Sosyal Medya

Dünya

BEŞAR ESAD RUSYA’YA 135 MİLYAR DOLAR KAÇIRDI

yazar

Yayınlayan

on

Suriye’de Baas rejiminin sona ermesiyle Beşar Esad’ın ülkesinden kaçırdığı servetin boyutu netleşti. Eski rejim yetkilisi Halid Beyye, Esad’ın yanında tam 135 milyar dolar götürdüğünü açıkladı.

Suriye’de 2011 yılında başlayan iç savaş, geçtiğimiz günlerde muhalif güçlerin zaferiyle sona erdi. 61 yıllık Baas Partisi rejimi devrilirken, Beşar Esad ve ailesi ülkeden kaçtı.

RUSYA’YA SIĞINDI

Esad ailesini kabul eden ülke ise yıllardır rejime en büyük desteği veren Rusya oldu. Ancak Esad’ın ülkesinden ayrılırken yanında götürdüğü devasa servet, rejim içindeki eski bir yetkilinin açıklamalarıyla gün yüzüne çıktı.

135 MİLYAR DOLAR KAÇIRILDI

Suriye rejiminin eski istihbarat yetkilisi Halid Beyye, Beşar Esad’ın Rusya’ya kaçarken yanında 135 milyar dolar götürdüğünü ifade etti. Beyye, rejimin düşüşünden önce Rusya ve İran yanlısı komutanlar arasında büyük bir çatışma yaşandığını belirtti.

İÇ HESAPLAŞMALAR REJİMİ ÇÖKERTTİ

Beyye’nin açıklamalarına göre, Halep Komutanı General Muhammed Safadli ile Rusya’ya sadık General Süheyl Hasan arasındaki gerilim, rejim içinde ciddi bir kaosa neden oldu. Halep’in düşmesiyle başlayan bozgun, muhaliflerin Şam’a kadar ilerlemesine zemin hazırladı.

Esad rejimi, kendi saflarında da çözülme yaşadı. İç hesaplaşmalar sonucu tam 273 üst düzey komutan infaz edildi. Bu durum, rejimin içten çöküşünü hızlandırdı.

SON DARBE MUHALİFLERDEN

Rejimin iç çekişmeleri ve dış baskılar, muhaliflerin Şam’ı ele geçirmesiyle sona erdi. Beşar Esad ise ailesiyle birlikte Rusya’ya kaçtı ve 135 milyar dolarlık serveti de yanında götürdü.

#Suriye #BeşarEsad #Rusya #BaasRejimi #135MilyarDolar

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

İSVİÇRE, SURİYE’YE AİT 99 MİLYON FRANK MÜLKİYETİ DONDURDU

yazar

Yayınlayan

on

By

İsviçre, Suriye’ye ait yaklaşık 99 milyon İsviçre Frank değerindeki mal varlıklarını dondurdu. İsviçre Ekonomi Sekreterliği, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Neue Zürcher Zeitung” gazetesinin haberini doğruladı.

Gazete, Suriye’nin devrik lideri Beşar Esad rejimine ait olan bu mal varlıklarının, İsviçre bankalarında önceki yıllarda olduğu gibi büyük meblağlar halinde bulunmadığını belirtti. Bunun nedeni, 2011 yılından itibaren uygulanan yaptırımlar ve İsviçre bankalarının Suriye ile ticaret yapmayı bırakmış olmaları olarak gösteriliyor. Gazeteye göre, İsviçre bankaları, 2000’li yılların başında Suriye ile olan ticari ilişkilerini sonlandırmıştı.

Bu hafta başında, İsviçre hükümeti, Esad rejiminin üç bakanını yaptırım uygulanan kişiler listesine dahil etti. Bu bakanlar, Suriye halkına yönelik şiddetli baskı uygulamakla suçlanıyor ve İsviçre’ye giriş yasağı getirildi.

İsviçre, 2011’de Avrupa Birliği’nin Suriye’ye karşı aldığı yaptırımlara paralel olarak, kendi yaptırım önlemlerini devreye sokmuştu. Yaptırımlar, Esad rejiminin sivil halka yönelik şiddet eylemlerini hedef alıyor.

RİFAAT AL-ESAD’IN PEŞİNDE
Bu yılın Mart ayında, İsviçre Federal Savcılığı, Esad’ın amcası Rifaat al-Esad hakkında savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar nedeniyle dava açtı. Rifaat al-Esad, 1982 Şubat’ında Suriye’nin Hama kentinde yaşanan ve 10.000 ila 40.000 arasında insanın öldüğü katliamdan sorumlu tutuluyor.
İsviçre Savcılığı, Rifaat al-Esad’a yönelik soruşturmayı, 2013 yılında Trial International adlı sivil toplum kuruluşunun şikayeti üzerine başlatmıştı. 2021 yılı sonunda, İsviçre, Rifaat al-Esad için uluslararası bir tutuklama kararı çıkardı. Ancak, 2024 Bahar aylarında, söz konusu şahsın İsviçre dışında olduğu bildiriliyor.

Haberin Devamını Oku

Dünya

CORONA AŞISI AstraZeneca SONRASI HASTALIK – Mahkeme Rapor Talep Etti

yazar

Yayınlayan

on

By

Bir kadın, AstraZeneca tarafından üretilen COVID-19 aşısı nedeniyle yaşadığı sağlık sorunlarıyla ilgili olarak açtığı davada bir başka önemli adım attı. Almanya’nın Oberfranken bölgesinden başvuran kadının davasında, Bamberg Yüksek Bölge Mahkemesi (OLG), aşıyla ilgili sağlık hasarının olup olmadığına dair bir uzman raporu hazırlanmasına karar verdi.

Kadın, Mart 2021’de AstraZeneca’nın “Vaxzevria” aşısını olduktan sonra, nadir bir tür damar pıhtılaşması (darmvenenthrombose) nedeniyle sağlık sorunları yaşamıştı. Kadın, aşı sonrası koma durumuna geçmiş ve bağırsaklarının bir kısmını kaybetmişti. Şu anda 34 yaşında olan kadın, AstraZeneca’dan tazminat talep ediyor.

Mahkemeye başvuran kadının talebine göre, uzman raporunda, aşının yapıldığı dönemde, bu tür bir pıhtılaşma riskine karşı kadın uyarılmalı mıydı sorusunun yanıtı aranacak. Bu durum, aynı zamanda, aşının bilinen etkileri ve yan etkilerine dair daha fazla bilgi edinilmesini de gündeme getirecek.

Kadın, dava sürecinde, AstraZeneca’nın aşıyla ilgili etkiler ve olası yan etkiler hakkında ayrıntılı bilgi sağlamamayı reddetmesini gerekçe göstererek, şirket aleyhine bir bilgi edinme davası da açmıştı. Kadın, AstraZeneca’dan en az 250.000 Euro maddi tazminat, 17.200 Euro gelir kaybı ve gelecekteki sağlık sorunları için 600.000 Euro’ya kadar tazminat talep etmektedir.

AstraZeneca’nın avukatları ise, şimdiye kadar bir uzlaşma teklifini reddettiler ve daha önce Hof Mahkemesi tarafından verilen karara atıfta bulunarak, aşının ürün ya da bilgi hatası içermediğini savundular. Hof Mahkemesi, ilk davada, aşının hatalı olduğu yönünde bir karar vermemişti. Kadın ise bu karara itiraz ederek temyize gitmişti.

Mahkemeye göre, hazırlanacak olan raporun en az altı ay süreceği tahmin ediliyor. Ancak, kesin bir tarih vermek şu an için mümkün değil. Bu süre zarfında başka duruşmalar planlanmamış durumda.

Bu dava, AstraZeneca’nın aşısıyla ilgili potansiyel bir sağlık hasarı iddiasının hukuk önünde daha fazla incelemeye alınması açısından önemli bir gelişme olarak kaydedildi.

Haberin Devamını Oku

Dünya

GÖÇMEN TEKNESİNDE 17 YAŞINDAKI KIZ TECAVÜZE UĞRADI – DİĞERLERİ SEYİRCİ KALDI

yazar

Yayınlayan

on

By

Cezayir’den İspanya’nın Formentera Adası’na giden bir göçmen teknesinde, 17 yaşındaki bir genç kızın yaşadıkları dikkat çekti. Mahkemede ifade veren genç kızın iddiaları, göç yollarındaki tehlikeleri bir kez daha gündeme taşıdı.

YOLCULUKTA YAŞANANLAR

Cezayir’den yola çıkan ve sadece erkeklerin bulunduğu teknede iki günlük bir yolculuk gerçekleştiren genç kız, kaptanlardan birinin kendisine cinsel tacizler ve istismarlarda bulunduğu, kötü davrandığını ve fiziksel şiddet uyguladığını ifade etti. Yolculuk boyunca genç kıza yemek ve su verilmediği, yalnızca kötü hava koşullarından korunması için plastik bir örtü sağlandığı belirtildi.

Cezayir kıyılarından Formentera’ya süren iki günlük yolculuk, genç kız için tam anlamıyla bir işkenceye dönüştü. Sadece erkeklerin bulunduğu bota bindikten kısa bir süre sonra, kaptanlardan biri ona hakaret etmeye başladı. Kafasını suya sokup ve ona cinsel saldırılard bulunarak tecavüzde bulundu.

Genç kızın verdiği bilgilere göre, diğer yolcular kaptanın kendisine tecavüz ve cinsel tacizde bulunduğu anlarda herhangi bir müdahalede bulunmadı. Hatta bazılarının, yüzüne su sıçratarak alay ettiği ve küçük düşürücü davranışlarla eğlenerek durumu daha da zorlaştırdığı iddia edildi.

HUKUKİ SÜREÇ DEVAM EDİYOR

İki tekne kaptanı ve 14 erkek yolcu, kadının şikayeti üzerine gözaltına alındı. Soruşturmayı yürüten hâkimin ifadesini almasının ardından, zanlılardan biri kıza iki kez tecavüz ve cinsel saldırı suçlamasıyla yargılanırken, iş ortağı kaptan yardım yükümlülüğünü yerine getirmeme nedeniyle suçlandı. Her iki zanlı da tutuklu yargılanırken, diğer yolcular serbest bırakıldı.

GÖÇMENLERİN KARŞILAŞTIĞI RİSKLER

Bu olay, göçmenlerin güvenli yollar bulma gerekliliğini ve uluslararası alanda alınması gereken önlemleri bir kez daha gündeme getirdi. Genç kızın ifadeleri, göç yolculuklarının yalnızca fiziksel zorluklarla sınırlı olmadığını, kadınların cinsel saldırı ve tecavüz gibi vakalarla karşılaşabildiği ve insanlık onurunu tehdit eden durumların da yaşanabildiğini gözler önüne serdi.

Haberin Devamını Oku
Reklam

Trendler