Dünya
Sosyal Medya Göçmenlere Karşı Nefreti Tahrik Ediyor
Göçmen Karşıtı İçerikler Sosyal Medyada Daha Hızla Yayılıyor ve Prim Yapıyor
Haber: Cemil Baysal
📰⏱️ (Okuma Süresi: 3 dk)
Sosyal medyanın göçmenlik tartışmalarında gerilimi artıran rolü, Liverpool Üniversitesi tarafından yapılan kapsamlı bir araştırma ile gözler önüne serildi. Araştırma, göçmen karşıtı kullanıcıların sosyal medyayı daha aktif bir şekilde kullandığını ve göçmenlerin ise genellikle daha pasif kaldığını ortaya koyuyor. Francisco Rowe ve doktora öğrencisi Andrea Nasuto’nun yürüttüğü çalışma, 2019 ve 2020 yıllarına ait 200.000’den fazla Tweet’i inceledi. Araştırma, göçmen karşıtı içeriklerin göçmen dostu tweet’lerden çok daha hızlı yayıldığını ve yalnızca birkaç kullanıcının, bu tür içeriklerin büyük bir kısmından sorumlu olduğunu gösteriyor.
Anti-Tweet’ler Virüs Gibi Yayılıyor
Araştırma, Birleşik Krallık’taki göçmen destekçileri ve karşıtları arasında yüksek bir kutuplaşma olduğunu doğruluyor. İnceleme döneminde, göçmen destekçileri topluluğu göçmen karşıtları topluluğundan 1,69 kat daha büyük olmasına rağmen, göçmen karşıtları daha aktif ve içeriklerle daha çok ilgileniyor. Göçmen karşıtı tweet’ler, göçmen dostu tweet’lerden 1,66 kat daha hızlı yayıldı.
Göçmen karşıtı topluluk içinde, kullanıcıların yalnızca yüzde biri, göçmen karşıtı tweet’lerin yaklaşık yüzde 23’ünü üretirken, göçmen destekçilerinin en üstteki yüzde biri, bu tür tweet’lerin sadece yüzde 12’sini oluşturdu. Genel olarak, botlar yani metin robotları, göçmen destekleyici veya karşıt içeriklerin önemli üreticileri ve yayılmacıları arasında yüzde birin altında kalıyor, bu da onların sınırlı bir etkiye sahip olduğunu gösteriyor.
Bıçaklı Şiddet ve Sosyal Medya Etkisi
Araştırmacılar, göçmen karşıtı çevrimiçi içeriklerin gerçek dünyada zarar verebileceğini ve şiddete yol açabileceğini belirtiyor. Bu durum, Birleşik Krallık’ta Southport’ta bir dans etkinliğinde üç kızı bıçakla öldüren bir genç olayında net bir şekilde görüldü. Sosyal medyada, saldırganın bir müslüman sığınmacı olduğu şeklinde yanlış bir bilgi yayıldı.
Britanyalı bilim insanları, nefret içeriklerinin internet ortamında kontrol altına alınması için, özellikle aktif göçmen karşıtı kullanıcıların tanımlanıp izlenmesinin faydalı olabileceğini öneriyor.
#GöçmenKarşıtı #SosyalMedya #Nefretİçerikleri #Araştırma #LiverpoolÜniversitesi #GöçmenDestekçileri #AntiGöçmen #Haberler #SonDakika #Şiddet #BilimselAraştırma
Dünya
SCHENGEN KRİZİ: ALMANYA’DAN AB ÜLKELERİNİ KIZDIRAN KARAR! DENETİMLER BUGÜN BAŞLADI…
Okuma süresi: 3 dakika
Almanya, Avrupa Birliği ile ilişkilerinde yeni bir kriz yaratan Schengen bölgesi sınır kontrollerine başladı. Bu karar, özellikle düzensiz göçle mücadele ve sınır ötesi suçlarla başa çıkma gerekçesiyle alındı. Ancak, Almanya’nın 9 komşu ülkesi bu kararı sert bir dille eleştiriyor.
KONTROLLERİN KAPSAMI VE ETKİSİ
Bugünden itibaren, Almanya’nın Avusturya, Polonya, Çek Cumhuriyeti, İsviçre, Fransa, Lüksemburg, Belçika, Hollanda ve Danimarka ile olan kara sınırlarında pasaport ve kimlik kontrolleri sıkılaştırıldı. Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser, bu kontrollerin ülkeyi düzensiz göç ve sınır ötesi suç şebekelerine karşı koruma sağlayacağını ifade etti. Faeser, aynı zamanda bu denetimlerin “ülkenin güvenliğini korumak için gerekli bir adım” olduğunu vurguladı.
Almanya, bu kontroller kapsamında şimdiye kadar 30 bin kişinin ülkeye girişini engellediğini ve 1300’den fazla insan kaçakçısını yakaladığını duyurdu. Ancak, bu adım Avrupa’da özellikle Schengen bölgesinin temel ilkesi olan serbest dolaşıma zarar verdiği gerekçesiyle büyük tepki topluyor.
AB ÜLKELERİNDEN TEPKİLER: ‘KABUL EDİLEMEZ’
Polonya, Almanya’nın aldığı kararı sert bir şekilde eleştirerek, bu hamleyi “kabul edilemez” olarak nitelendirdi. Polonya Başbakanı Donald Tusk, Almanya’nın bu adımının Schengen anlaşmasının fiilen askıya alınması anlamına geleceğini ve bunun Avrupa içindeki serbest dolaşımı baltaladığını söyledi.
Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis ise sınır kontrolleriyle Schengen anlaşmasından geçici muafiyetlere gitmenin “yanlış bir strateji” olduğunu belirtti. Avusturya hükümeti de Almanya’nın daha fazla insanı geri çevirmesi durumunda bu kişileri kabul etmeyeceklerini açıkladı.
AŞIRI SAĞCI LİDERLERİN DESTEK MESAJLARI
Almanya’nın bu kararı, Avrupa’daki aşırı sağcı liderler tarafından ise memnuniyetle karşılandı. Hollanda Özgürlük Partisi’nden (PVV) Geert Wilders, Almanya’nın kararını “harika bir fikir” olarak nitelendirdi. Macaristan Başbakanı Viktor Orbán da sosyal medya üzerinden “Kulübe hoş geldiniz” diyerek destek verdi. Fransa’dan Marine Le Pen ise Fransa’nın ne zaman benzer bir adım atacağını sorguladı.
AB KOMİSYONU’NDAN AÇIKLAMA
AB Komisyonu, Almanya’nın sınır kontrolleri kararını istisnai bir durum olarak değerlendirdiklerini ve bu kontrollerin Schengen anlaşmasına zarar vermemesi gerektiğini belirtti. Komisyon Sözcüsü Anitta Hipper, Alman hükümeti ile bu konuda temas halinde olduklarını ve Berlin’in bu kararı neden aldığını analiz ettiklerini açıkladı.
SCHENGEN BÖLGESİNİN GELECEĞİ TEHLİKEDE Mİ?
Schengen bölgesi, üye ülkelere sınır kontrolleri olmaksızın serbest dolaşım imkânı sağlıyor ve bu, Avrupa ekonomisinin kritik bir unsuru olarak kabul ediliyor. Ancak Almanya’nın aldığı bu karar, Schengen bölgesinin geleceği konusunda ciddi endişelere yol açmış durumda. Uzmanlar, bu tür sınır kontrollerinin yaygınlaşmasının, Avrupa’daki serbest dolaşımı ve ekonomik ilişkileri olumsuz etkileyeceğini düşünüyor.
Almanya, bu kararı 15 Mart 2025’e kadar sürdüreceğini AB’ye bildirdi. Ancak, Polonya gibi ülkeler bu durumun devam etmesinin Avrupa’daki iç pazarın ve serbest dolaşımın büyük zarar göreceği konusunda uyarıda bulunuyor.
AŞIRI SAĞIN YÜKSELİŞİ VE GÖÇ KRİZİ
Almanya, Avrupa’da en fazla mülteci ve sığınmacıya ev sahipliği yapan ülke konumunda. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin raporuna göre, Almanya’da yaklaşık 3 milyon mülteci ve sığınmacı yaşıyor. Göç krizi, Avrupa’daki aşırı sağcı partilerin yükselmesine zemin hazırlarken, Almanya’nın bu yeni sınır kontrolleri uygulaması aşırı sağcı kesimler tarafından destek buluyor.
#Almanya #Schengen #AB #SınırDenetimi #Göç #Polonya #Fransa #Hollanda #Macaristan #Avrupa #deutschland #polen #ungarn #Frankreich #schweiz #isviçre
Dünya
ALMANYA’DA YILLARDIR KAYIP KÜÇÜK ÇOCUKLARI: 230 ÇOCUK HÂLÂ KAYIP
Almanya’da şu anda 14 yaşından küçük olan yaklaşık 230 çocuk kayıp durumda. Bu durum, aileler için sürekli bir kabusa dönüşüyor. Yıllık olarak yaklaşık 60.000 çocuk ve genç kaybolma bildirimi alınıyor. Çoğu çocuk sağ salim geri dönse de, tahminen iki yüzdelik bir kısmı yıllarca kayıp kalıyor veya tamamen kayboluyor.
Bilinen Kaybolma Vakaları: Gündemde Çok Konuşulan Örnekler
- Hilal Ercan (10) – 27 Ocak 1999’dan beri kayıp
- Inga Gehricke (5) – 2 Mayıs 2015’ten beri kayıp
- Katrin Konert (15) – 1 Ocak 2001’den beri kayıp
- Deborah „Debbie“ Sassen (8) – 13 Şubat 1996’dan beri kayıp
- Katrin Jarosch (13) – 21 Ocak 1989’dan beri kayıp
- Rebecca Reusch (14) – 18 Şubat 2019’dan beri kayıp
- Seike Sörensen (11) – 5 Ağustos 1993’ten beri kayıp
- Annika Seidel (11) – 10 Eylül 1996’dan beri kayıp
- Sandra Wißmann (12) – 28 Kasım 2000’den beri kayıp
Kaybolan Çocuklar ve Ailelerinin Yaşadığı Zorluklar
Uzmanlar, kaybolan çocukların genellikle birkaç gün içinde bulunabildiğini belirtiyor. Ancak, aileler kaybolan çocukları hakkında kesin bilgi alana kadar uzun yıllar süren bir belirsizlik ve umutsuzluk yaşıyor. Yetkililer, kaybolan çocukların bulunabilmesi için halktan yardım ve dikkat bekliyor.
#KaybolanÇocuklar #Almanya #HilalErcan #IngaGehricke #KatrinKonert #DebbieSassen #KatrinJarosch #RebeccaReusch #SeikeSörensen #AnnikaSeidel #SandraWißmann #deutschland
Dünya
ESTETİK AMELİYAT SONRASI HAVAALANINDA VESİKALIK FOTOĞRAF KRİZİ: YOLCULARIN KABUSU
Türkiye, son yıllarda estetik turizminin merkezi haline gelmiş durumda. Botoks, dolgu, burun estetiği, saç ekimi gibi çeşitli cerrahi ve kozmetik işlemler için dünyanın dört bir yanından gelen insanlar, ülkelerine dönerken beklenmedik bir sorunla karşılaşıyor: Havalimanındaki vesikalık fotoğraf krizi. Euronews’in haberine göre, estetik ameliyat sonrasında havaalanı güvenliğinde yaşanan kimlik doğrulama problemleri, bazı yolcular için oldukça sıkıntılı anlara yol açıyor.
ESTETİK SONRASI KİMLİK SORUNU
Bir yıl önce TikTok fenomeni Joanne Prophet’in Türkiye’de yaşadığı olay, bu krizin en dikkat çekici örneklerinden biri. Prophet, İstanbul Havaalanı’nda güvenlik görevlileri tarafından yaklaşık bir saat boyunca sorguya çekildiğini ve bunun sebebinin, pasaportundaki fotoğrafın güncel görüntüsüyle uyuşmaması olduğunu açıkladı. Prophet, pasaport fotoğrafı çekildikten sonra göğüs implantı, diş kaplaması, burun estetiği ve dudak dolgusu gibi birçok estetik operasyon geçirmiş ve saç rengini de platin sarısından küllü sarıya dönüştürmüştü. Havalimanındaki güvenlik görevlileri ise, “Bu fotoğraf size hiç benzemiyor, değiştirmelisiniz” diyerek Prophet’e yeni bir pasaport çıkarması gerektiğini söyledi.
SOSYAL MEDYADA GENİŞ YANKI UYANDIRDI
Prophet’in yaşadığı bu olay, sosyal medyada geniş yankı uyandırdı. TikTok’ta pek çok kullanıcı, estetik ameliyat sonrası benzer sorunlar yaşadıklarını paylaşarak destek mesajları gönderdi. Bir kullanıcı, sadece burun estetiği yaptırdığını ve Türkiye’deki pasaport kontrolünde sürekli sorgulandığını belirtti. Bir diğer kullanıcı ise Cape Verde ve Singapur gibi farklı ülkelerde de estetik operasyonlar sonrası benzer kimlik doğrulama sorunlarıyla karşılaştığını dile getirdi. Hatta bazı yolcular, sorgulama esnasında ameliyat öncesi fotoğraflarını göstermek zorunda kaldıklarını ifade etti.
UZMANLARDAN YÜZ TANIMA TEKNOLOJİSİ UYARISI
Yüz tanıma teknolojisinin giderek yaygınlaştığı günümüzde, bu tür estetik operasyonların pasaport kontrolünde sorun yaratma ihtimali daha da artıyor. Seyahat uzmanları, biyometrik teknoloji ile pasaport kontrolü yapılırken, yüzünüzdeki ciddi değişikliklerin kimlik doğrulama sürecini zorlaştırabileceğini vurguluyor. Özellikle burun, dudak ve çene yapısındaki değişiklikler, bilgisayarların ölçümlediği biyometrik verilerle uyuşmadığında, sistem yolcuları şüpheli olarak değerlendirebiliyor.
Travel Republic gibi tatil siteleri ve seyahat uzmanları, estetik operasyon geçiren kişilerin pasaport fotoğraflarını güncellemeleri gerektiği konusunda uyarılarda bulunuyor. Bu uyarıların nedeni, havaalanlarındaki biyometrik sistemlerin göz bebekleri, burun ve ağız arasındaki mesafe, göz ve kulak genişliği gibi ölçümler yaparak kimlik doğrulaması gerçekleştirmesi. Eğer bu verilerle yolcunun mevcut yüz yapısı arasında ciddi farklar oluşursa, sistem kimlik doğrulama yapamıyor ve yolcular güvenlik tarafından sorgulanabiliyor.
PASAPORT GÜNCELLEME GEREKLİ Mİ?
Prophet’in yaşadığı bu durum, pek çok yolcunun aklına şu soruyu getirdi: Estetik ameliyat sonrasında pasaportumuzu yenilememiz şart mı? Pasaport-Photo online’ın biyometrik fotoğraf uzmanı Karolina Turowska’ya göre, eğer yüzünüzde ciddi bir estetik değişiklik olduysa, biyometrik pasaportunuzda da bu değişikliği yansıtmak en sağlıklı çözüm olabilir. Böylelikle, havaalanında sorun yaşamadan seyahatinize devam edebilirsiniz.
Yüz tanıma sistemlerinin gelecekte daha da gelişeceği ve hassaslaşacağı düşünülürse, estetik operasyon geçiren yolcuların pasaport fotoğraflarını güncellemeleri, olası gecikme ve sorgulamalardan kaçınmaları adına önemli bir adım olabilir.
TÜRKİYE’NİN ESTETİK TURİZMİ MERKEZİ OLUŞU
Türkiye, estetik ameliyatlar ve kozmetik işlemler konusunda dünya çapında bir destinasyon haline geldi. Özellikle İstanbul, yüksek kaliteli sağlık hizmetleri ve uygun fiyatlarla estetik operasyonlar sunan sayısız klinik ve hastaneye ev sahipliği yapıyor. Botoks, dolgu, saç ekimi, burun estetiği ve diş kaplaması gibi operasyonlar için her yıl binlerce turist Türkiye’ye geliyor. Ancak bu ameliyatların sonrası dönemde yaşanan havaalanı problemleri, bazı yolcular için seyahati kabusa dönüştürebiliyor.
Estetik operasyon yaptırmayı planlayan kişilerin, ameliyat sonrası dönemde havaalanında sorun yaşamamak için pasaport fotoğraflarını yenilemeleri ya da kimlik doğrulama süreçlerinde daha dikkatli olmaları öneriliyor.
#EstetikTurizmi #PasaportSorunları #YüzTanımaTeknolojisi #HavaalanıGüvenliği #TürkiyeEstetik #Türkiye #istanbul #haber #avrupa #isviçre
-
E-Dergi7 ay önce
İsviçre’nin Sesi Şubat 2024
-
Ekonomi6 ay önce
İsviçre’de Maaş Dengesi: Ortalama bir Kişinin Maaşı 6788 CHF
-
Yaşam5 ay önce
Kıskanç Kaynana Belirtileri: Gözden Kaçırmamanız Gereken 10 İşaret
-
İsviçre7 ay önce
Dünyanın En İyi Sağlık Kurumları: İlk 250 Hastane Sıralamasında İsviçre’den 10 Hastane
-
Gündem7 ay önce
İsviçre’nin Sesi Yankılanıyor…
-
Gündem8 ay önce
Biel’de Skandal: Cinsel İlişki Karşılığında Yabancılara Oturma İzni Belgesi!
-
Gündem8 ay önce
İsviçre’de Emeklilik Oylaması: Kritik Karar!
-
İsviçre7 ay önce
Fibula Travel’ın Başarısına Bir Bakış: Zürih Oerlikon Ofisi’nde Yapılan Ziyaret