Gündem
Afganistan’a Gizli Seyahatler: Sığınmacılar Tatil İçin Afganistan’a Gidiyor

Berlin –Taliban rejiminden kaçarak Almanya’ya iltica eden binlerce Afganın, tatil için gizlice Afganistan’a geri döndüğü iddiaları ülke genelinde büyük yankı uyandırdı. RTL “Extra” programının araştırmasına göre, bu seyahatler özellikle Hamburg’daki bazı seyahat acenteleri tarafından organize ediliyor ve yetkililer bu durumdan büyük ölçüde habersiz.
Sığınmacı olarak Almanya’da bulunan ve ülkelerinde zulüm gördükleri gerekçesiyle iltica hakkı kazanan kişilerin, yeniden tatil amacıyla bu ülkelere gitmesi, kamuoyunda ciddi tepkilere neden oldu. Özellikle sosyal medyada bu durumu eleştiren pek çok kişi, Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser’den acil müdahale talep ediyor.
Almanya’nın önde gelen politikacılarından Hubert Aiwanger da bu duruma sert tepki gösterdi ve İçişleri Bakanı Nancy Faeser’e yönelik bir çağrıda bulundu. Aiwanger, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: “Afganistan gibi ülkelerden zulüm gördükleri iddiasıyla gelen sığınmacıların tatil için bu ülkelere geri dönmesi, Alman vergi mükelleflerine yapılan büyük bir haksızlıktır. Bu kişilerin Almanya’daki oturma izinleri derhal iptal edilmeli ve aldıkları tüm sosyal yardımlar kesilmelidir.”
Aiwanger, ayrıca vergi mükelleflerine verilen desteğin aylık 2.000 Euro’ya çıkarılması gerektiğini belirtti ve sosyal yardım sisteminde reform yapılarak çalışmanın yeniden teşvik edilmesi gerektiğini vurguladı. Bu açıklama, sığınmacılara yönelik politikaların ve sosyal yardım sisteminin yeniden gözden geçirilmesi gerektiği yönündeki tartışmaları alevlendirdi.
RTL “Extra” programının araştırmasında, Afganistan’a yapılan dönüşlerin genellikle Türkiye veya İran üzerinden “Çifte Giriş Vizesi” kullanılarak gerçekleştirildiği belirtildi. Bu vizelerin pasaportlara yapıştırılmak yerine boş bir kağıda basıldığı ve bu sayede seyahat sonrası iz bırakmadan yok edilebildiği iddia ediliyor.
Almanya’da yaklaşık 400.000 Afgan yaşıyor ve bunların 60.000’i, “Mavi Pasaport” adı verilen özel bir seyahat belgesine sahip. Bu belge, sahiplerinin kaçtıkları ülkeye geri dönmesini yasaklıyor. Ancak her hafta yüzlerce kişinin Afganistan’a seyahat ettiği iddiaları, ülkede geniş çaplı tartışmalara yol açtı.
İçişleri Bakanı Nancy Faeser, bu durumu yerel yabancılar makamlarının denetlemesi gerektiğini belirterek sorumluluğu reddederken, muhalefet partilerinden eleştiriler geldi. CDU’dan Thorsten Frei, bakanlığı bu duruma ilgisiz kalmakla suçladı. Federal Polis Sendikası Başkanı Heiko Teggatz ise, vizelerin pasaportlara sabitlenmesini sağlayacak yasal düzenlemelerin yapılması çağrısında bulundu.
Bu gelişmeler, Almanya’da göç politikaları ve entegrasyon konularında yeni bir tartışma başlatırken, iltica eden kişilerin gizlice ülkelerine dönmesi hem güvenlik yetkililerini hem de kamuoyunu tedirgin etmeye devam ediyor.
Almanya’nın önde gelen politikacılarından Hubert Aiwanger, bu duruma sert tepki göstererek, İçişleri Bakanı Nancy Faeser’e çağrıda bulundu. Sayın Faeser, bu dolandırıcılığın derhal durdurulmasını sizden bekliyorum! Örneğin Afganistan gibi bir ülkeden, orada sözde zulüm gördüğü için gelen bir sığınmacı, eğer tekrar oraya tatil yapmaya gidiyorsa, bu kişinin Almanya’daki oturma izni derhal iptal edilmeli ve aldığı tüm yardımlar tamamen kesilmelidir. Aksi takdirde bu, vergi mükelleflerimize yapılan bir dolandırıcılıktır ve devletimizin yasalarına saygılı vatandaşlar nezdindeki itibarını zedeler! Vergi mükelleflerine 2.000 Euro/ay (1.000 Euro yerine) verin ve nihayet sosyal yardım dolandırıcılığını ortadan kaldırın ki çalışmak yeniden cazip hale gelsin!



#Afganistan #İltica #Almanya #GöçPolitikaları #Sığınmacı #VergiAdaleti #NancyFaeser #HubertAiwanger #SosyalYardım #MaviPasaport #Almanyadailtica #asyl #sığınma #Avrupa #Avrupahaber #Türkiye #Afganlar #Deutschland #Europa
Gündem
OTOYOLDA YETERSİZ MESAFE NEDENİYLE 108.500 FRANKA KADAR CEZA

İsviçre’nin yüksek gelirli bir sürücüsü, trafik kurallarını ağır şekilde ihlal ettiği gerekçesiyle toplamda 108.500 franklık yüksek bir para cezasına çarptırıldı. Bundesgericht (Federal Mahkeme), Aargau Eyalet Mahkemesi’nin verdiği kararı onayladı.
Geçtiğimiz Ağustos ayında, 58 yaşındaki sürücü, Aargau Eyalet Mahkemesi tarafından 50 gün boyunca 1970 franklık cezalarla toplamda 98.500 frank para cezasına çarptırılmıştı. Ayrıca, 10.000 franklık bir ek para cezası ödemesi gerektiği de belirtilmişti. Mahkemenin verdiği karar iki yıl süreyle ertelenmişti.
Söz konusu sürücü, Şubat 2023’te A1 otoyolunda Zürich yönüne doğru ilerlerken, 2400 metre boyunca, hızını saatte 110 ila 120 km arasında tutarak önündeki araca yalnızca 8 ile 12 metre arasında bir mesafede yaklaşmıştı. O an çekilen polis videosu, mahkemede suç delili olarak sunulmuştu.
Sürücü, cezayı reddederek, mahkemenin verdiği kararı temyiz etmişti. Ancak Federal Mahkeme, Aargau Eyalet Mahkemesi’nin kararını yerinde buldu ve sürücünün hatalı sürüşünün, diğer yolcuların güvenliğini ciddi şekilde tehdit ettiğine karar verdi. Mahkeme, sürücünün davranışını “saygısız” olarak nitelendirerek, küçük bir hatanın bile ölümcül kazalara yol açabileceği konusunda uyarılarda bulundu.
Sürücünün vergiye tabi gelirinin 1,674 milyon frank olması, cezaların yüksekliğini açıklığa kavuşturdu. Federal Mahkeme’nin kararı, trafik güvenliği için önemli bir uyarı niteliği taşıyor.
Gündem
ST. GALLEN’DE KÖPEKLERE YÖNELİK TEHLİKE: CAM KIRIKLARIYLA HAZIRLANMIŞ SOSİS BULUNDU

St. Gallen’de bir köpek sahibi, Gübsensee’nin güneyinde cam kırıklarıyla hazırlanmış bir sosis buldu. Şehir Polisi, bölgede benzer yemlerin olabileceği uyarısında bulunarak hayvan sahiplerini dikkatli olmaya çağırdı.
Polis tarafından yapılan açıklamada, köpek sahibinin tehlikeli maddeyi fark ederek hayvanını son anda kurtardığı belirtildi. Veteriner hekim tarafından yapılan muayenede herhangi bir yaralanma tespit edilmedi.
Yetkililer, köpek sahiplerine şüpheli yiyeceklerle karşılaşmaları halinde derhal polise haber vermeleri çağrısında bulundu.
Gündem
FEDERAL HÜKÜMET, ÇİN’İN GÖZETİM VE BASKI FAALİYETLERİNE KARŞI KORUMA ÖNLEMLERİNİ DEĞERLENDİRİYOR

İsviçre’deki Uygurlar ve Tibetliler, Çin’in gözetim ve baskı uygulamalarına maruz kalıyor. İsviçre Federal Hükümeti, Çin’in bu gruplar üzerindeki transnasyonel baskı uygulamalarını inceleyen bir rapor yayımladı. Bu rapor, Çin’in, İsviçre’deki Tibetli ve Uygur diasporalarını gözetlediğini, toplulukları içinden casuslar yerleştirerek baskı yaptığını ve bu kişilerin gözlemlerini kaydederek tehditlerde bulunduğunu ortaya koyuyor.
Federal Hükümet’in yayımladığı raporda, Çin’in bu tür faaliyetlerini, diplomatik engeller nedeniyle tam anlamıyla cezalandırmanın zor olduğuna dikkat çekildi. Ancak, söz konusu casusluk eylemlerinin hukuki yollarla takip edilebileceği ve hedef alınan kişilerin dikkatli olmaları gerektiği ifade ediliyor. Çin’in istihbarat birimleri, İsviçre’deki Tibetli ve Uygur topluluklarının içindeki bazı bireyleri casus olarak kullanarak, bu grupların faaliyetlerini izliyor. Örneğin, gizli ajanlar, basın mensubu, turist veya öğrenci kılığında topluluklara sızabiliyor.
Hukuki ve Sosyal Zorluklar
Rapor, bu tür gözetim ve baskı faaliyetlerinin, özellikle dijital araçlar ve otoriter devletlerin işbirliğiyle daha karmaşık hale geldiğine dikkat çekiyor. Bu durumun, İsviçre’nin egemenliğini tehdit edebileceği belirtiliyor. Ancak, bu tür faaliyetlerin cezai yaptırımlarla karşılanması için siyasi casusluk gibi suçların kanıtlanması gerektiği ifade ediliyor.
Özel gözetim ve tehditlere karşı, bireylerin sivil yasal yollarla başvurabileceği ancak genellikle tanımadıkları kişilerle ilgili dava açmanın mümkün olmadığı vurgulanıyor. Hükümet ayrıca, hedef alınan kişilerin daha dikkatli olmalarını sağlamak için eğitim ve farkındalık artırma önlemleri öneriyor.
Uygurların Durumu
Raporda, Çin’in Uygur topluluğuna yönelik benzer baskılar uyguladığı da belirtiliyor. Ancak İsviçre’deki Uygur nüfusunun az olması nedeniyle, ülke genellikle bu tür operasyonların geçiş noktası olarak kullanılmakta. Federal Hükümet, bu tür baskılara karşı daha fazla koruma önlemi geliştirilmesi gerektiğini savunuyor. Bu önlemler, hem yerel yetkililer için eğitim ve bilinçlendirme, hem de mağdurlara yönelik destek ve danışmanlık hizmetlerini içeriyor.
Sonuç ve Öneriler
Federal Hükümet, özellikle Tibet ve Uygur toplulukları için Çin’in gözetim faaliyetlerinin artarak devam edeceğini öngörüyor. Hükümet, daha fazla önlem alınması gerektiğini belirterek, transnasyonel baskıya karşı daha etkili çözümler geliştirilmesi gerektiğinin altını çiziyor.
İsviçre’deki 7.500 Tibetli ve 150 Uygur’un güvenliği için önerilen koruma önlemleri, diğer ülkelerdeki benzer baskılara karşı daha geniş çaplı bir stratejinin parçası olarak değerlendirilmektedir. Bu tür baskıların yalnızca Çin tarafından değil, Rusya ve Türkiye gibi diğer ülkeler tarafından da uygulandığı ifade ediliyor.
-
E-Dergi12 ay önce
İsviçre’nin Sesi Şubat 2024
-
Ekonomi11 ay önce
İsviçre’de Maaş Dengesi: Ortalama bir Kişinin Maaşı 6788 CHF
-
Yaşam10 ay önce
Kıskanç Kaynana Belirtileri: Gözden Kaçırmamanız Gereken 10 İşaret
-
İsviçre12 ay önce
Dünyanın En İyi Sağlık Kurumları: İlk 250 Hastane Sıralamasında İsviçre’den 10 Hastane
-
Gündem3 ay önce
ERDOĞAN KARŞITI PAYLAŞIMLARI SIĞINMA BAŞVURUSUNDA HAKLI GEREKÇE OLARAK GÖRÜLMEDİ
-
Dünya3 ay önce
META’NIN COVİD-19 AŞILARIYLA İLGİLİ YANILTICI BİLGİ KARARI: İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KISITLIYOR MU?
-
Gündem3 ay önce
TÜRKİYE’DEN GELEN SIĞINMA BAŞVURULARINA GETİRİLEN SERT UYGULAMALARA TEPKİ
-
Kültür Sanat1 yıl önce
Ferdi Tayfur’un Mücadele Dolu Hikayesi: Şeker Hastalığı ve Organ Nakli