Gündem
SÄULE 3A İLE VERGİ TASARRUFU SON MU BULUYOR? FİNANS BAKANI KAREN KELLER-SUTTER’DAN AÇIKLAMALAR!
Finans Bakanı Karin Keller-Sutter, federal bütçenin yeniden yapılandırılması sürecinde önemli açıklamalarda bulundu. Säule 3a gibi bireysel emeklilik hesaplarının daha fazla vergilendirilmesi yönündeki önerilere karşı çıkan bürgerliche (merkez sağ) partilerle olan çatışmalar, bakanlıkta sıcak tartışmalara yol açtı. CH Media tarafından geçtiğimiz günlerde, Karin Keller-Sutter ile gerçekleştirilen özel röportajda, mevcut durumu ve geleceğe dair planlarını detaylandırdı.
Ekonomik Zorluklar ve Bütçe Sorunları
Keller-Sutter, federal bütçenin yeniden yapılandırılması gerektiğini belirterek, önümüzdeki yıllarda miliardendefizit (milyar kaybı) yaşanabileceğine dikkat çekti. Federal Konsey, bu durumu düzeltmek amacıyla bir hafifletme paketi oluşturmayı planlıyor. Bu paket, bütçe harcamalarının 2027 itibarıyla 3,5 milyar frank kadar azaltılmasını öngörüyor. Bununla birlikte, emeklilik sistemine yönelik vergi avantajlarının kaldırılması gibi iki ek gelir önerisi de gündeme geldi.
Keller-Sutter, “Saklama yaparken, kesinlikle emeklilik tasarruflarına zarar vermek istemiyoruz. Ancak, mali durum göz önüne alındığında, değişiklikler kaçınılmaz hale geldi” dedi.
Emeklilik Tasarrufları ve Vergi Avantajları
Söz konusu öneriler arasında, Säule 2 ve Säule 3a‘dan alınan kapitalın vergilendirilmesi konusundaki değişiklikler öne çıkıyor. Bu durum, burgis partilerin tepkisini çekti. Ancak Keller-Sutter, önerilerin sadece bir başlangıç noktası olduğunu ve bu konuda nihai bir karar verilmediğini belirtti. “Önerilerimiz, henüz taslak aşamasında ve her kesimin görüşü alınacak” diye ekledi.
Partiler Arası Gerginlikler
Keller-Sutter, FDP (Özgürlükçü Parti) içindeki gerilimlere de değindi. FDP, önerilen vergi değişikliklerine karşı çıkarak, bir referandum düzenleme tehdidinde bulundu. Bakan, “Ben bir Bundesrätin (federal konsey üyesi) olarak, partimin iç meselelerine girmem” dedi.
“Daha çok uzlaşmaya dayalı bir yaklaşım sergileyerek, mevcut durumu değerlendiriyoruz. Eğer bu hafifletme paketi başarısız olursa, vergilerin artması kaçınılmaz olacaktır” şeklinde konuştu.
Ekonomik Beklentiler
Keller-Sutter, 2024 yılı bütçesinin nasıl şekilleneceği konusunda, tahminlerin gerçekleşmesinin önemine vurgu yaptı. Bu yıl için beklenen açık 2.6 milyar franktan, yalnızca 900 milyon frank olacak. Ancak, bu durumun geçici olduğunu ve devletin hala borçlanmaya devam edeceğini ifade etti.
2026 yılında 13. AHV (İsviçre Yaşlılık Sigortası) emekli maaşlarının ödenmeye başlanmasının, federal bütçeye ek yük getireceğini belirtti. “Eğer hükümetin önerdiği federal katkı düşürülmezse, bu durum 900 milyon franklık bir yük getirecek” dedi.
Çözüm Önerileri ve Alternatifler
Hükümetin, bütçe dengesini sağlamak için alternatif çözüm önerileri üzerinde çalıştığını söyleyen bakan, “Eğer hafifletme paketi başarısız olursa, vergi artırımı gibi önlemler almak zorunda kalacağız. Bu, orta sınıfı olumsuz etkileyecektir” dedi.
Keller-Sutter, parlamentodaki görüşmelerin gelecekte neler getireceği konusundaki belirsizlikleri de dile getirdi. “Parlamento, vergi artırımı konusunda bir dizi karar almış durumda. Ek harcamaların karşılanması için gereken bütçe, çoğu zaman mevcut vergi gelirlerini aşmaktadır.”
Sonuç ve Gelecek
Karin Keller-Sutter’ın açıklamaları, İsviçre‘deki ekonomik durumu ve gelecekteki planları daha net bir şekilde gözler önüne seriyor. Vergi politikalarındaki değişikliklerin, hem bürgerliche partiler hem de halk arasında tartışmalara yol açması bekleniyor. Her ne kadar bakan, tüm önerilerin henüz taslak aşamasında olduğunu belirtse de, Säule 3a ile ilgili yapılacak değişiklikler, bireysel emeklilik tasarruflarını etkileyebilir.
Okuyucular için önemli olan, bu konuların nereye varacağı ve Karin Keller-Sutter’ın önümüzdeki süreçte alacağı kararlar. Ülke genelindeki ekonomik dengeyi korumak adına atılacak adımlar, vatandaşların mali durumunu doğrudan etkileyecektir.
Gündem
Luzern’DEKİ OTOMATİK TRAFİK İZLEME SİSTEMİ, FEDERAL MAHKEME TARAFINDAN DURDURULDU
Federal Mahkeme, Luzern Kantonu’nda otomatik araç takibi ve trafik izleme sisteminin uygulanmasını yasakladı. Mahkeme, özellikle araçların plaka bilgileri ile yolcuların görüntülerinin otomatik olarak kaydedilmesi ve bu verilerin uzun süre saklanmasının, “aşırı ve orantısız bir temel hak ihlali” olduğuna karar verdi.
Luzern Kantonu, 2022’de polisin araçları ve yolcuları sistematik olarak fotoğraflayarak verileri 100 gün boyunca saklamasına olanak sağlayan yasa değişikliklerini kabul etmişti. Ancak, bu değişiklikler, sosyalist ve yeşil partiler tarafından eleştirilerek, Federal Mahkeme’ye taşındı.
Mahkeme, Luzern’deki yasa değişikliklerinin, veri toplama ve depolama prosedürlerini yeterince sınırlamadığı ve insanların bilgi üzerindeki öz yönetim hakkını ihlal ettiği için, bu düzenlemeleri iptal etti. Bu kararın, tüm İsviçre’deki benzer uygulamaları etkileyebileceği düşünülüyor.
Veri Paylaşımı Zorluğu
Ayrıca, Luzern’in polisler arası veri paylaşım platformu oluşturma çabaları da mahkeme tarafından onaylanmadı. Mahkeme, veri paylaşımının, yalnızca yasada belirli kurallar altında ve belirli sınırlarla yapılabileceğini belirtti.
Bu karar, özellikle SP ve Yeşiller tarafından, özel hayatın korunması adına büyük bir zafer olarak görülüyor. Ancak, SVP (İsviçre Halk Partisi) bu karara itiraz etti ve güvenlik önlemlerinin daha fazla ön planda tutulması gerektiğini savundu.
Bu dava, gelecekteki polis yasası reformları için de önemli bir mihenk taşı olabilir.
#LuzernTrafikİzleme #VeriKoruma #FederalMahkeme #PolisYönetmeliği #ÖzelHayat #TrafikSistemi #Luzern #isviçre
Gündem
CİNSEL TACİZ İDDİALARI: BASEL ÜNİVERSİTESİ’NİN TUTUMU TARTIŞMA YARATIYOR
İki eski öğrenci, Basel Üniversitesi profesörlerini cinsel tacizle suçluyor. SRF’nin “Kassensturz” programında gündeme gelen bu iddialar, üniversitenin olaya karşı yaklaşımını ve mağdurları nasıl ele aldığını sorgulatıyor. 2015’te bilimsel yardımcı olarak çalışmaya başlayan Claudia Z., hocasının fiziksel yakınlık kurmaya başladığını ve sık sık uygunsuz şekilde dokunduğunu belirtiyor. Özellikle bir iş gezisinde Berlin’de, profesörün kendisini öpmeye çalışması sonrası, bu tacizi reddetti. Ancak, tehdit edileceğinden korkarak şikâyetini ancak üniversiteden ayrıldıktan sonra yaptı.
İlk araştırma raporunda, cinsel taciz suçlaması “şüpheye yer bırakmayacak şekilde” kanıtlanamamış olsa da, profesörün üniversite tarafından uyarıldığı ve tekrar ederse işten çıkarılacağı konusunda yazılı bir uyarı almış olduğu bildiriliyor. Diğer bir vakada ise, profesörün doktoradan sorumlu olduğu öğrencisini cinsel eyleme zorladığı belirtiliyor.
Üniversite, bu raporların açıklanmasını reddederek, özel hayatın korunmasının kamu çıkarından daha önemli olduğunu savundu. Ayrıca, kadınların travmatik tekrarlar yaşamasını engellemek adına kişisel verilerin korunmasının öncelik olduğu belirtildi. Ancak, her iki kadının da üniversiteye raporlarla ilgili görüş bildirme fırsatı verilmediği, bu sebeple kurumu suçlu tarafı korumakla suçladılar.
Bu olaylar, üniversitelerin cinsel tacizle mücadelede nasıl daha etkili olabileceği konusunda geniş bir tartışma başlatmış durumda.
Gündem
İSVİÇRE’DE ULUSAL DÜZEYDE YÜZÜ ÖRTME YASAĞI TARTIŞMALARA YOL AÇTI
1 Ocak 2025 itibariyle, İsviçre genelinde kamusal alanlarda yüzün tam olarak örtülmesine yönelik yasak yürürlüğe girecek. Bazı kantonlarda 2024 yılında yürürlüğe giren ve halihazırda yürürlükte olan bu yasağın uygulanmasıyla ilgili tartışmalar ve deneyimler, yeni dönemde ülke genelinde nasıl işleyeceğine dair soru işaretleri doğuruyor.
Yasak Kimleri Kapsıyor?
Bu yeni yasak yalnızca Burka ve peçe takan kadınları değil, yüzlerini örten tüm bireyleri kapsıyor. Örneğin, stadyumlarda, siyasi ya da diğer gösteri ve protestolarda yüzü kapatma durumu, yalnızca yetkili makamlardan izin alındığı takdirde geçerli olacak. Bu kurallara uymayanlar için 1000 Frank’a kadar para cezası öngörülüyor.
Güvenlik ve Şeffaflık Gerekçesi
Destekleyenler, bu yasanın özellikle kimlik tespiti gereken durumlarda güvenliği artıracağı görüşünde. Yasağın, yüzü kapatan kişilerin kimliğini belirlemeyi kolaylaştıracağı ve kamusal güvenliği artıracağına inanıyorlar. Özellikle protestolar veya spor etkinlikleri gibi gerilimin yüksek olduğu yerlerde, yüzü örtmenin yasaklanması şiddet olaylarını azaltabilir ve kamu güvenliğini güçlendirebilir. Bu görüşü savunanlar, yasağın toplumun genel düzenine katkıda bulunacağını ifade ediyor.
Özgürlük Kısıtlaması Tartışmaları
Diğer yandan, yasağı bireysel özgürlüklere ve dini ifadelere müdahale olarak görenler de var. Özellikle burka veya diğer yüz kapatma giysilerini dini veya kişisel tercih olarak kullananlar, bu yasağın gereksiz bir kısıtlama olduğunu düşünüyor. Bu görüşteki kişiler, yüzü örtmenin bireysel bir seçim olduğunu ve kamusal düzeni tehdit etmediği sürece devletin buna müdahale etmemesi gerektiğini savunuyor.
Uygulamada Zorluklar ve Deneyimler
Yasanın uygulanabilirliği de tartışma konusu. İsviçre’de Tessin ve St. Gallen kantonlarında halihazırda yüzü örtme yasağı bulunuyor ve buradaki deneyimler, bu tür yasakların pratikte zorluklara yol açtığını gösteriyor. Tessin’de pandemi öncesine kadar az sayıda kişiye ceza kesilmişken, St. Gallen’de yasak uygulanmaya başlandığından bu yana hiçbir cezai işlem yapılmamış. Bu durum, yasağın uygulanmasının zorluklarını ortaya koyuyor ve gerçek anlamda kaç kişinin bu yasaktan etkileneceği sorusunu gündeme getiriyor.
Uygulama Güçlükleri
Polisin bu yasayı etkin bir şekilde uygulayıp uygulamayacağı konusunda ise şüpheler var. Özellikle toplumsal etkinliklerde yüzü örten kişilerin tespit edilmesi, kolluk kuvvetleri için oldukça zahmetli bir süreç olarak değerlendiriliyor. Bu yüzden ceza sayısının sınırlı kalabileceği öngörülüyor.
Farklı Bakış Açıları
Yüzü örtme yasağına dair görüşler, kişilerin değerlerine ve dünya görüşlerine göre değişiklik gösteriyor. Bazı kesimler yasağı güvenlik adına olumlu bir gelişme olarak değerlendirirken, diğerleri bu düzenlemenin orantısız bir müdahale olduğunu düşünüyor ve kişisel haklara zarar verdiğini savunuyor.
Genel Değerlendirme
İsviçre’de yüzü örtme yasağı, kamusal alanlarda güvenliği sağlama amacıyla yürürlüğe konulsa da, uygulamada yaratacağı zorluklar ve bireysel özgürlükler üzerindeki etkisi nedeniyle tartışmalara yol açıyor. Yasanın ilerleyen dönemde nasıl bir etki yaratacağı ise İsviçre’deki sosyal ve kültürel dinamikler çerçevesinde şekillenecek gibi görünüyor.
-
E-Dergi9 ay önce
İsviçre’nin Sesi Şubat 2024
-
Ekonomi8 ay önce
İsviçre’de Maaş Dengesi: Ortalama bir Kişinin Maaşı 6788 CHF
-
Yaşam7 ay önce
Kıskanç Kaynana Belirtileri: Gözden Kaçırmamanız Gereken 10 İşaret
-
İsviçre8 ay önce
Dünyanın En İyi Sağlık Kurumları: İlk 250 Hastane Sıralamasında İsviçre’den 10 Hastane
-
Gündem9 ay önce
İsviçre’nin Sesi Yankılanıyor…
-
Gündem2 ay önce
HÄGENDORF’TA TÜRKÇE “SİZ BENİ YAKTINIZ SİZ!” DİYE BAĞIRDIĞI DUYULAN ADAM KENDİNİ YAKTI: DURUMU AĞIR, HELİKOPTERLE HASTANEYE KALDIRILDI
-
Gündem10 ay önce
Biel’de Skandal: Cinsel İlişki Karşılığında Yabancılara Oturma İzni Belgesi!
-
Gündem9 ay önce
İsviçre’de Emeklilik Oylaması: Kritik Karar!