Sosyal Medya

Dünya

EBRD, Rönesans Gayrimenkul Yatırım’a 30 Milyon Euro ile Destek Verdi

yazar

Yayınlayan

on

Cemil Baysal instagram

isvicreninsesi instagram

Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), 2023 yılında meydana gelen depremlerden etkilenen bölgeleri desteklemek amacıyla Rönesans Gayrimenkul Yatırım’a 30 milyon Euro’luk uzun vadeli finansman sağladı. Bu önemli kredi, etkilenen bölgelerdeki alışveriş merkezleri için yatırım harcamaları ile birlikte söz konusu şehirlerdeki hayati projeleri finanse etmek amacıyla kullanılacak.

Rönesans Gayrimenkul Yatırım (RGY), Rönesans Holding’in ticari gayrimenkul geliştirme ve yatırım şirketidir. Rönesans Holding’in inşaat sektöründeki 30 yıllık deneyimi ile gayrimenkul sektöründeki 22 yıllık deneyiminin birleşimiyle, RGY’nin 2023 yılı itibariyle brüt değeri 2,6 milyar Euro olan 16 gayrimenkulden oluşan bir portföyü bulunmaktadır. Rönesans Gayrimenkul Yatırım, toplamda yaklaşık 1.500.000 metrekare brüt alanı ve 740.000 metrekare brüt kiralanabilir alanı olan kendi projeleri ile Türkiye’nin en büyük ticari gayrimenkul yatırım grubudur.

Bu kredi, Kahramanmaraş ve Şanlıurfa Piazza alışveriş merkezlerine yönelik yatırım projelerinin finansmanına hizmet edecek ve Avrupa Birliği’nin garantisi ile desteklenecektir.

Proje, bölgedeki işgücü potansiyeli ve yaşam kaynaklarının korunmasını destekleyecektir. Rönesans Gayrimenkul Yatırım, özellikle kadınlar için zanaat eğitimi ve beceri geliştirme programları sunacak. Kahramanmaraş Piazza alışveriş merkezi kiracıları için satış eğitimi, depremden sonra şehirden yaşanan yoğun göç nedeniyle işgücü eksikliğiyle mücadele edenler için faydalı olacaktır.

EBRD’nin Müşteri Hizmetleri Grubu’nun Başkan Yardımcısı ve Başkanı Jürgen Rigterink, konuyla ilgili şunları söyledi: “Ziyaretim sırasında depremlerin etkilediği bölge üzerindeki yıkıcı etkileri gördüğümde şok oldum ve üzüldüm ve hala yerel halkın direnci ve kararlılığından ilham alıyorum.”

“Yeniden yapılanma uzun bir süreçtir ve birçok yıl sürebilir, ancak özel sektörün canlanma potansiyeline yeniden kavuşmasıyla başlar. Gururla ifade ediyorum ki, orijinal 1,5 milyar Euro’luk yatırımlarımızın yarısından fazlasını zaten sağladık ve Türkiye’nin iyileşme yolculuğunda, bölgenin yaşam kaynaklarını koruyan projeleri destekleyerek yanlarında olmaya devam edeceğiz.”

İpek Ilıcak Kayaalp, Rönesans Holding Yönetim Kurulu Başkanı
İpek Ilıcak Kayaalp, Chair of the Board of Directors, Rönesans Holding

Rönesans Holding Yönetim Kurulu Başkanı İpek Ilıcak Kayaalp ise şunları söyledi: “EBRD ile güçlü ve uzun vadeli bir ortaklığımız var ve Türkiye’deki sosyal altyapı yatırım projelerimizde ve Orta Asya’daki potansiyel projelerimizde onlarla birlikte çalışmaktan memnuniyet duyuyoruz. Geçmişte sağlık sektöründeki projelerimiz için EBRD’den 500 milyon Euro’nun üzerinde finansman sağladık ve şimdi işbirliğimizi Türkiye’deki gayrimenkul sektörüne genişletiyoruz. İnanıyorum ki, deprem etkilenen bölgelerdeki yeniden yapılanma çabalarına katkı sağlayan bir ortaklık olacak ve depremlerin etkilerini hafifletmek için etkili projeler gerçekleştirme çabalarımızın bir parçası olacak.”

Kahramanmaraş Piazza, Kahramanmaraş şehrindeki tek alışveriş merkezidir. Doğrudan fay hattı üzerinde olmasına rağmen, 6 Şubat’taki depremden sonra zarar görmemiş ve tüm şehir için önemli bir merkez haline gelmiştir. Rönesans Holding Başkanı Erman Ilıcak’ın liderliğindeki Rönesans Holding Deprem Yardımı çerçevesinde, acil ihtiyaçlar için gıda ve konaklama gibi hizmetler sunmuştur.

2023 depremlerinin ardından, Rönesans Holding ve 2.000 gönüllü yardımcıları, deprem mağdurlarına en temel ihtiyaçları karşılamak için hızlı bir şekilde harekete geçmiştir. Yıkıcı depremlerin ardından iki ay içinde, Rönesans Holding 10.000’den fazla kişi için geçici barınaklar oluşturmuş ve toplumun en zayıf üyelerinin, özellikle kadınların, çocukların ve gençlerin refahını ön planda tutmuştur. Şirket, yardım ve yeniden yapılanma faaliyetlerini desteklemeye devam etmiş ve son aylarda depremden etkilenen insanların eğitimini ve ruh sağlığını teşvik etmek için ek programlar başlatmıştır.

Rönesans Gayrimenkul Yatırım, 2017’den bu yana çevre dostu bina inşa etme konusunda öncüdür ve 2025 yılına kadar enerji tüketiminin %40’ını yenilenebilir kaynaklardan karşılama ve tüm projelerinde 2028’e kadar %100 yenilenebilir enerji kullanma hedefiyle enerji tasarrufu önlemleri almaktadır. Bu amaçla, Rönesans Gayrimenkul Yatırım, iklim koşullarının izin verdiği projelerde güneş enerjisi kullanımını yoğun bir şekilde takip etmektedir. Güneş enerjisi kullanımına özel önem verilerek, şirket Türkiye’de ve dünya çapında ilk kez, 10 gayrimenkul portföyü için BREEAM In-Use sertifikasyonunun en yüksek seviyesine ulaşarak çığır açan bir başarıya imza atmıştır.

2023 yılının sonunda, Rönesans Gayrimenkul Yatırım, alışveriş merkezlerinde %97’nin üzerinde bir doluluk oranına ulaşmış ve yılda neredeyse 100 milyon ziyaretçi ağırlamıştır. Şirket, planlanan halka arz sürecine devam etmekte olup, sermaye piyasası kurulu (SPK) ve İstanbul Borsası’na başvurularını yapmıştır.

Rönesans Grubu Hakkında Bilgi

Ankara merkezli konglomera Rönesans Holding, dünyanın en büyük 38. uluslararası inşaat şirketi ve Avrupa’nın 9. büyük şirketidir. Avrupa, Orta Asya ve Afrika’da 30 ülkede faaliyet gösteren Rönesans Holding, Hollanda’daki Ballast Nedam ve Almanya’daki Heitkamp Industrial Solutions GmbH gibi yan kuruluşlar da dahil olmak üzere, 30 yılı aşkın süredir inşaat, gayrimenkul geliştirme, sağlık hizmetleri ve enerji alanlarında ana yüklenici ve yatırımcı olarak başarılı bir şekilde faaliyet göstermektedir. Şirketin dayanıklılık ve yenilik yoluyla büyüme temel prensipleri arasında yer alır ve öncelik,

sürdürülebilirlik ve sosyal kalkınmaya verilir. Bu nedenle, Rönesans, burslar, akademik platformlar ve girişimlerle öğrencilere destek sağlayan projeler geliştirmiştir ve 2015 yılından bu yana Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’ni, 2016 yılından bu yana da Birleşmiş Milletler Kadınların Güçlenmesi İlkeleri’ni imzalamıştır.

Rönesans Holding, Başkanı Erman Ilıcak liderliğinde, GIC, Meridiam Infrastructure, Sojitz, Samsung C&T, TotalEnergies ve Dünya Bankası Grubu’nun IFC’si (Grubun azınlık hissedarı) gibi ortakları ile birlikte dünya çapında çığır açan projelere 8 milyar Euro’dan fazla yatırım yapmıştır.

https://isvicreninsesi.ch/de/ebwe-unterstuetzt-erdbebengebiete-mit-30-mio-eur-finanzierung-fuer-roenesans-gayrimenkul-yatirim/
Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Şifrenizi Hemen Değiştirin: Milyarlarca Hesap Tehlikede

yazar

Yayınlayan

on

By

Dünya genelinde yaklaşık iki milyar e-posta adresi ve 1,3 milyar parola internette erişime açık hâle geldi. Uzmanlar, bunun bugüne kadar ortaya çıkan en büyük veri sızıntısı olduğunu belirtiyor.

Hazırlayan: Konstantin Furrer

Siber güvenlik araştırmacısı Troy Hunt, devasa boyutlardaki bu veri sızıntısını kendi platformu “Have I Been Pwned” (HIBP) veritabanına ekledi. Hunt’a göre, bu sızıntı kapsamı açısından şimdiye kadar tespit edilen en büyük veri ihlali niteliğinde.

Farklı Kaynaklardan Toplanan Veriler

Yeni veri seti, kısa süre önce ortaya çıkan “stealer logs” adlı kötü amaçlı yazılımlar aracılığıyla toplanan bilgilerden farklı.
Bu kez, Threat Intelligence platformu Synthient, daha önce gerçekleşmiş çeşitli veri sızıntılarından elde edilen kullanıcı bilgilerini birleştirerek tek bir dev arşiv hâline getirdi.

Uzmanlar, bu verilerin siber suçlular tarafından çevrimiçi hesaplara izinsiz erişim sağlamak amacıyla kullanılabileceği uyarısında bulunuyor.
Almanca açıklamada da belirtildiği gibi:
“Kriminelle können damit Konten angreifen und sich einloggen.”
(Suçlular bu verilerle hesaplara saldırabilir ve giriş yapabilir.)

Uzmanlardan Uyarı

Siber güvenlik uzmanları, kullanıcıların şifrelerini derhal değiştirmeleri, aynı parolayı birden fazla platformda kullanmamaları ve iki aşamalı kimlik doğrulama (2FA) özelliğini etkinleştirmeleri gerektiğini vurguluyor.
Uzmanlara göre bu sızıntı, dijital güvenlik alışkanlıklarının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğine dair güçlü bir uyarı niteliğinde.

Haberin Devamını Oku

Dünya

Trump Yönetiminden Tartışmalı Vize Talimatı: Kronik Hastalıklar Vize Değerlendirmesinde Kriter Haline Geldi

yazar

Yayınlayan

on

By

WASHINGTON — ABD Dışişleri Bakanlığı, Donald Trump yönetiminin talimatıyla vize başvuru sürecinde sağlık durumunun değerlendirilmesine ilişkin yeni bir yönerge yayımladı. Yönerge, obezite, diyabet, astım, kalp-damar hastalıkları ve uyku apnesi gibi kronik rahatsızlıkların, vize uygunluğu açısından dikkate alınmasını öngörüyor.

Yeni düzenlemeyle birlikte, ABD’ye göçmen veya uzun süreli oturum vizesi başvurularında bulunan kişilerin sağlık durumları, “devlete ekonomik yük oluşturma ihtimali” açısından değerlendirilecek. Vize memurları, başvuru sahiplerinin bu tür hastalıklar nedeniyle yüksek sağlık giderlerine yol açabileceğini düşünmeleri hâlinde, vizeleri reddetme yetkisine sahip olacak.

Kapsam ve Gerekçe

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın yayımladığı iç yazışmaya göre, yeni talimat esas olarak göçmen vizeleri (örneğin Green Card) için geçerli olacak. Ancak yönergede belirtilen değerlendirme ölçütleri, gerektiğinde diğer vize kategorilerine de uygulanabilecek.

Kararın dayanağı, ABD göç mevzuatında yer alan “public charge” (kamuya yük olma) ilkesi. Bu ilke, ABD’ye gelen yabancıların uzun vadede devlet destekli sağlık veya sosyal hizmetlere bağımlı hale gelmelerinin önüne geçmeyi amaçlıyor.

Buna göre vize memurları, başvuru sahibinin veya ailesinin kronik rahatsızlıkları nedeniyle kamu kaynaklarına başvurma riskini “yüksek” görürse, vizeyi reddedebilecek.

Uygulama Detayları

CBS News ve NDTV’nin ulaştığı belgelere göre, talimatta şu hastalıklar özellikle vurgulanıyor:

  • Metabolik hastalıklar (örneğin diyabet ve obezite),
  • Solunum yolu rahatsızlıkları (astım, KOAH, uyku apnesi),
  • Kardiyovasküler hastalıklar,
  • Ruh sağlığı bozuklukları,
  • Nörolojik ve kanser türü hastalıklar.

Bu rahatsızlıklara sahip başvuru sahiplerinin, ABD’deki sağlık masraflarını karşılayabilecek yeterli finansal kaynağa sahip olduklarını belgelemeleri bekleniyor.

Eleştiriler ve Tepkiler

Yeni uygulama, sağlık uzmanları ve göçmen hakları savunucuları tarafından “tıbbi gerekçelerle ayrımcılık” olarak nitelendiriliyor. Uzmanlar, obezite ve diyabet gibi yaygın hastalıkların vize kriteri haline getirilmesinin bilimsel dayanağının zayıf olduğunu savunuyor.

Göçmenlik hukuku uzmanı Prof. Laura Phillips, politikayı şu sözlerle değerlendirdi:

“Bu, kamu sağlığıyla ilgili bir tedbir değil; ekonomik üretkenlik üzerinden sağlık temelli bir ayrımcılık modeli. Vize memurlarına, tıbbi uzmanlık gerektiren konularda geniş takdir yetkisi veriliyor.”

Buna karşılık Trump yönetimine yakın kaynaklar, uygulamanın “Amerikan vergi mükelleflerinin yükünü azaltmak” amacıyla hazırlandığını belirtiyor.

Olası Etkiler

Yeni yönergenin, özellikle ABD’ye kalıcı göç etmeyi planlayan düşük ve orta gelirli başvuru sahipleri üzerinde caydırıcı etki yaratması bekleniyor.
Turist, öğrenci veya kısa süreli çalışma vizeleri kapsam dışında görünse de, sağlık durumu ve sigorta belgeleri artık bu başvurularda da ikincil inceleme kriteri olarak gündeme gelebilir.

Uzmanlara göre bu politika, Trump yönetiminin daha önce uygulamaya koyduğu “sağlıklı ve ekonomik olarak bağımsız göçmen profili” anlayışının bir devamı niteliğinde.

Haberin Devamını Oku

Dünya

300’den Fazla İnsan Geleceği Bekliyor: Krionik Umudu Gerçek Olabilir mi?

yazar

Yayınlayan

on

By

Dünya genelinde 300’ü aşkın kişi, ölümün ardından bedenlerinin gelecekte yeniden hayata döndürülebileceği umuduyla dondurulmuş durumda. Bu kişiler, “krionik” (cryonics) adı verilen bir yöntemle, sıvı azot içinde -196°C’de muhafaza ediliyor.

Krionik yöntemi, tıp ve teknolojinin bir gün ölüm sonrası biyolojik hasarları onarabilecek seviyeye ulaşacağı varsayımına dayanıyor. Süreçte, kişinin kalp atışı ve solunumu durduktan kısa süre sonra vücudu özel bir koruyucu sıvıyla dolduruluyor, ardından aşamalı olarak aşırı düşük sıcaklıklara soğutuluyor. Amaç, hücresel yapıyı olabildiğince koruyarak gelecekte olası bir “yeniden canlandırma” şansı yaratmak.

Bu alanda faaliyet gösteren başlıca kuruluşlar arasında Alcor Life Extension Foundation ve Cryonics Institute yer alıyor. Her iki kurumda da yüzlerce kişi, “gelecekteki tıbbi gelişmeleri bekleyerek” sıvı azot tanklarında saklanıyor.

Bilim insanları ise bu konuda temkinli. Şu ana kadar, dondurulmuş bir insanın veya hayvanın tamamen işlevsel biçimde yeniden hayata döndürüldüğüne dair herhangi bir bilimsel kanıt bulunmuyor. Hücresel buz kristallerinin neden olduğu mikroskobik hasar, özellikle beyin dokusunda geri dönüşü olmayan tahribat yaratıyor. Bu nedenle, krionik uygulamaları bilimsel bir tedavi yöntemi değil, daha çok deneysel bir umut girişimi olarak değerlendiriliyor.

Yine de, bu yönteme başvuran kişiler insanlığın geleceğine bir mesaj bırakıyor:

“Belki bugün değil… ama bir gün yeniden uyanacağız.”

Kaynaklar:

  • Cryonics Institute (2025)
  • Alcor Life Extension Foundation – Cryonics Research Updates
  • BBC Future: The People Who Hope to Be Frozen and Brought Back to Life
  • National Geographic: Inside the World of Cryonics
Haberin Devamını Oku
Reklam

Trendler