Sosyal Medya

Gündem

Ticino’da Polis Tarafından Darp Edildiğini iddia eden Gümüşhane’li N.K’nin Adalet Arayışı

Lugano’nun Besso Caddesi’nde Türkler arasında meydana gelen şiddetli olay, bir restoranın önünde üç Türkiye kökenli kişinin bir bireyi taciz etmesiyle başladı. Saldırı, H.S. isimli kişiyi öldüreceklerini söyleyen önceden telefonla duyurulmuş ve restoran işletmecileri tarafından ciddiye alınmıştı.

yazar

Yayınlayan

on

Lugano’da Türkler Arasında Gerçekleşen Şiddet Olayı: Polis Tarafından Darp Edildiğini iddia eden Gümüşhane’li N.K’nin Adalet Arayışı Devam Ediyor

Lugano’nun Besso Caddesi’nde Türkite Kökenliler arasında meydana gelen şiddetli olay, bir restoranın önünde üç Türkiye kökenli kişinin bir bireyi tehdit ve taciz etmesiyle başladı. Saldırı, H.S. isimli kişiyi öldüreceklerini söyleyen önceden telefonla duyurulmuş ve restoran işletmecileri tarafından ciddiye alınmıştı. Ancak, polisin müdahalesi sırasında yaşananlar çelişkili ifadelerle dolu ve şüpheli bir şekilde gerçekleşti. Öte yandan, daha önce benzer bir olayın ardından yine mahkemeye başvuruda bulunan işletme sahibi, polis müdahalesinin ardından maruz kaldığı kötü ve ırkcı muamelemeye maruz kaldığını iddia ederek adalet arayışına devam ediyor. Yaşananlar, olayın detayları ve polisin tutumu hakkında soru işaretleri uyandırıyor. Polis tarafından darp edildiğini iddia eden H.K adlı vatandaş, Avukatı aracılığıtla 1 Şubat’ta Federal Mahkemeye başvurarak olayın daha fazla incelenmesini talep ediyor.

2019 yılında yaşanan olayın detaylarına bakıldığında:

Besso Caddesi’nde Şiddetli Olay: Türkiye Kökenlililer Arasında Hesaplaşma Kontrolden Çıkıyor

Bir Salı günü iş saatlerinde, Lugano’da Besso Caddesi’nde Türkler arasında şiddetli bir olay meydana geldi. Olay, tehditkar telefon aramalarıyla başladı ve cezalandırıcı bir seferberlik gibi gelişti. Bir çekiç H.S adlı kişiyi öldürme girişmiyle kullanıldı ve olayın ardından polis tarafından el konuldu.

Hesaplaşma ve Çelişkili İfadeler:

Üç Türkite Kökenli, bir restoranın önünde bir vatandaşı önceden tehdit ve taciz etti, saldırıyı önceden telefonla duyurmuşlardı. Lokalin işletmecileri, saldırganların bir gün önce arayarak H.S adlı bir kişiyi öldüreceklerini söylediklerini ifade ediyor. Öldürülmek istenilen kişi, lokalin düzenli müşterilerinden biriydi. Ancak, kurbanın hastaneye hafif yaralarla sevk edilmesine rağmen, saldırı ve kasten yaralama suçlamalarının çelişkili olduğu belirtiliyor. Soruşturmanın konusu şiddetin detayları ve henüz netleşmedi ve Mahkeme konusu.

H.K’nın Gözaltına Alınması ve İddialar:

Olayla alakası olmamasına ve karışmamış olmasına rağmen, H.K cep telefonuyla sahneden görüntü çekmeye çalışırken polis tarafından gözaltına alındı. Yerel polis memurlarının N.K’e yönelik “şiddet uygulayıp ırkçı hakarette bulundukları” yönündeki ciddi iddialar, olayın boyutlarını daha da karmaşık hale getiriyor.

Olayın detayları, şiddetin kaynağı ve polis müdahalesi hakkındaki belirsizlikler, Federal Mahkeme’nin incelemesini bekliyor. Mağdur N.K ve diğer ilgili taraflar, adil bir yargılama ve olayın tam anlamıyla aydınlatılması için adalet arayışlarına devam ediyor.

Adaletsizlik ve Çelişkili Durumlar: Lugano’da Türk Vatandaşı Mağdurun Hikayesi

Olaya karışmayan, 60 yaşındaki N.K adlı şahıs, yaşanan şiddet olayıyla hiçbir ilgisi olmamasına rağmen polis tarafından suçluymuş gibi davranıldığını iddia ediyor. Polisin kendisini darp ettiğini belirten N.Keles’in dizleri ve ayak bilekleri morluk ve yaralarla dolu. Olayın yaşandığı günlerde İtalyan gazetecilere bilgi veren Lugano Polisi, şu anda olaydaki memurlar aleyhine herhangi bir şikayet olmadığını belirtiyor. Resmi prosedür gereği “pozisyon almanın mümkün ve gerekli olduğunu” ifade eden polis, ancak Komutanlığın devam eden soruşturmanın saygısı çerçevesinde açıklama yapma yetkisinin olmadığını belirtiyor.

Olayın geçtiği Besso Caddesi’nde bulunan restoranın sahibi, yaşanan olayın ardından değişmiş ve bugün başka biri işletiyor. 19 Mart 2019’da, o zamanlar ailesi tarafından işletilen restoranda polis tarafından yapılan sert bir gözaltının ardından suç duyurusunda bulunan 60 yaşındaki Gümüşhaneli Türk vatandaşı, yaşadığı adaletsizliği mahkemeye taşıdı. Ancak, Aralık sonunda Ceza Şikayetleri Mahkemesi, Başsavcının terk kararına yapılan itirazı reddetti. Hakimlere göre, mağdur Keles’in polis memurları tarafından kötü muamele gördüğüne dair yeterli kanıt bulunmamaktadır.

Lugano’da ve Ticino’da Gazetelerde de haber konusu olan olayla ilgili konuşan N. Keleş :

“Bunu Türkiye’de, ama Tessin’de beklemiyordum” dedi.

Keles, hakimlerin kararının kendisinde derin bir hayal kırıklığı yarattığını belirtiyor. Hakimlerin kararının ardından yaşanan süreci şu şekilde anlatıyor: “Başka hangi kanıtlara ihtiyaç var ki?” diyen Keles, telefonundaki fotoğraf ve videoları göstererek olayın şiddet içeren boyutunu belgelemeye çalıştı. Ancak hakimlere göre, Keles’in ifadeleriyle sanıkların ifadeleri arasında çelişkiler bulunmakla birlikte, dosyalardaki güvenilir unsurların eksikliği nedeniyle yeterli delil bulunmuyor. Olayın görüntüleri çevrimiçi platformlarda paylaşıldı ve toplumda geniş bir yankı uyandırdı. Ancak, hakimlerin kararı, adalet arayışını ve mağduriyeti daha da derinleştirdi. Federal Mahkeme’ye başvuruda bulunan Keles, hikayesinin detaylarını ve yaşadığı adaletsizliği bir üst mahkemeye taşımaya kararlı görünüyor.

“Suç için yeterli iz olmadığına karar verilmelidir.” diyen Keles, halen tıbbi raporları elinde tutuyor. İki polis memurunun eylemlerinden kaynaklanan bir kafa travması olduğu doğrulandı. Ayrıca, gözaltına alınmasının – belki de en saçma yanı – tesadüfi bir durumdan kaynaklandığı belirtiliyor. Polis, Via Besso’da bir restoran müşterileri arasında çıkan bir kavgayı yatıştırmak için müdahale etmiş. Keles, daha sonradan gelen ve dış mekan mobilyalarında hasar tespit eden birinin olduğunu fark etmiş. Ancak burada hikayeler farklılaşıyor. Memurlar, Keles’in çıldırdığını ve kimlik tespiti yapmayı reddettiğini iddia ediyor. Keles ise sakin kaldığını söylüyor. Olayda birkaç dakika sonra video ve fotoğraflar, onu yerde kelepçeli bir şekilde gösteriyor. Ancak hakimlere göre, kanıtlar “onun kelepçelenmesinin ve yere atılmasının orantısız olup olmadığını belirlemeye yetmiyor.”

İtalyan Gazetesi’ne verdiği demeçte, avukatı Immacolata Iglio Rezzonico’ya göre, görüntülerin tekrar incelenmesi Lozan’daki karar durumunu değiştirebilir. Federal Mahkeme’ye başvuru şu anda yapıldı.

İsviçre’nin Sesi’ne açıklamalarda bulunan Keleş, 19 Mart 2019 tarihinde damadının işlettiği restorana yönelik yaşanan olayı detaylarıyla anlatarak paylaştı. O gün kendisinin başka bir yerde olduğunu ve kızının çalıştığını belirten Keleş, kızının saat 18.30’da arayarak korku dolu bir şekilde, “Baba, restorana geldiler, birisini öldürmeye gelenler var” dediğini ifade etti. Restorana hemen koştuğunu söyleyen Keleş, durumun sakin göründüğünü ancak Türkçe tehditlerin savrulduğu bir ortam olduğunu fark ettiğini dile getirdi.

Durum sakin görünüyordu ve polisler her şeyin kontrol altında olduğunu belirtiyordu. Ancak, bir grup kişi arasında Türkçe tehditlerin savrulduğu bir durum ortaya çıkmıştı. Bu noktada, ben birisine seslenerek, “Utanmıyor musunuz, burada mekanda olay çıkarıyor, kavga edip dövüşüyorsunuz?” dedim. Ancak, polisler beni kolumdan tutarak restoranın dışına yönlendirdi. Eşim ve kızım restoranın terasındaydılar ve terasta ciddi hasar olduğunu fark ettim. Bir polise yaklaşıp restoranın hasarı olduğunu söyledim ve bu konuda ne yapmamız gerektiğini sordum.

Polis, bana “Siz kimsiniz?” diye sordu, ben de restoranı işletenin kayınpederiyim dedim. Polis, bana gidip hasarı fotoğrafla dedi. Ben de polisin dediği gibi telefonumu çıkarıp fotoğraf çekecektim ki eşim bir polisin geldiğini söyledi. Restoranın basamaklara koşarak gelen polis, ilk sözü “Ne yapıyorsun, fotoğraf mı çektin?” diye sordu. Benimle ilgisi olmadığını, arkadaşımın çektiğini söyledim. Ancak, bu cevap onu tatmin etmedi.

Kimliğimi sordu, kimliğim elimdeydi ve çıkartırken “Lütfen centilmen ol” derken sol bileğimi ve boynumu sıkarak kimliği almaya çalıştı. Diğer polisler de beni tekme tokat yere yatırmaya çalıştı. Ardından ayakta ters kelepcelediler, beni sürüklediler ve arabaya atıp hastaneye götürdüler.

Hastanede 10-12 gün geçirdim ve ayaklarımda kan zehirlenmesi oluştu. Türk makamlarına başvurdum, Türk gazetelerine yazdım, ancak ne yazık ki geri dönüş alamadım. Bu süreçte avukatım ve diğer tarafın avukatlarının baskısına maruz kaldım ve sonunda avukatımı değiştirdim. Olay, 19 Mart 2019’da Kanton Tessin Lugano Temiz Mahkemesi’nde görüldü ve 20 Aralık 2023 tarihinde reddedildi.

Şahitler, doktor raporları, fotoğraf ve video delilleri ile bir avukatın polis taraftarı olduğunu ifade ettim. Ben, Gümüşhaneliyim 1984 yılından beri Kanton Tessin’de yaşıyorum ve 2000 yılında malulen emekli oldum. Yazılarımı 20 Dakika Gazetesine verdim, bir televizyonda konu oldu ve başka bir gazetede de yazıldı. Türk makamlarından ve Türk medyasından ne yazık ki destek görmedim hiç dönüş yapılmadı. Ancak, avukatım beni uyardı: “Eğer bir hukuki süreç başlatırsan, Türk makamlarına bildirirsen davanın takip edilmemesi sonucunu alırız” dedi.

Birinci mahkeme ve temiz mahkeme delil yetersizliğinden ret kararı verdi. Şu anda Federal Mahkemeye başvurdum, ancak güvencim kalmadı.

İtalyanca, Almanca ve Fransızca okumak için alttaki Linke tıkla :

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

TEMU, İSVİÇRE’DE GIDA SEKTÖRÜNE GİRİYOR: MİGROS VE COOP’TAN ENDİŞE UYARISI

yazar

Yayınlayan

on

By

⏱ Okuma süresi: 2 dakika


Avrupa’nın e-ticaret devi olma yolunda ilerleyen Çin merkezli Temu, Almanya ve Avusturya’nın ardından İsviçre’de de gıda sektörüne adım atarak Lidl, Aldi, Migros ve Coop gibi büyük zincir marketlere doğrudan rakip oluyor. Şirket, geleneksel “Çin’den ithalat” modelini terk ederek Avrupa’da yerel üreticilerle işbirliği yapmaya başladı.

Almanya’da Wurstbaron et ürünleri ve Mr. Tom gibi atıştırmalık markalarıyla raflara giren Temu, ürünlerini doğrudan tüketiciye ulaştırıyor. Aynı stratejiyle Avusturya’da da faaliyetlerini genişleten şirket, “Avrupa için Avrupa’da üretim” anlayışıyla düşük fiyat, hızlı teslimat ve vergi avantajı sunarak piyasadaki rekabeti kızıştırıyor.

İsviçre’ye de giriş yapan Temu, Coop ve Migros gibi zincirlere karşı lokal tedarik zinciri oluşturma hedefinde. Ancak, gıda güvenliği, kalite standartları ve sürdürülebilirlik konusunda Avrupa’da bazı ciddi endişeler gündeme gelmiş durumda. Sektör uzmanları, Temu’nun Avrupa’daki perakende standartlarına tam anlamıyla uyum sağlayıp sağlayamayacağını tartışıyor.

Uzmanlara göre bu adımlar, ileride Türkiye pazarında da temel gıda, atıştırmalık ve günlük tüketim ürünleri kategorilerine girebilmesi için altyapı hazırlığı olarak değerlendiriliyor.


📰 MEDYADA YER ALAN AÇIKLAMALAR

  • SWI swissinfo.ch: “Tages‑Anzeiger’a göre, Temu İsviçre’de gıda satışı planlıyor. Yerel tedarikçilerle doğrudan çalışacak, ancak somut bir başlangıç tarihi henüz yok.”
  • Watson: Temu’nun “Local‑to‑Local” modelini İsviçre’ye taşımak istediği, Türkiye ve Almanya’ya paralel bir strateji yürüttüğü belirtildi.
  • Blick: Migros ve Coop gibi devler için “düşük fiyatlı” rekabet riski oluştuğu, Temu’nun meyve-sebze gibi ürünlerde yerel tedarikçiler aradığı; bu durumun İsviçre yasaları ve kalite kontrol standartları açısından soru işaretleri doğurduğu ifade edildi.
  • Nau.ch: Gıda güvenliği, tüketici sağlığı ve kalite standartlarıyla ilgili endişelere dikkat çekilerek, Asya merkezli platformların çoğu zaman gerekli regülasyonları atladığı ve standartları ihlal ettiği uyarısı yapıldı. Uzman Marlena Hien, bu tür platformların sağlık açısından risk taşıyabileceğini vurguladı.

⚠️ SEKTÖRDEN RESMİ UYARILAR VE ENDİŞELER

İsviçre perakende sektörü, özellikle Migros ve Coop, Temu’nun gıda pazarına girmesine karşı dikkatli ve hazırlıklı olunması gerektiğini kamuoyuna duyurdu.

  • Coop CEO’su Philipp Wyss, Watson haber sitesine yaptığı açıklamada, Temu’nun Çin menşeli e‑ticaret modeliyle faaliyet gösterdiğini belirterek: “Temu için gleich lange Spiesse gereklidir – yani aynı vergi ve güvenlik kurallarına tabi olmalı.” Bu açıklama, İsviçreli perakendecilerin Temu’nun gıda pazarına girmesine karşı yasal denetim ve düzenleyici eşitlik talep ettiğini açıkça gösteriyor.
  • Swiss Ticaret Birliği (Handelsverband) Başkanı Bernhard Egger ise: “Şu anda üyelerimize Temu’da yer almamalarını tavsiye ediyorum; şu anda avantajlardan çok riskler baskın.” Bu açıklama, platformun itibar riski, regülasyon eksikliği ve yerel tedarikçiler üzerindeki baskısı nedeniyle temkinli yaklaşılması gerektiğine işaret ediyor.
  • Uzman görüşleri, Asya merkezli platformların genellikle Avrupa’daki sertifikasyon, izlenebilirlik ve gıda güvenliği standartlarını tam olarak karşılamadığını; bu durumun tüketici sağlığı ve yerel piyasa dengeleri açısından tehdit oluşturduğunu belirtiyor.

🇹🇷 TÜRKİYE’DE PLAN VAR MI?

Temu, Türkiye’de henüz gıda satışına başlamadı. Şirketin şu anki faaliyetleri, lojistik altyapı kurmak, bir iş günü teslimat sistemini oturtmak ve vergisel uyum sağlamak üzerine yoğunlaşmış durumda. İstanbul’da ofis ve depo kurarak Türkiye’deki e-ticaret varlığını güçlendiren Temu’nun, Avrupa’daki gıda stratejisini Türkiye’ye taşımaya dair resmi bir planı bulunmuyor.

Ancak sektör uzmanları, bu altyapının zamanla Türkiye’de de gıda ve temel tüketim ürünleri kategorilerinde genişleme için hazırlık olabileceğini ifade ediyor.


📌 SONUÇ:

Temu’nun Avrupa’daki gıda atağı, İsviçre’ye de sıçramış durumda. Ancak bu genişleme, sadece fiyat avantajı değil; kamu sağlığı, regülasyon, tüketici güveni ve adil rekabet gibi çok boyutlu tartışmaları da beraberinde getiriyor.

Coop ve Migros gibi güçlü oyuncular, Temu’nun aynı yasal ve etik şartlara tabi tutulmasını beklerken, tüketici örgütleri ve uzmanlar, şirketin regülasyonlara uyumu konusunda ciddi çekinceler taşıyor.

İsviçre pazarı, ucuzluk arayan tüketici için cazip fırsatlar sunsa da, uzun vadeli başarı; Temu’nun şeffaflık, sürdürülebilirlik ve kalite standartlarına ne kadar sadık kalacağına bağlı olacak.


Haberin Devamını Oku

Gündem

TÜM YÖNLERİYLE TEMMUZ 2025 İSVİÇRE GÜNDEMİ

yazar

Yayınlayan

on

By

Temmuz 2025 itibarıyla İsviçre gündemindeki önemli yasa değişiklikleri ve güncel konuların detaylı analizi:

🕒 Okuma süresi: 6 dakika

🚗 SÜRÜCÜ EĞİTİMİNDE YENİ DÖNEM: OTOMATİK SİSTEMLER EĞİTİME DAHİL EDİLDİ

1 Temmuz 2025 itibarıyla İsviçre’de sürücü eğitimi ve sınav içerikleri güncellendi. Artık ehliyet alacak adaylar, yalnızca temel sürüş becerileriyle değil, aynı zamanda modern sürücü destek sistemleriyle de sınanacak.

Yeni sistemde kapsanan teknolojiler şunlar:

  • Adaptif hız sabitleyici
  • Şerit takip asistanı
  • Otomatik park sistemleri
  • Çarpışma önleyici destekler

Amaç: Geleceğin otonom sürüş teknolojilerine hazırlıklı, bilinçli ve teknolojiyle uyumlu sürücüler yetiştirmek.


🏥 SAĞLIK SİSTEMİNDE KOLAYLIK VE KAPSAM GENİŞLİĞİ

İsviçre sağlık sisteminde Temmuz ayında iki önemli gelişme yaşandı:

a) Kolorektal Kanser Taraması

Kolon kanseri taramaları artık 74 yaşına kadar sağlık sigortası kapsamında ücretsiz olacak. Daha önce bu sınır 69 idi. Bu adım, yaşlı nüfusta erken teşhisi artırmayı hedefliyor.

b) Kronik Hastalar İçin Bürokratik Yük Hafifletildi

Kronik hastalar artık her yıl tekrar destek başvurusu yapmak zorunda kalmayacak. Sabit destek gereksinimi olan hastalar için süreç sadeleştirildi.


🧴 TÜKETİCİ KORUMASINDA GÜÇLÜ ÖNLEMLER

a) BPA Yasağı

Bisfenol A (BPA) maddesi, özellikle bebek ürünleri ve gıda ambalajlarında tamamen yasaklandı.

b) Pestisit Düzenlemesi

Bazı tarım ürünlerinde izin verilen pestisit kalıntı oranları düşürüldü. Yeni denetim sistemiyle tüketici daha güvenli gıdaya ulaşacak.

c) Gümrükte Sahte Ürün Mücadelesi

Gümrüklerde tespit edilen taklit ürünlerin (çanta, saat vb.) imhası hızlandırıldı. Alıcının onayıyla kısa sürede imha prosedürü devreye sokulabiliyor.


👩‍⚖️ CEZA HUKUKUNDA KÖKLÜ DEĞİŞİKLİK: “RIZA” MERKEZDE

Yeni yasal düzenlemeye göre, bir kişinin açık rızası olmadan gerçekleşen her cinsel eylem “tecavüz” olarak değerlendirilecek. Fiziksel direnç göstermemiş olsa dahi rıza olmaması, suçu tanımlamak için yeterli olacak.

Bu değişiklik:

  • Kadın hakları açısından bir dönüm noktası
  • Cinsel dokunulmazlık konusunda daha koruyucu bir yasal çerçeve sunuyor

🚁 DİJİTAL HAKLAR TEHDİT ALTINDA MI? GÖZETİM YASASINA TEPKİ BÜYÜYOR

Yeni Telekom Gözetim Yasası (OSCPT), VPN servisleri ve mesajlaşma uygulamalarına veri saklama ve gerçek zamanlı izleme yükümlülüğü getiriyor.

Eleştiriler:

  • Dijital gizliliğe ağır darbe
  • VPN ve şifreli mesajlaşmanın baskı altına alınması
  • Sivil toplum kuruluşları, ifade ve iletişim özgürlüğüne müdahale olarak değerlendiriyor

🏦 UBS’E SIKI DENETİM: 26 MİLYAR FRANK EK SERMAYE

2023’te yaşanan Credit Suisse krizinden sonra İsviçre finans otoriteleri, “too-big-to-fail” konumundaki UBS için yeni önlemler aldı.

Yeni düzenleme:

  • UBS’in 26 milyar Frank ek sermaye tutması gerekiyor
  • Bu, olası kriz durumlarına karşı daha sağlam bir finans sistemi kurulması amacıyla alındı
  • Uygulama süresi 6 ila 8 yıl

🇪🇺 AB İLE İLİŞKİLERDE YENİ PAKET VE REFERANDUM

Federal Konsey, Avrupa Birliği ile “Institutionelles Abkommen 2.0” adlı yeni bir çerçeve anlaşma paketini onayladı. Bu paket:

  • Erasmus ve Horizon Europe gibi AB programlarına yeniden katılımı sağlıyor
  • Serbest dolaşım ve yatırım konusunda istikrar getiriyor
  • Ekim veya Kasım 2025’te halk oylamasına sunulacak

🌏 HİNDİSTAN – EFTA TİCARET ANLAŞMASI ONAYLANDI

İsviçre’nin de üyesi olduğu EFTA (Avrupa Serbest Ticaret Birliği), Hindistan ile kapsamlı bir serbest ticaret anlaşması imzaladı.

Beklentiler:

  • Hindistan’a 100 milyar Frank’a kadar yatırım
  • 1 milyon yeni iş imkanı
  • İsviçre için yeni pazarlar ve teknoloji transferi fırsatları

🍬 TÜTÜN VE ELEKTRONİK SİGARA DÜZENLEMELERİ

  • İçimlik tütün ürünlerine yönelik vergiler arttırıldı
  • Elektronik sigara reklamları gençlere yönelik olarak tamamen yasaklandı
  • Yeni düzenlemeler, halk sağlığını korumayı ve gençleri bağımlılıktan uzak tutmayı hedefliyor

🧑‍🏫 KURZARBEIT (KISA ÇALIŞMA) DESTEĞİ UZATILDI

Zor durumdaki sektörler için 1 Ağustos 2025 itibarıyla kısa çalışma ödeneği süresi 18 aya kadar çıkarıldı. Bu destekten özellikle turizm, tekstil ve üretim sektörlerinin faydalanması bekleniyor.


🔚 GENEL DEĞERLENDİRME

Temmuz 2025 itibarıyla İsviçre’de:

  • Sürücülük, sağlık ve ceza hukukunda köklü reformlar
  • AB ile ilişkilerde yeni bir dönem
  • Dijital özgürlükler ve ekonomik düzenlemelerde kritik kararlar
    gündemi belirliyor.

Bazı düzenlemeler referanduma gidecek. Son sözü İsviçre halkı söyleyecek.



Haberin Devamını Oku

Gündem

DÖNER FİYATLARI TEPKİ ÇEKİYOR: GENÇLERDEN POLİTİK MESAJ

yazar

Yayınlayan

on

By

Okuma süresi: 2 dakika

Döner artık sadece bir yemek değil, gençler için hayat pahalılığının sembolü. Sosyal medyada başlayan şaka, şimdi siyasi bir mesaj hâline geldi.

İsviçre’de özellikle Z kuşağı arasında döner fiyatları büyük bir tartışma konusu oldu. Zürih’te bir dönerin fiyatı 16 Frank’a kadar çıkarken, bu durum gençler tarafından “dönerflasyon” olarak adlandırılıyor. Sosyal medyada döner fiyatları üzerinden yapılan esprili eleştiriler, aslında ciddi bir ekonomik sıkıntıya işaret ediyor.

🎤 TikTok’ta Başlayan Tepki Federal Parlamento’ya Taşındı

Aargau kantonundan fenomen Kaufmann, TikTok videolarında Enerji Bakanı Albert Rösti’ye döner fiyatlarını düşürme çağrısında bulundu. Rösti, şaka gibi başlayan bu çağrıya kayıtsız kalmadı ve gençlerle röportaj yaptı. Döner fiyatlarının yüksekliğine karşı elektrik maliyetlerinin düşürülmesine vurgu yaptı.

🍽️ Döner = Geçim Barometresi

Sosyalist Parti Gençlik Kolu’ndan Vera Çelik, döneri gençlerin en ucuz öğle yemeği olarak gördüğünü belirtiyor. “Eskiden 8 Frank’a doyardık, şimdi 13–16 Frank veriyoruz. Bu herkesin cebini etkiliyor, özellikle de göçmen kökenli gençlerin,” diyor.

🏪 Esnaf Zor Durumda

Vera Çelik’e göre, dönerci esnafı da zor koşullar altında ayakta kalmaya çalışıyor. Kira, elektrik, et, sebze, ekmek ve sos fiyatlarının artması nedeniyle, gerçekçi bir fiyatlandırma yapıldığında bir dönerin aslında 20 Frank olması gerektiğini vurguluyor. “Ama o zaman kimse alamaz, bu yüzden zararına satış yapılıyor” diyor.

🏪 İMBİS İŞLETMELERİ DE ZORDA

İmbis işletmeleri genellikle göçmenler tarafından yönetiliyor ve politik olarak seslerini duyuramıyorlar. Ancak binlerce kişiye iş sağlıyorlar. Artan kira, enerji ve malzeme fiyatları nedeniyle birçok işletme ayakta kalmakta zorlanıyor.

Çelik, “Gençler döner fiyatları üzerinden siyasetle ilgilenmeye başlıyor. Çünkü cebine dokunan her konu, politik farkındalık yaratıyor,” diyor.

📊 DÖNER ARTIK BİR EKONOMİK GÖSTERGE

Sotomo araştırma şirketinden siyaset bilimci Michael Hermann da gençlerin bu tepkisinin dikkate alınması gerektiğini belirtiyor:
“Döner, artan yaşam maliyetlerinin sembolüne dönüştü. Politika hemen harekete geçmek zorunda değil ama gençlerin bu mesajını iyi okumalı.”



Haberin Devamını Oku

Trendler