🔍 Olayın Konusu

• 26 yaşındaki Alman-İspanyol uyruklu bir kadın, 46 yaşındaki bir adamı Ekim 2024’te Göppingen’deki evinde öldürdü.
• Mahkeme, 27 bıçak darbesiyle işlendiğini tespit etti ve_failin özellikle cezai sorumluluğun ağır (besondere Schwere der Schuld) olduğu kanaatine vardı.
• Bu nedenle 15 yıl sonra şartlı tahliye imkânsız hale geldi. ❗

⚠️ Motiv ve Psikoloji

• Kadın, suçtan sadece bir kez tatmin olmakla kalmamış, “seriler halinde erkek öldürerek tanınır hale gelmeyi” hedeflemiş; adeta bir “erkek seri katili” olmaya niyetliymiş.
• Psikiyatri raporuna göre kişilik bozukluğu bulunmakta; bireysel yaşamını anlamsız görmüş ve çocuklarını da iki kişilik annelik yapmış. Mahkeme, bu içsel boşluğun, “ölüm arzusu”na dönüştüğünü değerlendirdi.
• Planlı cinsel senaryo sırasında, kurbanı çıplak bağlayarak boğmayı denemiş ancak fiziksel gücü yetmeyince bıçakla öldürmüş.

👥 İlk Temas & Olay Gidişatı

• İkili, bir fetish/flört platformunda tanıştı; kadın rastgele seçtiği bu adamla evinde buluşmayı kabul etti.
• Kurban, hem bacaklarından hem kollarından hem de gövdesinden çıplak bir şekilde bir sandalyeye bağlandı; gözlerine uyku maskesi takıldı. Cinayet sırasında kadın kulaklık takarak müzik dinleyip, adamın sesini duymamak istemiş.
• Olay anını video kaydederek bir arkadaşıyla paylaşmış. Ancak kurbanın telefonu üzerindeki sohbet geçmişini doğru şekilde yok edemeyip sadece bir çalılığa atmış. Polis bu telefonu bularak incelendi ve fail kısa sürede yakalandı.

🏛️ Mahkemede Değerlendirme

• Mahkeme, failin söylemlerini gerçekçi bulmadı; kadın cinayetleri “erkeklere duyulan nefret” ile açıkladığını söylemiş ancak mahkeme bunu inandırıcı bulmadı .
• Aksine psikanaliz, failin içsel boşluk ve anlamsızlık yaşadığı ve bundan dolayı tanınmak adına şok edici eyleme yöneldiğini gösterdi. “Daha fazla eğlenceli olacağını sanıyordu ama gerçek pek öyle çıkmadı” değerlendirmesi yapıldı .

Almanya’nın Göppingen kentinde yaşanan tüyler ürpertici cinayet davası sonuçlandı. 26 yaşındaki Alman-İspanyol vatandaşı bir kadın, bir erkeği öldürdüğü gerekçesiyle ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, sanığın özellikle ağır bir suçluluk haliyle hareket ettiğine hükmetti. Kararla birlikte kadının 15 yıl sonra bile şartlı tahliye edilmesi ihtimali neredeyse ortadan kalktı.

Flört platformunda tanıştı, ölümle biten randevu planladı

Sanık, kurbanıyla bir fetiş tanışma platformu üzerinden iletişime geçti. Görüşme için Göppingen’deki adamın evinde bir dairede buluştular. Mahkeme belgelerine göre kadın, adamı önce çıplak halde sandalyeye bağladı, gözlerini kapattı ve ardından 27 kez bıçaklayarak öldürdü. Olay anında kulaklıkla müzik dinlediği ve kurbanın sesini duymamak için bilinçli olarak böyle davrandığı belirlendi.

Cinayeti kayda alan ve bu görüntüleri bir arkadaşına gönderen sanık, delilleri ortadan kaldırmak istese de başarısız oldu. Kurbanın telefonunu bir çalılığa atarak polisin iz sürmesini engellemek istedi, fakat telefon kısa sürede bulundu ve cinayetle ilgili dijital deliller ortaya çıkarıldı.

Amacı “ünlü bir seri katil” olmaktı

Psikiyatrik değerlendirmelerde failin ciddi bir kişilik bozukluğu taşıdığı, hayatını anlamsız gördüğü ve içsel bir boşluk içinde olduğu ortaya kondu. Sanığın mahkemeye verdiği ifadeye göre “daha fazlasını da yapmayı planladığı”, ancak ilk cinayet sırasında yaşadığı panik nedeniyle vazgeçtiği öğrenildi. Kadın, erkeklere karşı nefret duyduğunu ve birden fazla cinayet işleyerek “ünlü bir seri erkek katili” olmak istediğini itiraf etti.

Mahkeme heyeti, bu beyanları ciddiyetle değerlendirerek sanığın eylemini bilinçli, planlı ve topluma yönelik yüksek tehlike arz eden bir saldırı olarak nitelendirdi. Savcı, failin “kendi boşluğunu şiddetle doldurmaya çalıştığını” ve “katil olarak tanınmak istemesinin” toplumsal açıdan son derece endişe verici bir durum olduğunu vurguladı.

🟥 Sanığın temyiz başvurusu yapıp yapmayacağı henüz bilinmiyor. Ancak bu dava, Almanya’da son yıllarda görülen en soğukkanlı planlanmış kadın cinayetlerinden biri olarak hafızalara kazındı.

📰Yeni Güvenlik Tarama Teknolojisi Onay Aldı

Avrupa Komisyonu tarafından yapılan açıklamaya göre, yeni nesil CT tabanlı güvenlik cihazları (Explosive Detection Systems for Cabin Baggage – EDSCB), sıvı patlayıcıları daha büyük hacimlerde tarayabiliyor. Bu sistemler, Haziran 2025’te European Civil Aviation Conference (ECAC) tarafından onaylandı ve EU sertifikasyonu için uygun bulundu .

Ne Değişecek?

Onaylanan bu teknoloji, sıvıların artık 100 ml sınırına tabi olmadan taşınabilmesine izin verebilir. Ancak bu karar otomatik olarak tüm havalimanlarında yürürlüğe girmeyecek; sistemin her bir marka ve modele uygulanması için üreticilerin sertifikasyon sürecinden geçmesi gerekiyor .

Nerede Uygulanacak?

Halihazırda Roma ve Milano gibi İtalya’daki en az yedi terminalde bu gelişmiş tarayıcılar kurulu ve kullanıma hazır durumda. Almanya, İrlanda, Litvanya, Malta, İsveç ve Hollanda’daki bazı havalimanları da benzer sistemleri kurma aşamasında. Uygulamalar kısa zaman içinde başlayabilir fakat yayılma zaman çizelgesi ülkelere göre farklılık gösterebilir.

Neden Şimdi?

2024 yılında daha önce birçok havaalanında kullanılmaya başlanmış yeni tarayıcılar, teknik sorunlar nedeniyle 330 ml üzerindeki sıvıları güvenilir biçimde tarayamıyordu. Bu nedenle, Komisyon geçici olarak eski 100 ml kuralını yeniden yürürlüğe koydu. Şu anda bu sorunlar çözülmüş durumda ve sistemler tekrar devreye alınabilir .

🛄 Seyahat Edenler İçin Ne Anlama Geliyor?

• Eksiksiz uygulama geçene kadar genellikle 100 ml kuralı hâlâ geçerlidir.
• Her bir sıvı (jel, aerosol, krem vb.) en fazla 100 ml kapasiteli kaplarda olmalı.
• Hepsi tek şeffaf, yeniden kapanabilir poşet içinde (en fazla 1 litre) taşınmalı — bebek maması, ilaç gibi özel durumlar hariç.
• Yeni sistem sertifikalandırıldıkça ilgili havalimanlarında bu sınırlama kaldırılacak, dolayısıyla seyahatten önce uçuş yaptığınız havaalanının güncel uygulamasını kontrol etmeniz önerilir .

📋 Özet Tablo

Sonuç

Evet, AB halihazırdaki kuralları gevşetmeyi hedefliyor: “Sıvı sınırı kalkabilir” haberi bu sürecin haberidir. Ancak bu yeni uygulama henüz tüm havalimanlarında geçerli değil. Sistemin teknik onay ve sertifikasyon süreçleri tamamlandıkça sıvı taşıma kurallarında gevşetme olacak; ama şu an için çoğu havalimanında eski kurallar hâlâ geçerli.

“Korktuk, çocuklar ağladı”

OKUMA SÜRESİ: 2 DAKİKA
Hurghada’daki lüks bir tatil köyünde konaklayan Avusturyalı aile, 400 Euro’luk haksız bir talebi reddedince büyük bir baskıyla karşılaştı. Olay Avusturya Dışişleri Bakanlığı’na kadar taşındı.

Olayın Özeti:
Avusturya’nın Schwechat kentinden gelen bir aile, Mısır’ın Hurghada kentindeki bir lüks otelde yaklaşık 8000 Euro (yaklaşık 7500 İsviçre Frangı) ödeyerek tatil yapıyordu. Aile, günlük bir geziden döndüğünde otel odasındaki televizyonun bozulduğunu fark etti. Durumu resepsiyona bildirince, otel yönetimi aileden 400 Euro “hasar bedeli” talep etti.

Aile bu ücreti ödemeyi reddedince, gerilim tırmandı. Otel çalışanları aileye psikolojik baskı uygulayarak valizlerini alıkoydu, taksiye binmelerini engelledi. Aile, olay anında yaşananları kayıt altına aldı ve bu videoda resepsiyonda yaşanan kavga, ağlayan çocuklar ve korku dolu anlar açıkça görülüyor.

Bir aile üyesi olayı şu sözlerle anlattı:

“Televizyon bozulmuştu, biz de hemen resepsiyona gittik. Ama sonra işler çığırından çıktı. Çocuklar ağladı, hepimiz korktuk.”

Aile sonunda korkudan istenilen parayı ödeyip otelden apar topar ayrıldı. Olayın ardından Avusturya’nın Kahire Büyükelçiliği ve Dışişleri Bakanlığı devreye girdi. Soruşturma başlatıldı.

Bu İlk Vaka Değil
Avusturya medyasına göre, benzer olayların daha önce de yaşandığı ve bazı otellerin turistleri bu tür yollarla para ödemeye zorladığı bildiriliyor. Avusturya Dışişleri Bakanlığı, Mısır’a seyahat eden vatandaşlarına temkinli olmaları ve “Auslandsservice” uygulaması ile kayıt yaptırmaları çağrısında bulundu.

📌 Mısır gibi turistik ülkelerde tatil yapanların benzer tuzaklara karşı dikkatli olması gerektiği bir kez daha gündeme geldi.
📌 Yetkililer, böyle durumlarda derhal konsoloslukla iletişime geçilmesini öneriyor.