Sosyal Medya

Gündem

İSVİÇRE ŞEHİRLERİNDE GELİR FARKLARI VE SUÇ ORANLARI: HANGİ ŞEHİRDE NE ÖN PLANDA?

yazar

Yayınlayan

on

Zürih gelirde, Basel suç oranında önde. Genevre en yüksek konut fiyatlarına sahipken, Lugano emekli nüfusu ile öne çıkıyor.

Federal İstatistik Ofisi’nin hazırladığı yeni rapor, İsviçre’nin büyük şehirleri arasındaki yaşam koşulları, ekonomik göstergeler ve toplumsal yapılar arasındaki dikkat çekici farklılıkları ortaya koyuyor. Raporda, Zürih, Basel, Lozan, Cenevre, Lucerne ve diğer büyük şehirler; gelir düzeyi, suç oranları, konut durumu, eğitim seviyeleri ve turizm gibi önemli başlıklar altında karşılaştırıldı.

ZÜRIH VE CENEVRE EKONOMİDE LİDER Zürih ve Cenevre, İsviçre’nin en yüksek gelir seviyesine sahip iki şehir olarak dikkat çekiyor. Zürih’te yıllık ortalama gelir 70.000 Frank’ın üzerinde ve bu, Zürih’i ülkenin ekonomik başkenti yapıyor. Benzer şekilde, Cenevre de uluslararası organizasyonlara ev sahipliği yapmasının etkisiyle oldukça yüksek bir gelir seviyesine sahip. Diğer yandan, Biel en düşük gelir düzeyine sahip şehir olarak öne çıkarken, Lucerne ve St. Gallen daha uygun yaşam maliyetleri ile dikkat çekiyor.

KONUT KRİZİ: ZÜRIH VE CENEVRE EN PAHALI Konut kiraları açısından Zürih ve Cenevre, en pahalı şehirler olarak göze çarpıyor. Bu iki şehirde ev kiraları metrekare başına 20 Frank’ı geçerken, Biel, Lugano ve St. Gallen gibi şehirlerde bu oran %25 daha uygun. Lugano ise kişi başına düşen yaşam alanı açısından en geniş alana sahip şehir olarak dikkat çekiyor; ortalama bir Lugano sakini 48 metrekarelik bir alanda yaşıyor.

GENÇ NÜFUS VE EĞİTİMDE LOZAN ÖNDE Lozan, ortalama yaşın 37,5 olduğu en genç nüfusa sahip şehir olarak biliniyor. Şehir aynı zamanda öğrenci nüfusuyla dikkat çekiyor. Zürih, gençler için çekici bir merkez olmaya devam ederken, eğitim seviyesinde de lider. Zürih’te nüfusun %70’i üniversite diplomasına sahip, bu oran Biel’de %38’e kadar düşüyor. Eğitim açısından Zürih’i Basel ve Bern takip ediyor.

SUÇ ORANLARINDA BAŞI BASEL ÇEKİYOR Basel, suç oranlarında diğer büyük şehirleri geride bırakıyor. 1000 kişiye düşen suç oranı 5,5 olan Basel, özellikle hırsızlık vakalarıyla öne çıkıyor. Lausanne ve Cenevre de yüksek suç oranlarına sahipken, St. Gallen ve Lugano en güvenli şehirler olarak dikkat çekiyor.

TURİZMDE LUCERNE VE ZÜRIH YARIŞIYOR Lucerne, tarihi dokusu ve doğa güzellikleriyle İsviçre’nin turistik cazibe merkezlerinden biri. Göl kenarındaki konumu ve Alp Dağları’na yakınlığı sayesinde her yıl binlerce turist ağırlıyor. Buna karşın, toplam turist sayısında Zürih ilk sırada yer alıyor.

İŞ PİYASASI VE ÇALIŞMA KOŞULLARI Zürih’te bir çalışan ortalama 40 dakikadan fazla süren iş yolculuğu yapıyor. Buna karşılık, St. Gallen ve Biel gibi şehirlerde iş yerleri daha erişilebilir mesafede yer alıyor. Bern ve Lozan’da ise iş seyahatleri de uzun sürüyor.

KÜLTÜREL ÇEŞİTLİLİK VE GÖÇMEN NÜFUS Genevre, kültürel çeşitlilik açısından en zengin şehir. Nüfusunun yarısından fazlası İsviçre vatandaşı olmayan bu şehirde, Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası organizasyonlar çok sayıda yabancıya ev sahipliği yapıyor. Lozan ve Lugano da kültürel çeşitlilik açısından öne çıkan diğer şehirler arasında.

EMEKLİLERİN FAVORİSİ: LUGANO İklimi ve yaşam kalitesi sayesinde Lugano, İsviçre’nin emekli nüfusu en yoğun şehirlerinden biri. Nüfusun %23’ü 64 yaş ve üzeri bireylerden oluşuyor. Bu oran, diğer büyük şehirlerle karşılaştırıldığında oldukça yüksek. Tessin bölgesinde yer alan Lugano, emekli yaşamı için cazip bir merkez haline gelmiş durumda.

Bu rapor, İsviçre’nin büyük şehirlerinin sadece ekonomik değil, sosyal ve kültürel olarak da farklılıklar gösterdiğini ortaya koyuyor.

Genel Görünüm

İsviçre, refah düzeyi yüksek bir ülke olmasına rağmen, şehirler arasında büyük ekonomik ve sosyal farklıklar göze çarpmaktadır. Bu karşılaştırma, ülkenin en önemli şehirlerinde ortalama gelir, suç oranları, konut fiyatları ve nüfus yapısına dair detaylı bilgileri içermektedir. Özellikle suç oranlarının gelir seviyesiyle olan ilişkisi ve konut fiyatlarındaki bölgesel farklılıklar dikkat çekicidir. Aşağıdaki tablo, İsviçre’nin büyük şehirlerine dair en güncel verileri kapsamaktadır.

#İsviçre #Şehirler #Zürih #Cenevre #Basel #YaşamKoşulları #GelirDüzeyi #EğitimSeviyesi #KonutDurumu #SuçOranları #Turizm #İşPiyasası #KültürelÇeşitlilik #Emeklilik #schweiz #schwiiz #switzerland #suisse #svizra #svizzera

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

İSVİÇRE’DE İLAÇ KARTELİNE 600 BİN FRANK PARA CEZASI

yazar

Yayınlayan

on

By

🕒 Okuma süresi: 2 dakika
📅 10 Nisan 2025 – Bern

İsviçre Rekabet Kurumu (Weko), yedi uluslararası ilaç şirketinin karıştığı bir kartel anlaşmasını ortaya çıkardı. Söz konusu firmalar, mide spazmı ilacı Buscopan’ın ana etken maddesi olan Butylscopolaminbromid (SNBB) maddesinin satışı konusunda yıllarca gizli anlaşmalar yaptı. Weko, karteli bozdu ve firmalara toplam 600’000 Frank para cezası verdi.

2005-2019 yılları arasında yürütülen yasadışı iş birliğinde, firmalar minimum satış fiyatları üzerinde anlaştı, pazar paylarını paylaştı ve ekonomik açıdan hassas verileri birbirleriyle paylaştı. Ceza, anlaşmalı çözüm süreci dikkate alınarak verildi.

Kartelde yer alan şirketler:

  • Boehringer Ingelheim (Almanya)
  • Alkaloids of Australia (Avustralya)
  • Alkaloids Corporation (Hindistan)
  • Alchem (Hindistan)
  • C2 Pharma (İrlanda)
  • Linnea (İsviçre – Ticino)
  • Transo-Pharm (Almanya)

Weko Direktörü Patrik Ducrey, en yüksek cezanın Boehringer Ingelheim’a verildiğini belirtti ancak kesin miktarı açıklamadı. Karteli açığa çıkaran C2 Pharma ise tamamen ceza muafiyeti aldı. Transo-Pharm ve Linnea ise cezalarında indirime gitti.

FİYAT MANİPÜLASYONU: HASTALAR NE KADAR ZARAR ETTİ?

Buscopan gibi spazm çözücü ilaçlarda kullanılan etken madde İsviçre’de işlenmiyor ancak ithal ediliyor. Weko, kartelin hasta fiyatlarına ne kadar etkisi olduğunu araştırmadığını belirtti. Yine de bu tarz anlaşmaların tüketicilere dolaylı zarar verdiği biliniyor.

Bu karar, İsviçre’de bir etken madde üzerinden ceza verilen ilk ilaç karteli davası olarak tarihe geçti. Avrupa ve Avustralya rekabet kurumlarının desteğiyle yürütülen soruşturmada firmalara, kararın ardından İsviçre Federal İdare Mahkemesi’ne itiraz etme hakkı tanındı.

Haberin Devamını Oku

Gündem

AVRUPA GENELİNDE PEDOKRİMİNAL AĞA DARBE: 166 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI

yazar

Yayınlayan

on

By

🕒 Okuma süresi: 3 dakika
📅 10 Nisan 2025 – Almanya

Avrupa çapında düzenlenen “Operation Fever” adlı büyük çaplı bir operasyonla çocuk istismarı ve çocuk pornografisine karşı ciddi bir darbe indirildi. Polonya’nın liderliğinde ve Europol koordinasyonunda yürütülen operasyon kapsamında 12 Avrupa ülkesinde ve ABD’de toplam 166 kişi gözaltına alındı.

Polonya, Almanya, İsviçre ve diğer ülkelerde 774 farklı adrese eş zamanlı baskınlar düzenlendi. Baskınlarda çocuklara ait yasa dışı görüntülerin saklandığı dijital materyallerin yanı sıra silahlar ve uyuşturucular da ele geçirildi. Özellikle Polonya’da 98 kişi yakalanırken, bazı şüphelilerin tanınmış kişiler olduğu bilgisi dikkat çekti.

DİJİTAL KANITLAR VE ULUSLARARASI DESTEK

Polonya’nın AB Konseyi Başkanlığı görevini yürütmesi sebebiyle operasyonun merkezinde yer aldığı belirtildi. ABD Federal Soruşturma Bürosu (FBI) da operasyona destek verdi. Ele geçirilen yüzbinlerce dijital dosya şu anda kriminal incelemeden geçiriliyor.

Almanya’nın Hessen eyaletinde 105 kişi hakkında soruşturma yürütülürken, Rheinland-Pfalz bölgesinde de en az bir kişi tutuklandı. Yetkililer, şüphelilerin internette kurdukları forumlar aracılığıyla hem yasa dışı içerik alışverişi yaptıklarını hem de çocukları psikolojik olarak etkileyerek bazı durumlarda intihara yönlendirdiklerini açıkladı.

İSVİÇRE DE YASALARIYLA KARŞI KOYUYOR

İsviçre’de çocuklara yönelik istismar içeriklerinin bulundurulması ve paylaşılması ağır suç olarak kabul ediliyor. İsviçre Ceza Kanunu’nun 197. maddesine göre bu suçlar için 5 yıla kadar hapis veya para cezası öngörülüyor. İsviçre de bu tarz uluslararası operasyonlara aktif olarak destek veriyor.

Bu geniş kapsamlı operasyon, sınır ötesi iş birliğinin çocuk istismarıyla mücadelede ne kadar hayati olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

Haberin Devamını Oku

Gündem

YAPAY DÖLLENMEYLE İKİZ DOĞUMLARINDA BÜYÜK DÜŞÜŞ

yazar

Yayınlayan

on

By

Son yirmi yılda, yapay döllenme (IVF) ile çoğul gebeliklerin sayısında belirgin bir azalma yaşandı. 2002 yılında %17,4 olan ikiz doğum oranı, 2023 yılı itibarıyla %2,8’e düştü. Bu düşüş, büyük ölçüde 2017 yılında yürürlüğe giren Üreme Tıbbı Yasası’ndaki değişikliklere bağlanıyor.

2017 reformu ile birlikte, embriyo saklama miktarı artırıldı ve bu sayede doktorlar, hangi embriyoların yapılacak yapay döllenme işleminde kullanılacağını daha iyi belirleyebilmeye başladı. Federal İstatistik Dairesi’nin (BFS) Reprodüksiyon İstatistikleri Bölümünden Tonia Rihs, bu gelişmeyi şu şekilde açıklıyor: “Tek embriyo transferi çok daha yaygın hale geldi.”

Yasalar, Tıbbi Uygulamaları Etkiledi

2017 yılında, 4085 yapay döllenme işleminde iki embriyo transfer edildi. Oysa tek embriyo transfer edilen vaka sayısı 3789’dur. 2023 yılında ise, transferlerin çoğunluğu tek embriyo içermekteydi (7341). İki embriyo yalnızca 811 kez transfer edildi.

2023 yılı itibarıyla, 6513 çift yapay döllenme tedavisi aldı ve bu sayı, bir önceki yıla göre %1,5’lik bir düşüşü gösteriyor. Ancak doğan çocuk sayısı 2511’e yükseldi, bu da %5,9’luk bir artışı ifade ediyor. Bu 2511 çocuk, İsviçre’de doğan tüm bebeklerin %3’ünü oluşturuyor. Bu bebeklerden 67’si sperm bağışı ile dünyaya geldi. Yine de, toplam embriyo transferlerinin yalnızca %30’u doğumla sonuçlandı. Bu oran, 2017’de %23, 2022’de ise %27,6 idi.

Haberin Devamını Oku

Trendler