İsviçre
Sosyal Medyada Yurtdışı Yaşamı Abartan Paylaşımlar Tartışma Yaratıyor
Son yıllarda Türkiye’den İsviçre, Almanya ve diğer Avrupa ülkelerine taşınan bazı sosyal medya içerik üreticilerinin paylaşımları sıkça gündeme geliyor. Özellikle kısa sürede takipçi kazanmak isteyen hesapların, yaşadıkları ülkelerin ekonomik koşullarını eksik, abartılı ya da bağlamından kopuk bir şekilde anlatmaları ise tartışmaları beraberinde getiriyor.
Ben bile 40 yılı aşkın süredir İsviçre’de yaşayan biri olarak bazı videoları izlediğimde “Acaba ben başka bir ülkede mi yaşıyorum?” diye düşünmeden edemiyorum.
Elbette yaşadığı ülkeyi doğru, dengeli ve faydalı şekilde tanıtan insanlar da var. Ancak bir de her fırsatta doğruluğu şüpheli söylemlerle kitleleri yanıltan, hiçbir araştırmaya dayanmayan içerikler üreten bir kesim bulunuyor. Aynı durum, Türkiye’ye tatile giden ve mikrofon uzatılan kişilerde de görülüyor: Ya göklere çıkaran ifadeler ya da yerin dibine sokan yorumlar…
Orta yolu söyleyenler nedense ya yayınlanmıyor ya da izlenmiyor.
“Bir günlük maaşla iPhone alıyorum” söylemleri ne kadar gerçekçi?
Son dönemlerde “Bir günlük maaşla iPhone alıyorum”, “Oğlum bir aylık çıraklık maaşıyla Mercedes aldı” gibi ifadeler sık sık gündeme geliyor. Tamamen uydurma değiller; fakat bağlamdan koparılmış durumda.
Asıl soru şu:
İstersen iPhone’u bir günde al, peki geri kalan 29 gün ne olacak? Ay sonunda elinde ne kalıyor?
Bu kısmı kimse anlatmıyor.
Ayrıca gelirleri Türk lirasına çevirip “Biz burada çok rahatız” demek de, Türkiye’ye gidip kameraya “Avrupa bitti, ekonomi çöktü, Türkiye daha iyi” demek de aynı derecede yanıltıcıdır. İki taraf da uçlarda geziyor. Normal, dengeli konuşanlar ise nedense yayınlanmıyor; özellikle Türkiye’de mikrofon uzatılanların çoğu yalnızca negatif konuşanlardan seçiliyor.
Bu nedenle, lafı uzatmadan Avrupa’daki yaşamı biraz rakamlarla konuşmanın zamanı geldi.
Çünkü bir gelirin gerçek değeri, harcandığı ülkedeki maliyetlerle ölçülür.
Amacım ne Avrupa’yı överek parlatmak, ne de Türkiye’yi yerip küçümsemek. Her ülkenin eksi ve artıları vardır; ancak yazımın konusu bu değil. Benim derdim karşılaştırma yapmak değil, insanların doğru bilgilenmesini sağlamak.
İsviçre’de 2 Çocuklu Bir Ailenin Giderleri: Gerçek Tablo
İsviçre ve Almanya’da uzun yıllardır yaşayan herkes bilir: Bu ülkelerde orta sınıfın gelir-gider dengesi dışarıdan göründüğü kadar geniş bir refah alanı sunmaz.
Üstelik son yıllarda maaşlar yıllık 20–30 frank gibi sembolik artışlar görürken; sağlık sigortası ve kiralara her yıl en az 50 frank zam geliyor.
Şimdi gelin, İsviçre’de 2 çocuklu, tek maaşla geçinen bir aileyi ele alalım ve ay sonunda ne kaldığına birlikte bakalım.
Varsayılan maaş:
• Brüt: 6.000 CHF
• Net: 5.500 CHF
(Bu maaş İsviçre için iyi sayılır ama yaygın değildir. Pek çok göçmen kökenli çalışan bundan daha düşük maaş alır.)
Aylık Giderler (Ortalamalar):
• Kira (4,5 odalı daire): 2.150 CHF
(Kanton, konum ve daireye göre 1.500–2.500 arası değişir.)
• Sağlık sigortası (4 kişi): 1.400 CHF
(Kantona göre 1.200–1.800 arası.)
• Telefon + internet: 100 CHF
• Araba ve trafik masrafları: 200 CHF
• Vergi: 400 CHF
• Tatil bütçesi: 400 CHF
• Beklenmeyen masraflar: 200 CHF
• Market – temel gıda (Migros, Coop vb.): 1.500 CHF
(Bu hesap mümkün olan en düşük seviyede.)
Toplam gider: 6.350 CHF
Net gelir: 5.500 CHF
Ay Sonunda Kalan: –850 CHF (Eksi)
Yani bırakın birikimi, bu aile her ay 850 frank açık veriyor.
Üstelik bu tablo “iyi maaş” kategorisinde kabul edilen bir gelir üzerinden yapıldı.
Hem de hesaba dahil olmayan onlarca masraf var:
• Restoranda bir akşam yemeği yok,
• Kışın gerekli olan dört lastiğin (1.000 CHF) maliyeti yok,
• Aracın çıkabilecek ani arızaları yok,
• Sigorta şirketinin karşılamadığı sağlık giderlerinin kişiye düşen payı yok,
• Çocukların hobileri, spor, müzik, oyuncak ve diğer ihtiyaçları yok.
Amaç, İsviçre ekonomisinin kötü olduğunu söylemek değil;
sosyal medyada anlatılan pembe tablonun gerçeğin sadece küçük ve seçilmiş bir parçası olduğunu göstermek.
Elbette bazı aileler bu açığı ikinci bir maaşla, yan işlerle, daha düşük kira veya daha uygun sigorta seçenekleriyle kapatabiliyor. Çözümler her zaman var.
Fakat şu da bir gerçek:
Sosyal medyada anlatılan “rahatlık”, “uçtum kaçtım”, “şu kadar günde şunu aldım” masallarının gerçek hayatta karşılığı yok.
Gerçek hayat hâlâ matematik biliyor.
Gelir – gider = sonuç.
Ve sonuç, telefon kamerasına anlatılandan çok daha sade, çok daha gerçek.
Gündem
Çocuk ve Gençlik Komisyonu’ndan Sosyal Medya Yasağına Ret
Bern, 20 Kasım 2025 – İsviçre Federal Çocuk ve Gençlik Komisyonu (EKKJ), çocuklara yönelik genel sosyal medya yasaklarına karşı olduğunu açıkladı. Komisyona göre bu tür yasaklar, hem çocukların hem de ebeveynlerin hareket alanını gereksiz yere daraltıyor.
Komisyon tarafından yayımlanan pozisyon belgesinde, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin yalnızca korunma hakkını değil, aynı zamanda bilgiye yaşa uygun erişim, eğitim hakkı ve dijital ortamlara katılım hakkı gibi temel özgürlükleri de güvence altına aldığı vurgulandı.
EKKJ: “Riskler kadar fırsatlar da görülmeli”
EKKJ, çocuklar ve gençlerle birlikte medya kullanımına ilişkin açık kurallar ve rehberler geliştirilmesi gerektiğini savunuyor. Komisyona göre tüm taraflar, sosyal medyanın risklerini tanıdığı kadar avantajlarını ve sunduğu fırsatları da değerlendirebilmeli.
Ayrıca EKKJ, büyük çevrimiçi platformların daha sıkı biçimde düzenlenmesi gerektiğini de dile getiriyor.
Kantonlarda farklı uygulamalar
Son dönemde bazı kantonlarda telefon ve sosyal medya yasakları yeniden tartışma konusu oldu.
- Nidwalden Kantonu’nda, 2025/2026 eğitim yılının başlangıcından bu yana mobil telefonlar ve diğer dijital cihazlar okullarda tamamen yasak.
- Solothurn Kantonu’nda ise yasak kararı her okulun kendi inisiyatifine bırakılıyor.
Komisyon, bu tartışmalar devam ederken çocukların dijital dünyadan tamamen uzaklaştırılmasının doğru olmadığını, bunun yerine bilinçli ve güvenli bir kullanımın teşvik edilmesi gerektiğini vurguluyor.
Gündem
Aramalarda Ten Rengi Yeniden Kriter Olacak – Bakan Beat Jans Geri Adım Attı
Eylül ayında, aranan kişilere ilişkin duyurularda ten rengi bilgisinin kullanılmasının kaldırılması kararı alınmıştı. Ancak karar, güvenlik birimleri ile siyasi çevrelerden ciddi eleştiriler alınca Adalet Bakanı Beat Jans geri adım atıldığını açıkladı.
Ulusal arama veri tabanı için yeni sınıflandırma hazırlanıyor
Federal Hükümet’ten yapılan açıklamada, Federal Polis Dairesi’nin (Fedpol) kanton polis teşkilatlarıyla birlikte ten rengi bilgisini ulusal arama veri tabanına yeniden dâhil edeceği duyuruldu. Aynı zamanda kişi tanımlama kategorilerinin modernize edilerek daha güncel bir yapıya kavuşturulacağı belirtildi.
Bakan Jans, bu bilginin uygulamada zaten çok sınırlı kullanıldığına dikkat çekerek şu değerlendirmeyi yaptı:
“Ulusal arama sistemindeki kayıtlara baktığımızda, aranılan kişilerle ilgili duyuruların yüzde 1’inden daha azında ten rengi yer alıyor.”
Kantonlardan net talep: Bilgi kaybı kabul edilemez
Geri dönüş kararı, kasım ayı başında kantonlarla yapılan istişare toplantısının ardından alındı. Kanton polislerinin büyük çoğunluğu, ten renginin bir tanımlama unsuru olarak kullanılmaya devam edilmesi gerektiğini savundu. Ayrıca mevcut tanımlama sınıflarının güncellenmesi gerektiğine de dikkat çektiler.
Jans, hedefin güvenlik birimlerinin işini kolaylaştırmak olduğunu ifade ederek şunları söyledi:
“Amacımız veri doğruluğunu yükseltmek, böylece aramaların etkinliğini ve verimliliğini artırmak.”
Karar sonrası tartışmalar büyümüştü
Ten rengi bilgisinin eylül ayında kaldırılması, özellikle güvenlik çevrelerinden ve bazı siyasi kesimlerden sert tepki çekmişti.
SVP Ulusal Konsey Üyesi Mauro Tuena, kararı eleştirerek şu ifadeleri kullanmıştı:
“Bu karar mutlaka geri alınmalıydı. Böyle uygulamalar güvenliği riske atıyor.”
SVP’li Ulusal Konsey Üyesi Nina Fehr Düsel ise,
“Siyasi doğruculuk uğruna güvenliğin zayıflatılmasını ürkütücü buluyorum.”
diyerek tepkisini dile getirmişti.
Gündem
İsviçre’de 30 Kasım Oylamaları: İki Kritik İnisiyatif Sandıkta
İsviçre kamuoyu, 30 Kasım 2025’te gerçekleştirilecek federal halk oylamasında (Volksabstimmung) ülkenin siyasal, ekonomik ve toplumsal dengelerini doğrudan etkileme potansiyeline sahip iki önemli inisiyatif hakkında karar verecek. Biri, iklim politikalarının finansmanını büyük servetlerden elde edilecek gelirle güçlendirmeyi öngören “Für eine soziale Klimapolitik – steuerlich gerecht finanziert” (Sosyal bir iklim politikası için – adil vergilendirilmiş) halk girişimi; diğeri ise tüm yurttaşlara toplumsal yarar doğrultusunda zorunlu hizmet yükümlülüğü getiren “Für eine engagierte Schweiz (Service-Citoyen-Initiative)” (Katılımcı bir İsviçre için – Vatandaş Hizmeti İnisiyatifi).
Her iki öneri de toplumda geniş tartışma yaratırken, Federal Hükümet (Bundesrat) ile Parlamento, inisiyatifleri reddetme yönünde ortak tavır sergiliyor.
1. “Für eine soziale Klimapolitik – steuerlich gerecht finanziert”
(Sosyal bir iklim politikası için – adil vergilendirilmiş)
İnisiyatifin içeriği
İnisiyatif, İsviçre’de federal düzeyde yeni bir miras ve bağış vergisi ihdas edilmesini öngörüyor. Buna göre, bir kişinin ölümüyle devredilen mirasın ya da bağış yoluyla aktarılan servetin toplamı 50 milyon İsviçre Frangını aştığında, bu miktarın üzerindeki kısım %50 oranında vergilendirilecek.
Elde edilecek tüm gelir, iklim değişikliğiyle mücadele ve sürdürülebilirlik politikalarının finansmanına aktarılacak.
Bu düzenleme, mevcutta yalnızca kanton yetkisi olan miras vergisine ilk kez federal bir çerçeve kazandırmayı amaçlıyor.
Hükümet ve Parlamento neden karşı?
Bundesrat ile Parlamento, inisiyatifin reddedilmesi yönünde tavsiye kararı açıklarken şu gerekçeleri vurguluyor:
- Böyle bir vergi, büyük servet sahiplerinin İsviçre’den ayrılmasına yol açarak uzun vadede kamu gelirlerini azaltabilir.
- Federal miras vergisi, ülkenin vergi rekabetçiliğini zayıflatabilir.
- İklim politikalarının finansmanı için hâlihazırda mevcut olan yöntemlerin yeterli olduğu değerlendiriliyor.
- Ekonomik etkilerin ve gelir projeksiyonlarının öngörülebilir olmaması, risk oluşturuyor.
Destekleyenler
- İnisiyatifin öncüsü Juso Schweiz (İsviçre Genç Sosyalistleri).
- Yeşiller Partisi (Grüne) ve sol çevreler.
- Temel argüman: Büyük servetlerin iklim krizinin mali yüklerine orantılı katkı sunması gerektiği.
Karşı çıkanlar
- Hür Demokratlar FDP.Die Liberalen, liberal çevreler ve serbest piyasa yanlısı gruplar.
- İş dünyasını temsil eden Economiesuisse ve benzeri ekonomik örgütler.
- Temel argüman: Yüksek miras vergisinin girişimciliği ve yatırım ortamını olumsuz etkileyeceği.
2. “Für eine engagierte Schweiz (Service-Citoyen-Initiative)”
(Katılımcı bir İsviçre için – Vatandaş Hizmeti İnisiyatifi)
İnisiyatifin içeriği
Bu halk girişimi, tüm İsviçre vatandaşları için genel ve zorunlu bir toplumsal hizmet yükümlülüğü öngörüyor.
Bugün yalnızca erkekler zorunlu askerlik (Wehrpflicht) veya sivil hizmet (Zivildienst) kapsamında yükümlülüğe tabi; kadınların katılımı isteğe bağlı.
Yeni düzenleme, kadın-erkek ayrımı olmaksızın tüm vatandaşların kamu yararına hizmet vermesini zorunlu kılıyor. Hizmet alanları:
- Askerlik hizmeti (Militärdienst),
- Sivil savunma (Zivilschutz),
- Çevre, afet yardımı veya toplumsal projeler gibi “eşdeğer vatandaş hizmeti” (Bürgerdienst) biçimleri.
Hükümetin gerekçeli itirazı
Bundesrat, öneriyi kapsamı itibarıyla aşırı geniş buluyor:
- Yeni sistem, mevcut ihtiyaçların çok üzerinde, yılda on binlerce kişiyi hizmete çağırabilir.
- Organizasyon, maliyet, idari altyapı ve işgücü piyasasına etkiler konusunda ciddi belirsizlikler bulunuyor.
- Mevcut zorunlu hizmet modelinin güncellenmesi gerektiği kabul edilse de, bu inisiyatifin gerçekçi ve uygulanabilir olmadığı ifade ediliyor.
Destekleyenler
- EVP Schweiz (Evanjelik Halk Partisi).
- Bazı liberal ve sivil toplum örgütleri.
- Savunulan tez: Toplumsal dayanışma güçlenir, kadın-erkek eşitliği pekişir, vatandaşlık bilinci artar.
Karşı çıkanlar
- SVP Schweiz (İsviçre Halk Partisi): Zorunluluğun gönüllülük geleneğini zayıflatacağı görüşünde.
- Ekonomik ve askeri çevreler: Sistemin maliyetinin yüksek olacağı ve iş gücünü geçici olarak piyasadan çekeceği uyarısı yapılıyor.
Değerlendirme
İsviçre, 30 Kasım 2025’te sandığa gittiğinde, yalnızca iki inisiyatifi değil, aynı zamanda ülkenin gelecekteki ekonomik ve toplumsal çizgisini de tartışmaya açmış olacak. Bir yanda iklim politikalarının finansmanını servet dağılımı üzerinden yeniden kurgulayan bir vergi reformu; diğer yanda vatandaşlığın anlamını toplumsal sorumluluk üzerinden yeniden tanımlayan bir hizmet modeli.
Federal Hükümet ve Parlamento her iki girişime de olumsuz görüş bildirmiş olsa da, nihai karar yine her zaman olduğu gibi İsviçre halkının elinde.
-
Gündem11 ay önceTELEGRAM’DA ŞOK EDEN GRUPLAR: TECAVÜZ AĞLARI VE K.O. DAMLALARI
-
Ekonomi2 yıl önceİsviçre’de Maaş Dengesi: Ortalama bir Kişinin Maaşı 6788 CHF
-
E-Dergi2 yıl önceİsviçre’nin Sesi Şubat 2024
-
İsviçre2 yıl önceDünyanın En İyi Sağlık Kurumları: İlk 250 Hastane Sıralamasında İsviçre’den 10 Hastane
-
Yaşam2 yıl önceKıskanç Kaynana Belirtileri: Gözden Kaçırmamanız Gereken 10 İşaret
-
Gündem1 yıl önceERDOĞAN KARŞITI PAYLAŞIMLARI SIĞINMA BAŞVURUSUNDA HAKLI GEREKÇE OLARAK GÖRÜLMEDİ
-
Dünya1 yıl önceMETA’NIN COVİD-19 AŞILARIYLA İLGİLİ YANILTICI BİLGİ KARARI: İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KISITLIYOR MU?
-
Gündem1 yıl önceTÜRKİYE’DEN GELEN SIĞINMA BAŞVURULARINA GETİRİLEN SERT UYGULAMALARA TEPKİ


