitlik iddiası ile mi yoksa sadece tasarruf amacı ile mi yapıldığı konusunda tartışmalara neden oluyor.

Öneriye göre, dul bayanlarla dul erkeklerin gelecekte aynı miktarda emekli maaşı alması öngörülüyor. Görüşmelerin Mart sonuna kadar devam edeceği belirtiliyor. Ancak bazı aktivistler ve dernekler, bu değişikliğin aslında sadece tasarruf sağlamak amacıyla yapıldığını öne sürüyorlar.

İsviçre’de yaklaşık 403.000 kişinin dul olduğu düşünüldüğünde, bu değişikliğin özellikle kadınları nasıl etkileyeceği önemli bir soru haline geliyor. Aurora Derneği, bu değişikliğin kadınları finansal açıdan daha olumsuz etkileyeceğini ve gerçek bir eşitlik sağlamayacağını savunuyor.

Andrea Huber, “Bu öneri, kadınları finansal açıdan daha olumsuz etkileyecek ve gerçek bir eşitlik sağlamayacak” diyor. Gerçektende Federal Konsey’in Emekli Sandığı AHV’da 720 milyon Frank, ve Federal bütçede 160 milyon Frank tasarruf sağlamayı planladığını belirtiyor. Andrea Huber bu tasarrufa dikkat çekiyor ve “Bu para, dul kalan kadınlar ve çocukları için geçimlerini sürdürmelerini zorlaştırabilir” diyor.

Revizyonun kadınlara karşı dolaylı bir ayrımcılık yarattığını belirten Aurora, İsviçre’de dul kalan kadınların erkeklere kıyasla daha sık olduğunu ve bu durumun kabul edilemez olduğunu vurguluyor.

“Andrea Huber, insan hakları aktivisti ve Aurora Derneği üyesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi – EGMR’nin kararını memnuniyetle karşıladığını ancak Federal Konsey’in revizyonunun genel olarak kadınlar aleyhine bir azaltma tasarısı olduğunu belirtiyor.

Şu anda İsviçre’de yaklaşık 403.000 kişi dul durumda, bunların yaklaşık %80’i kadınlar. Aurora Derneği, Federal Konsey’in revizyonunun kadınları sayı ve finansal açıdan erkeklerden çok daha fazla etkileyeceğini belirtiyor.

“Bu Para Kadınlar ve Çocuklarda Eksikliğini Hissettirecek”

Huber, yıllardır insan hakları için mücadele veren (insan haklarının korunması) “Schutzfaktor M” kurucusu olarak EGMR kararının çok önemli olduğunu belirtiyor. Evli ve bekar dul erkeklerle kadınların eşitlenmesini olumlu karşılıyor. Ancak, Huber’e göre bu sadece bir eşitlik önerisi değil, sadece bir tasarruf girişimi. Federal Konsey’in AHV’da 720 milyon Frank, ve Federal bütçede 160 milyon Frank tasarruf sağlamayı planladığını söylüyor. Andrea Huber “Bu para, dul kalan kadınlar ve çocukları için geçimlerini sürdürmelerini zorlaştırabilir” diyor.

Revizyonun kadınlara karşı dolaylı bir ayrımcılık yarattığını belirten Aurora, İsviçre’de dul kalan kadınların erkeklere kıyasla daha sık olduğunu ve bu durumun kabul edilemez olduğunu vurguluyor.

“Andrea Huber, kendi deneyiminden biliyor: “Eşini ölümle kaybeden, yas ile boğuşurken aynı anda çocukları teselli etmek ve desteklem

ek zorunda kalıyor, ev ve işle ilgilenmek zorunda kalıyor. Mağdurlar bu sorunlarla tek başlarına mücadele ediyorlar.” Federal Konsey’in boşanma ile dul kalmayı karşılaştırmadığını belirtiyor.

Andrea Huber’in ayrıca endişelendiği bir konu da şu: “Eşim öldüğünden beri haklarımız için savaşıyorum.” Ayrıca, kurumlar ve yetkililerle uğraşmak da oldukça zor oluyor. “Eğer bu benim için bile zorsa, daha az bilgili ve ifade edemeyen diğer mağdurlar için nasıl olur?” Dul kalanların ne bir sesi ne de bir lobisi olduğunu belirtiyor.

“Özel Durumlar İçin Bir Düzenleme Gerekiyor mu?”

Aurora Derneği, 420 üyeli aileye sahip ve Federal Konsey’den bir talepte bulunuyor. Dernek, mevcut “Hinterlassenenrenten” adı verilen dul aylık maaşlarının devam etmesini istiyor. “Hinterlassenenrenten” terimi, İsviçre’de ölen bir kişinin geride bıraktığı aylık maaşı ifade eder. Ayrıca, her dul kalan kişinin çocuğunun 25 yaşına ulaştığında iki yıllık bir süre boyunca emekli maaşı almasını talep ediyor. Bu talep, derneğin, dul kalanların finansal durumunu korumak ve çocukların yaşamlarını sürdürebilmelerini sağlamak amacıyla Federal Konsey’e yaptığı bir çağrı olarak görülüyor.

GLP Milletvekili Kathrin Bertschy

GLP Milletvekili Kathrin Bertschy, eleştiriyi kısmen anlıyor. Ancak, revizyonun bazı avantajları olduğunu belirtiyor: Erkekler ve kadınların, bekar ve evli dul kalanların eşitlenmesi. Ancak, gerçekten sert durumlarla karşı karşıya kalabileceklerini belirtiyor, örneğin çocukların yaşları nedeniyle uzun süredir çalışmayan annelerin eşlerini kaybettikten sonra mali açıdan zorluklarla karşılaşabilecekleri belirtiliyor. Alliance F, bu durumlar için hala bir özel durum düzenlemesi gerektiğini savunuyor.

Halk Partisi SVP Milletvekili Martina Bircher

Halk Partisi SVP Milletvekili Martina Bircher, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (EGMR) kararına yönelik memnuniyetini dile getiriyor. Bircher, solun, dul erkeklerin de emekli maaşlarının artırılmasını umduğunu belirtiyor. Ancak, bir kişinin ölümünden sonra uzun süre boyunca emekli maaşı ödenmesinin artık çağdaş olmadığını savunuyor. Bircher, “Dul bayanlar, hatta yeniden evlenirlerse bile şu an emekli dul maaşı alıyorlar.” diyerek mevcut sistemdeki bazı ayrıcalıkları vurguluyor. Ancak, özel durumların mümkün olduğunu kabul ediyor ve bunun belirli sınırlar içinde tutulması gerektiğini ifade ediyor.

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İsviçre

İsviçre-Türkiye Dostluğunun 100’üncü Yılında Gençler İstanbul’da Tarih ve Kültürle Buluştu

yazar

Yayınlayan

on

By

İSTANBUL – İsviçre ile Türkiye arasındaki dostluğun asırlık yolculuğu, 23-27 Haziran tarihlerinde düzenlenen özel bir kültür değişim programıyla yeni bir sayfa açtı. Baden Kantonsschule’den beşi İsviçreli, dördü Türk toplam dokuz lise öğrencisi, İsviçre Türk Toplumu (İTT) Eğitim Komisyonu Başkanı Ayla Yanık Tüzel rehberliğinde İstanbul’da tarih, sanat ve diplomasi ekseninde yoğun bir gezi programı gerçekleştirdi.

Program, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) ile Türk Hava Yolları (THY) başta olmak üzere Aydeniz Reisen, Bern Büyükelçiliği ve T.C. Zürih Başkonsolosluğu’nun destekleriyle hayat buldu.


Altı Gün, Bir Şehir, Sayısız Deneyim

  • 1. Gün | Galata’da Karşılama: Geleneksel İstanbul yemekleriyle açılış.
  • 2. Gün | Tarihin İzinde: Dikilitaş ve Yerebatan Sarnıcı’nın ardından Kapalıçarşı turu.
  • 3. Gün | Medeniyet Mirası: Ayasofya ve Sultanahmet Camii’nden Topkapı Sarayı’na; Arkeoloji Müzesi ile İslam Bilim ve Teknoloji Müzesi’nde interaktif keşifler.
  • 4. Gün | Diplomasi ve Şehir Yürüyüşü: İstiklal Caddesi gezisi sonrası öğrenciler, Levent’teki İsviçre İstanbul Başkonsolosluğunda Başkonsolos Philippe Brandt, yardımcısı Roland Meier ve Kültür Sorumlusu Eylem Demirkol ile buluştu. Akşam onurlarına verilen yemekte iki ülke arasındaki kültürel iş birlikleri ele alındı.
  • 5. Gün | Boğazda Veda: Boğaz turu eşliğinde panoramik İstanbul manzarası.
  • 6. Gün | Dönüş: Katılımcılar Zürih’e hareket etti.

“Gençlerin Aidiyetini Pekiştirdik”

Etkinliği değerlendiren Ayla Yanık Tüzel, “Bu program yalnızca İstanbul’u gezmekten ibaret değildi; öğrencilerimizin kültürel bilinç, tarihsel bağ ve dostluk duygusunu canlı tutmayı amaçladık. Destek veren tüm kurumlara gönülden teşekkür ediyorum,” dedi.

Katılımcı gençler, 23 Mayıs’ta öğrendikleri Türk halk oyunlarıyla program boyunca renkli gösteriler sergileyerek kültürel etkileşime katkı sağladı.


Destekleyen Kuruluşlar

YTB • THY • Aydeniz Reisen • Bern Büyükelçiliği • T.C. Zürih Başkonsolosluğu

Deutsch – Almanca

Haberin Devamını Oku

İsviçre

LUZERN’DE TURİSTLERE ZAMLI KONAKLAMA ÜCRETİ: KİŞİ BAŞI 1.10 FRANK ÖDENECEK

yazar

Yayınlayan

on

By

✍️ Cemil Baysal

İsviçre’nin en çok ziyaret edilen kentlerinden Luzern, turist sayısında rekorlar kırarken bu yoğunluğun şehre olan etkileri de giderek daha fazla hissediliyor. Luzern Kantonu, artan turist akınına karşılık 2026 yılından itibaren turist vergisi (Kurtaxe) tarifesinde önemli bir artışa gitmeye hazırlanıyor.


📊 Rekorlar ve Yeni Hedefler

2024 yılında 2,4 milyon geceleme ile tarihi bir rekor kıran Luzern, 2025’te de benzer bir eğilim bekliyor. Pandemi sonrası yeniden hareketlenen turizm, hem otelcilik hem de yerel esnaf için sevindirici gelişmeler sunsa da, şehir sakinleri için özellikle yaz aylarında kitlesel turizmin olumsuz etkileri rahatsız edici boyutlara ulaşıyor.


💰 Kurtaxe 2026’dan İtibaren İki Katına Çıkacak

Luzern Kantonu, hazırladığı yeni turizm yasasıyla birlikte turizm vergisini kişi başı gecelik 50 Rappen’den 1.10 Frank’a çıkarmayı planlıyor. Amaç; sürdürülebilir turizm politikaları için ek kaynak yaratmak. Bu artışla kantonun yıllık 1,3 milyon Frank ek gelir elde etmesi bekleniyor.

Yeni yasa, aynı zamanda dijital dönüşüm ve sürdürülebilirlik gibi alanlara da odaklanıyor. Bu sayede Luzern’in uluslararası alandaki cazibesini koruyarak daha planlı bir turizm yapısı hedefleniyor.


🗣️ Yetkililerden Açıklama

Kanton hükümetinde görevli FDP’li bakan Fabian Peter, Luzerner Zeitung’a yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

“Luzern’in turizmi, kantonumuzun yaşam ve ekonomi koşullarını yansıtan bir vitrin görevi görüyor. Yeni düzenlemelerle bu gücü sürdürülebilir şekilde korumayı amaçlıyoruz.”


🇨🇭 İsviçre Genelinde Durum Nasıl?

Luzern’in 1.10 Frank’lık yeni tarifesi, İsviçre genelinde hâlâ orta seviyede sayılıyor. Örneğin:

  • Montreux’de gecelik Kurtaxe: 7 Frank
  • Bazı diğer tatil beldelerinde: 3 Frank ve üzeri

🚐 Aşırı Turizm Sorunu Sürüyor

Ancak yeni vergi artışı, Luzern’deki aşırı turizm sorununu tek başına çözmeye yetmeyecek gibi görünüyor. 2024 yazında bazı turistler otel bulamayınca kamuya ait otoparklarda geceledi. Benzer sıkıntılar diğer turistik kantonlarda da yaşanıyor. Her bölge farklı önlemler geliştirerek soruna çözüm arıyor.



Haberin Devamını Oku

İsviçre

YAS-I MUHARREM’DE GÖNÜLLER BİR OLDU

yazar

Yayınlayan

on

By


OKUMA SÜRESİ: 4 DAKİKA

DİETIKON’DA İLK KEZ DÜZENLENEN MUHARREM BULUŞMASI DAYANIŞMA VE KARDEŞLİĞE SAHNE OLDU

İsviçre Türk Toplumu (İTT) tarafından Dietikon’da ilk kez düzenlenen Yas-ı Muharrem ve 12. Gün lokması programı, Alevi toplumu ile Türk toplumunun farklı kesimlerini ortak bir duygu ikliminde bir araya getirdi.

Etkinliğe T.C. Bern Büyükelçisi Şebnem İncesu, T.C. Zürih Başkonsolosu Büyükelçi Fazlı Çorman, Din Hizmetleri Müşavir Vekili Bilal Yıldız, Alevi kanaat önderleri i dernek temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Kerbela olayının derin manevi anlamı etrafında şekillenen program, Alevi ve Sünni toplum temsilcilerinin aynı sofrada buluştuğu anlamlı bir dayanışma örneği sundu. Katılımcılar, bu özel günü “tarihi bir ilk” olarak nitelendirdi.

ALEVİ İNANCINDA 12. GÜNÜN DERİNLİĞİ: YASIN SONU, UMUDUN BAŞLANGICI

Dr. Ali Arif Özzeybek ve Doç. Dr. Ilgar Baharlu, Alevi inanç geleneğinde 12. günün taşıdığı sembolik ve manevi anlamları paylaştı.

📌 Kerbela’dan Dirilişe: Muharrem orucunun son günü olan 12. gün, sadece bir yasın sonu değil, aynı zamanda birlik ve paylaşımın başlangıcı olarak görülüyor. Bu gün, lokmaların paylaşıldığı, acının umutla harmanlandığı özel bir zaman dilimini ifade ediyor.

📌 On İki İmam’a Vefa: Her gün bir imamı anmak suretiyle sürdürülen 12 günlük yas sürecinde, son gün İmam Mehdi’ye varan bir manevi yolculuk tamamlanıyor.

📌 Toplumsal Barışın Lokması: Doç. Dr. Baharlu, bu günün sadece bir inanç ritüeli değil, aynı zamanda toplumsal dayanışmanın ifadesi olduğunu belirtti: “Bu lokma sadece karın doyurmaz; birlik, barış ve arınma niyetidir.”

Ayrıca, bu yas sürecinde düğün yapılmaz, eğlenceler düzenlenmez. Alevi toplumu bu dönemde yas tutar, eğlenceden uzak durur ve genellikle siyah renkte kıyafetler tercih ederek matem havasını toplumsal olarak da yansıtır.

KONUŞMALARDA DİKKAT ÇEKEN ORTAK MESAJ: “BİRLİĞİMİZ BU SOFRALARDA PEKİŞİR”

Suat Şahin – İTT Genel Başkanı
“Kerbela’daki susuzluk, insanlığın vicdanında yankılanan bir çağrıdır. Bugün burada farklılıklarımızla değil, ortak insanlığımızla bir aradayız.”

Bilal Yıldız – Din Hizmetleri Müşavir Vekili
“Ehlibeyt sevgisi, siyaset üstüdür. Bu sevgiyi kullanmadan, temiz tutarak yaşatmak bizim inancımıza saygımızdır.”

Fazlı Çorman – Zürih Başkonsolosu
“Bu sofralar sadece yemek değil; birbirimizi anlamanın, duymadığımızı duymanın yollarıdır.”

Şebnem İncesu – Bern Büyükelçisi
“Muharrem ayı bize acıyı hatırlatırken aynı zamanda birlikte iyileşmeyi de öğretir. Bu buluşma, İsviçre’de toplumsal uyumun güçlü bir göstergesidir.”

BİRLİKTE YENİ BİR GELENEK BAŞLADI

Etkinlik boyunca farklı inanç ve kültürden bireylerin aynı masa etrafında toplanması, İsviçre’de bugüne kadar benzer nitelikte bir buluşmanın eksikliğini de gözler önüne serdi. Katılımcılar, bu etkinliğin gelenekselleştirilmesi gerektiğini vurgularken, duydukları memnuniyeti şu sözlerle ifade ettiler:

🗣️ “İlk kez böyle bir ortamda buluştuk. Farklılıklarımızı konu etmeden, ortak acımızla kenetlendik. Bu, toplumun her kesimi için umut verici.”

Mus-Et’in özenle hazırladığı iftar yemeğinde, 12. gün orucu lokmalarla ve dualarla açıldı.
Geceye damgasını vuran; dostluk, kardeşlik ve paylaşma duygusuydu.
Katılımcılar, bu anlamlı birlikteliği mümkün kılan İTT’ye içten teşekkürlerini sundu.

İTT’nin öncülüğünde gerçekleşen bu anlamlı buluşma, sadece bugünü değil, geleceği de şekillendirecek ortak bir hafızaya zemin hazırladı.

Şebnem İncesu – Bern Büyükelçisi


Fazlı Çorman – Zürih Başkonsolosu

Suat Şahin – İTT Genel Başkanı

Dr. Ali Arif Özzeybek ve Doç. Dr. Ilgar Baharlu

Haberin Devamını Oku

Trendler