Sosyal Medya

Sağlık

Genç Kızlarda Erken Yaşlanma Korkusu ve Tehlikeli Güzellik Standartları

yazar

Yayınlayan

on

Genç kızların yaşlanma korkusu, estetik ameliyat ve yaşlanma karşıtı kremlerle tetikleniyor. 10 bin genç kızın katıldığı bir ankete göre, her üç genç kızdan biri, henüz ergenlik döneminde olmalarına rağmen yaşlanmayı önlemek adına estetik müdahale düşünüyor. Bu endişe, genç kızların güzellik standartlarına olan baskı altında hissetmelerine ve sosyal medya üzerinden maruz kaldıkları “mükemmel” imajın etkisine bağlanıyor.

Ankete katılan genç kızların yüzde 50’si, yaş aldıkça görünüşlerinden endişe duyacaklarına inanıyor. Dermatologlar, genç yaşlarda cilt bakımına yönlendirilen bu baskının, çocukların gerçekçi olmayan güzellik anlayışları ve toplumsal baskılarla mücadele etmesine neden olduğuna dikkat çekiyor.

Araştırma, şaşırtıcı bir şekilde, 10 yaşındaki çocukların bile yaşlanma karşıtı ürünleri kullanmaya başladığını ortaya koyuyor. Uzmanlara göre, çocuklar, yaşlarına uygun olmayan karmaşık cilt bakım ürünlerine yönlendiriliyor ve bu durum ciltlerinde olumsuz etkilere neden olabiliyor.

İngiliz Kozmetik Dermatoloji Grubu’ndan Dr. Emma Wedgeworth, genç kızların erken yaşlarda yaşlanma karşıtı ürünleri kullanmalarının gereksiz olduğunu vurgulayarak, basit ve hafif cilt bakımının tercih edilmesi gerektiğini belirtiyor. Psikolog ve beden imajı uzmanı Profesör Phillippa Diedrichs ise genç kızların yaşlanma karşıtı ürün kullanımı baskısının, sadece cilt sağlıkları değil, aynı zamanda zihinsel sağlıkları üzerinde de olumsuz etkiler bırakabileceğine dikkat çekiyor. “Bu durum, vücut güveni ve özgüvenleri üzerinde uzun vadeli zararlar bırakabilir” diyor.

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sağlık

KARIN YAĞLARI VE KRONİK AĞRILAR: ÖZELLİKLE KADINLAR RİSK ALTINDA

yazar

Yayınlayan

on

By

Tasmania Üniversitesi Menzies Tıp Araştırma Enstitüsü’nün yaptığı yeni bir araştırma, karın bölgesindeki aşırı yağ birikimlerinin yaygın kronik ağrılarla ilişkilendirildiğini ortaya koydu. Çalışma, bu sorunun özellikle kadınları etkilediğini belirtiyor. Araştırma sonuçları, karın yağlarının azaltılmasının, vücut hareketleri sırasında yaşanan ağrıların hafifletilmesine yardımcı olabileceğini gösteriyor; bu etki özellikle vücudun birçok bölgesinde ağrı yaşayanlar için geçerli olabilir.

Araştırmanın Detayları ve Bulgular

Çalışmada, UK Biobank’tan 32.409 katılımcının verileri incelendi. Katılımcılar, ortalama 55 yaşında olup, anketleri doldurdu ve karın bölgesindeki yağ miktarını belirlemek için MRT taramalarına tabi tutuldu. Ayrıca, boyun, sırt veya kalça gibi bölgelerde üç aydan uzun süren ağrılar yaşayıp yaşamadıkları da değerlendirildi.

Sonuçlar, kadınlarda, organ çevresindeki ve deri altındaki yağ birikimlerinin artmasıyla birlikte kronik ağrı riskinin iki katına çıktığını gösterdi. Erkeklerde ise bu oran daha düşüktü. Bu farkın, yağ dokusunun dağılımı ve hormonal farklılıklarla ilgili olduğu ifade ediliyor.

Çalışmanın detayları “Regional Anesthesia & Pain Medicine” dergisinde yayımlandı.

#Bauchfett #KronikAğrılar #KadınSağlığı #TıpAraştırmaları #Tasmania #UKBiobank #YağBirikenleri #SağlıkAraştırması #RegionalAnesthesia #AğrıYönetimi #HormonalFarklılıklar

Haberin Devamını Oku

Sağlık

Küçük Çocuklar Aşırı Şekerli ve Sağlıksız Besleniyor

yazar

Yayınlayan

on

By

Okuma Süresi: 2 Dakika

Karlsruhe’den gelen endişe verici bir rapor, beş yaşına kadar olan çocukların önerilen miktarın iki katından fazla sağlıksız gıda tükettiğini ortaya koyuyor. Max Rubner Enstitüsü tarafından yapılan değerlendirmeye göre, bu yaş grubundaki çocuklar sebze gibi sağlıklı gıdaları ise yeterince tüketmiyor. Ayrıntılar, “Frontiers in Nutrition” dergisinde yayımlandı.

Şekerli Gıdalar ve Gazlı İçecekler: Gizli Tehlike

Bir yaşından beş yaşına kadar olan çocukların günlük enerji alımının yüzde 25 ila 36’sı, market raflarında sıkça bulunan şekerli gıdalar ve gazlı içeceklerden geliyor. Bu oran, önerilen maksimum yüzde 10’un oldukça üzerinde. Ayrıca, çocukların yarısından fazlası önerilen et tüketimini aşıyor.

Sebze Tüketimi ve Beslenme Eksiklikleri

890 çocuk üzerinde yapılan araştırmaya göre, sebze tüketimi düşük seviyede. Anaokulu çocukları küçük çocuklara göre daha fazla sağlıksız gıda tüketirken, erkek çocukların beslenmesi kız çocuklara kıyasla daha sağlıksız. Sağlıksız beslenme alışkanlıklarının iki yaşından itibaren başladığı belirtiliyor.

Vitamin ve Mineral Eksiklikleri

Çocukların enerji ve besin maddesi alımları genel olarak tavsiye edilen seviyelere yakın görünse de, vitamin D ve iyot alımının yetersiz olduğu tespit edildi. Ayrıca, küçük çocuklarda demir, anaokulu çağındaki çocuklarda ise kalsiyum alımı yetersiz.

#ÇocukBeslenmesi #SağlıksızGıda #VitaminEksikliği #ÇocukSağlığı #BeslenmeAlışkanlıkları #cocuk #bebek #aıle #beslenme #saglık #almanya #karsruhe #isviçre

Haberin Devamını Oku

Dünya

Terden Enerji Alan Akıllı E-Yara Bandı: Sağlık Takibinde Yeni Bir Dönem

yazar

Yayınlayan

on

By

Bilim insanları teri enerji kaynağı olarak kullanıyor ve analiz ediyor.

Haber Cemil Baysal– University of California, San Diego’daki mühendisler, bir yara bandına benzeyen ve benzer bir kullanım rahatlığı sunan parmağa takılabilir bir elektronik cihaz geliştirdi. Bu cihazın sağlık parametrelerinin sürekli izlenmesini devrim niteliğinde değiştirebileceği belirtiliyor. Cihaz, kan şekeri seviyeleri ve diğer önemli sağlık göstergelerini analiz etmek için teri kullanıyor ve harici bir güç kaynağına ihtiyaç duymuyor. Cihaz, enerjisini terden sağlıyor.

Uyku Sırasında Üretilen Terden Enerji

Parmak uçları, vücuttaki en üretken ter üreten bölgelerden biridir, zira her biri binin üzerinde ter bezine sahiptir. Bu bölgeler, çoğu vücut bölgesine göre 100 ila 1.000 kat daha fazla ter üretebilir, hatta dinlenme durumunda bile. Bu sürekli ter akışı – herhangi bir uyarıcı ya da fiziksel aktivite olmaksızın – cihazın inaktivite ya da uyku sırasında bile enerji sağlayabileceği güvenilir bir kaynak sunar.

Cihaz, ince, esnek ve gerilebilir bir polimer malzeme üzerine basılmış çeşitli elektronik bileşenlerden oluşur. Tasarımı sayesinde parmağa uyum sağlar ve tekrar tekrar bükülmeye, gerilmeye ve hareket etmeye karşı dayanıklıdır. Enerji, cihazın parmak ucuna temas ettiği yere yerleştirilen biyoyakıt hücreleri tarafından sağlanır. Bu hücreler, terde bulunan laktik asidi oksitleyen bir enzim içerir ve bu süreçle elektrik üretir.

Bluetooth ile Veri Aktarımı

Üretilen enerji, gümüş klorür-çinko pillerde depolanır ve cihazın dört adet sensörünü besler. Bu sensörler, her biri belirli bir biyomarkeri izler: glukoz, C vitamini, laktat ve Parkinson hastalığının tedavisinde kullanılan Levodopa. Gelecekte, farklı izleme görevleri için başka sensörlerin de eklenmesi planlanıyor.

Küçük bir çip, sensörlerden gelen sinyalleri işler ve verileri Bluetooth Low Energy üzerinden özel olarak geliştirilmiş bir akıllı telefon veya dizüstü bilgisayar uygulamasına kablosuz olarak iletir. Yapılan bir testte, bir denek cihazı bir gün boyunca taktı; yemekler sırasında glukoz seviyesini, masa başı çalışma ve spor sırasında laktat seviyesini, portakal suyu içerken C vitamini seviyesini ve Favabohne, bu maddenin doğal bir kaynağı olan bir fasulye türü yedikten sonra Levodopa seviyesini ölçtü.

Cihaz gelecekte, diyabet hastalarının tedavisini kolaylaştırmak için de kullanılabilir. Bunun için, cihaz kan şekeri seviyesi bozulduğunda aktif hale gelen bir insülin pompasıyla birleştirilebilir. Daha sonra elektronik yara bandı, insülin miktarının yeterli olup olmadığını veya ek doz gerekip gerekmediğini doğrudan kontrol edebilir.

#BilimveTeknoloji #SağlıkTakibi #AkıllıCihazlar #EnerjiDönüşümü #GiyilebilirTeknoloji #TerAnalizi #ElektronikYaraBandı #SağlıkDevrimi #DiyabetYönetimi #UCSD

Haberin Devamını Oku
Reklam

Trendler