İsviçre
İSVİÇRE’DE SAHTE MEKTUPLA YABANCI GÖÇMENLERE TEHDİT: EN AZ 20 VAKA
İsviçre — İsviçre’deki yabancı göçmenlere yönelik sahte mektuplar, ciddi bir tehdit halini aldı. Federal Göçmenler Dairesi (SEM), son dönemde en az 20 kişinin bu tür sahte belgelerle korkutulduğunu duyurdu. Göçmenleri hedef alan bu sahte belgelerin amacı, onları psikolojik olarak baskı altına alıp, ülkeden ayrılmalarını sağlamaktı.
Sahte Mektup Şoku
Marie ( ismi değiştirildi), AB ülkelerinden İsviçre’ye gelen ve burada üç yıldır yaşayan bir bilim insanı. Hayalini kurarak yerleştiği İsviçre’de, geçen yıl aldığı bir mektup nedeniyle büyük bir şok yaşadı. SEM’nin logosunu taşıyan mektupta, “İkamet izniniz iptal edilmiştir” yazılıydı. Marie, bu durumu gerçek sandı ve büyük bir endişeye kapıldı. Ancak yaptığı inceleme sonucunda, mektubun sahte olduğu ortaya çıktı. Mektuptaki hata ve yanlış bilgiler, belgenin sahte olduğunun ipuçlarını verdi.
Tehditkar İkinci Mektup
Marie’nin yaşadığı dehşet bununla da sınırlı kalmadı. Bir süre sonra, kendisini daha da tehditkar bir ikinci mektup bekliyordu. Mektupta, “Ülkenizi yabancılarla doldurdunuz, burası kaosa sürükleniyor” şeklinde ırkçı ifadeler yer alıyordu. Ayrıca, “Hemen ayrılın, 2025’te kargaşalar başlayacak” gibi tehdit edici sözlerle yazı sonlanıyordu. Marie, bu mektubun kendisini ve değerlerini hedef aldığını belirterek, adaletsiz bir durumla karşı karşıya kaldığını ifade etti.
Soruşturma Sonuçsuz Kaldı
İsviçre’nin Federal Göçmenler Dairesi, yaşanan olayı Mayıs ayında Federal Savcılık’a bildirdi. Savcılık, söz konusu olayları yasal yetki ihlali (Amtsanmaßung) kapsamında soruşturdu. Ancak, faillerin kimliği tespit edilemedi ve soruşturma Eylül ayında sonuçsuz kaldı.
Yeni Bir Tehdit: Irkçılık ve Sahtekarlık
Eidgenössische Kommission gegen Rassismus (EKR) Direktörü Alma Wiecken, sahte mektupların sadece bir tehdit değil, aynı zamanda ırkçılığın da bir göstergesi olduğunu belirtti. Mektuplarda kullanılan dilin, aşırı sağcı ideolojilere ait olduğunu ifade eden Wiecken, bunun, Almanca konuşulan bölgelerde daha fazla yoğunlaştığını vurguladı.
Marie’nin Kararlılığı
Marie, bu tehditlere rağmen İsviçre’ye olan sevgisini ve burada yaşamaya devam etme kararlılığını dile getirdi. “Ben burayı seviyorum ve buradaki yaşam tarzı, değerlerimle uyumlu” diyen Marie, yaşadığı zorluklara rağmen ülkesinden ayrılmayı düşünmediğini belirtti.
Gündem
ZÜRİH’TE ROTTWEİLLER YASAKLARINA HUKUKİ DESTEK
Zürich, 03.02.2025 – Zürih İdare Mahkemesi, 1 Ocak 2025’te yürürlüğe girmesi planlanan Rottweiler yasağının uygulanmasını onayladı. Ancak, yasağın tamamen geçerli olup olmayacağı konusunda kesin bir karar verilmiş değil. Mahkemeye başvuran kişi, itirazların sonuçlanmasına kadar yasağın ertelenmesini talep etti.
Zürih Hükümeti, 2024 Aralık ayında açıkladığı yasağı, başvurular ve itirazlar değerlendirilene kadar ertelenmesini engelleyecek şekilde duyurmuştu. Mahkeme, hükümetin halkı koruma amacını makul buldu ve başvurucunun bazı temel haklarının sınırlanması gerektiği vurgulandı.
YASAĞIN ETKİLERİ
Zürih’teki Rottweiler popülasyonunun artmasını engellemeyi amaçlayan yasağın, yeni Rottweiler sahiplenmesini yasakladığı, kanton dışından gelen köpekler içinse tasma ve ağızlık takma zorunluluğu getirdiği belirtildi.
Mahkeme, bu önlemlerin köpek ısırma olaylarını engellemek adına doğrudan etkili olduğunu ifade etti. Rottweilerlerin yer aldığı saldırıların sıklığına dikkat çekilirken, bu tür olayların sayısının artma riski olduğu vurgulandı.
YASAĞA İTİRAZLAR DEVAM EDİYOR
Başvurucu, mahkemenin kararını daha yüksek bir mahkemeye, Federal Mahkeme’ye taşımak hakkına sahip. Zürih İdare Mahkemesi’ne birden fazla itiraz başvurusu yapılmış durumda. İtirazların ne zaman görüşüleceği ise henüz netlik kazanmış değil.
Zürih’teki Rottweiler sahiplerinin, 30 Haziran’a kadar sahiplenme izni başvurusu yapmaları gerektiği, başvurular işleme alınana kadar ise köpeklerin herhangi bir kısıtlama olmadan gezdirilebileceği bildirildi.
GEÇMİŞTEKİ OLAYLARIN ETKİSİ
Zürih Hükümeti, 2024 Ekim ayında Adlikon ve Winterthur’da yaşanan iki ciddi saldırı olayının ardından Rottweiler alımını yasaklama kararı almıştı. O dönemde kantonda yaklaşık 350 Rottweiler kayıtlara geçmişti.
Zürih’teki yasaklı ırklar listesinde 2010 yılından bu yana American Bull Terrier, Pitbull Terrier ve American Staffordshire Terrier gibi cinsler de yer almakta. Bu yasaklar, 2005 yılında Oberglatt’ta bir Pitbull’un altı yaşındaki bir çocuğu ölümcül şekilde ısırmasının ardından uygulanmaya başlanmıştı.
Gündem
İSVİÇRE’DE KADINLAR KALP DURMASINDAN SONRA DAHA AZ HAYATTA KALIYOR – SEBEBİ NE?
İsviçre’de kalp durması geçiren kadınların hayatta kalma oranı erkeklere kıyasla daha düşük. Yeni bir araştırma, kadınların yoğun bakıma daha az alındığını ve ileri tedavilerden daha az yararlandığını ortaya koydu.
ARAŞTIRMA SONUÇLARI ENDİŞE VERİCİ
Basel Üniversitesi ve Basel Üniversite Hastanesi’nden bilim insanları, 2008 ile 2022 yılları arasında İsviçre genelinde 42.000’den fazla hastanın verilerini inceledi. Critical Care dergisinde yayımlanan çalışmaya göre, kalp durması sonrası hayatta kalan kadınların ölüm riski erkeklere göre daha yüksek.
Verilere göre, hayatta kalan kadınların %42’si daha sonra hayatını kaybederken, bu oran erkeklerde %36’da kaldı.
YOĞUN BAKIMA KABUL VE TEDAVİDE CİNSİYET FARKI
Kadınlar, yoğun bakım servislerine erkeklere kıyasla %18 daha az yatırılıyor. Ayrıca, kalp rahatsızlıklarında kullanılan invaziv (girişimsel) tedavilere erişimleri de daha sınırlı. Örneğin, kalp kateteri gibi ileri tedavi yöntemleri erkeklerde %54 oranında uygulanırken, kadınlarda bu oran %45’te kalıyor.
NEDEN KADINLAR DEZAVANTAJLI?
Uzmanlar, bu eşitsizliğin birkaç nedeni olabileceğini belirtiyor. Bunlar arasında biyolojik farklılıklar, toplumsal faktörler ve tıpta bilinçaltına yerleşmiş kalıplaşmış düşünceler öne çıkıyor. Kadınların kalp krizlerini farklı belirtilerle yaşaması ve bu nedenle teşhisin gecikmesi de hayati bir etken olarak gösteriliyor.
Uzmanlar, kadınların kalp hastalıkları konusunda daha fazla bilinçlendirilmesi ve tıbbi süreçlerde eşit tedaviye erişimlerinin sağlanması gerektiğini vurguluyor.
İsviçre
İSVİÇRE: YAPAY ZEKÂ HATALI TANIYI ENGELLEMİYOR
📍 Bern, İsviçre
İsviçre’nin Bern kentindeki Inselspital hastanesinin yaptığı bir araştırma, yapay zekâ (YZ) destekli tanı sistemlerinin, geleneksel yöntemlerle karşılaştırıldığında belirgin bir avantaj sağlamadığını ortaya koydu. Araştırmaya göre, 18 hastada yapılan tahlillerde tanı sorunları yaşandı.
Yapay Zeka TANISINDA HAYAL KIRIKLIĞI
Yapılan çalışmaya göre, “Isabel Pro” adı verilen YZ tabanlı tanı sistemi, geleneksel tanı yöntemlerine kıyasla beklenen faydayı sağlamadı. The Lancet Digital Health dergisinde yayımlanan sonuçlara göre, bu sistemin kullanıldığı hastalarda da geleneksel yöntemlerle yapılan tanılarda da eşit oranda hata gözlemlendi.
İLK KEZ TEST EDİLEN BİR YZ SİSTEMİ
Bu araştırma, acil tıp alanında kullanılan bir YZ tabanlı tanı sistemine dair yapılan ilk çalışma olma özelliğini taşıyor. Çalışmada, 1200 hasta üzerinde yapılan testlerde, her iki grupta da tanı hataları ve kalite problemleri yaşandı.
YZ destekli sistemin, özellikle acil durumlarda doğru tanı koymadaki etkinliğini sorgulayan bu sonuçlar, teknolojinin sağlık alanındaki rolü konusunda daha dikkatli bir yaklaşım gerektirdiğini gösteriyor.
-
E-Dergi12 ay önce
İsviçre’nin Sesi Şubat 2024
-
Ekonomi11 ay önce
İsviçre’de Maaş Dengesi: Ortalama bir Kişinin Maaşı 6788 CHF
-
Yaşam10 ay önce
Kıskanç Kaynana Belirtileri: Gözden Kaçırmamanız Gereken 10 İşaret
-
İsviçre11 ay önce
Dünyanın En İyi Sağlık Kurumları: İlk 250 Hastane Sıralamasında İsviçre’den 10 Hastane
-
Gündem3 ay önce
ERDOĞAN KARŞITI PAYLAŞIMLARI SIĞINMA BAŞVURUSUNDA HAKLI GEREKÇE OLARAK GÖRÜLMEDİ
-
Dünya3 ay önce
META’NIN COVİD-19 AŞILARIYLA İLGİLİ YANILTICI BİLGİ KARARI: İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KISITLIYOR MU?
-
Gündem3 ay önce
TÜRKİYE’DEN GELEN SIĞINMA BAŞVURULARINA GETİRİLEN SERT UYGULAMALARA TEPKİ
-
Kültür Sanat1 yıl önce
Ferdi Tayfur’un Mücadele Dolu Hikayesi: Şeker Hastalığı ve Organ Nakli