Yaşam
Kaynana-Gelin İlişkilerinde Kıskançlık: Nedenleri ve Dinamikleri
Kaynana-gelin ilişkileri, toplumların kültürel ve sosyal dokusunun önemli bir parçasıdır. Ancak bu ilişkiler, zaman zaman gerilimli ve karmaşık hale gelebilir. Kaynana ile gelin arasında kıskançlık ve paylaşım zorlukları sıkça karşılaşılan bir durumdur. Bu haber, kaynananın gelinini neden kıskandığını ve oğlunu paylaşmada yaşadığı zorlukları kapsamlı bir şekilde incelemeyi amaçlamaktadır.
1. Aile Dinamiklerinin Temel Yapısı
Kaynana-gelin ilişkisinin karmaşıklığı, aile yapısının temel dinamiklerinden kaynaklanır. Geleneksel aile yapısında, kaynana genellikle oğlunun ilk kadın figürü olarak kabul edilir ve bu durum, doğal olarak bir sahiplenme hissi yaratabilir. Oğul, aile içindeki rolünü ve kimliğini kaynana tarafından geliştirilmiş ve desteklenmiş bir bireydir. Gelin, ailenin yeni bir üyesi olarak bu dinamiğe dahil olduğunda, kaynana için bir tehdit algısı doğabilir.
2. Kültürel ve Geleneksel Beklentiler
Birçok kültürde, kaynananın gelin üzerindeki etkisi ve gözetimi kültürel normlarla şekillenir. Geleneksel toplumlarda, kaynananın gelini “eğitme” ve “doğru davranışları” öğretme rolü vardır. Bu rol, zamanla kıskançlık ve çatışmalara yol açabilir, çünkü kaynana, gelinin uygun bir şekilde uyum sağlamadığı veya beklenen standartları karşılamadığı hissini taşıyabilir. Ayrıca, bu geleneksel roller, kaynananın oğluna olan bağlılığını ve onun başarılı bir şekilde yetişmesini sağlama arzusunu da yansıtabilir.
3. Psikolojik Faktörler ve Güvenlik
Kaynananın kıskançlığı, psikolojik faktörlerden de kaynaklanabilir. Kaynana, kendi çocuklarıyla kurduğu bağları kaybetme korkusu taşıyabilir. Oğul, kaynananın duygusal dünyasında önemli bir yere sahiptir ve gelin, bu bağın bir kısmını tehdit ediyor gibi görünebilir. Bu durum, kaynananın gelini bir rakip olarak görmesine ve kıskançlık duygularının ortaya çıkmasına neden olabilir.
4. Sosyal ve Ekonomik Faktörler
Sosyal ve ekonomik durumlar da kaynana-gelin ilişkilerini etkileyen önemli faktörlerdir. Eğer aile içindeki güç dinamikleri veya ekonomik kaynaklar, kaynana tarafından kontrol ediliyorsa, gelin bu kaynaklara erişim konusunda sınırlamalarla karşılaşabilir. Bu durum, kaynananın gelini yeterince yeterli görmemesine ve kıskanmasına neden olabilir.
5. Kişisel Güvenlik ve Kendilik Algısı
Kaynana, kendilik algısındaki bir tehdit hissi nedeniyle gelinle olan ilişkisini zorlaştırabilir. Oğul, kaynananın kişisel güvenliğinde ve özsaygısında bir rol oynar. Gelin, bu dinamiği etkilediğinde, kaynana kendini tehdit altında hissedebilir ve bu da kıskançlık duygularını artırabilir.
6. İletişim Eksiklikleri ve Çatışmalar
Etkili iletişim eksikliği, kaynana-gelin ilişkilerindeki kıskançlık ve çatışmaların artmasına neden olabilir. İyi bir iletişim eksikliği, yanlış anlamalara, önyargılara ve çiftler arasında gerilime yol açabilir. Kaynana ve gelin arasındaki açık ve dürüst iletişim eksikliği, kıskançlık ve paylaşım zorluklarını daha da derinleştirebilir.
Sonuç
Kaynana-gelin ilişkilerinde kıskançlık ve paylaşım zorlukları, çok boyutlu bir olgudur ve çeşitli psikolojik, kültürel, sosyal ve ekonomik faktörlerden etkilenir. Bu ilişkilerin sağlıklı bir şekilde yönetilmesi, karşılıklı anlayış ve empati gerektirir. Her iki tarafın da duygusal ihtiyaçlarını ve beklentilerini anlamak, bu ilişkilerdeki gerilimleri azaltabilir ve daha uyumlu bir aile yapısının oluşmasına yardımcı olabilir.
Gelinlerin Kaynana ile İlişkilerinde Kıskançlık ve Paylaşım Sorunlarıyla Baş Etme Stratejileri
Gelinlerin kaynana ile ilişkilerinde kıskançlık ve paylaşım sorunlarıyla başa çıkabilmeleri için kullanabilecekleri bazı stratejiler ve yaklaşımlar şunlardır:
1. Açık ve Dürüst İletişim
Gelinler, kaynana ile olan ilişkilerinde açık ve dürüst bir iletişim kurmaya çalışmalıdır. Bu, kaynananın endişelerini ve beklentilerini anlamak için önemlidir. Kendi duygularını ve ihtiyaçlarını da samimi bir şekilde ifade etmek, yanlış anlamaların önüne geçebilir ve ilişkileri güçlendirebilir.
2. Empati ve Anlayış
Kaynana-gelin ilişkilerinde empati göstermek, gerilimleri azaltabilir. Gelinler, kaynananın hislerini ve motivasyonlarını anlamaya çalışmalı ve bu duygulara saygı göstermelidir. Kaynananın, kendisini tehdit altında hissetmesi durumunda, bu duyguyu anlamak ve ona göre yaklaşmak önemlidir.
3. Sınırları Belirlemek
Sağlıklı sınırlar koymak, kaynana-gelin ilişkilerinde dengeyi sağlamak için gereklidir. Gelinler, hem kendi sınırlarını hem de kaynananın sınırlarını net bir şekilde belirlemeli ve bu sınırları koruyarak saygı çerçevesinde hareket etmelidir. Bu, ilişkideki gerilimin azalmasına yardımcı olabilir.
4. Pozitif İlişkiler Kurmak
Kaynana ile olumlu bir ilişki kurmak, gelinin kaynana ile olan etkileşimini iyileştirebilir. Gelinler, kaynananın ilgi alanlarına ve hobilerine yönelik olumlu bir yaklaşım sergileyerek ortak paydalar bulabilirler. Ayrıca, kaynananın başarılarını ve katkılarını takdir etmek de ilişkiyi güçlendirebilir.
5. Ortak Çözümler Aramak
Çatışma yaşandığında, her iki tarafın da ortak bir çözüm arayışı içinde olması önemlidir. Gelinler, sorunları çözmek için işbirliğine açık olmalı ve kaynananın görüşlerine saygı göstermelidir. Bu, ilişkilerdeki sorunları yapıcı bir şekilde ele almayı sağlar.
6. Kendi Alanını Korumak
Gelinler, kişisel alanlarını korumalıdır. Evlilik, bireylerin kişisel alanlarını değiştirebilir, ancak sağlıklı bir ilişki için her bireyin kendi özel alanına ve zamanına ihtiyaç duyduğunu unutmamak önemlidir. Bu, gelinin kendini rahat hissetmesini sağlar ve kaynana ile olan ilişkilerdeki gerilimleri azaltabilir.
7. Destek Aramak
Gelinler, gerektiğinde profesyonel destek aramalıdır. Aile terapisi veya bireysel danışmanlık, kaynana-gelin ilişkilerindeki sorunları anlamak ve çözmek için yardımcı olabilir. Bir terapist, her iki tarafın da duygusal ihtiyaçlarını ve iletişim becerilerini geliştirmelerine yardımcı olabilir.
8. Sabırlı ve İyi Niyetli Olmak
Sabırlı ve iyi niyetli olmak, uzun vadeli ilişkilerde önemli bir faktördür. Gelinler, kaynana ile ilişkilerinde sabırlı olmalı ve zamanla ilişkinin iyileşmesini beklemelidir. İyi niyetli bir yaklaşım, çatışmaların çözümünü kolaylaştırabilir.
9. Ortak Zaman Geçirme
Kaynana ile ortak zaman geçirmek, ilişkinin gelişmesine yardımcı olabilir. Aile etkinlikleri, yemekler veya ortak ilgi alanları, gelin ve kaynana arasındaki bağı güçlendirebilir ve birbirlerini daha iyi anlamalarına olanak tanıyabilir.
10. Kendine Güven
Kendi değerini bilmek ve kendine güvenmek, gelinler için önemlidir. Kaynana-gelin ilişkilerinde yaşanan zorluklar, kişisel bir eksiklikten kaynaklanmaz; bu nedenle, gelinler kendine güvenmeli ve ilişkileri sağlıklı bir şekilde yönetmeye odaklanmalıdır.
Bu stratejiler, gelinlerin kaynana ile olan ilişkilerini iyileştirmelerine ve daha uyumlu bir aile ortamı oluşturmalarına yardımcı olabilir. Her iki tarafın da çaba göstermesi ve karşılıklı saygı içinde olması, ilişkilerin daha sağlıklı ve dengeli olmasını sağlayabilir.
Dul ve Evli Kaynanaların Farklı Tepkileri: Psikolojik ve Sosyal Dinamikler Üzerinden Bir İnceleme
Dul kalmış kaynana ve evli kaynana, genellikle farklı tepkiler verebilirler, çünkü her iki durumun psikolojik ve sosyal dinamikleri farklıdır. İşte bu iki durumun nasıl farklılık gösterebileceğine dair bazı temel noktalar:
1. Psikolojik ve Duygusal Durum
- Dul Kaynana: Dul kalan kaynanalar, eşlerinin ölümünden sonra yalnızlık ve kayıp duyguları yaşayabilirler. Bu durum, duygusal olarak hassas olmalarına ve evlatlarına veya gelinlerine daha fazla bağlılık hissi geliştirmelerine neden olabilir. Eşlerinin yokluğu, kaynananın duygusal desteğe olan ihtiyacını artırabilir ve bu durum, gelinle olan ilişkilerinde daha fazla bağlılık veya sahiplenme duygusuna yol açabilir.
- Evli Kaynana: Evli kaynanalar, eşlerinin varlığı nedeniyle duygusal destek ve güvenlik hissi yaşayabilirler. Eşlerinin varlığı, kaynanaya duygusal olarak daha istikrarlı bir zemin sağlayabilir ve bu durum, kaynananın gelinle olan ilişkilerinde daha fazla esneklik ve daha az kıskançlık yaşamasına yol açabilir. Ancak, evli kaynanalar da kendi evliliklerinin dinamikleri ve kısıtlamaları nedeniyle çeşitli sorunlar yaşayabilirler.
2. Sosyal ve Ailevi Dinamikler
- Dul Kaynana: Dul kalmış kaynanalar, toplumsal ve ailevi destek arayışında olabilirler ve bu nedenle çocuklarına veya gelinlerine daha fazla bağlılık gösterebilirler. Kendi başlarına kalmış olmaları, onlara aile içindeki rol ve sorumluluklarına daha fazla odaklanma isteği verebilir. Ayrıca, dul kalmış bir kaynana, kendi çocuklarıyla daha sıkı bağlar kurma ve onları destekleme konusunda daha istekli olabilir.
- Evli Kaynana: Evli kaynanalar, eşlerinin desteği ve varlığı ile aile içindeki rollerini ve sorumluluklarını dengelemekte olabilirler. Eşlerinin yardımı, kaynananın gelinle olan ilişkilerinde daha dengeli ve objektif bir yaklaşım benimsemesine yardımcı olabilir. Ancak, eşinin etkisi ve aile içindeki rolü, zaman zaman kaynananın gelinle olan ilişkilerini etkileyebilir, özellikle eğer eşinin tutumları veya beklentileri ilişkileri şekillendiriyorsa.
3. Bağımlılık ve Güvenlik Duygusu
- Dul Kaynana: Dul kalan kaynanalar, hem maddi hem de duygusal olarak daha fazla bağımlılık hissi yaşayabilirler. Bu durum, çocuklarına ve gelinlerine daha fazla bağlılık hissetmelerine veya kendi isteklerini gerçekleştirmeye yönelik daha güçlü bir arzuya yol açabilir. Duygusal güvenlik arayışı, ilişkilerinde daha güçlü bir sahiplenme hissi yaratabilir.
- Evli Kaynana: Evli kaynanalar, eşlerinin varlığı nedeniyle daha fazla güvenlik ve destek hissi yaşayabilirler. Bu güvenlik, onların gelinlerle olan ilişkilerinde daha dengeli ve az kıskanç olmalarına yardımcı olabilir. Ayrıca, evli kaynananın eşiyle ortak hedefler ve değerler doğrultusunda hareket etmesi, gelinle olan ilişkisini daha uyumlu hale getirebilir.
4. Sosyal Destek ve Çevre
- Dul Kaynana: Dul kalan kaynanalar, sosyal çevrelerinden ve ailelerinden daha fazla destek arayışında olabilirler. Bu arayış, onların gelinlerle olan ilişkilerinde daha fazla destek talep etmelerine veya bağımlılık hissi oluşturmalarına neden olabilir. Sosyal destek eksikliği, gelinle olan ilişkilerinde daha fazla bağımlılık ve kıskançlık yaratabilir.
- Evli Kaynana: Evli kaynanalar, eşlerinin ve kendi sosyal çevrelerinin desteğine daha kolay ulaşabilirler. Bu destek, onların gelinle olan ilişkilerinde daha bağımsız ve dengeli bir tutum sergilemelerine olanak tanıyabilir. Sosyal çevrelerinin desteği, kaynananın gelinle olan ilişkilerini daha sağlıklı bir şekilde yönetmelerine yardımcı olabilir.
Sonuç
Dul kalmış kaynana ve evli kaynana arasındaki tepkiler, bireysel psikolojik durumlar, ailevi dinamikler ve sosyal destek sistemleri gibi birçok faktöre bağlı olarak değişebilir. Her iki durumda da, anlayışlı ve empatik bir yaklaşım benimsemek, ilişkileri güçlendirebilir ve olası çatışmaları azaltabilir. Kaynana-gelin ilişkilerinde en önemli faktör, karşılıklı saygı, iletişim ve anlayıştır.
#GelinKaynanaİlişkileri #DulKaynana #EvliKaynana #Kıskançlık #OğlunuKıskananKaynana #GelinKıskanması #AileDinamikleri #KaynanaGelinSorunları #KaynanaGelinStratejileri #KaynanaGelinÇatışması
İsviçre
STEINHAUSEN’DE HERA: EĞLENCE VE LEZZETİN YENİ ADRESİ
Zug Kantonu’nda Steinhausen’de geçtiğimiz hafta kapılarını açan Hera, şehrin sosyal hayatına yepyeni bir soluk getirdi. Eğlenceyi, leziz yemekleri, şişa bar deneyimini ve futbol maçlarını izleme keyfini bir arada sunan bu mekan, kısa sürede bölge halkının ilgisini çekmeyi başardı.
İsviçreninSesi ekibi olarak açılış etkinliğinde yer aldık ve mekanın sahibi, Mario Sinan lakabıyla tanınan Sinan Bayram ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Sinan Bayram, Hera’yı hem bölge sakinlerine hem de farklı kültürlerden gelen ziyaretçilere hitap edecek bir buluşma noktası olarak tasarladığını ifade etti.
Konuklarla yaptığımız görüşmelerde, mekanın atmosferi ve sunduğu hizmetlerden övgüyle bahsedildi. Özel şişa menüsü, canlı maç yayınları ve lezzetli mutfağıyla Hera, eğlence ve dinlenmeyi bir arada sunan bir adres olmaya aday.
Zug’da sosyal bir buluşma noktası arayanlar için Hera, kesinlikle ziyaret edilmeyi hak ediyor.
Gündem
İSVİÇRE’DEKİ OTURUM TİPLERİ: L, B, C, F, N VE S OTURUMLARI , HAKLARI ve KISITLAMALAR
Haber: Cemil Baysal
İsviçreninsesi okuyucularından gelen yorumlar ve özel mesajlar doğrultusunda, İsviçre’deki oturum tiplerini özetle paylaşıyoruz.
İsviçre’de oturum izinleri, bireylerin ülkede kalma ve çalışma haklarını düzenleyen farklı kategorilere ayrılmaktadır. Her bir oturum tipinin süresi, hakları ve kısıtlamaları birbirinden farklıdır. İşte İsviçre’deki oturum türlerinin kapsamlı bir özeti:
1. L OTURUMU (KISA SÜRELİ OTURUM)
- Geçerlilik Süresi: 3 ay ile 12 ay arasında geçerli. Yenileme gerekçelere bağlıdır.
- Kimlere Verilir: Geçici iş kontratıyla çalışanlar veya kısa süreli kurs gibi özel amaçlarla İsviçre’ye gelenler.
- Haklar:
- Çalışma izni genelde işverenle bağlantılıdır.
- İsviçre’de belirli bir süre ikamet etme hakkı.
- Kısıtlamalar:
- Vatandaşlık başvurusu yapılamaz.
- Ev satın almak genellikle mümkün değildir.
2. B OTURUMU (GEÇİCİ OTURUM)
- Geçerlilik Süresi: 1 yıl süreyle verilir, yenilenebilir.
- Kimlere Verilir: Çalışma izni olanlar, öğrenciler ve İsviçre’de evlilik yoluyla oturum hakkı kazananlar.
- Haklar:
- İsviçre içinde taşınma hakkı (kantona bağlı kısıtlamalar olabilir).
- Aile birleşimi yapma imkânı.
- Çalışma izni alma hakkı.
- Kısıtlamalar:
- Uzun süreli yurtdışında kalışlar (6 aydan fazla) oturumun iptaline neden olabilir.
- Vatandaşlık başvurusu için 10 yıl süreyle sürekli oturum gereklidir.
- Ev satın almak AB/EFTA vatandaşı olmayanlar için kanton kısıtlamalarına tabidir.
3. C OTURUMU (SÜRESİZ OTURUM)
C Oturumu Hakkında Bilgilendirme
C Oturumu nedir?
C Oturumu, süresiz oturum izni anlamına gelir. Geçerlilik süresi “süresiz” kabul edildiğinden yenilenmesi gerekmez. Ancak oturum kartlarının kimlik yenilemesi gibi işlemler için belirli bir süresi olabilir (örneğin 5 yıl). Bu durumda, yalnızca belge yenilenir; oturumun kendisi iptal edilmez.
Kimlere verilir?
- AB/EFTA vatandaşları: İsviçre’de 5 yıl yasal ve kesintisiz ikamet sonrası verilir.
- Diğer ülke vatandaşları: Genellikle İsviçre’de 10 yıl yasal ve kesintisiz ikamet sonrası verilir.
- Not: Bazı özel durumlarda (örneğin yüksek entegrasyon düzeyi veya özel statüler), süre 5 yıla indirilebilir.
Haklar
- Süresiz oturum hakkı: İsviçre’de kalıcı olarak yaşama ve çalışma hakkı sağlar.
- Serbest iş seçimi: İsviçre’nin herhangi bir bölgesinde veya kantonunda çalışma ve iş değiştirme özgürlüğü.
- Sosyal haklar: İsviçre’deki sosyal güvenlik sistemine tam erişim (emeklilik, sağlık sigortası gibi).
- Eğitim ve mesleki haklar: İsviçre’de eğitim, meslek edinme ve kariyer geliştirme imkânları.
- Aile birleşimi: Belirli şartlar altında aile üyelerini İsviçre’ye getirme hakkı.
- Daha kolay vatandaşlık başvurusu: Uzun vadede, İsviçre vatandaşlığına geçiş sürecinde avantaj sağlar.
- Yerel seçimlerde oy kullanma hakkı: Bazı kanton ve belediyelerde, C Oturumu sahipleri yerel düzeyde oy kullanma hakkına sahiptir. Ancak, seçilme hakkı yoktur.
Kısıtlamalar
- İsviçre dışında uzun süreli kalış: İsviçre dışında belirli bir süre (genellikle 6 ay ila 2 yıl) ikamet edildiğinde oturum hakkı kaybedilebilir.
- Suç işleme durumları: Ciddi bir suç işlenmesi durumunda oturum hakkı iptal edilebilir.
- Sosyal yardım bağımlılığı: Uzun süre sosyal yardımlara bağımlı olunursa, oturum hakkı yeniden değerlendirilip iptal edilebilir.
- İsviçre vatandaşlığı ile farklar: Oy kullanma hakkı yerel düzeyde bazı yerlerde olsa da, federal düzeyde oy kullanma ve seçilme hakkı kazanılmaz.
İptal edilebilir mi?
C Oturumu “süresiz” olsa da, aşağıdaki durumlarda iptal edilebilir:
- İsviçre dışında uzun süre ikamet edilmesi,
- Suç işlenmesi,
- Sosyal yardımlara bağımlı hale gelinmesi.
- C Oturumu ile İsviçre Dışında Ne Kadar Süreyle Kalınabilir?
- İsviçre’de uzun süreli ikamet izni sağlayan C oturumunun geçerlilik süresi, oturum sahibinin İsviçre dışında geçirdiği süreye bağlıdır. C oturumu, kişi İsviçre dışında 6 ay boyunca kalırsa otomatik olarak sona erer. Ancak bazı özel durumlarda, İsviçre’deki oturum izninin kaybedilmemesi için bir çözüm bulunmaktadır.
- Abwesenheitsbewilligung (Abwesenheitsgenehmigung) adı verilen bir düzenleme ile, oturum sahibi İsviçre dışında uzun süreli bir ikamet gerçekleştirecekse, 4 yıl süreyle C oturumunun askıya alınması talep edilebilir. Bu düzenleme, belirli şartlar altında başvurulabilir ve yalnızca oturum sahibinin kişisel durumuna göre uygulanabilir.
- C oturumu sahiplerinin, uzun süreli yurtdışında kalmayı planladıklarında, ilgili oturum izinlerinin geçerliliğini kaybetmemek için gerekli başvuruları yapmaları önemlidir.
4. F OTURUMU (GEÇİCİ KORUMA)
- Geçerlilik Süresi: Yenilenebilir geçici statü.
- Kimlere Verilir: İsviçre’ye iltica eden ancak başvurusu reddedilen veya korunmaya muhtaç kişiler.
- Haklar:
- Çalışma izni alabilirler.
- Sosyal yardım alma hakkı vardır.
- Kısıtlamalar:
- Vatandaşlık başvurusu yapılamaz.
- Ev satın alma hakkı yoktur.
5. N OTURUMU (İLTİCA OTURUMU)
- Geçerlilik Süresi: İltica başvuru sürecinde geçerlidir. Bu süreç aylar veya yıllar sürebilir.
- Kimlere Verilir: İsviçre’ye iltica başvurusu yapan kişilere.
- Haklar:
- Temel barınma ve sosyal yardım sağlanır.
- Çalışma hakkı kanton onayına bağlıdır.
- Kısıtlamalar:
- Vatandaşlık başvurusu yapılamaz.
- Ev satın alma hakkı yoktur.
- Seyahat özgürlüğü ciddi şekilde kısıtlıdır.
6. S OTURUMU (GEÇİCİ KORUMA – ÖZEL DURUM)
- Geçerlilik Süresi: Yenilenebilir geçici statü.
- N oturumu, iltica başvuru sürecindeki kişilere verilen bir statüdür ve daha sınırlı haklar sunar. Buna karşılık, S oturumu, geçici koruma sağlanan kişilere verilen bir statü olup daha geniş haklar tanıyabilir. Son olarak, Ukraynalı mültecilere S oturumu verilmesi, diğer ülkelerden gelen mültecilere ise N oturumu tanınması tartışmalara yol açmıştı.
- Kimlere Verilir: Savaş, doğal afet veya ciddi krizler nedeniyle ülkesini terk etmek zorunda kalanlara.
- Haklar:
- İsviçre’de güvenli bir ortamda kalma hakkı.
- Çalışma hakkı kanton onayına bağlıdır.
- Sosyal yardım alma hakkı vardır.
- Kısıtlamalar:
- Vatandaşlık başvurusu yapılamaz.
- Ev satın alma hakkı yoktur.
İSVİÇRE VATANDAŞLIĞINA BAŞVURU KRİTERLERİ
- Minimum İkamet Süresi:
- Genel olarak 10 yıl yasal ve sürekli oturum (C oturumu avantajlıdır).
- Son 3 yıl boyunca kesintisiz İsviçre’de ikamet şartı aranır.
- Evlilik yoluyla vatandaşlık süreci 3-5 yıl sürebilir.
- Dil Bilgisi:
- İsviçre’nin resmi dillerinden birinde yeterlilik (B1 seviyesinde konuşma, A2 seviyesinde yazma).
- Uyum Şartları:
- İsviçre kültürü ve değerlerine uyum.
- Cezai sicil kaydı olmaması.
KİMLER EV SATIN ALABİLİR?
- C Oturumu Sahipleri: İsviçre vatandaşlarıyla eşit haklara sahiptir, serbestçe ev alabilirler.
- B Oturumu Sahipleri: Daimi ikamet koşuluyla (örneğin aile birleşimi veya çalışma) bazı bölgelerde ev satın alabilir.
- AB/EFTA Vatandaşları: İkamet durumuna bakılmaksızın genelde ev satın alabilirler.
- L, N ve F Oturumu Sahipleri: Genelde ev satın almalarına izin verilmez.
SÜRESİZ YURTDIŞINDA KALMA VE KISITLAMALAR
- L, N ve B Oturumları: 6 aydan uzun yurtdışı kalışı oturumun iptaline neden olabilir.
- C Oturumu: 6 aydan uzun yurtdışı kalışı için özel izin alınmalıdır. Aksi takdirde oturum iptal edilir.
- Vatandaşlık Durumu: Vatandaşlık alındıktan sonra yurtdışında kalış süresiyle ilgili herhangi bir kısıtlama yoktur.
- N VE S OTURUM SAHİPLERİNİN GELDİĞİ ÜLKEYE GİTME HAKKI
N Oturumu (İltica Oturumu)
Genel Durum: N oturumu sahipleri, iltica başvuru sürecinde oldukları için geldikleri ülkeye dönmeleri genellikle mümkün değildir.
Neden:Başvuru sahipleri, ülkelerinde zulüm, savaş veya başka bir tehdit nedeniyle İsviçre’ye geldiklerini beyan ederler.
Geldikleri ülkeye dönüş, İsviçre makamlarınca bu tehditlerin gerçek olmadığını gösterebilir ve iltica başvurusu iptal edilebilir.
İstisnalar: Özel bir gerekçe varsa (örneğin, aile üyelerinin ciddi hastalığı), dönüş için özel izin başvurusunda bulunulabilir. Ancak bu durum oldukça nadirdir ve dikkatli değerlendirilir.
S Oturumu (Geçici Koruma – Özel Durum)
Genel Durum: S oturumu sahiplerinin de geldikleri ülkeye dönmeleri genellikle yasaktır.
Neden:S oturumu, savaş, doğal afet veya benzeri nedenlerle acil koruma sağlanan kişilere verilir.
Bu statüde olan bir kişinin ülkelerine dönüşü, korunma ihtiyaçlarının geçerli olmadığını düşündürebilir ve oturumun iptaliyle sonuçlanabilir.
İstisnalar: Bazı özel durumlarda (örneğin, kısa süreli insani ziyaretler) dönüş izni talep edilebilir. Ancak bu süreç titizlikle değerlendirilir ve genelde onaylanmaz.
Özet:
N ve S oturumu sahipleri, geldikleri ülkeye tatil amacıyla dönemezler. Bu durum, İsviçre’deki oturum haklarının kaybına yol açabilir. Eğer acil insani bir neden varsa, dönüş için kanton makamlarından veya federal göçmenlik ofisinden (SEM) özel izin alınması gereklidir. - Oturum tiplerinin daha geniş ayrıntıları ingilizce, Fransızca, Almanca, İtalyanca dillerinde SEM sayfasında: Link
- #İltica #GeçiciKoruma #OturumHakları #İsviçre #oturumhakkı #isviçredehayat #isviçredeyasam #isviçreninsesi #isviçrehaberleri
Türkiye
MASALCI ANNELERDEN UYKULU MASALLAR YOUTUBE KANALI
Haber: Kader Varlık
Seslendirme Sanatçısı-Yazar Şeyma Ayık ile Eğitimci-Yazar Hurihan Yıldırım Kurtaran’ın bir araya gelerek oluşturdukları kanal yayınına başladı. Aynı zamanda anne olan yazarlar, kendi çocukları için de uyku öncesi masalların büyüsünden faydalandılar. Şimdi bu masalları, Masalcı Anneler kanalı ile tüm yetişkinlerin kullanabilmesi için paylaşıyorlar.
Uykulu Masalların amacı, okul öncesi dönemi çocuklarının uykuya huzurla geçişini kolaylaştırmak. Kanalda yayınlanan masallar özgün olarak yazılmakta, seslendirilmekte; görsel tasarımı ve uykuyu destekleyen fon müzikleriyle buluşturularak yayına sunulmaktadır. Uykulu Masallar kanalında; Türkçe masallara, okul öncesi dönemi masallarına, özgün masallara, değerler eğitimiyle ilgili eğitici masallara, uyku öncesi masallara ulaşabileceksiniz.
Hurihan Yıldırım Kurtaran: “Çocuklara okuma alışkanlığı kazandırmak herkesin her dönemde gündeminde olan bir konu. Dinleme dil becerisi ise okuma alışkanlığını destekleyen ve anne karnından başlaması gereken bir yolculuk. Masallar, bu yolculukta başta gelen edebî ürünlerden. Bebeklik döneminden itibaren çocukların hayal dünyasını zenginleştiren masallar, uykuya hazırlıkta da en büyük yardımcımız. Pedagojik açıdan da güvenle çocuklarınıza dinletebileceğiniz masallarımızın yayınlandığı kanalımıza tüm anneleri, anne adaylarını, ebeveynleri ve eğitimcileri davet ediyoruz.”
Şeyma Ayık: “Ne demiş büyük şair Cemal Süreya: Masal dinlememiş çocuklar, büyüyünce kedi resmini bile cetvelle çizerler. Masal dinlemek de dinletmek de çok güzel. Fakat hangi masalları?.. Bu seçimleri yaparken biz yetişkinlere önemli bir görev düşüyor: bebeklik döneminden itibaren çocuklarımızı içerik bakımından özenle hazırlanan ve doğru bir dil kullanılmış masallarla buluşturmak. Biz, masallarımızı yazarken de seslendirirken de bu ayrıntılara son derece önem verdik. Bebeklerine ve çocuklarına rehberlik eden tüm yetişkinleri; büyük, küçük masal sever herkesi kanalımıza bekliyoruz.” Kanala Abone Olmak İçin: https://www.youtube.com/@uykucumasal
Masal Yazarları: Hurihan Yıldırım Kurtaran, Şeyma Ayık
Eğitim Danışmanı: Hurihan Yıldırım Kurtaran
Seslendirme Yönetmeni ve Masalları Seslendiren: Şeyma Ayık
Teaser Seslendirme: Çağla IŞIK
Kurgu: Hurihan Yıldırım Kurtaran, Şeyma Ayık
Görsel Tasarım: Hurihan Yıldırım Kurtaran
Prodüksiyon: Selim Işık
İletişim: https://www.instagram.com/uykuluu_masallar?igsh=c2ZoY2IxbXhjc3Az https://www.instagram.com/seymaayikisik/ https://www.instagram.com/yildirimhurihan/
-
E-Dergi10 ay önce
İsviçre’nin Sesi Şubat 2024
-
Ekonomi9 ay önce
İsviçre’de Maaş Dengesi: Ortalama bir Kişinin Maaşı 6788 CHF
-
Yaşam8 ay önce
Kıskanç Kaynana Belirtileri: Gözden Kaçırmamanız Gereken 10 İşaret
-
İsviçre9 ay önce
Dünyanın En İyi Sağlık Kurumları: İlk 250 Hastane Sıralamasında İsviçre’den 10 Hastane
-
Gündem3 ay önce
HÄGENDORF’TA TÜRKÇE “SİZ BENİ YAKTINIZ SİZ!” DİYE BAĞIRDIĞI DUYULAN ADAM KENDİNİ YAKTI: DURUMU AĞIR, HELİKOPTERLE HASTANEYE KALDIRILDI
-
Gündem10 ay önce
İsviçre’nin Sesi Yankılanıyor…
-
Dünya3 hafta önce
META’NIN COVİD-19 AŞILARIYLA İLGİLİ YANILTICI BİLGİ KARARI: İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KISITLIYOR MU?
-
Gündem3 hafta önce
KÜRT SIĞINMACININ İSVİÇRE’DE TÜRKİYE ve ERDOĞAN KARŞITI PAYLAŞIMLARI SIĞINMA BAŞVURUSUNDA HAKLI GEREKÇE OLARAK GÖRÜLMEDİ