Sosyal Medya

İsviçre

KONUT FİYATLARINDA DURDURULAMAZ YÜKSELİŞ: EV SAHİBİ OLMAK ARTIK HAYAL Mİ?

yazar

Yayınlayan

on

Konut fiyatlarındaki artış, hem İsviçre’de hem de dünyada giderek büyüyen bir sorun haline geliyor. Uluslararası Para Fonu (IMF) ve OECD gibi kuruluşlar, bu artışın nedenlerini ve sonuçlarını mercek altına aldı.

GENÇLER EN BÜYÜK MAĞDUR

2023 verilerine göre, büyük şehirlerdeki konut fiyatları son 10 yılda yüzde 68 oranında arttı. Küçük şehirlerde bu oran yalnızca yüzde 16’da kaldı. İsviçre genelinde ise ev fiyatlarındaki artış, maaş ve tüketici fiyatlarının çok üzerinde gerçekleşti. IMF’nin raporuna göre, yüksek fiyatlar özellikle genç nesilleri etkiliyor.

IMF, gençlerin “geç kalmış bir kuşağın laneti” ile karşı karşıya olduğunu belirtti. Ev sahibi olma hayali gittikçe zorlaşırken, bu durum nesiller arası çatışmayı derinleştiriyor. İsviçre’de gençlerin yüzde 53’ü, barınma maliyetlerini karşılamada endişe duyduğunu ifade ediyor.

YÜKSELEN FİYATLAR SOSYAL YAPIYI TEHDİT EDİYOR

IMF raporu, artan konut maliyetlerinin sadece bireylerin yaşam kalitesini değil, aynı zamanda toplumsal dayanışmayı da zayıflattığını vurguluyor. Gençlerin yüksek kira maliyetleri nedeniyle tasarruf yapamaması, emeklilik döneminde ciddi sorunlara yol açabilir. Ayrıca, yüksek fiyatlar aile kurma kararlarını da geciktiriyor. Bu da demografik sorunlara ve sosyal güvenlik sistemine baskıya neden oluyor.

TEK ÇÖZÜM: DAHA ÇOK KONUT İNŞAATI

Uzmanlara göre çözüm net: Daha fazla konut inşa edilmeli. Ancak, 2008 küresel finans krizinden sonra Avrupa’da inşaat sektörü toparlanamadı. İsviçre’de de konut inşaatları yıllardır beklenen ivmeyi kazanmış değil.

IMF’nin son değerlendirmesi şu şekilde:
“Konut piyasası, arz ve talep dengesizlikleri nedeniyle kriz yaşıyor. Bunun çözümü, daha fazla konut inşaatı gerçekleştirmekten geçiyor.”

Eğer bu sorun çözülmezse, hem ekonomik hem de sosyal etkileri uzun vadede tüm toplumu etkileyebilir.

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

İKEA’DAN UYARI: KOPPLA ADAPTERİ GERİ ÇAĞRILIYOR, ELEKTRİK ÇARPMA TEHLİKESİ VAR!

yazar

Yayınlayan

on

By

İkea, bazı Koppla-Adapter modellerinin elektrik çarpması riski taşıdığı için geri çağrıldığını açıkladı. Yapılan açıklamada, adapterin bazı modellerinde arıza oluştuğu ve bu nedenle elektrik çarpması tehlikesi bulunduğu belirtiliyor. İkea, müşterilerin hemen kullanmayı bırakmalarını ve söz konusu ürünleri iade etmelerini istedi.

Adapterin Tehlikeli Durumu

İkea tarafından geri çağrılan Koppla-Adapter, model geerdet/Weiss CH olup, E1523F-1 CH-EU AD tip numarasına sahiptir. İlgili adapter, belirli tarihler arasında üretilmiş olan ürünleri kapsıyor ve tarih damgaları 2335 ile 2437 arasında değişiyor. Bu adapter, iki parçaya ayrılabiliyor, bu da enerji taşıyan iç bileşenleri açığa çıkararak elektrik çarpması riskini artırıyor.

Ne Yapmalısınız?

Eğer bu Koppla-Adapter modeline sahipseniz, hemen kullanmayı bırakın. İkea, ürünün fişsiz olarak herhangi bir mağazasına iade edilebileceğini duyurdu. İade edilen her ürüne tam ücret iadesi yapılacak. Ürün hakkında daha fazla bilgi almak için, mağazalardan destek alabilirsiniz.

İade Edilecek Ürünler

  • Model: Koppla Adapter geerdet/Weiss CH
  • Tip Numarası: E1523F-1 CH-EU AD
  • Üretim Tarihleri: 2335 ile 2437 arasında basılı tarih damgası

Uzman Görüşü ve Güvenlik Önlemleri

Bu karar, İsviçre’nin Eidgenössischen Starkstrominspektorat (Federal Elektrik Gücü Denetimi) ile yapılan bir inceleme sonucunda alınmış ve güvenlik önlemleri gereği duyurulmuştur. İkea, geri çağrılan ürünlerin kullanımıyla ilgili ciddi riskler olduğunu ve müşterilerinin güvenliği için bu adımın atıldığını vurguladı.

Geri İade ve Ücret İadesi

Adapterin geri iade işlemi için kasa fişi gerekmez, yani ürünü satın alırken aldığınız fişinizi kaybetmiş olsanız dahi ürününüzü geri iade edebilirsiniz. İkea mağazalarında bu ürünler için tam ücret iadesi yapılacaktır.

Açıklama ve İletişim İçin:
İkea mağazaları ve RecallSwiss platformları üzerinden konuya ilişkin ayrıntılı bilgi alınabilir.

Haberin Devamını Oku

Gündem

AARGAU’DA ESKİ SİYASETÇİYE ÇOCUKLARLA CİNSEL İLİŞKİ SUÇLAMASI

yazar

Yayınlayan

on

By

Aargau’da eski bir SVP büyükşehir meclisi üyesi, çocuklarla cinsel ilişki şüphesiyle tutuklanarak 21 ay süreyle gözaltında kalacak. Şüpheli, Eylül 2023’te tutuklanmıştı. O zamandan beri gözaltı süresi sürekli olarak uzatılmıştı ve şimdi, toplamda 21 aya kadar uzatılacağı bildirildi.

Soruşturmanın Karmaşıklığı ve Gözaltı Süresi

Aargau Savcılığı, gözaltı süresinin uzatılmasını, davanın karmaşıklığına dayandırıyor. İsviçre’de soruşturma süreci belirli bir süreyle sınırlıdır, ancak maksimum bir süre yoktur ve minimum süre üç aydır. Bir kişi, kaçma ya da delil karartma riski taşıyorsa, gözaltına alınabilir. Ancak 21 ay süren gözaltı, bu tür durumlar için nadiren görülür.

Savcılık, şüphelinin suçla ilgili ciddi bir şüpheye dayanan delillerle karşı karşıya olduğunu ve bu nedenle gözaltı süresinin uzatılması gerektiğini belirtiyor. Adrian Schuler, Aargau Savcılığı Sözcüsü, “Soruşturmalar halen devam etmekte ve uzatılan gözaltı için gerekli sebepler bulunuyor,” diyerek açıklama yaptı.

Gözaltı Süresi ve Hukuki Geçerlilik

Savcılığın başvurusu üzerine şüpheli için altı ay daha gözaltı talep edildi. Savcılık, uzun süreli gözaltı taleplerinin genellikle daha büyük ve ağır suçlamalarla ilişkili olduğunu ifade etti. Şüphelinin, suçlamalara yönelik işbirliği yapmaması veya delillerin yetersizliği durumunda gözaltı süresi uzatılabiliyor.

21 ay süren gözaltı, yalnızca çok karmaşık davalarda görülür ve suçlamaların ciddiyetini gösterir.

Bundan Sonraki Süreç ve Olası Sonuçlar

Gözaltı süresinin daha fazla uzatılması mümkündür, ancak gözaltı süresi, şüphelinin alacağı cezadan uzun olamaz. Savcılık, gözaltının maliyetli olabileceğine ve fazla gözaltının devletin kaynaklarını zorlayabileceğine dikkat çekiyor.

Şüphelinin yargı süreci henüz başlamadı ve mahkeme kararı için tarih belirlenmiş değil. Şüpheli, suçsuzluk karinesiyle işlem görmektedir. Gözaltındaki kişi, ailesiyle telefonla iletişim kurma, ziyaretçi kabul etme ve mektup yazma haklarına sahiptir. Ancak, suçlu olma şüphesiyle yazışmalar dikkatle denetlenmektedir.

GÖZALTI ALTINDAKİ KİŞİLERİN HAKLARI VE DENETİM SÜREÇLERİ

Aargau Savcılığı Sözcüsü Adrian Schuler, gözaltındaki kişilerin telefonla konuşma, ziyaretçi kabul etme ve mektup yazma haklarına sahip olduğunu belirtti. Ancak, bu süreçlerin denetlenmesi gerektiği vurgulandı. Özellikle mektup gönderileri dikkatle inceleniyor; çünkü tutukluların, davanın detaylarıyla ilgili yakınlarıyla konuşmasına izin verilmiyor. Bu tür denetimlerin oldukça zahmetli olduğu ifade ediliyor.

Ayrıca, gözaltındaki kişilerin yakınlarının ziyaret gerçekleştirebilmeleri için özel bir izin almaları gerekiyor. Ciddi suçlarla ilgili davalarda, ziyaretler ses kaydı aracılığıyla izleniyor. Bu önlemler, davaların güvenli ve tarafsız bir şekilde ilerlemesini sağlamak için alınıyor.

Haberin Devamını Oku

İsviçre

LAUSANNE’DAKİ AMELİYATTA HASTA GÖZÜNÜ KAYBETTİ: DOKTOR SAHTE BELGE DÜZENLEDİ

yazar

Yayınlayan

on

By

2015 yılında Lausanne’da gerçekleşen bir kafa ameliyatında komplikasyonlar sonucu bir kadın hastanın sağ gözü kaybedildi. Ameliyatı gerçekleştiren beyin cerrahı, ağır ihmal, sahtecilik ve sigorta dolandırıcılığı girişimi suçlamalarıyla mahkemede yargılanıyor. Batı İsviçre’nin önde gelen gazetelerinden 24 Heures, olayın detaylarını aktardı.

AMELİYATTA MEYDANA GELEN KOMPLİKASYONLAR

Ameliyat sırasında hastanın kafatasının altında bulunan bir kitlenin çıkarılması hedeflenmişti. Ancak ortaya çıkan komplikasyonlar nedeniyle sağ göz ciddi şekilde zarar gördü. Acil bir şekilde göz kliniğine sevk edilmesine rağmen, göz kurtarılamadı.

Hasta, olaydan bu yana bir göz protezi kullanıyor. Ancak sürekli ağrılar nedeniyle protezi yalnızca belirli zamanlarda takabiliyor. Yaşanan olay, hastanın hem iş hem de günlük yaşamında ciddi kısıtlamalara yol açtı. Kadın, şu anda yalnızca yüzde 50 kapasiteyle çalışabiliyor ve eski yaşam kalitesine dönmenin mümkün olmadığını belirtiyor.

DOKTORUN RİSKLERİ YETERSİZ BİLDİRDİĞİ İDDİASI

Mahkemeye taşınan olayda, doktorun hastayı ameliyatın riskleri konusunda yeterince bilgilendirmediği ve işlemi “rutin bir müdahale” olarak sunduğu öne sürülüyor. Ameliyat öncesinde hastaya düşünmesi için yalnızca iki gün süre tanındığı belirtiliyor.

Cerrahın, hastadan alınması gereken yazılı onay belgesini sahte olarak düzenlediği iddiası da dava dosyasında yer alıyor. Hukuken zorunlu olan bu belge, hastanın onayını ve doktorun hukuki güvencesini sağlıyor. Doktor, belgeyi ameliyattan sonra, panik halinde düzenlediğini kabul etti.

DOKTORUN SAVUNMASI VE BİLİRKİŞİ RAPORU

Doktor, hastayı ameliyat öncesinde sözlü olarak bilgilendirdiğini ve yazılı onayın eksikliği nedeniyle suçlanmaması gerektiğini savundu. Bağımsız bir bilirkişi raporu, ameliyat sırasında teknik bir hata yapılmadığını ve komplikasyonların önceden öngörülemez olduğunu belirtti.

MAHKEME KARARINI BEKLİYOR

Neuroşirürji uzmanı olan doktorun, bu suçlamalar nedeniyle hapis cezası alabileceği ifade ediliyor. Ancak mahkeme süreci devam ettiği için masumiyet karinesi geçerli.

Haberin Devamını Oku

Trendler