Yaşam
Kadınlar Arasındaki Kıskançlık

Kadınlar arasındaki kıskançlık, genellikle göz ardı edilen ancak derinlemesine incelenmesi gereken bir konudur. Kıskançlığın kökenlerini anlamak ve bu duyguyla nasıl başa çıkılacağını anlamak, sağlıklı ilişkiler kurmak için önemlidir.
Uzmanlara göre, kadınlar arasındaki kıskançlık, genellikle bir kişinin kendisinde eksik gördüğü bir özelliğin başkasında fazlasını algıladığında ortaya çıkar. Bu eksiklik, başarı, güzellik, zeka veya maddi varlık gibi çeşitli alanlarda olabilir. Özellikle sosyal medyanın etkisiyle, insanlar hayatlarını sürekli olarak karşılaştırma eğilimindedir, bu da kıskançlık duygusunun beslenmesine yol açabilir.
Kıskançlık, ilişkilerde ve sosyal ortamlarda ciddi sorunlara neden olabilir. Özellikle iş yerinde rekabetçi bir ortamda, kadınlar arasındaki kıskançlık bazen zararlı sonuçlara yol açabilir. Ancak, bu duygunun kökenleri genellikle kişinin kendi iç dünyasında yatar; yetersizlik hissi, özgüven eksikliği veya başka derin duygusal sorunlar kıskançlığı tetikleyebilir.
Kıskançlıkla başa çıkmak ve daha sağlıklı ilişkiler kurmak için farkındalık ve öz-refleksiyon önemlidir. Kendini gerçekçi bir şekilde değerlendirmek, kendi başarılarını kutlamak ve başkalarının başarısını kıskanmak yerine onlardan ilham almak, kıskançlık duygusunu azaltabilir. Ayrıca, empati kurma becerisi geliştirmek ve başkalarını anlamak da kıskançlıkla başa çıkmada önemli bir adımdır.
Sonuç olarak, kadınlar arasındaki kıskançlık derinlemesine incelenmesi gereken bir konudur ve sağlıklı ilişkiler kurmak için bu duygunun üstesinden gelmek önemlidir.
Kadınlar arasındaki kıskançlık, genellikle göz ardı edilen ancak derinlemesine incelenmesi gereken bir konudur. Kıskançlığın kökenlerini anlamak ve bu duyguyla nasıl başa çıkılacağını anlamak, sağlıklı ilişkiler kurmak için önemlidir.
Uzmanlara göre, kadınlar arasındaki kıskançlık, genellikle bir kişinin kendisinde eksik gördüğü bir özelliğin başkasında fazlasını algıladığında ortaya çıkar. Bu eksiklik, başarı, güzellik, zeka veya maddi varlık gibi çeşitli alanlarda olabilir. Özellikle sosyal medyanın etkisiyle, insanlar hayatlarını sürekli olarak karşılaştırma eğilimindedir, bu da kıskançlık duygusunun beslenmesine yol açabilir.
Kıskançlık, ilişkilerde ve sosyal ortamlarda ciddi sorunlara neden olabilir. Özellikle iş yerinde rekabetçi bir ortamda, kadınlar arasındaki kıskançlık bazen zararlı sonuçlara yol açabilir. Ancak, bu duygunun kökenleri genellikle kişinin kendi iç dünyasında yatar; yetersizlik hissi, özgüven eksikliği veya başka derin duygusal sorunlar kıskançlığı tetikleyebilir.
Kıskançlıkla başa çıkmak ve daha sağlıklı ilişkiler kurmak için farkındalık ve öz-refleksiyon önemlidir. Kendini gerçekçi bir şekilde değerlendirmek, kendi başarılarını kutlamak ve başkalarının başarısını kıskanmak yerine onlardan ilham almak, kıskançlık duygusunu azaltabilir. Ayrıca, empati kurma becerisi geliştirmek ve başkalarını anlamak da kıskançlıkla başa çıkmada önemli bir adımdır.
Kadınlar, genellikle diğer kadınları kıskanabilecekleri birkaç farklı nedenden dolayı kıskanabilirler:
- Görünüm: Güzellik standartlarına veya fiziksel özelliklere duyulan kıskançlık oldukça yaygındır. Bir kadın, başka bir kadının fiziksel görünümünü veya çekiciliğini kıskanabilir.
- Başarı: İş, kariyer veya eğitim gibi alanlardaki başarılar, kadınlar arasında kıskançlık sebebi olabilir. Bir kadın, diğer bir kadının iş başarısını veya profesyonel ilerlemesini kıskanabilir.
- İlişkiler: Romantik ilişkiler veya evlilik durumları da kıskançlık yaratabilir. Bir kadın, başka bir kadının mutlu bir ilişkiye sahip olmasını veya çocuk sahibi olmasını kıskanabilir.
- Sosyal Statü: Maddi durum, sosyal çevre veya toplumsal statü gibi faktörler de kıskançlık sebebi olabilir. Bir kadın, diğer bir kadının daha zengin veya daha prestijli bir yaşam tarzına sahip olmasını kıskanabilir.
- Yetenekler ve Yetenekler: Sanat, müzik, spor veya diğer yeteneklerdeki başarılar da kıskançlık sebebi olabilir. Bir kadın, başka bir kadının yetenekli veya başarılı olmasını kıskanabilir.
Bu faktörler, kadınlar arasında kıskançlığa neden olabilecek potansiyel sebeplerdir, ancak her kadının kıskançlık seviyeleri ve nedenleri farklı olabilir.
Kıskançlığını belli etmeyen kadınlar da olabilir. Bazı kadınlar kıskançlıklarını içlerinde yoğun bir şekilde yaşayabilir ancak bunu dışa vurmak yerine içlerinde tutmayı tercih edebilirler. İşte kıskançlığını belli etmeyen kadınların bazı özellikleri:
- Dışa Vurmama: Kıskançlığını belli etmeyen kadınlar, duygularını açıkça ifade etmek yerine içlerinde yaşarlar. Bu nedenle, dışarıdan bakıldığında kıskançlık belirtileri göstermezler.
- Gizli Hareketler: Kıskançlık hissiyatını gizlice yaşayan kadınlar, diğer insanlara karşı dostça davranırken aslında içlerindeki kıskançlık duygusunu gizlemeye çalışırlar. Bu şekilde, kıskançlıklarını belli etmemeye özen gösterirler.
- Daha İçsel: Kıskançlığını belli etmeyen kadınlar, duygularını daha çok içlerine atarlar ve bu duyguları genellikle sadece kendi içlerinde yaşarlar. Dışarıya karşı daha sakin ve dengeli bir görüntü sergilerler.
- Gösterişten Kaçınma: Kıskançlığını belli etmeyen kadınlar, başkalarının gözünde kötü bir izlenim bırakmamak için kıskançlık duygularını gösterişten kaçınarak kontrol altında tutarlar.
- Zeki Davranışlar: Bazı kadınlar, kıskançlık duygularını daha zeki davranışlarla kontrol altında tutabilirler. Bu, duygularını başkalarına zarar vermeden yönlendirebilme yeteneği anlamına gelir.
Ancak, kıskançlığı belli etmeyen kadınlar bile içlerinde bu duyguyu yaşarlar ve bu durum uzun vadede sağlıklı ilişkilerin gelişmesini engelleyebilir.





Gündem
İSVİÇRE’DE 2024 KONUT FİYATLARI EN YÜKSEK VE EN DÜŞÜK ARTAN BÖLGELER

Haber: Cemil Baysal
2024 yılı, İsviçre’de konut piyasasında küçük bir fiyat artışı yaşanmasına sebep oldu. Ancak, bazı bölgelerde ev ve daire fiyatları bir önceki yıla göre daha düşük kaldı.
İsviçre’deki konut fiyatları 2024 yılında yaklaşık %2 oranında bir artış gösterdi. Bu, New Home emlak portalı ve İsviçre Emlak Enstitüsü tarafından yayımlanan bir araştırmadan elde edilen verilere dayanıyor. Araştırmada, en fazla satış işlemi gerçekleşen altı bölge incelendi.
Daire Fiyatları Daha Fazla Arttı
Verilere göre, konut sahipliği oranında daire fiyatları %2,2 oranında artarken, bu artış özellikle faiz indirimi etkisiyle daha belirgin oldu. Aksine, müstakil ev fiyatları sadece %1,6 oranında bir artış gösterdi. Müstakil evlerdeki fiyat artışının ise özellikle Zürich ve Orta İsviçre bölgelerinde daha yüksek olduğu belirtildi.
Zürich ve Orta İsviçre Bölgesindeki Artışlar
Orta İsviçre bölgesinde 1,78 milyon İsviçre frangına ulaşan müstakil evler, en pahalı bölgeler arasında yer aldı ve bu bölgede fiyatlar %8,5 oranında arttı. Zürich ise %3,9’luk bir artışla ikinci sırada yer aldı.
Doğu ve Kuzeybatı İsviçre’de Duraklama
Doğu İsviçre ve Kuzeybatı İsviçre’de ise konut fiyatları durağan kaldı. Güney İsviçre, Espace Mittelland bölgesi ve Tessin’de ise fiyatlar %2’den fazla düştü.
Tessin’de Fiyatlar Düştü
Tessin’deki konutlar, son yıllarda diğer bölgelere kıyasla biraz daha ucuzladı. Son 10 yılda Zürich’te müstakil ev arazilerinin metrekare fiyatları yıllık %4,7 oranında arttı, bu da onu diğer bölgelere göre en yüksek artışa sahip bölge yaptı. Öte yandan, St. Gallen’de metrekare fiyatları yıllık sadece %0,9 arttı.
Zürich ve Orta İsviçre Arasında Farklılık
Zürich, 1,18 milyon İsviçre frangı ile en pahalı dairelerin bulunduğu bölge olarak öne çıkarken, Orta İsviçre de %7,7’lik belirgin bir fiyat artışı ile ikinci sırada yer aldı. Orta İsviçre’nin vergi avantajları, bu büyümeyi destekleyen bir faktör olarak gösteriliyor.
Fiyat Artışı ve Bölgeler Arasındaki Farklar
Genel olarak, son 10 yılda Zürich’deki fiyat artışı, Lugano ve çevresindeki bölgelere göre yaklaşık üç kat daha fazla oldu. Ayrıca, 2024 yılı itibarıyla analiz edilen altı bölgede 3710 müstakil ev ve 4446 daire satış işlemine dayanan veriler kullanıldı.
Bu araştırma, UBS, Credit Suisse, ZKB, Migros Bank ve Swisslife gibi finansal kurumlar tarafından finanse edilen satış işlemleri verilerine dayanarak hazırlanmıştır.
Gündem
İSVİÇRE’DE DÜŞÜK DOĞUM ORANI: ÇÖZÜM EBEVEYN İZNİ Mİ?

Okuma süresi: 4 dakika
İsviçre’de doğum oranları giderek düşüyor. Demografi uzmanlarına göre, bu durumun temel nedenleri arasında artan yaşam maliyetleri ve belirsiz gelecek kaygıları yer alıyor. Uzmanlar, ebeveyn izninin doğum oranlarını artırmada tek başına yeterli olmayacağını, ancak devlet desteklerinin ve geleceğe dair olumlu beklentilerin önemli bir rol oynayabileceğini vurguluyor.
DOĞUM ORANLARINDAKİ DÜŞÜŞÜN NEDENLERİ
Demografi uzmanı Hendrik Budliger’e göre, İsviçre’deki düşük doğum oranlarının başlıca sebepleri yüksek yaşam maliyetleri ve geleceğe yönelik olumsuz beklentiler. Budliger, “Çocuk bakım maliyetlerinin yüksekliği ve iş kaybı riskleri gibi ekonomik faktörler, ailelerin çocuk sahibi olma kararlarını ertelemesine neden oluyor,” diyor.
Ancak Budliger, sorunun yalnızca İsviçre’ye özgü olmadığını belirterek, kuzey Avrupa ülkelerinde de benzer bir eğilim görüldüğünü ifade ediyor. İsveç gibi ülkelerde uzun süreli ebeveyn izinleri uygulanmasına rağmen doğum oranlarındaki gerileme devam ediyor.
SAYILARLA DOĞUM ORANLARI
İsviçre’de 2023 yılında 80.024 bebek dünyaya gelirken, bu sayı 2022’de 82.371, 2021’de ise 89.644 olarak kaydedildi. En düşük doğum oranı 1978 yılında 71.375 olarak kayıtlara geçmişti. Günümüzde doğum oranlarında iyileşme işareti görülmezken, bu eğilimin sürdüğü belirtiliyor.
İsviçre’de doğurganlık oranı kadın başına 1,4 çocuk seviyesinde bulunuyor. Budliger bu durumu şu şekilde açıklıyor: “1.000 kadın 1.400 çocuk dünyaya getiriyor ve bunların yarısı kız çocuğu. İki nesil sonrasında bu sayı 490’a düşüyor. Nüfusun sürdürülebilirliği için bu oran yeterli değil.”
AZALAN DOĞUM ORANININ ETKİLERİ
Budliger’e göre, doğum oranlarındaki düşüş, ekonomik ve sosyal yapıyı doğrudan etkiliyor. “Azalan doğum oranı, iş gücü açığına, emekli maaşlarının sürdürülebilirliğine, tüketici sayısının azalmasına ve yatırımcı eksikliğine yol açıyor. Bu açığın kapatılması için göçmen işgücüne ihtiyaç duyuluyor,” diyor. Ancak, göç veren ülkelerde de benzer yaşlanma sorunlarının yaşandığını vurguluyor.
EBEVEYN İZNİ ÇÖZÜM MÜ?
Bazı kesimler, doğum oranlarını artırmak için daha uzun ebeveyn izinlerinin çözüm olabileceğini savunuyor. Budliger ise ebeveyn izninin tek başına bir çözüm olmadığını, ancak önemli bir destekleyici faktör olabileceğini belirtiyor. “İsveç gibi ülkelerde ebeveyn izni 480 gün ve ebeveynler bu süreyi esnek bir şekilde paylaşabiliyor. Bu sayede annelerin iş hayatında karşılaştığı ayrımcılık azalıyor,” diyor.
DOĞUM ORANLARINI ARTIRMAK İÇİN NE YAPILMALI?
Uzmanlara göre, düşük doğum oranlarına karşı alınabilecek en etkili önlemler şunlar:
- Devlet destekleri: Çocuk bakım hizmetlerinin devlet tarafından sübvanse edilmesi.
- Vergi indirimleri: Ailelerin üzerindeki ekonomik yükün hafifletilmesi.
- Gelecek beklentileri: Genç aileler için pozitif bir ekonomik ve sosyal ortamın sağlanması.
Budliger, “Ailelerin çocuk sahibi olabilmesi için maddi ve sosyal güvencelere sahip olması gerekiyor. Politikacıların bu konuya daha fazla önem vermesi şart,” diye ekliyor.
Gündem
TÜRK MARKETİNDE SİLAHLI SALDIRI: ÇALIŞAN BACAĞINDAN VURULDU

Kleindöttingen AG’deki Alfa Market’te Cumartesi akşamı gerçekleşen silahlı saldırı, iş yeri sahibi Suzan Tugay’ı (32) derinden sarstı. Tugay, bilinmeyen bir kişinin market çalışanına iki el ateş ettiğini belirtti.
İsviçre medyasına açıklamalarda bulunan Suzan Tugay, olayla ilgili olarak, “Saat 19.00 civarında kasada bulunan çalışanımız, eşimin kuzenine saldırgan bir kişinin iki el ateş ettiğini söyledi” dedi.
Bacaklarından yaralanan 33 yaşındaki çalışan, acilen hastaneye kaldırılarak ameliyat edildi. Tugay, kuzeninin sağlık durumunun stabil olduğunu belirtti.
SALDIRGAN HALA ARANIYOR
Henüz kimliği belirlenemeyen saldırganın olay yerinden kaçtığı ve polisin arama çalışmalarnın sürdüğü bildirildi. Tugay, saldırganın olay akşamı boyunca markete iki kez geldiğini belirterek, “Bu kişiyi daha önce hiç görmemiştim. 1,5 yıldır burada yaşıyorum ve tüm müşterilerimizi tanıyorum” dedi.
OLAY ÖNCESİ TAKİP EDİLMİŞLER
Suzan Tugay, saldırganın ilk gelişinde yanında iki kadın olduğunu ve daha sonra eşiyle birlikte marketten çıktıklarında kendilerini takip ettiğini fark ettiğini söyledi. Saldırganın ikinci gelişinde marketin içinde iki müşterinin daha bulunduğunu ifade eden Tugay, saldırganın kasiyere bir şeyler söylediğini, ardından kasaya yöneldiğini ve ateş ettiğini belirtti.
SALDIRI SEBEBİ BELİRSİZ
Saldırının nedeni henüz netlik kazanmazken, Suzan Tugay olayı bir soygun girişimi olarak değerlendirdi. “Bizim kimseyle bir sorunumuz yok. Borcumuz ya da alacaklımız bulunmuyor,” diyen Tugay, saldırganın amacının marketi soymak olduğunu düşünüyor.
MARKET YENİDEN AÇILDI
Yaşanan olayın ardından marketi açmaktan korktuğunu dile getiren Tugay, “Korkuya rağmen hayat devam etmeli,” diyerek marketi Pazar günü tekrar açtı.
POLİS AÇIKLAMA YAPTI
Polis, saldırganın 20-35 yaşlarında, 160-170 cm boyunda, siyah kısa saçlı, sakallı ve siyah ceket ile yeşil pantolon giydiği bilgisini paylaştı. Olayla ilgili bilgisi olan kişilerden polise başvurmaları istendi.
-
E-Dergi12 ay önce
İsviçre’nin Sesi Şubat 2024
-
Ekonomi11 ay önce
İsviçre’de Maaş Dengesi: Ortalama bir Kişinin Maaşı 6788 CHF
-
Yaşam10 ay önce
Kıskanç Kaynana Belirtileri: Gözden Kaçırmamanız Gereken 10 İşaret
-
İsviçre12 ay önce
Dünyanın En İyi Sağlık Kurumları: İlk 250 Hastane Sıralamasında İsviçre’den 10 Hastane
-
Gündem3 ay önce
ERDOĞAN KARŞITI PAYLAŞIMLARI SIĞINMA BAŞVURUSUNDA HAKLI GEREKÇE OLARAK GÖRÜLMEDİ
-
Dünya3 ay önce
META’NIN COVİD-19 AŞILARIYLA İLGİLİ YANILTICI BİLGİ KARARI: İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KISITLIYOR MU?
-
Gündem3 ay önce
TÜRKİYE’DEN GELEN SIĞINMA BAŞVURULARINA GETİRİLEN SERT UYGULAMALARA TEPKİ
-
Kültür Sanat1 yıl önce
Ferdi Tayfur’un Mücadele Dolu Hikayesi: Şeker Hastalığı ve Organ Nakli