Connect with us

Gündem

ALMAN MEDYASINA GÖRE, 17 YAŞINDAKİ ALMAN – TÜRK BİR GENÇ NOEL PAZARI İÇİN TIRLA SALDIRI PLANLADI

yazar

Published

on

Alman medyasına göre, geçtiğimiz hafta Almanya’nın Schleswig-Holstein eyaletine bağlı Elmshorn şehrinde, 17 yaşındaki bir Alman-Türk, Noel pazarına yönelik büyük bir saldırı planı yaparken güvenlik güçlerince yakalandı. İddiaya göre, genç, 2016’daki Berlin Noel pazarı saldırısına benzer şekilde bir TIR kullanarak bu eylemi gerçekleştirmeyi amaçlıyordu.

Planın Detayları ve İhbar
Polis, saldırı planının, Almanya’daki güvenlik birimlerinin aldıkları bir ihbar üzerine ortaya çıktığını belirtti. İhbarın kaynağının, bir Amerikan istihbarat servisi olduğu ifade edildi. İstihbarat bilgisiyle harekete geçen Alman yetkililer, 17 yaşındaki şüpheliyi Elmshorn’da gözaltına alarak, saldırıyı engellemeyi başardı.

Arka Plan
Olayla ilgili soruşturmaları yürüten Alman Başsavcısı Bernd Winterfeldt, yaptığı açıklamada saldırının arkasında radikal islamcı bir motivasyon olduğunu belirterek, şüphelinin “ağır devlet düşmanı şiddet eylemi hazırlığı” ve “cinayet teşebbüsü” suçlamalarıyla tutuklandığını açıkladı. Winterfeldt, saldırı planının ciddi bir tehdit oluşturduğunu ve güvenlik güçlerinin zamanında müdahalesinin büyük bir felaketi engellediğini vurguladı.

Saldırı Planı ve Saldırıya Benzerlik
Genç, TIR ile Noel pazarına saldırmayı planlamış. Bu saldırı planı, 2016 yılında Berlin’deki Breitscheidplatz’ta meydana gelen ve 13 kişinin ölümüne, onlarca kişinin ise yaralanmasına yol açan saldırıya benzer olduğu belirtiliyor. 2016’daki saldırıyı gerçekleştiren Anis Amri, yine bir TIR kullanarak kalabalık bir alanda terör eylemi yapmıştı.

Soruşturma ve Yasal Süreç
Soruşturma sürerken, şüphelinin, saldırı için gerekli olan tüm hazırlıkları yaptığı ve saldırı için uygun bir TIR kiralama planları yaptığı belirtiliyor. Şüpheli hakkında şu anda Almanya’daki terörizmle mücadele yasaları uyarınca soruşturma başlatıldı ve hakim tarafından “cinayet teşebbüsü” suçlamasıyla tutuklama kararı verildi. Ayrıca, soruşturma kapsamında, saldırının arkasında başka kişiler ya da bir organizasyonun olup olmadığı araştırılmakta.

Alman güvenlik birimleri, saldırı planının iptal edilmesinin ardından, tüm şüpheli bağlantıları ve olası yeni tehditleri araştırmaya devam ediyor.

Saldırı Planının Arka Planı
Alman yetkililer, 17 yaşındaki gencin, ideolojik olarak radikal bir grup ya da kişiyle bağlantılı olup olmadığını araştırıyor. Genç, Almanya’daki radikal islami grupların ideolojilerine yakın bir tavır sergileyen bir geçmişe sahip olabileceği düşünülüyor. Ancak, şu an için kesin bir bağlantı olmadığı ve tüm olasılıkların araştırıldığı belirtildi.

Alman Güvenlik Birimlerinin Müdahalesi
Saldırıyı engelleyen güvenlik birimleri, bu tür tehditlere karşı olan hazırlıkları ve çalışmalarını sürdürdüklerini belirterek, vatandaşların herhangi bir şüpheli durumu yetkililere bildirmeleri çağrısında bulundu. Alman hükümeti ve güvenlik güçleri, tüm ulusal güvenlik önlemleri çerçevesinde bu tür tehditleri engellemeye kararlılıklarını sürdüreceklerini ifade etti.

#Almanya #Terror #LKW #Schleswig-Holstein #Güvenlik #NoelPazarı #Radikalizm #Terörizm #SaldırıPlanı #AlmanTürk #deutschland #alman #avrupa #radikal #

Continue Reading
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

ST. GALLEN’DE ŞOK OLAY: ÖĞRETMEN, ÖĞRENCİSİNİN YÜZÜNE TOKAT ATTI!

yazar

Published

on

By

St. Gallen’de bir ilkokulda, Salı günü meydana gelen olayda, bir öğretmen bir öğrencisini yüzünden vurdu. Olayın ardından öğretmen derhal görevden alındı ve durum okulun yönetimi tarafından ailelere bir mektupla bildirildi.

Olayın ayrıntıları, bir haber kaynağının 20 Minuten’a verdiği bilgilere göre şöyle: Olay, St. Gallen’deki bir ilkokulda meydana geldi ve öğretmen, açıklanamayan bir sebepten ötürü, bir öğrenciye sınıfta fiziksel şiddet uyguladı. Okul yönetimi, durumu ailelere duyururken, öğrencinin bir an önce güvenliğini sağlamak adına okul yönetimiyle birlikte konuşmalar yapıldığını belirtti.

Eğitimciler ve Öğrenciler Durumdan Etkilendi

Olayın hemen ardından, olaydan etkilenen öğrenci ve üç diğer öğrenci okul yönetimi tarafından desteklendi. Öğrencilere duygusal destek sağlandı ve okul yönetimi, öğrencilere duygusal olarak yardımcı olmak için birlikte pizza yemeyi ve oyun oynamayı önerdi. Bu adımlar, çocukların güvenliğini sağlamak amacıyla alındı.

Okul yönetimi, şiddet olayının hiçbir şekilde kabul edilemez olduğunu belirtti ve olayla ilgili soruşturma başlatıldığını duyurdu. Olayda yer alan öğretmen, 1 Ekim’den Ocak ayına kadar okula geçici olarak atanmıştı ve hemen görevden alındı. Okul yönetimi, bu tür davranışların kesinlikle tolere edilmeyeceğini belirtti.

Veliler Şokta ve Endişeli

Olay hakkında bilgi veren bir velinin açıklamalarına göre, öğretmen bir özel eğitim öğretmeni olarak görev yapıyordu. Birçok veli, olayın ardından şok olduklarını ve bazı velilerin öğretmenlerin öğrenciler üzerindeki kontrolünü kaybettiğini düşündüklerini belirtti. Ayrıca, okulda çocukların öğretmenleri dinlemedikleri ve çok gürültülü oldukları ifade ediliyordu. Bu durum, özellikle küçük öğrenciler arasında daha büyükler tarafından kötü davranışların taklit edilmesine yol açtığı belirtiliyor.

Yetkililer Durumu Ciddiyetle İnceliyor

St. Gallen Eğitim ve Müzik Dairesi Başkanı Martin Annen, olayı kınayarak yaptığı açıklamada, “Bu tür bir davranış hiçbir şekilde kabul edilemez. Fiziksel sınırların ihlali kesinlikle toleranssızdır. Olaydan etkilenen çocuklar ve ailelerle gerekli görüşmeler yapılmıştır,” dedi. Annen, olayın ardından öğretmenin derhal görevden alındığını ve durumu çok ciddiye aldıklarını vurguladı.

Okulun Sıfır Tolerans Politikası

Yetkililer, okulun tüm öğretmenlerine yönelik sıfır tolerans politikası uyguladığını ve bu tür bir olayın önlenmesi için kapsamlı bir koruma planının devrede olduğunu belirtti. Eğitimcilerin bu kuralları bildiği ve bu tür durumların asla hoş görülmeyeceği ifade edildi.

Olayın Arkasında Neler Oldu?

Olayın nasıl geliştiğiyle ilgili detaylar henüz netleşmiş değil. Ancak okul yönetimi, bu tür davranışların tekrar yaşanmaması için tüm okul personelinin eğitileceğini ve benzer olayların önüne geçileceğini duyurdu. Olayın araştırılması devam ediyor.

#StGallen #ÖğretmenTokatAtma #ŞokOlay #EğitimSkandalı #ÇocukHakları #ÖğrenciHakları #İsviçre #StGallenOkulOlayı #EğitimdeŞiddet #EğitimSkandalı #ÖğretmenTepkisi

Continue Reading

Dünya

CİNSEL TACİZ VE SALDIRILAR ARTIYOR: YEŞİLLER, YALNIZCA KADINLARA AİT VAGONLAR TALEP EDİYOR

yazar

Published

on

By

Almanya’da son yıllarda toplu taşıma araçlarında cinsel taciz ve saldırı vakalarının hızla arttığına dikkat çeken Yeşiller Partisi, bu sorunun çözülmesi için kadın yolculara özel vagonların getirilmesini talep etti.

Toplu taşıma araçlarında kadınların güvenliği giderek daha büyük bir sorun haline geliyor. Almanya’da son 10 yılda, cinsel saldırılara ilişkin şikayetlerin sayısı %260 oranında arttı. Bu durumu göz önünde bulunduran Yeşiller Partisi, toplu taşıma araçlarında kadınlara özel vagonlar oluşturulmasını önerdi. Bu vagonlar, özellikle yoğun saatlerde yalnızca kadın yolcular tarafından kullanılabilecek.

Kadınlar Toplu Taşımada Güvende Değil

Son yapılan araştırmalar, Zürih ve Bern’deki genç kadınların üçte birinin toplu taşıma araçlarında en az bir kez cinsel tacize uğradığını ortaya koydu. Bu sorunun sadece İsviçre’de değil, Almanya ve diğer Orta Avrupa ülkelerinde de arttığı gözlemleniyor. Almanya’daki Yeşiller Partisi’nin ulaştırma uzmanı Antje Kapek, kadınların güvenliği için toplu taşıma araçlarında kadınlara özel vagonların bir an önce uygulanmasını savunuyor.

Japonya’dan Örnek

Kapek, önerisinin Japonya’daki örnekten esinlendiğini belirtti. Japonya’da, sabah 10:00’a kadar ve akşam 17:00 ile 21:00 saatleri arasında özel kadın vagonları bulunuyor. Almanya’da ise bu sistemin, trenlerin ön ve son kısmında yer alan vagonlarla uygulanması planlanıyor.

Almanya’da Güvenlik Önlemleri

Berlin Ulaşım Şirketi (BVG), toplu taşıma araçlarında güvenliği sağlamak için bir dizi önlem aldığını belirtiyor. Her istasyona yerleştirilen acil çağrı butonları ve trenlerdeki alarm sistemleriyle, yolcuların güvenliğinin artırılması hedefleniyor. Ancak, Kapek’e göre bu önlemler yeterli değil ve kadın yolcuların daha güvende hissedebilmesi için daha etkili tedbirler alınması gerekiyor.

İsviçre’de Durum

İsviçre’de ise benzer bir uygulama henüz hayata geçirilmiş değil. İsviçre Federal Demiryolları (SBB), kadınlar için özel vagonlar yerine güvenlik personelinin arttırılmasını ve video gözetim sistemlerinin güçlendirilmesini tercih ediyor.

Sonuç olarak, cinsel taciz ve saldırıların artışı, toplu taşıma araçlarında kadınların güvenliği konusunda önemli bir soruna işaret ediyor. Yeşiller Partisi’nin önerdiği kadınlara özel vagonlar, bu soruna karşı güçlü bir çözüm önerisi olarak öne çıkıyor.

Continue Reading

Dünya

CORONA AŞISIYLA İLGİLİ BÜYÜK ŞOK: ASTRAZENECA’YA SÖZLEŞME İHLALİNDEN HUKUKİ DARBE

yazar

Published

on

By

Amerika Birleşik Devletleri’nde bir federal hakim, corona virüsü aşısı konusunda AstraZeneca’ya ağır bir darbe vurdu. Brianne Dressen’in, ABD’de görülen davası, dünya genelindeki aşı endüstrisinin geleceğini tehlikeye atabilecek bir karar aldı. Bu dava, büyük bir ilaç şirketinin sözleşme ihlali ve sorumluluklardan kaçma çabalarını sorgulayan bir dizi kritik soruyu gündeme getirdi.

Dressen, gönüllü olarak katıldığı klinik çalışmada aşı olduktan sonra ciddi sağlık sorunları yaşadı. Ancak AstraZeneca, kendisine verdiği yazılı taahhüte rağmen yalnızca 1.243 dolar tazminat önerdi. Bu düşük ödeme, şirketin sorumluluktan kaçma girişimi olarak değerlendirildi. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki federal hakim Robert J. Shelby, şirketin PREP Yasası’na dayanarak yasal sorumluluktan kaçma çabalarını reddetti. PREP Yasası, sağlık krizleri sırasında ilaç şirketlerini yasal takibin önüne geçme adına koruyan bir düzenleme olarak biliniyor.

Dressen’in açtığı dava, AstraZeneca’nın yalnızca aşıdan kaynaklanan zararları telafi etme sorumluluğunu reddetmekle kalmayıp, aynı zamanda gönüllülere verdiği sözleri de ihlal ettiğini ortaya koyuyor. Hakim Shelby, ilaç şirketlerinin riskli çalışmalara katılacak kişilere verdikleri sözleri yerine getirmemek için PREP Yasası’nı kullanmalarını “saçma” olarak nitelendirdi. AstraZeneca’nın, aşı çalışmalarının güvenlik profilini savunarak dava sürecine ilişkin herhangi bir açıklama yapmaması, şirketin duruşunu daha da zorlaştırdı.

Dressen’in aşı sonrası yaşadığı yan etkiler, NIH (Ulusal Sağlık Enstitüleri) doktorları tarafından doğrulandı. Bu önemli gelişme, onun davada kazandığı ilk adımı oluşturdu. Dressen’in davası, gelecekteki aşı üreticilerinin yasal sorumluluklarının yeniden şekillendirilmesine yol açabilir. Hakimin verdiği mesaj net: Kriz dönemlerinde bile sözleşme hakları, büyük ilaç şirketlerinin üzerinde olmaya devam edecek.

Continue Reading
Advertisement

Trendler