Sosyal Medya

İsviçre

Otelciler Acenteleri Devre Dışı Bırakıyor: Müşteri Bilgileriyle Direkt Whatsapp ya da E-Mail üzerinde nPazarlama

yazar

Yayınlayan

on

Haber: Cemil Baysal

Son yıllarda Avrupa’daki turizm acenteleri, büyük çabalar ve kişisel ilişkilerle ikna ettikleri müşterileri Türkiye’ye tatile göndermekte başarılı oldular. Bu acentelerin sunduğu güven sayesinde birçok kişi Türkiye tatilinden memnun kaldı. Ancak bu sürecin arka planında yaşanan bazı gelişmeler, acentelerin varlığını tehdit ediyor.

Avrupa’daki turizm acenteleri aracılığıyla otellerinde ağırladıkları misafirlerin e-mail, WhatsApp ve diğer iletişim bilgilerini toplayan oteller, bu bilgileri kendi veritabanlarında depoluyor. Teknolojinin giderek daha da gelişmesiyle birlikte bu durum, acenteler için ciddi bir handikap haline gelmeye başladı.

Otellerin Yeni Stratejisi: Direkt Pazarlama

Türkiye’deki oteller, müşterilerin iletişim bilgilerini kullanarak kampanya ve indirimli tatil paketleri sunmak için acenteleri devre dışı bırakıp direkt olarak müşterilere ulaşmaya başladı. Oysa ki, bu müşteriler acentelerin büyük zahmetlerle ve reklam kampanyalarıyla Türkiye’ye gitmeye ikna ettiği kişiler. Üstelik belki bir sonraki yıl aynı otele gitmek istemeyebilirler. Acenteler, belki de bir yıl önce farklı bir otele giden müşterisine, yeni açılan ya da daha farklı bir oteli önerebilir.

Potansiyel Riskler

Acentelerin devre dışı kalması sonucu, uçak biletini farklı kanallar üzerinden ayarlayıp muhtemelen biraz daha uygun fiyatla bu otellerin sunduğu cazip teklifler sonucu tatile giden müşteriler için bazı riskler ortaya çıkıyor. Uçuşlarında aksaklık veya başka bir terslik meydana gelirse, oteldeki konaklama için yaptıkları ödeme de riske giriyor. Böyle durumlarda oteller, uçuş sorunlarına müdahale edemiyor. Müşteri, uçuşunda değişiklik yapmak ya da olası bir gecikme sonucu otele geç girmek zorunda kaldığında, oteldeki konaklamada da değişiklik yapma zorunluluğu ortaya çıkabiliyor. Bu da durumu karmaşık hale getiriyor.

Acentelerin Mücadelesi

Son birkaç yıldır havayolu şirketlerinin komisyonları düşürmesi ve online portallar üzerinden tatil paketleri ve uçak biletleri satın alan tatilcilerden yeterli kazanç elde edemeyen birçok acente, kepenk kapatmak zorunda kaldı. Ayakta kalmayı başaran acenteler ise zor şartlar altında mücadelelerini sürdürüyor. Ancak, otellerin müşterilerle direkt iletişime geçmesi, acentelerin tatil paketleri ile kazanç sağlayabileceği son alanı da baltalıyor.

Sonuç ve Çözüm Önerileri

Bu durum, turizm sektöründe ciddi bir rekabet ve etik sorununu gündeme getiriyor. Acenteler, müşterileri Türkiye’ye çekmek için büyük çaba sarf ederken, otellerin bu müşterileri direkt pazarlama yöntemleriyle elde etmeye çalışması, sektörün dengesini bozuyor.

Teknolojinin sunduğu imkanlar, doğru kullanıldığında sektördeki tüm paydaşlar için fayda sağlayabilir. Ancak mevcut durumda, otellerin acenteleri devre dışı bırakması, sektörün uzun vadede sürdürülebilirliğini tehlikeye atmakta. Bu sorunun çözümü için sektördeki tüm tarafların bir araya gelerek ortak bir strateji geliştirmesi kaçınılmaz görünüyor.

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Avrupa

BODENSEE’DE KURAKLIK ALARMI: SU SEVİYESİ TARİHİN EN DÜŞÜK SEVİYESİNE GERİLEDİ

yazar

Yayınlayan

on

By

Almanya, İsviçre ve Avusturya sınırlarında yer alan Bodensee, son dönemde yaşanan kuraklık nedeniyle kritik bir duruma gelmiş durumda. Gölün su seviyesi, son 40 yılın en düşük seviyesini kaydederek çevredeki ekosistem ve yerel yaşam üzerinde derin etkiler yaratıyor. Uzmanlar, su seviyesindeki bu dramatik düşüşün, çevreyi ve yerel ekonomiyi olumsuz etkilemeye devam edeceği konusunda uyarıyor.

Bodensee’nin su seviyesi tarihi bir düşüş yaşadı

Konstanz’ta kaydedilen su seviyesi, geçen yılın aynı dönemine göre 70 cm düşerek 2,73 metreye geriledi. Bu seviye, mevsim normlarının oldukça altında ve 1980’lerdeki düşük seviyelere benzer bir durum yaratıyor. Baden-Württemberg Çevre Koruma Kurumu’ndan André Postel, “Bu seviyeler, bu döneme göre oldukça düşük. 1980’lerde de benzer seviyeler yaşanmıştı ancak şu anki durum çok daha ciddi bir boyutta” açıklamasında bulundu.

Kıyılar ortaya çıkarken, kötü kokular yayılıyor

Kuraklık, Bodensee’nin kıyılarında taş, çamur ve yosun birikintilerini ortaya çıkardı. Bu durum, özellikle Konstanz’ta çevrede kötü kokuların yayılmasına neden oldu. Bir yerel halk, “Hava gerçekten kötü kokuyor,” diyerek durumu dile getirdi. Ayrıca, kuraklık nedeniyle birçok turistik tekne seferi iptal edildi. Bazı limanlar tamamen kuru kalırken, tekneler karaya oturmuş durumda. Thurgau Kantonu Çevre Dairesi’nden Philemon Diggelmann, mevcut su seviyesinin 1972’de kaydedilen en düşük seviyeye sadece 15 cm uzak olduğunu belirtiyor.

Uzmanlar, durumun daha da kötüleşeceğini öngörüyor

Bodensee’deki su seviyesinin düşmesinin başlıca nedeni, son aylarda yaşanan düşük yağışlar ve Alpler’deki zayıf kar örtüsüdür. Meteorolog Quirin Beck, önümüzdeki haftalarda da havanın kuru geçmeye devam edeceğini ve bu durumun su seviyesindeki düşüşü daha da derinleştireceğini ifade ediyor. Bu da çevre, turizm ve yerel ekonomi üzerinde daha fazla baskı yaratacak.

Bodensee’nin yaşadığı bu kuraklık durumu, bölgedeki ekosistemi tehdit ederken, aynı zamanda yerel turizm ve ulaşım sektörlerinde de önemli aksaklıklara yol açıyor. Uzmanlar, durumun önümüzdeki günlerde daha da kötüleşebileceği konusunda uyarıyor ve çözüm önerileri üzerinde çalışılması gerektiğini belirtiyor.

Haberin Devamını Oku

Gündem

SOSYAL YARDIM ALAN ÇİFT 100.000 FRANG KAZANDI – PARA SOSYAL YARDIM KURUMUNA GERİ GİTTİ

yazar

Yayınlayan

on

By

Delémont, 06.04.2025 – 09:04

Bir İsviçreli çift, Mart 2025’te İsviçre Romande (Loto) piyangosunun kazı-kazan kartlarıyla 100.000 franklık büyük ikramiyeyi kazandı. Ancak, kazançları mutluluk yerine bir dizi hukuki sorunu beraberinde getirdi.

Jura kantonundan olan çift, bir kafede birlikte kazıdıkları kartta büyük ödülü kazandıklarını fark etti. Kazanç, adamın ismi üzerine kaydedildiği için, durumu doğrulayan Loto şirketi ardından sosyal yardım ofisini bilgilendirdi.

Adam, 2019 yılından bu yana sosyal yardım alıyordu ve ayrıca 90.000 frank borcu bulunuyordu. Kart üzerindeki ismi nedeniyle, sosyal yardım ofisi kazancı, adamın borçlarını kapatmak amacıyla talep etti. Bu durum karşısında kadının kazançtan hiçbir pay alamadığı ortaya çıktı. Kadın, kartı birlikte satın almalarına rağmen, yalnızca adamın isminin yer alması nedeniyle kazançtan faydalanamadı.

Uzmanlar, eğer kazı-kazan kartında her iki kişinin de ismi yer almış olsaydı, sadece sosyal yardım alan kişinin kazancı alıkonulmuş olacaktı. Bu durum, sosyal yardım alan bireylerin kazançlarıyla ilgili karmaşık hukuki düzenlemelerin bir örneği olarak gündeme geldi.

Avukatlar, piyango kazançları gibi varlık artışlarının, belirli bir koruma altında olmadığı sürece haczedilebileceğine dikkat çekiyor. Bu tür kazançlar, yalnızca kartta ismi yazılı olan kişiye ödenebiliyor, bu da durumu daha da karmaşık hale getiriyor.

Haberin Devamını Oku

Gündem

​ZÜRİH’TE 50 METREKAREDE 4 KİŞİLİK YAŞAM: MİKRODAİRELER YENİ TREND Mİ?​

yazar

Yayınlayan

on

By

Zürih’in Opfikon bölgesinde inşa edilen mikrowohnung (mikrodaire) konsepti, İsviçre’de artan kira krizine çözüm olabilir mi? Yeni projede yalnızca 50 metrekarelik bir daireye dört kişinin yerleştirilmesi hedefleniyor. Ancak uzmanlar bu yaşam modelinin herkes için uygun olmayabileceği görüşünde.

KÜÇÜK ALAN, YÜKSEK KİRA: 1700 FRANK’A MİKROKONFOR

Opfikon’da inşa edilen mikrowohnung projesi, 50 metrekarelik daireleri 1700 İsviçre Frangı kira ile sunuyor. Bu dairelerde yataklar katlanabilir şekilde tasarlanıyor, dolaplar ise hem saklama hem de oda bölme işlevi görüyor. Ancak özel çözümler kiracıların kendi bütçesiyle sağlanıyor. Yani, temel kira dışında ekstra masraflar da söz konusu.

“FİZİKSEL ALANDAN VAZGEÇMEK KÜLTÜREL DEĞİŞİMİ GEREKTİRİR”

UBS gayrimenkul uzmanı Maciej Skoczek, bu tür mikro yaşamların özellikle şehir merkezlerinde, yaşlanan nüfus ve sürdürülebilirlik hedefleri nedeniyle artacağını belirtiyor. Ancak “Mikrowohnunglar uzun vadede yaygın bir yaşam biçimi olmaz, bir niş pazar olarak kalır” diyor.

Luzernli gelecek bilimci Georges T. Roos da benzer şekilde, mikro dairelerin geniş kitleler için değil, özel gruplar (örneğin öğrenciler veya yalnız yaşayan bireyler) için uygun olabileceğini belirtiyor. “Bir ailenin 50 metrekarede yaşaması, günlük yaşam alışkanlıklarımız açısından ciddi kısıtlamalar getirir” diyor.

“MİKRO DAİRELER ŞAKA GİBİ”: UZMANDAN SERT TEPKİ

Tanınmış emlak uzmanı Donato Scognamiglio, mikrowohnung fikrine karşı daha sert bir tavır alıyor:

“Bu mikro daireler tam bir şaka. İnsanlar ahır gibi yerlere sıkıştırılamaz.”

YÜKSEK METREKARE FİYATI, DÜŞÜK YAŞAM ALANI

Mikro dairelerin kira fiyatları da tartışma konusu. UBS tahminlerine göre bu dairelerin metrekare başına kira fiyatı, klasik dairelere göre %40 daha yüksek. Bu da, toplam kira düşük gibi görünse de, kiracıların aynı fiyata çok daha az yaşam alanı elde ettikleri anlamına geliyor.

KENTSEL DARALMAYA GEÇİCİ ÇÖZÜM MÜ?

Zürih gibi büyük şehirlerde yaşanan konut sıkıntısına çözüm olarak mikro apartmanlar geçici bir rahatlama sağlayabilir. Ancak kalıcı çözüm olarak görülmüyor. Skoczek bu konuda şu yorumu yapıyor:

“Bu yapılar daha fazla konut birimi sunarak şehir içi yoğunluğu artırabilir. Ancak fiyat/alan oranı açısından ciddi kayıplar söz konusu.”

YALNIZ YAŞAYANLARIN SAYISI ARTIYOR: ASIL SORUN BU MU?

Scognamiglio’ya göre büyük şehirlerdeki esas sorun konut değil, insanların birlikte yaşamayı unutmuş olması:

“Zürih’teki dairelerin neredeyse yarısında sadece bir kişi yaşıyor. Bu bir ilişki problemidir, konut problemi değil.”

MİKRODAİRELER KİMLER İÇİN UYGUN?

Uzmanlar, mikro dairelerin özellikle şu gruplar için uygun olabileceğini belirtiyor:

  • Tek başına yaşayanlar
  • İş seyahati yapanlar
  • Kısa süreli kalan expatlar
  • Öğrenciler

Ancak çocuklu aileler için mikrowohnunglar uzun vadede pek mantıklı görünmüyor.

UZMAN GÖRÜŞÜ: “BEKLENTİLERİMİZİ KÜÇÜLTMEDEN BU SORUN ÇÖZÜLMEZ”

Gelecek bilimci Roos, konut sıkıntısına karşı çözümün yaşam alanı beklentilerimizi azaltmak olduğuna dikkat çekiyor:

“Daha fazla insan, sınırlı bir alanda yaşamak zorunda kalacak. Bu, geleceğin kaçınılmaz sonucu.”

Haberin Devamını Oku
Reklam

Trendler