Sosyal Medya

İsviçre

Elektrikli Araçlara İlgide Hâlâ Durağan Bir Tablo: İsviçre’de Son Durum

yazar

Yayınlayan

on

İsviçre’deki bonus.ch karşılaştırma portalının yaptığı son araştırmaya göre, elektrikli araçlara yönelik ilgi istenilen seviyenin altında kalmaya devam ediyor. Araştırmaya katılanların dörtte birinden fazlası elektrikli araçlarda herhangi bir avantaj görmüyor ve bu araçlardan birini yakın gelecekte almak isteyenlerin oranı sadece %18. Bu rakamlar, elektrikli araçlara olan ilginin düşük seviyelerde seyrettiğini ve pazarın da bu yönde yavaşladığını gösteriyor.

İsviçre’de Elektrikli Araçlar: Durum Ne?

Federal İstatistik Ofisi’nin verilerine göre, İsviçre’de elektrikli araç pazarı büyüme hızını kaybetmekte. 2021’de, yeni kayıtların %13’ünü tamamen elektrikli araçlar oluştururken, bu oran 2022’de %18’e yükseldi. Ancak geçen yıl bu artış yalnızca %21’e ulaştı.

Bu yavaşlama, çeşitli nedenlere dayanıyor:

  • 2024 yılı Ocak ayından itibaren elektrikli araçlara yönelik %4’lük vergi muafiyetinin kaldırılması.
  • Elektrik fiyatlarının artması; Elektrik Düzenleme Komisyonu’nun verilerine göre, 2023’te %27 ve 2024’te %18 arttı.
  • Kantonlara göre doğrudan elektrikli modellerin satın alımı için verilen teşviklerin azaltılması veya kaldırılması.

Bu yeni gelişmelerin, İsviçreli tüketicilerin satın alma niyetlerini etkilediği açık. bonus.ch’nin araştırmasına göre, 2024 yılında, katılımcıların %74’ü yakın gelecekte bir elektrikli araç satın almayı düşünmüyor. Sadece %18’i alımı düşünüyor ve %8’i şu anda bir elektrikli araç sahibi.

bonus.ch verileri, bu büyümenin yavaşladığını doğruluyor. Şarj edilebilir bir modeli olan kişi sayısı, 2021’de %3’ten 2022’de %5’e, ardından 2023’te %7’ye ve nihayetinde 2024’te %8’e yükseldi.

Ayrıca, alım niyetleri tarihsel olarak düşük seviyelerde seyretmekte olup, yalnızca %18. Bu rakam iki yıl önce %24 idi. Aynı zamanda, ilgisizlik daha önce hiç olmadığı kadar belirgin; geçen yıl %71 olan alım planı olmayanların oranı bu yıl %74.

Elektrikli Araçlar: Olumsuz Yanları

Elektrikli araçlar, özellikle çevresel açıdan tartışmalıdır. Şarj edilebilir modellerin fosil yakıtlı araçlara kıyasla CO2 dengesi konusundaki görüşler farklılık göstermektedir. Katılımcıların %29’u, özellikle üretim aşamasında, pillerin çevresel etkilerini en büyük negatif olarak belirtmektedir.

Diğer dezavantajlar arasında yüksek satın alma maliyeti (%21), sınırlı menzil (%20) ve sınırlı şarj istasyonu sayısı (%16) yer almaktadır.

Elektrikli Araçlar: Pozitif Yanları

Pozitif yönlerden bahsedildiğ

inde, katılımcıların %30’u elektrikli araçların en önemli artı yönünün çevresel etkisi olduğunu belirtmektedir. Şarj edilebilir araçlarda bir avantaj görmeyen katılımcıların oranı ise %20’den %27’ye yükselmiştir.

Diğer avantajlar arasında ekonomik yön (%14 – daha düşük işletme maliyetleri), düşük bakım gereksinimi ve elektrikli araçların sessiz olması (%12 – daha az gürültü kirliliği) bulunmaktadır.

Elektrikli Araçlar: Bölgesel ve Cinsiyet Farkları

İlginç bir şekilde, Almanca konuşulan İsviçre’nin elektrikli araçlara en düşük ilgisi olduğu görülmektedir, diğer yandan İtalyanca konuşulan İsviçre, satın alım için daha açıktır. Cinsiyete göre, kadınlar erkeklere kıyasla elektrikli araçlara daha az ilgi göstermektedir.

Otomobil Sigortası ve Sadakat

bonus.ch’nin araştırması ayrıca otomobil sigortalarını ele almakta. Geçen yıl, birçok sigortalı tarihî bir yükseklikte sigorta şirketi değiştirdi ve katılımcıların %11’i yeni bir sigorta şirketine geçti. Sadakatin ana nedenleri hizmet kalitesi, ardından prim miktarı ve sunulan hizmetler. Değişim nedenleri ise özellikle prim miktarı, yeni bir araç satın alımı ve rakiplerin teklifleri olarak öne çıkmakta.

Araştırma, İsviçre’nin elektrikli araçlar ve otomobil sigortası konularında nerede durduğunu ve tüketicilerin tercihlerini nasıl şekillendirdiğini daha iyi anlamamıza yardımcı oluyor.

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

İSRAİL-FİLİSTİN ÇATIŞMASI SRG’YE YAĞAN ŞİKAYETLERİN ODAĞINDA:

yazar

Yayınlayan

on

By

TARAFSIZLIK TARTIŞMASI

BERN – 16 Nisan 2025 – İsviçre Radyo ve Televizyon Kurumu’na (SRG) yapılan şikayetlerin dörtte biri, geçtiğimiz yıl Orta Doğu’daki İsrail-Filistin çatışmasına yönelik yayınlarla ilgiliydi. Bu konuda hem İsrail yanlısı hem de Filistin yanlısı izleyicilerden benzer sayıda şikayet geldi.

UBI’nin (Radyo ve Televizyon Bağımsız Şikayet Kurulu) 2024 yılına ait raporuna göre, toplam 852 şikayetin yaklaşık 213’ü Orta Doğu’daki gelişmelerle ilgiliydi. Özellikle İsrail’in kısmen işgal ettiği Gazze Şeridi’ndeki savaş, izleyiciler arasında büyük tartışmalara yol açtı.

Taraflar Diyaloğa Kapalıydı

SRG Deutschschweiz’in açıklamasına göre, tıpkı çatışmanın tarafları gibi, şikayette bulunan taraflar da birbirinin görüşüne kapalı ve uzlaşmaz bir tutum sergiledi. Her iki taraf da genellikle karşıt görüşe açık olmadan kendi bakış açılarını savundu. Sunulan argümanların çoğu yüzeysel kaldı ve bazı durumlarda olaylar kişisel ideolojiye uyacak şekilde çarpıtıldı.

SRF Yayınları Genel Olarak Tarafsız Bulundu

Ombudsman ofisi, İsviçre Radyo ve Televizyonu’nun (SRF) Orta Doğu ile ilgili haberlerinin büyük ölçüde tarafsız ve doğru olduğunu belirtti. Bu değerlendirme, birçok şikayetçinin aksi yöndeki iddialarına rağmen sürdürüldü.

Şikayetlerde Genel Artış

Geçtiğimiz yıl işlenen toplam 852 şikayetin %8,7’si (önceki yıl %5) Ombudsstelle tarafından tamamen veya kısmen haklı bulundu. Bu şikayetlerin çoğu video içerikler, internet yayınları ve sosyal medya kanallarıyla ilgiliydi. SRF’nin sosyal medya platformlarındaki etkinlikleri izleyiciler tarafından giderek daha fazla izleniyor. Ombudstelle “şikayet mercii” olarak bilinir. Bu makam, vatandaşların medya kuruluşlarına yönelik şikayetlerini iletebilecekleri bağımsız bir denetim birimidir.

UBI Hakkında

UBI, 1984 yılında kurulan ve İsviçre’de radyo-televizyon yayınlarıyla ilgili şikayetleri inceleyen bağımsız bir federal komisyondur. 9 gönüllü üyeden ve 3 kişilik bir sekreterlikten oluşmaktadır.

Haberin Devamını Oku

Gündem

İSVİÇRE NÜFUSU 2041’DE 10 MİLYONUNU AŞACAK

yazar

Yayınlayan

on

By

İsviçre’nin nüfusu, önümüzdeki yıllarda hızla artmaya devam edecek. Yeni açıklanan verilere göre, 2023 yılı itibarıyla 9 milyon kişiye ulaşan İsviçre nüfusunun 10 milyonluk eşiği 2041 yılında aşılacak. Federal İstatistik Dairesi’nin (BFS) açıkladığı verilere göre, bu artışın temel nedeni göç olacak. 2055 yılına kadar İsviçre’deki nüfusun 10,5 milyona ulaşması bekleniyor.

BFS’nin raporunda, nüfus artışının en yoğun şekilde Zürih ve Cenevre gibi büyük şehirlere yakın kantonlarda görüleceği belirtiliyor. Bu kantonlarda nüfus yoğunluğunun artacağı öngörülüyor.

Yüksek Senaryo: 2050’de 11,7 Milyon

BFS, daha yüksek bir büyüme senaryosu da sunuyor. Bu senaryoya göre, daha fazla doğum, uzun yaşam süreleri ve yüksek göç oranları ile İsviçre’nin nüfusu 2050 yılına kadar 11,7 milyona ulaşabilir.

Luzern’de Öne Çıkan Büyüme

İsviçre’deki nüfus artışı kantonlara göre değişiklik gösterecek. Orta senaryoya göre, Luzern kantonu, önümüzdeki 30 yıl içinde nüfusunun yaklaşık üçte bir oranında artacağı bekleniyor. Bu da yaklaşık 150.000 kişilik bir artış anlamına geliyor. St. Gallen ve Vaud kantonları da sırasıyla %26,6 ve %23,1 oranında büyüme gösterecek.

Daha Düşük Büyüme Gösteren Bölgeler

Nüfus artışının daha düşük olacağı bölgeler arasında Jura, Neuenburg ve Schaffhausen yer alıyor. Bu kantonlarda nüfus artışı oldukça düşük olacak, sadece %0,3 ila %0,8 arasında bir artış bekleniyor.

SVP’nin 10 Milyonluk Sınır İnisiyatifi

İsviçre’deki nüfus artışı, popüler bir siyasi tartışma konusu olmaya devam ediyor. İsviçre Halk Partisi (SVP), 2050 yılına kadar İsviçre nüfusunun 10 milyonu aşmaması gerektiğini savunuyor ve bunun için bir anayasa değişikliği öneriyor. Bu öneriye göre, 10 milyon nüfus sınırının aşılması durumunda, İsviçre’nin Avrupa Birliği ile olan serbest dolaşım anlaşmasını sonlandırması gerektiği öne sürülüyor. Ancak İsviçre hükümeti, bu inisiyatife karşı çıkmakta ve göçün etkilerini dengeleyecek bir dizi önlem almayı planlıyor.

Bu veriler, İsviçre’nin gelecekteki nüfus yapısını şekillendirecek önemli bir perspektif sunuyor. Özellikle büyük şehirlerdeki yoğunlaşma ve daha sakin bölgelerdeki büyüme farkları, ülkenin sosyo-ekonomik yapısını etkileyecek gibi görünüyor.

İsviçre, 2041 yılında nüfusunun 10 milyon sınırını aşacak. Bunun başlıca nedeni, göç ve yüksek yaşam standartları. Federal İstatistik Dairesi’nin (BFS) açıklamalarına göre, İsviçre’nin nüfusu bu tarihte 10 milyon olacak ve sonrasında daha da artacak.

İşte bu büyümenin detaylı sebepleri:

  1. Göç: İsviçre’nin büyümesinin ana kaynağı göç. Ülkeye gelen yabancıların sayısındaki artış, nüfusun hızla büyümesine neden olacak.
  2. Doğum ve Yaşam Süresi: Uzun yaşam süreleri ve doğum oranlarının da artması bekleniyor. İsviçre’nin gelişmiş sağlık sistemleri ve yaşam koşulları, insanların daha uzun yaşamasına ve doğum oranlarının daha yüksek olmasına katkı sağlıyor.
  3. Büyük Şehirlere Yoğunlaşma: Zürih ve Cenevre gibi büyük şehirlere yakın kantonlar, daha fazla nüfus artışı gösterecek. Bu bölgelerdeki altyapı, iş imkanları ve yaşam standartları, daha fazla insanın bu bölgelere göç etmesine neden olacak.
  4. Kantonlara Göre Farklılaşan Artış: Bazı kantonlar, örneğin Luzern, St. Gallen ve Vaud, nüfuslarının oldukça fazla artması beklenen yerler. Luzern’de, nüfusun 30 yıl içinde yaklaşık %33 oranında artması öngörülüyor.

2041’den Sonra Ne Olacak?

BFS’nin tahminlerine göre, 2055 yılı itibarıyla İsviçre nüfusunun 10,5 milyon civarına ulaşması bekleniyor. Eğer yüksek göç ve doğum oranları devam ederse, bu büyüme 2050’de 11,7 milyon kişiye kadar çıkabilir.

Kısacası, 2041’de 10 milyonluk sınırın aşılması, göç ve iç dinamiklerin etkisiyle mümkün olacak. Bu, İsviçre’nin gelecekteki demografik yapısının önemli bir göstergesi olacak.

Haberin Devamını Oku

Gündem

ZÜRİH’TE BİR LİTRE SU ARTIK 15 FRANKA YAKLAŞIYOR.

yazar

Yayınlayan

on

By

Zürih’teki bazı lüks barlarda su fiyatları giderek artıyor. Winterthur’da bir restoranda bir litre suya 11 Frank ödemek, şok etkisi yaratmıştı. Ancak Zürih’te durum daha da vahim: Bazı mekanlarda fiyatlar çok daha yüksek.

Zürih’te Su Fiyatları Yükseliyor
Winterthur’daki bir restoranda bir litre su 11 Frank’a satılıyor ve bu durum, birçok kişiyi kızdırmış durumda. Fakat Zürih’teki bazı lüks restoranlar, çok daha pahalı su fiyatları ile dikkat çekiyor. Örneğin, Zürih’in ünlü “Kronenhalle” restoranında 33 cl’lik Knutwiler suyu 7.50 Frank, “Dolder Bar”da ise 5 dl San Pellegrino suyu 10 Frank’a satılıyor. Zürih’in “Widder Bar”ında 3.3 dl Valser Classic suyu ise 7 Frank’a satılıyor ki bu da litre fiyatı 21 Frank’a denk geliyor.

Gelecekte 15 Frank’lık Su Fiyatları Bekleniyor
Zürih’teki gastronomi sektörü temsilcisi Nicolas Kern, yakın gelecekte su fiyatlarının 15 Frank’ı geçebileceğini belirtiyor. Birçok restoranda artık 1 litrelik şişe bulunmuyor ve genellikle daha küçük şişeler tercih ediliyor. 3.3 dl’lik şişeler toplamda 15 Frank’a kadar çıkabiliyor.

Su Fiyatlarının Arttırılmasının Nedeni
Lüks mekanlarda su fiyatlarının yüksek olmasının nedenlerinden biri, restoranların içki ve su gibi içeceklerden yüksek kar marjları elde etmesidir. Zürih’teki restoranlar, suyun küçük şişelerle sunulmasının, hem kaliteyi hem de müşteri taleplerini daha iyi karşılamak adına tercih edildiğini belirtiyor. Ancak bu, maliyetlerin artmasıyla birlikte, misafirlere yansıyan fiyatları da yükseltiyor.

Bir Yudum Su İçmek Bile Pahalılaşıyor
Birçok restoran, suyu ve diğer içecekleri restoran işletmesinin sürdürülebilirliğini sağlamak adına yüksek fiyatlarla sunmak zorunda kalıyor. Restoran sahipleri, yemeklerden daha fazla kar elde etmek istediklerinde, içeceklerin fiyatlarını artırmak zorunda olduklarını belirtiyor.

Bu yeni fiyatlandırma politikaları, Zürih’teki misafirlerin suya olan bakış açılarını değiştirebilir.

Haberin Devamını Oku

Trendler