Sosyal Medya

Köşe Yazıları

İshal: Görmezden Gelmememiz Gereken Bir Semptom

yazar

Yayınlayan

on

İshal, günde en az üç kez gevşek dışkı çıkardığınızda ortaya çıkar. Dışkı ağırlığı 250 gramın üzerinde olmalı ve su içeriği %75’in üzerinde olmalıdır. İshal, başlı başına bir hastalık değil, birçok farklı nedeni olabilen bir semptomdur.

Gastrointestinal sistemdeki karmaşık süreçler nedeniyle ishal, birçok farklı faktör tarafından tetiklenebilir. İşte bunların bazıları:

Mikroorganizmalar

  • Virüsler: Rotavirüsler, Norovirüsler, HIV
  • Bakteriler: Salmonella, EHEC
  • Mantarlar: Candida albicans
  • Protozoa: Entamoeba histolytica
  • Parazitler

Gıda İntoleransları

  • Laktoz intoleransı
  • Fruktoz intoleransı
  • Gıda alerjileri

Otoimmün Hastalıklar

  • Çölyak hastalığı
  • Crohn hastalığı
  • Ülseratif kolit

İlaçlar

  • Müshil ilaçlar
  • Antibiyotikler
  • Sitostatikler
  • Orlistat
  • Akarboz
  • NSAID’ler ve daha fazlası

Tümörler

  • Kolon karsinomu
  • VIPoma
  • Karsinoid
  • Lenfomalar

Diğer Faktörler

  • Fonksiyonel Faktörler: İrritabl kolon, Otonomik diyabetik nöropati
  • Endokrin Bozuklukları: Hipertiroidizm
  • Amiloidozlar
  • Operasyonlar: Kısa Bağırsak Sendromu, Kolektomi, Kör Döngü Sendromu
  • Fiziksel Noxae: Radyasyon tedavisi

Kronik ishalin tanısal araştırması genellikle zordur çünkü birçok olası nedeni vardır. Anamnez alınarak, ishalin nedeninin hangi semptom olduğu sorularak önemli bilgiler elde edilebilir.

Tanı ve Testler

  • Laboratuvar Testleri: Dışkı muayenesi, elastaz, IFOBT (dışkıda kan), endomisyum ve transglutaminaz antikorları, 24 saatlik idrarda 5-Hidroksiindoleasetik asit, laktoz tolerans testi, xylose stres testi, tropikal geziden sonra sıtmanın dışlanması, gastrin tayini, tiroid teşhisi.
  • Görüntüleme Teknikleri: Sonografi, Bilgisayarlı tomografi, Manyetik rezonans görüntüleme
  • Endoskopik Yöntemler: Özofagogastroduodenoskopi, İleokolonoskopi
  • Fonksiyonel Testler: Oruç testi, H2 nefes testi

Tedavi

Tedavi, tetikleyici nedene bağlıdır. Komplike olmayan ishalin mutlaka ilaçla tedavi edilmesi gerekmez. Özellikle ishalin daha şiddetli formlarında su ve elektrolit kaybını telafi etmek daha önemlidir. Bu en iyi şekilde rehidrasyon solüsyonları aracılığıyla yapılır. 1 litre suya şu bileşenler eklenir:

  • 3,5 gr sofra tuzu
  • 2,5 gr sodyum bikarbonat
  • 1,5 gr potasyum klorür
  • 20 gr glikoz

Ayrıca, suda çözülmesi gereken hazır karışımlar da mevcuttur. Evde kullanım için yararlı bir alternatif, genellikle sıvı ve elektrolit kaybını çok iyi bir şekilde yerine koyabilen meyve sularıdır. Kaynak maddelerin alımının destekleyici bir etkisi vardır. Etkinliği tartışmalı olmasına rağmen, kola ve çubuk kraker kombinasyonu genellikle evde tedavi olarak tavsiye edilir.

İlaçlar

  • Sentetik Opioid: Loperamid
  • Enkefalinaz İnhibitörü: Racecadotril

Bazı ishal türleri için uzara kökü, şifalı kil, tanninler, pektinler veya şifalı kömür kullanılır. Ancak, güncel S2k kılavuzlarına göre akut gastrointestinal enfeksiyonların tedavisi için uygun değildirler.

Probiyotikler

Saccharomyces boulardii ve Lactobacillus rhamnosus gibi probiyotiklerin profilaktik alımının etkinliği klinik çalışmalarda kanıtlanmıştır. Ancak, probiyotikler bağışıklık sistemi zayıf olan hastalarda ve 2 yaşın altındaki çocuklarda kontrendikedir ve kullanılmamalıdır.

İshalin sadece rahatsız edici bir durum olmadığını, altta yatan ciddi bir sağlık sorununun belirtisi olabileceğini unutmamalıyız. Bu nedenle, belirtileriniz devam ederse mutlaka bir sağlık profesyoneline danışmalısınız.

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Avrupa

ÇOCUK SAHİBİ OLMAYAN KADINLARA ÖDÜL VERİLMESİ GEREKTİĞİNİ SAVUNUYORUM

yazar

Yayınlayan

on

By

Verena E. Brunschweiger Köşe Yazısı
Almanya, 09.01.2025

Çok Fazla İnsan, İyi Yaşamı Tehdit Ediyor
Alman yazar Verena Brunschweiger, çocuk sahibi olmayan kadınlara ödül verilmesini öneriyor.

Brunschweiger, İsviçre Nau’deki köşe yazılarında düşük doğum oranlarının bir endişe kaynağı değil, bir sevinç kaynağı olması gerektiğini vurguluyor.
“Doğum oranlarının düşük olmasını kutlayın!” (Celebrate low birth rates) sloganı, Portekiz ve Hollanda’da sokaklarda görülebilirken, Almanca konuşulan dünyada pek anlaşılabilir bir olgu olarak karşılanmıyor.

Azalan Nüfus Bir Şanstır
İngiliz ekonomist ve üniversite öğretim üyesi Adair Turner, sayımızın azalmasının bir nimet olduğunu yazdı. Otomasyonun artması ve makinelerin insanlar yerine iş yapması, bu düşüncenin ana dayanağını oluşturuyor.

Brunschweiger, düşük doğum oranlarının pek çok konuda olumlu etkiler yaratacağına dikkat çekiyor ve bu olgunun Almanca konuşulan ülkelerdeki katı savunmalarla karşılaştığını belirtiyor.
“Gerçek sürdürülebilirlikten” bahsedebilmek için nüfus artışını durdurmanın gerekliliğine dikkat çekiyor.

Nüfus Artışı Krizleri Şiddetlendiriyor
Avustralya’da yer alan “Commission for the Human Future”, nüfus artışının, 21. yüzyılın büyük krizlerini daha da şiddetlendirdiğini vurguluyor: kaynak kıtlığı, türlerin yok oluşu, habitat kaybı, çevre kirliliği, iklim değişikliği, savaşlar ve hastalıklar.

Brunschweiger, dünya çapında kaynakların tükenmesiyle birlikte, batı toplumlarının daha az kaynak harcaması gerektiğini savunuyor. Ayrıca, iklim değişikliği nedeniyle Batı’nın daha az kaynak tüketmesi gerektiğini, çünkü küresel Güney’deki ülkelerin zaten çok az kaynak tükettiklerini belirtiyor.

Çocuklar ve Emeklilik Sistemi
Çocukların emeklilik sistemi için gerekli olduğu fikrinin bir yanıltmaca olduğunu söyleyen Brunschweiger, pek çok sağcı görüşlünün bu görüşü savunduğunu belirtiyor. Ancak, sadece çocukların sayısını artırmak, ilerleyen yıllarda çevresel felaketi engellemeyecek.

Sürdürülebilir Bir Gelecek İçin Çocuk Sahibi Olmayan Kadınlara Ödül
Brunschweiger, 2019’da ortaya attığı ve “Club of Rome” tarafından 1970’lerde önerilen bir fikirle, her çocuk sahibi olmayan kadına 50 yaş günlerinde ödül verilmesini talep ediyor. Bu ödül, Dünya’nın korunmasına katkı sağlayan bir eylem olarak görülecek ve üreme sorumluluğu taşıyan kadınlar ödüllendirilecek.

Sonuç: Düşünmek ve Tartışmak
Yazar, toplumun yaşlanan nüfusu ve sürdürülebilir yaşam için bu gibi ödüllerin gerekliliği üzerinde duruyor. Ancak, yaşlanan bir toplumun yalnızca olumsuz bir şekilde algılanmasının, toplumda yaşa dayalı ayrımcılığı körüklediğine dikkat çekiyor.

Brunschweiger’ın düşünceleri, herkes için farklı tepkiler yaratabilir.

Haberin Devamını Oku

Köşe Yazıları

YENİ YIL GELDİ HOŞ GELDİ !

yazar

Yayınlayan

on

EE HADİ ŞİMDİ NE OLACAK?

Hemen her yıl hep bu şekilde başlıyor bence…

Yılın son günlerinde acayip bir heyecan, dilekler, ritüeller, dualar, umutlar, çok şükür bu yıldan kurtuluyoruz nidaları…

Sonra büyük coşkuyla o beklenen yıla girilir. Bazıları çok eğlenceli, bazıları kederli, bazıları her günün akşamına benzer…

Ama bir şekilde içten içe hep bir beklenti vardır : ‘’Bu yıl her çok güzel olacak.’’

Sonra sabah olur, herkes uyanır, eline telefonunu alır, haberlere bakar ve hoop hiçbir şey değişmemiş. Sürpriz….Yeni güzel hiç bir şey yok… Dünya hala aynı…

Aptalca güç savaşları, para, su, enerji, sonsuz yaşam isteği, gençlik, güzellik artık adını siz koyun.. Tek tek veya hepsi birden istendiği için devam eden kavgalar..

Bir sürü insanı, ona biçilen sınırlı ömürden önce öldürme çabası hiç bitmez insanoğlunda… Halbuki, herkes bir gün ölecek, sana verilen ömrün keyfini sür, başka canlıya zarar vermeden, elindekilerle ne yapabileceğine bir bak…

Bir gün bir arkadaşım anlatmıştı, gerçek ve traji komik bir hikaye… Göl kenarına yakın bir yerde yazlık ev almışlar ve önlerinde de acayip sazlık var. Babası çok ciddi para harcayıp o sazlıkları temizletmiş, adamlar tutmuş, nakliyeler, çöpe götürme vs.vs. Ev kadar para harcadık şu işe diye de sık sık tekrarlar dururmuş. Ciddi olarak ekonomik krize girmiş vs.vs Aradan zaman geçmiş, yakınlardaki arsayı birileri almış ve onlarda oraya ev yaptıracaklar diye beklerken, onlar o sazlıkları kendi iş alanları haline getirip, ihraç etmişler, bir sürü işte kullanılıyormuş o sazlıklar… Sonrasında da çok ciddi birikim yapmışlar, üzerine bir de ev de kondurmuşlar.

Aslında o arkadaşım bana anlatırken, babasının şansızlığından dem vurarak anlatmıştı. Babasını kaybetmişti vs. Ama hikayeyi dinleyince bende farklı tesir yaptı. İnsan bazen elindekilerle ne yapacağını bilemiyor. Hem enerjisini boşa harcıyor, hem de kendisini mutsuz ediyor. Oysa elimde bu var, ben bununla ne yapabilirim diye farklı bakış açısıyla düşünse, farklı sonuçlara gidebilir. Bu hikayeden bunu çıkardım diye, her an bunu yapabildiğim sanılmasın. Ama zaman zaman hatırlayıp yapmaya çalışıyorum. Ne zaman bunalsam, sazlıkları hatırlıyorum, birine dert, birine derman olmuş.

Yunus Emre’nin dediği gibi: ‘’Derdim bana derman imiş’’

Yeni yıla girdik, umut dolu bir yazı olsun, hani dünyada her şey aynı çirkinlikte ilerliyor diye enseyi karartmayalım yazısı yazayım dedim. Haber kaynakları, haber değeri olduğu için negatif haber- pozitif haber diye ayıramıyor tabii, hepsini yayınlıyor doğal olarak. Ancak sürekli bu haberlere maruz kalınca insan ister istemez, bazen umudunu kaybedebiliyor. Böyle zamanlarda hemen toparlanarak, sazlıkları hatırlayalım…Tek tek hepimiz dünyayı daha güzel bir yer haline getirebilmek için de, önce içimizi temizleyelim, hem fiziken hem ruhen sonra da dolaplarımızdan başlayalım, sonra evimizi, sonra kapımızın önünü.. Ve Sezen Aksu’nun dediği gibi gülümseyelim…

Gülümse, hadi gülümse bulutlar gitsin,

Yoksa ben nasıl yenilenirim? Gülten Yazici Dülger

Haberin Devamını Oku

Köşe Yazıları

ZAMANSIZ MODA İKONLARI

yazar

Yayınlayan

on

05.01.2025

YAZAN VE HAZIRLAYAN: AYŞENUR DEMİRKAN

Moda İKONU KİMDİR?…

Moda ikonu ; giyimine, saçıyla, makyajıyla, konuşması, duruşuyla yaptığı uyguladığı her yenilik moda olan, kitleleri yıllarca peşinden sürükleyen, tarzlarıyla tarihe adlarını yazdıran ünlü kişilere denir.

Moda tarihine geçen ve bizlere ilham veren, zamansız moda ikonlarıyla zamanda yolculuk yapmaya başlıyoruz.

AUDREY HEPBURN

1950’lerin dünyaca ünlü Hollywood yıldızı Audrey Hepburn; kendisiyle bütünleşen şık, elegant giyim tarzıyla oyunculuğu kadar tarzıyla da tarihe adını yazdırmıştır.

Şık, elegant, zerafeti temsil eden tarzı dünyaca ünlü moda markalarının dikkatini çekmiştir. “ Breakfast at Tiffany’s” (Tiffany de Kahvaltı) filminde giydiği Givenchy’nin Audrey Hepburn için özel olarak tasarladığı “Küçük siyah elbise” siyle moda tarihine adını moda ikonu olarak altın harflerle yazdırmıştır. Yüzyıllar geçsede bütün kadınların Şıklık ihtiyacı için gardrobunda bir “küçük siyah bir elbise” mutlaka bulunması gereken eşsiz parça olarak kalacaktır.

GRACE KELLY

Hollywood yıldızı olarak parladığı 50’li yıllarda Akademi ödülü alan ünlü oyuncu Grace Kelly’nin zarafet içindeki giyim tarzının oluşmasında kısa bir dönem nişanlı kaldığı ünlü tasarımcı Oleg Cassini’nin etkisi olduğu söylenmektedir.

Daha sonra Monaco Prens Rainire ile evlenerek Hollywood yıldızlarından bir prenses’e dönüşen etkileyeci bir hayat hikayesi vardır. Zarafeti, sade şık tarzıyla ve özel yapım topuklu ayakkabıları onu zamansız moda ikonlarından biri yapmıştır. Hermes markası prenses adına “Hermes Kelly” isimli bir çanta tasarlamıştır. Zarif, asıl, sade şık prenses tarzıyla hâlâ günümüz kadınlarına ilham olmaya devam ediyor..

MARİLYN  MONROE

Tarihe geçen en önemli moda ikonlarından biriside kesinlikle Marilyn Monroe’dur. Seksi kadın tanımının başlatan Marilyn Monroe sansasyonel hayatıyla olduğu kadar sarı saçları, kırmızı ruju, giydiği dekolteli elbiseleri ve döneminin şık ve seksi kadın imajını yaratmıştır. Hollywood’un lüks moda anlayışını kazandıran ve pahalı mücevherler, kürekleri, ipek elbiseleri, yüksek belli bikinisi gibi onunla bütünleşen pek çok parçayla yıllar geçsede hâlâ taklit edilen, hem tasarımcılara hem sanatçılara ilham veren bir moda ikonudur.

TWİGGY

60’lı yıllara damgasını vuran, uzun, yoğun takma kirpikleriyle dergi kapağı olduktan sonra yıldızı parlayan gerçek adı Lesley Hornby, 60’ların stilini belirleyen ünlü moda ikonu olmuştur.

Çok zayıf olduğu için Twiggy lakabıyla anılan ve süper model tanımını ilk kez kullanan modellerden biri olarak tarihe geçerek, ‘ It Girl ’ yani bir dönemi stiliyle, duruşuyla etkileyen tek genç kadın olarak moda tarihine geçen cok az kadından birisi olmayı başarmıştır.

PRENSEs DİANA

GALLER Prensesi Diana, hayatıyla olduğu kadar kendine özgü tarzıyla da insanları etkileyerek 1980’lerin ve 1990’ların moda trendlerini belirleyen bir moda ikonu olmuştur.

Prens Charles’la çalkantılı evliliğinin ilk yıllarında İngiliz kraliyet ailesinin yönlendirdiği tasarımcıların kıyafetlerini giysede ilerleyen yıllarda baş kaldırışının bir diğer göstergesiyle dünyaca ünlü moda markalarının kıyafetlerini giymeye başlamıştır. “İntikam elbisesi” adını verdiği straplez siyah elbisesi moda tarihine geçen en ironik parçalardan birisidir. Versace, Chanel, Ungaro gibi pek çok ünlü markayla işbirliği yapmıştır. 1990’larda ise artık modaya yön veren trendleri belirleyen bir moda ikonuydu. Saçı, makyajı, giydiği her kıyafet kadınlardan tarafından hayranlıkla takip edilmektedir. Günümüzde de hâlâ tüm moda severlerin ilham kaynağı olmaya devam ediyor ..

JANE BİRKİN

60’lı yılların “İt Girl” ü olarak anılan tarzıyla dönemin stil ikonu olan İngiliz model Jane Birkin; doğal güzelliği , sıradan ama kendine has sofistike tarzıyla moda ikonu olmayı başarmıştır.

Paris’li kız stilini modaya katan, mini ve transparan cesur elbisesiyle modaya öncülük etmiştir. Hermes markası “Hermes Birkin” adıyla onun için tasarladığı çantası, günümüzde de kadınların vazgeçilmez çanta tasarımlarından biri haline gelmiştir.

COCO CHANEL

Dünyaca ünlü moda markasının yaratıcısı Gabriel Chanel modaya yaptığı şapka tasarımlarıyla başlayan ve kadınların giyim tarzlarını değiştiren, moda sektörüne kattığı moda devrimleriyle tarihe adını altın harflerle yazdırmıştır.

Moda tarihine geçen en önemli moda devrimleri;

  1. Kadınların pantolon giymesini sağlamıştır.
  2. Küçük siyah elbise
  3. Jarse kumaştan elbiseler tasarlamıştır.
  4. Yakasız ceketler
  5. Chanel etek ceket takımının yaratıcısıdır.
  6. İnci kolyeler
  • El Çantası

Haberin Devamını Oku

Trendler