Gündem
FACİANIN SORUMLULUĞU KİMDE? TURİZM BAKANI BOLU BELEDİYESİ’Nİ, BELEDİYE BAŞKANI BAKANLIĞI SUÇLUYOR

Haber: Hilmi Hacaloğlu | Okuma süresi: 5 dakika
Bolu’nun Kartalkaya ilçesinde meydana gelen ve 79 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan otel yangını, hem iktidar hem de muhalefet arasında sorumluluk tartışmalarını gündeme getirdi. Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, yangının gerçekleştiği Grand Kartal Oteli’ne Bolu Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü tarafından yangın güvenliği belgesi verildiğini savunurken, Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, sorumluluğun yalnızca Turizm Bakanlığı’na ait olduğunu iddia etti.
Yangının Ardındaki Sorumluluk: Kim Ne Söyledi?
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, yangının yaşandığı otelin yangın güvenliği belgelerinin Bolu Belediyesi tarafından verildiğini öne sürerek, yangının olmasında belediyenin ihmali olduğunu belirtti. Ancak, Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, bu açıklamalara karşı çıkarak, “Bu bölge bir turizm alanıdır ve burada yetkili olan Turizm Bakanlığı’dır. Bizim 2007’den sonra verdiğimiz herhangi bir olumlu rapor yok. 2021 ve 2024 yıllarında bakanlık denetimi yapıldı” dedi.
Yangın Denetimleri: Bolu Belediyesi ve İtfaiye Müdürlüğü’nün Raporları
VOA Türkçe’nin elde ettiği bilgilere göre, 12 Aralık 2024 tarihinde Grand Kartal Otel’i, yangın güvenliği denetimi için başvuruda bulundu. Bolu Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü, yapılan denetimde otelin tahliye çıkışları, acil aydınlatma, ışıklı yönlendirme levhaları, tahliye planları ve duman kontrol sistemlerinin yetersiz olduğunu tespit etti. Ayrıca, yangın algılama sisteminin de faal olmadığı belirlendi. Bu rapor sonrasında otel, yangın güvenliği belgesini iptal ederek başvurusunu geri çekti.
Bolu Belediye Başkan Yardımcısı Sedat Gülener, otel sahibine yazdığı resmi yazı ile başvurunun iptal edildiğini bildirdi. Ancak, Bolu Belediyesi’nin aynı otelin ek binasında açılan bir kafeyi denetlediği de ortaya çıktı. Bu denetimde, 70 metrekarelik kapalı alanın yangın güvenliği yönetmeliğine uygun olduğu belirtildi.
Eski Bakan Bahattin Yücel: “Sorumluluk Turizm Bakanlığı’na Ait”
Eski Turizm Bakanı Bahattin Yücel, yangının sorumlusunun Kültür ve Turizm Bakanlığı olduğunu belirtti. Yücel, “Yangına neden olan eksiklikler yangın merdivenleri, dedektörler, söndürme teşkilatları, tahliye kapıları ve duman dedektörleri gibi unsurlardır. Bu eksiklikler nedeniyle 79 insan hayatını kaybetti. Otel, belediyeye başvurarak yangına karşı önlem alındığına dair rapor istemişti. Ancak rapor eksikliklerle doluydu ve otel başvuruyu geri çekti. Bakanlık, özel bir şirkete sertifika vererek denetimi devretti. Bu durumda bakanlık sorumludur” dedi.
Yücel, ayrıca Kartalkaya bölgesinde bir sağlık ve itfaiye istasyonunun olmamasını da eleştirerek, bu eksikliğin büyük bir sorumluluk ihmali olduğunu vurguladı.
Yangın Denetimleri ve Periyodik Bakımlar
Türkiye’nin birçok kurumunun denetim ve periyodik bakımlar konusunda aksaklıklar yaşadığını belirten TMMOB Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Ezgi Kılıç, yangın güvenliği sistemlerinin sadece kurulmasının yeterli olmadığını, bu sistemlerin periyodik olarak bakımdan geçmesi gerektiğini söyledi. Kılıç, “Yangının mutfaktan çıktığı anlaşılıyor. Bacaların temizliği yapıldı mı? Ölçüleri uygun mu? Denetimleri yapıldı mı? Bunlar belirsiz. Türkiye’de yangın güvenliği tedbirlerinin sürekliliği için kapsamlı bir denetim mekanizması kurulmalıdır” dedi.
Elektrik Mühendisleri Odası’ndan Açıklama
Elektrik Mühendisleri Odası (EMO), yangın güvenliği için alınan önlemlerin yeterli olmadığını belirterek, binalarda yangın güvenliği sistemlerinin periyodik bakımının zorunlu hale getirilmesi gerektiğini vurguladı. EMO’nun açıklamasında, “Elektrik tesisatının uzman mühendisler tarafından projelendirilmesi ve düzenli olarak bakımının yapılması gereklidir. Ayrıca, binaların yangından korunması için uzman mühendis bulundurulması zorunlu olmalıdır” denildi.
Sonuç ve Kamuoyu Tepkileri
Kartalkaya’daki yangın, Türkiye’nin yangın güvenliği ve denetim sistemlerinin eksikliklerini bir kez daha gözler önüne serdi. Bağımsız kurumlar yangınla ilgili raporlarını hazırlarken, bu tür olayların tekrar yaşanmaması için yasal düzenlemelerin acilen yapılması gerektiği ifade ediliyor.
Avrupa
İneklerde Görülen Lumpy Skin Hastalığı İtalya’nın Kuzeyine Yayılıyor

Knötchen-Dermatitis (Lumpy Skin Disease) İtalya’da Kuzeye Yayıldı
İlk vaka 21 Haziran’da Sardinya’da doğrulandı; virüs şimdi Padan Ovası’na ulaştı ve Güney Tirol sınırına dayandı.
Salgının son durumu
İtalya, yalnızca geviş getiren hayvanları etkileyen ancak insanlar için risk oluşturmayan yüksek derecede bulaşıcı Knötchen-Dermatitis (LSD) vakalarını resmi olarak doğruladı. Sardinya’daki ilk olaydan yalnızca iki hafta sonra Po Ovası’nda da pozitif sürüler bildirildi; bu durum hastalığı Güney Tirol’ün kapısına kadar taşıyor.
Kronoloji: Sardinya’dan Padan Ovası’na
- 21 Haziran 2025 – Orani (Nuoro, Sardinya) yakınlarındaki bir sığır işletmesinde ilk laboratuvar onayı.
- 25 Haziran – Birleşik Krallık, İtalya menşeli canlı büyükbaş ve işlenmemiş süt ürünleri ithalatını derhâl askıya aldı.
- 30 Haziran – Avustralya, İtalya’yı “LSD-free” listesinden çıkardı ve tüm bovin ürünlerinde ek kısıtlamalara gitti.
- 1 Temmuz – Piemonte ve Lombardiya’da yeni odaklar; Mantova çevresinde gözetim bölgeleri oluşturuldu.
Hastalık nasıl bulaşıyor?
LSD, başta sivrisinekler, karasinekler, keneler ve Culicoides türü sokucu tatarcıklar olmak üzere kan emici vektörlerle taşınır; hayvanlar arası direkt temas da mümkündür. İnsanlara bulaşmaz.
Klinik belirtiler
Kuluçka süresi 2-4 haftadır. Ateş, göz-burun akıntısı, lenf düğümlerinde şişme ve süt veriminde düşüşe ek olarak, hastalığa adını veren 0,5-5 cm çaplı nekrotik deri nodülleri görülür. Ölüm oranı %1-5 ile sınırlı olsa da verim kaybı ve tedavi masrafları çiftlik ekonomisini sarsar.
Ekonomik etkiler
Avrupa Komisyonu verilerine göre LSD salgınları süt veriminde %30’a varan düşüşe, hayvan başına ortalama 2 400 ABD$ doğrudan zarara yol açabiliyor. İtalya’nın LSD-siz ülke statüsünü kaybetmesiyle canlı hayvan ve tohumluk materyal ihracatı tümüyle durduruldu.
Hukuki çerçeve ve zorunlu önlemler
AB Delegasyon Tüzüğü 2020/687, LSD’yi Kategori A hastalıklar listesine dâhil ediyor; bu da 20 km koruma, 50 km gözetim kuşağı, zorunlu kesim (keuling) ve sıkı hayvan hareketi kısıtlamaları anlamına geliyor.
İtalya’nın acil müdahalesi
Sardinya Bölgesi yetkilileri, laboratuvar teyidini beklemeden karantina ve vektör mücadelesine başladı. Roma Belediye Meclis Üyesi Armando Bartolazzi, “Hızlı ve kararlı hareket şart” diyerek sektör temsilcilerini önlemlere uymaya çağırdı.
Güney Tirol’de temkinli bekleyiş
Güney Tirol Tarım Bakanı Luis Walcher, bölgenin şimdilik hastalıktan arınmış olduğunu vurguladı ancak “Diğer İtalyan illerinden hayvan alımı mümkünse ertelenmeli” uyarısında bulundu. Her şüpheli durumda veteriner servisine bildirim zorunlu.
Uluslararası tepki zinciri
Birleşik Krallık, Avustralya ve diğer bazı ithalatçı ülkeler İtalya kaynaklı canlı sığır, çiğ süt ve işlenmemiş deri ürünleri için yasağa gitti; yalnızca ısı işlemli ürünler muaf tutuluyor.
Çiftçilere ve ihracatçılara öneriler
- Vektör kontrolü: Durgun su birikintilerinin yok edilmesi, sineklik ve insektisit kullanımı.
- Biyogüvenlik: Yeni gelen hayvanları en az 30 gün ayrı tutun; araç ve ekipmanları dezenfekte edin.
- Erken bildirim: Ateş, düzensiz süt verimi veya deri nodülleri görülen hayvanlar derhâl resmî veteriner hekime bildirilmeli.
- Ticari planlama: İthalat-ihracat yapan işletmeler alternatif pazar ve tedarik zinciri senaryolarını hazır tutmalı.
Sonuç
Sardinya’dan başlayan Knötchen-Dermatitis, kısa sürede İtalya ana karasına ve Avrupa’nın ticari sığır koridorlarına yayıldı. AB mevzuatı gereği sıkı karantina ve keuling uygulamaları devrede; ancak vektör baskısının yoğun olduğu yaz aylarında hastalığın kuzeye, hatta komşu ülkelere atlaması ihtimali göz ardı edilemez. İtalya’daki üreticiler, Güney Tirol sınırındaki yetiştiriciler ve uluslararası ticaret aktörleri için önümüzdeki haftalar kritik olacak.

Gündem
SAĞLIK ALARMI: UCUZ PARMAK ARASI TERLİKLERDE 420 KAT ZEHİRLİ MADDE TESPİT EDİLDİ

Yazın rahatlığıyla sıkça tercih edilen ucuz parmak arası terlikler (Flip-Flops) ciddi bir sağlık riski taşıyor. Avusturya merkezli çevre örgütü Global 2000 ve Oberösterreich İşçi Odası tarafından yapılan bir araştırmada, piyasadaki 19 modelden 8’inde insan sağlığı için son derece tehlikeli kimyasallar bulundu. Üstelik iki model, Avrupa Birliği’nin yasal sınırlarını defalarca aşarak aslında satışa sunulmaması gereken ürünler arasında yer aldı.
KANSER, KISIRLIK, HORMON BOZUKLUĞU RİSKİ
Tespit edilen kimyasallar arasında SVHC (özellikle zararlı kimyasallar) maddeleri yer aldı. Bunlar; kansere neden olabilecek, hormon sistemini bozabilecek, doğurganlığı etkileyebilecek ve genetik yapıyı değiştirebilecek toksik özelliklere sahip.
Test edilen 11 üründe bu zararlı maddelere rastlanmazken, 8 modelde kurşun izlerine rastlandı. Kurşun, düşük dozlarda bile vücutta birikerek uzun vadede kronik zehirlenmelere yol açabiliyor.
REKOR DÜZEYDE KİMYASAL: 420 KAT FAZLA
En tehlikeli model, Çin menşeli bir online satıcı tarafından satılan ucuz bir flip-flop oldu. Bu üründe, yasaların izin verdiği miktarın tam 420 katı kadar hormon bozucu ve üreme sistemine zarar veren yumuşatıcı tespit edildi. Bu kimyasallar cilt yoluyla vücuda geçebiliyor, ev tozuna karışarak solunum yoluyla da alınabiliyor. Hatta bu maddelere çocukların idrarında bile yüksek oranlarda rastlandığı bildiriliyor.
EN PAHALI ÜRÜN DE GÜVENLİ DEĞİL
Testin en pahalı ürünü olan ve bir Alman moda mağazasında satılan 119,99 Euro’luk sandalet de sınıfta kaldı. Bu üründe, kurşunun yanı sıra deri alerjilerine ve cilt tahrişine neden olabilen Chrom VI maddesi, yasal sınırın üç katı oranında tespit edildi.
AZI BİLE ZEHİR
Uzmanlar, bu kimyasalların bazılarının güvenli bir eşik değerinin olmadığını vurguluyor. Yani çok az miktarda bile alınsa, bu maddeler vücutta birikerek uzun vadede kanser, doğurganlık sorunları ve hormon bozukluklarına yol açabiliyor.
UZMANLARDAN TÜKETİCİLERE UYARILAR
Global 2000, tüketicilere şu uyarılarda bulunuyor:
🔹 Ucuz ve plastik ağırlıklı ürünlerden uzak durun.
🔹 Aşırı kokan ürünleri satın almayın. Yoğun kimyasal kokular genellikle tehlikeli madde varlığına işaret eder.
🔹 “Scan4Chem” adlı uygulamayla ürünleri tarayarak üreticilere SVHC içerip içermediğini sorun.
Global 2000 yetkilisi Dominik Linhard, “Bu uygulamayı kullanarak tüketici baskısını artırabilir ve firmaları daha güvenli ürünler üretmeye zorlayabiliriz,” diyor.







Avrupa
AB İLE YENİ DÖNEM: İSVİÇRE-AB ANLAŞMASININ EN TARTIŞMALI 6 MADDESİ

“Teslimiyet anlaşması mı, istikrar paketi mi?”
✍️ Cemil Baysal
İsviçre ile Avrupa Birliği arasında 1889 sayfadan oluşan yeni anlaşma paketi siyasetin gündemine oturdu. Federal Hükümet (Bundesrat), bu kapsamlı belgeleri 13 Haziran 2025’te halkın ve siyasi kurumların görüşüne sundu. Peki, İsviçre halkı ve siyasi aktörleri en çok hangi başlıklarda ayrışıyor?
🔹 1. Dinamik AB Hukuku Uygulaması
Anlaşmanın en kritik maddesi, İsviçre’nin bazı alanlarda AB hukukunu otomatik olarak devralmasını öngörüyor. İsviçre karşı çıkarsa devreye anlaşmazlık çözüm mekanizması giriyor.
🔹 2. Anlaşmazlık Çözüm Mekanizması
Taraflar arasında doğabilecek anlaşmazlıklar için çok kademeli bir süreç öngörülüyor. Sorun önce karma komitede görüşülecek, çözülemezse tarafsız bir hakem heyeti devreye girecek. Gerekirse Avrupa Adalet Divanı da yorum sağlayacak. İsviçre kararı tanımazsa AB, yaptırımlar (dengeleyici önlemler) uygulayabilecek.
🔹 3. AB Vatandaşlık Yönergesi ve Serbest Dolaşım
Anlaşma, aile birleşimi ve sosyal yardımlar gibi konularda tüm AB vatandaşlarına daha geniş haklar tanıyor. Ancak İsviçre, sadece çalışan bireylerle sınırlı özel bir uygulama talep etti. Muhalifler, bu istisnaların yeterli olmadığını savunuyor.
🔹 4. Ücret Koruma Önlemleri
İsviçre’nin AB’ye göre yüksek olan ücret seviyesinin korunması için 14 maddelik bir koruma paketi hazırlandı. Bu önlemlerle sendikaların desteği kazanılmaya çalışılıyor.
🔹 5. Göçte Koruma Maddesi (Schutzklausel)
Yoğun göçün ekonomik ve sosyal krizlere neden olması halinde İsviçre’nin geçici önlemler almasına izin veren bir madde yer alıyor. Bu durumda da son karar karma komite ve hakem heyetinde olacak.
🔹 6. Siyasi Süreç ve Son Söz
Üç ay sürecek halk danışma (vernehmlassung) süreci başladı. Tüm partiler, dernekler, kantonlar ve vatandaşlar görüş bildirebilecek. Son kararı ise Parlamento ve ardından halk verecek.
📌 Sonuç olarak: Anlaşma İsviçre’de halk oylamasına gidecek. Ancak içeriğindeki birçok madde hâlâ yoğun tartışma yaratıyor.


-
E-Dergi1 yıl önce
İsviçre’nin Sesi Şubat 2024
-
Ekonomi1 yıl önce
İsviçre’de Maaş Dengesi: Ortalama bir Kişinin Maaşı 6788 CHF
-
İsviçre1 yıl önce
Dünyanın En İyi Sağlık Kurumları: İlk 250 Hastane Sıralamasında İsviçre’den 10 Hastane
-
Yaşam1 yıl önce
Kıskanç Kaynana Belirtileri: Gözden Kaçırmamanız Gereken 10 İşaret
-
Gündem8 ay önce
ERDOĞAN KARŞITI PAYLAŞIMLARI SIĞINMA BAŞVURUSUNDA HAKLI GEREKÇE OLARAK GÖRÜLMEDİ
-
Dünya8 ay önce
META’NIN COVİD-19 AŞILARIYLA İLGİLİ YANILTICI BİLGİ KARARI: İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KISITLIYOR MU?
-
Gündem7 ay önce
TELEGRAM’DA ŞOK EDEN GRUPLAR: TECAVÜZ AĞLARI VE K.O. DAMLALARI
-
Gündem8 ay önce
TÜRKİYE’DEN GELEN SIĞINMA BAŞVURULARINA GETİRİLEN SERT UYGULAMALARA TEPKİ