Gündem
374.000 FRANK SOSYAL YARDIM ALAN KENYALI KADININ SINIR DIŞI KARARI İPTAL EDİLDİ
Kenyalı bir kadın, 17 yıl boyunca sosyal yardımla geçimini sağladıktan sonra, son dönemde sosyal yardımdan bağımsız hale geldiği için İsviçre’de kalma hakkını kazandı. Federal Mahkeme, kadının son yıllarda gösterdiği gelişimi dikkate alarak Bern Kanton Mahkemesi’nin sınır dışı edilme kararını bozdu. Mahkeme, kadının iş hayatındaki ilerlemesini ve sosyal yardıma dönme ihtimalinin düşük olduğunu belirterek İsviçre’de kalmasına onay verdi.
İsviçre’de yıllarca sosyal yardımla geçimini sağlayan bir Kenyalı kadın, kısa süre önce devlet desteğine olan bağımlılığından kurtuldu. Ancak bu durum, İsviçre’de kalması için yeterli mi? Federal Mahkeme bu soruyu yanıtladı.
Arka Plan: Evlilik ve Sosyal Yardım Bağımlılığı
Kenya’da kuaför salonu işleten 29 yaşındaki kadın, 2003 yılında bir İsviçre vatandaşıyla evlenip Avrupa’ya göç etti. Evliliği sayesinde oğlu da İsviçre vatandaşlığına hak kazandı. Ancak çift, iki yıl sonra ayrıldı ve eşi, evliliğin yabancılık yasalarından yararlanmak için yapıldığını iddia etti. Bu ayrılık sonrası, kadının zorlu yaşam mücadelesi başladı.
Kadın, 2006’dan 2023 yılı Mart ayına kadar toplamda 374,000 Frank sosyal yardım aldı. Çalışma hayatına tam anlamıyla uyum sağlayamayan Kenyalı kadın, istihdam ve entegrasyon programlarına katıldı, kısmi zamanlı işlerde çalıştı ancak alkol bağımlılığı gibi sorunlar iş hayatında istikrarsızlığa neden oldu. 2019 sonunda rehabilitasyon programı sayesinde bağımlılığını yendi.
Göçmenlik Yetkililerinin Kararı ve Mahkemeye İtiraz Süreci
Kadının oğlu, 2008 yılında bir koruyucu aileye yerleştirildi ve annesiyle belirli aralıklarla görüşmeye devam etti. Oğlunun 18 yaşına gelmesiyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde yer alan “aile hayatına saygı” ilkesi geçerliliğini yitirdi. Bu sebeple Bern Kanton İdare Mahkemesi, kadının İsviçre’den ayrılmasına karar verdi. Göçmenlik yetkilileri, yıllarca uyarılara rağmen kadının kendi kendine yetemediğini gerekçe göstererek 2019’da kadının oturma iznini iptal etti.
Kadın, bu karara karşı Federal Mahkeme’ye başvurdu.
Federal Mahkeme’nin Kararı
Federal Mahkeme, kadının 2019’dan sonra yaşamında olumlu bir gelişim gösterdiğini belirterek Bern Kanton Mahkemesi’nin kararını bozdu. Mahkemeye göre kadın, alkol sorununu yendikten sonra iş hayatında daha fazla istikrar kazanarak kendine yetebilir hale geldi. 2023’ten itibaren iki yarı zamanlı işte (hızlı yemek zincirinde %40, bir okulda mutfak görevlisi olarak %30) çalışarak 2604 Frank net gelir elde eden kadının, sosyal yardıma geri dönme ihtimalinin düşük olduğu değerlendirildi. Mahkeme, “Sosyal yardıma geri dönüş, son yıllarda kaydedilen gelişime ters düşer,” ifadesiyle kadının İsviçre’de kalmasına izin verdi.
Yasada Değişiklik ve Siyasilerin Tutumu
2019’da sosyal yardımla geçinen yabancıların oturma izninin iptaline yönelik yasalar daha da sıkılaştırılmıştı. Sosyal yardıma kalıcı bağımlı olanların oturma izni iptal edilip düzenli yenilenmesi gereken geçici bir izin verilmesi kararlaştırılmıştı. Bu kuralda “kalıcı bağımlılık” olarak iki-üç yıl boyunca sosyal yardım alınması, “kayda değer bağımlılık” olaraksa bir veya iki kişilik hanelerde 60,000 ila 100,000 Frank arasında yardım alınması olarak tanımlandı.
Geçtiğimiz yıl, Sosyal Demokrat Parti Ulusal Meclis Üyesi Samira Marti’nin “Yoksulluk bir suç değildir” adlı girişimi kabul edildi ve yasada bir değişiklik yapıldı. Yeni düzenlemeye göre, yalnızca kasıtlı olarak sosyal yardımla geçinmek isteyen kişilerin oturma izni iptal edilebilecek.
Bu olay, İsviçre’de sosyal yardımla geçinen göçmenler üzerindeki göçmenlik kurallarının sıkılaşması ve bu kişilerin ülkede kalabilmeleri için yasal gerekliliklerin daha titizlikle değerlendirilmesi gerektiğini bir kez daha gündeme taşıdı. Federal Mahkeme’nin kararı, sosyal yardım alan göçmenlerin topluma katkıda bulunmaları ve bağımsız bir yaşam sürmeleri halinde İsviçre’de kalmalarına olanak sağlanabileceğini gösteriyor.
#FederalMahkeme #SosyalYardım #İsvicre #İsviçre #isviçrehayat #isviçreninsesi #isviçrehaberleri #isviçredeyaşam #zürich #schweiz #schwiiz #suisse #svizzera #switzerland #avrupa #sondakika #haberler
Gündem
Luzern’DEKİ OTOMATİK TRAFİK İZLEME SİSTEMİ, FEDERAL MAHKEME TARAFINDAN DURDURULDU
Federal Mahkeme, Luzern Kantonu’nda otomatik araç takibi ve trafik izleme sisteminin uygulanmasını yasakladı. Mahkeme, özellikle araçların plaka bilgileri ile yolcuların görüntülerinin otomatik olarak kaydedilmesi ve bu verilerin uzun süre saklanmasının, “aşırı ve orantısız bir temel hak ihlali” olduğuna karar verdi.
Luzern Kantonu, 2022’de polisin araçları ve yolcuları sistematik olarak fotoğraflayarak verileri 100 gün boyunca saklamasına olanak sağlayan yasa değişikliklerini kabul etmişti. Ancak, bu değişiklikler, sosyalist ve yeşil partiler tarafından eleştirilerek, Federal Mahkeme’ye taşındı.
Mahkeme, Luzern’deki yasa değişikliklerinin, veri toplama ve depolama prosedürlerini yeterince sınırlamadığı ve insanların bilgi üzerindeki öz yönetim hakkını ihlal ettiği için, bu düzenlemeleri iptal etti. Bu kararın, tüm İsviçre’deki benzer uygulamaları etkileyebileceği düşünülüyor.
Veri Paylaşımı Zorluğu
Ayrıca, Luzern’in polisler arası veri paylaşım platformu oluşturma çabaları da mahkeme tarafından onaylanmadı. Mahkeme, veri paylaşımının, yalnızca yasada belirli kurallar altında ve belirli sınırlarla yapılabileceğini belirtti.
Bu karar, özellikle SP ve Yeşiller tarafından, özel hayatın korunması adına büyük bir zafer olarak görülüyor. Ancak, SVP (İsviçre Halk Partisi) bu karara itiraz etti ve güvenlik önlemlerinin daha fazla ön planda tutulması gerektiğini savundu.
Bu dava, gelecekteki polis yasası reformları için de önemli bir mihenk taşı olabilir.
#LuzernTrafikİzleme #VeriKoruma #FederalMahkeme #PolisYönetmeliği #ÖzelHayat #TrafikSistemi #Luzern #isviçre
Gündem
CİNSEL TACİZ İDDİALARI: BASEL ÜNİVERSİTESİ’NİN TUTUMU TARTIŞMA YARATIYOR
İki eski öğrenci, Basel Üniversitesi profesörlerini cinsel tacizle suçluyor. SRF’nin “Kassensturz” programında gündeme gelen bu iddialar, üniversitenin olaya karşı yaklaşımını ve mağdurları nasıl ele aldığını sorgulatıyor. 2015’te bilimsel yardımcı olarak çalışmaya başlayan Claudia Z., hocasının fiziksel yakınlık kurmaya başladığını ve sık sık uygunsuz şekilde dokunduğunu belirtiyor. Özellikle bir iş gezisinde Berlin’de, profesörün kendisini öpmeye çalışması sonrası, bu tacizi reddetti. Ancak, tehdit edileceğinden korkarak şikâyetini ancak üniversiteden ayrıldıktan sonra yaptı.
İlk araştırma raporunda, cinsel taciz suçlaması “şüpheye yer bırakmayacak şekilde” kanıtlanamamış olsa da, profesörün üniversite tarafından uyarıldığı ve tekrar ederse işten çıkarılacağı konusunda yazılı bir uyarı almış olduğu bildiriliyor. Diğer bir vakada ise, profesörün doktoradan sorumlu olduğu öğrencisini cinsel eyleme zorladığı belirtiliyor.
Üniversite, bu raporların açıklanmasını reddederek, özel hayatın korunmasının kamu çıkarından daha önemli olduğunu savundu. Ayrıca, kadınların travmatik tekrarlar yaşamasını engellemek adına kişisel verilerin korunmasının öncelik olduğu belirtildi. Ancak, her iki kadının da üniversiteye raporlarla ilgili görüş bildirme fırsatı verilmediği, bu sebeple kurumu suçlu tarafı korumakla suçladılar.
Bu olaylar, üniversitelerin cinsel tacizle mücadelede nasıl daha etkili olabileceği konusunda geniş bir tartışma başlatmış durumda.
Gündem
İSVİÇRE’DE ULUSAL DÜZEYDE YÜZÜ ÖRTME YASAĞI TARTIŞMALARA YOL AÇTI
1 Ocak 2025 itibariyle, İsviçre genelinde kamusal alanlarda yüzün tam olarak örtülmesine yönelik yasak yürürlüğe girecek. Bazı kantonlarda 2024 yılında yürürlüğe giren ve halihazırda yürürlükte olan bu yasağın uygulanmasıyla ilgili tartışmalar ve deneyimler, yeni dönemde ülke genelinde nasıl işleyeceğine dair soru işaretleri doğuruyor.
Yasak Kimleri Kapsıyor?
Bu yeni yasak yalnızca Burka ve peçe takan kadınları değil, yüzlerini örten tüm bireyleri kapsıyor. Örneğin, stadyumlarda, siyasi ya da diğer gösteri ve protestolarda yüzü kapatma durumu, yalnızca yetkili makamlardan izin alındığı takdirde geçerli olacak. Bu kurallara uymayanlar için 1000 Frank’a kadar para cezası öngörülüyor.
Güvenlik ve Şeffaflık Gerekçesi
Destekleyenler, bu yasanın özellikle kimlik tespiti gereken durumlarda güvenliği artıracağı görüşünde. Yasağın, yüzü kapatan kişilerin kimliğini belirlemeyi kolaylaştıracağı ve kamusal güvenliği artıracağına inanıyorlar. Özellikle protestolar veya spor etkinlikleri gibi gerilimin yüksek olduğu yerlerde, yüzü örtmenin yasaklanması şiddet olaylarını azaltabilir ve kamu güvenliğini güçlendirebilir. Bu görüşü savunanlar, yasağın toplumun genel düzenine katkıda bulunacağını ifade ediyor.
Özgürlük Kısıtlaması Tartışmaları
Diğer yandan, yasağı bireysel özgürlüklere ve dini ifadelere müdahale olarak görenler de var. Özellikle burka veya diğer yüz kapatma giysilerini dini veya kişisel tercih olarak kullananlar, bu yasağın gereksiz bir kısıtlama olduğunu düşünüyor. Bu görüşteki kişiler, yüzü örtmenin bireysel bir seçim olduğunu ve kamusal düzeni tehdit etmediği sürece devletin buna müdahale etmemesi gerektiğini savunuyor.
Uygulamada Zorluklar ve Deneyimler
Yasanın uygulanabilirliği de tartışma konusu. İsviçre’de Tessin ve St. Gallen kantonlarında halihazırda yüzü örtme yasağı bulunuyor ve buradaki deneyimler, bu tür yasakların pratikte zorluklara yol açtığını gösteriyor. Tessin’de pandemi öncesine kadar az sayıda kişiye ceza kesilmişken, St. Gallen’de yasak uygulanmaya başlandığından bu yana hiçbir cezai işlem yapılmamış. Bu durum, yasağın uygulanmasının zorluklarını ortaya koyuyor ve gerçek anlamda kaç kişinin bu yasaktan etkileneceği sorusunu gündeme getiriyor.
Uygulama Güçlükleri
Polisin bu yasayı etkin bir şekilde uygulayıp uygulamayacağı konusunda ise şüpheler var. Özellikle toplumsal etkinliklerde yüzü örten kişilerin tespit edilmesi, kolluk kuvvetleri için oldukça zahmetli bir süreç olarak değerlendiriliyor. Bu yüzden ceza sayısının sınırlı kalabileceği öngörülüyor.
Farklı Bakış Açıları
Yüzü örtme yasağına dair görüşler, kişilerin değerlerine ve dünya görüşlerine göre değişiklik gösteriyor. Bazı kesimler yasağı güvenlik adına olumlu bir gelişme olarak değerlendirirken, diğerleri bu düzenlemenin orantısız bir müdahale olduğunu düşünüyor ve kişisel haklara zarar verdiğini savunuyor.
Genel Değerlendirme
İsviçre’de yüzü örtme yasağı, kamusal alanlarda güvenliği sağlama amacıyla yürürlüğe konulsa da, uygulamada yaratacağı zorluklar ve bireysel özgürlükler üzerindeki etkisi nedeniyle tartışmalara yol açıyor. Yasanın ilerleyen dönemde nasıl bir etki yaratacağı ise İsviçre’deki sosyal ve kültürel dinamikler çerçevesinde şekillenecek gibi görünüyor.
-
E-Dergi9 ay önce
İsviçre’nin Sesi Şubat 2024
-
Ekonomi8 ay önce
İsviçre’de Maaş Dengesi: Ortalama bir Kişinin Maaşı 6788 CHF
-
Yaşam7 ay önce
Kıskanç Kaynana Belirtileri: Gözden Kaçırmamanız Gereken 10 İşaret
-
İsviçre8 ay önce
Dünyanın En İyi Sağlık Kurumları: İlk 250 Hastane Sıralamasında İsviçre’den 10 Hastane
-
Gündem9 ay önce
İsviçre’nin Sesi Yankılanıyor…
-
Gündem2 ay önce
HÄGENDORF’TA TÜRKÇE “SİZ BENİ YAKTINIZ SİZ!” DİYE BAĞIRDIĞI DUYULAN ADAM KENDİNİ YAKTI: DURUMU AĞIR, HELİKOPTERLE HASTANEYE KALDIRILDI
-
Gündem10 ay önce
Biel’de Skandal: Cinsel İlişki Karşılığında Yabancılara Oturma İzni Belgesi!
-
Gündem9 ay önce
İsviçre’de Emeklilik Oylaması: Kritik Karar!