Sosyal Medya

İsviçre

Polis içinde cinsiyetçilik ve kadın polis memurlarına yönelik cinsel taciz skandalları ortaya çıktı

yazar

Yayınlayan

on


Son yapılan bir araştırma raporu, Basel Kanton Polisi hakkında yıkıcı bir tablo çizdi. Ancak, kritik noktalar hala belirsizliğini koruyor. Polis memurları ile yapılan görüşmeler, durumun gerçek boyutunu gözler önüne seriyor.

Yaz tatiline girilmeden önce, Kanton polisi içindeki koşullarla ilgili yapılan bir inceleme, Basel’in siyasi ortamını sarsmış durumda. Geçtiğimiz hafta Basel’in devlet ve idare hukuku uzmanı Markus Schefer ile Almanya’nın Aşağı Saksonya Polis Direktörü Claudia Puglisi, 372 bireysel görüşmeye dayanarak bir dizi eksikliği detaylandıran kapsamlı bir rapor hazırladı (bkz. WOZ No. 25/24). İncelemenin nedeni, personel arasındaki yüksek devir hızıydı.

Basel Polis Teşkilatı, ciddi iddialarla sarsıldı. Yürütülen inceleme raporuna göre, polis içinde toksik bir sessizlik kültürü hakim. Basel Eyalet ve İdare Hukukçusu Markus Schefer ile Almanya’dan Polis Direktörü Claudia Puglisi tarafından yapılan inceleme, teşkilat içinde cinsiyetçilik, ırkçılık ve kayırma gibi ciddi sorunları ortaya çıkardı. Rapor, 372 bireysel görüşmeye dayanıyor ve yüksek personel değişim oranları göz önüne alınarak hazırlandı. İncelenen süreçte, pek çok mağdur da medyaya polis içindeki koşulları açıkladı. Basel’deki kadın polis memurları, aşağılayıcı yorumlar ve cinsel saldırılarla dolu bir çalışma ortamı yaşadıklarını belirtiyor.

Elde edilen bulgular çarpıcı: Basel polis teşkilatında günlük yaşam, eleştiriye ceza veren bir korku kültürü ile belirlenmiş durumda ve terfilerde kayırmacılık hüküm sürüyor. Cinsiyetçi ve ırkçı uygulamalar yaygın ve yapısal olarak destekleniyor.

Muhtemelen güvenlik direktörü Stephanie Eymann (LDP Partisi),Polis Teşkilatının bu durumundan sorumlu olan komutan Martin Roth’u yakın bir zamanda görevden alması bekleniyor. Oysa ki incelemeyi başlatan da Roth’tu. Kültürel değişim umuduyla bekleyen polis memurları, Roth’un ayrılmasıyla reform isteğinin tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olduklarını düşünüyorlar. Bir Kadın Polis Memuru, “Her birkaç yılda bir yeni bir komutan görüyoruz, ancak sorunlar her zaman aynı kalıyor,” diyor. Özellikle “cinsiyetçilik” ve “ırkçılık” gibi önemli konularda raporun gerekli değişikliklere yol açacağına dair içsel şüpheler var.

Fiziksel Tacizler ve İzinsiz Öpücükler

Mağdur kadın polis memurları, popo veya göğüslerine dokunulduğunu belirtiyor. Raporda, Emekli bir Komutanın kadın polis memurlarını rızaları olmadan dudaklarından öptüğü bir karşılama ritüelinden de bahsediliyor. Bu kişi kısa süre önce emekli olmuş olsa da, bu davranışın diğerleri tarafından da benimsendiği belirtiliyor. Basel Adalet ve Güvenlik Departmanı Sözcüsü Toprak Yerguz, cinsel taciz ve uygunsuz davranışlar konusunda ciddi yaptırımların uygulandığını doğruladı.

Cinsel Taciz İddiaları

WOZ, yaptığı kendi araştırmalarla önemli eleştirileri somutlaştırdı. Raporda, “cinsel çağrışımlarla dolu bir dil” kullanıldığından bahsediliyor. Bu ne anlama geliyor? Kadın polis memurlarının meslektaşları veya üstleri tarafından sıklıkla “Dummfutz” (aptal), “Scheissweib” (b*k gibi kadın), “Matratze” (yatak), veya “Fotze” (a*m). gibi hakaretlerle aşağılandığı belirtiliyor.

Ayrıca raporda, denetmenlerin yeni kadın polis adaylarına destek sunarak sonrasında uygunsuz cinsel yaklaşımlarda bulunduğu belirtiliyor – bu uygulamanın birçok kişi tarafından bilindiği oldukca yaygın bir uygulama olduğu ifade ediliyor. Bu, özellikle yeni polis adaylarıyla olan ilişkileri kapsıyor; aralarında az da olsa genç erkekler de var.

Polis akademilerinde çekilen fotoğrafların polis karakollarında sergilenmesi ve kimin kiminle ilk ilişkiye gireceğine dair bahislerin Yapılması

Bazı polis karakollarında yeni kadın polis memurlarının polis akademilerinde çekilen fotoğrafların asıldığı ve bunların “fickbar” (cinsel olarak çekici ve ilişkiye girilebilir) ve “unfickbar” (cinsel olarak itici ve ilişkiye girilmeyecek kadın) olarak sınıflandırıldığı, ardından kimin kiminle ilk cinsel ilişkiye gireceğine dair bahislerin yapıldığı belirtiliyor. Bu paylaşımların polis memurlarının kendi aralarında kurduğu grup sohbet uygulaması üzerinden yapıldığı belirtiliyor.

Raporda, polis memurları tarafından bildirilen ancak yeterince ele alınmayan kadın polislerin poposuna veya göğüslerine elle temas gibi cinsel taciz olaylarına da yer verilmemiş. Kadınların vücutlarıyla ilgili küçümseyici yorumların yaygın olduğu belirtiliyor.

Neyse ki, suçlamalar kısmen cezalandırılmış. Basel Adalet ve Güvenlik Departmanı’nın Medya Sorumlusu Toprak Yerguz, “Bazı erkek çalışanların cinsel anlam taşıyan şakalar veya hatta saldırgan davranışlar nedeniyle bazı yaptırım ve sonuçlarla karşılaştıkları bir gerçek” diyor.

“Koyu Tenli Avı”

Raporda, ırkçılık sorunu belirsiz kalıyor. Sorunlu davranışların tolere edildiği ve olumsuz stereotiplerin mevcut olduğu belirtilse de, sorunun boyutu ancak polislerle yapılan görüşmelerde netleşiyor. Irkçılık, amirlerin “N*fangis” (ırkçı bir tabir) olarak adlandırdığı operasyonları emretmesiyle kendini gösteriyor ve bu operasyonlarda özellikle koyu tenli kişiler hedef alınıyor. Özellikle Kuzey Afrikalı kişilere yönelik tutuklamaların genellikle şiddet içermesi dikkat çekiyor.

Bir kadın polis memuru, “Bazen kişi kelepçeli olsa bile bir tokat veya diz darbesi daha atılıyordu,” diyor. Ve ekliyor: Ve: “Çoğu insanın hoşlanmadığı bir şey yapılıyor, bunu yanlış bulmalarına rağmen kimse bir şey demiyordu.”

Basel Adalet ve Güvenlik Departmanı’nın Medya Sorumlusu Toprak Yerguz, bu tür kötüye kullanılan kimlik kontrollerini “içeride mücadele edilen bir skandal” olarak nitelendiriyor. Ancak koyu tenli polis memurları da polis içinde ırkçılığa maruz kalıyor. Meslektaşları tarafından maymun sesleri çıkarıldığı veya elin kirli olduğu gerekçesiyle el sıkışmadığı anlatılıyor.

“Disiplin Sorunları ve Sessizlik Kültürü”

Raporda, kontrolsüz bir polis teşkilatının tasviri yapılıyor. Buna ek olarak, teşkilat içinde yaygın bir sessizlik kültürü hüküm sürüyor. Toksik iş ortamından rahatsız olan polis memurları nadiren seslerini çıkarıyor. Çünkü yanlış davranışları bildirenler, Basel polis jargonunda hızla “hain” olarak damgalanıyor ve tecrit ediliyor. Yerguz, bu tür vakaların bildirilebilmesi için uygun bir çalışma ortamının oluşturulması gerektiğini vurguluyor.

Aşırı Sağcı Semboller

İnceleme raporunda, ABD’deki Beyaz Üstünlükçü aşırılıkçılar arasında popüler olan Punisher iskeleti gibi yaygın olarak kullanılan sağcı simgeler hiç bahsedilmedi. Rapor, bazı birimlerdeki üyelerin bu sembolleri dövme olarak taşıdığını iddia ediyor. Horburg’daki problemli polis merkezinde zaman zaman bu çizgi roman kökenli sembolle ilgili posterler asılı olduğu ancak bu durumun neredeyse hiç kimsenin dikkatini çekmediği belirtiliyor.

Toprak Yerguz, Raporun sonuçlarına göre, yaklaşık bin çalışan arasında ırkcı veya cinsiyetci görüşlere sahip kişilerin olabileceğini ancak önemli olanın bu tür kişilerin davranışlarını sergileyememelerinin sağlanması olduğunu ifade ediyor.

Görünüşe göre Basel Kanton Polisi, bu konuda eksik kalmış durumda.

Kaynak: Wochenzeitung  Renato Beck Haberi

#Basel #Polis #Irkçılık #Cinsiyetçilik #Haber #Baselpolizei #polizei #schweiz #Basel #Polis #Irkçılık #Cinsiyet #isviçre #isviçredenhaber #isviçrehabertürk #isviçredetürkcehaber #svizzera #suisse #cinseltaciz #sexuelleübergriff #frauen

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

ZÜRİH HAVALİMANI’NDA EN ÇOK RÖTAR YAPAN VE UÇUŞ İPTAL EDEN HAVAYOLLARI AÇIKLANDI

yazar

Yayınlayan

on

By

ZÜRİH – Zürih Havalimanı’ndan yapılan uçuşlara dair kapsamlı bir analiz, havayolları arasında dakiklik ve güvenilirlik konusunda ciddi farklılıklar olduğunu ortaya koydu. Temmuz 2023 ile Mart 2025 tarihleri arasındaki yaklaşık iki yıllık veriler değerlendirildi. Analizde, en az 1000 uçuş gerçekleştiren havayolları dikkate alındı.

AIR SERBIA EN GECİKEN HAVAYOLU OLDU

Zürih’ten kalkan her üç Air Serbia uçuşundan biri 30 dakikadan fazla gecikmeyle gerçekleşti. Bu oranla Sırbistan merkezli havayolu, analizde en çok geciken havayolu şirketi oldu. Listenin üst sıralarında Türk havayolları da yer aldı.

30 dakikadan fazla gecikme oranlarına göre en kötü performans gösteren havayolları şöyle sıralandı:

SıraHavayoluGecikme Oranı (%)
1Air Serbia33,8
2TAP Portugal31,7
3Pegasus Airlines30,4
4Sunexpress28,1
5Turkish Airlines27,1
6Lufthansa23,1
7Aegean Airlines22,9
8Easyjet22,5
12Swiss19,0
21Edelweiss14,5

LUFTHANSA UÇUŞ İPTALLERİNDE İLK SIRADA

Rötarların yanı sıra uçuş iptalleri de yolcuları en çok mağdur eden konuların başında geliyor. Lufthansa, yüzde 4,8’lik oranla en çok uçuş iptal eden havayolu oldu.

İptal edilen uçuş oranlarına göre en kötü performans gösteren havayolları şöyle sıralandı:

SıraHavayoluİptal Oranı (%)
1Lufthansa4,8
2British Airways3,4
3KLM3,4
4BA Cityflyer2,7
5Easyjet2,6
6United Airlines2,2
7Eurowings2,0
8Finnair1,8
12Swiss1,2
17Edelweiss0,6

İSVİÇRELİ ŞİRKETLER GÜVEN VERİYOR

İsviçre’nin ulusal havayolu şirketi Swiss ve kardeş şirketi Edelweiss, hem rötar hem de iptal oranlarında listenin alt sıralarında yer alarak görece daha güvenilir bir performans sergiledi.

RÖTARLARIN NEDENLERİ NELER?

Analizde, uçuşlardaki gecikmelerin çok çeşitli nedenlerden kaynaklandığı belirtiliyor. Özellikle havalimanlarında yaşanan personel sıkıntısı, hava şartları, teknik problemler, yer hizmetlerindeki aksaklıklar ve uçuş ekiplerindeki eksiklikler öne çıkan başlıca sebepler arasında yer alıyor.

📌 Yolculuk planı yapmadan önce bu veriler göz önünde bulundurulmalı. Uçuş iptali ve gecikme ihtimalleri, bağlantılı uçuşlar ve otel rezervasyonları açısından yolculara ciddi zorluklar yaratabiliyor.


📊 Kaynak: Zürih Havalimanı verileri & Tamedia analizi

Haberin Devamını Oku

Gündem

ELEKTRONİK KİMLİK YENİDEN HALKIN OYUNA SUNULUYOR

yazar

Yayınlayan

on

By

🕒 Okuma süresi: 3 dakika

JSVP, Korsan Partisi ve diğer muhalifler 50.000’den fazla imzayla yeni bir E-ID referandumu başlattı

İsviçre’de elektronik kimlik kartı (E-ID) konusu yeniden halk oylamasına gidiyor. Federal Hükümet’in 2026 yılında hayata geçirmeyi planladığı E-ID sistemine karşı çıkan bir komite, 50.000’in üzerinde geçerli imza toplayarak resmi olarak referandum sürecini başlattı.

NE OLMUŞTU?

2021 yılında halk, özel şirketlerin dijital kimlik vermesine olanak tanıyan ilk E-ID teklifini reddetmişti. Bu kez hükümet yeni bir düzenlemeyle dijital kimliğin sadece devlet tarafından sunulacağını belirtiyor. Ayrıca kullanımının tamamen gönüllü olacağı ve internet işlemlerinde kolaylık sağlayacağı vurgulanıyor.

Yeni sistemle, örneğin internet üzerinden sabıka kaydı alma, ya da bir dükkânda alkol alırken yaş doğrulaması gibi işlemler daha kolay yapılabilecek.

NEDEN KARŞI ÇIKIYORLAR?

Muhalif komite, özellikle kişisel verilerin gizliliği konusunda endişelerini dile getiriyor.
Komiteye göre:

  • Kişisel bilgiler kötüye kullanılabilir
  • Şirketler bu verileri analiz ederek kâr elde edebilir
  • Yapay zeka ile veri analizi, bireylerin mahremiyetini tehdit edebilir
  • İnsanların çevrimdışı bir hayat sürme hakkı göz ardı edilebilir

JSVP Başkanı Nils Fiechter, 2021’deki halk kararının görmezden gelindiğini savunurken, Korsan Partisi ise dijital hayata alternatif olarak “çevrimdışı yaşam hakkı”nın korunması gerektiğini savunuyor.

SONRAKİ ADIM NE?

Toplanan imzalarla birlikte yeniden bir halk oylaması yapılması kesinleşti. Oylamanın en erken Eylül 2025’te gerçekleşmesi bekleniyor. Önümüzdeki haftalarda başka siyasi partilerin ve sivil toplum örgütlerinin de hangi tarafta yer alacağı netleşecek.


Haberin Devamını Oku

Gündem

DÜNYANIN EN GÜZEL RESTORANI SEÇİLDİ: AVUSTURYA’DAN VINA, 2025 PROPERTY AWARD ÖDÜLÜNÜ KAZANDI

yazar

Yayınlayan

on

By

GRAZ/LONDRA – Avusturya’nın Graz kentinde bulunan Vietnam mutfağının popüler adresi VINA restoranı, Londra’da düzenlenen uluslararası Property Awards 2025 töreninde, “Dünyanın En Güzel Eğlence İç Mekânı” ödülüne layık görüldü. Restoranın tasarımı, Graz merkezli ünlü mimarlık ofisi INNOCAD tarafından hazırlandı.

45 ülkeden projelerin yarıştığı bu prestijli organizasyonda jüri, VINA’nın iç mekânında kullanılan siyah ve koyu yeşil tonlarını, altın rengindeki zarif detayları ve mekânı bütünleyen dairesel desenleri övgüyle değerlendirdi. Estetik bir bütünlük sunan restoran, aynı zamanda misafirlerine kültürel bir Vietnam yolculuğu da vadediyor. Şu sıralar aylar sonrasına kadar rezervasyonla dolu.

Restoranın sahibi Robert Nguyen, mimari başarının yanı sıra mutfaktaki kalitesiyle de uluslararası takdir topluyor. Özellikle 84 yaşındaki Thi Ba Nguyen, Gault&Millau rehberi tarafından “Dünyanın En Yaşlı Şeflerinden Biri” olarak onurlandırıldı.

Bu, VINA’nın aldığı ilk uluslararası ödül değil. Aralık 2024’te New York’ta düzenlenen Interior Design’s Best of Year Awards organizasyonunda da “Fine Dining” kategorisinde “Honoree” unvanını kazanarak adını dünya çapında duyurmuştu.

Haberin Devamını Oku
Reklam

Trendler