Sosyal Medya

Gündem

İsviçre’de İmza Skandalı: Halk Oylamaları Geçersiz Mi Sayılacak?

yazar

Yayınlayan

on

Haber: Cemil Baysal

İsviçre’nin köklü demokrasi geleneği büyük bir skandalla sarsıldı. Federal Savcılık, ülke genelinde bazı halk inisiyatifleri için toplanan imzaların sahte olduğunu tespit etti ve soruşturma başlattı. Sahte imzalar, Lozan merkezli Incop derneğinin adının karıştığı bir dizi iddia sonucu gündeme geldi. Dernek, doğrudan demokrasiyi desteklemek amacıyla ticari olarak imza topluyor.

Hukukçular ise halk oylamalarının geçerliliği konusunda net bir duruş sergiliyor. Zürih Üniversitesi’nden Devlet Hukuku Uzmanı Andreas Glaser, “Gerçekleştirilen halk oylamaları hukuki olarak güvende, yani geriye dönük olarak geçersiz sayılamaz. Çünkü halkın kararı nihai ve şüpheye yer bırakmayan bir karardır.” ifadelerini kullandı. Federal Şansölye Ofisi de benzer bir şekilde geriye dönük incelemenin hukuki sorunlar yaratacağını belirterek bu tür talepleri reddetti.

“Sahte İmza Şüphesi Olan İnisiyatifler Dondurulmalı”

Ancak, politikacılar süreci durdurmak istiyor. Sosyal Demokrat Parti (SP) milletvekili Roger Nordmann, sahte imza şüphesi taşıyan inisiyatiflerin geçici olarak dondurulması gerektiğini savunuyor. Nordmann, halkın güveninin ancak bu şekilde yeniden sağlanabileceğini dile getiriyor. Aynı görüşte olan İsviçreli Enerji Vakfı da mevcut inisiyatiflerin durdurulmasını talep ediyor.

Yeşil Liberal Parti (GLP) milletvekili Martin Bäumle ise daha hızlı bir müdahale çağrısında bulundu: “Şu an devam eden ya da askıda olan inisiyatifler için hızla hareket edilmeli. İnisiyatif sahipleri iş birliği yapmalı ve kimlerle çalıştıklarını açıklamalı.” Bäumle, buna rağmen masumiyet karinesinin korunması gerektiğini de vurguladı.

“İnisiyatif Sahipleri Mağdur Ediliyor”

Tartışmaların merkezindeki “Blackout-stoppen” inisiyatifinin başkanı Vanessa Meury, olayın demokrasiyi değil, inisiyatif sahiplerini mağdur ettiğini belirtti. Meury, sahte imza iddiaları nedeniyle halk oylamalarının veya önerilerin askıya alınmasının doğru olmayacağını savundu. Meury ayrıca, Incop ile birçok hata tespit ettikleri için iş birliğini durdurduklarını ve gerekirse Incop aleyhine dava açabileceklerini ifade etti.

Öte yandan, Incop’un yöneticisi Franck Tessemo tüm suçlamaları reddetti. Tessemo, iddiaların Incop’a zarar vermek isteyen kişilerden kaynaklandığını öne sürdü ve sahtekarlık iddialarını reddederek, imza toplayıcılarının doğruluk konusunda sorumlu olduklarını söyledi. Tessemo, “Federal Savcılık bize hiçbir suçlama yöneltemez,” dedi.

Gözler şimdi Federal Savcılık ve ilgili mercilere çevrilmiş durumda. İsviçre demokrasisi bu skandalın etkilerini nasıl atlatacak, sahte imzaların siyasi yansımaları nasıl olacak, merakla bekleniyor.

#İsviçre #schweiz #suisse #svizzera #switzerland #unterschriftenbschiss #İmzaSkandalı #HalkOylaması #Demokrasi #Sahteİmza #Soruşturma #İnisiyatif #FederalSavcılık #DoğrudanDemokrasi #SiyasiSkandal #GüvenKrizi #İsviçreHaberleri

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

EBERSWALDE’DE YANGIN FACİASI: ÖLEN İKİ TÜRK, ALTI YARALI – POLİS TANIK ARIYOR

yazar

Yayınlayan

on

By

Okuma süresi: 3 dakika

Almanya’nın Eberswalde kentinde çıkan yangın faciasında Türk bir anne ve 5 yaşındaki oğlu hayatını kaybetti, altı kişi yaralandı. Polis, yangının çıkış sebebiyle ilgili henüz net bir sonuca ulaşamazken, teknik bir arıza veya kundaklama ihtimallerini değerlendiriyor. Tanıkların ifadeleri olayın aydınlatılmasında kritik önem taşıyor.

OLAYIN AYRINTILARI

Cumartesi gecesi Eberswalde’de (Barnim) bir konut ve iş yerini kapsayan üç katlı binada çıkan yangın, büyük bir trajediye yol açtı. Yangın, Friedrich-Ebert Caddesi üzerinde yer alan binada çıktı ve kısa sürede binayı tamamen sardı. Yangına müdahale eden 100’den fazla itfaiyeci olmasına rağmen bina tamamen kül oldu. Yangının çıkış noktasının binanın sol tarafındaki berber salonu olabileceği değerlendiriliyor.

Yangının yaşandığı bina çoğunlukla göçmen ailelere ev sahipliği yapıyordu. Olayın ardından Türkiye’nin diplomatik temsilcileri yangın mahalline giderek yetkililerle görüştü.

POLİS İHTİMALLERİ DEĞERLENDİRİYOR

Polis sözcüsü Roland Kamenz, yangının nedenine dair geniş çaplı bir soruşturmanın sürdüğünü belirterek, “Yangının teknik bir arızadan ya da kundaklamadan kaynaklanıp kaynaklanmadığını araştırıyoruz,” dedi. Polis, tanıkların vereceği bilgilerin soruşturmanın seyrini değiştirebileceğini vurguladı.

TÜRK ANNE VE 5 YAŞINDAKİ OĞLU HAYATINI KAYBETTİ

Yangın sonucu Türk bir anne ve 5 yaşındaki oğlu hayatını kaybetti. Anne ve çocuğun kimlikleri kesin olarak belirlenebilmesi için DNA analizleri yapılacak. Yangında yaralanan altı kişiden dördü ağır yaralı olarak hastanelere kaldırıldı ve tedavileri devam ediyor.

TANIKLARA ÇAĞRI

Polis, yangınla ilgili bilgi sahibi olan tanıkların Barnim Polis Merkezi’ne başvurmalarını talep etti. Olayın çözülmesine yardımcı olacak her türlü bilginin soruşturmayı hızlandıracağı belirtildi.

ANMA TÖRENİ DÜZENLENECEK

Eberswalde Belediyesi, bu trajik olayın ardından pazartesi akşamı bir anma töreni düzenleyecek. Belediye tarafından yapılan açıklamada, “Hayatını kaybedenleri anmak ve mağdurlara destek olmak amacıyla tüm halkımızı pazartesi günü saat 17.00’de Marktplatz’da düzenlenecek anma törenine davet ediyoruz,” denildi.

Yangının ardından hem şehir halkı hem de yetkililer derin bir üzüntü yaşıyor. Yangının çıkış sebebinin netleşmesiyle olayla ilgili yeni detaylar bekleniyor.

#Eberswalde #yangın #ikiölü #kundaklama #tanıkaraştırması #anmatöreni #Berlin #almanya #deutschland #Brand #polizei #avrupa #haber #sondakika

Haberin Devamını Oku

Dünya

AVRUPA’DA SIĞINMA POLİTİKALARI SIKILAŞIYOR: HOLLANDA MERZ PLANINI UYGULAMAYA ALDI

yazar

Yayınlayan

on

By

Avrupa genelinde birçok ülke, sığınma politikalarında köklü değişiklikler yapmaya başladı. Uzun süredir gündeme gelen kriminal olaylar, özellikle Almanya’da yaşanan saldırılar ve tacizler, ülkelerin göçmen politikalarını yeniden gözden geçirmesine neden oldu. Hollanda, bu bağlamda dikkat çeken bir adım atarak, mevcut sığınma politikalarını köklü bir şekilde değiştirmeye karar verdi.

Hollanda’nın Radikal Değişim Planı

Hollanda, Avrupa’daki en katı asıl ve göçmen kurallarını uygulama hedefiyle, yeni bir politika değişikliğine gitmeye hazırlanıyor. Sığınma Bakanı Marjolein Faber, ülkesinin Avrupa’nın en sert asıl ve göçmen politikalarını uygulayacağını duyurdu. Yeni düzenleme ile mültecilerin sadece yakın aile üyelerini yanlarına alabilecekleri, bunun için iki yıl süreyle ülkede ikamet etmeleri, kendi kendilerine finansal olarak yeterli olmaları ve bağımsız bir konutta yaşamalarını şart koşacak.

Mülteci Yükümlülüğünden Kurtulma Stratejisi

Hollanda, AB tarafından belirlenen mülteci paylaşım mekanizmasından çekilerek, her mülteci için 20.000 Euro ödeme yaparak yükümlülükten kurtulmayı planlıyor. Bu ödemeler, göçmenlerin köken ülkelerindeki kaçış nedenlerini ortadan kaldırmak amacıyla oluşturulan bir fonda kullanılacak.

Geçici Çözümler ve Sosyal Konut Krizi

Sosyal konut eksikliği nedeniyle Hollanda’da mülteciler, geçici olarak bir kruvaziyer gemisinde barındırılıyor. Sosyal yardımların sınırlı olduğu ülkede, devlet destekleri “Yatak, ekmek ve sabun” prensibine dayanıyor.

Politik ve Hukuki Tepkiler

Başbakan Dick Schoof, Hollanda’nın göçmen akını karşısında artık tahammül edemediğini belirterek, bu durumu bir “asıl krizi” olarak tanımladı. Ancak, bu sert politika değişiklikleri Avrupa Komisyonu ve hukuk uzmanları tarafından eleştiriliyor. Hollanda’nın tek taraflı hareketinin Avrupa Birliği içindeki etkileri ve Brüksel’in yanıtı merakla bekleniyor.

Gelecek ve Etkiler

Hollanda’nın yeni göçmen politikaları, Avrupa genelindeki sığınma sistemleri üzerinde önemli etkiler yaratabilir. Bu politikaların ulusal ve uluslararası düzeyde nasıl sonuçlar doğuracağı ise önümüzdeki dönemde belirlenecek.

#Hollanda #SığınmaPolitikaları #GöçmenKriz #AsılDeğişiklikleri #EU #Avrupa #SosyalKonut #MarjoleinFaber #DickSchoof #MülteciYükümlülüğü #SığınmaSistemi #HollandaKrizi #KruvaziyerGemisi #Hukuk #Brüksel #GöçmenPolitikası #AB #AvrupaBirliği

Haberin Devamını Oku

Dünya

NUSRET LONDRA’DA FAHİŞ FİYATLAR VE KÖTÜ HİZMETLE ELEŞTİRİLER ALIYOR

yazar

Yayınlayan

on

By

Sosyal medyada “Salt Bae” olarak tanınan Nusret’in Londra şubesi, yüksek fiyatlar ve kötü hizmet nedeniyle son günlerde yoğun eleştiriler aldı. Müşteriler, yüksek maliyetlere rağmen aldıkları hizmetin kalitesiz olduğunu belirterek, restorana olumsuz yorumlar bıraktı ve ayaklarını geri çekerek tepkilerini gösterdi. Bu durumun sonucunda restoranın 1.6 milyon sterlin zarara uğradığı bildirildi.

DUBAİ’DE 108 BİN DOLARLIK HESAP DİKKAT ÇEKİYOR

Öte yandan, Nusret’in Dubai şubesinde bir müşteri sosyal medyada 108 bin dolarlık (yaklaşık 3 milyon Türk lirası) hesabını paylaştı. Hesapta üç adet “altın biftek”, şampanya, pahalı içkiler ve 1.250 dolarlık “altın baklava” gibi lüks ürünler yer alırken, toplam ödemenin 398 bin 630 Birleşik Arap Emirlikleri dirhemi (yaklaşık 3 milyon Türk lirası) olduğu ve 24 bin 500 dolarlık (yaklaşık 815 bin Türk lirası) bahşişin de dahil olduğu görüldü.

Sosyal medyada bu iki olay arasındaki zıtlık dikkat çekerken, Nusret’in farklı şubelerindeki müşteri memnuniyeti ve fiyat politikaları hakkında tartışmalar devam ediyor.

#Nusret #SaltBae #Londra #Dubai #FahişFiyatlar #LüksYemek #RestoranEleştirisi #SosyalMedya #GıdaSektörü

Haberin Devamını Oku
Reklam

Trendler