Sosyal Medya

Gündem

TÜKETİCİ KORUMA DERNEĞİ, KAYAK BİLETİ FİYATLARINI ŞEFFAF OLMAMAKLA ELEŞTİRDİ

yazar

Yayınlayan

on

İsviçre’deki kayak bölgelerinin «dinamik fiyatlandırma» sistemine yönelik eleştiriler devam ediyor. Tüketici Koruma Derneği, kayak biletlerinin fiyatlarının çoğunlukla şeffaf olmadığına ve iade koşullarının karmaşık olduğuna dikkat çekti. Yapılan bir araştırmaya göre, bazı kayak bölgelerinde fiyatlar açıkça belirtilmiyor ve bu durum tüketicilerin fiyatların ne kadar uygun olduğunu anlamalarını zorlaştırıyor.

Dinamik Fiyatlandırma Nedir? Dinamik fiyatlandırma, bilet fiyatlarının satın alındığı zamana ve kayak yapılacak tarihe göre değişiklik göstermesi anlamına geliyor. Erken alımlar genellikle daha ucuzken, yoğun sezonlarda ya da kalabalık günlerde fiyatlar artabiliyor. Tüketici Koruma Derneği, bu sistemin şeffaf olmamasından dolayı, kayak bölgelerinin bu yöntemi sadece yüksek kar elde etmek amacıyla kullandığını düşünüyor..

İade Koşulları da Sorunlu Tüketici Koruma Derneği’nin araştırmasında, altı farklı kayak bölgesinin, bilet iadelerinde herhangi bir geri ödeme yapmadığı tespit edildi. Bu bölgeler, ancak ek bir sigorta ücreti ile hastalık gibi durumlarda bilet iadesi yapılmasına olanak sağlıyor. Ancak, iade taleplerinin de ekstra maliyetler doğurması, tüketicilerin mağduriyetine yol açıyor. Tüketicilerin, iade talep ettiklerinde ekstra masraflarla karşılaşmamaları gerektiği ifade ediliyor.

İSVİÇRE TELEFERİK DERNEĞİ’NDEN YANIT

İsviçre Teleferik Birliği – Seilbahnen Schweiz’den Yanıt İsviçre’deki büyük kayak bölgeleri ve Seilbahnen Schweiz (SBS), fiyatlandırmanın her kayak bölgesinin kendi inisiyatifi olduğunu belirtiyor. SBS, kayak bölgelerinin fiyatlarının, diğer ülkelerdeki kayak merkezlerine kıyasla, yüksek olmadığını savundu. Ayrıca, İsviçre’deki kayak bölgelerinde fiyat artışlarının zamanla gerçekleşmesinin normal olduğunu ve bu artışların müşteriler tarafından genellikle kabul edildiğini ifade etti.

Dinamik Fiyatlandırmanın Avantajları Bununla birlikte, bazı büyük kayak bölgeleri 2023 Kasım itibariyle dinamik fiyatlandırmaya geçmiş durumda. Bu model, kayak tesislerinin daha dengeli bir şekilde kullanılmasını, düşük sezonda kayak yapmayı cazip hale getirmeyi ve bekleme sürelerini azaltmayı amaçlıyor. Ayrıca, önceden satılan biletler sayesinde kayak bölgeleri daha iyi bir finansal duruma geliyor ve online bilet satışları da gişe işlemlerini hafifletiyor. Bu modelin, hem kayak yapanlara hem de kayak bölgelerine fayda sağladığı belirtiliyor.

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

AVRUPA KOMİTESİ’NE GÖRE İSVİÇRE’DE POLİS UYGULAMALARI ENDİŞE VERİCİ

yazar

Yayınlayan

on

By

Avrupa Konseyi’ne bağlı İşkencenin Önlenmesi Komitesi (CPT), geçtiğimiz Mart ayında dört Batı İsviçre kantonunda gerçekleştirdiği incelemelerin ardından, ülkedeki polis uygulamaları ve cezaevlerindeki aşırı kalabalıklaşma konularında ciddi endişelerini dile getirdi. Komite, “Freiheitsentzug” (özgürlükten yoksun bırakma) sırasında, özellikle yabancı uyruklu kişiler tarafından bildirilen aşırı şiddet ve kötü muamele iddialarını kaydetti.

Bunlar arasında polis köpeklerinin ısırması, copla vurma, kafa atma, yumruklama, tekmeleme ve yere sert şekilde düşürme gibi uygulamalar da yer alıyor. Şikayetler, özellikle Cenevre, Valais ve Vaud kantonlarında tutuklama sırasında meydana gelen olaylara dayanıyor. Komite, ayrıca Freiburg kantonunu da ziyaret etti.

Cenevre kantonunda, kasıtlı işkenceye dair artan iddiaların, polis şiddetinin süreklilik arz eden bir uygulama haline geldiğini gösterdiğini belirtti. CPT, bu tür vakaların önlenmesi için daha etkin önlemler alınması gerektiğini vurguladı.

Cezaevlerindeki aşırı kalabalıklaşma, özellikle Cenevre ve Vaud kantonlarında büyük bir sorun olarak öne çıkıyor. Ziyaret sırasında Bois-Mermet VD Cezaevi’nde doluluk oranı %166, Champ-Dollon GE Cezaevi’nde ise %132 olarak kaydedildi.

Aşırı kalabalıklaşmanın, tutuklu koşullarını ve personel çalışma şartlarını olumsuz etkilediği ifade edildi. CPT, cezaevlerinin nüfusunun azaltılması için tüm adalet sistemini kapsayan kapsamlı bir strateji uygulanması gerektiğini önerdi.

İsviçre Hükümeti Cevap Verdi

Hükümet, CPT raporuna detaylı bir yanıt vererek, kantonal yetkililerin güvenlik güçleri tarafından işkencenin kabul edilemez olduğunu ve olası suiistimallerin sistematik olarak bildirildiğini ve soruşturulduğunu belirtti. Ayrıca, cezaevlerindeki aşırı kalabalıklaşmanın azaltılması için alternatif cezalandırma yöntemlerinin daha fazla kullanılmasının planlandığı belirtildi.

Federal hükümet, tutuklamaların sadece çok kısa bir süreliğine, kimlik kontrolü amacıyla yapılan özgürlük kısıtlamaları olduğunu ve mevcut yasal çerçevenin, adli garantilerin etkin bir şekilde uygulanmasını sağlamak için yeterli olduğunu ifade etti.

Haberin Devamını Oku

Gündem

SIKI GÖÇMENLİK POLİTİKASI: İSVİÇRE’DEN ALMANYA’YA YASADIŞI GEÇİŞLER BÜYÜK ORANDA DÜŞTÜ

yazar

Yayınlayan

on

By

2024 Yılında Yasadışı Geçişlerde %28’lik Düşüş
Almanya’nın İsviçre sınırında yaptığı sıkı kontroller, yasadışı geçişlerin azalmasına yol açtı. 2024’te, İsviçre’den Almanya’ya yapılan yasadışı geçişler 28% oranında düştü.

Basel’deki Kontrollerde Önemli Azalma
Özellikle Basel’deki Badischer Bahnhof istasyonunda, yasadışı geçişlerde önemli bir düşüş gözlemlendi. 2023’te 12.519 kişinin geçişi engellenirken, bu rakam 2024’te 6.660’a düştü.

Daha Sıkı Kontrollerin Etkisi
Almanya, 2024’ün ikinci yarısında sıkılaşan sınır kontrolleriyle yasadışı geçişleri büyük ölçüde azalttı. Aralık ayında kaydedilen yasadışı geçiş denemeleri, 2023’te 1.675 iken, 2024’te 677’ye geriledi.

Sınır Kontrolleri ve Diğer Faktörler
Alman yetkililer, sınır kontrolünün etkisini vurgularken, başka faktörlerin de rol oynadığını belirtiyor. Değişen göç yolları ve hava koşulları da geçişleri etkileyen unsurlar arasında. Basel bölgesinde ise polis varlığının artması, yasa dışı geçişlerin azalmasına katkı sağladı.

Polis Sendikaları: Sınır Kontrollerinin Rolü
Almanya Federal Polis Sendikası Başkanı Heiko Teggatz, sınır kontrollerinin etkili olduğunu belirterek, diğer ülkelerin Almanya’nın ardından benzer önlemler almaya başladığını vurguladı. Ancak, Basel’deki sınır kontrolünün, İsviçre’nin de daha sıkı denetimlere gitmesine rağmen Almanya’nın etkisini azaltmadığını savundu.

Geri Çevrilenlerin Sayısı
Yasadışı geçişlerin çoğu engelleniyor, ancak Almanya’ya giriş yapmak isteyen 13.000 kişiden yalnızca 4.900’ü sınırdan geri çevrildi. Baden-Württemberg bölgesinde, 2024’te 2.915 kişi İsviçre’ye geri gönderildi.

Sonuç: Daha Fazla Sınır Kontrolü Gerekiyor
Almanya ve İsviçre arasında sıkılaşan sınır kontrolleri, yasadışı göçü sınırlamak adına önemli bir adım oldu. Ancak uzmanlar, bu önlemlerin yeterli olmadığını ve yasadışı geçişleri engellemek için daha fazla uluslararası işbirliğinin gerektiğini ifade ediyor.

Haberin Devamını Oku

Gündem

OZEMPİC VE KİLO VERME SPREY VE İĞNELERİ: SWISSMEDIC’İN YASAKLARI BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ TEHDİT EDİYOR

yazar

Yayınlayan

on

By

İsviçre’nin ilaç düzenleme kurumu Swissmedic, hakkında yapılan gazetecilik faaliyetlerini engellemeye devam ediyor. Özellikle Ozempic gibi ilaçlarla ilgili yapılan haberler, kurumun müdahaleleriyle karşı karşıya kalıyor. Medya organları, bu yaklaşımı aşırı ve basın karşıtı bir tutum olarak değerlendiriyor.

Swissmedic’in müdahalesiyle, basın özgürlüğüne yönelik büyük bir tehdit oluşmuş durumda. İsviçre’de kilo verme ilaçları olarak bilinen kilo verme iğneleri ”Abnehmspritzen” adıyla bilinen ürünlere büyük bir ilgi var. Ancak, bu iğne ve ilaçlarla ilgili yapılan gazetecilik haberleri, Swissmedic tarafından engelleniyor. Özellikle Ozempic ve benzeri ilaçların etkileri, kullanım yöntemleri ve fiyatları hakkında yapılan haberler, kurum tarafından “reklam” olarak nitelendirilerek yayından kaldırılmaya çalışılıyor.

Swissmedic’in Baskısı Ne Anlama Geliyor?

Son dönemde, Özellikle Yeni Zürcher Zeitung, Ringier ve 20 Minuten gibi büyük medya organlarına, Swissmedic tarafından verilen uyarılar ve baskılar arttı. Bu medya kuruluşları, Ozempic ve benzeri ilaçlarla ilgili haberlerde, bu ilaçları tanıtıcı bir dil kullanmakla suçlanıyor. Swissmedic, bu tür haberlerin reçeteyle satılan ilaçların tanıtımı anlamına geldiğini ve bunun yasalara aykırı olduğunu belirtiyor.

Swissmedic’in yazdığı bir uyarı mektubunda, “Sadece ilaçların kullanımına dair bilgilendirme yapmak bile, bu bilginin insanları tüketim davranışlarını değiştirmeye teşvik etmesi durumunda, yasaklı reklam olarak kabul edilir” deniyor.

Hukuki Açıdan Durum Nedir?

Swissmedic’in bu uygulamaları, hukuki olarak doğru sayılabilir. Celine Weber, ilaç reklamcılığı konusunda uzman bir avukat, “Reçeteyle satılan ilaçların isimlerinin medya organlarında geçmesi, yasalar gereği yasaktır. Bu bağlamda Swissmedic’in müdahalesi doğru bir yaklaşım olabilir” diyor. Ancak, Weber, günümüz dijital dünyasında internetteki bilgiye ulaşmanın çok daha kolay olduğunu ve bunun, Swissmedic’in daha esnek bir yaklaşım benimsemesini gerektirdiğini vurguluyor.

Weber, İsviçre’deki ilaç reklamcılığı yasalarının, internetin etkisiyle çağın gerisinde kaldığını belirtiyor. “Bu yasaların reforme edilmesi gerekiyor. İlaçlarla ilgili doğru bilgilerin, özellikle uzman kişiler tarafından medyada verilmesi çok önemli,” şeklinde açıklamalar yapıyor.

Medya Tepkileri ve Basın Özgürlüğü Üzerindeki Etkiler

Medya organları, Swissmedic’in bu müdahalesini oldukça sert şekilde eleştiriyor. Ringier sözcüsü Daniel Riedel, “Swissmedic, ilaçlarla ilgili neredeyse her türlü haberi reklam olarak değerlendiriyor ve bu durum gazetecilik faaliyetlerini zorlaştırıyor” diyor. Riedel, Swissmedic’in çok katı tutumunun, Ozempic gibi ilaçlarla ilgili bilgi aktarımını neredeyse imkansız hale getirdiğini belirtiyor.

İsviçre medyasında, halkın bu ilaçlarla ilgili doğru bilgilere ulaşma hakkının, kurum tarafından engellenmeye çalışılmasının basın özgürlüğüne ciddi zararlar vereceği ifade ediliyor.

Medya Uzmanları Ne Düşünüyor?

Zürih Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde medya etkileri üzerine çalışan Thomas N. Friemel, “Bu konuda halkın doğru ve tarafsız bilgiye ulaşması gerektiği çok açık. Medyanın bu konuda tarafsız ve güvenilir içerikler sunması çok önemli” diyor. Friemel, Swissmedic’in kısıtlamalarının sosyal medya gibi alanlardaki düzensiz bilgilere karşı nasıl etkili olacağı konusunda şüphelerini dile getiriyor.

Politikacıların Yorumları

SVP (İsviçre Halk Partisi) Ulusal Milletvekili Rémy Wyssmann, Swissmedic’in tutumunu sert bir şekilde eleştiriyor. Wyssmann, 20 Minuten’de yayınlanan haberin “bilgilendirici ve tarafsız” olduğunu ifade ederek, “Swissmedic, basın özgürlüğünü tehdit ediyor. Bu tür haberlerin engellenmesi, gerçekleri halktan saklamak anlamına gelir” diyerek eleştirilerini dile getiriyor.

Basın Etik Kutulu – Presserat’ın Görüşü

İsviçre Presserat Genel Müdürü Ursina Wey de konuyla ilgili yorum yaptı. Wey, “İnsanların Kilo Verme İğne ve ilaçları ”Abnehmspritzen” hakkında bilgi edinme hakkı bulunmaktadır. Basın, bu bilgiyi doğru ve dengeli bir şekilde sunmalıdır. 20 Minuten’in yaptığı haberin editoryal anlamda herhangi bir sorun teşkil etmediği görülüyor” diyor.

Wey, Swissmedic’in yaklaşımının basın özgürlüğüne zarar verici bir nitelik taşıdığını belirtse de, kurumun uygulamaları hakkında daha fazla bilgi sahibi olunması gerektiğini ifade ediyor.

Sonuç Olarak Ne Oluyor?

Swissmedic’in bu tür müdahaleleri, İsviçre’de gazetecilik faaliyetlerinin sınırlarını yeniden tartışmaya açtı. Özellikle sosyal medyada hızla yayılan yanlış veya yanıltıcı bilgilerin önüne geçmek adına medya organlarının doğru, tarafsız ve açık kaynaklı bilgileri halka sunma sorumluluğu daha da önemli hale geliyor. Ancak Swissmedic’in mevcut yaklaşımı, basın özgürlüğüne zarar veriyor ve gazetecilerin özgürce haber yapma haklarını kısıtlıyor.

Haberin Devamını Oku
Reklam

Trendler