Dünya
Türkiye-AB İlişkilerindeki Gelecek: Avrupa Parlamentosu Seçimlerinin Etkileri
Avrupa Parlamentosu seçimlerinin Türkiye-AB ilişkilerini nasıl etkileyeceği merak konusu olmaya devam ediyor. Türkiye, son yıllarda demokratik süreçlerle ilgili yaşanan tartışmalar nedeniyle AB’ye üyelik sürecinde tıkanma yaşarken, Avrupa Parlamentosu’nun aldığı kararlar Türkiye-AB ilişkilerinin seyrini belirlemede önemli bir rol oynuyor.
AB’nin yasama organı olarak görev yapan Avrupa Parlamentosu’nun son yıllarda onayladığı raporlar, Türkiye’nin AB’ye katılım müzakerelerinin yeniden başlamasının zor olduğunu ve AB-Türkiye ilişkilerinin yeni ve daha gerçekçi bir çerçeveye oturtulması gerektiğini belirtiyor. Ancak, hafta sonu gerçekleşen seçimlerin ardından oluşan yeni parlamentonun Türkiye konusunda farklı bir tutum izlemesi beklenmiyor.
Diplomatik kaynaklar, seçim sonuçlarının Türkiye’nin AB ile ilişkileri açısından olumsuz bir durumu işaret ettiğini belirtiyor. Özellikle, aşırı milliyetçi partilerin Avrupa genelinde ve büyük üye devletlerdeki oy oranlarının artması, Türkiye’nin üyeliğine karşı çıkılmasını içeren ortak bir söylemin yaygınlaşmasına yol açtı.
Geçmişte daha esnek bir tutum sergileyen merkez sağ partiler ve sosyal demokratların Türkiye’ye karşı daha muhafazakar bir tavır almasıyla, Türkiye-AB ilişkilerinin geleceğinin daha da belirsiz hale geldiği görülüyor. Bu durum, Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye’ye yönelik daha sert raporlar hazırlaması ve yeni ilişki biçimlerinin gündeme alınması ihtimalini güçlendiriyor.
Türkiye’nin Avrupa Parlamentosu’ndan beklentisi ise tarafsız, rasyonel ve yapıcı bir tutum sergilenmesi. Ancak, aşırı sağın yükselişi, Türkiye kökenli vatandaşların yaşam koşullarını ve güvenliğini etkileyebileceği endişelerini beraberinde getiriyor. Bu nedenle, Türkiye’nin Avrupa’daki temaslarda, Türkiye kökenli vatandaşların milliyetçilik ve İslamofobi gibi akımlardan korunması için çağrıda bulunduğu biliniyor.
Türkiye’nin mevcut konjonktürde AB ile ilişkilerini sürdürmesi ve parlamento onayına gerek duymadan ilerleme kaydetmesi dikkat çekici bir nokta. Ancak, Türkiye’nin AB’nin dış politika ve güvenlikten sorumlu Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in geçen yıl sunduğu raporda yer alan tavsiyelerin hayata geçirilmesini beklediği biliniyor. Bunlar arasında üst düzey siyasi diyaloğun yeniden başlatılması, gümrük birliğinin güncellenmesi ve vize kolaylığının sağlanması gibi konular bulunuyor.
Ancak, Türkiye’nin en önemli beklentilerinden biri olan gümrük birliğinin güncellenmesi konusunda olumlu bir adım atılması beklenmiyor. Bunun en önemli nedenlerinden biri, Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bu konuda engel oluşturması. Bu iki ülke, Türkiye’nin mevcut gümrük birliği anlaşmasını Kıbrıs Cumhuriyeti’nin de kullanabilmesini sağlayacak Ankara Protokolü’nü onaylamaması nedeniyle kararı veto ediyor.
Türkiye’nin önümüzdeki süreçte AB ile ilişkilerinde nasıl bir yol izleyeceği ve Avrupa Parlamentosu’nun alacağı kararların Türkiye-AB ilişkilerini nasıl etkileyeceği merakla bekleniyor.
Dünya
AVUSTRALYA ÇOCUKLARA SOSYAL MEDYA YASAĞI GETİRMEYE HAZIRLANIYOR
Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, sosyal medya platformlarının çocuklar üzerindeki etkilerine dikkat çekerek, çocuklar için sosyal medyayı yasaklayacaklarını duyurdu.
ABC News Avustralya’nın haberine göre, Albanese, yıl sonuna kadar sosyal medya platformlarına yaş sınırı getirecek bir yasa tasarısını meclise sunmayı planladıklarını açıkladı. Başbakan, bu yasayla çocukların sosyal medyanın olumsuz etkilerinden korunmasını amaçladıklarını belirtti. Hangi yaş grubuna yönelik bir yasak getirileceği konusunda ise istişarelerin sürdüğü ifade edildi.
Albanese, sosyal medyanın çocukları gerçek hayattan, ailelerinden ve arkadaşlarından uzaklaştırdığını ve ebeveynlerin bu durumdan endişe duyduğunu vurguladı. Uzun süredir ülkenin gündeminde olan bu sosyal medya yasağı önerisi, kamuoyunda tartışmalara yol açtı.
Yasağa destek verenler, sosyal medyanın çocukların gelişimini olumsuz etkilediğini savunurken, bazı karşıt görüşlü kişiler, sosyal medyadan uzaklaştırılan çocukların gizlice hesap açıp karşılaştıkları sorunları saklayabilecekleri ve yardım istemekten çekinebilecekleri endişesini dile getiriyor.
Geçtiğimiz günlerde Güney Avustralya eyaleti, 14 yaşından küçük çocuklar için sosyal medya yasağı getirmeye hazırlandığını açıklayarak bu yöndeki adımları hızlandırmıştı.
#Avustralya #SosyalMedyaYasağı #AnthonyAlbanese #ÇocukKoruma
Dünya
STUTTGART’TA ŞOKE EDEN OLAY! 110 SUÇA KARIŞAN SURİYELİ AİLE
Stuttgart’ta yaşayan Suriyeli H. ailesi, 2016 yılında Aleppo’dan Almanya’ya göç ettikten sonra, işledikleri suçlarla gündeme gelmeye devam ediyor. Ailenin fertleri toplamda 110 suç işledi, ve bu sayının artmaya devam ettiği belirtiliyor. Aile üyelerinden Mufed H. (21) ve kardeşi Khalil H. (17) bu suçlarda başı çekiyor.
KHALIL VE MUFED’İN SUÇ DOSYALARI KABARIK
Khalil H., henüz 17 yaşında olmasına rağmen iki buçuk yıl içinde 34 suç işledi ve son olarak bıçaklı saldırılar nedeniyle tutuklu yargılanıyor. Ailesinin diğer fertleri de benzer şekilde suçlara karışmış durumda. Mufed H. ise üç yıllık cezasının ardından sadece iki ay önce tahliye edilmişti. Ancak bu hafta içinde Stuttgart şehir merkezinde iki ayrı bıçaklı soyguna karıştığı gerekçesiyle yeniden tutuklandı. Mufed, iddialara göre bir kutu açacağı bıçağıyla iki 16 yaşındaki kız çocuğunu tehdit ederek telefonlarını gasp etti. Ardından, yakındaki başka bir kadını da benzer şekilde tehdit etti ancak bu girişimi başarısız oldu.
SUÇLAR TEKRARLANIYOR, AYNI MEKANLAR
Olayların sıklıkla aynı bölgede, Stuttgart’ın merkezi Mailänder Platz’da gerçekleşmesi dikkat çekiyor. Mufed’in kardeşi Edo (19) da geçen yıl bu bölgede gerçekleşen bir bıçaklı kavga nedeniyle şu anda yargılanıyor. H ailesinin sadece kardeşleri değil, baba ve iki kız kardeşi de poliste tanınıyor. Suçların şiddeti artarken, aile üyelerinin ceza süreleri de uzuyor.
İÇİŞLERİ BAKANI’NDAN AÇIKLAMA: SURİYE’YE GERİ GÖNDERMEK GÜNDEMDE
İçişleri Bakanı Nancy Faeser, suç işleyen yabancı uyrukluların, güvenlik önceliği sebebiyle, Suriye’ye geri gönderilebileceğini belirtti. Stuttgart’ta H ailesinin yarattığı güvenlik sorunu halk arasında büyük endişeye yol açıyor. Yetkililer, bu suçların cezasının sınır dışı edilmek olması gerektiğini vurguluyor.
Aile üyelerinin suç geçmişi göz önünde bulundurulduğunda, kamuoyunda büyük bir tepki oluşmuş durumda. Almanya’nın çeşitli şehirlerinde benzer suçlara karışan aileler için bu tür sınır dışı politikalarının uygulanması talep ediliyor.
Toplumda güvenin sağlanması için adaletin, bu gibi sürekli suç işleyen yabancı uyruklu kişiler için en ağır şekilde tecelli etmesi gerektiği vurgulanıyor.
#Stuttgart #GöçmenSuçları #Almanya #Güvenlik #Hukuk #GöçmenPolitikası #SınırDışı #İçişleriBakanlığı #Suriye #İsviçre #Suisse #Svizzera #Switzerland #deutschland #asyl #migration
Dünya
ÜLKEYİ SARSAN SEKİZ YAŞINDAKİ NARİN’İN KAYBI VE ŞÜPHELİ ÖLÜMÜ DÜNYA MEDYASINDA
Türkiye’de, Diyarbakır’ın küçük bir köyünde 21 Ağustos’tan bu yana kayıp olan sekiz yaşındaki Narin’in cansız bedeninin bulunması, tüm ülkeyi derinden sarstı ve dünya basınında geniş yankı buldu.
Dünyanın sayısız medya kuruluşunda yer alan bu trajik olay, İsviçre’nin önemli haber kaynaklarından Swissinfo’da da geniş yer buldu. Haberin başlığı şöyleydi:
“TÜRKİYE’DE SEKİZ YAŞINDAKİ KIZ ÇOCUĞUNUN KAYBI VE ŞÜPHELİ ÖLÜMÜ ÜLKEYİ SARSTI.”
Swissinfo’da Yer Alan Haber:
Haftalar süren arama çalışmalarının ardından, Narin’in cesedi, memleketine yakın bir nehir kenarında, taşlar ve dallar altına saklanmış bir çuval içinde bulundu. Otopsi işlemi tamamlanmasına rağmen, ölüm nedeni ve zamanı henüz açıklanmadı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un açıklamasına göre, Narin’in cesedinin bulunmasının ardından 24 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında Narin’in annesi, babası ve kardeşi de bulunuyor. Daha önce, amcası cinayet ve özgürlüğü kısıtlama şüphesiyle tutuklanmış ve baş şüpheli olarak görülüyor.
Cenaze ve Toplumsal Tepki:
Narin’in cenazesi pazartesi günü defnedilecek. Olay, Türkiye genelinde büyük yankı uyandırırken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da olaya müdahil oldu ve sorumluların hesap vereceğini belirtti. Ünlü isimler ve halk, bu trajik olay karşısında taziye mesajları paylaşırken, kadın hakları örgütleri adalet talep ederek protesto gösterileri düzenleme çağrısında bulundu. Olayın vahameti ve suçluların cezalandırılmasına yönelik toplumsal talepler, Türkiye’de derin bir yankı uyandırmaya devam ediyor.
Bu acı olay, Türkiye’nin kayıpların bulunması ve adaletin sağlanması adına daha güçlü adımlar atmasının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
#Türkiye #Turkey #Turquie #Türkei #Turquia #Turchia #Turkije #Turcja #Turki #Turquia
#Diyarbakır #TürkiyeNarinHaberleri #Narinkayıp #Adalet #ÇocukHakları #KadınHakları #ToplumsalTepki #Narin #Çocuk #KızÇocuğu #TürkiyeHaberleri #SonDakika #isviçre #swissinfo #isviçrehaberleri
-
E-Dergi7 ay önce
İsviçre’nin Sesi Şubat 2024
-
Ekonomi6 ay önce
İsviçre’de Maaş Dengesi: Ortalama bir Kişinin Maaşı 6788 CHF
-
Yaşam5 ay önce
Kıskanç Kaynana Belirtileri: Gözden Kaçırmamanız Gereken 10 İşaret
-
İsviçre6 ay önce
Dünyanın En İyi Sağlık Kurumları: İlk 250 Hastane Sıralamasında İsviçre’den 10 Hastane
-
Gündem7 ay önce
İsviçre’nin Sesi Yankılanıyor…
-
Gündem8 ay önce
Biel’de Skandal: Cinsel İlişki Karşılığında Yabancılara Oturma İzni Belgesi!
-
Gündem7 ay önce
İsviçre’de Emeklilik Oylaması: Kritik Karar!
-
İsviçre7 ay önce
Fibula Travel’ın Başarısına Bir Bakış: Zürih Oerlikon Ofisi’nde Yapılan Ziyaret