İsviçre
Kadınlar, Cinsel Tacizden Nasıl Korunduklarını Anlatıyor
Kadınlar, cinsel tacizden korunmak için anahtarlar, bisiklet şortu ve dolambaçlı yollar gibi çeşitli yöntemler kullanıyor. Bu yazıda, kadınlar bu stratejilerini ve neden bu yöntemleri tercih ettiklerini paylaşıyorlar.
Kadınların anonimliğini korumak için bu makalede isimlerini değiştiriyoruz, yaşlarını veya mesleklerini belirtmemeyi tercih ediyoruz. Bu haberde İsviçreninsesi’ne yazan ve sorularımızı yanıtlayan kadınların isimlerini gizli tutmak için sembolik isimler ve görseller kullanıyoruz.
Bir cadde üzerinde yürürken arkandan bir ıslık sesi duymak, yabancı bir erkeğin rızanız dışında bedeninize dokunması – pek çok kadın kamusal alanda cinsel taciz yaşadı ve yaşamaya devam ediyor. Yasalar çıkarılıyor, katılaştırılıyor, ancak bu önlemler bazı erkekleri caydırmada yeterli olmuyor. Her kadının bu fiziki ve sözlü saldırılara karşı geliştirdiği farklı yöntemler var…
Akşamları Zürih Langstrasse’deki bir restoran ya da kafede oturmak, Bahnhofstrasse’nin arka sokaklarında dolaşmak veya İstanbul Beyoğlu’nda gece tek başına dışarıdayken eve dönmek – bu anlar, birçok kadın için dikkatle düşünülmüş planlar gerektirir. Pek çok kadın, evlerine güvenli bir şekilde dönebilmek için ayrıntılı stratejiler geliştiriyor ve bu stratejilere sadık kalıyor.
İsviçreninsesi’ne yazan ve sorularımızı yanıtlayan kadınların isimlerini gizli tutmak için sembolik isimler kullanıyoruz.
Geç saatlerde güvenli bir şekilde eve dönmek için sıkça taksi kullanmak en iyi çözüm olabilir.
Winterthur’dan Ayşe: ”Kulağıma Kulaklık Takıyorum Müzik Dinliyormuş Numarası Yapıyorum”
Ayşe, aktif bir sporcu olarak sık sık koşuya çıkıyor. Ancak, koşu rotasını belirlerken sadece zindelik ve zamanını değil, aynı zamanda güvenliğini de ön planda tutuyor. Ayşe, gün ışığında koşmanın önemini çok iyi biliyor ve rotasını her zaman kalabalık bölgelerden geçecek şekilde planlıyor. Bu strateji sayesinde uzun süre yalnız kalmaktan kaçınıyor.
Kulaklık, Ayşe’nin vazgeçilmezlerinden biri. Ancak kulağında kulaklık olmasına rağmen müzik dinlemiyor; böylece dışarıdan müzik dinlediği sanılıyor ve erkekler ona laf atmaktan çekiniyor.
Ayşe, kulaklık takma numarasını günlük hayatında da sıkça kullanıyor. Bu sayede daha mesafeli görünüyor ve daha az insan onunla konuşmaya çalışıyor. Çevresindeki sesleri duyabilmek ve yaklaşan tehlikeleri fark edebilmek için müzik dinlememeyi tercih ediyor. “Dikkatli olmak her zaman daha iyidir,” diyor Ayşe, güvenliğini her zaman ön planda tutarak. Ayşe gibi bu numarayı kullanan birçok kadın var.
İstanbul’da Yaşayan Havva, ”Elbise Altıma İnce Bisiklet Şortu Giyiyorum”
Havva, yaz aylarının başında iki çift sıkı bisiklet şortu almış: biri beyaz, diğeri siyah. Giyeceği kıyafete göre seçim yaparken, ince ve esnek kumaşlı bu şortlar elbisesinin altında neredeyse görünmez şekilde duruyor. “Olası bir şey olması durumunda en azından altımda bir koruma hissiyatı olduğunu bilmek beni rahatlatıyor,” diyor Havva. Özellikle bu şortlar, örneğin bir pazar tezgahında veya metroda, tramvayda kalabalık bir ortamda olası dokunmalara veya tacizlere karşı bir önlem olarak seçilmiş. Havva, bisiklet şortlarını, hava ne kadar sıcak olursa olsun, artık “en azından koruma sağlamak amacıyla giyiyorum ve bu durumdan dolayı kendimi iyi güvende hissediyorum,” diyor.
Havva bazen ayna karşısında, kendisine yöneltilen cinsiyetçi sözlere karşı sadece başını çevirip sessizce uzaklaşmak yerine nasıl cesurca karşılık verebileceğini çalışıyor. Geçenlerde biri ona arkasından “Hey, göğüslerin çok seksi!” diye seslendiğinde, ayna karşısında artık bu tür durumlarda ne yapması gerektiğini biliyor: “Seninki de fena değilmiş.”
“Bir erkeğin ona “Özür dilerim, senin poponu dokunmadan geçemedim.” şeklindeki cinsiyetçi saldırısına karşı Havva’nın net bir cevabı var. Havva yüksek sesle şöyle der: “Sanırım senin gibi bir göt herife hiç kimsenin dokunmadığı için olabilir mi?”
Kadınlar Güvenliği İçin İnisiyatif Alıyor: Zürih’ten Türkan’ın Hikayesi
”O günden Beri karanlıktan Korkuyorum”
Türkan, genellikle gittiği yerlerden ya geç geliyor ya da gecikiyor. Ancak, geç kalmasının sebebi sadece park yeri bulmakla sınırlı değil. Şehir merkezinde uygun bir park yeri bulabilmek için uzun süre araştırma yapmak zorunda kalıyor. Geceleri aracına döneceğini biliyorsa, her zaman iyi aydınlatılmış ve kadınlar için ayrılan otopark alanlarını tercih ediyor. Yaya olarak gitmeyi seçse bile dar sokaklardan, ıssız yollardan ve karanlık sokaklardan kaçınıyor.
“Tüm bu önlemlerime rağmen, bazen gecikiyorum. Ancak, bu, yaşadığım olaylarla karşılaştırıldığında ne ki?” diyor Türkan.
Diğer olaylar neydi şeklindeki sorumuza sesi titreyerek cevap veriyor: “Nisan ayında bir akşam, eve dönerken bir adam tarafından durdurulup duvara itildim. Etraf karanlık, sokak lambasının ışığı ise çok uzaktaydı. Adam kulağıma, ‘Sen çok seksi bir şeysin, ben de seni arzuluyorum’ diye fısıldadı. Adamın ağzı alkol kokuyordu. ‘O an sadece düşündüm: Şimdi tecavüze uğrayacaksın. Şimdi, şimdi, şimdi…’ Her şey bitti dedim. Neyse ki, adam bir an vazgeçti ve gecenin içinde kayboldu. Geriye kalan sadece korku ve Türkan’ın günlük yaşamını kısıtlayan uzun yolculuklar olmuş.
Daha önce sonbaharı ve kışı seviyormuş, noel zamanını çok seviyormuş. Şimdi, “Artık sadece ‘Eyvah, saat yine 17:00 olacak, hava kararacak’ diyorum ve ”akşamın olmasından, havanın kararmasından korkuyorum” diyor.
Kanton Schwyz Wollerau’dan Melda’nın Güvenlik Tedbiri: Cep Telefonu Her Zaman Yanında
Melda, genellikle evden çıkarken cep telefonunu yanında taşımayı tercih ediyor. Ancak aslında telefonu evde bırakmayı daha çok istiyor. Onun için cep telefonu, sadece iletişim aracı veya dikkat dağıtıcı bir araç değil, aynı zamanda güvenlik için kritik bir öneme sahip.
Özellikle tek başına dışarıda olduğunda, Melda, nerede olduğunu ve ne yaptığını en azından bir kişiye bildirebilmek için telefonunu kullanıyor. Bu yüzden telefonunun şarjının dolu olmasına dikkat etmek, onun için hayati bir önem taşıyor. Ancak bazen bu durumun yorucu ve sinir bozucu olabildiğini ifade ediyor.
Melda, “Aslında özgürlüğü seviyorum, yani telefonsuz dolaşmayı,” diyor. Ancak, birisi onu takip ettiğinde veya eve dönüş yolunda veya arkadaşlarının yanına giderken telefonla iletişim kurabilmenin daha güvenli olduğunu belirtiyor.
Melda’nın gözünde, cep telefonu hem bir güvenlik kalkanı hem de bir iletişim aracı olarak önemini koruyor.
Luzern’de Yaşayan Deniz’in Güvenlik Tedbirleri: Anahtar Silah Gibi
Deniz’in Güvenlik Tedbirleri: Anahtar Silah Gibi
Geç saatlerde yalnız başına eve dönerken, Deniz her zaman elinde bir anahtar tutar. Küçük yaşlardan beri annesinden öğrendiği bu önlem, onun için bir güvenlik kalkanı gibi işlev görüyor.
Ancak bir gece, eve dönüş yolunda değil, büyük bir süpermarkette alışveriş yaparken başına gelmişti. Raflarda dolaşan bir müşteri, Deniz’i takip etti, sonunda arkasına geçip kollarını ve göğsünü taciz etti. Deniz, adamın elini sert bir şekilde ittikten sonra, onu bırakmasını söyledi. Ancak mağaza çalışanları ve diğer müşteriler olaya sessiz kaldı. Deniz, son çare olarak anahtarını alıp adamın eline vurdu. Adam, “Seni fahişe ve saldırgan kadın!” diye bağırdı ve hızla oradan uzaklaştı. Deniz, ”Annenin öğütleri işe yarıyor.” diyor.
Deniz’in annesi, kızının son zamanlarda bir erkek arkadaşının gölde pedalo sürme davetini reddetmesinin sebebini açıkladı: “Güvenli bir yerde buluşun, mümkünse kalabalık ortamları tercih edin. Eğer bir sorun olursa, size yardımcı olabilecek insanlar yakınınızda olur.” Deniz annesinin bu öğütlerini hep dikkate alıp kurallarını hiç ihlam etmiyormuş.
Göz Temasından Kaçış ve Tren ve Tramvaylardaki Boş Vagonlar: Zürih Dietion’dan Aylin’in Hikayesi
Aylin, sokakta yürürken göz temasını genellikle karşılaştığı erkeklerle kesiyor. Bu basit önlem, istenmeyen dikkatleri çekmekten kaçınmasına yardımcı oluyor. Aylin, “Göz göze gelirsem, bazıları durup konuşmaya başlıyor ve ben sohbet etmek istemediğimi belirtsem bile dinlemiyorlar. Bu alışkanlığı kazandım, artık zor değil ama bir yandan da üzücü,” diyor.
Özellikle akşamları toplu taşıma ile seyahat ederken, Aylin dikkatli olmaya özen gösteriyor. Kadınların veya ailelerin bulunduğu bölgelere oturmayı tercih ediyor. “Tren ve tramvay yolculuklarında boş ve erkeklerin yoğun olduğu vagonlardan kaçınıyorum. Kendimi herhangi bir tehlikeye atmamam gerektiğini düşünüyorum,” şeklinde konuşuyor.
Alkolün etkisi altında olan durumlarda, birçok erkek oturduğu koltuğun yan tarafına ya da karşısına bir kadının gelmesini bir davet olarak algılayabiliyor. Aylin, bu tür durumlarla sık sık karşılaştığını belirtiyor. “Sohbet etmek istemediğimi söylediğimde, bazen çok agresif tepkiler alıyorum. ‘Kibirli, kendini beğenmiş, arogant kadın’ gibi suçlamalar yapılıyor veya isteğim dikkate alınmıyor ve konuşma devam ediyor,” diyor. Aylin ardından kalkar ve gider. Trende sık sık tuvalete gider, çünkü orada kapıyı kilitleyebildiğini söylüyor. Otobüste ve tramvayda bazen şoförün yanına kadar gider. Aylin, “Ve her seferinde, bisiklet yerine otobüsü tercih ettiğim için aptal olduğumu düşünüyorum.”
Aylin, günlük hayatında aldığı bu tedbirlerin ve yaşadığı deneyimlerin ona daha güvenli hissettirdiğini ifade ediyor.
Yalnız başına dışarıda olanlar genellikle erkek gruplarından uzak duruyor. Çoğu zaman, erkeklerin yoğun olduğu alanlardan kaçınmak için yolunu değiştiriyorlar, güvenliklerini sağlamak adına basit bir önlem olarak.
Görülenleri Söylemek: Zürih Glattbrugg’ta yaşayan Esra’nın Seyahat Hikayesi
Esra, genellikle kısa mesafelerde bisiklet kullanmayı tercih eden bir kadın. Ancak ara sıra yurtdışına çıkıp farklı şehirleri keşfetmeyi de seviyor. Uzun yolculuklar öncesinde ise masrafları ve beraberinde getirebileceği zorlukları göz önünde bulundurarak karar veriyor. “Uzun mesafe seyahatleri pahalı ve bazen rahatsız edici olabiliyor,” diyor.
Geçtiğimiz günlerde Flixbus ile yaptığı bir gece seyahati deneyimi hala tazeliğini koruyor. Otobüste diğer yolcuların uyuduğu bir anda, omuzlarına bir elin kaydığını hissetti. “Birisi parmakla bana dokunduğunda, şoka uğradım,” diye açıklıyor Esra. İndiğinde, yanında oturan bir erkek yolcunun yaşadığı olayı fark ettiğini ve durumdan dolayı üzgün olduğunu belirttiğini aktarıyor. Bu olay, Esra’ya gördüklerini paylaşmanın ve toplumsal farkındalığı artırmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlattı. “Bazen bir durumu değiştiremeyebiliriz ama gördüklerimizi anlatmak önemli,” diyor Esra. “Bu şekilde başkalarına yardımcı olabiliriz.”
Esra’nın yaşadığı bu olay, seyahat sırasında karşılaşılan güvenlik zorluklarını ve buna karşı nasıl tepki verilebileceğini gözler önüne seriyor. Görülenleri paylaşmanın, toplumda daha güvenli bir ortam yaratmak adına önemli bir adım olduğunu vurguluyor.
Esra, henüz on iki yaşındayken tren yolculuğunda ilk kez birinin elini dizine koyduğunu hissetmiş. Trenin dolu olmasına rağmen diğer yolcuların ne olduğunu görmelerine rağmen hiçbiri bir şey söylememiş. Bu tür durumlar Esra için birkaç kez tekrarlanmış. Başlangıçta donup kalsa da zamanla ayağa kalkmaya veya “Lütfen dur!” demeye başlayabilmiş.
Esra, “Anlamadığım şey, biri trende sesli rahatsızlık verdiğinde insanların nasıl tepki gösterdiği. Müzik dinleyen birine kızıp kalkabiliyorlar ama açıkça cinsel saldırıya şahit olduklarında neden gözlerini kaçırıyorlar? Yardım istediğimde hemen birinin yardım edeceğini bilsem her şey daha güzel olacak. Ama maalesef öyle değil. Ya da insanlar ne olup bittiğini görüp kendi başlarına müdahale etse veya bir kadının yardım istemesine gerek kalmadan o kişiye dersini verse.”
Kadınların anonimliğini korumak için bu makalede isimlerini, yaşlarını veya mesleklerini belirtmemeyi tercih ediyoruz.
#CinselTacizeKarşıStratejiler #KadınGüvenliği #ToplumsalFarkındalık #KadınHakları #KadınGücü #cinseltaciz #sexuelleübergriff #schweiz #isviçre #isviçredehayat #kadınlar #Frauen #vergewaltigung #stopgewalt # suisse #svizzera #
Gündem
İSVİÇRE VATANDAŞLIĞI İÇİN YILLAR SÜREN HUKUK MÜCADELESİ
Bir Avustralyalı kadın, İsviçre vatandaşlığı için uzun yıllar süren hukuk mücadelesini sonunda kazandı. İsviçre vatandaşlık yasası ile ilgili yorumların genişletilmesi sayesinde, mahkeme kararıyla hakkını elde etti. Bu olay, kimlik ve vatandaşlık kavramlarının ne kadar karmaşık ve duygusal olabileceğini bir kez daha ortaya koydu.
20 YILLIK SIR: İSVİÇRELİ KÖKENLERİN KEŞFİ
Her şey, 1970 sonbaharında Avustralya’nın Sidney şehrinin bir banliyösünde başladı. Evlenmemiş İsviçreli bir anne ve babanın çocuğu olarak doğan kadın, kısa süre sonra Avustralyalı bir çift tarafından evlat edinildi. Biyolojik kökenlerinden habersiz büyüdü ve ancak 20 yıl sonra evlatlık olduğunu öğrendi. Gerçeği öğrenir öğrenmez, biyolojik ailesini aramaya koyuldu. 1996 yılında hem annesini hem de babasını bulmayı başardı.
VATANDAŞLIK TALEBİ VE ENGELLER
2022 yılında, artık 52 yaşında olan kadın, İsviçre vatandaşlığını resmi olarak almak için başvuruda bulundu. Ancak Zürih kantonundaki yetkililer, başvurunun geçersiz olduğunu belirtti. Gerekçe olarak, kadın 22 yaşına kadar İsviçre makamlarına resmi bir başvuru yapmadığı için vatandaşlık hakkını kaybetmiş sayıldı.
Bu karar, kadını yıldırmadı. Hukuki süreç başlatarak itiraz etti. Ancak kantonal düzeydeki itirazı da reddedildi ve dava, İsviçre İdari Mahkemesi’ne taşındı.
BEKLENMEDİK DELİL: İSVİÇRE HARİTASI
Dava sırasında, kadın 1991 yılında İsviçre’nin Avustralya’daki Turizm Ofisi’ne yaptığı bir başvurunun vatandaşlık hakkını koruduğunu iddia etti. O yıl ofisten aldığı ve annesinin memleketinin işaretli olduğu İsviçre haritasını mahkemeye sundu. Bu harita, kadının iddiasını destekleyen önemli bir delil haline geldi.
MAHKEMENİN “GENİŞ YORUM” KARARI
İsviçre İdari Mahkemesi, vatandaşlık yasasındaki “başvuru” kavramının net tanımlanmamış olduğuna dikkat çekti. Bu nedenle, yasaların daha geniş bir yorumla ele alınması gerektiğine hükmetti. Kadının 1991 yılındaki başvurusunun yeterli kabul edilmesi gerektiği belirtildi. Mahkeme, kadının vatandaşlık hakkını yeniden tanıdı ve davayı kazandı.
UZUN SÜREN MÜCADELENİN ARDINDAN MUTLU SON
Bu olay, kimlik ve aidiyet kavramlarının ne kadar derin olabileceğini gösterdi. Avustralyalı kadının vatandaşlık mücadelesi, sadece hukuki değil, aynı zamanda duygusal bir hikaye olarak da hafızalarda yer etti. İsviçre vatandaşlık yasasının daha esnek bir şekilde yorumlanması gerektiğine dair güçlü bir mesaj verilmiş oldu.
#İsviçreVatandaşlığı #HukukMücadelesi #Aidiyet #VatandaşlıkHakkı #İsviçreAdalet #KimlikVeAidiyet
İsviçre
İSVİÇRENİNSESİ YENİ ÇALIŞMA OFİSİNDE
İSVİÇRE’DEKİ YENİ MEDYA MERKEZİ: İSVİÇRENİNSESİ’NDEN YENİ BİR SOLUK
İsviçre’deki Türk basın dünyasında fark yaratan ve hızla büyüyen sosyal medya takipçi kitlesiyle dikkat çeken İsviçreninsesi, tarafsız ve objektif yayın anlayışıyla İsviçre’deki Türkçe konuşan ve anlayan herkesin sesi olma amacını güdüyor. Gün geçtikçe büyüyen takipçi kitlesiyle, İsviçreninsesi; çok kültürlü İsviçre toplumunun sesini duyurmakla kalmayıp, haberlerinin yankısını yalnızca İsviçre’de değil, Türkiye’ye kadar ulaştırmayı sürdürüyor.
İSVİÇRENİNSESİ: YENİ OFİSİYLE MEDYA DÜNYASINDA YENİ BİR SOLUK GETİRİYOR
Ana ofisi Zug Hünenberg‘de bulunan İsviçreninsesi, şimdi de İsviçre’nin Almanca konuşulan bölgesi Luzern‘deki yeni ofisinde faaliyetlerine başlamış bulunuyor. Redaksiyon ekibi, burada çalışmaları devam ettirerek, İsviçreninsesi‘nin medya anlayışını güçlendiriyor. İsviçreninsesi ve bünyesindeki Nazar Kulturmagazin dergisi, İsviçre’deki Türk toplumu ve genel halk için doğru, güvenilir ve zengin içeriklerle bilgilendirme misyonunu üstleniyor.
İSVİÇRE’DE ALMANCA VE TÜRKÇE YAYIN YAPAN TEK TÜRK MEDYASI
İsviçre’de Almanca ve Türkçe yayın yapan tek Türk medya kuruluşu olan İsviçreninsesi, bünyesinde Nazar Kulturmagazin dergisi ve Swissperspektive Almanca haber portalını da barındırıyor. Bu medya platformları, her iki dildeki kitleye hitap ederek, İsviçre’deki Türk toplumu ve genel halk için kaliteli içerikler sunuyor. Ayrıca, İsviçreninsesi, Almanca, Fransızca ve İtalyanca haber içerikleri sunarak, İsviçre’nin dört dildeki farklı topluluklarına ulaşuyor. Bu çok dilli yaklaşım, İsviçre’nin zengin kültürel dokusunu daha geniş bir kitleye tanıtmak ve her dilde doğru bilgiyi sunmak adına büyük bir adım olarak öne çıkıyor.
İsviçre’nin medya dünyasında yeni bir soluk getiren İsviçreninsesi, hem Türkçe, Almanca, Fransızca hem de İtalyanca konuşan okuyucuları için bir köprü işlevi görüyor.
Sosyal medya hesaplarımızdan ve mobil uygulamamızdan İsviçre’nin Sesi uygulamasını cep telefonunuza indirebilirsiniz.
Facebook: https://www.facebook.com/isvicreninsesi.ch
Instagram: https://www.instagram.com/isvicreninsesi
LinkedIn: https://www.linkedin.com/company/isvicreninsesi
X: https://x.com/isvicreninsesi
TikTok: https://www.tiktok.com/@isvicreninsesi_tiktok
İsviçreninsesi medyasının Türkçe ve Almanca haber yayınları ile reklam işbirlikleri için tüm sosyal medya hesaplarımızdan bizimle iletişime geçebilir ya da e-posta yoluyla ulaşabilirsiniz. Ayrıca, İsviçre’nin en önemli medya kanalları ve gazetelerinde şirketinizin Almanca tanıtım haberini yayınlatmak ve medya danışmanlığı hizmetlerimizden yararlanmak için bizimle iletişime geçebilirsiniz. Şirketinizin tanıtım haberini İsviçre gazeteleri ve medyasında yayınlayalım.
#İsviçreHakkında #MedyaHakkında #İsviçreTürkMedyası #isviçreninsesi #isviçredenhaberler
Gündem
ÇARŞAMBA GÜNÜ KAR GERİ DÖNÜYOR – HAFTA SONU DA BEYAZ OLACAK
İsviçre Federal Meteoroloji ve Klimatoloji Ofisi (MeteoSchweiz), Salı günü ülkenin düşük rakımlı bölgelerinde genel olarak kuru bir hava beklendiğini, ancak yer yer hafif yağışların görülebileceğini açıkladı. Ön Alpler ve Alpler’de ise hava bulutlu ve zaman zaman yağışlı olacak. İsviçre’nin güneyinde ise güneşli bir gün yaşanacak.
KAR YAĞIŞ SINIRI DÜŞÜYOR
Salı akşamından itibaren ve Çarşamba’ya bağlayan gece kar yağış sınırının 600-800 metre arasında olacağı tahmin ediliyor. Çarşamba akşamı ise bu sınırın 400-700 metreye kadar ineceği bildirildi.
HAFTA SONU ALÇAK KESİMLERE KAR GELİYOR
Perşembe ve Cuma günleri kar yağış sınırı geçici olarak yükselse de, hafta sonu tekrar düşüşe geçecek. Cumartesi’yi Pazar’a bağlayan gece ve Pazar günü kar yağışının daha düşük rakımlı bölgelere kadar ulaşması bekleniyor. Pazartesi günü ise kar sınırı 400-800 metre arasında olacak.
SOĞUK HAVA DALGASI GELİYOR
Hafta başında daha ılıman bir hava görülecek olsa da, hafta sonundan itibaren İsviçre genelinde sıcaklıklar hissedilir şekilde düşecek. Soğuk hava dalgasının etkisi önümüzdeki hafta başında da devam edecek.
İsviçreHavaDurumu #KarYağışı #HaftaSonuSoğuk #İsviçre #İsviçre #İsviçreninsesi #İsviçredehavadurumu #İsviçrehaberleri #schweiz #suisse #svizzera
-
E-Dergi10 ay önce
İsviçre’nin Sesi Şubat 2024
-
Ekonomi9 ay önce
İsviçre’de Maaş Dengesi: Ortalama bir Kişinin Maaşı 6788 CHF
-
Yaşam8 ay önce
Kıskanç Kaynana Belirtileri: Gözden Kaçırmamanız Gereken 10 İşaret
-
İsviçre9 ay önce
Dünyanın En İyi Sağlık Kurumları: İlk 250 Hastane Sıralamasında İsviçre’den 10 Hastane
-
Gündem3 ay önce
HÄGENDORF’TA TÜRKÇE “SİZ BENİ YAKTINIZ SİZ!” DİYE BAĞIRDIĞI DUYULAN ADAM KENDİNİ YAKTI: DURUMU AĞIR, HELİKOPTERLE HASTANEYE KALDIRILDI
-
Gündem10 ay önce
İsviçre’nin Sesi Yankılanıyor…
-
Gündem11 ay önce
Biel’de Skandal: Cinsel İlişki Karşılığında Yabancılara Oturma İzni Belgesi!
-
Dünya3 hafta önce
META’NIN COVİD-19 AŞILARIYLA İLGİLİ YANILTICI BİLGİ KARARI: İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KISITLIYOR MU?