Sosyal Medya

Gündem

AZERBAYCAN’DAN SERT MEKTUP: DAĞLIK KARABAĞ BARIŞ FORUMU ÇAĞRISI TARTIŞMA YARATTI

yazar

Yayınlayan

on

İsviçre Ulusal Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu’nun (APK-N) Dağlık Karabağ sorunu için bir barış forumu düzenleme önerisi, Azerbaycan cephesinde gerilimi artırdı. İsviçreli parlamenterlerin sunduğu bu girişim, Azerbaycanlı milletvekili Rizvan Nabiyev’in komisyona sert bir mektup göndermesine neden oldu. Nabiyev, forumun “barış sürecine zarar verebileceğini” iddia ederek önerinin geri çekilmesini talep etti. Mektup, İsviçre Federal Parlamento üyeleri arasında tepkiyle karşılandı ve Azerbaycan’ın İsviçre siyasetini etkileme girişimi olarak değerlendirildi.

Barış Forumu Çağrısının Detayları ve Tepkiler

İsviçre Ulusal Meclisi’nin Dış İlişkiler Komisyonu, Dağlık Karabağ’da kalıcı barışın sağlanabilmesi amacıyla uluslararası bir barış forumu düzenlenmesi için bir öneri sundu. Bu forumun, Dağlık Karabağ’da yaşayan Ermenilerin güvenli ve kolektif bir şekilde bölgeye geri dönüşü ve Azerbaycan ile Ermenistan arasında barışçıl bir çözüm sağlanması için önemli bir platform oluşturması hedefleniyor. Teklifin, Aralık ayında İsviçre parlamentosunda tartışılması bekleniyor.

Ancak, bu girişim Azerbaycanlı yetkililerin tepkisini çekti. Azerbaycan Parlamento Üyesi ve Azerbaycan-İsviçre Parlamenterler Grubu Başkanı Rizvan Nabiyev, İsviçre Ulusal Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu üyelerine bir mektup göndererek, öneriyi geri çekmeleri gerektiğini savundu. Nabiyev, “Bu tür bir hareket barış sürecini baltalayabilir ve ikili ilişkilere geri dönülmez zararlar verebilir.” dedi.

İsviçreli Milletvekillerinden Sert Yanıt: “Bu Alt Düzey Bir Müdahale”

İsviçreli siyasetçiler, Azerbaycan’ın bu girişiminden etkilenmeyeceklerini ve kararlarında bağımsız olduklarını belirttiler. Evangelik Halk Partisi (EVP) milletvekili Nik Gugger, “Bu alt düzey bir müdahale ve tam anlamıyla kaba bir girişim,” ifadelerini kullanarak, Azerbaycan’ın İsviçre meclisini baskı altına alma çabalarını kınadı. Gugger ayrıca, İsviçre’nin bağımsız bir parlamentoya sahip olduğunu ve yabancı bir ülkenin bu türden baskılarının kabul edilemez olduğunu belirtti. Gugger, İsviçre’nin Baku’da yapılacak olan İklim Konferansı’nda konunun Federal Konsey tarafından gündeme getirilmesi gerektiğini de vurguladı.

Eğitim ve Dayanışma Birliği’nden (EDU) milletvekili Erich Vontobel, İsviçre Parlamentosu’nun bağımsız kararlar alması gerektiğini ve Karabağ Ermenilerinin topraklarına geri dönme hakkını savunmanın önemli olduğunu ifade etti. Vontobel, “Gerçek bir barış süreci başlatmak istiyoruz, bu forum Dağlık Karabağ’da kalıcı istikrar için önemli bir adım olabilir,” diyerek, öneriye tam destek verdi.

Yeşiller Partisi’nden Nicolas Walder de Azerbaycan’ın bu girişimini “şaşırtıcı bir diplomatik baskı” olarak nitelendirdi. Walder, “Bağımsız bir ülkenin parlamenterlerine bu tür bir baskı uygulanması kabul edilemez. Azerbaycan’ın bu üslubu diplomatik nezaketten uzak,” dedi.

Azerbaycan’ın Bern Büyükelçiliği’nden Savunma: “Demokratik Bir Tepki”

Azerbaycan’ın Bern Büyükelçiliği ise konuyla ilgili yaptığı açıklamada, Nabiyev’in İsviçreli milletvekillerine yönelik mektubunun demokratik bir tepki olduğunu savundu. Büyükelçilik, “Azerbaycanlı bir parlamenterin, İsviçre’deki parlamenterlere hitap etmesi ve konuya ilişkin görüşlerini belirtmesi, demokratik bir hak olarak değerlendirilmelidir,” ifadelerini kullandı. Nabiyev’in bu mektubu, Azerbaycan’ın İsviçre ile yürüttüğü ikili ilişkileri geliştirme çabasının bir parçası olarak savunuldu.

İklim Konferansı’nda Gündeme Gelebilir mi?

Azerbaycan’ın bu sert tepkisi, İsviçre’nin önümüzdeki hafta Baku’da yapılacak olan İklim Konferansı’nda konuyu gündeme taşıyıp taşımayacağı sorusunu gündeme getirdi. İsviçre Dışişleri Bakanlığı, konunun Baku’daki İklim Konferansı sırasında tartışılıp tartışılmayacağına dair resmi bir açıklama yapmazken, bu duruma ilişkin herhangi bir yanıt verme yetkisinin komisyona ait olduğunu belirtti.

Bu olay, İsviçre’nin bağımsız siyaset yapma hakkı ile Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ sorunu üzerindeki hassasiyetlerini bir kez daha karşı karşıya getirmiş durumda. Gelişmeler, İsviçre ve Azerbaycan arasında ilerleyen günlerde diplomatik açıdan yeni tartışmalara yol açabilir.


#KarabağBarışForumu #İsviçreParlamentosu #DağlıkKarabağ #Azerbaycan

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

SURİYELİ MÜLTECİ, TÜRKKİYE VATANDAŞLIĞINI GİZLEYEREK 200 BİN AVROYA YAKIN SOSYAL YARDIM ALDI

yazar

Yayınlayan

on

By

Söz konusu, 13 Ağustos 2014 ile 22 Ocak 2024 tarihleri arasında bir Suriyeli mültecinin, Avusturya’dan usulsüz olarak elde ettiği 197.340 Euro tutarındaki önemli bir meblağ. Peki, bu kişi gerçekten Türk mü? Yoksa her ikisi de mi? Her halükarda, 62 yaşındaki sanık, Eisenstadt Bölge Mahkemesi’ndeki duruşmasında Kürtçe bilen bir tercümanın yardımına başvurdu.


Burgenland, Avusturya – Bir Suriyeli mültecinin, sahip olduğu Türk vatandaşlığını gizleyerek, Avusturya’dan yaklaşık 200.000 Euro tutarında haksız sosyal yardım aldığı iddia ediliyor. 62 yaşındaki mülteci, 2014 yılından itibaren Avusturya’dan düzenli olarak yardımlar alırken, Türk vatandaşlığını açıklamayı bilerek sakladı. Şimdi, yasal makamlar, yıllarca aldığı yardımların ve yapılan işlemlerin hukuki durumunu araştırıyor.

Olayın Başlangıcı: Haksız Yardım İddiası

Söz konusu olay, 2013 yılında Suriye’den kaçan ve Avrupa’ya sığınan 62 yaşındaki mülteci ile başladı. Mülteci, Avusturya’ya geldiği sırada sadece Suriyeli olduğunu bildirdi ve bu açıklama üzerinden kendisine, 13 Ağustos 2014 ile 22 Ocak 2024 arasında toplamda 197.340 Euro tutarında sosyal yardım ödemesi yapıldı. Ancak, mültecinin 2010 yılından beri Türk vatandaşlığına sahip olduğu, başvuruda bu durumu açıklamayı tercih etmediği ortaya çıktı. Bu durum, ödemelerin yasal olup olmadığı konusunda ciddi bir soru işareti oluşturdu.

“Sadece Suriyeliyim, Başka Bir Şey Sormadılar”

Mahkemede, mülteci, başvurusu sırasında sadece Suriyeli olduğunu belirttiğini ve bu konuda kendisinden başka bir bilgi talep edilmediğini ifade etti: “Suriyeli olduğumu söyledim, ve başka bir şey sormadılar.” Mülteci, başlangıçta yaşadığı bu deneyimi, kendi lehine yorumladı ve yasal süreçte eksik bilgi verdiği yönündeki eleştirileri reddetti. Ancak, gerçekler ortaya çıktığında, söz konusu bilgilerin saklanması, mültecinin yalnızca maddi kazanç sağlamayı amaçladığı izlenimini yarattı.

Sosyal Yardımın Başlangıcı ve Süreç

Mülteci, Avusturya’ya geldikten sonra Burgenland’a yerleşti ve burada kendisi ve ailesi için sosyal yardım başvurusunda bulundu. Yardımlar, her ay 1630 Euro olarak ödenmeye devam etti. Mülteci, başvurusunda Suriyeli olduğunu belirttikten sonra, bu yardım ödemelerinin sekiz yıl boyunca aralıksız olarak süregeldiği belirtiliyor. Ancak, bu ödemelerin arkasında yasal bir engel bulunup bulunmadığı, şimdi yargı tarafından değerlendirilmeye alındı.

Türk Vatandaşlığını Sonradan Açıkladı

2017 yılında, mültecinin Türkiye’ye annesini ziyaret etmek amacıyla seyahat etmeyi planladığı ortaya çıktı. Ancak, Türk Konsolosluğu tarafından vize başvurusu reddedildi. Vize başvurusu sürecinde, mülteci Türk vatandaşlığını açıklamak zorunda kaldı. Bu itiraf, hem Türk pasaportunu almasını sağladı hem de önemli bir sorun ortaya çıkardı. Çünkü, eğer mülteci, başvurusu sırasında çift vatandaşlığını bildirmiş olsaydı, Avusturya hükümeti muhtemelen onu Türkiye’ye geri gönderecekti. Dolayısıyla, olumlu bir sığınma kararı verilmesi ve sosyal yardımların ödenmesi mümkün olmayacaktı.

Yargılama Süreci ve Savunma

Davanın görüldüğü Landesgericht Eisenstadt (Eisenstadt Bölge Mahkemesi) sırasında, mültecinin avukatı, müvekkilinin durumunun ciddiyetini ve süreci düzgün bir şekilde izlediğini öne süren çeşitli belgeler sundu. Bu belgeler arasında, mültecinin önceki pasaportları, askeri hizmet belgesi, aile cüzdanı ve bir kredi kartı yer aldı. Ancak, bu belgelerin yalnızca kişinin Suriyeli kimliğini doğruladığı ve sosyal yardımların yasallığını kanıtlamadığı ifade ediliyor.

Yargıç, sürecin nihai kararını vermeden önce, mülteciye verilen olumlu sığınma kararının iptal edilip edilmediğini bekleyeceğini açıkladı. Bu, davanın ilerleyen süreçte yeniden görülmesine karar verildiği anlamına geliyor.

Hukuki Belirsizlik ve Sosyal Yardımların Durumu

Mahkeme, mültecinin aldığı sosyal yardımların yasal olup olmadığı konusunda kesin bir karar verilebilmesi için, mülteciye verilen olumsuz sığınma kararının kesinleşmesini bekleyecek. Bu aşama, Avusturya’da sosyal yardım alan sığınmacıların yasal durumu konusunda önemli bir örnek teşkil edebilir. Eğer mültecinin yaptığı başvurudaki bilgi eksiklikleri doğrulanırsa, yıllar süren ödemeler geri alınabilir ve yasal işlemler başlatılabilir.

Bu dava, Avusturya’da sığınmacıların başvurularındaki şeffaflık ve doğruluk konusunda ciddi bir uyarı işareti oluşturuyor.

#Suriye #TürkVatandaşlığı #Burgenland #Avusturya #SosyalYardım #MülteciDavası #SığınmaBaşvurusu #HaksızYardım #Yasalİşlem #EisenstadtMahkemesi #VatandaşlıkGizleme #YargıSüreci #SosyalYardımHukuku #AvusturyaHukuku #SosyalYardımSistemi #ÇiftVatandaşlık #YardımSüreci #AvusturyaSığınmacıYasa

Haberin Devamını Oku

Gündem

ALMAN MEDYASINA GÖRE, 17 YAŞINDAKİ ALMAN – TÜRK BİR GENÇ NOEL PAZARI İÇİN TIRLA SALDIRI PLANLADI

yazar

Yayınlayan

on

By

Alman medyasına göre, geçtiğimiz hafta Almanya’nın Schleswig-Holstein eyaletine bağlı Elmshorn şehrinde, 17 yaşındaki bir Alman-Türk, Noel pazarına yönelik büyük bir saldırı planı yaparken güvenlik güçlerince yakalandı. İddiaya göre, genç, 2016’daki Berlin Noel pazarı saldırısına benzer şekilde bir TIR kullanarak bu eylemi gerçekleştirmeyi amaçlıyordu.

Planın Detayları ve İhbar
Polis, saldırı planının, Almanya’daki güvenlik birimlerinin aldıkları bir ihbar üzerine ortaya çıktığını belirtti. İhbarın kaynağının, bir Amerikan istihbarat servisi olduğu ifade edildi. İstihbarat bilgisiyle harekete geçen Alman yetkililer, 17 yaşındaki şüpheliyi Elmshorn’da gözaltına alarak, saldırıyı engellemeyi başardı.

Arka Plan
Olayla ilgili soruşturmaları yürüten Alman Başsavcısı Bernd Winterfeldt, yaptığı açıklamada saldırının arkasında radikal islamcı bir motivasyon olduğunu belirterek, şüphelinin “ağır devlet düşmanı şiddet eylemi hazırlığı” ve “cinayet teşebbüsü” suçlamalarıyla tutuklandığını açıkladı. Winterfeldt, saldırı planının ciddi bir tehdit oluşturduğunu ve güvenlik güçlerinin zamanında müdahalesinin büyük bir felaketi engellediğini vurguladı.

Saldırı Planı ve Saldırıya Benzerlik
Genç, TIR ile Noel pazarına saldırmayı planlamış. Bu saldırı planı, 2016 yılında Berlin’deki Breitscheidplatz’ta meydana gelen ve 13 kişinin ölümüne, onlarca kişinin ise yaralanmasına yol açan saldırıya benzer olduğu belirtiliyor. 2016’daki saldırıyı gerçekleştiren Anis Amri, yine bir TIR kullanarak kalabalık bir alanda terör eylemi yapmıştı.

Soruşturma ve Yasal Süreç
Soruşturma sürerken, şüphelinin, saldırı için gerekli olan tüm hazırlıkları yaptığı ve saldırı için uygun bir TIR kiralama planları yaptığı belirtiliyor. Şüpheli hakkında şu anda Almanya’daki terörizmle mücadele yasaları uyarınca soruşturma başlatıldı ve hakim tarafından “cinayet teşebbüsü” suçlamasıyla tutuklama kararı verildi. Ayrıca, soruşturma kapsamında, saldırının arkasında başka kişiler ya da bir organizasyonun olup olmadığı araştırılmakta.

Alman güvenlik birimleri, saldırı planının iptal edilmesinin ardından, tüm şüpheli bağlantıları ve olası yeni tehditleri araştırmaya devam ediyor.

Saldırı Planının Arka Planı
Alman yetkililer, 17 yaşındaki gencin, ideolojik olarak radikal bir grup ya da kişiyle bağlantılı olup olmadığını araştırıyor. Genç, Almanya’daki radikal islami grupların ideolojilerine yakın bir tavır sergileyen bir geçmişe sahip olabileceği düşünülüyor. Ancak, şu an için kesin bir bağlantı olmadığı ve tüm olasılıkların araştırıldığı belirtildi.

Alman Güvenlik Birimlerinin Müdahalesi
Saldırıyı engelleyen güvenlik birimleri, bu tür tehditlere karşı olan hazırlıkları ve çalışmalarını sürdürdüklerini belirterek, vatandaşların herhangi bir şüpheli durumu yetkililere bildirmeleri çağrısında bulundu. Alman hükümeti ve güvenlik güçleri, tüm ulusal güvenlik önlemleri çerçevesinde bu tür tehditleri engellemeye kararlılıklarını sürdüreceklerini ifade etti.

#Almanya #Terror #LKW #Schleswig-Holstein #Güvenlik #NoelPazarı #Radikalizm #Terörizm #SaldırıPlanı #AlmanTürk #deutschland #alman #avrupa #radikal #

Haberin Devamını Oku

Dünya

POLİS İBRAHİM KURT’U ARIYOR.. 3 ÇOCUĞUYLA FİRAR ETTİ

yazar

Yayınlayan

on

By

Thüringen’in Gera şehrinde, 31 yaşındaki İbrahim Kurt, 3 çocuğuyla birlikte kayıplara karıştı. Türk vatandaşı olan Kurt, 11 Kasım’da, öğleden sonra saat 15.00 civarında, Schmölln’daki evini terk etti. 7, 8 yaşlarındaki iki erkek çocuğu ve 2 yaşındaki kız çocuğuyla birlikte kayıplara karışan baba, polis tarafından aranıyor.

Kaçan Baba Hakkında Detaylar
Son olarak mavi kot pantolon, uzun asker yeşili kapüşonlu ceket ve siyah bir sırt çantasıyla görülen İbrahim Kurt, sadece Türkçe ve Kürtçe konuşabiliyor. Sol kolunda, iki oğlunun adlarını taşıyan bir dövme olduğu belirtiliyor.

Çocukların giydiği kıyafetler ise şöyle:

  • En büyük çocuk yeşil bir şapka ve açık renkli kargo pantolon giyiyor.
  • Diğer çocuk ise lacivert kot pantolon giymekte.
  • Kız çocuğu ise kahverengi kulaklı bir şapka takıyor.

Olası Yurt Dışı Kaçışı
Polis, İbrahim Kurt’un çocuklarıyla birlikte yurt dışına kaçmış olabileceğinden şüpheleniyor. Ancak, kaçış için kullanılan araçlarla ilgili somut bir bilgi bulunmuyor.

İpucu Verenlerin İletişime Geçmesi İsteniyor
Kaçan baba ve çocukları hakkında herhangi bir bilgisi olanların, Gera Kriminal Polisi ile 0365-8234-1465 numarasından iletişime geçmesi rica ediliyor.

#İbrahimKurt #KaçakBaba #ÇocukKaçırma #GeraPolisi #Almanya #KayıpÇocuklar #Firar #Türkkürt #Alman #Almanya #deutschland #firar

Haberin Devamını Oku
Reklam

Trendler