Sosyal Medya

İsviçre

Kadınlar, Cinsel Tacizden Nasıl Korunduklarını Anlatıyor

yazar

Yayınlayan

on

Kadınlar, cinsel tacizden korunmak için anahtarlar, bisiklet şortu ve dolambaçlı yollar gibi çeşitli yöntemler kullanıyor. Bu yazıda, kadınlar bu stratejilerini ve neden bu yöntemleri tercih ettiklerini paylaşıyorlar.

Kadınların anonimliğini korumak için bu makalede isimlerini değiştiriyoruz, yaşlarını veya mesleklerini belirtmemeyi tercih ediyoruz. Bu haberde İsviçreninsesi’ne yazan ve sorularımızı yanıtlayan kadınların isimlerini gizli tutmak için sembolik isimler ve görseller kullanıyoruz.

Bir cadde üzerinde yürürken arkandan bir ıslık sesi duymak, yabancı bir erkeğin rızanız dışında bedeninize dokunması – pek çok kadın kamusal alanda cinsel taciz yaşadı ve yaşamaya devam ediyor. Yasalar çıkarılıyor, katılaştırılıyor, ancak bu önlemler bazı erkekleri caydırmada yeterli olmuyor. Her kadının bu fiziki ve sözlü saldırılara karşı geliştirdiği farklı yöntemler var…

Akşamları Zürih Langstrasse’deki bir restoran ya da kafede oturmak, Bahnhofstrasse’nin arka sokaklarında dolaşmak veya İstanbul Beyoğlu’nda gece tek başına dışarıdayken eve dönmek – bu anlar, birçok kadın için dikkatle düşünülmüş planlar gerektirir. Pek çok kadın, evlerine güvenli bir şekilde dönebilmek için ayrıntılı stratejiler geliştiriyor ve bu stratejilere sadık kalıyor.

İsviçreninsesi’ne yazan ve sorularımızı yanıtlayan kadınların isimlerini gizli tutmak için sembolik isimler kullanıyoruz.

Geç saatlerde güvenli bir şekilde eve dönmek için sıkça taksi kullanmak en iyi çözüm olabilir.

Winterthur’dan Ayşe: ”Kulağıma Kulaklık Takıyorum Müzik Dinliyormuş Numarası Yapıyorum”

Ayşe, aktif bir sporcu olarak sık sık koşuya çıkıyor. Ancak, koşu rotasını belirlerken sadece zindelik ve zamanını değil, aynı zamanda güvenliğini de ön planda tutuyor. Ayşe, gün ışığında koşmanın önemini çok iyi biliyor ve rotasını her zaman kalabalık bölgelerden geçecek şekilde planlıyor. Bu strateji sayesinde uzun süre yalnız kalmaktan kaçınıyor.

Kulaklık, Ayşe’nin vazgeçilmezlerinden biri. Ancak kulağında kulaklık olmasına rağmen müzik dinlemiyor; böylece dışarıdan müzik dinlediği sanılıyor ve erkekler ona laf atmaktan çekiniyor.

Ayşe, kulaklık takma numarasını günlük hayatında da sıkça kullanıyor. Bu sayede daha mesafeli görünüyor ve daha az insan onunla konuşmaya çalışıyor. Çevresindeki sesleri duyabilmek ve yaklaşan tehlikeleri fark edebilmek için müzik dinlememeyi tercih ediyor. “Dikkatli olmak her zaman daha iyidir,” diyor Ayşe, güvenliğini her zaman ön planda tutarak. Ayşe gibi bu numarayı kullanan birçok kadın var.

İstanbul’da Yaşayan Havva, ”Elbise Altıma İnce Bisiklet Şortu Giyiyorum”

Havva, yaz aylarının başında iki çift sıkı bisiklet şortu almış: biri beyaz, diğeri siyah. Giyeceği kıyafete göre seçim yaparken, ince ve esnek kumaşlı bu şortlar elbisesinin altında neredeyse görünmez şekilde duruyor. “Olası bir şey olması durumunda en azından altımda bir koruma hissiyatı olduğunu bilmek beni rahatlatıyor,” diyor Havva. Özellikle bu şortlar, örneğin bir pazar tezgahında veya metroda, tramvayda kalabalık bir ortamda olası dokunmalara veya tacizlere karşı bir önlem olarak seçilmiş. Havva, bisiklet şortlarını, hava ne kadar sıcak olursa olsun, artık “en azından koruma sağlamak amacıyla giyiyorum ve bu durumdan dolayı kendimi iyi güvende hissediyorum,” diyor.

Havva bazen ayna karşısında, kendisine yöneltilen cinsiyetçi sözlere karşı sadece başını çevirip sessizce uzaklaşmak yerine nasıl cesurca karşılık verebileceğini çalışıyor. Geçenlerde biri ona arkasından “Hey, göğüslerin çok seksi!” diye seslendiğinde, ayna karşısında artık bu tür durumlarda ne yapması gerektiğini biliyor: “Seninki de fena değilmiş.”

“Bir erkeğin ona “Özür dilerim, senin poponu dokunmadan geçemedim.” şeklindeki cinsiyetçi saldırısına karşı Havva’nın net bir cevabı var. Havva yüksek sesle şöyle der: “Sanırım senin gibi bir göt herife hiç kimsenin dokunmadığı için olabilir mi?”

Kadınlar Güvenliği İçin İnisiyatif Alıyor: Zürih’ten Türkan’ın Hikayesi

”O günden Beri karanlıktan Korkuyorum”

Türkan, genellikle gittiği yerlerden ya geç geliyor ya da gecikiyor. Ancak, geç kalmasının sebebi sadece park yeri bulmakla sınırlı değil. Şehir merkezinde uygun bir park yeri bulabilmek için uzun süre araştırma yapmak zorunda kalıyor. Geceleri aracına döneceğini biliyorsa, her zaman iyi aydınlatılmış ve kadınlar için ayrılan otopark alanlarını tercih ediyor. Yaya olarak gitmeyi seçse bile dar sokaklardan, ıssız yollardan ve karanlık sokaklardan kaçınıyor.

“Tüm bu önlemlerime rağmen, bazen gecikiyorum. Ancak, bu, yaşadığım olaylarla karşılaştırıldığında ne ki?” diyor Türkan.

Diğer olaylar neydi şeklindeki sorumuza sesi titreyerek cevap veriyor: “Nisan ayında bir akşam, eve dönerken bir adam tarafından durdurulup duvara itildim. Etraf karanlık, sokak lambasının ışığı ise çok uzaktaydı. Adam kulağıma, ‘Sen çok seksi bir şeysin, ben de seni arzuluyorum’ diye fısıldadı. Adamın ağzı alkol kokuyordu. ‘O an sadece düşündüm: Şimdi tecavüze uğrayacaksın. Şimdi, şimdi, şimdi…’ Her şey bitti dedim. Neyse ki, adam bir an vazgeçti ve gecenin içinde kayboldu. Geriye kalan sadece korku ve Türkan’ın günlük yaşamını kısıtlayan uzun yolculuklar olmuş.

Daha önce sonbaharı ve kışı seviyormuş, noel zamanını çok seviyormuş. Şimdi, “Artık sadece ‘Eyvah, saat yine 17:00 olacak, hava kararacak’ diyorum ve ”akşamın olmasından, havanın kararmasından korkuyorum” diyor.


Kanton Schwyz Wollerau’dan Melda’nın Güvenlik Tedbiri: Cep Telefonu Her Zaman Yanında

Melda, genellikle evden çıkarken cep telefonunu yanında taşımayı tercih ediyor. Ancak aslında telefonu evde bırakmayı daha çok istiyor. Onun için cep telefonu, sadece iletişim aracı veya dikkat dağıtıcı bir araç değil, aynı zamanda güvenlik için kritik bir öneme sahip.

Özellikle tek başına dışarıda olduğunda, Melda, nerede olduğunu ve ne yaptığını en azından bir kişiye bildirebilmek için telefonunu kullanıyor. Bu yüzden telefonunun şarjının dolu olmasına dikkat etmek, onun için hayati bir önem taşıyor. Ancak bazen bu durumun yorucu ve sinir bozucu olabildiğini ifade ediyor.

Melda, “Aslında özgürlüğü seviyorum, yani telefonsuz dolaşmayı,” diyor. Ancak, birisi onu takip ettiğinde veya eve dönüş yolunda veya arkadaşlarının yanına giderken telefonla iletişim kurabilmenin daha güvenli olduğunu belirtiyor.

Melda’nın gözünde, cep telefonu hem bir güvenlik kalkanı hem de bir iletişim aracı olarak önemini koruyor.

Luzern’de Yaşayan Deniz’in Güvenlik Tedbirleri: Anahtar Silah Gibi

Deniz’in Güvenlik Tedbirleri: Anahtar Silah Gibi

Geç saatlerde yalnız başına eve dönerken, Deniz her zaman elinde bir anahtar tutar. Küçük yaşlardan beri annesinden öğrendiği bu önlem, onun için bir güvenlik kalkanı gibi işlev görüyor.

Ancak bir gece, eve dönüş yolunda değil, büyük bir süpermarkette alışveriş yaparken başına gelmişti. Raflarda dolaşan bir müşteri, Deniz’i takip etti, sonunda arkasına geçip kollarını ve göğsünü taciz etti. Deniz, adamın elini sert bir şekilde ittikten sonra, onu bırakmasını söyledi. Ancak mağaza çalışanları ve diğer müşteriler olaya sessiz kaldı. Deniz, son çare olarak anahtarını alıp adamın eline vurdu. Adam, “Seni fahişe ve saldırgan kadın!” diye bağırdı ve hızla oradan uzaklaştı. Deniz, ”Annenin öğütleri işe yarıyor.” diyor.

Deniz’in annesi, kızının son zamanlarda bir erkek arkadaşının gölde pedalo sürme davetini reddetmesinin sebebini açıkladı: “Güvenli bir yerde buluşun, mümkünse kalabalık ortamları tercih edin. Eğer bir sorun olursa, size yardımcı olabilecek insanlar yakınınızda olur.” Deniz annesinin bu öğütlerini hep dikkate alıp kurallarını hiç ihlam etmiyormuş.

Göz Temasından Kaçış ve Tren ve Tramvaylardaki Boş Vagonlar: Zürih Dietion’dan Aylin’in Hikayesi

Aylin, sokakta yürürken göz temasını genellikle karşılaştığı erkeklerle kesiyor. Bu basit önlem, istenmeyen dikkatleri çekmekten kaçınmasına yardımcı oluyor. Aylin, “Göz göze gelirsem, bazıları durup konuşmaya başlıyor ve ben sohbet etmek istemediğimi belirtsem bile dinlemiyorlar. Bu alışkanlığı kazandım, artık zor değil ama bir yandan da üzücü,” diyor.

Özellikle akşamları toplu taşıma ile seyahat ederken, Aylin dikkatli olmaya özen gösteriyor. Kadınların veya ailelerin bulunduğu bölgelere oturmayı tercih ediyor. “Tren ve tramvay yolculuklarında boş ve erkeklerin yoğun olduğu vagonlardan kaçınıyorum. Kendimi herhangi bir tehlikeye atmamam gerektiğini düşünüyorum,” şeklinde konuşuyor.

Alkolün etkisi altında olan durumlarda, birçok erkek oturduğu koltuğun yan tarafına ya da karşısına bir kadının gelmesini bir davet olarak algılayabiliyor. Aylin, bu tür durumlarla sık sık karşılaştığını belirtiyor. “Sohbet etmek istemediğimi söylediğimde, bazen çok agresif tepkiler alıyorum. ‘Kibirli, kendini beğenmiş, arogant kadın’ gibi suçlamalar yapılıyor veya isteğim dikkate alınmıyor ve konuşma devam ediyor,” diyor. Aylin ardından kalkar ve gider. Trende sık sık tuvalete gider, çünkü orada kapıyı kilitleyebildiğini söylüyor. Otobüste ve tramvayda bazen şoförün yanına kadar gider. Aylin, “Ve her seferinde, bisiklet yerine otobüsü tercih ettiğim için aptal olduğumu düşünüyorum.”

Aylin, günlük hayatında aldığı bu tedbirlerin ve yaşadığı deneyimlerin ona daha güvenli hissettirdiğini ifade ediyor.

Yalnız başına dışarıda olanlar genellikle erkek gruplarından uzak duruyor. Çoğu zaman, erkeklerin yoğun olduğu alanlardan kaçınmak için yolunu değiştiriyorlar, güvenliklerini sağlamak adına basit bir önlem olarak.

Görülenleri Söylemek: Zürih Glattbrugg’ta yaşayan Esra’nın Seyahat Hikayesi

Esra, genellikle kısa mesafelerde bisiklet kullanmayı tercih eden bir kadın. Ancak ara sıra yurtdışına çıkıp farklı şehirleri keşfetmeyi de seviyor. Uzun yolculuklar öncesinde ise masrafları ve beraberinde getirebileceği zorlukları göz önünde bulundurarak karar veriyor. “Uzun mesafe seyahatleri pahalı ve bazen rahatsız edici olabiliyor,” diyor.

Geçtiğimiz günlerde Flixbus ile yaptığı bir gece seyahati deneyimi hala tazeliğini koruyor. Otobüste diğer yolcuların uyuduğu bir anda, omuzlarına bir elin kaydığını hissetti. “Birisi parmakla bana dokunduğunda, şoka uğradım,” diye açıklıyor Esra. İndiğinde, yanında oturan bir erkek yolcunun yaşadığı olayı fark ettiğini ve durumdan dolayı üzgün olduğunu belirttiğini aktarıyor. Bu olay, Esra’ya gördüklerini paylaşmanın ve toplumsal farkındalığı artırmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlattı. “Bazen bir durumu değiştiremeyebiliriz ama gördüklerimizi anlatmak önemli,” diyor Esra. “Bu şekilde başkalarına yardımcı olabiliriz.”

Esra’nın yaşadığı bu olay, seyahat sırasında karşılaşılan güvenlik zorluklarını ve buna karşı nasıl tepki verilebileceğini gözler önüne seriyor. Görülenleri paylaşmanın, toplumda daha güvenli bir ortam yaratmak adına önemli bir adım olduğunu vurguluyor.

Esra, henüz on iki yaşındayken tren yolculuğunda ilk kez birinin elini dizine koyduğunu hissetmiş. Trenin dolu olmasına rağmen diğer yolcuların ne olduğunu görmelerine rağmen hiçbiri bir şey söylememiş. Bu tür durumlar Esra için birkaç kez tekrarlanmış. Başlangıçta donup kalsa da zamanla ayağa kalkmaya veya “Lütfen dur!” demeye başlayabilmiş.

Esra, “Anlamadığım şey, biri trende sesli rahatsızlık verdiğinde insanların nasıl tepki gösterdiği. Müzik dinleyen birine kızıp kalkabiliyorlar ama açıkça cinsel saldırıya şahit olduklarında neden gözlerini kaçırıyorlar? Yardım istediğimde hemen birinin yardım edeceğini bilsem her şey daha güzel olacak. Ama maalesef öyle değil. Ya da insanlar ne olup bittiğini görüp kendi başlarına müdahale etse veya bir kadının yardım istemesine gerek kalmadan o kişiye dersini verse.”

Kadınların anonimliğini korumak için bu makalede isimlerini, yaşlarını veya mesleklerini belirtmemeyi tercih ediyoruz.

#CinselTacizeKarşıStratejiler #KadınGüvenliği #ToplumsalFarkındalık #KadınHakları #KadınGücü #cinseltaciz #sexuelleübergriff #schweiz #isviçre #isviçredehayat #kadınlar #Frauen #vergewaltigung #stopgewalt # suisse #svizzera #

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

FEDERAL HÜKÜMET, ÇALIŞMAYAN UKRAYNALILAR ÜZERİNDE BASKIYI ARTIRACAK

yazar

Yayınlayan

on

By

İsviçre Federal Hükümeti, işsiz Ukraynalı koruma başvurusunda bulunanlara yönelik baskıyı artırma kararı aldı. Yeni önlemler arasında sosyal yardımların kısılması yer alıyor. Hükümetin hedefi, yıl sonuna kadar Ukraynalıların istihdam oranını %40’a çıkarmak.

Federal Hükümet, iş bulamayan Ukraynalıları çalışmaya teşvik etmek amacıyla çeşitli düzenlemeler getiriyor. Sosyal yardım kesintileri ve iş sözleşmeleri için basit bildirim yükümlülükleri gibi önlemler gündemde. Eylül ayında yapılan açıklamaya göre, Ukraynalı mültecilerin entegrasyon kurslarına katılmaları zorunlu hale getirilecek. Entegrasyon sürecine uymayanlara ise yaptırımlar uygulanabilecek.

YAPTIRIMLAR VE YENİ DÜZENLEMELER

Bugün mevcut olan sistemde, dil kurslarına katılmayı reddedenlere yönelik yaptırımlar uygulanabiliyor. Ancak koruma başvurusunda bulunanların bu kurallara tabi olup olmadığı açıkça belirtilmiyor. Hükümet, bu durumu düzeltmek için Adalet Bakanlığı’na gerekli talimatları vermiş durumda.

Hükümetin planları, kantonlar ve belediyelere daha sıkı yaptırımlar uygulama talimatı vermek üzerine kurulu. Kantonal yönetimlerin, Ukraynalıları iş bulmaya teşvik etmek için sosyal yardım kesintilerini daha aktif bir şekilde kullanması bekleniyor. Örneğin, Bern kantonunda bir Ukraynalı, toplu konutta yaşıyorsa 382 Frank, bireysel konutta yaşıyorsa 696 Frank alıyor. Bu miktar, normal mülteci sosyal yardımlarına göre daha düşük kalıyor. Sosyal Hizmetler Konferansı (Skos), sosyal yardımlarda %15 oranında bir kesinti öneriyor.

İSTİHDAM HEDEFİ

Hükümet, istihdam oranını yıl sonuna kadar %40’a çıkarmayı planlıyor. Bu hedefin gerçekleştirilmesiyle sosyal harcamaların azaltılması ve devlet bütçesinin rahatlatılması amaçlanıyor. Ayrıca, iş arayan Ukraynalıların kantonlar arası geçişinin kolaylaştırılması ve iş sözleşmeleri için yalnızca bir bildirim zorunluluğunun getirilmesi planlanıyor.

Ukraynalı mültecilerin iş bulmalarını desteklemek için Adrian Gerber, Ukraynalılar için en üst düzey iş arama uzmanı olarak atanmış durumda. Gerber, işverenler ile mülteciler arasında köprü kurmayı hedefliyor.

Sosyal yardımların kesilmesine ilişkin düzenlemeler şu an Adalet Bakanlığı tarafından gözden geçiriliyor ve bu konuda bir kamuoyu yoklaması önümüzdeki yılın başlarında yapılması bekleniyor.

#SosyalHizmet #Ukrayna #İsviçre #İstihdam #Ukrayna #Ukraine #Ukraine #Ukraine #Ucrania #Ucraina #أوكرانيا #Украина #Ukraina #İsviçreSosyalYardım #Glarus #Schwyz #Schaffhausen #StGallen #Zürich #KantonalDestek #GöçmenHakkı #HizmetEşitsizliği #Switzerland #Schweiz #Suisse #Svizzera #Svizra #Suiza #Suíça #Sveits #Zwitserland #Švica #Švýcarsko #Shveytsariya #Švicarska #isvicrehaberleri #luzern #zürich #zürih #basel #bern #isvicredehayat

Haberin Devamını Oku

Gündem

KANTONLARA GÖRE DEĞİŞEN SOSYAL YARDIM: SIĞINMA BAŞVURUSU YAPANLAR NE KADAR DESTEK ALIYOR?

yazar

Yayınlayan

on

By

Sığınma başvurusu yapanlar için sosyal yardımlarla ilgili birçok yanlış bilgi dolaşıyor. Gerçekten ne kadar yardım alıyorlar? İsviçreninsesi, takipçilerinden ve okuyucularından aldığı bilgilerle birlikte Türkiye’den İsviçre’ye gelen sığınma başvurusu yapanlarla yapılan görüşmeler sonucunda bazı kantonlar için yardım miktarlarını derledi.

Sığınma başvurusu yapanların geçimlerini sağlamak için ne kadar paraya ihtiyaçları var? Bu, kantona göre değişiklik göstermekte.

Sığınma ( asyl) başvuruların sayısı düşse de, bu konu siyasette hala gündemde. Eylül ayında parlamentoda olağanüstü bir sığınma oturumu bile düzenlendi. Ancak, İsviçre’de sığınma başvurusu ile yaşamanın ne anlama geldiği tam olarak nedir? Analizin odak noktası, “N belgesi” olan kişilerdir. Bunlar, İsviçre’de sığınma başvurusu yapmış ve Göç İdaresi Sekreterliği (SEM) kararını bekleyen kişilerdir.

Glarus, Schwyz, Schaffhausen, St. Gallen ve Zürich’te Ne Kadar Destek Alıyorlar?
Sığınma başvurusu yapanlar, geçimlerini kendi başlarına sağlayamıyorsa sosyal yardım alırlar. Bu yardım, mütevazı ancak insani bir yaşam sürmelerini ve sosyal hayata katılmalarını sağlamak amacıyla verilmektedir. Bu, İsviçre Sosyal Yardım Konferansı’nın (SKOS) yönergelerinde belirtilmiştir.

Temel maddi güvenceler; yaşam giderleri için asgari ihtiyaç, tıbbi temel hizmetler ve konut masraflarını kapsar – burada, her belediyeye göre farklı maksimum kira limitleri uygulanır. Yaşama yerlerine göre bu tutarlar oldukça farklılık gösterebileceğinden, aşağıdaki karşılaştırma yalnızca yaşam giderleri için asgari ihtiyacı dikkate alacaktır. Asgari ihtiyaç, hanehalkındaki kişi sayısına göre belirlenir – genellikle çocuklar ve yetişkinler arasında ayrım yapılmadan. Ödemeler, kantonların belirlediği oranlar ve önerilere göre, belediyeler tarafından yapılır.

N statüsündeki kişilere yönelik kurallar:

  • Çalışma ve entegrasyon: Çalışma izni gerekmektedir. Almanca kursları gibi entegrasyon önlemleri için herhangi bir yasal hak yoktur.
  • İkamet seçimi: İkamet yeri serbestçe seçilemez. Göç İdaresi Sekreterliği (SEM) ve kantonlar, kişileri bir belediyeye tahsis eder.
  • Aile birleşimi: Sığınma süresi boyunca izin verilmez.
  • Konaklama durumu: Yerleşim, mevcut olanaklara ve aile durumuna göre toplu veya bireysel barınma yerlerinde yapılır.
  • Sosyal yardım: Destek miktarı kantonlara göre değişiklik gösterir.

Glarus: Günde 12 Frank
Glarus kantonunda, sığınma başvurusu yapanlar günde 12 Frank alıyor. Tek bir kişi, 31 gün olan bir ayda 372 Frank alıyor. Bu miktar, gıda, içecek, hijyen, kişisel ulaşım, cep telefonu, boş zaman ve eğlence masraflarını karşılamayı amaçlamaktadır. Giysi için, günlük başına kişi başı 1 Frank ek olarak ödenmektedir. Bu dağıtım, tarihsel bir geçmişe dayanmaktadır; Glarus kantonunun iletişim departmanı bunu belirtmektedir. Normal temel ihtiyaçlar için entegrasyon planlanmaktadır. Giysi yardımı ile birlikte, yalnızca tek bir kişi bir ayda 403 Frank alırken, dört kişilik bir aile 1.612 Frank almaktadır.

Schwyz: Günde 14 veya 13.50 Frank
Schwyz kantonu da günlük ödemelerle çalışmaktadır. “Sığınma Sosyal Yardım Kılavuzu”na göre, tek kişilik bir hane için bu miktar günde 14 Frank’tır. Hanehalkındaki her ek kişi için bu miktar 13.50 Frank’tır; ilk çocuk için 13 Frank, ikinci çocuk için 12 Frank ve üçüncü çocuk için 8 Frank’tır. Kılavuzdaki hesaplamalara göre, Schwyz kantonunda bir tek kişi ayda 425 Frank alırken, iki çocuklu bir aile 1.597 Frank alır. Bu miktar, yemek, içecek, giysi, hijyen, cep telefonu ve kişisel geziler için ulaşım masraflarını karşılamalıdır.

Schaffhausen: Ayda 422 Frank
Schaffhausen’daki sosyal yardım miktarı da benzer şekilde yüksektir. Kantonel uygulama kılavuzuna göre, tek bir kişi ayda 422 Frank alırken, dört kişilik bir aile 1.435 Frank almaktadır. Bu aylık ödemeye, gıda ve içecek, sürekli ev yönetimi, harçlık, giysi, sağlık bakımı ve “kişisel malzeme” (örneğin, yazı malzemesi) dahildir. Durumsal yardımlar olarak enerji tüketimi veya ulaşım masrafları ek olarak karşılanmaktadır. Kantonel sosyal hizmetler müdürü, Schaffhausen kantonunun “eğlence aktiviteleri ve diğerleri için maliyetlerin düzenlendiği” kapsamlı bir durumsal yardımlar listesine sahip olduğunu belirtmektedir. Bu nedenle, ödemeler diğer kantonlarla sınırlı olarak karşılaştırılabilir.

St. Gallen: 500 Frank
St. Gallen kantonu da destek miktarları için bir kılavuz belirlemektedir. Tek bir kişi ayda 500 Frank alırken, dört kişilik bir aile 1.650 Frank almaktadır. Bu miktar, gıda ve içecek, giysi, hijyen, enerji tüketimi, toplu taşıma, boş zaman, internet, cep telefonu, spor ve eğlence masraflarını karşılamaktadır.

Zürich: 722 Frank
Zürich kantonunda, belediyeler sığınmacılar için destek miktarlarını belirlemektedir. Kantonun sosyal konferansı, önerilerde bulunmaktadır. Bu önerilere göre, tek bir kişi 722 Frank alırken, dört kişilik bir aile 1.545 Frank almaktadır.

Doğrudan Karşılaştırma
Sığınma başvurusu yapanların aylık destekleri, kanton ve hatta belediye bazında değişiklik göstermektedir. Liste, bu farklılıkları gösterirken, ek yardımlarla bazı farklılıkların dengelenebileceği de belirtilmektedir. Örneğin, giysi yardımları, harçlıklar, internet ve serafe ücretleri gibi ayrı para yardımları veya mobilya, temizlik malzemeleri, tabak, bebek maması gibi maddi yardımlar sunulmaktadır.

Eşitsizlik: Kantonal Mentalitenin Sonucu
Yukarıda belirtilen ek yardımlar, büyük farklılıkları tamamen dengelememektedir; bu, İsviçre Sosyal Yardım Konferansı (SKOS) tarafından yayınlanan bir pozisyon belgesinde ifade edilmektedir. Asıl başvuruda bulunanlar ve geçici olarak kabul edilen kişiler SKOS’un kapsamına doğrudan girmemekle birlikte, kantonlardaki ilgili kurumlar desteklerin belirlenmesinde genellikle SKOS’un yönergelerine yönelmektedir.

SKOS iletişim direktörü Ingrid Hess, kantonlar arasındaki farklılıkları doğrularken, bir birleştirme ihtimaline ilişkin politikaya atıfta bulunmaktadır: “Bu bir federalizmdir. Federal hükümet, kantonlara bir toplam miktar ödemekte ve kantonlar mültecilerin ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Bu nedenle, bir uyum sağlamak için kantonal sosyal yardım direktörleri ve müdürleri konferansı (SODK) sorumludur.”

#SığınmaBaşvurusu #SosyalYardım #İsviçre #Kantonlar #Göç #Sığınmacılar #İltica #YardımMiktarları #SosyalHizmetler #İsviçreSosyalYardım #Glarus #Schwyz #Schaffhausen #StGallen #Zürich #KantonalDestek #GöçmenHakkı #HizmetEşitsizliği #Switzerland #Schweiz #Suisse #Svizzera #Svizra #Suiza #Suíça #Sveits #Zwitserland #Švica #Švýcarsko #Shveytsariya #Švicarska #isvicrehaberleri #luzern #zürich #zürih #basel #bern #isvicredehayat

Haberin Devamını Oku

Gündem

ALMANYA’YA EN FAZLA KAÇAK GİRİŞ DENEMESİ VE GERİ ÇEVİRME İSVİÇRE SINIRINDAN

yazar

Yayınlayan

on

By

Almanya Federal Polisi, 2024’ün ilk dokuz ayında toplam 53.410 izinsiz giriş vakası tespit etti ve en fazla kaçak giriş ile geri çevirme İsviçre sınırında kaydedildi. İsviçre sınırında 9.113 kişi geri çevrilirken, toplamda 28.321 kişi Almanya’nın kara sınırlarından geri çevrildi. Bild am Sonntag’ın haberine göre, bu veriler Alman Basın Ajansı tarafından Federal Polisçe de doğrulandı. İsviçre sınırlarından Almanya’ya kaçak girişlerin yüksek olması, İsviçre’ye girişlerin kolay olması ve Almanya’ya İsviçre üzerinden girmeye çalışılması olarak yorumlanıyor. Almanya’nın sınır kontrollerini sıkılaştırması da İsviçre’yi uzun süredir rahatsız ediyor.

Almanya Federal Polisi, 2024’ün ilk dokuz ayında ülkenin kara sınırlarında toplam 53.410 izinsiz giriş vakası kaydetti. Bu süreçte, 28.321 kişi çeşitli noktalarda geri çevrildi. Bild am Sonntag’ın haberine göre, bu veriler Alman Basın Ajansı tarafından da doğrulandı.

Yılın İlk Dokuz Ayındaki İstatistikler

Federal Polis, 1.195 kaçakçıyı yakalayarak 1.088 kaçakçılık vakasını da tespit etti. Yapılan açıklamalara göre, bu rakamlar sadece kara sınırlarında yapılan denetimlere dayanıyor; havalimanları ve deniz limanlarındaki denetimler ise bu verilerde yer almıyor. Ayrıca, sınır verilerinin zamanla değişebileceği, çünkü bazı verilerin daha sonra güncellenebileceği de vurgulandı.

Bu dönemde, güvenlik güçleri 7.783 kişi üzerinde açık tutuklama emirlerini yerine getirdi. Yakalanan bu kişilerin çoğunluğu, ödenmemiş para cezaları, ağır suçlar veya cezaevine girmemiş olmaları nedeniyle gözaltına alındı. Bazı durumlarda, uluslararası aramalar da söz konusuydu.

Geri Çevirmelerde İlk Sıra

Sınır kontrollerinde en fazla geri çevrilme, İsviçre sınırında gerçekleşti. Burada 9.113 kişi geri çevrilirken, diğer ülkelerdeki geri çevirmeler sırasıyla şöyle gerçekleşti: Polonya’da 7.862, Avusturya’da 5.468 ve Fransa’da 2.350 kişi. Geri çevrilenlerin çoğunluğunu Ukraynalılar (5.935 kişi), Suriyeliler (4.708 kişi) ve Afganlar (2.396 kişi) oluşturdu.

Federal polis, 1.482 kişinin daha önce sınır dışı edilmesine rağmen, yine de Almanya’ya girmeye çalıştığını bildirdi. Bir kişi, geçerli bir oturum belgesi olmadan sınırı geçmeye çalıştığında izinsiz giriş yapmış sayılıyor. Geri çevirme işlemleri, yalnızca bir kişinin sığınma talebinde bulunmadığı veya geçici giriş yasağı bulunduğu durumlarda gerçekleşebiliyor.

Sınır Kontrollerinin Gerekçesi

Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser, 15 Eylül’den itibaren tüm kara sınırlarında uygulanan sabit kontrollerin gerekçesini, düzensiz göç ve uluslararası suçların önlenmesi olarak açıkladı. Bu kontroller, Danimarka, Hollanda, Belçika ve Lüksemburg sınırlarını kapsıyor. Fransa ile olan sınırda ise Olimpiyat Oyunları nedeniyle daha önceden kontroller yapılmıştı.

Daha önce, Polonya, Çek Cumhuriyeti ve İsviçre sınırlarında denetimler 2023 yılının Ekim ayından beri devam etmekte. Almanya-Avusturya sınırında ise bu kontroller 2015 yılından beri uygulanıyor.

Gelecek Beklentileri

Sınır kontrollerinin, geri çevirmeler için gerekli bir ön koşul olduğunu belirten yetkililer, bunların yalnızca sınırda yapılabileceğine dikkat çekiyor. Almanya’daki futbol Avrupa Şampiyonası sırasında, 2024 yazında tüm kara sınırlarında geçici kontroller uygulanmıştı.

1 Kasım’da, Almanya Federal Polisi tarafından yapılan sınır kontrollerinin genel etkileri ve detaylı istatistikler hakkında bir raporun açıklanması bekleniyor. Bu rapor, kontrollerin etkinliği ve izinsiz girişler üzerindeki etkilerini daha iyi anlamamıza yardımcı olacak.

#İsviçresınır #bundespolizei #almanya #deutschland #asyl#İsvicre #Aargau #İsviçre #Tessin #Switzerland #Schweiz #Suisse #Svizzera #Svizra #Suiza #Suíça #Sveits #Zwitserland #Švica #Švýcarsko #Shveytsariya #Švicarska #isvicrehaberleri #luzern #zürich #zürih #basel #bern #isvicredehayat #berlin

Haberin Devamını Oku
Reklam

Trendler