Sosyal Medya

Gündem

Solingen’de Kanlı Bıçaklı Saldırı: Üç Kişi Öldü, Saldırgan Hala Firarda

yazar

Yayınlayan

on

Solingen, Kuzey Ren-Vestfalya – Solingen’in şehir yıl dönümü kutlamaları, Cuma akşamı gerçekleşen korkunç bir bıçaklı saldırıyla kanlı bir trajediye dönüştü. Saldırıda üç kişi hayatını kaybetti, sekiz kişi ise yaralandı. Olayın ardından başlatılan geniş çaplı arama çalışmaları, henüz sonuç vermedi ve saldırganın izine ulaşılamadı.

Saldırının Detayları: Göz Göze Gelen Korku

Solingen’deki Fronhof Meydanı’nda düzenlenen yıl dönümü kutlamaları, bir anda dehşet verici bir hale geldi. Saat 19:30 sularında, kalabalığın ortasında bir adam bıçakla saldırıya geçti. Görgü tanıklarının ifadesine göre, saldırgan kalabalığın içindeki insanlara sistematik bir şekilde boyun bölgesinden bıçak darbeleri indirdi. Bu vahşi saldırı sonucunda, biri kadın, ikisi erkek olmak üzere üç kişi olay yerinde yaşamını yitirdi. Yaralanan sekiz kişiden beşi ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldı.

Saldırganın Kimliği ve Arama Çalışmaları

Saldırgan, olayın hemen ardından hızla kaçtı. İlk tanık ifadelerine göre, saldırgan Arap kökenli bir adam olarak tanımlandı. Ancak, polis yetkilileri saldırganın kimliğini henüz doğrulamış değil ve bu konuda spekülasyon yapmaktan kaçınılması gerektiğini belirtiyor. İçişleri Bakanı Herbert Reul, “Saldırgan hakkında kesin bilgiye sahip olmadan spekülasyon yapmaktan kaçınılmalıdır. Olayın terör bağlantılı olup olmadığını netleştirmek için çalışmalar devam ediyor” dedi.

Polis, olayın ardından geniş çaplı bir arama başlattı. Arama çalışmaları, özel harekat timleri ve ağır silahlarla donatılmış polis birimleri tarafından yürütülüyor. Olay yerindeki güvenlik kameraları ve tanıkların sağladığı görüntüler, polis tarafından inceleniyor. Ayrıca, polis bir çağrı merkezi oluşturdu ve tanıkların ellerinde bulunan fotoğraf ve videoları yükleyebileceği bir online portal açtı.

Görgü Tanıklarının Şahitlikleri: Şok ve Kaos

Kutlamalarda bulunanlardan Lars Breitzke, olay anını “Şarkıcının yüzünde bir endişe ifadesi gördüm. Bir anda bir adamın yere yığıldığını fark ettim. Önce sarhoş olduğunu düşündüm ama döndüğümde yerde kanlar içinde yatan bir grup insan gördüm” şeklinde anlattı. Diğer tanıklar da, saldırının çok hızlı ve koordineli bir şekilde gerçekleştiğini belirtti.

Şehirde Alınan Önlemler ve Tepkiler

Saldırının ardından, Solingen’deki kutlama etkinlikleri derhal iptal edildi. Şehir merkezi, organizatörler tarafından güvenli bir şekilde boşaltıldı ve ziyaretçiler olay bölgesinden uzaklaştırıldı. Şehirdeki birçok etkinlik ve sosyal aktivite, güvenlik gerekçesiyle askıya alındı. Yetkililer, halkı temkinli olmaları ve şüpheli durumları hemen polise bildirmeleri konusunda uyardı.

Solingen Belediye Başkanı, saldırının şehrin huzurunu derinden sarstığını belirterek, “Bu tür olayların yaşanması kabul edilemez. Şehir olarak bu zor günleri birlikte atlatacağız ve güvenliği sağlamak için elimizden geleni yapacağız” şeklinde konuştu.

Psikolojik ve Sosyal Etkiler: Şehir Üzgün ve Şokta

Olay, Solingen halkı üzerinde derin bir üzüntü ve şok etkisi yarattı. Psikolojik destek hizmetleri sağlamak amacıyla şehirde kriz merkezleri oluşturuldu ve vatandaşların psikolojik yardım alabilecekleri telefon hatları kuruldu. Ayrıca, olayın etkilerini hafifletmek ve toplumsal dayanışmayı güçlendirmek için yerel yardım kuruluşları ve gönüllü gruplar harekete geçti.

Sonuç: Adalet ve Güvenlik Arayışı

Solingen’deki bu trajik bıçaklı saldırı, hem şehir halkını hem de yetkilileri derinden sarsmış durumda. Polis, saldırganı yakalayarak adaleti sağlamak için yoğun bir çaba sarf ediyor. Saldırının motivasyonunu ve olaya dair daha fazla ayrıntıyı aydınlatmak için yapılan çalışmalar devam ediyor. Solingen halkı, bu zor dönemde birlik ve dayanışma içinde kalmayı ve toplumsal güvenliği sağlamak için birlikte hareket etmeyi sürdürüyor.

Polis Tanıkların Yardımını Arıyor: Kayıp Yakınları İçin Yardım Hattı Kuruldu

Solingen, Kuzey Ren-Vestfalya – Solingen’deki yıl dönümü kutlamalarında yaşanan korkunç bıçaklı saldırının ardından polis, tanıkların yardımını bekliyor. Olayın ardından geniş çaplı bir arama başlatılmışken, yetkililer tüm şehir sakinlerine ve ziyaretçilere çağrıda bulunuyor.

Polis, Tanıkların Bilgilerini Bekliyor

Saldırganın izini sürmek için polis, olaya tanıklık eden kişilerin bilgi vermesini istiyor. Özellikle saldırganın kaçış yolu hakkında bilgiye sahip olanların, saldırganın yürüyerek mi, bisikletle mi yoksa araçla mı kaçtığını belirtmeleri önem taşıyor. Ayrıca, şehir festivalinde fotoğraf veya video çeken kişilerin, bu görüntüleri polisle paylaşmaları büyük önem taşıyor. Fotoğraf ve video gönderimleri, polis tarafından sağlanan https://nrw.hinweisportal.de/ yapılabilir.

Bürger-Hotline: Kayıp Yakınları İçin Bilgi Hattı Hotline : 0212 – 290 2000

Şehir, saldırının ardından kayıp olan ya da haber alınamayan yakınları için bir yardım hattı oluşturdu. Solingen Belediye Başkanı, “Bu zor günlerde vatandaşlarımıza destek olabilmek için bu hattı kurduk. Tüm kayıp başvuruları ve endişeli aile bireylerinin bilgileri bu hattımız üzerinden alınacaktır” dedi. Kayıp kişilere dair bilgi almak isteyenler, 0212 – 290 2000 numaralı telefondan yetkililere ulaşabilirler.

Festivalin İptali ve Etkinlikler

Saldırının ardından planlanan “Festival der Vielfalt” iptal edildi. Şehir merkezinde düzenlenecek olan festival, şehir genelinde çeşitli etkinlikleri kapsayan geniş bir programa sahipti. Planlanan etkinlikler arasında müzik, kabare, akrobasi, sanat el işleri ve çocuk eğlenceleri bulunuyordu. Festival, Neumarkt’tan Fronhof’a ve Mühlenplatz’a kadar uzanan bir alanda, üç gün süresince 80,000 ziyaretçi çekmesi bekleniyordu.

Solingen’deki bu trajik olay, şehirdeki kutlamaların aniden sona ermesine ve toplumsal huzurun bozulmasına neden oldu. Polis, hem olayın faillerini bulmak hem de şehrin güvenliğini yeniden sağlamak için tüm kaynaklarını seferber etmiş durumda. Olayın ardından şehre dönük güvenlik önlemleri artırılmış, halkın da bu süreçte dikkatli ve işbirlikçi olması istenmiştir.

Almanya #deutschland #Avrupa #haber #SolingenSaldırı #SolingenKriz #SolingenSaldırısı #SolingenGüvenlik #SolingenFestival #PolisYardımÇağrısı #SaldırıTanıkları #SolingenOlayı #SolingenSokakları #SaldırganAranıyor #KayıpYakınları #Festivalİptali #SolingenYardım #SaldırıBilgiPaylaşımı #SolingenPolis #ZorGünlerSolingen #SolingenGüvenlikÖnlemleri #Saldırıİncelemesi #YardımHattı #SolingenToplum

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

İSVİÇRE’DE BÜYÜK TEPKİ ÇEKEN OLAY: ÖLÜ DOĞUM YAPAN SURİYELİ AİLEYE 885 BİN YERİNE 13 BİN FRANK TAZMİNAT

yazar

Yayınlayan

on

By

Suriyeli bir kadın, İsviçre’de sınır kapısında yaşadığı ihmaller sonucu ölü doğum yaptı. Aile, İsviçre Federal Mahkemesi’ne başvurarak toplam 885 bin Frank tazminat talep etti. Ancak mahkeme, yalnızca 13 bin Frank tazminat ödenmesine karar verdi.

Olayın Detayları

4 Temmuz 2014’te Suriyeli Suha Jneid, hamileliğinin 27. haftasında şiddetli sancılarla İsviçre’nin Brig kentindeki sınır karakoluna getirildi. Yanında eşi Omar Jneid ve üç çocuğu vardı. Almanya’ya ulaşmaya çalışan aile, sınırda durduruldu. Kadının acil yardım talebine rağmen, sınır güvenlik görevlileri müdahale etmedi. Hatta sınır güvenlik lideri, “Bu yolculuğa çıktınızsa sorumluluk size ait” diyerek yardım çağrısını reddetti.

Eşi tarafından trenle İtalya’nın Domodossola kentine taşınan kadın, burada hastaneye kaldırıldı. Ancak doktorlar, saat 18.30’da bebeğin ölü doğduğunu tespit etti. İsviçre medyası bu olayı “Brig’in Utancı” olarak adlandırdı.

Mahkeme Süreci ve Karar

Olayın ardından aile, İsviçre Federal Maliye Departmanı’na devlet sorumluluğu davası açtı ve 885 bin Frank tazminat talep etti. Talepler şu şekildeydi:

  • Maddi Tazminat: İsviçre sınır güvenliğinin ihmali nedeniyle aile, İtalya’da sığınma başvurusu yapmak zorunda kaldı. Aile, İtalya’daki üç yıllık sürede Almanya’da alabilecekleri maddi desteği alamadıkları için zarar gördüklerini iddia etti.
  • Manevi Tazminat: Kadın için 12 bin Frank, eşi için ise 1000 Frank manevi tazminat talep edildi.

Federal Mahkeme, ailenin maddi tazminat taleplerini reddetti. Mahkeme, İsviçre sınır güvenliğinin eylemleri ile ailenin İtalya’da sığınma başvurusu yapma zorunluluğu arasında doğrudan bir bağ olmadığını belirtti. Ancak, kadına 12 bin Frank, eşine ise 1000 Frank manevi tazminat verilmesine hükmetti.

Asıl Suçlu Sınır Güvenlik Lideri

2018’de, sınır güvenlik lideri hakkında askeri mahkemede dava açıldı. Görev ihmali ve dikkatsizlik nedeniyle 150 gün hapis cezasına çevrilebilecek şekilde para cezasına çarptırıldı. Ancak cinayet veya gebeliği sonlandırma suçlamalarından aklandı. Mahkeme başkanı, “Bir sınır güvenlik görevlisi yalanlarla karşılaşabilir, ancak her durumda adil ve saygılı davranmak zorundadır” diyerek görevin ciddiyetini vurguladı.

Ailenin Tepkisi

Omar Jneid, İsviçre basınına yaptığı açıklamada, “Kaybettiğimiz kızımız için dünyanın tüm parası bile yeterli olmaz” dedi. Aile, hukuki süreç boyunca tazminat taleplerini avukatlarına bıraktı.

Sonuç

Federal Mahkeme’nin kararı, talep edilen 885 bin Frank’ın yalnızca küçük bir kısmını karşılamış olsa da, sınır güvenliği ihmallerine karşı önemli bir örnek teşkil ediyor. Suriyeli aile, Almanya’da yaşamlarına devam ediyor.

#Brig #SığınmacıHakları #İsviçreMahkemeleri #Adalet #İsviçre #Tazminat #GöçmenHakları #Adalet #asyl

Haberin Devamını Oku

Gündem

DEMOKRASİ GİRİŞİMİ VATANDAŞLIĞA GEÇİŞİ KOLAYLAŞTIRMAK İSTİYOR

yazar

Yayınlayan

on

By

Emine Sariaslan

21 Kasım’da Bern’de onlarca insan büyük bir sevinç ve gururla bir araya geldi! Kar ve soğuğa rağmen atmosfer sıcak ve neşeliydi! Hep bir ağızdan başardık denildi. Demokrasi Girişimi için toplanan yaklaşık 105.000 onaylı imza Federal Hukuk Bürosu na teslim edildi. Bunu başarmak için gece gündüz çalışıldı. Her bir imza umut, adalet ve değişim anlamına geliyor.

Değişim ve ilerleme için mükemmel bir örnek

Aktion Vierviertel derneği Eş Başkanı Arbër Bullakaj yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Hepimizin büyük fedakarlik yaparak çıktığı bu yol uzun ve kayalıklı bir yoldu. Ve biz bugün burada sadece 135.000’den fazla imza ile değil, aynı zamanda değişim ve ilerleme için bir örnek olarak buradayız. Pek çok kişi bizim gibi küçük bir sivil toplum örgütünün böyle bir projeyi yönetemeyeceği konusunda bizi uyardı. İmzaların çoğundan sorumlu olan büyük partiler ve sendikalar olmadan yeterli sayıda imza toplamanın imkansız olduğu söylendi. “Ertelemek daha iyi olur» ve çok riskli» dediler. Ama biz başaracagımıza inandık. Yeterli sayıda kişinin davamıza katılarak bizi destekleyeceği vizyonuna inandık. Ve bu ülkede uzun zamandır daha fazla adalet ve hakkaniyeti hak eden iki milyondan fazla göçmen için ayağa kalkma yükümlülüğümüze inandık.»

Avrupa’nın en katı vatandaşlığa kabul kuralları İsviçre`de

Şu anda sadece C oturum iznine sahip olan ve İsviçre’de en az on yıl yaşamış olan kişiler vatandaşlığa kabul edilebilmektedir. Bir araştırmaya göre İsviçre, Kıbrıs’tan sonra Avrupa’daki en katı vatandaşlığa kabul kurallarına sahip. Son yıllarda parlamento, İsviçre pasaportuna daha kolay erişim girişimlerine defalarca hayır dedi. En son 2023 yazında Ulusal Konsey, Yeşil Liberallerin İsviçre vatandaşlığının önündeki engelleri azaltmayı amaçlayan birkaç önerisini reddetti. Merkez sağ parlamento grupları SVP, FDP ve Orta Parti her durumda oybirliğiyle karşı çıktı. Demokrasi İnisiyatifi bu durumu değiştirmek ve İsviçre’de demokrasiyi daha da geliştirmek istiyor.

Tarih yazıldı

Demokrasi girişimi, yaklaşık elli yıl önceki Mitenand (Birlikte) girişiminden bu yana ilk kez göçmenlerin haklarının genişletilmesi lehinde bir halk girişimi olarak tarihe geçti.

Demokrasi girişimi, vatandaşlığa geçişi kolaylaştırmak için Federal Anayasa’da bir değişiklik yapılmasını talep ediyor. Girişim, günümüzde sıkça rastlanan keyfiliğe son vermek ve katı vatandaşlığa kabul kriterlerini değiştirmek istiyor. Girişim vatandaşlığa geçişi kolaylaştırmak istiyor. C oturum izninden bağımsız olarak İsviçre’de beş yıllık yasal ikametten sonra vatandaşlığa kabulün mümkün olmasını talep ediyor. Talep edilen önkoşullardan biride, ulusal bir dili temel düzeyde bilmek ve ciddi bir suç işlememiş olmaktır.

İmzalar teslim edildikten sonra girişimin oylamaya sunulması üç yıla kadar sürebilir. Aktion Vierviertel dernegi eş Başkan Arbër Bullakaj şunları söyledi: “Ama şimdi bekleme zamanı değil, harekete geçme zamanı. Vatandaşlığa kabul sürecinde pek çok insanın karşılaştığı engeller ve keyfi uygulamalar konusunda halkı duyarlı hale getirmeye, bilgilendirmeye ve eğitmeye devam edeceğiz.”

Haberin Devamını Oku

Gündem

İSVİÇRE’YE GELEN SİĞINMACILARIN HAYAL KIRIKLIĞI

yazar

Yayınlayan

on

By

Birçok sığınmacı, geride bıraktıkları ülkelerden daha iyi bir yaşam umuduyla yola çıkıyor. Avrupa’da daha medeni ve ekonomik açıdan daha iyi bir yaşam arayışı, onları büyük zorluklarla yüzleşmeye ve bazen tehlikeli yolculuklara çıkmaya zorluyor. Ancak bu yolculuk sona erdiğinde, beklenen hayat ve umut edilen refah her zaman gerçekleşmiyor.

İsviçre’ye Gelenlerin Hayalleriyle Gerçekler Arasında Fark
Dünya genelindeki sığınmacıların ulaşmak istediği ülkeler arasında İsviçre, Almanya ve diğer Avrupa ülkeleri ilk sıralarda yer alıyor. İsviçre’ye ulaşabilen sığınmacılar, kendilerini diğer ülkelere sığınanlara göre daha şanslı görse de, gerçekte hayatları çok da kolay geçmiyor. İsviçreninsesi’ne ulaşan son başvurular, sığınmacıların yaşadığı zorlukları daha açık bir şekilde gözler önüne seriyor.

Arbon’daki Sığınma Kampındaki Gerçekler
Son olarak, Arbon’daki sığınma kampından İsviçreninsesi’ne ulaşan bir video görüntüsü, sığınmacıların gerçek yaşam koşullarını yansıtıyor. Videoda, Türkiye’den gelen üç sığınmacının aynı odada, aynı koğuşta birlikte kaldığı görülüyor. Sığınmacı, yatak odasında yaşadıkları alanı ve koşulları paylaşarak, haftalık 86 franklık harçlık aldıklarını, ancak insanların sandığı gibi büyük maaşların verilmediğini belirtiyor. “Buradaki kokuyu koklayan asla burada uyuyamaz” diyerek ekliyor.

Günlük Yaşamın Zorlukları
Bir başka kamp yetkilisi, günde yalnızca 1,5 frank kazanarak tuvalet temizliği yaptığını anlatıyor. “Önceki hayatımda 1,5 frankı para olarak bile görmezdim, ama insan, bazen yapmak istemediği şeyleri yapmak zorunda kalabiliyor,” diyerek, zor koşullarda yaşamanın ne kadar derin bir hayal kırıklığı yarattığını ifade ediyor.

Zürih’ten Gelen Ailenin Hikayesi
Zürih’ten İsviçreninsesi’ne yazan bir Türkiye’den gelen 6 kişilik aile, “En küçük çocuğumuz 6 yaşında, en büyüğü ise 18 yaşında ve 6 kişi hepimiz 2 aydır aynı tek bir odada yaşıyoruz. Yetişkin çocuklarla beraber.” diyerek, hayal ettikleri İsviçre’nin çok farklı olduğunu belirtiyorlar. Aile, yerleşim alanlarının dar ve yaşam koşullarının beklentilerinin çok gerisinde kaldığını ifade ediyor.

Hayal Kırıklığı ve Umut Arayışı
Bu yaşanmışlıklar, belki de birçok sığınmacının, Avrupa’ya gelirken düşündüğü “daha iyi bir hayat” ile gerçekler arasındaki uçurumu gözler önüne seriyor. Bir sığınmacı, “Hayaller Paris, yaşam Somali” diyor. İsviçre’deki sığınma kampında yaşananlar, sadece maddi yetersizlikleri değil, aynı zamanda duygusal ve psikolojik bir yükü de beraberinde getiriyor. Huzurlu bir yaşam umuduyla gelenler, çoğu zaman yalnızca geçim derdine düşüyorlar. İş bulamıyor, kimi aylarca hatta yıllarca süren mahkeme kararlarını ve belirsizliği beklerken daha derin psikolojik sorunlar yaşıyorlar.

İsviçre’de veya diğer Avrupa ülkelerinde sığınmacılar, başlangıçta kendilerine sunulan “iyi yaşam” vaadiyle umutlanıyor olabilir. Ancak, yaşadıkları hayal kırıklığı, en temel insan haklarına ve onurlarına saygı gösterilmeyen bir hayatla karşılaştıklarında geldikleri yeri bile aradıkları durumla karşılaşıyorlar ve daha da derinleşiyor.

Sığınmacıların “İyi Yaşam” Umudu ve Gerçekler Arasındaki Çelişki
İsviçre ve diğer Avrupa ülkelerinde sığınmacılar, yeni bir hayat kurma umuduyla geldikleri topraklarda başlangıçta “iyi yaşam” vaadiyle umutlanıyorlar. Ancak, karşılaştıkları zorluklar ve yaşadıkları hayal kırıklığı, bu umudu hızla erozyona uğratıyor. Başlangıçta vaat edilen refah, özgürlük ve fırsatlar yerine, en temel insan haklarına ve onurlara saygı gösterilmeyen bir yaşamla karşılaşan sığınmacılar, kendilerini büyük bir çıkmazda buluyor. Gerçekle yüzleşen bu bireyler, zamanla geldikleri topraklarda, geldikleri yerin eksikliklerini bile arar hale geliyor.

Bu durum, yalnızca hayal kırıklığını derinleştirmekle kalmıyor, aynı zamanda sığınmacıların psikolojik ve duygusal olarak daha büyük bir yalnızlık ve umutsuzluk içinde kaybolmalarına yol açıyor. Yeni bir hayat kurma hayaliyle yola çıkan bu insanlar, Avrupa’nın kalbinde, insan hakları ve onurlarına saygı duyulmayan bir yaşamla yüzleşiyor.

Zorluklara Karşı Yardımsever İsviçre
🤝 İsviçre halkının yardımsever yaklaşımı, sığınmacılar için umut kaynağı oluyor. Her alanda yardımcı olan insanlar, sığınmacılara duygusal destek sağlıyor. 🌟

Kamp koşullarındaki zorluklar ve yaşadıkları evlerdeki ilkel olmayan ortamları eleştiren sığınmacılar, İsviçre halkının insanlarının her alanda yardımsever ve insani yaklaşımları karşısında çok duygulandıklarını belirtiyor. Her alanda insanların yardımsever ve yardımcı olduklarını da değinmeden geçmiyorlar.

#SığınmacıHayatı #İsviçre #HayalKırıklığı #Zorluklar #GünlükYaşam #SığınmaKampı #Sığınmacılar #RefahHayali #Avrupa #HayalVeGerçek #GeçimDerdi #PsikolojikSorunlar #SosyalAdalet #İnsanHakları #Kölelik #ZorluklarlaYaşam #SığınmacıYolu #İsviçre’deYaşam #KampYaşamı #ZorluklaraDirenç #GüvenliHayatArayışı #HuzurArayışı #Evsiz #MahkemeBekleyişi #SığınmacıSorunları #Yalnızlık #DuygusalZorluklar

Haberin Devamını Oku
Reklam

Trendler