Sosyal Medya

Gündem

İSVİÇRE’DE ARTAN GÖÇLE BİRLİKTE 800 BİNİN ÜZERİNDE YABANCI VATANDAŞ OLDU

yazar

Yayınlayan

on

Haber: Cemil Baysal

İsviçre, Avrupa Birliği ile serbest dolaşım anlaşmasının yürürlüğe girmesinden bu yana yabancı nüfusunun hızlı bir artış yaşandığı bir döneme girdi. Ülkedeki ekonomik kalkınma ve işgücü ihtiyacı doğrultusunda artan bu göç hareketi, bugün İsviçre toplum yapısının ve nüfus bileşiminin önemli bir parçası haline geldi. Resmi verilere göre, 2002’den itibaren İsviçre’ye net olarak 1,5 milyon kişi göç etti. Ancak bu süreçte, göçmenlerin önemli bir kısmının İsviçre vatandaşlığına geçmesiyle yabancı nüfus oranı beklendiği kadar yükselmedi.

Yabancı Oranı ve Vatandaşlık Geçişleri

2002 yılında %20 seviyesinde olan yabancı oranının, aynı hızda devam etmesi halinde 2023’te %36’ya ulaşması bekleniyordu. Ancak, 800.000’den fazla yabancının İsviçre vatandaşlığına geçmesi, bu oranın %27 civarında kalmasını sağladı. İsviçre’de ortalama olarak her yıl 40.000 göçmenin vatandaşlık alması, yabancı nüfusun hızla büyümesini dengeleyen bir unsur olarak öne çıkıyor.

İsviçre Ekonomik Düzenine ve Nüfus Yapısına Etkileri

İsviçre iş dünyasının güçlü bir şekilde desteklediği serbest dolaşım, ekonomi için bir avantaj sağlamakla birlikte nüfus artışının getirdiği zorlukları da beraberinde getirdi. Çeşitli ekonomik ve sosyal çevreler, İsviçre nüfusunun bu hızlı göç dalgasına hazır olup olmadığını tartışıyor. Nüfustaki hızlı artışın yerel altyapı, eğitim ve sağlık sistemlerine olan yükünü azaltmak amacıyla İsviçre Hükümeti’nden serbest dolaşım politikalarına yönelik bir koruma hükmü geliştirmesi bekleniyor.

İsviçre Vatandaşlık Kriterleri ve Bölgeler Arası Farklılıklar

İsviçre, vatandaşlık geçişinde uluslararası standartlara göre oldukça katı kurallar uygulamakta. Yabancıların İsviçre vatandaşı olabilmesi için en az 10 yıl süreyle İsviçre’de yaşamış olması gerekiyor. Ayrıca, başvuruda bulunulan kanton ve belediyede belirli bir süre ikamet etme zorunluluğu bulunuyor. Bu katı şartlar, İsviçre toplumuna adapte olmuş, yerleşik göçmenleri vatandaşlığa teşvik etmekle birlikte, farklı kantonlar arasında büyük uygulama farkları oluşmasına da sebep oluyor.

Örneğin, Vaud gibi Batı İsviçre kantonlarında yabancıların vatandaşlığa geçiş oranı %3’ü aşarken, Doğu İsviçre’de bu oran oldukça düşük. Appenzell Innerrhoden gibi kantonlarda vatandaşlık geçiş oranı sadece %0,2 seviyesinde kalıyor. İsviçre’de bu durum, kimi çevreler tarafından eleştirilmekte ve vatandaşlığa geçiş şartlarının ülke genelinde eşitlenmesi gerektiği yönünde talepler yükselmektedir.

Vatandaşlık, İsviçreli Nüfusu Nasıl Etkiliyor?

Yapılan analizler, vatandaşlık geçişlerinin İsviçreli nüfusun artmasında ana etkenlerden biri olduğunu ortaya koyuyor. Doğum oranının düşük olması ve emeklilikle birlikte yurt dışında yaşama eğilimindeki artış, İsviçre’nin yerli nüfusunu doğal yollarla azaltıyor. Ancak, son 20 yılda İsviçre vatandaşlığına geçen göçmenlerin eklenmesiyle İsviçreli nüfusta belirgin bir büyüme yaşandı.

İstatistiklere göre, vatandaşlık geçişi en çok İtalyan, Sırp ve Alman kökenli göçmenler arasında yaygın. Özellikle 2002’den itibaren İtalyan kökenli yaklaşık 104.000 kişi İsviçre vatandaşlığı alırken, bunu Sırp (102.000), Alman (91.000), Portekiz (51.000), Türk (51.000) ve Fransız (46.000) kökenliler takip etti.

Reform Gerekliliği: Yabancı Nüfusun Entegrasyonu ve Vatandaşlık Politikaları

Bazı çevreler, İsviçre’de doğan göçmen çocuklarının (Secondos) vatandaşlığa daha kolay geçiş yapabilmesi için reform çağrısında bulunuyor. Sosyal Demokrat Parti’nin önerdiği halk inisiyatifi de, ülkedeki vatandaşlık sürecinin basitleştirilmesi yönünde önemli bir adım olarak görülüyor. Öte yandan, İsviçre’nin göçmen politikalarının mevcut haliyle, nüfus yapısındaki dengeleri koruma ve ekonomik ihtiyaçlara uyum sağlama yönünde etkili olduğu ifade ediliyor.

Sonuç: Göç, İsviçre’nin Demografik Yapısına Nasıl Yön Veriyor?

Serbest dolaşım politikası, İsviçre’nin iş gücü piyasasını desteklerken, demografik yapısına da şekil veriyor. Her yıl vatandaşlığa geçen yaklaşık 40.000 göçmen, İsviçre toplumuna entegre olmaya devam ediyor. Göç ve vatandaşlık geçişlerinin ülkenin sosyo-ekonomik geleceği üzerindeki etkileri, hükümetin ve vatandaşların dikkatle değerlendirdiği bir konu olmaya devam edecek.

#graubünden #isviçrehaberleri #isvicreninsesi #isviçredeyaşam #İsviçre #İsviçre #Switzerland #Schweiz #Suisse #Svizzera #Svizra #Suiza #Suíça #Sveits #Zwitserland #Švica #Švýcarsko #Shveytsariya #Švicarska #isvicrehaberleri #isvicredehayat

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

Luzern’DEKİ OTOMATİK TRAFİK İZLEME SİSTEMİ, FEDERAL MAHKEME TARAFINDAN DURDURULDU

yazar

Yayınlayan

on

By

Federal Mahkeme, Luzern Kantonu’nda otomatik araç takibi ve trafik izleme sisteminin uygulanmasını yasakladı. Mahkeme, özellikle araçların plaka bilgileri ile yolcuların görüntülerinin otomatik olarak kaydedilmesi ve bu verilerin uzun süre saklanmasının, “aşırı ve orantısız bir temel hak ihlali” olduğuna karar verdi.

Luzern Kantonu, 2022’de polisin araçları ve yolcuları sistematik olarak fotoğraflayarak verileri 100 gün boyunca saklamasına olanak sağlayan yasa değişikliklerini kabul etmişti. Ancak, bu değişiklikler, sosyalist ve yeşil partiler tarafından eleştirilerek, Federal Mahkeme’ye taşındı.

Mahkeme, Luzern’deki yasa değişikliklerinin, veri toplama ve depolama prosedürlerini yeterince sınırlamadığı ve insanların bilgi üzerindeki öz yönetim hakkını ihlal ettiği için, bu düzenlemeleri iptal etti. Bu kararın, tüm İsviçre’deki benzer uygulamaları etkileyebileceği düşünülüyor.

Veri Paylaşımı Zorluğu

Ayrıca, Luzern’in polisler arası veri paylaşım platformu oluşturma çabaları da mahkeme tarafından onaylanmadı. Mahkeme, veri paylaşımının, yalnızca yasada belirli kurallar altında ve belirli sınırlarla yapılabileceğini belirtti.

Bu karar, özellikle SP ve Yeşiller tarafından, özel hayatın korunması adına büyük bir zafer olarak görülüyor. Ancak, SVP (İsviçre Halk Partisi) bu karara itiraz etti ve güvenlik önlemlerinin daha fazla ön planda tutulması gerektiğini savundu.

Bu dava, gelecekteki polis yasası reformları için de önemli bir mihenk taşı olabilir.

#LuzernTrafikİzleme #VeriKoruma #FederalMahkeme #PolisYönetmeliği #ÖzelHayat #TrafikSistemi #Luzern #isviçre

Haberin Devamını Oku

Gündem

CİNSEL TACİZ İDDİALARI: BASEL ÜNİVERSİTESİ’NİN TUTUMU TARTIŞMA YARATIYOR

yazar

Yayınlayan

on

By

İki eski öğrenci, Basel Üniversitesi profesörlerini cinsel tacizle suçluyor. SRF’nin “Kassensturz” programında gündeme gelen bu iddialar, üniversitenin olaya karşı yaklaşımını ve mağdurları nasıl ele aldığını sorgulatıyor. 2015’te bilimsel yardımcı olarak çalışmaya başlayan Claudia Z., hocasının fiziksel yakınlık kurmaya başladığını ve sık sık uygunsuz şekilde dokunduğunu belirtiyor. Özellikle bir iş gezisinde Berlin’de, profesörün kendisini öpmeye çalışması sonrası, bu tacizi reddetti. Ancak, tehdit edileceğinden korkarak şikâyetini ancak üniversiteden ayrıldıktan sonra yaptı.

İlk araştırma raporunda, cinsel taciz suçlaması “şüpheye yer bırakmayacak şekilde” kanıtlanamamış olsa da, profesörün üniversite tarafından uyarıldığı ve tekrar ederse işten çıkarılacağı konusunda yazılı bir uyarı almış olduğu bildiriliyor. Diğer bir vakada ise, profesörün doktoradan sorumlu olduğu öğrencisini cinsel eyleme zorladığı belirtiliyor.

Üniversite, bu raporların açıklanmasını reddederek, özel hayatın korunmasının kamu çıkarından daha önemli olduğunu savundu. Ayrıca, kadınların travmatik tekrarlar yaşamasını engellemek adına kişisel verilerin korunmasının öncelik olduğu belirtildi. Ancak, her iki kadının da üniversiteye raporlarla ilgili görüş bildirme fırsatı verilmediği, bu sebeple kurumu suçlu tarafı korumakla suçladılar.

Bu olaylar, üniversitelerin cinsel tacizle mücadelede nasıl daha etkili olabileceği konusunda geniş bir tartışma başlatmış durumda.

Haberin Devamını Oku

Gündem

İSVİÇRE’DE ULUSAL DÜZEYDE YÜZÜ ÖRTME YASAĞI TARTIŞMALARA YOL AÇTI

yazar

Yayınlayan

on

By

1 Ocak 2025 itibariyle, İsviçre genelinde kamusal alanlarda yüzün tam olarak örtülmesine yönelik yasak yürürlüğe girecek. Bazı kantonlarda 2024 yılında yürürlüğe giren ve halihazırda yürürlükte olan bu yasağın uygulanmasıyla ilgili tartışmalar ve deneyimler, yeni dönemde ülke genelinde nasıl işleyeceğine dair soru işaretleri doğuruyor.

Yasak Kimleri Kapsıyor?

Bu yeni yasak yalnızca Burka ve peçe takan kadınları değil, yüzlerini örten tüm bireyleri kapsıyor. Örneğin, stadyumlarda, siyasi ya da diğer gösteri ve protestolarda yüzü kapatma durumu, yalnızca yetkili makamlardan izin alındığı takdirde geçerli olacak. Bu kurallara uymayanlar için 1000 Frank’a kadar para cezası öngörülüyor.

Güvenlik ve Şeffaflık Gerekçesi

Destekleyenler, bu yasanın özellikle kimlik tespiti gereken durumlarda güvenliği artıracağı görüşünde. Yasağın, yüzü kapatan kişilerin kimliğini belirlemeyi kolaylaştıracağı ve kamusal güvenliği artıracağına inanıyorlar. Özellikle protestolar veya spor etkinlikleri gibi gerilimin yüksek olduğu yerlerde, yüzü örtmenin yasaklanması şiddet olaylarını azaltabilir ve kamu güvenliğini güçlendirebilir. Bu görüşü savunanlar, yasağın toplumun genel düzenine katkıda bulunacağını ifade ediyor.

Özgürlük Kısıtlaması Tartışmaları

Diğer yandan, yasağı bireysel özgürlüklere ve dini ifadelere müdahale olarak görenler de var. Özellikle burka veya diğer yüz kapatma giysilerini dini veya kişisel tercih olarak kullananlar, bu yasağın gereksiz bir kısıtlama olduğunu düşünüyor. Bu görüşteki kişiler, yüzü örtmenin bireysel bir seçim olduğunu ve kamusal düzeni tehdit etmediği sürece devletin buna müdahale etmemesi gerektiğini savunuyor.

Uygulamada Zorluklar ve Deneyimler

Yasanın uygulanabilirliği de tartışma konusu. İsviçre’de Tessin ve St. Gallen kantonlarında halihazırda yüzü örtme yasağı bulunuyor ve buradaki deneyimler, bu tür yasakların pratikte zorluklara yol açtığını gösteriyor. Tessin’de pandemi öncesine kadar az sayıda kişiye ceza kesilmişken, St. Gallen’de yasak uygulanmaya başlandığından bu yana hiçbir cezai işlem yapılmamış. Bu durum, yasağın uygulanmasının zorluklarını ortaya koyuyor ve gerçek anlamda kaç kişinin bu yasaktan etkileneceği sorusunu gündeme getiriyor.

Uygulama Güçlükleri

Polisin bu yasayı etkin bir şekilde uygulayıp uygulamayacağı konusunda ise şüpheler var. Özellikle toplumsal etkinliklerde yüzü örten kişilerin tespit edilmesi, kolluk kuvvetleri için oldukça zahmetli bir süreç olarak değerlendiriliyor. Bu yüzden ceza sayısının sınırlı kalabileceği öngörülüyor.

Farklı Bakış Açıları

Yüzü örtme yasağına dair görüşler, kişilerin değerlerine ve dünya görüşlerine göre değişiklik gösteriyor. Bazı kesimler yasağı güvenlik adına olumlu bir gelişme olarak değerlendirirken, diğerleri bu düzenlemenin orantısız bir müdahale olduğunu düşünüyor ve kişisel haklara zarar verdiğini savunuyor.

Genel Değerlendirme

İsviçre’de yüzü örtme yasağı, kamusal alanlarda güvenliği sağlama amacıyla yürürlüğe konulsa da, uygulamada yaratacağı zorluklar ve bireysel özgürlükler üzerindeki etkisi nedeniyle tartışmalara yol açıyor. Yasanın ilerleyen dönemde nasıl bir etki yaratacağı ise İsviçre’deki sosyal ve kültürel dinamikler çerçevesinde şekillenecek gibi görünüyor.

Haberin Devamını Oku
Reklam

Trendler