Sosyal Medya

Gündem

ZUG KANTONU VATANDAŞLIK BAŞVURULARINDA PATLAMA – NEDENİ YENİ YASALAR

yazar

Yayınlayan

on

Zug Kantonunda, 1 Ocak 2025’te yürürlüğe giren yeni ve daha sıkı vatandaşlık şartları nedeniyle başvurularda büyük bir artış yaşandı. Birçok kişi, eski düzenlemelerin sunduğu kolaylıklardan yararlanabilmek için 2024 yılı sonuna kadar başvuru yapmayı tercih etti.

Başvurularda Büyük Artış
Zug Göçmenlik Dairesi’ne göre, 2023 yılında toplamda 393 vatandaşlık başvurusu yapılırken, 2024 yılında bu sayı 600’e yaklaştı. Özellikle dil ve sosyal yardım şartlarının zorlaşacağı bilindiği için birçok kişi acele etti.

Yeni Vatandaşlık Şartları
1 Ocak 2025 itibarıyla yürürlüğe giren düzenlemeler, vatandaşlık başvurularını daha zorlu hale getiriyor. İşte dikkat çeken değişiklikler:

  • Sosyal Yardım Şartı: Son 5 yıl içinde sosyal yardım alınmamış ya da alınan yardım tamamen geri ödenmiş olmalı. (Önceden bu süre 3 yıldı.)
  • Dil Seviyesi: Başvuru sahiplerinin B2 seviyesinde Almanca konuşma, B1 seviyesinde ise yazma becerisi göstermesi gerekiyor.
  • Yaş Sınırı: Reşit olmayan başvuru sahipleri, ancak 16 yaşından itibaren kendi başvurularını yapabilecek.

Zorluklar ve Eleştiriler
Yeni düzenlemeler, başvuru sahipleri için ciddi zaman ve maliyet yükü oluşturuyor. Dil becerilerini geliştirmek isteyen kişiler, 200 ila 300 saat ek eğitim almak zorunda kalabilir. Özellikle yaşlılar ve düşük eğitim düzeyine sahip bireylerin bu seviyelere ulaşmasının zor olacağı belirtiliyor. Zug Göçmenlik Dairesi yetkilisi Esther Dunn, “Dil gereksinimleri bazı gruplar için ciddi bir engel oluşturabilir,” dedi.

Hedef: Daha İyi Entegrasyon
Zug İçişleri Dairesi, bu düzenlemelerin entegrasyonu güçlendirmeyi amaçladığını belirtti. Yetkililer, İsviçre vatandaşlığına kabul edilen bireylerin, toplumsal, ekonomik ve politik yaşama tam katılım sağlayacak seviyede olmalarının önemine dikkat çekti.

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

AROSA TELEFERİK YETKİLİLERİ HAKKINDAKİ SUÇLAMALAR KESİN OLARAK DÜŞÜRÜLDÜ

yazar

Yayınlayan

on

By

Arosa’daki teleferik işletmesinin yöneticileri hakkındaki “birden fazla kez menfaat sağlama” suçlamaları, nihai olarak düşürüldü. Geçtiğimiz Ekim ayında ilk derece mahkemesi, Arosa Teleferikleri Yönetim Kurulu Başkanı ve Müdürü hakkındaki suçlamalardan beraat kararı vermişti. Graubünden Savcılığı, bu kararı temyize götürmeyeceğini duyurdu.

NE OLMUŞTU?
2014-2022 yılları arasında, Arosa Teleferikleri’nin yöneticilerinin, Arosa ve Chur’daki siyasetçilere ve kamu görevlilerine ücretsiz veya indirimli kayak sezon kartları sağladığı öne sürülmüştü. Yaklaşık 60 kişinin faydalandığı bu teklif, siyasetçiler, yerel hükümet üyeleri, belediye meclisi üyeleri, orman memurları ve polis memurlarını kapsıyordu.

Arosa’daki kayak alanının üçte ikisi Chur’a ait olduğu için, bu uygulamadan Chur’daki siyasetçi ve kamu görevlilerinin de yararlandığı belirtildi. Sunulan indirimlerin toplam değeri kişi başına 550 Frank’a kadar çıkabiliyordu.

Graubünden Savcılığı, Tessin Radyo ve Televizyonu’nun (RSI) haberine dayanarak, davayı temyize götürmeyeceğini doğruladı. Böylece beraat kararları kesinleşmiş oldu.

TELEFERİKLERİN DURUMUNA GENEL BAKIŞ
Bu olay, İsviçre’nin dağlık bölgelerindeki teleferik işletmelerinin ekonomik ve politik ilişkilerini bir kez daha gündeme taşıdı. Arosa- Lenzerheide kayak merkezi gibi tesisler, yerel ekonomilere büyük katkı sağlarken, bu tür davalar, kamu kaynaklarının yönetimi konusunda dikkat çekici örnekler oluşturuyor.

Haberin Devamını Oku

Gündem

4 GENÇ KIZA 1. SINIFA GİRİŞ YÜZÜNDEN CEZA – ÖĞRETMENLER BİRLİĞİ SBB’Yİ ELEŞTİRDİ

yazar

Yayınlayan

on

By

İsviçre’nin Luzern kantonunda, okuldan sonra bölgesel bir trene binen 15 yaşındaki dört kız öğrenci, 1. sınıf vagonuna girmeleri nedeniyle İsviçre Federal Demiryolları (SBB) tarafından cezalandırıldı.

Olay, özellikle yoğun saatlerde sıkça karşılaşılan bir durumu yansıtmaktadır. 2. sınıf vagonunun girişinin kalabalık olmasından dolayı, gençler başka bir seçenek bulamayarak 1. sınıf vagonunun giriş kapısını kullandılar. Ancak, yalnızca 2. sınıf biletiyle seyahat edenlerin 1. sınıfa girmeleri yasaktır. Bu nedenle, kontrolörler tarafından fark edilen genç kızlar, her biri 75 franklık ceza ödemek zorunda kaldı.

Kızlardan birinin annesi, cezanın orantısız olduğunu belirterek SBB’ye başvurdu. Ancak SBB, 2. sınıf biletiyle 1. sınıf vagonlarında bulunmanın, giriş alanları, koridorlar ve bekleme alanları dahil olmak üzere tamamen yasak olduğunu belirterek, herhangi bir esneklik göstermedi.

2016 yılına ait açıklamalara göre, SBB o dönemde, bölgesel trenlerde 2. sınıf bileti olan yolcuların 1. sınıf vagonlarının giriş alanlarında bulunmasına izin veriyordu. Ancak, SBB’nin bu yaklaşımı artık geçerli değil ve kurallar sıkı bir şekilde uygulanıyor.

Luzern kantonunun merkezi tren hattı (Zentralbahn) ise SBB’nin uygulamasını doğru bulduğunu belirtti ancak ceza tutarının yarıya indirildiği ifade edildi.

Lehrernetzwerk Schweiz (LNCH), olayla ilgili sert bir açıklama yaptı. Öğretmenler Birliği, gençlerin sadece birkaç dakika boyunca 1. sınıf vagonunun ön kısmında bulunduklarını, çünkü 2. sınıf vagonunun tamamen dolmuş olduğunu belirtti. Bu nedenle, kontrolörlerin gösterdiği sert tutumun gereksiz ve orantısız olduğunu ifade etti.

LNCH, SBB’nin çocuklar ve gençlerle olan tutumunun hatalı olduğunu vurgulayarak, ceza bedellerini ödeme teklifinde bulundu. “Bizim için gençler 1. sınıf,” diyen LNCH, Luzern kantonundan gelen dört kızın cezalarını üstlenmek için ailelerin kendilerine başvurmasını istedi.

Öğretmenler Birliği, gençlerin eğitim ve sosyal gelişimleri açısından daha dikkatli ve anlayışlı bir yaklaşımın benimsenmesi gerektiğini ifade etti.

Haberin Devamını Oku

Gündem

İSVİÇRELİLER ET TÜKETİMİNİ AZALTIYOR: FLEXİTARYANLARIN SAYISI ARTIYOR

yazar

Yayınlayan

on

By

Yapılan araştırmaya göre, İsviçre’deki hanelerde et tüketimi azalırken, Flexitaryan sayısı artıyor.

İsviçre’deki hanelerde et tüketimi giderek daha az tercih ediliyor. St. Gallen Üniversitesi’nin yaptığı son ankete göre, 2022’de hayvansal ürünleri hiçbir kısıtlama olmadan tüketen hanelerin oranı %71 iken, 2024’te bu oran %64’e düştü.

Bu değişimde en belirgin artış, “Flexitaryan” olarak tanımlanan kişilerde yaşandı. Flexitaryanlar, et ve balık tüketimini bilinçli olarak azaltan ancak tamamen terk etmeyen kişiler olarak tanımlanıyor. Araştırma sonuçlarına göre, 2022’de Flexitaryan olarak tanımlanan hanelerin oranı %18 iken, 2024’te bu oran %27’ye çıkarak %45’lik bir artış gösterdi.

Buna karşın, vegan ve vejetaryen beslenme biçimlerinde çok fazla bir değişiklik gözlemlenmedi. Vejetaryen hanelerin oranı %7,8’den %8,1’e, vegan hanelerin oranı ise %0,5’ten %0,3’e düşerek düşük kaldı.

Süt Tüketimi Sabit Kaldı

Et ve balık tüketimi azalırken, süt ürünleri tüketimi ise sabit kaldı. Çalışmaya göre, süt ve yoğurt alternatiflerinin artmasına rağmen, bitkisel bazlı süt ve yoğurt ürünlerinin tüketimi İsviçre’de hala oldukça düşük seviyelerde kaldı.

St. Gallen Üniversitesi’nin gerçekleştirdiği araştırma, 2024 yılı Mayıs ve Haziran aylarında yapılan 308 hane görüşmesine dayanmaktadır. Mayıs ayında İsviçre’de yoğun yağışlar yaşanması, bu dönemde barbekü sezonunun gecikmesine neden olmuş ve bu durum tüketim alışkanlıklarını etkileyerek araştırmanın sonuçlarını şekillendirmiş olabilir

Haberin Devamını Oku

Trendler