Gündem
BASEL’DE ÇOCUKSUZ HANELERE KİRA DESTEĞİ GELİYOR MU?
ORTAK FAYDA ARAYIŞI
Basel-Stadt Kantonu’nda, çocuk sahibi olmayan hanelere kira desteği sağlanıp sağlanmayacağı konusunda karar verilecek. Bu öneri, Grosse Rat’ın 15 ve 22 Ocak tarihindeki toplantılarında ele alınacak.
MEVCUT DURUM VE YENİ HEDEF
Bugüne kadar yalnızca çocuklu düşük gelirli ailelere kira desteği sağlanıyordu. Ancak çocuk sahibi olmayan haneler, istatistiklere göre daha sık yoksullukla karşı karşıya kalıyor. Bu nedenle, önerilen yasa değişikliğiyle daha geniş bir kesimin desteklenmesi hedefleniyor.
HÜKÜMETİN TEKLİFİ
Basel hükümeti, 25 yaşından itibaren tam zamanlı çalışan ve emeklilik yaşına kadar geliri belirli bir seviyenin altında olan çocuk sahibi olmayan hanelere kira desteği sağlanmasını öneriyor. Mevcut sistemde, bu destek yalnızca çocuklu aileleri kapsıyordu.
GSK’NİN ÖNERİSİ
Sağlık ve Sosyal Komisyonu (GSK), daha kapsamlı bir model öneriyor. GSK’nin önerisi, tam zamanlı çalışma şartını kaldırmayı, destek için bekleme süresini beş yıldan iki yıla indirmeyi ve desteğin 18 yaşından itibaren başlamasını içeriyor.
MALİYETLER VE TASARRUFLAR
2023 yılında kira destekleri için 12,8 milyon Frank harcandı. Hükümetin önerisi kabul edilirse bu miktara yılda 4,6 milyon Frank eklenmesi bekleniyor. GSK’nin önerisi ise 8,1 milyon Frank’lık bir ek maliyet öngörüyor. Ancak bu harcamaların, sosyal yardım giderlerinde tasarruf sağlayacağı düşünülüyor.
TOPLUMSAL ETKİSİ
Bu yasa değişikliği, sosyal yardım alan kişilerin sayısını azaltmayı ve ekonomik olarak daha fazla kişiyi desteklemeyi hedefliyor. GSK ve hükümetin önerileri arasındaki fark, kararın mali boyutları ve uygulanabilirliği konusunda tartışmalara yol açıyor.
Avrupa
YEŞİL VE GRİ PASAPORTLARA ÖN VİZE ŞARTI MI GELİYOR? RESMİ AÇIKLAMA YAPILDI
Son günlerde yeşil ve gri pasaport sahiplerine Avrupa seyahatlerinde “ön vize şartı” getirileceği iddiaları gündeme gelirken, Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM) iddialara yönelik bir açıklama yaptı. Türkiye’nin Avrupa Birliği Seyahat ve Yetkilendirme Sistemi (ETIAS) kapsamına alınmadığı resmi olarak teyit edildi.
SİSTEM DEĞİŞİKLİĞİ İDDİASI ASILSIZ ÇIKTI
Yeşil ve gri pasaport sahiplerinin, Avrupa ülkelerine seyahat etmeden önce ETIAS sistemi üzerinden kayıt yaptırarak “ön onay” alması gerektiği ve bu işlem için 7 Euro ödeme yapılacağına dair haberler, kamuoyunda tartışma yaratmıştı. Ancak DMM tarafından yapılan açıklamada, söz konusu iddiaların gerçeği yansıtmadığı belirtildi.
DMM açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
- “Bazı basın organlarında yer alan ‘Yeşil ve gri pasaport sahipleri Avrupa seyahatlerinde 7 Euro ödeme yapacak, red alanlar AB’ye giremeyecek’ iddiası doğru değildir. ETIAS seyahat yetkisi aranacak ülkelerin yer aldığı listede Türkiye bulunmamaktadır.
- Türk hizmet (gri) ve hususi (yeşil) pasaportlarının, Schengen bölgesine girişte ETIAS çerçevesinde ön onay alması gerektiği iddiası asılsızdır.”
2019’DA DA BENZER HABERLER GÜNDEME GELMİŞTİ
Benzer iddialar, 2019 yılında da ortaya atılmış ve dönemin Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamayla yalanlanmıştı. AB Komisyonu ile yürütülen temaslar neticesinde, ETIAS sisteminin Türk vatandaşlarının yeşil ve gri pasaportlarına uygulanmayacağı bir kez daha teyit edilmişti.
Dışişleri Bakanlığı’nın 2019’daki açıklaması:
- “2018’de kabul edilen ETIAS sistemi, Schengen bölgesine vizesiz girme hakkına sahip olan Türk hizmet ve hususi pasaport sahiplerini kapsamamaktadır. Bu durum, AB makamları ile yapılan girişimler sonucu sağlanmıştır.”
ETIAS NEDİR?
Avrupa Seyahat ve Yetkilendirme Sistemi (ETIAS), Avrupa’ya vizesiz seyahat edenlerin güvenlik taramasından geçirilmesini amaçlayan bir sistemdir. 2018’de kabul edilen ve 2022 yılında uygulamaya giren ETIAS, Schengen bölgesine seyahat edecek vizesiz ülke vatandaşlarının önceden kayıt yaparak seyahat yetkisi almasını gerektiriyor.
Türkiye’nin hizmet ve hususi pasaport sahipleri, AB ile yapılan görüşmeler sonucu bu sistemden muaf tutulmuştu.
SONUÇ: YANLIŞ BİLGİLERE İTİBAR ETMEYİN
Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, basında yer alan iddiaların asılsız olduğunu ve Türkiye’nin ETIAS kapsamına alınmadığını bir kez daha vurguladı. Kamuoyunun yanlış bilgilerle manipüle edilmemesi için dikkatli olunması gerektiği ifade edildi.
Dünya
AMERİKA VE İSVİÇRE’DE DATING KÜLTÜRÜ KARŞILAŞTIRMASI: HEDİYELER Mİ, DUYGULAR MI?
Özet:
Amerika’da kadınlar, dating sürecinde sıklıkla maddi avantajlar talep ederken, İsviçre’de kadınlar için duygusal bağların ve kişisel ilişkilerin önemi ön planda. Uzmanlar, maddi beklentilerin romantizmi ve ilişki dinamiklerini nasıl etkilediğini değerlendiriyor.
Amerika’da Maddi Beklentiler Öne Çıkıyor
Amerika’da dating kültürü, sosyal medyada sıkça yer bulan videolarla da gözler önüne serildiği gibi, çoğunlukla maddi talepler üzerine kurulu bir yapı sergiliyor. Birçok kadın, dating sırasında lüks bir yemek, pahalı bir hediye ya da özel bir tatil gibi avantajları, harcadıkları zamanın bir karşılığı olarak değerlendiriyor. Bu durum, yalnızca bireylerin ilişkilerinde değil, aynı zamanda toplumda maddi odaklı bir ilişki anlayışının yayılmasına yol açıyor.
Psikoterapist ve seksolog Dania Schiftan’a göre, bu kültürel eğilim, ilişkilerde otantik bağların oluşmasını zorlaştırıyor. Maddi beklentiler, karşılıklı güveni ve romantizmi zedeleyebilecek bir unsur olarak öne çıkıyor.
İsviçre’de Duygusal Bağlar Öncelikli
İsviçre’de ise dating sürecinde maddi avantajlardan çok, duygusal bağlara ve kişisel tanışıklığa önem veriliyor. 20 Minuten gazetesinin yaptığı bir ankette, İsviçreli kadınların büyük bir kısmının, ilişkide samimiyeti ve duygusal bağlantıları öncelik olarak gördüğü ortaya kondu.
Ankete katılan Alessia, dating sürecindeki tutumunu şu şekilde özetliyor:
“Bir erkeğin ilk yemeği ödemesi hoş olabilir, ancak bir sonraki buluşmada ben ödeme yapmayı tercih ederim.”
Bir diğer katılımcı Celine ise, “Maddi hediyelerden çok kişisel bağlantılar benim için daha önemli. Karşımdaki kişiyle duygusal bir bağ kurmak her şeyden değerli,” diyerek duygusal önceliklerini vurguladı.
Uzmanların Görüşü: Maddi Beklentiler ve Romantizmin Geleceği
Love Coach Sandy Kaufmann, maddi beklentilerin romantik ilişkiler üzerindeki etkilerini değerlendirirken, şu uyarıda bulundu:
“Kimse yalnızca finansal durumu nedeniyle sevilmek istemez. Lüks hediyeler ve pahalı jestler kısa vadede etkileyici olabilir, ancak derin ve uzun vadeli bir bağ kurmanın temeli olamaz.”
Kaufmann, romantizmin maddi odaklı taleplerle zarar görebileceğini belirtti. Ona göre, romantizm, küçük ve anlamlı jestlerle, kişilerin birbirlerine verdikleri değerle şekillenir:
“Romantizm, lüks bir hediyeyle değil, karşı tarafın özel hissetmesini sağlayan samimi davranışlarla ortaya çıkar.”
Dania Schiftan ise, maddi beklentilerin ilişkilerde otantik davranışları kısıtladığını ve bireylerin finansal yükler nedeniyle duygusal olarak kendilerini geri çekebileceğini ifade etti. Bu durumun, özellikle erkekler üzerinde büyük bir baskı oluşturduğunu söyledi.
Maddi Beklentiler Erkekler Üzerinde Baskı Oluşturuyor
Kaufmann’ın dating koçluğu deneyimlerinde sıkça karşılaştığı bir durum, erkeklerin üzerindeki finansal beklenti baskısı. Erkekler, ilişkide finansal statülerini sürekli kanıtlamaları gerektiğini düşünerek büyük bir stres altına giriyorlar.
Schiftan, bazı erkeklerin partnerlerine lüks hediyeler vererek toplumda “başarılı” ve “zengin” görünme çabasına dikkat çekiyor:
“Bu durum, kadınları adeta birer ödül gibi konumlandırıyor. Partnerler arasında eşitlik ve saygı temelli bir ilişki kurmak yerine, maddi unsurlar ön planda tutuluyor.”
Maddi Beklentilerin Kökeni: Güvenlik İhtiyacı
Kaufmann, özellikle Amerika’daki maddi beklentilerin temelinde güvenlik arayışının olduğunu belirtiyor. Maddi durumu iyi olan bir partner, genellikle finansal güvenlik ve sorumluluk sahibi biri olarak algılanıyor. Ancak bu algının, uzun vadede sağlıklı bir ilişkinin göstergesi olmadığını vurguluyor.
“Büyük harcamalar ya da lüks jestler, yalnızca kısa vadeli bir izlenim bırakabilir. Ancak ilişkinin temeli, duygusal uyum ve karşılıklı anlayış üzerine kurulmalıdır,” diyor Kaufmann.
İsviçre ve Amerika’nın Dating Kültürü Arasındaki Farklar
Amerika’da kadınların dating sırasında maddi avantajlar talep etmesi ve bu avantajların ilişkiyi şekillendirmesi, hem erkekler hem de kadınlar üzerinde farklı baskılar yaratıyor. İsviçre’de ise ilişkilerin daha eşitlikçi ve duygusal bağlarla şekillendiği gözlemleniyor.
Uzmanlar, sağlıklı bir ilişkinin temelinin, maddi kazançlar yerine karşılıklı saygı, duygusal bağ ve otantik bir iletişim üzerine kurulması gerektiğini vurguluyor.
Sonuç:
Amerika ve İsviçre’nin dating kültürleri, ilişkilere bakış açısındaki temel farklılıkları ortaya koyuyor. Maddi beklentiler, kısa vadede etkileyici görünse de, romantizmi ve ilişki dinamiklerini olumsuz etkileyebiliyor. Uzmanlara göre, gerçek aşk ve uzun süreli bir ilişki, maddi kazançların ötesinde, duygusal bağlarla ve karşılıklı anlayışla mümkün.
Gündem
THURGAU’DA ÇÖP CEZALARI 300 FRANK’A YÜKSELDİ
Thurgau kantonunda, 1 Ocak 2025 itibarıyla çöp atma cezaları önemli ölçüde artırıldı. Artık yere izmarit atanlar, büyük bir cezayla karşı karşıya kalacak. Bu yasadaki değişiklik, Littering (çöplerin gelişi güzel atılması) konusunda daha sıkı önlemler almayı amaçlıyor.
Yüksek Cezalar ve Nedenleri
Yeni uygulama ile birlikte, Thurgau’da çöplerini yere atanlara verilen para cezaları 150 ile 300 Frank arasında değişiyor. Özellikle sigara izmaritleri gibi küçük atıklar için bu yüksek cezaların uygulanması hedefleniyor. Thurgau’da çöp atmanın cezalandırılması, Ekim 2023’te yapılan bir parlamenter inisiyatifle kabul edildi.
Siyasi Destek: SVP ve Yeşiller Birleşti
SVP (İsviçre Halk Partisi) ve Yeşiller (Grüne) partileri, bu artışın gerekliliği konusunda hemfikir oldu. SVP Thurgau’dan Urs Schär, bir çiftçi olarak, doğada gördüğü çöp yığınlarına dikkat çekti: “Her çarşamba sabahı alüminyum kutuları ve diğer ambalaj materyallerini toplamaktan yoruldum.” Didier Feuerle, Yeşiller’den, “Littering yapan biri yakalandığında, bu durum cüzdanını gerçekten acıtmalı,” diyerek bu görüşü destekledi.
Cezaların Etkisi Şüpheli
Yeni yüksek cezaların amacı, kişilerin çöp atma alışkanlıklarını değiştirmek olsa da, bu önlemin etkili olup olmayacağı belirsiz. Aargau kantonunda 2020’den beri benzer cezalar uygulanıyor ancak etkisi sınırlı kaldı. Aargau bölgesinde yetkililer, denetim için yeterli zaman ve personel bulunmadığını belirtiyor. Bu da cezaların yalnızca cezayı ödeyecek kadar yakalananlar için caydırıcı olmasını sağlıyor.
Ulusal – Nasyonal Littering Ceza Sistemi Yakında Gelebilir
Thurgau’daki bu uygulamanın ardından, tüm İsviçre genelinde ulusal bir Littering cezası sistemi de yakın zamanda hayata geçirilebilir. Bu, ülkedeki tüm kantonlarda benzer cezaların uygulanmasını sağlayabilir.
-
E-Dergi11 ay önce
İsviçre’nin Sesi Şubat 2024
-
Ekonomi10 ay önce
İsviçre’de Maaş Dengesi: Ortalama bir Kişinin Maaşı 6788 CHF
-
Yaşam9 ay önce
Kıskanç Kaynana Belirtileri: Gözden Kaçırmamanız Gereken 10 İşaret
-
İsviçre10 ay önce
Dünyanın En İyi Sağlık Kurumları: İlk 250 Hastane Sıralamasında İsviçre’den 10 Hastane
-
Dünya2 ay önce
META’NIN COVİD-19 AŞILARIYLA İLGİLİ YANILTICI BİLGİ KARARI: İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KISITLIYOR MU?
-
Gündem2 ay önce
ERDOĞAN KARŞITI PAYLAŞIMLARI SIĞINMA BAŞVURUSUNDA HAKLI GEREKÇE OLARAK GÖRÜLMEDİ
-
Gündem2 ay önce
TÜRKİYE’DEN GELEN SIĞINMA BAŞVURULARINA GETİRİLEN SERT UYGULAMALARA TEPKİ
-
Gündem4 ay önce
HÄGENDORF’TA TÜRKÇE “SİZ BENİ YAKTINIZ SİZ!” DİYE BAĞIRDIĞI DUYULAN ADAM KENDİNİ YAKTI: DURUMU AĞIR, HELİKOPTERLE HASTANEYE KALDIRILDI