Sosyal Medya

Gündem

HAKİM, STAJYER BAYANA TECAVÜZ VE TACİZLE SUÇLANIYOR

yazar

Yayınlayan

on

Graubünden kantonunda görev yapan bir hakim, 2021’in sonunda 24 yaşındaki stajyer bayana ofisinde tecavüz ettiği iddiasıyla yargılanıyor. İddialara göre, olay 13 Aralık 2021 akşamında, Chur’daki idare mahkemesi ofisinde gerçekleşti. Hakim Manuele G.*, stajyeri ofisine davet ederek yeni davaları görüşmek istediğini belirtti. Ofisinde, perdeyi kapatarak stajyere çay ikram etti. Önce mesleki ve kişisel konular hakkında konuşan ikili, sonrasında adliyedeki son kişinin binadan ayrılmasının ardından yalnız kaldı.

Suçlamalara göre, olayın ardından stajyere mesaj atan hakim, “Bunu tekrarlamak isterim” diyerek genç kadına psikolojik baskı uyguladı. Savcılık iddianamesine göre, yalnızca fiziksel değil, yazılı, sözlü ve online çevrimiçi olarak da tehdit edilen stajyer, yaşadıklarını Mart 2022’de resmi suç duyurusuna taşıdı.

Stajyerin avukatı tarafından yapılan suç duyurusunda, yaşananların “iğrenç ahlaksız bir suç” olarak nitelendiği belirtiliyor. Davanın detayları, Graubünden’deki yargı sistemine ve adalet sürecine olan güveni sorgulatırken, hakim sanık olarak yargı önüne çıkmaya hazırlanıyor.

Bir hakimin sanık olarak mahkemeye çıkması nadir görülen bir durumken, tecavüz suçlamasıyla yargılanması Graubünden kantonunda büyük bir skandala dönüştü. İddialara göre Manuele G.*, 2021 sonunda genç bir stajyer bayana tecavüz etmesine rağmen bir yıl boyunca Graubünden İdare Mahkemesi’nde görev yapmaya devam etti.

Olayın detayları, Inside Justiz portalı, SonntagsZeitung ve Südostschweiz gibi medya organlarının yaptığı araştırmalar sonucu 2022’de ortaya çıktı. Bu gelişmelerle birlikte saygın bir yargı mensubu olarak tanınan Manuele G.’nin itibarında sarsıntılar yaşandı ve hakime yönelik suç duyurusu sonucunda görevden alındı.

Graubünden kantonunda yankı uyandıran davada hakim, bugün mahkeme önünde tecavüz ve cinsel taciz suçlamalarıyla hesap verecek.

Bugün eski bir Graubünden hakimi, tecavüz, cinsel taciz ve zor durumda olan bir kişiden yararlanma suçlamalarıyla yargı önünde. Davanın Graubünden’de bir mahkemede görülmesi, henüz yargı süreci başlamadan kamuoyunda büyük tartışmalara yol açtı.

Savcılık dosyasına göre, hakim Manuele G.*, stajyerini iş konularını görüşmek bahanesiyle ofisine davet etti. İlk olarak çay ikram edip perdeleri kapattı, ardından ikili iş ve özel konulardan konuşmaya başladı. Diğer çalışanların binayı terk etmesiyle yalnız kalan ikili arasında yaşananlar, mağdurenin Mart 2022’de yaptığı suç duyurusuyla ortaya çıktı. Bu ağır iddialar, Graubünden’deki yargı sisteminde büyük bir güven krizine yol açtı.

Mart 2022’de yapılan suç duyurusuna göre, 13 Aralık 2021 akşamı hakim, genç kadını ofisine davet etti ve yalnız kalmalarının ardından cinsel saldırıya başladı. Suç duyurusunda yer alan ifadelere göre, hakim genç kadını zorla öpmeye, tişörtünün altına dokunmaya çalıştı. Stajyerin kendini savunma çabasına rağmen, pantolonunu açarak tacize devam etti ve bir elini onun iç çamaşırına sokarken diğer eliyle kendini tatmin etti.

Mağdurenin ifadesine göre, olay sırasında odadan çıkmak istemiş, ancak hakim yolu keserek gitmesine izin vermemiş. Hakim, genç kadının ellerini tutup bileklerini büro kapısına bastırarak onu zorla tecavüz etmiş. Mahkeme tutanağında yazan olayın daha fazla detayları, mağdurun mahremiyetine saygı gereği yazmıyoruz.

Tecavüz iddialarıyla yargılanan eski Graubünden hakimi Manuele G.*, tecavüz saldırısının ardından yaşanan travmatik anlara dair şok edici detaylar gün yüzüne çıkıyor. Olayın ardından stajyer, yaşadığı dehşetin etkisiyle ofisten çıkmak istemiş ancak bu süreçte dizlerinin bağı çözülüp yere yığılmış.

Mağdurun avukatı, müvekkilinin yerde titrerken hakim tarafından yaşananların göz ardı edildiğini belirtiyor. Hakim, sanki hiçbir şey olmamış gibi davranarak stajyere müzik zevki hakkında sorular sormuş, favori şarkılarıyla ilgili konuşmuş ve katıldığı konserlerden bahsetmiş. Bu durum, yaşananların ciddiyetine gölge düşüren bir tavır olarak değerlendiriliyor ve mağdurun yaşadığı psikolojik travmayı derinleştiriyor.

Olaydan sonra genç kadın, biraz kendine geldikten sonra ofisten çıkarak eşyalarını almış ve mahkeme binasından kaçmış. Arkadaşının yardımıyla hastaneye giderek delil toplatmış. Yapılan incelemelerde, kadının vücudunda hakimin DNA’sına rastlanmış.

Yaşadığı travma ile başa çıkmaya çalışan genç kadın, takip eden günlerde büyük bir zorluk yaşamış, sanığın ona yönelik cinsel saldırılarının ardından onunla bir tür rıza gösterdiğini ima eden mesajlar almış olması nedeniyle psikolojik destek arayışına girmiş. Bu mesajlardan biri, hakimin “Seni çok arzuluyorum. Bunu tekrarlamak isterim.” ifadesi, kadının ruh sağlığını ciddi şekilde etkilemiş ve onu acil psikiyatrik yardım almaya yöneltmiş.

Genç kadın, mahkeme dosyasına göre, saldırıdan önceki aylarda Graubünden İdare Mahkemesi hakimi tarafından sürekli olarak cinsel tacizlere maruz kalmış. Hakim, stajyerine sıkça iltifatlarda bulunmuş ve cinsellik içeren yorumlar yapmış. Dahası, iç iletişim platformu üzerinden de açık ve cinselliği çağrıştıran mesajlar göndermiş. Bu mesajlardan bazıları şunlar: “Seni çok istiyorum. Yarın için sabırsızlanıyorum,” ve “Sabredemiyorum Dayanamayacağım.” veya ”Baş döndürücü güzelsin” gibi ifadelerle, kadının rahatsızlık hissetmesine neden olmuş.

Bu durum, iş yerinde bir güç dinamiği oluşturmuş ve stajyerin cinsel istismara uğrama korkusunu artırmış. Yaşananlar, adalet sisteminde cinsiyet temelli güç istismarının bir örneği olarak kayıtlara geçmektedir.

Hakim Manuele G.* hakkında yöneltilen cinsel istismar iddiaları, yalnızca saldırıyla sınırlı kalmayıp, stajyerin daha önceki zamanlarda da cinsel tacize uğradığını gösteriyor. İddialara göre, hakim kadını birkaç kez öpmeye çalışmış, cinsel organını onun cinsel bölgesine sürtmeye çalışmış ve stajyerine kucağına oturmasını teklif etmiş. Ancak stajyer, bu tür sınır ihlallerini sürekli olarak geri adım atarak veya iterek reddetmiş.

İddiaların Arka Planı ve Neden Daha Önce Şikayetci Olmadı?

Stajyerin, iş yerinde yaşadığı bu tacizleri bildirmesinin önünde en büyük engel, işini kaybetme korkusuydu. Hakim, daha önce stajyere, Graubünden kantonunda hakimlerin “dokunulmaz” olduğunu belirtmiş, bu da stajyerin yaşadığı durumu daha da zorlaştırmış.

Devlet Savcılığı, stajyerin bir bağımlılık ilişkisi içinde bulunduğunu ve hakimin bu durumu istismar ettiğini vurgulamakta. Ayrıca, Graubünden kantonu savcılığı, eski hakimin Eylül 2023’te stajyere anonim tehdit mektupları gönderdiğini iddia etmekte. Bu mektuplarda, hakimin stajyerine, avukatlık sınavını geçemeyeceği konusunda tehditler savurduğu belirtilmekte.

Bu dava, yalnızca bireysel bir trajedi değil, aynı zamanda adalet sistemi ve toplumsal değerlere yönelik derin sorgulamalara yol açıyor. Graubünden’deki yargı sistemi ve hukukçulara olan güveni sarsmaya devam eden bu trajik olay, eski hakime yöneltilen ağır suçlamalarla gündeme geliyor. Bu iddialar, Graubünden kantonundaki yargı sistemine olan güveni ciddi şekilde zedeleyerek davanın seyrinin yakından izlenmesine neden oluyor. Hem mağdurda hem de kamuoyunda şok etkisi yaratan bu suçlamalar, Graubünden’deki adalet sistemine yönelik güveni sarsıyor.

Mahkeme Süreci

Mahkemeye çıkarılan Manuele G., suçlamaları reddederek, cinsel ilişkinin rızaya dayalı olduğunu öne sürmüş. İddialar ciddi olmakla birlikte, suçsuzluk karinesi geçerlidir. Dava süreci bugün saat 09:00’da başlayacak.

*İsim değiştirilmiştir.

#CinselTaciz #AdaletSistemi #HakimSkandalı #isviçre #graubünden #bündnerrichter #sexuelleübergriff #vergewaltigung #tecavüz #stajyer #eğitim #isviçrehaberleri #isvicreninsesi #isviçredeyaşam

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

İSVİÇRE’DE ULUSAL DÜZEYDE YÜZÜ ÖRTME YASAĞI TARTIŞMALARA YOL AÇTI

yazar

Yayınlayan

on

By

1 Ocak 2025 itibariyle, İsviçre genelinde kamusal alanlarda yüzün tam olarak örtülmesine yönelik yasak yürürlüğe girecek. Bazı kantonlarda 2024 yılında yürürlüğe giren ve halihazırda yürürlükte olan bu yasağın uygulanmasıyla ilgili tartışmalar ve deneyimler, yeni dönemde ülke genelinde nasıl işleyeceğine dair soru işaretleri doğuruyor.

Yasak Kimleri Kapsıyor?

Bu yeni yasak yalnızca Burka ve peçe takan kadınları değil, yüzlerini örten tüm bireyleri kapsıyor. Örneğin, stadyumlarda, siyasi ya da diğer gösteri ve protestolarda yüzü kapatma durumu, yalnızca yetkili makamlardan izin alındığı takdirde geçerli olacak. Bu kurallara uymayanlar için 1000 Frank’a kadar para cezası öngörülüyor.

Güvenlik ve Şeffaflık Gerekçesi

Destekleyenler, bu yasanın özellikle kimlik tespiti gereken durumlarda güvenliği artıracağı görüşünde. Yasağın, yüzü kapatan kişilerin kimliğini belirlemeyi kolaylaştıracağı ve kamusal güvenliği artıracağına inanıyorlar. Özellikle protestolar veya spor etkinlikleri gibi gerilimin yüksek olduğu yerlerde, yüzü örtmenin yasaklanması şiddet olaylarını azaltabilir ve kamu güvenliğini güçlendirebilir. Bu görüşü savunanlar, yasağın toplumun genel düzenine katkıda bulunacağını ifade ediyor.

Özgürlük Kısıtlaması Tartışmaları

Diğer yandan, yasağı bireysel özgürlüklere ve dini ifadelere müdahale olarak görenler de var. Özellikle burka veya diğer yüz kapatma giysilerini dini veya kişisel tercih olarak kullananlar, bu yasağın gereksiz bir kısıtlama olduğunu düşünüyor. Bu görüşteki kişiler, yüzü örtmenin bireysel bir seçim olduğunu ve kamusal düzeni tehdit etmediği sürece devletin buna müdahale etmemesi gerektiğini savunuyor.

Uygulamada Zorluklar ve Deneyimler

Yasanın uygulanabilirliği de tartışma konusu. İsviçre’de Tessin ve St. Gallen kantonlarında halihazırda yüzü örtme yasağı bulunuyor ve buradaki deneyimler, bu tür yasakların pratikte zorluklara yol açtığını gösteriyor. Tessin’de pandemi öncesine kadar az sayıda kişiye ceza kesilmişken, St. Gallen’de yasak uygulanmaya başlandığından bu yana hiçbir cezai işlem yapılmamış. Bu durum, yasağın uygulanmasının zorluklarını ortaya koyuyor ve gerçek anlamda kaç kişinin bu yasaktan etkileneceği sorusunu gündeme getiriyor.

Uygulama Güçlükleri

Polisin bu yasayı etkin bir şekilde uygulayıp uygulamayacağı konusunda ise şüpheler var. Özellikle toplumsal etkinliklerde yüzü örten kişilerin tespit edilmesi, kolluk kuvvetleri için oldukça zahmetli bir süreç olarak değerlendiriliyor. Bu yüzden ceza sayısının sınırlı kalabileceği öngörülüyor.

Farklı Bakış Açıları

Yüzü örtme yasağına dair görüşler, kişilerin değerlerine ve dünya görüşlerine göre değişiklik gösteriyor. Bazı kesimler yasağı güvenlik adına olumlu bir gelişme olarak değerlendirirken, diğerleri bu düzenlemenin orantısız bir müdahale olduğunu düşünüyor ve kişisel haklara zarar verdiğini savunuyor.

Genel Değerlendirme

İsviçre’de yüzü örtme yasağı, kamusal alanlarda güvenliği sağlama amacıyla yürürlüğe konulsa da, uygulamada yaratacağı zorluklar ve bireysel özgürlükler üzerindeki etkisi nedeniyle tartışmalara yol açıyor. Yasanın ilerleyen dönemde nasıl bir etki yaratacağı ise İsviçre’deki sosyal ve kültürel dinamikler çerçevesinde şekillenecek gibi görünüyor.

Haberin Devamını Oku

Dünya

ŞOK DAVA: THÜRİNGEN’DE KOMŞUSUNUN KIZLARINI CİNSEL İSTİSMAR EDEN KADIN, 6 YIL SONRA HAPİS CEZASI ALDI

yazar

Yayınlayan

on

By

Meiningen (Thüringen), 05.11.2024 –Sanık kürsüsünde oturan genç kadın, 5 yaşında bir kızı ve 8 yaşında bir oğlu var ve kendisi de bir anne. Ancak Wafa A.’nın (29) komşusunun küçük kızına yaptığı şeyler şok edici.

Altı yıl sonra, komşusunun 8 yaşındaki kızına cinsel istismarda bulunan Wafa A. (29), Meiningen Eyalet Mahkemesi tarafından cezalandırıldı. Filistinli kadın, 2018 yılının Ekim ayında, Bad Salzungen’de yaşayan ve kendisiyle komşu olan Suriye kökenli ailenin kızını cinsel istismar etmekle suçlanıyordu.

Olayın Arka Planı

O dönemde Bad Salzungen’da yaşayan Wafa A., sürekli olarak komşusuyla tartışmalar yaşamıştı. İddialara göre, Wafa A. bu olayı bir tür intikam olarak gerçekleştirdi. Suçlamaya göre, Wafa A., komşusunun 7 ve 8 yaşındaki kızlarını evine davet ederek onlara cinsel istismarda bulundu. Olay sırasında küçük kız kardeşini korumaya çalışan büyük kız, durumu izlemek zorunda kaldı. Ardından, Wafa A. çocukları tehdit etti ve olayı başkalarına anlatırlarsa ailelerini zehirlemekle korkuttu.

Soruşturma ve Dava Süreci

Mayıs 2020’de Wafa A., çocuklara yönelik cinsel istismar suçlamasıyla Eisenach Asliye Mahkemesi’nde yargılandı. Burada, çocukların çelişkili ifadeleri nedeniyle beraat etti. Kendisi suskun kaldı ve duruşmanın ardından İngiltere’ye kaçtı.

İtiraf ve Karar

” Evet, bir olay oldu.”
Meiningen Savcılığı, olayı araştırmayı sürdürdü ve Wafa A.’yı İngiltere’de 15 ay süresince iade tutukluluğunda buldu. Altı yıl sonra, suçun üzerinden uzun bir süre geçmiş olmasına rağmen, Almanya’da temyiz duruşması yapıldı.

Bu sefer, mağdur çocukları daha fazla sıkıntıya sokmamak için suçunu kabul etti. Wafa A., savunmanı Daniel Weithaas aracılığıyla, “Evet, bir olay oldu,” şeklinde ifade verdi.

Mahkeme hakimi Manuela Pallasch, “Bu olay anneye karşıydı, kızların buna hiçbir ilgisi yoktu,” diyerek, olayın mağdurlarıyla ilgisi olmadığını vurguladı. Aileler arasındaki anlaşmazlıklar bilinse de, tartışmanın içeriği hala belirsizliğini korudu.

Temyiz duruşmasında, Wafa A. yaşanan olayı kabul etti ve suçunu, mağdur çocukların daha fazla sıkıntı yaşamaması için itiraf etti. Mahkeme, Wafa A.’yı çocuklara yönelik cinsel istismar suçlarından dolayı 1 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırdı, ancak ceza denetimli serbestlik altında verildi.

Kararın Detayları

Hakim Manuela Pallasch, bu suçun çocuklara değil, annelerine yönelik olduğunu belirtti. Aileler arasında yaşanan tartışmaların nedeni hala netlik kazanmış değil. Verilen karar ise kesinleşti.

#Thüringen #Çocukİstismarı #MahkemeK #almanya #deutschland #germany #mahkeme #cinseltaciz #sexullemissbrauch

Haberin Devamını Oku

Dünya

GURBETÇİNİN KAYIP 8 KİLO ALTINININ SIRRI ÇÖZÜLDÜ: HIRSIZ BANKA MEMURU ÇIKTI

yazar

Yayınlayan

on

By

Afyonkarahisar’daki bir kamu bankasında saklanan yaklaşık 8 kilo altının kaybolmasının ardındaki sır, yapılan soruşturma sonucunda ortaya çıktı. Altınları çalan kişinin, bankanın emekli bir memuru olduğu ve kasayı çilingire açtırarak soygunu gerçekleştirdiği tespit edildi.

Altınların Kayıp Olduğu Fark Edildi

Belçika’da yaşayan gurbetçi R.Ö., kasasında yaklaşık 20 milyon lira değerindeki altınlarının kaybolduğunu fark etti ve 11 Ekim’de avukatıyla birlikte Bolvadin İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne giderek şikayetçi oldu. Aynı bankada kiralık kasası bulunan bir başka müşteri, S.F.K., 24 Ekim’de 14 milyon lira değerindeki altın ve ziynetlerinin çalındığını belirterek emniyete başvurdu.

Kamera Kayıtlarından Hırsızlık Ortaya Çıktı

İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Şubesi ekipleri, R.Ö. ve S.F.K.’nin başvurularının ardından bankadaki kamera kayıtlarını inceledi. Yapılan inceleme sonucunda, 46 yaşındaki emekli banka memuru M.A.K.’nin, haziran ayında bankadan emekli olduktan sonra, 24 Ağustos’ta bankanın kiralık kasalarından sorumlu olduğu dönemde kasaların kilidi arızalı olduğu bahanesiyle bir çilingir çağırarak R.Ö. ve S.F.K.’nin kasalarını açtığı ve içindeki altınları çaldığı tespit edildi.

Gözaltına Alınan Şüpheliler

Polis, banka çalışanları Ş.B. (49) ve V.E.D. (29) ile birlikte, M.A.K.’yi de gözaltına aldı. Çilingir de sorgulandı. İlk ifadelerde, M.A.K. çaldığı altınları itiraf etmedi ve suçlamaları reddetti. Ancak, yapılan sorgulama ve kamera kayıtları doğrultusunda, M.A.K. “nitelikli hırsızlık” suçundan tutuklanırken, banka çalışanları Ş.B. ve V.E.D. adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Soruşturma Devam Ediyor

Polis ekipleri, gurbetçi çiftin kasasındaki altınların akıbetini araştırmaya devam ediyor. 20 milyon lira değerindeki altınların kaybolmasının ardından, soruşturma süreci derinleşmiş durumda.

#Gurbetçi #Altın #Kasa #Hırsızlık #BankadaSoygun #Soruşturma

Haberin Devamını Oku
Reklam

Trendler