Sosyal Medya

Gündem

GÜNDEMDE ÇİFTE STANDART TARTIŞMASI: SP ULUSAL MİLLETVEKİLİ TAMARA FUNICIELLO’DAN TEPKİ ÇEKEN ÇIKIŞ

yazar

Yayınlayan

on

📌 Okuma süresi: 4 dakika

“ERKEKLER HAVUZDAN DIŞARI!”
İsviçre Sosyalist Partisi (SP) Bern milletvekili Tamara Funiciello, sosyal medyada yaptığı çarpıcı bir paylaşımla kamuoyunun gündemine oturdu. Instagram üzerinden “Erkekler havuzdan dışarı!” başlığıyla yayınladığı mesajda Funiciello, şiddet, köken ve siyasi çifte standart konularına dikkat çekerek tartışma başlattı.

Ancak bu çıkışı mecaz anlam taşıyor: Funiciello’nun asıl amacı, toplumda hangi şiddet olaylarının gündeme taşındığı, hangilerinin ise göz ardı edildiği üzerine eleştirel bir düşünmeye davet etmek.

Kaynak: tamarafuniciello.ch SP ULUSAL MİLLETVEKİLİ TAMARA FUNICIELLO

“ŞİDDETİN BÜYÜK KISMINI ERKEKLER İŞLİYOR”

Funiciello, paylaşımında İsviçre’deki şiddet istatistiklerine dikkat çekiyor.
📌 1 Temmuz 2024’e kadar kayda geçen tüm tecavüz vakalarında failin erkek olduğu istatistiklerle sabit.
📌 Ağır bedensel yaralama vakalarında faillerin %96’sı erkek.
📌 Ordu içinde de cinsel şiddet yaygın ve çoğunlukla kadınları hedef alıyor.

Milletvekili, “Elbette tüm erkekler şiddet uygulamıyor, ancak ağır şiddet vakalarının büyük çoğunluğu erkeklerden kaynaklanıyor. Bunu tartışmadan, önleyici adımlar atmak mümkün değil,” diyerek farklı bir tartışma zemini açıyor.


“BEYAZ ERKEKLER AFFEDİLİYOR, GÖÇMENLER SUÇLANIYOR”

Funiciello, şiddet uygulayan beyaz erkeklerin genellikle “zor çocukluk”, “psikolojik sorunlar” ya da “alkollü olma” gibi mazeretlerle savunulduğunu, göçmen kökenli faillerde ise doğrudan kökenin hedef alındığını belirtiyor. Bu çifte standardı “yapısal ırkçılık” olarak nitelendiriyor.


PRUNTRUT HAVUZ KRİZİ VE AŞIRI SAĞIN SEVİNCİ

Funiciello’nun çıkışının arka planında, Jura kantonuna bağlı Pruntrut kasabasında yaşanan olay var. Temmuz 2025 itibarıyla kasaba yönetimi, yoğunluk gerekçesiyle sadece İsviçre vatandaşlarının, oturum izni ya da çalışma izni olanların yüzme havuzuna girmesine izin verileceğini açıkladı.
Bu karar, aşırı sağ çevrelerden yoğun destek alırken, sosyal medyada da büyük tartışmalara yol açtı. Üstelik, Pruntrut’a ait olmayan bir havuz videosu “doğrulama” olarak servis edilerek manipülasyon yapıldı.

Funiciello’ya göre bu uygulama ayrımcılığı meşrulaştırıyor:
“Şiddetin faili cezalandırılmıyor, onun kimliğindeki ‘yabancılık’ üzerinden genel bir tehdit yaratılıyor. Suç, bireyden alınıp bir topluluğa yükleniyor,” diyor.


“EKONOMİK BAĞIMSIZLIĞI OLMAYAN KADINLAR DAHA SAVUNMASIZ”

Kadına yönelik şiddetin yalnızca kültürel ya da bireysel değil, aynı zamanda ekonomik ve yapısal bir sorun olduğunu vurgulayan Funiciello, şiddetten kaçmak için en önemli unsurun ekonomik özgürlük olduğunu belirtiyor:
“Kadınlar mali bağımsızlıkları olmadığında, şiddet dolu ilişkilerden uzaklaşamıyorlar. Asgari ücret gibi konularda yapılan kesintiler, şiddetin zeminini oluşturuyor.”

Ayrıca, İsviçre’de yapılan bir araştırmaya atıfta bulunarak, İsviçreli isme sahip faillerin karıştığı olaylarda polisin daha geç çağrıldığını; yabancı isme sahip olanlarda ise çok daha hızlı müdahale edildiğini aktarıyor.
“Bu da bazı kadınların daha uzun süre şiddet görmesine neden oluyor,” diyerek sistemsel ayrımcılığın tehlikesine işaret ediyor.


“KADINLAR NESNELEŞTİRİLİYOR, TAHRİK MEŞRULAŞTIRILIYOR”

Funiciello’nun paylaşımı, Zürih’teki kadınlara özel bir havuzda geçen yaz yaşanan başka bir olayla da çakışıyor. İki erkeğin uzaktan kadınları gözetlediği ve yorum yaptığı görüntüler sosyal medyada yayılmıştı.
Kent yönetimi tarihi havuz yapısını koruma gerekçesiyle perdeleme önlemi almazken, bu durum internet ortamında kadınları hedef alan cinsiyetçi söylemlere zemin hazırladı.
Bazı kullanıcılar, “Kadınlara bakmak da mı yasak artık?” diyerek tacizi normalleştirme yoluna gitti.


TAMARA FUNICIELLO’DAN ÇAĞRI: “KOMPLEKS KONULAR BASİTE İNDİRGEMEYİN”

SP’li vekil, kadınlara yönelik şiddetin popülist çözümlerle değil, gerçekçi ve derinlikli politikalarla ele alınması gerektiğini söylüyor. Şiddeti sadece kökene veya cinsiyete indirgemek yerine; ekonomik, sosyal ve yapısal nedenleri de kapsayan çok boyutlu bir yaklaşım çağrısında bulunuyor.


🗓 Güncelleme: 16 Temmuz 2025, 14:13

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

İsviçre’de Ailelerin Ayda Harcayabileceği Para: 7186 Frank – Ancak Çoğu Bu Seviyeye Ulaşamıyor

yazar

Yayınlayan

on

By

İsviçre Federal İstatistik Ofisi’nin (BFS) yeni verilerine göre, İsviçre’de bir hanenin aylık ortalama kullanılabilir geliri – yani zorunlu giderler çıktıktan sonra elinde kalan para – 7186 frank. Bu rakam 2023 yılına ait.

Ancak bu yüksek görünen miktar, gerçeği tam olarak yansıtmıyor. Hanelerin %61’i bu ortalama gelirin altında yaşıyor. Yani her evde 7186 frank kalıyor sanılmamalı; bu değer sadece matematiksel bir ortalama ve birçok hanenin gerçeği daha düşük gelirler.

7186 frank neye göre hesaplanıyor?

BFS sözcüsünün açıklamasına göre, bu rakam hanelerin:

  • toplam brüt gelirinin,
    1. maaş da dahil olmak üzere yıl boyunca alınan tüm gelirlerin,
  • vergiler, sigorta primleri ve diğer zorunlu kesintiler çıkarıldıktan sonraki halidir.

Ayrıca bu gelir, bir hanede yaşayan tüm kişilerin toplam gelirini ifade eder. İsviçre’de ortalama hane büyüklüğü 2,07 kişi olduğu için bu rakamı tek kişinin maaşı gibi yorumlamak doğru değildir.

En büyük gider: Günlük yaşam ve tüketim

Aileler, ellerinde kalan bu 7186 frankın büyük kısmını günlük yaşam masraflarına harcıyor.
2023’te bir hanenin tüketim için harcadığı ortalama miktar 5049 frank oldu. Bu tutar önceki yılla neredeyse aynı.

Gelirin üçte biri zorunlu giderlere gidiyor

Zorunlu ödemeler hane bütçesini ciddi şekilde etkiliyor. Buna göre:

  • Aylık 3154 frank, yani brüt gelirin %30,5’i zorunlu harcamalara gidiyor.
  • Bunların içinde en büyük payı vergiler alıyor: Aylık ortalama 1245 frank, yani brüt gelirin %12’si.

Sosyal sigorta primleri (AHV ve Pensionskasse) ve sağlık sigortası primleri de zorunlu giderlerde önemli yer tutuyor.

Gelirin en büyük kaynağı: Çalışmak

2023’te hanelerin brüt gelirinin:

  • %73,6’sı çalışma gelirlerinden,
  • %20,8’i emeklilik ve sosyal yardım ödemelerinden,
  • sadece %4,5’i sermaye gelirlerinden (faiz, temettü vb.) geldi.

Sermaye gelirleri, hanelerin büyük çoğunluğu için düşük seviyede. Yalnızca her yedi haneden birinde bu gelir türü daha yüksek paya sahip.

Haberin Devamını Oku

Gündem

Basel Komisyonu, Kantondaki Vatandaşlık Ücretlerinin Kaldırılmasını İstiyor

yazar

Yayınlayan

on

By

Basel-Stadt’ta vatandaşlığa geçiş yakında ücretsiz hâle gelebilir. Kantonun Adalet, Güvenlik ve Spor Komisyonu (JSSK), kantonal vatandaşlık başvuru ücretlerinin tamamen kaldırılmasını ve sürecin başvuranlar için önemli ölçüde ucuzlatılmasını Büyük Meclis’e önerdi.

Komisyonun açıklamasına göre, 25 yaş altındaki gençlerin de belediye ücretlerinden muaf tutulması öngörülüyor. Ayrıca sosyal yardım, ek hizmet ödenekleri veya prim indirimi alan düşük gelirli kişilerin de belediye ücretlerinden tamamen muaf bırakılması planlanıyor. JSSK, yüksek maliyetlerin kişilerin demokratik katılım hakkını engellememesi gerektiğini vurguluyor.

Bu değişiklikle birlikte, Basel-Stadt’taki bir vatandaşlık başvurusunun toplam maliyeti 1900 franktan 1050 franka düşecek. Riehen’de ücret 2650 franktan 1800 franka, Bettingen’de ise 2350 franktan 1500 franka inecek. 25 yaş altı gençler için vatandaşlık süreci en fazla 100 franga mal olacak. Federal ücretlerin ise başvuranlar tarafından ödenmeye devam etmesi gerekiyor.

Komisyon, 2022 yılında SP’li Mahir Kabakci tarafından sunulan ve Büyük Meclis tarafından kabul edilen ilgili talep doğrultusunda harekete geçti. JSSK’nın önerisi komisyonda 11’e karşı 1 oyla kabul edildi. Düzenlemenin hayata geçmesi hâlinde kantonun yıllık yaklaşık 1 milyon frank ek maliyet üstleneceği öngörülüyor.

Haberin Devamını Oku

Gündem

Cenevre Sınırında Alarm Zilleri: Trafik, Konut Krizi ve Artan Eşitsizlik

yazar

Yayınlayan

on

By

Cenevre ile Fransız sınırı arasındaki bölgede sınır ötesi çalışanların sayısı son yıllarda hızla arttı. Bu büyüme hem İsviçre hem de Fransa tarafında günlük yaşamı zorlaştıran ciddi bir baskı yaratıyor. Trafik yükü, belediye bütçelerinin yetersizliği ve derinleşen sosyal uçurum, bölgenin taşıma kapasitesini aşmış durumda.

Soral: Her İki Saniyede Bir Araç

Cenevre’nin sakin köyü Soral’da hayat artık eskisi gibi değil. Günde yaklaşık 7000 araç köyün içinden geçiyor. Bu, her iki saniyede bir araç anlamına geliyor. Aralıksız trafik ve gürültü, 900 kişilik köyde yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürmüş durumda.

Belediye Başkanı Laura Weiss, uyarıyor:
“Ekonomik büyümeyi körüklemeden önce bu gerçek sorunlarla yüzleşmek zorundayız.”

Fransa’nın Sınır Bölgesinde Sessiz Çatlak

Sınırın hemen öte tarafında, Valleiry şehrinde de tablo pek farklı değil:
Bitmeyen trafik, hızla genişleyen yerleşim alanları ve uçuşa geçen konut fiyatları…

Valleiry’nin nüfusu son 50 yılda 1000’den 5000’e çıktı. Eskiden tarım arazisi olan bölgeler bugün tamamen konutlarla dolu.

Belediye Başkanı Alban Magnin durumu şöyle özetliyor:
“Burada ev sahibi olabilmek için iki maaşın İsviçre Frangı cinsinden olması şart.”

Konut fiyatları, Fransa ortalamasının üç katına ulaşmış durumda. Bu fiyatlar, İsviçre’de çalışanlar için ulaşılabilir olsa da, Euro geliriyle geçinen yerli halk için artık imkânsız hale geldi. Sonuç: Aynı mahallede yaşayan iki farklı topluluk, iki farklı ekonomik dünya.

Artan Nüfus, Yetişemeyen Hizmetler

Fransa’daki sınır belediyeleri artan nüfusla birlikte ciddi bir hizmet baskısı altında.
Trafik yükü katlanırken, okullardaki öğrenci sayısı her yıl artıyor, sosyal ihtiyaçlar genişliyor.

Annemasse Belediye Başkanı Christian Dupessey, artan ihtiyacı şöyle örnekliyor:
“Neredeyse her altı yılda bir, 17 sınıflı yeni bir ilkokul açmak zorunda kalıyoruz.”

Bütçeler zorlanıyor, belediyeler personel bulmakta güçlük çekiyor. Çünkü kamu görevlileri, aynı iş için Cenevre’de iki hatta üç kat daha yüksek maaş alabiliyor.

115 Bin Sınır Çalışanı: Sistem Yükü Artıyor

Dengeyi sağlamak için Cenevre Kantonu, Fransa’ya her yıl mali katkı ödüyor. 2024’te bu tutar 370 milyon İsviçre Frangı’na ulaştı. Ancak artan nüfus ve kamu hizmetleri karşısında bu rakam artık yeterli olmuyor.

Sınır ötesi çalışma sistemi kurulduğunda bölgede yalnızca 9000 sınır çalışanı vardı. Bugün sayı 115.000. Yani 50 yılda 13 katlık bir artış.

Büyüme Modeli Tükeniyor mu?

Cenevre, ekonomik dinamizmini büyük ölçüde sınır ötesi işgücüne borçlu. Ancak bugün bu model;

  • artan trafik,
  • yükselen sosyal eşitsizlik,
  • hızla şişen konut talebi,
  • aşırı yük altındaki belediyeler

nedeniyle alarm veriyor.

Bölge, kritik bir sorunun eşiğinde:
Cenevre’nin yıllardır başarı getiren sınır ötesi büyüme modeli artık kendi sınırını mı aşıyor?

Haberin Devamını Oku
Reklam

Trendler