Sosyal Medya

Turizm

Ankara Palas Müzesi: Cumhuriyetin İlk Yıllarının Şahitleriyle Buluştu

yazar

Yayınlayan

on

Ankara Palas Müzesi, Cumhuriyetin İlk Yıllarının Büyülü Hikayesini Ziyaretçileriyle Buluşturuyor

Ankara Palas Müzesi, Cumhuriyetin ilk yıllarının izlerini taşıyan eşsiz bir anıtsal yapı olarak kapılarını ziyaretçilere açtı. Cumhurbaşkanlığı Milli Saraylar Başkanlığı tarafından 2018’de başlatılan ve büyük bir özenle tamamlanan restorasyon çalışmalarının ardından, Ankara Palas tarihseverleri ağırlamaya hazır hale geldi.

Politikanın Kalbinde Bir Simge: Ankara Palas’ın Tarihi Yolculuğu

1927 yılında Cumhuriyetin ilk yıllarında inşa edilen Ankara Palas, uzun yıllar boyunca üst düzey yabancı heyetlere ev sahipliği yaparak uluslararası toplantılara ev sahipliği yaptı. Ankara Ulus’taki İkinci Meclis binasının hemen karşısında konumlanmasıyla politikanın merkezi olurken, 1930’larda milletvekilleri, sanatçılar ve gazetecilerin buluşma noktası haline geldi. Mustafa Kemal Atatürk’ün, günün yorgunluğunu atmak ve toplantılar düzenlemek için sıkça kullandığı mekanlardan biri olan Ankara Palas, Atatürk’ün deyimiyle “Doğu’dan Batı’ya açılan bir pencere” olarak nitelendirilmiştir.

Tarihi Bir Hazine: Ankara Palas’ın Yapısal Serüveni

Ankara Palas’ın ilk tasarımı Mimar Vedat Tek tarafından yapılsa da, inşaat Vedat Bey’in işi bırakmasıyla yarım kalmıştır. Ardından Mimar Kemalettin Bey’in tasarımına göre tamamlanan bina, Vakıflar İdaresi’ne devredilerek 17 Nisan 1927 tarihinde 120 yatak kapasitesi ile otel olarak hizmet vermeye başlamıştır. 1975’e kadar otel olarak kullanılan bina, daha sonra Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından ofis ve sergi alanı olarak kullanılmıştır.

Anılarla Dolu Bir Konukevi: Ankara Palas’ın Önemi

1982 yılında Dışişleri Bakanlığı tarafından kapsamlı bir restorasyon geçiren Ankara Palas, 29 Ekim 1983’te düzenlenen kabul ile Devlet Konukevi olarak hizmete açılmıştır. Türk siyasi hayatının dönüm noktalarına tanıklık eden bu anıtsal yapı, 2018’de Cumhurbaşkanlığı’na bağlı Millî Saraylar İdaresi Başkanlığı’na devredilerek, tamamlandığında Cumhurbaşkanlığı Müzesi olarak hizmet verme hedefini taşımaktadır.

Ünlü Konuklar: Ankara Palas’ın Misafirleri

Ankara Palas, geçmiş yıllarda İran Şehinşahı Rıza, Afgan Kralı Emanullah Han, Irak Kralı Emir Faysal, Yunanistan Başbakanı Eleftherios Venizelos ve ABD Başkanı Dwight Eisenhower gibi önemli isimleri ağırlayarak diplomasi ve siyasetin önemli anlarında tanıklık etmiştir.

Ankara Palas Müzesi, ziyaretçilere tarihi bir yolculuk sunarken, Cumhuriyetin ilk yıllarının önemli anılarını canlı tutmaya devam ediyor.

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Köşe Yazıları

Sirkeci’de Zaman Yolculuğu: İstanbul Demiryolu Müzesi

yazar

Yayınlayan

on

Bu sıralar benim için hayat oldukça koşturmacalı geçiyor. Okul, sınavlar, kurslar, çocuklar derken epey yoğun oluyorum. Böyle zamanlarda kendime ayırdığım küçük anlar daha da kıymetli hale geliyor. İşte tam da bu tempoda karşılaştığım, kendisi küçük ama içeriği dopdolu bir müzeden bahsedeceğim size 🤗 Şehrin kalbi Sirkeci Garı’nın içinde yer alan şirin bir Demiryolu Müzesi.

Sirkeci Garı, Alman mimar August Jasmund tarafından tasarlanmış ve 1890 yılında hizmete açılmıştır. Osmanlı İmparatorluğu’ndan günümüze kalan önemli bir kültürel miras olmasının yanı sıra, Avrupa ile Asya’yı birbirine bağlayan stratejik bir merkezdir. Özellikle Orient Express’in (Şark Ekspresi) son durağı olmasıyla ün kazanmıştır.

Orient Express, 1883 – 1977 yılları arasında Paris – İstanbul arasında ihtişamlı yolculuklar yapmış, edebiyata, sinemaya ve o dönemin popüler kültürüne ilham vermiş efsanevi bir tren 🤗 Polisiye roman severler hemen hatırlayacaktır: Agatha Christie’nin “Doğu Ekspresi’nde Cinayet” adlı eseri. Bu roman defalarca sinemaya ve tiyatroya da uyarlanmıştır.

İstanbul Demiryolu Müzesi, bir müzeden ziyade bende tarihte canlı bir yolculuk hissi uyandırdı. İçerisinde o döneme ait telgraf makineleri, iletişim araçları, haritalar, evraklar, fotoğraf albümleri, TCDD hastanelerine ait objeler, demiryolu aletleri, Orient Express yolcularına ait madalyalar, özel eşyalar, o dönemin gümüş yemek takımları ve ilk elektrikli trenin makinist bölümü bulunuyor.

🕰 Giriş ücretsiz.

Ziyaret saatleri: Salı – Cumartesi / 09.00-12.30 & 13.00-17.00

📍 Yer: Sirkeci Garı, İstanbul

Tarihin raylarında kısa ama unutulmaz bir yolculuk yapmak isteyen herkese tavsiye ederim 🤗

Huzurla kalın 🍀

Haberin Devamını Oku

Avrupa

MİLYONLUK CEZALAR: EL BAGAJI İÇİN EK ÜCRET

yazar

Yayınlayan

on

By

AB, UCUZ HAVAYOLLARINA KARŞI HAREKETE GEÇTİ

Avrupa Adalet Divanı, Ryanair, Easyjet ve diğerlerinden el bagajı için ek ücretler nedeniyle milyonluk ödemeler talep edecek. Havayolları ise karşı çıkıyor.

Birçok ucuz havayolu, bagaj bölmesindeki alan için ek ücret talep ediyor. Avrupa Adalet Divanı’na göre, havayolları bu konuda aşırıya kaçtı. Easyjet ve Ryanair gibi havayollarının, el bagajı için milyonlarca Euro para cezası ödemesi isteniyor.

Havayolu Ücretleri: Konu Ne?

Ryanair ve Easyjet gibi havayolları, el bagajı için ücret alıyor. Avrupa Adalet Divanı, bu ücretleri haksız bir uygulama olarak değerlendiriyor. Havayolları ise, küçük çantaların ücretsiz olarak koltuk altına sığabileceğini savunuyor.

Ucuz havayolları ve giderek daha fazla geleneksel havayolu şirketi, ek ücretlerle gelir elde ediyor. Bilet fiyatının üzerine koltuk seçimi, yemek, değiştirme veya iptal gibi ek ücretler ekleniyor.

Ryanair ve Easyjet gibi havayolları, koltuk üstü bagaj bölmelerine küçük bir valiz koymak isteyen yolculardan 50 frankın üzerinde bir ücret talep edebiliyor. Bu ücret, bazen uçuş biletinin fiyatından bile fazla olabiliyor. Avrupa Adalet Divanı’na göre, bu hesaplama çok fazla. Geçtiğimiz Kasım ayında İspanyol hükümeti, Easyjet ve Ryanair de dahil olmak üzere beş havayoluna haksız ticaret uygulamaları nedeniyle milyonlarca Euro para cezası verdi.

El Bagajı Bir Gereklilik Mi?

Havayolu şirketleri, bu cezaya itiraz etti. Bazı yolcuların küçük bir çanta ile iyi bir şekilde seyahat edebileceğini savunuyorlar.

Ancak, Avrupa yargısı için normal boyutta bir el bagajı ile seyahat etmek, ek ücret olmadan sağlanması gereken bir gereklilik. Aksi takdirde, reklam edilen tarifeler adaletsiz olur çünkü yolcular, havayollarının sunduğu fiyatın çok üzerinde ödeme yapmak zorunda kalır.

Havayolu Argümanlarına Uyum

Federal Sivil Havacılık Dairesi (FOCA) ise bu konuda farklı düşünüyor. Küçük el bagajının koltuk altına sığacak kadar küçük olmasının istenmesinin haksız olmadığını belirtiyor. Ayrıca, Easyjet gibi havayollarının ek ücretler hakkında verdiği bilgilendirmenin net ve şeffaf olduğunu belirtiyor.

Swiss’in Ek Ücretleri

Son olarak, Swiss havayolu şirketi, koltuk seçimi ücretini artırarak son zamanlarda olumsuz tepkilere neden oldu. Ancak, bagaj bölmesindeki el bagajı için ek ücret uygulamayı henüz gündemine almış değil. Bu tür bir ücretin şu anda geçerli olmadığı ifade ediliyor.

Ne düşünüyorsunuz? Ucuz havayollarının el bagajı için ek ücret talep etmeleri adil mi?

Haberin Devamını Oku

İsviçre

OESCHİNENSEE’DE REZERVASYON ZORUNLULUĞU ‘’SUÇLU ARANIYOR’’

yazar

Yayınlayan

on

By

📍 Frutigen-Niedersimmental, 11.03.2025

İsviçre’de aşırı turizmin etkileri hissedilmeye devam ediyor. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan ve Instagram’da popülerliğiyle bilinen Oeschinensee’ye gondolla çıkmak isteyenler için Mayıs ayından itibaren rezervasyon zorunluluğu getiriliyor.

Oeschinensee’yi ziyaret etmek isteyenler, Kandersteg’ten kalkan gondola binebilmek için önceden çevrim içi bir zaman dilimi seçmek zorunda olacak. Gondol işletmesinin yönetim kurulu başkanı Christoph Wandfluh, bu uygulamanın doğayı korumak ve yoğun sezonlarda uzun bekleme sürelerini önlemek amacıyla planlandığını belirtti.

AŞIRI TURİZMİN SONUCU MU?

Özellikle yaz aylarında günde 6000’e kadar ziyaretçi çeken Oeschinensee, uzun süredir influencerlar ve turistler arasında popüler bir destinasyon olarak öne çıkıyor. Ancak bu durum, yerel halk arasında rahatsızlık yaratıyor. Nau.ch okuyucularının tepkileri de bunu doğruluyor.

Bazı okuyucular, İsviçre’nin artık eskisi gibi olmadığını ve bölgede neredeyse hiç İsviçre Almancası duyulmadığını dile getirirken, bazıları ise doğrudan influencerları suçluyor. Bir okuyucu, “Bunu onlara borçluyuz.” diyerek, sosyal medya fenomenlerinin yaaptıkları tanıtımlarla bölgeyi aşırı kalabalıklaştırdığını savundu.

Diğer bir kesim ise bu yeni düzenlemeye kayıtsız ve alternatif doğa rotalarına yöneliyor. Örneğin, bazı okuyucular Schwarzsee’nin daha sakin olduğunu belirterek burayı tercih edeceklerini söyledi.

“Gondola ihtiyacım yok, bir saatlik yürüyüşle de göle ulaşabilirim.” diyen bir okuyucu, yeni sistemin kendisini etkilemeyeceğini ifade etti. Bir diğeri ise Kiental bölgesinin hâlâ huzurlu olduğunu ve yürüyüş için iyi bir alternatif sunduğunu önerdi.

Rezervasyon sisteminin etkilerinin yaz sezonunda daha net görülmesi beklenirken, Oeschinensee’nin bu değişiklikle turist yoğunluğunu nasıl yöneteceği merak konusu.

Haberin Devamını Oku

Trendler