Gündem
İSVİÇRE’DE YENİ BİR ŞANTAJ YÖNTEMİ: “SENİ PORNO İZLERKEN KAYDETTİM”

İsviçre’de son dönemde hızla yayılan bir dolandırıcılık yöntemi, kullanıcıların e-posta hesaplarına gelen tehdit içerikli mesajlarla insanları paniğe sevk ediyor. Dolandırıcılar, kurbanları gizlice pornografi izlerken kaydettiklerini iddia ederek, bu görüntüleri yayınlamamak karşılığında para talep ediyorlar. Federal Siber Güvenlik Merkezi’ne (BACS) göre bu tehditler büyük ölçüde asılsız, ancak dolandırıcılar korkutma yöntemiyle mağdurları para ödemeye zorlamaya çalışıyor.
NASIL İŞLİYOR?
Sözde hackerlar, kurbanların e-posta adreslerini kullanarak, hesap sahiplerine kendi e-posta adreslerinden bir mesaj gönderiyor. Bu durum, mağdur üzerinde güçlü bir psikolojik etki yaratıyor çünkü mesaj, görünüşte kendi e-posta adreslerinden gönderilmiş gibi duruyor. Mesajda, mağdurun bilgisayarına bir virüs yüklendiği ve bilgisayarın kamerasından gizlice kaydedildiği iddia ediliyor. Dolandırıcılar, “Senin porno izlerken mastürbasyon yaparken müstehcen video ve fotoğraflarını çektim. 24 saat içinde buradaki hesaba xxx avro parayı göndermezsen videoları paylaşırım” diyerek tehdit ediyor. Bu gizli çekilmiş videoları sosyal medya veya tanıdıklarla paylaşma tehdidiyle, mağdurlardan genellikle kripto para birimi cinsinden fidye talep ediyorlar.
Örneğin, Bern’de yaşayan Selina Imhof* adlı bir mağdur, kendisine gelen mesajda şok yaşadığını belirtiyor. Mesajın başında “Seni kaydettim” ifadesini gördüğünde büyük bir endişe yaşamış. Ancak dolandırıcıların bu mesajları toplu olarak, tamamen şans eseri gönderdiğini ve gerçek bir saldırı olmadığını kısa bir araştırma ile öğrenmiş. Yine de bu yöntemle paniğe kapılıp korkan ve hemen para ödeyen yüzlerce, belki de binlerce kişi bulunuyor. Son dönemde İsviçre’de yaşayan Türkler de bu şantajlara maruz kaldıklarını, İsviçreninsesi’ni arayarak bildirdi.
DOLANDIRICILARIN YÖNTEMLERİ
Bu şantaj maillerinin çoğunda mağdurların “kontrovers porno videoları izlerken” kaydedildiği söyleniyor. Hacker, mağduru aylar boyunca izlediğini ve bu süre zarfında birçok video kaydı elde ettiğini iddia ediyor. Dolandırıcılar, mağdurlara mesajlarında genellikle şu tür tehditlerde bulunuyor:
- Gizli kamera görüntüleri çekildi.
- Bu videolar, kurbanın yakın çevresiyle paylaşılacak.
- Videoları yayınlamamak için kripto para cinsinden ödeme yapılmalı.
Mesajlarda kullanılan dil çoğu zaman kaba ve tehditkâr. Kurbanlar genellikle 1000 ila 1500 dolar arasında kripto para talep eden bu mesajlarla karşı karşıya kalıyor.
KİMLER HEDEFTE?
İsviçre’de bu tür dolandırıcılık vakalarına en sık maruz kalanlar, çoğunlukla interneti sıkça kullanan genç bireyler. 2024 yılı itibariyle BACS’a bildirilen 1703 vakadan altısında, kurbanların dolandırıcılara para ödediği belirtiliyor. Ancak bu dolandırıcılıklar yalnızca bireylere değil, aynı zamanda büyük firmaların çalışanlarına da yöneltiliyor.
Kanton Zug, Obwalden, Zürich, Graubünden, Solothurn ve Aargau gibi bölgelerde bu dolandırıcılık vakaları hızla artış gösterdi. Kanton Aargau’da, 2024 yılında yaklaşık 70 kişi bu tür şantajlara maruz kalmış ve kurbanlar dolandırıcılara toplamda yaklaşık 100.000 Frank ödemek zorunda kalmışlar. Özellikle genç erkekler, sosyal medya üzerinden sahte kadın profilleri aracılığıyla hedef alınıyor. Bu sahte profiller, kurbanları cinsel içerikli görüntüler vermeye ikna ediyor ve ardından bu görüntüler üzerinden şantaj yapılıyor.
GERÇEK ŞANTAJ MI, YOKSA BLÖF MÜ?
Federal Siber Güvenlik Merkezi’nden Manuela Sonderegger, bu e-postaların büyük bir çoğunluğunun tamamen sahte olduğunun altını çiziyor. Dolandırıcılar genellikle mağdurları rastgele seçiyor ve herhangi bir gerçek video kaydı ya da görüntüye sahip değiller. Siber Güvenlik Merkezi’ne göre, şu ana kadar bildirilen hiçbir şantaj vakasında gerçek bir cinsel içerikli görüntü ortaya çıkmadı.
Ancak uzmanlar, bu tür dolandırıcılıklarla karşılaşan kişilerin temkinli davranmaları gerektiğini belirtiyor. Eğer dolandırıcılık mesajında kullanılan e-posta şifresi doğruysa, bu durum ciddi bir güvenlik açığının işareti olabilir. BACS bu durumda şifrenin hemen değiştirilmesini, aynı zamanda iki faktörlü kimlik doğrulama gibi ek güvenlik önlemlerinin alınmasını tavsiye ediyor.
NE YAPMALI?
Eğer siz de böyle bir dolandırıcılık mesajı aldıysanız, şu adımları takip etmelisiniz:
- Panik yapmayın: Mesajların çoğu blöftür. Siber güvenlik uzmanlarına göre bu tehditlerin arkasında gerçek bir içerik yoktur.
- Mesajı görmezden gelin: Şantaj e-postalarını yanıtlamayın veya tehditlere boyun eğmeyin.
- Şifrenizi değiştirin: Eğer şifrenizin ele geçirildiğini düşünüyorsanız, hemen şifrenizi güncelleyin ve iki faktörlü kimlik doğrulamayı aktif hale getirin.
- Olayı yetkililere bildirin: Federal Siber Güvenlik Merkezi’ne (BACS) veya yerel polise bu tür dolandırıcılık e-postalarını raporlayın.
- Bilgisayarınızı kontrol edin: Güvenlik yazılımları kullanarak bilgisayarınızı tarayın ve herhangi bir zararlı yazılım olup olmadığını kontrol edin.
SONUÇ
İsviçre’de son zamanlarda artış gösteren bu sahte şantaj e-postaları, insanları korkutarak para koparma amacı güden dolandırıcılıkların bir parçası. Bu tür saldırılara karşı dikkatli olmak ve gerekli güvenlik önlemlerini almak, mağdur olmanın önüne geçmenin en etkili yolu.
Kurbanların çoğunlukla herhangi bir kayda veya görüntüye sahip olmayan dolandırıcıların bu blöflerine boyun eğmemeleri önemle tavsiye ediliyor.


İsimler, gizlilik gerekçesiyle değiştirilmiştir.
#İsviçre #SiberGüvenlik #Dolandırıcılık #Şantaj #KriptoPara #Cybersicherheit #FakeSextortion #schweiz #suisse #svizzera #isviçrehaberleri #schweiztürkei #isviçretürkiye #switzerland #Швейцарія #Szwajcaria #Švica #Zvicra #Švicarska #Швајцарска #Швейцария #isviçredeyasam #isvicre #isviçredehayat #isviçredetürkler
Gündem
BAHŞİŞLER AHV PRİMİNE DAHİL Mİ EDİLECEK?

Dijital ödemelerle gelen kayıt, vergi ve emeklilik tartışmalarını da beraberinde getirdi
📌 Haber: İsviçre’nin Sesi – Cemil Baysal
🕒 Okuma süresi: 3 dakika
📅 11 Haziran 2025
BERN – İsviçre Federal Konseyi üyesi Elisabeth Baume-Schneider, kartla ve dijital yollarla ödenen bahşişlerin AHV (emeklilik sigortası) primine dahil edilmesini gündeme taşıdı. Sosyal güvenlik sisteminin finansal sürdürülebilirliğini artırmayı amaçlayan öneri, gastronomi sektöründe yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi.
💳 ELEKTRONİK BAHŞİŞLER SİSTEME GİRİYOR
Öneriye göre, özellikle son yıllarda yaygınlaşan kredi kartı ve mobil ödeme sistemleriyle verilen bahşişler artık “resmi gelir” olarak değerlendirilecek. Bu sayede hem kayıt dışılık azalacak, hem de çalışanların gelecekteki emeklilik hakları güçlendirilecek.
Baume-Schneider, bu düzenlemenin hem devlet hem çalışanlar için kazan-kazan olacağını savunuyor:
“Kısa vadede ufak kesintiler yaşansa da, uzun vadede güvenli bir emeklilik sistemi oluşturulur.”
💰 DEVLETE 50 MİLYONLUK EK GELİR BEKLENİYOR
İsviçre’de gastronomi sektöründe yıllık bahşiş tutarının 600 milyon ile 1 milyar Frank arasında olduğu tahmin ediliyor. Bu öneri yasalaşırsa, AHV sistemine yılda 20–50 milyon Frank arasında ek katkı sağlanabileceği öngörülüyor.
🔄 DESTEK VE ELEŞTİRİLER
Destekleyenler, önerinin uzun vadeli faydalarını öne çıkarıyor:
- Çalışanlar emeklilikte daha yüksek maaş alabilir,
- Kayıt dışılık azalır,
- Sisteme güven artar.
Ancak eleştirenler de az değil:
- SVP Ulusal Meclis Üyesi Esther Friedli: “Bu, doğrudan çalışanın cebinden kesilen ek bir yük.”
- Gastrosuisse: “Restoranlar bahşiş alımını tamamen yasaklayabilir. Müşteri motivasyonu düşer, hizmet fiyatları artar.”
- Unia Sendikası: “Artan bürokratik işlemler ve muhasebe yükü, işletmelere ek maliyet yaratır.”
🔥 GASTRONOMİ ÇALIŞANLARINDAN BAKANA TEPKİ: “GELSİN DE BİR GÜN BİZİMLE ÇALIŞSIN!”
Bahşişlerin dijital sistemle AHV’ye dahil edilmesi önerisi, doğrudan sahada çalışan servis elemanları ve restoran personeli arasında büyük bir öfkeye neden oldu. Çalışanlar, karar merciindeki yetkililerin sektördeki gerçek yükü bilmeden masa başından düzenleme yapmasına tepkili:
“Gelsin bakan da bizimle aynı tempoda bir akşam çalışsın, servis yapsın, ayakta kalsın… sonra bu sistemden bahsetsin.”
“Hafta sonları sabahın köründen gece yarısına kadar çalışıyoruz. Bu bahşiş bizim hakkımız, sadaka değil.”
“Dijital takip kolay olabilir ama bu işi gerçekten yapanlar ne kadar yoruluyor, kimse hesap etmiyor.”
Çalışanlar, önerilen sistemin uzun vadeli faydalarından ziyade, şu anda karşı karşıya kaldıkları geçim zorluklarının daha öncelikli olduğunu savunuyor.
⚖ YASAL DURUM: BAHŞİŞ ZATEN MAAŞIN BİR PARÇASI
Mevcut yasal çerçevede, bahşişler maaşa dahil edilmek zorunda değil. Ancak bu gelirler çalışan maaşının %10’unu aşıyorsa, AHV ve vergiye tabi tutulabiliyor.
Kartla ödenen her bahşişin artık sistemde dijital iz bırakması, bu yasal boşluğun yeniden tanımlanmasını zorunlu kılıyor.
📆 NE ZAMAN UYGULAMAYA GİREBİLİR?
Henüz taslak aşamasındaki öneri, İsviçre Sosyal Güvenlik Dairesi (BSV) tarafından sonbaharda hazırlanacak kılavuzla netleşecek. Uygulamanın yürürlüğe girmesi durumunda 2026 veya 2027 yılına kadar geçiş süreci öngörülüyor.
Kantonlar bu konuda kendi uygulama modellerini geliştirme özgürlüğüne sahip olacak.
🧭 NE DEĞİŞECEK?
- Çalışanlar: Kısa vadede net gelirde düşüş olabilir, ancak emeklilik maaşı artabilir.
- İşletmeler: Ek vergi ve raporlama yükü; bahşiş kültürünün azalması riski.
- Devlet: AHV’ye ciddi ek gelir ve kayıt dışılıkla mücadelede önemli adım.
🔍 SONUÇ: DENGELİ BİR REFORM MU, YOKSA FAZLA MI MÜDAHALE?
İsviçre gastronomi sektöründe çalışanlar ve işletmeler, bu değişikliğe temkinli yaklaşıyor. Devlet tarafı reformun sosyal güvenlik sistemine katkısını vurgularken, çalışanlar yaşadıkları yoğun tempoya rağmen ellerindeki son motivasyon kaynağının da törpülenmesinden endişeli.
Önümüzdeki aylarda kantonlar ve sendikaların göstereceği tavır, bu reformun kaderini belirleyecek.

Gündem
AVRUPA TATİL DESTİNASYONLARINDA YASAKLAR ARTIYOR: CEZALAR CEP YAKIYOR

ARTIYOR
Avrupa’nın popüler tatil rotalarında bu yaz dikkatli olmak şart! Fransa’dan Portekiz’e, Polonya’dan Yunanistan’a kadar birçok ülke yeni yasaklar getiriyor. Plajda sigara içmek, şehir içinde bikiniyle gezmek ya da rastgele kamp kurmak artık ciddi cezalara neden olabilir.
FRANSA: PLAJLARDA SİGARAYA VEDA
Fransa, 1 Temmuz 2025 itibariyle tüm sahil şeritlerinde, parklarda ve bahçelerde sigara içmeyi yasaklıyor. Sağlık Bakanı Catherine Vautrin yasağı, çocukların temiz hava hakkına saygı olarak gerekçelendirdi. Yasayı ihlal edenler 135 Euro ceza ödeyecek. Fransa’da açık alanlardaki sigara dumanına karşı bu tür geniş çaplı bir yasak ilk kez uygulanıyor.
PORTEKİZ: BİKİNİYLE ŞEHİR TURU YASAK
Portekiz’in turistik Algarve bölgesindeki Albufeira belediyesi, bikini ve mayo ile şehir merkezinde dolaşmayı yasakladı. Yeni kurallara göre, plaj kıyafetleri yalnızca sahillerde, yüzme alanlarında ve otel çevrelerinde giyilebilecek. Temmuz ayında yürürlüğe girecek düzenlemeye uymayanlar 300 ila 1.500 Euro arasında ceza ödeyebilir. Belediye Başkanı José Carlos Rolo önce bilgilendirme kampanyası başlatılacağını, sonra denetimlerin başlayacağını açıkladı.
POLONYA VE ÇEKYA: FOTOĞRAF ÇEKMEK YASAK
Çek Cumhuriyeti ve Polonya’da askerî tesislerin fotoğraflanması kesinlikle yasaklandı. Çekya’da yasağı delenlere 100.000 Çek Kronu’na (yaklaşık 4.000 Euro) kadar ceza kesilebiliyor. Polonya’daki yasak ise 25.000 objeyi kapsıyor; bunlar arasında köprüler, tüneller ve havaalanları da var. İhlal durumunda kamera el konulabilir, 30 güne kadar gözaltı ve 4.700 Euro’ya kadar para cezası uygulanabilir. Almanya Dışişleri Bakanlığı, bu bölgelerin bazen iyi işaretlenmediğine dikkat çekiyor.
İTALYA: LİMONE’DE AÇIK ALANDA ALKOL YASAĞI
İtalya’nın kuzeyindeki Limone kasabasında Nisan’dan Kasım’a kadar park, bahçe ve kaldırımlarda alkol tüketimi yasaklandı. Belediye Başkanı Franceschino Risatti’nin imzaladığı karara göre yasağı delenler 25 ila 500 Euro arası ceza ödeyecek. Uygulama kasaba genelinde “toplumsal düzeni sağlamak” amacıyla hayata geçirildi.
YUNANİSTAN: KAMP VE MOTOSİKLET DENETİMİ
Yunanistan’da sahillerde, ormanlarda ve arkeolojik alanlarda çadır kurmak ve karavan park etmek yasak. Yerleşim yerlerinde de araçlar 24 saatten fazla park edilemeyecek, aksi takdirde 300 Euro ceza kesilecek. Ayrıca Yunan hükümeti, trafikte yeni düzenlemeler planlıyor: Kask takmayan motosikletlilere ve direksiyon başında telefon kullananlara yönelik daha ağır cezalar yolda.
TAYLAND: SUALTI FOTOĞRAFI SADECE PROFESYONELLERE
Tayland’da çevreyi korumak adına su altı fotoğrafçılığı artık sadece eğitimli dalgıçlara izin veriliyor. Dalgıçların ya “Advanced Open Water” sertifikası ya da en az 40 derin dalışa sahip olduğunu gösteren bir dalış günlüğü olması gerekiyor. Belge sunamayanların dalışı yarıda kesiliyor.
Bu yaz Avrupa’da tatil yapmayı planlayan herkesin yeni kuralları dikkatle incelemesi gerekiyor. Aksi takdirde bir tatil, ceza dolu bir maceraya dönüşebilir.
#AvrupaTatilKuralları #TatildeCeza #SigaraYasağı #KampKuralları #PlajKıyafetiYasak #AvrupaYasakları #TatildeDikkat #SigaraYasağı #BikiniCezası #KampYasağı
Gündem
LUZERN’DE BİR ANNE VE ÜÇ ÇOCUĞUN ZORLA TÜRKİYE’YE SINIR DIŞI EDİLMESİ TEPKİ TOPLADI

16 polisle yapılan operasyon eleştiri yağmuruna tutuldu
Luzern’de bir annenin ve üç küçük çocuğunun zorla sınır dışı edilmesi İsviçre genelinde tepkilere neden oldu. 27 Mayıs sabahı gerçekleşen olayda, bir acil durum sığınma merkezine gelen yaklaşık 16 polis memurunun, anne ve çocuklarını zorla gözaltına alarak Zürih Havalimanı’na götürdüğü bildirildi. Olay sırasında merkezdeki tüm sığınmacıların cep telefonlarına el konulduğu ve görüntü alınmasının engellendiği de aktarıldı.
9 aylık bebeğin yolculuk boyunca ağladığı, ancak annenin onu sakinleştirmesine izin verilmediği açıklandı. Aile, yaklaşık iki yıldır İsviçre’de yaşıyordu. Ancak sığınma başvuruları reddedilmişti ve Türkiye’ye geri gönderilmeleri kararlaştırılmıştı. 10 yaşındaki oğul ile 4 yaşındaki kız çocuğu ve 9 aylık bebekten oluşan ailede, anne ve büyük çocuğun psikolojik destek aldığı da bildirildi.
Anne şu anda Türkiye’de, ancak barınacak bir yeri olmadığı belirtiliyor. Anne, İsviçreli haber portalı zentralplus’a WhatsApp üzerinden yaptığı açıklamada, yaşadığı travmayı henüz atlatamadığını, çok kötü muamele gördüğünü ve “ellerinin kelepçelendiğini” söyledi. Çocuğunun ise ciddi psikolojik sorunlar yaşadığını ifade etti. Luzern polisi ise annenin kelepçelenip kelepçelenmediği sorusunu yanıtsız bıraktı.
GÖÇMENLER DERNEĞİNDEN SERT TEPKİ
Migrant:innenparlament Luzern (Luzern Göçmenler Parlamentosu), olay sonrası basın açıklaması yaparak protesto çağrısında bulundu. Göçmen hakları savunucuları, Luzern Göç İdaresi önünde toplanarak sınır dışı uygulamasını protesto etti. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Bu şekilde yapılan bir sınır dışı işlemi orantısız olmanın ötesinde, insanlık dışıdır. Hukukun temel değerlerine aykırıdır ve mağdurların – özellikle de çocukların – onurunu ve haklarını çiğnemektedir.”
Dernek, olayın eksiksiz şekilde aydınlatılmasını, reşit olmayan çocukları bulunan ailelerin sınır dışı edilmesine ilişkin bir moratoryum ilan edilmesini ve özellikle korunmaya muhtaç kişilere yönelik polis uygulamalarının gözden geçirilmesini talep etti.
POLİS VE YETKİLİLER: “YASAL PROSEDÜR UYGULANDI”
Luzern Polisi, zentralplus’a yaptığı açıklamada sınır dışı işleminin Göç Dairesi’nin talimatıyla gerçekleştirildiğini doğruladı. Polis, her zaman “duruma uygun ve orantılı” hareket edildiğini savundu ancak olayla ilgili daha fazla bilgi vermekten kaçındı.
Luzern kanton hükümeti de polislerin özel olarak eğitildiğini ve ailelere karşı kelepçe gibi zorlayıcı önlemlerin yalnızca istisnai durumlarda, kişilerin kendilerine veya çevresine zarar verme riski varsa uygulandığını belirtti.
Adalet ve Güvenlik Dairesi de açıklamasında, ailenin gönüllü geri dönüş imkânı hakkında bilgilendirildiğini ancak bunu kabul etmediklerini vurguladı. Bu nedenle sınır dışı işleminin “tek seçenek” olarak uygulandığını ifade etti.
İNSAN HAKLARI KURUMLARI: ÇOCUKLARIN KORUNMASI GEREKİYOR
Zorla sınır dışı uygulamalarını denetleyen İşkenceyi Önleme Ulusal Komisyonu (NKVF), ailelerin sınır dışı edilmesinde çocukların yüksek düzeyde korunması gerektiğini vurguladı.
Komisyon, çocukların gözleri önünde anne-babalarının kelepçelenmemesi gerektiğini, çocukların yanında sivil kıyafetli ve silahsız görevlilerin bulunmasının önemini hatırlattı. İnceledikleri vakalarda çocuklarla doğrudan temas kuran silahlı polislerin varlığının, çocuklar için travmatik ve ürkütücü olabileceği belirtildi. Bu durumun çocuk haklarına ve refahına aykırı olduğunun altı çizildi.
SONUÇ: HUKUKİ OLSA DA VİCDANLARI YARALIYOR
Luzern’de yaşanan bu sınır dışı olayı, yasal çerçevede gerçekleştirilmiş olsa da kamuoyunda vicdanları sızlatan bir örnek haline geldi. Özellikle küçük çocukların ve savunmasız bireylerin bu tür uygulamalarda nasıl korunacağına dair tartışmalar yeniden alevlendi.
Olay, İsviçre’nin mülteci politikaları ve kolluk kuvvetlerinin müdahale biçimi hakkında daha hassas ve insan odaklı bir yaklaşım geliştirilmesi gerektiğini bir kez daha ortaya koydu.
-
E-Dergi1 yıl önce
İsviçre’nin Sesi Şubat 2024
-
Ekonomi1 yıl önce
İsviçre’de Maaş Dengesi: Ortalama bir Kişinin Maaşı 6788 CHF
-
İsviçre1 yıl önce
Dünyanın En İyi Sağlık Kurumları: İlk 250 Hastane Sıralamasında İsviçre’den 10 Hastane
-
Yaşam1 yıl önce
Kıskanç Kaynana Belirtileri: Gözden Kaçırmamanız Gereken 10 İşaret
-
Gündem7 ay önce
ERDOĞAN KARŞITI PAYLAŞIMLARI SIĞINMA BAŞVURUSUNDA HAKLI GEREKÇE OLARAK GÖRÜLMEDİ
-
Dünya7 ay önce
META’NIN COVİD-19 AŞILARIYLA İLGİLİ YANILTICI BİLGİ KARARI: İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KISITLIYOR MU?
-
Gündem6 ay önce
TELEGRAM’DA ŞOK EDEN GRUPLAR: TECAVÜZ AĞLARI VE K.O. DAMLALARI
-
Gündem7 ay önce
TÜRKİYE’DEN GELEN SIĞINMA BAŞVURULARINA GETİRİLEN SERT UYGULAMALARA TEPKİ