Sosyal Medya

Gündem

Sexismus ( Cinsiyetcilik) İDDİALARI: MOBİLEZONE YÖNETİCİSİ İŞTEN ÇIKARILDI

yazar

Yayınlayan

on

Son günlerde, Mobilezone’un üst düzey yöneticileri, cinsiyetçilik ve yolsuzluk gibi ciddi suçlamalarla karşı karşıya kalırken, bu duruma ilişkin bir video, bir yöneticinin işine son verilmesine neden oldu.

Olayın Gelişimi
20 Minuten’in edindiği bilgilere göre, bir çalışan tarafından sağlanan video kaydı, yöneticinin kadınların işe alım kriterlerini alaycı bir biçimde açıkladığını ortaya koyuyor. Video, yönetici F.K.’nın, kadınları işe alırken aşağılayıcı yöntemler kullandığını gösteriyor. Mobilezone, video ile ilgili açıklama yaparak, bu yöneticinin işine derhal son verildiğini duyurdu.

Diğer İddialar ve Çalışanların Şikayetleri
Eski çalışanlar, şirket içinde cinsiyetçilik, fuhuş ve uyuşturucu kullanımı gibi ciddi meselelerin yaşandığını belirtiyor. 32 yaşındaki eski satış elemanı S.N., müdürünün, daha fazla satış yapabilmesi için ona estetik yaptırmasını önerdiğini ifade ediyor. Ayrıca, kendisinden şirket etkinliklerinde “açık giysiler” giymesinin istendiğini ve bu kişinin bikini giymesini beklediğini aktarıyor.

Daha başka eski çalışanlar, Mobilezone’un teşvik gezileri sırasında uyuşturucu kullanımı ve fuhuş rezervasyonu gibi davranışların olduğunu iddia etti.

Yolsuzluk ve Rüşvet İddiaları
Eski çalışanlar H.L. ve diğerleri, çalışanların müşteri hizmetlerinden gelen paraları ceplerine atmak için manipülatif yöntemler kullandıklarını öne sürdü. Ayrıca, bazı yöneticilerin iş alımlarında rüşvet aldığını belirtmektedirler. Bu tür uygulamaların, yöneticinin üst düzey pozisyona yükseldiği dönemde F.K. tarafından gerçekleştirildiği iddia edilmektedir.

Toksik Çalışma Kültürü
S.N., şirket içinde kendilerini dolandırıcılığa karışmaya zorlayan bir iklimin var olduğunu ve bu duruma direnenlerin “hain” olarak adlandırıldığını ifade ediyor. Ayrıca, bir çalışan, müdürüne haftasonları izin alabilmek için para ödemek zorunda bırakıldığını belirtmektedir.

Mobilezone’un Cevabı
Mobilezone’un medya sözcüsü Gregor Vogt, video ile ilgili olarak şok olduklarını ve F.K.’nın davranışını kesinlikle reddettiklerini ifade etti. Şirket, daha önce kurulan bir ihbar hattı sayesinde çalışanların gizli şikayetlerini yapabileceğini ve tüm ihbarların ciddiyetle değerlendirileceğini belirtti. Ancak Vogt, diğer iddialar hakkında herhangi bir yorumda bulunmadı ve bu olayların incelendiğini kaydetti.

20 Minuten, söz konusu iddiaların yalnızca eski çalışanların açıklamalarından ibaret olduğunu ve Mobilezone’nin bu iddiaları ve açıklamaları onaylamadığını vurgulamakta.

İsimler değiştirilmiştir.

#Sexismus #Mobilezone #Yolsuzluk #İştenÇıkarma #Sahtekarlık #İşYeriKültürü #ToksikOrtam #KadınHakları #İşçiHakları #Duyurular #CinsiyetEşitliği #İhbarHattı #KurumsalSorumluluk #DijitalHaberler #SosyalSorumluluk #İşYerindeAhlak

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

Luzern’DEKİ OTOMATİK TRAFİK İZLEME SİSTEMİ, FEDERAL MAHKEME TARAFINDAN DURDURULDU

yazar

Yayınlayan

on

By

Federal Mahkeme, Luzern Kantonu’nda otomatik araç takibi ve trafik izleme sisteminin uygulanmasını yasakladı. Mahkeme, özellikle araçların plaka bilgileri ile yolcuların görüntülerinin otomatik olarak kaydedilmesi ve bu verilerin uzun süre saklanmasının, “aşırı ve orantısız bir temel hak ihlali” olduğuna karar verdi.

Luzern Kantonu, 2022’de polisin araçları ve yolcuları sistematik olarak fotoğraflayarak verileri 100 gün boyunca saklamasına olanak sağlayan yasa değişikliklerini kabul etmişti. Ancak, bu değişiklikler, sosyalist ve yeşil partiler tarafından eleştirilerek, Federal Mahkeme’ye taşındı.

Mahkeme, Luzern’deki yasa değişikliklerinin, veri toplama ve depolama prosedürlerini yeterince sınırlamadığı ve insanların bilgi üzerindeki öz yönetim hakkını ihlal ettiği için, bu düzenlemeleri iptal etti. Bu kararın, tüm İsviçre’deki benzer uygulamaları etkileyebileceği düşünülüyor.

Veri Paylaşımı Zorluğu

Ayrıca, Luzern’in polisler arası veri paylaşım platformu oluşturma çabaları da mahkeme tarafından onaylanmadı. Mahkeme, veri paylaşımının, yalnızca yasada belirli kurallar altında ve belirli sınırlarla yapılabileceğini belirtti.

Bu karar, özellikle SP ve Yeşiller tarafından, özel hayatın korunması adına büyük bir zafer olarak görülüyor. Ancak, SVP (İsviçre Halk Partisi) bu karara itiraz etti ve güvenlik önlemlerinin daha fazla ön planda tutulması gerektiğini savundu.

Bu dava, gelecekteki polis yasası reformları için de önemli bir mihenk taşı olabilir.

#LuzernTrafikİzleme #VeriKoruma #FederalMahkeme #PolisYönetmeliği #ÖzelHayat #TrafikSistemi #Luzern #isviçre

Haberin Devamını Oku

Gündem

CİNSEL TACİZ İDDİALARI: BASEL ÜNİVERSİTESİ’NİN TUTUMU TARTIŞMA YARATIYOR

yazar

Yayınlayan

on

By

İki eski öğrenci, Basel Üniversitesi profesörlerini cinsel tacizle suçluyor. SRF’nin “Kassensturz” programında gündeme gelen bu iddialar, üniversitenin olaya karşı yaklaşımını ve mağdurları nasıl ele aldığını sorgulatıyor. 2015’te bilimsel yardımcı olarak çalışmaya başlayan Claudia Z., hocasının fiziksel yakınlık kurmaya başladığını ve sık sık uygunsuz şekilde dokunduğunu belirtiyor. Özellikle bir iş gezisinde Berlin’de, profesörün kendisini öpmeye çalışması sonrası, bu tacizi reddetti. Ancak, tehdit edileceğinden korkarak şikâyetini ancak üniversiteden ayrıldıktan sonra yaptı.

İlk araştırma raporunda, cinsel taciz suçlaması “şüpheye yer bırakmayacak şekilde” kanıtlanamamış olsa da, profesörün üniversite tarafından uyarıldığı ve tekrar ederse işten çıkarılacağı konusunda yazılı bir uyarı almış olduğu bildiriliyor. Diğer bir vakada ise, profesörün doktoradan sorumlu olduğu öğrencisini cinsel eyleme zorladığı belirtiliyor.

Üniversite, bu raporların açıklanmasını reddederek, özel hayatın korunmasının kamu çıkarından daha önemli olduğunu savundu. Ayrıca, kadınların travmatik tekrarlar yaşamasını engellemek adına kişisel verilerin korunmasının öncelik olduğu belirtildi. Ancak, her iki kadının da üniversiteye raporlarla ilgili görüş bildirme fırsatı verilmediği, bu sebeple kurumu suçlu tarafı korumakla suçladılar.

Bu olaylar, üniversitelerin cinsel tacizle mücadelede nasıl daha etkili olabileceği konusunda geniş bir tartışma başlatmış durumda.

Haberin Devamını Oku

Gündem

İSVİÇRE’DE ULUSAL DÜZEYDE YÜZÜ ÖRTME YASAĞI TARTIŞMALARA YOL AÇTI

yazar

Yayınlayan

on

By

1 Ocak 2025 itibariyle, İsviçre genelinde kamusal alanlarda yüzün tam olarak örtülmesine yönelik yasak yürürlüğe girecek. Bazı kantonlarda 2024 yılında yürürlüğe giren ve halihazırda yürürlükte olan bu yasağın uygulanmasıyla ilgili tartışmalar ve deneyimler, yeni dönemde ülke genelinde nasıl işleyeceğine dair soru işaretleri doğuruyor.

Yasak Kimleri Kapsıyor?

Bu yeni yasak yalnızca Burka ve peçe takan kadınları değil, yüzlerini örten tüm bireyleri kapsıyor. Örneğin, stadyumlarda, siyasi ya da diğer gösteri ve protestolarda yüzü kapatma durumu, yalnızca yetkili makamlardan izin alındığı takdirde geçerli olacak. Bu kurallara uymayanlar için 1000 Frank’a kadar para cezası öngörülüyor.

Güvenlik ve Şeffaflık Gerekçesi

Destekleyenler, bu yasanın özellikle kimlik tespiti gereken durumlarda güvenliği artıracağı görüşünde. Yasağın, yüzü kapatan kişilerin kimliğini belirlemeyi kolaylaştıracağı ve kamusal güvenliği artıracağına inanıyorlar. Özellikle protestolar veya spor etkinlikleri gibi gerilimin yüksek olduğu yerlerde, yüzü örtmenin yasaklanması şiddet olaylarını azaltabilir ve kamu güvenliğini güçlendirebilir. Bu görüşü savunanlar, yasağın toplumun genel düzenine katkıda bulunacağını ifade ediyor.

Özgürlük Kısıtlaması Tartışmaları

Diğer yandan, yasağı bireysel özgürlüklere ve dini ifadelere müdahale olarak görenler de var. Özellikle burka veya diğer yüz kapatma giysilerini dini veya kişisel tercih olarak kullananlar, bu yasağın gereksiz bir kısıtlama olduğunu düşünüyor. Bu görüşteki kişiler, yüzü örtmenin bireysel bir seçim olduğunu ve kamusal düzeni tehdit etmediği sürece devletin buna müdahale etmemesi gerektiğini savunuyor.

Uygulamada Zorluklar ve Deneyimler

Yasanın uygulanabilirliği de tartışma konusu. İsviçre’de Tessin ve St. Gallen kantonlarında halihazırda yüzü örtme yasağı bulunuyor ve buradaki deneyimler, bu tür yasakların pratikte zorluklara yol açtığını gösteriyor. Tessin’de pandemi öncesine kadar az sayıda kişiye ceza kesilmişken, St. Gallen’de yasak uygulanmaya başlandığından bu yana hiçbir cezai işlem yapılmamış. Bu durum, yasağın uygulanmasının zorluklarını ortaya koyuyor ve gerçek anlamda kaç kişinin bu yasaktan etkileneceği sorusunu gündeme getiriyor.

Uygulama Güçlükleri

Polisin bu yasayı etkin bir şekilde uygulayıp uygulamayacağı konusunda ise şüpheler var. Özellikle toplumsal etkinliklerde yüzü örten kişilerin tespit edilmesi, kolluk kuvvetleri için oldukça zahmetli bir süreç olarak değerlendiriliyor. Bu yüzden ceza sayısının sınırlı kalabileceği öngörülüyor.

Farklı Bakış Açıları

Yüzü örtme yasağına dair görüşler, kişilerin değerlerine ve dünya görüşlerine göre değişiklik gösteriyor. Bazı kesimler yasağı güvenlik adına olumlu bir gelişme olarak değerlendirirken, diğerleri bu düzenlemenin orantısız bir müdahale olduğunu düşünüyor ve kişisel haklara zarar verdiğini savunuyor.

Genel Değerlendirme

İsviçre’de yüzü örtme yasağı, kamusal alanlarda güvenliği sağlama amacıyla yürürlüğe konulsa da, uygulamada yaratacağı zorluklar ve bireysel özgürlükler üzerindeki etkisi nedeniyle tartışmalara yol açıyor. Yasanın ilerleyen dönemde nasıl bir etki yaratacağı ise İsviçre’deki sosyal ve kültürel dinamikler çerçevesinde şekillenecek gibi görünüyor.

Haberin Devamını Oku
Reklam

Trendler