Sosyal Medya

Gündem

SBB Demiryolu: Luzernli (24) Kişi 1. Sınıfta Ayrımcılığa Maruz Kaldığını Hissetti – Ten Rengi Nedeniyle mi?

yazar

Yayınlayan

on

Luzern, İsviçre – 24 yaşındaki bir Luzernli, eve dönüş yolunda başka bir yolcu tarafından müdahaleye uğradı. Bu yolcu, genç adamın 1. sınıf biletinin oldup olmadığını sorguladı ve bu durumun günlük ırkçılığın bir örneği olduğu ifade edildi. Konuyla ilgili bir uzman, yaşanan olayın sistematik bir ırkçılığın yansıması olduğunu belirtti. Olay, sosyal medyada geniş bir yankı uyandırdı ve ayrımcılıkla mücadele gerekliliğini gündeme getirdi.

İsviçre Demiryolları’nın (SBB) birinci sınıf vagonunda seyahat eden 24 yaşındaki Luzernli genç adam, ten rengi nedeniyle ırkçı bir olay yaşadığını iddia ediyor. Genç adam, yalnızca birinci sınıfta seyahat ettiği için, daha yaşlı bir yolcu tarafından sorgulandı ve bu durum onu derinden rahatsız etti.

Olayın Gelişimi

Olay, Luzernli genç adamın arkadaşlarıyla geçirdiği bir akşamın ardından eve dönüş yolculuğunda meydana geldi. Saat 23.00 civarında arkadaşları tarafından tren istasyonuna bırakılan genç, eve gitmek üzere SBB trenine bindi. İlk başta ikinci sınıfta yolculuk etmeye karar verdi, çünkü arkadaşlarının önünde zengin görünmek istemiyordu. Ancak tren hareket ettikten sonra, dikkat dağınıklığı ve stresle başa çıkmak için daha rahat hissettiği birinci sınıf vagonuna geçti.

Birinci sınıf vagonunda otururken, yaşlı bir adamın yaklaşması ve ona “Burası birinci sınıf, burada oturmak için birinci sınıf bileti almanız gerekiyor” demesiyle karşılaştı. Yaşlı kişi ona birinci sıfını yakıştıramadı. Bu sözler, genç adamın kendisini dışlanmış hissetmesine neden oldu. “Bu sözler, sanki oraya ait değilmişim gibi hissettirdi” diyen Luzernli genç, yaşadığı rahatsızlığın eve dönüş yolculuğu boyunca devam ettiğini belirtti.

Günlük Hayatta Karşılaşılan Irkçılık

Bu olayın ardından genç adam, duygularını sosyal medyada paylaşarak yaşadığı ırkçı deneyimi anlattı. Olay, birçok kişinin dikkatini çekti ve tartışmalara neden oldu. Olayı değerlendiren psikolog Dieter Studer, yaşananların “günlük ırkçılık” olarak tanımlanabileceğini belirtti. Studer, günlük ırkçılığın, insanların etnik kökenleri, ten renkleri ya da başka farklılıkları nedeniyle küçümsendiği ve genellikle fark edilmesi zor olan bir ayrımcılık biçimi olduğunu vurguladı.

Studer, “Bu tür durumlar, insanların kendilerini dışlanmış hissetmesine ve toplumda kabul görmediklerine dair derin izler bırakabilir. Bu olay, kişinin kendi kimliği ve toplumdaki yeri hakkında şüphe duymasına yol açabilir” dedi. Psikolog, bu tür deneyimlerin duygusal olarak yıpratıcı olabileceğini ve bu tür durumlarla başa çıkmak için insanların güçlü bir özgüvene sahip olmaları gerektiğini belirtti. “Bu tür olaylar karşısında sessiz kalmamak ve yaşananları paylaşmak, mağduriyetin etkisini azaltabilir” dedi.

SBB’nin Tepkisi ve Toplumsal Sorumluluk

SBB yetkilileri, olayın ardından bir açıklama yaparak her türlü ırkçılık ve ayrımcılığı kınadıklarını belirtti. SBB Medya Sözcüsü Sabrina Schellenberg, “SBB olarak, tüm yolcularımızın eşit muamele görmesini sağlamak için çalışıyoruz. Bu tür davranışları kesinlikle kabul etmiyoruz ve kınıyoruz” dedi. SBB, bu tür olayların önlenmesi için toplumu bilinçlendirme çalışmalarına devam edeceğini ifade etti.

Ayrıca, SBB’nin bu tür olaylarla ilgili yolculara destek sağlamaya yönelik politikalarının gözden geçirileceği ve gerektiğinde mağdurlara psikolojik destek sunulacağı belirtildi.

Gelecekteki Etkiler ve Kişisel Gelişim

Olayın ardından genç adam, yaşadığı bu tecrübenin kendisini olumsuz etkilediğini, ancak aynı zamanda motive ettiğini söyledi. “Bu olay beni yıldırmadı; aksine, beni daha fazla çalışmaya ve kendimi geliştirmeye teşvik etti. Gelecekte, bu tür insanlara her açıdan üstün olmayı hedefliyorum” dedi.

Bu tür ayrımcı olaylar, kişisel gelişim ve özgüven için zorlu birer sınav olabiliyor. Ancak, genç adamın bu olayı bir motivasyon kaynağı olarak görmesi, birçok insan için ilham verici olabilir. Toplumun tüm üyelerine, özellikle de ayrımcılıkla karşılaşanlara, haklarını bilmenin ve güçlü bir duruş sergilemenin önemini hatırlatıyor.

isviçre #isviçredehayat #schweiz #suisse #svizzera #Irkçılık #Ayrımcılık #GünlükIrkçılık #ToplumsalDuyarlılık #Eşitlik #SBB #BirinciSınıf #TopluTaşıma #Haklar #Farkındalık #Adalet #Önyargı #Toplum #PsikolojikEtkiler #Kapsayıcılık #EtnikKöken #KişiselGelişim #Özgüven #Motivasyon #Diskriminasyon

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

HELVETAS’TA YENİ ÜCRET SİSTEMİ KRİZ YARATTI: YÖNETİCİ MAAŞLARINA ZAM YAPILIRKEN, ALT KADEME ÇALIŞANLARA YOK!

yazar

Yayınlayan

on

By

Okuma Süresi: 3 dakika

İsviçre’nin önde gelen yardım kuruluşlarından Helvetas’ta uygulamaya konulan yeni maaş sistemi büyük bir kriz yarattı. 2025 yılında yürürlüğe girecek olan bu yeni düzenleme, üst düzey yöneticilerin ve takım liderlerinin maaşlarını artırırken, alt kademedeki çalışanların maaşlarında kesintilere yol açacak. Yaklaşık 180 çalışanı bulunan kuruluşta, bu değişiklikler büyük bir memnuniyetsizlikle karşılandı.

YENİ SİSTEMİN DETAYLARI VE ÇALIŞANLARIN TEPKİLERİ

Helvetas, iş piyasasında rekabetçiliği artırmak amacıyla ücret yapısını yeniden düzenledi. “Fonksiyonel maaş sistemi” adı verilen karmaşık sistemde 95 iş pozisyonu puanlandı. Bu düzenlemeyle, 16 pozisyonun maaşları düşürülürken, 14 pozisyonun maaşları artırıldı. Kalan pozisyonlarda ise değişiklik yapılmadı. Değişiklikler sonucunda bazı çalışanların maaşları doğrudan etkilendi ve bu durum, büyük bir hayal kırıklığına neden oldu.

Üst kademedeki çalışanlar için maaş artışı yapılırken, alt kademedeki çalışanların maaşlarında kesintiye gidildi. Ancak, maaşları kesilen çalışanlara, önümüzdeki üç yıl boyunca mevcut maaşlarını koruma garantisi verildi. Bu süre zarfında enflasyon farkı ödemesi yapılmayacak.

YÖNETİCİ MAAŞLARINDA ARTIŞ: MELCHIOR LENGSFELD’İN ÖDÜLÜ

Yeni maaş sisteminden en çok yararlananlar arasında Helvetas Genel Müdürü Melchior Lengsfeld de bulunuyor. Lengsfeld’in maaşı, yeni düzenleme ile %1,9 artarak yıllık 197.000 İsviçre frangına çıktı. Bu artış, 2021 yılında 179.000 frank olan maaşına kıyasla %10’luk bir artış sağladı.

GENEL ONAY VE MEMNUNİYETSİZLİK

Yeni ücret düzenlemesi, Helvetas çalışanlarının %91,4’ü tarafından onaylandı. Ancak, maaşlardaki bu dengesizlik, kuruluş içindeki adalet duygusunu zedeledi ve çalışanlar arasında büyük bir rahatsızlık yarattı. Helvetas yönetimi, değişikliklerin zorunlu olduğunu belirterek, mevcut iş piyasası koşullarına uyum sağlanması gerektiğini ifade etti.

Helvetas, bu süreçte çalışanlarına destek vermeye devam edeceklerini ve maaş sistemindeki olumsuz etkileri en aza indirmeyi hedeflediklerini duyurdu.

#Helvetas #İsviçreninSesi #ÇalışanHakları #MaaşAdaleti #İsviçre #schweiz #svizzera #suisse #switzerland #haber #isviçrehabet #isviçredenhaberler #isviçrehaberleri

Haberin Devamını Oku

Gündem

DEVLET DEMİRYOLU SBB ÇALIŞANLARI ARASINDA CİNSEL TACİZ SKANDALI! 1400 KİŞİ TACİZ MAĞDURU

yazar

Yayınlayan

on

By

Okuma Süresi: 5 dakika

İsviçre Federal Demiryolları (SBB) tarafından 2023 yılı sonunda gerçekleştirilen bir anket, kurum içindeki ciddi cinsel taciz ve ayrımcılık vakalarını gözler önüne serdi. Ankete katılan 35.000 SBB çalışanının %12’si ayrımcılıkla, %7’si mobbing ile ve %4’ü cinsel tacizle karşılaştıklarını belirtti. Bu veriler, yaklaşık 1400 çalışanın cinsel taciz mağduru olduğunu gösteriyor.

KADIN ÇALIŞANLAR DAHA FAZLA RİSK ALTINDA

Özellikle kadın çalışanlar, cinsel tacize daha fazla maruz kalıyor. Ankete katılan kadın çalışanların %12’si, cinsel tacize uğradığını belirtti. Bu da yaklaşık 800 kadının bu tür vakalarla karşılaştığını gösteriyor. İddialara göre, özellikle lokomotif kabinleri gibi dar ve izole alanlar, taciz olaylarının sıkça yaşandığı yerler arasında. Çalışanlar, bu alanlarda yalnız kalmanın ve dar mekanların suiistimal edildiğini ifade ediyorlar. Lokomotif kabinlerinde kadın çalışanların, özellikle de genç kadınların, fiziki tacize uğrama riski daha yüksek.

TACİZ OLAYLARI VE CİNSİYETÇİ TUTUMLAR GÜNLÜK YAŞAMIN PARÇASI OLDU

Kadın lokomotif personelini temsil eden Esther Weber, SBB’deki cinsiyetçi tutumların ve taciz vakalarının yaygın olduğunu belirtti. Weber, bazı kadın çalışanların bu durumu normal bir işyeri kültürü olarak gördüğünü ve kabullenmek zorunda hissettiğini dile getirdi. Weber’in aktardığına göre, bazı kadın çalışanlar, yaşadıkları cinsel taciz vakalarını işin “bir parçası” olarak nitelendiriyor.

Örnek olarak, bir kadın lokomotif sürücüsünün, bir erkek meslektaşı tarafından telefonla taciz edildiği anlatıldı. Kadın, lokomotifin başına geçmeye hazırlandığını söylediğinde, erkek meslektaşı “Şimdi kıvrımlı vücudunu görüyorum” şeklinde rahatsız edici bir yorumda bulundu.

SBB YÖNETİMİNDEN SESSİZLİK VE SORUŞTURMALAR

Anket sonuçlarına göre, sadece lokomotif kabinlerinde değil, aynı zamanda altyapı ve bakım alanlarında da yüksek oranlarda cinsel taciz vakaları yaşanıyor. Kadın çalışan oranının düşük olduğu bu alanlarda, cinsel taciz ve ayrımcılık riskinin daha da yüksek olduğu bildiriliyor.

SBB yönetimi, anketin detaylı sonuçlarını henüz kamuoyuna açıklamadı. SBB Yönetim Kurulu Başkanı Monika Ribar ve CEO Vincent Ducrot, konuyla ilgili herhangi bir açıklama yapmazken, SBB İnsan Kaynakları Müdürü Markus Jordi, cinsel taciz vakalarının SBB’nin davranış kurallarına tamamen aykırı olduğunu ve kurumun bu tür davranışlara karşı sıfır tolerans gösterdiğini belirtti. Jordi, vakaların titizlikle incelendiğini ve gerekli disiplin önlemlerinin alınacağını vurguladı.

İLERİYE DÖNÜK ADIMLAR VE SIFIR TOLERANS POLİTİKASI

SBB, kurum içindeki cinsel taciz ve ayrımcılık vakalarına karşı daha sıkı önlemler alacağını açıkladı. Şirket, çalışanlarına yönelik daha kapsamlı eğitimler ve bilinçlendirme kampanyaları düzenleyerek, işyerinde güvenli bir çalışma ortamı yaratmayı hedefliyor. SBB yönetimi, cinsel tacize maruz kalan çalışanların haklarını korumak için daha güçlü adımlar atacaklarını belirtti.

#İsviçre #İsviçreninSesi #SBB #CinselTaciz #Ayrımcılık #sexuelleübergriff #schweiz #suisse #svizzera #switzerland #tren #devletdemiryolu #kadın #cinsellik

Haberin Devamını Oku

Gündem

BASEL’DE BİR CAMİNİN ÖNÜNE DOMUZ BAŞI BIRAKILDI

yazar

Yayınlayan

on

By

Okuma Süresi: 4 Dakika

İsviçre’nin Basel kentinde, bir hafta önce meydana gelen olay şehirde geniş yankı uyandırdı. Arnavut Paqja Camii’nin önüne bırakılan domuz başı, Müslüman topluluğuna yönelik açık bir nefret ve provokasyon işareti olarak değerlendiriliyor.

Olayın Ayrıntıları ve Tepkiler

Basel Müslüman Komisyonu, 30 Ağustos 2024 sabahı yaşanan olayın detaylarını sosyal medya aracılığıyla duyurdu. Komisyon, camii önüne bırakılan domuz başını “şok edici bir nefret göstergesi” olarak nitelendirerek, “Bu eylem, hoşgörüsüzlük ve nefretin açık bir işareti olarak karşımıza çıkıyor” açıklamasında bulundu.

Komisyon, olayın sadece camiyi değil, Basel’deki tüm Müslüman topluluğunu hedef aldığını belirtti. İsviçre’nin özgürlük ve hoşgörü ilkeleriyle çelişen bu tür eylemlere yer olmaması gerektiği vurgulandı. Sosyal medyada büyük tepkilere yol açan paylaşım, yüzlerce kullanıcı tarafından paylaşıldı ve yorumlandı. Bir kullanıcı, “Bu eylemi yapanlar gerçekten hasta!” şeklinde yorum yaparken, bir diğeri “Bu tür davranışlar saygısızlık” dedi.

Yasal Süreç ve Önceki Olaylar

Basel Müslüman Komisyonu, olayla ilgili suç duyurusunda bulundu ve faillerin adalet önüne çıkarılmasını beklediklerini belirtti. Basel Savcılığı, konuyla ilgili henüz bir açıklama yapmadı.

Daha önce Almanya’nın Mönchengladbach kentinde benzer bir olay yaşanmıştı. 2022 yılında bir caminin önüne bırakılan domuz başı nedeniyle faile cezai işlemler uygulanmıştı.


#BaselDomuzBaşı #NefretSuçları #İslamofobi #İsviçreHoşgörü #schweinekopfbaselmoschee #baslermuslimkommission #bkmbasel #basel #isviçre #schweiz #suisse #svizzera #switzerland #haber #sondakika

Haberin Devamını Oku
Reklam

Trendler