Sosyal Medya

Gündem

AŞI HASARININ MAĞDURLARI KADERİNE TERKEDİLDİ, YETKİLİLERİN HASSASİYETSİZ TAVRI

yazar

Yayınlayan

on

Covid-19 aşısının ilk uygulamasının üzerinden dört yıl geçmesine rağmen, aşıyı herkesin bünyesinin aynı şekilde tolere etmediği gerçeği gün yüzüne çıktı. Long Covid, Covid-19 virüsüyle enfekte olduktan sonra uzun süre devam eden bir hastalık olarak kabul edilse de, aşı sonrası gelişen Post Vac Sendromu, sağlık otoriteleri tarafından hala yeterince kanıtlanmamış bir durum olarak değerlendiriliyor.

Almanya’da, aşıya bağlı sağlık sorunları yaşayan yaklaşık 3.000 kayıtlı vaka bulunurken, gerçek rakamların çok daha yüksek olduğu düşünülüyor. Ancak, bu kişilerin mağduriyetleri, gerekli tıbbi yardım ve tazminat talepleriyle karşı karşıya kaldıkları yasal zorluklarla daha da derinleşiyor.

Birçok mağdur, yaşadıkları sağlık problemleri için tazminat talep etmek amacıyla mahkemelere başvuruyor. Ancak, mahkemeler çoğunlukla sağlık otoritelerinin yönergelerine dayanarak karar veriyor ve mağdurlara yardım sağlanması konusunda bir adım atılmıyor. Çok mağdurdan hastalığının direk aşıyla bağlantılı olduğuna dair kanıt isteniyor. Aşı hasarı yaşayanlar, bir yandan fiziki zorluklarla mücadele ederken, diğer yandan resmi dairelerin ilgisizliğiyle de karşılaşıyor. Bu durum, mağdurların seslerinin daha da duyulmasını ve sağlık otoritelerinin bu durumu daha ciddiyetle ele almasını gerektiriyor.

COVID-19 AŞISININ SONRASI: POST VAC SENDROMU VE MAĞDURLARIN MÜCADELESİ

20 Kasım 2024 tarihli «ARD Plusminus» programında, mRNA aşısının yol açtığı Post Vac Sendromu ele alındı. Programda, Covid-19 aşısı sonrası bu sendromla mücadele eden bireylerin dramatik hikayeleri detaylı şekilde incelendi. Post Vac Sendromu, Long Covid’e benzer şekilde kronik yorgunluk, kalp çarpıntısı ve sinir ağrıları gibi semptomlarla kendini gösteriyor. Ancak, bazı vakalarda durum çok daha vahim bir hal alıyor.

NELE HÜNECKE’NİN TRAJİK HİKAYESİ
Programın en çarpıcı bölümü, Covid-19 aşısı sonrası ağır beyin hasarı yaşayan Nele Hünecke’nin hikayesine ayrıldı. Moderna aşısının ikinci dozundan sonra yüksek ateş ve bilinç kaybı yaşayan Nele, 11 kez organ yetmezliği nedeniyle yapay komaya alındı. Bugün, neredeyse %100 bakım gerektiren bir yaşam sürüyor ve hala yapay beslenmeye bağımlı durumda. Nele’nin hikayesini kendisi anlatamıyor; onun yerine bu ağır süreci annesi dile getiriyor.

Doktorlar, genç kadının sağlık durumunun iyileşip iyileşmeyeceği konusunda bir öngörüde bulunamıyor. Bu, Post Vac Sendromu’nun ağır vakalarının, yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda aileler için psikolojik ve maddi anlamda nasıl bir yük oluşturduğunu gözler önüne seriyor.

Genç kızın aşıdan önceki sağlıklı zamanları

AŞI MAĞDURLARININ DURUMLARI GÖRMEZDEN GELİNİYOR

Aşı hasarına ilişkin başvuru reddedildi. Nele’nin annesi, kızının acilen uygun bir tedaviye ihtiyaç duyduğunu, ancak böyle bir tedavi seçeneğinin mevcut olmadığını söylüyor. Ancak annesine göre en acı verici olan, yetkililerin ve sağlık sigortası şirketlerinin bu durumu görmezden gelmesi. Post Vac Sendromu’nun Covid-19 aşılarıyla bağlantılı olarak varlığını dahi kabul etmiyorlar.

Nele’nin vakasında üç ayrı tıbbi rapor, Covid-19 aşısı ile beyin hasarı arasında açık bir bağlantı olduğunu doğruluyor. Raporlardan biri, şu ifadeye yer veriyor:
“Aşı ile önceden hiç görülmemiş derecede ağır seyreden ensefalopati arasındaki bağlantı, yalnızca zamansal değil, aynı zamanda nedensel olarak da açıkça ortadadır.”

Bu durum, aşı hasarı mağdurlarının yalnızca fiziksel ve psikolojik zorluklarla değil, aynı zamanda yetkililerin ilgisizliğiyle de mücadele etmek zorunda kaldığını bir kez daha gözler önüne seriyor. Mağdurlar, hak ettikleri desteği almak için zorlu bir mücadele vermeye devam ediyor.

Nele bugün bakıma muhtaç yatıyor.

PAUL-EHRLICH ENSTİTÜSÜ POST VAC SENDROMU’NU TANIMIYOR

Post Vac Sendromu’nun mağdurlarından biri olan Ramona Lautenschlager, Nele Hünecke kadar ağır semptomlar yaşamasa da, üç yıldır normal yaşamını sürdüremiyor. Bağımsız bir hayat sürebilmenin dahi kendisi için büyük bir adım olacağını söylüyor. Ancak bugüne kadar gerçekleştirdiği doktor ziyaretleri ve gerekli kan yıkama tedavileri için toplamda 30 bin Euro’dan fazla bir maliyeti cebinden karşılamak zorunda kaldı. Ramona’nın teşhisi, tedaviye dirençli perikardit ve miyokardit, yani kalp kası ve zarında oluşan iltihaplanma. Bu durum, herhangi bir tedaviye yanıt vermiyor.

BAKAN KABUL ETTİ, AMA DESTEK GELMEDİ
Almanya Sağlık Bakanı Karl Lauterbach, Mart 2023’te verdiği bir röportajda, Covid-19 aşısının ciddi yan etkileri olabileceğini kabul etmişti. Bu açıklama, daha önce aşıların “yan etkisiz” olduğunu savunduğu söylemleriyle çelişiyordu. Lauterbach, o dönemde aşı hasarlarının daha hızlı tanınması gerektiğini ve mağdurlara destek sağlanacağını vaat etmişti. Ancak bugüne kadar, bu konuda herhangi bir somut adım atılmış değil.

MAĞDURLAR BÜROKRATİK ENGELLERLE YALNIZ BIRAKILIYOR
Ramona Lautenschlager gibi mağdurlar, maddi destek ve durumlarının resmi olarak tanınması için mücadele ediyor. Üç bağımsız tıbbi uzman tarafından Post Vac Sendromu teşhisi konmuş olmasına rağmen, Paul-Ehrlich Enstitüsü (PEI) gibi kurumlar, sendrom ile Covid-19 aşısı arasındaki nedensel ilişkiyi reddediyor. Enstitünün Lautenschlager’e gönderdiği olumsuz raporda şu ifadelere yer veriliyor:
“Şu anda, bu Long/Post-Covid benzeri şikayetlerin Covid-19 aşısıyla doğrudan ve nedensel bir bağlantısı olduğuna dair tıbbi olarak makul bir kanıt bulunmamaktadır.”

Bu durum, mağdurların hem sağlık sorunlarıyla hem de sağlık sistemi içindeki bürokratik dirençle mücadele etmek zorunda olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.

AŞI YAN ETKİLERİ İÇİN KAYIT SİSTEMİ YOK

Alman Federal Meclisi, daha 2020 yılında Paul-Ehrlich Enstitüsü’nün (PEI) raporlama sisteminin yetersiz olduğunu tespit etmişti. Meclis, aşı komplikasyonlarının tamamının fark edilmediğini ya da bildirilmediğini belirterek, bu durumun eksik raporlamalara neden olduğunu vurgulamıştı. Bunun üzerine Enfeksiyondan Korunma Yasası’nda değişiklik yapılarak PEI’ye, sigortalıların teşhis verilerini değerlendirme görevi verilmişti. Ancak bu konuda bugüne kadar neredeyse hiçbir somut adım atılmadı. Sağlık sigortalarının Post Vac Sendromu ile ilgili bilgi paylaşımı önerisi ise Sağlık Bakanlığı tarafından değerlendirilmedi.

VERİ EKSİKLİĞİ VE POLİTİKALARDAN KAYNAKLI TIKANIKLIK
Almanya’nın en büyük sağlık sigortası kurumu AOK, bu konuda üzüntüsünü şu sözlerle ifade ediyor:
“Aşı yan etkileri ile ilgili soruların veri tabanına dayalı bir şekilde yanıtlanması şu anda Almanya’da mümkün değil, bu çok üzücü bir durum.”
Bu durum, Covid-19 aşısının ağır yan etkileri gibi bir olgunun yetkililer ve siyasi partiler tarafından yeterince kabul edilmediğini ortaya koyuyor. Bu esnada mağdurlar, daha geniş ve güvenilir bir veri tabanı oluşturulmasını ve etkili tedavi yöntemlerinin bulunmasını beklemek zorunda kalıyor.

MAĞDURLARIN DAYANIŞMASI: POST VAC AĞLARI
Durumlarından umutsuz olan birçok mağdur ve yakını, Post Vac ağlarında bir araya geliyor. Almanya genelinde bu konuda faaliyet gösteren 50’den fazla öz yardım grubu bulunuyor. Bu grupların amacı, Post Vac Sendromu’nun kamuoyunda görünürlük kazanmasını sağlamak ve mağduriyetlerinin tanınması için mücadele etmek. Ayrıca, bu konuda özel bir araştırmanın başlamasını talep ediyorlar.

BÜYÜK TALEP: UZUN BEKLEME LİSTELERİ
Marburg Üniversitesi Kliniği, Long Covid Polikliniği’ne ek olarak Post Vac Sendromu için de bir birim açan ilk kurumlardan biri oldu. Ancak şu anda klinikte bekleme listesi 8000’i aşkın hastadan oluşuyor. Bu yoğunluğu açıklayan sorumlu kardiyolog, Post Vac Sendromu mağdurlarının başvurabileceği kolay erişilebilir merkezlerin neredeyse hiç bulunmadığını belirtiyor.

Bu tablo, mağdurların yalnızca sağlık sorunlarıyla değil, aynı zamanda sistemin yetersizliği ve bürokratik engellerle de baş etmek zorunda olduğunu açıkça gösteriyor.

NELE HÜNECKE’NİN DRAMI: BAĞIMSIZ YAŞAMAK HAYAL OLDU

Covid-19 aşısının yan etkileri nedeniyle hayatı tamamen değişen Nele Hünecke, artık bağımsız bir şekilde oturamaz hale geldi. “ARD Plusminus”

GENÇ KADIN TAMAMEN YARDIMA MUHTAÇ

“Vazgeçmek Bir Seçenek Değil”

Hem mağdurlar hem de yakınları için hastalığın kendisi kadar yıpratıcı olan bir diğer mücadele, bu durumun tanınması ve yetkililerin kayıtsızlığıyla başa çıkmak. Covid-19 aşısı sonrası tamamen bakıma muhtaç hale gelen 30 yaşındaki Nele Hünecke’nin annesi, durumu şu sözlerle özetliyor:

“Çoğu zaman gücümüz ve sabrımız tükeniyor. Ama vazgeçme lüksümüz yok. Bu mücadeleyi Nele’miz için sürdürmek zorundayız.”

Bu sözler, yalnızca bireysel değil, aynı zamanda sistemsel bir destek eksikliğine karşı verilen zorlu mücadelenin derinliğini yansıtıyor.

İSVİÇRE’DE COVID-19 AŞI ZARARLARI İÇİN 350 BAŞVURU

İsviçre’de Covid-19 aşısı ile ilişkili zararların tanınması için bugüne kadar 350 başvuru yapıldığı açıklandı. Federal Sağlık Ofisi’nin (BAG) verilerine göre, diğer aşılarla ilgili aynı dönemde yalnızca 3 başvuru alındı.

Şimdiye kadar Covid-19 aşısı kaynaklı bir zarar için sadece bir başvuru kabul edildi. BAG’den yapılan açıklamada, ilgili kişiye 12.500 Frank manevi tazminat ve 1.360 Frank maddi tazminat ödendiği belirtildi. Maddi tazminat, aşının yol açtığı sağlık sorunlarının mali sonuçlarını karşılamayı amaçlarken; manevi tazminat, ağır ve uzun süreli sağlık sorunları nedeniyle mağdura bir nevi “acı parası” olarak veriliyor. Bu tazminatın üst sınırı ise 70.000 Frank ile sınırlı.

Bu rakamlar, aşı zararlarının tanınması ve mağdurlara destek sağlanması konusunda daha fazla çaba gerektiğini gözler önüne seriyor.

İsviçre’de, onaylanan her aşı zararı başvurusu için belirli bir manevi tazminat ödemesi yapılmaktadır. Bu ödemeler, ilgili kişinin uğradığı sağlık zararlarının karşılanmasına yönelik olarak verilir. Federal Sağlık Ofisi (BAG) tarafından yapılan açıklamaya göre, şu anda 80 başvuru hâlâ değerlendirilmekte.

Bir kişi, yalnızca aşı üreticisi, aşıyı uygulayan sağlık profesyoneli veya sigorta şirketleri (sosyal ya da özel sigorta) tarafından tazminat ödenmemişse, tazminat almaya hak kazanabilir.

Aşı zararının varlığını belirlemek için Dünya Sağlık Örgütü (WHO) bir algoritma geliştirmiştir ve bu algoritma, İsviçre’de de geçerli olan neden-sonuç değerlendirmesi için bir temel teşkil etmektedir.

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

LUGA 2025: LUZERN’DE 450 FİRMANIN KATILIMIYLA BAHAR FUARI

yazar

Yayınlayan

on

By

Luzern’in her yıl düzenlenen Bahar Fuarı, Luga, 25 Nisan’da kapılarını açıyor. Teknik ve film tutkunlarını bir araya getirecek olan fuarda, 450 firma en son ürün ve hizmetlerini sergileyecek. 10 gün sürecek olan etkinlik, dört özel sergi ile dikkat çekecek.

Teknoloji ve Bilim Meraklıları İçin Etkinlikler

Bu yılki Luga’nın en önemli bölümlerinden biri, ziyaretçilerin güneş enerjisiyle çalışan robotlar yapabileceği ya da soğutma pedleri üretip kullanabileceği interaktif bir “atölye” olacak. Bu etkinlik, teknoloji ve doğa bilimlerine olan ilgiyi artırmayı amaçlıyor.

Efsanevi Filmlerden Araçlar ve İlginç Sergiler

Bir diğer özel sergi, Jurassic Park ve Geleceğe Dönüş gibi ünlü filmlerden efsanevi araçları ziyaretçilerin beğenisine sunacak. Ayrıca, “Enerji ve İklim” ile “Lego’nun Büyüsü” adlı iki sergi de fuarın dikkat çeken bölümleri arasında olacak. Bu sergiler, önemli çevresel konuları eğlenceli bir şekilde tanıtmayı hedefliyor.

BBQ İsviçre Şampiyonası ve Eğlenceli Aktiviteler

Luga’da, 2-4 Mayıs tarihleri arasında BBQ İsviçre Şampiyonası düzenlenecek. Hem profesyonel hem de hobi seviyesinde olan aşçılar, en iyi mangal şefliği unvanı için mücadele edecek. Ziyaretçiler, şeflerin nasıl yemek pişirdiğini izleyebilecek ve aynı zamanda lezzetli atıştırmalıkları tatma fırsatı bulacak.

Fuarda ayrıca müzik, dans, spor ve kültürle dolu 100’ün üzerinde etkinlik düzenlenecek. İlk hafta sonunda ise, Luzern Turizm ve Şehir Luzern işbirliğiyle “Lucerne Game Show” adlı eğlenceli bir gösteri düzenlenecek. Bu gösteri, şehre dair sürpriz bilgiler sunacak.

Hareketli Zamanlar: Swiss Lauftreff’in 40. Yılı

Swiss Lauftreff, Luga’da 40. yılını kutlayacak. 25-27 Nisan tarihleri arasında, ziyaretçiler için bir hareket parkuru düzenlenecek. Hem sporcular hem de yeni başlayanlar için uygun olan bu parkur, fuarın sağlık ve hareket temalı bölümlerinden birini oluşturacak.

Çocuklar İçin Ücretsiz Giriş

Bu yıl, 10 yaş altındaki çocuklar için Luga’ya giriş tamamen ücretsiz olacak. Geçen yıl 130.000 kişi tarafından ziyaret edilen fuar, bu yıl da aynı ilgiyi bekliyor.

Luga 2025, hem aileler hem de teknoloji ile ilgilenenler için renkli ve eğlenceli bir deneyim sunmayı vaat ediyor.

Haberin Devamını Oku

Gündem

LUZERN’DE ECZACILARA DAHA FAZLA AŞI YETKİSİ VERİLDİ

yazar

Yayınlayan

on

By

1 Mayıs’tan itibaren eczacılar tüm aşıları uygulayabilecek

LUZERN – Luzern Kantonu, sağlık sistemini güçlendirmek ve aşıya erişimi kolaylaştırmak amacıyla eczacılara daha geniş yetkiler verdi. Hükümet, Medikal Meslekler Yönetmeliği’nde yaptığı değişiklikle, 1 Mayıs 2025 itibarıyla eczacıların İsviçre Aşı Takvimi’ndeki tüm aşıları uygulamasına izin verdi.

Daha önce yalnızca doktorlar tarafından başlatılan bazı aşıların takip dozları, grip ve Covid-19 gibi istisnai durumlar haricinde, eczacılar tarafından yapılamıyordu. Ancak artık “Aşılama ve Kan Alma Yeterlilik Belgesi” olan eczacılar, doktor muayenesine gerek kalmadan her türlü aşıyı doğrudan uygulayabilecek.

AMAÇ: SAĞLIK HİZMETLERİNE ERİŞİMİ KOLAYLAŞTIRMAK

Luzern Kanton Hükümeti’nden yapılan açıklamada, bu kararın özellikle sağlık personeli eksikliği ve yaşlanan nüfus gibi faktörlerin etkili olduğu belirtildi. Luzern Sağlık ve Sosyal İşler Direktörü Michaela Tschuor, “Bu adımla hem temel sağlık hizmetlerini güçlendiriyor hem de aşıya erişimi kolaylaştırıyoruz” dedi.

Luzern Eczacılar Derneği Eşbaşkanı Karin Häfliger ise, bu uygulamayla aile hekimi muayenehanelerine düzenli gitmeyen bireylerin de aşılanabileceğini vurguladı.

AŞILAR ÜCRETLİ, REÇETE İSTİSNASI VAR

Eczanelerde yapılacak aşılar, genel olarak ücretli olacak. Ancak bir doktor tarafından yazılmış reçete sunulması durumunda, bu hizmet ücretsiz olarak verilebilecek.

Haberin Devamını Oku

Gündem

HANGİ MESLEKTEKİ ERKEKLER VE KADINLAR DAHA SIK ALDATIYOR?

yazar

Yayınlayan

on

By


📅 Düzenleme Tarihi: 08.04.2025

Sadakatsizlik konusundaki en çok konuşulan platformlardan biri olan Ashley Madison, 12 ülkede gerçekleştirdiği geniş kapsamlı bir araştırmayla, aldatmaya en yatkın meslek gruplarını ve burçları ortaya koydu.

Araştırma, YouGov adlı bağımsız bir araştırma şirketi tarafından 13.508 yetişkinin katılımıyla yapıldı. Aynı zamanda Ashley Madison’a üye 2.743 kişinin de görüşleri dikkate alındı. Elde edilen veriler, ilişkilerdeki sadakatsizlik dinamiklerini daha yakından anlamak adına dikkat çekici sonuçlar sundu.

👨 HANGİ MESLEKTEKİ ERKEKLER DAHA SIK ALDATIYOR?

Aldatma eğilimi erkeklerde bazı mesleklerde daha fazla gözlemleniyor. Ashley Madison’a göre en çok aldatma vakası şu üç meslek grubunda:

  1. Mühendisler
  2. Satış Yöneticileri
  3. Bilişim Uzmanları (IT-Spezialisten)

Bu gruptaki erkeklerin, iş yaşamlarının yoğunluğu ve seyahat gereklilikleri nedeniyle özel ilişkilerinde daha az bağ kurdukları, bu nedenle de aldatmaya daha açık oldukları düşünülüyor.

👩 KADINLARDA EN ÇOK ALDATAN MESLEK GRUPLARI

Kadınlar arasında ise özellikle insan ilişkilerinin yoğun olduğu mesleklerde aldatma eğiliminin daha fazla olduğu belirlendi. Liste başında:

  1. Garsonlar ve Aşçılar
  2. Hemşireler
  3. Öğretmenler

Bu mesleklerde çalışan kadınların stresli ve yoğun iş hayatından dolayı duygusal tatmin arayışına daha açık oldukları değerlendiriliyor.

🌟 ALDATMAYA EN YATKIN BURÇLAR

Astrolojiye inananlar için burçlar da aldatma eğiliminde rol oynuyor. Ashley Madison’ın araştırmasına göre:

Erkeklerde En Çok Aldatan Burçlar:

  • Başak (Jungfrau) – Disiplinli ve düzenli yapılarıyla bilinseler de aldatma eğiliminde başı çekiyorlar.
  • İkizler (Zwillinge) – İkili karakterleriyle tanınan bu burç, genelde iki ilişkide birden yürümeye meyilli.
  • Akrep (Skorpion) – Tutkulu ve gizemli yapılarıyla sadakatsizlikte yüksek risk taşıyorlar.

Kadınlarda En Çok Aldatan Burçlar:

  • İkizler (Zwillinge)
  • Koç (Widder) – İstediklerini elde etme konusunda kararlı olan Koç kadınları sadakatsizliğe meyilli olabilir.
  • Akrep (Skorpion) – Kadınlarda da gizem ve tutku bu burçta öne çıkıyor.

Ashley Madison uzmanları bu konuda uyarıyor: “Eğer partneriniz bu burçlardan birindense, dikkatli olun… ya da ilişkinize daha fazla heyecan katın!

💔 EN ÇOK NE ZAMAN ALDATILIYOR?

Araştırmada en dikkat çeken detaylardan biri ise ilişkilerin ilk yılında kadınların erkeklere oranla daha fazla sadakatsizlik yaşadığı oldu.

  • İlişkinin ilk yılında erkeklerin sadece %3’ü aldatırken,
  • Kadınlarda bu oran %13’e çıkıyor.

Zaman geçtikçe, özellikle ilişkide monotonluk arttıkça aldatma eğilimi de yükseliyor.

🌍 HANGİ ÜLKELERDE ALDATMA ORANI YÜKSEK?

Ülkelere göre aldatma oranları da oldukça ilginç:

  • Brezilya ve Hindistan: %53 ile zirvede
  • İsviçre: %51 ile şaşırtıcı şekilde üst sıralarda
  • Almanya: %35
  • Kanada: %36
  • İngiltere: %25 ile en “sadık” ülkelerden biri

Araştırma, modern ilişkilerde sadakatin dinamiklerinin hem bireysel hem de kültürel faktörlerden etkilendiğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Aldatmanın sadece duygusal boşluklardan değil, bazen mesleklerden, yaşam tarzından ve astrolojik eğilimlerden de etkilenebileceği unutulmamalı.

Haberin Devamını Oku

Trendler