Turizm
Bodrum’da ‘Pahalılık’ Tartışması: İş Kaybı Yüzde 45

Türkiye’nin en popüler tatil beldelerinden biri olan Bodrum, bu yaz sezonunda zorlu bir dönemden geçiyor. Yüksek enflasyon ve artan maliyetlerin etkisiyle, Bodrum’daki otel ve restoran işletmeleri ciddi bir ekonomik krizle karşı karşıya. Geçtiğimiz yılın aynı dönemine kıyasla iş kaybı yüzde 45’e ulaştı. Bu durum, bölgedeki turizm sektörü ve esnaf üzerinde önemli etkiler yaratıyor.
Turizmde Beklentilerin Gerisinde Kalma
Bodrum’da bu yıl sezon, birçok işletme için umulanın çok altında geçti. Sezonun ortasında, oteller ve restoranlar beklenen doluluk oranlarına ulaşamadı. Akşam eğlence mekanlarının büyük bir kısmı boş kalırken, kumsal ve restoranlarda da müşteri sayısında belirgin bir düşüş gözlemlendi.
Büyük oteller, erken rezervasyonlar ve her şey dahil sistemleri sayesinde doluluk oranlarını yüzde 90 seviyelerinde tutmayı başardı. Ancak butik ve küçük ölçekli otellerde durum oldukça farklı. Bu otellerin doluluk oranları yüzde 40’lara kadar düştü. Sezon başında doluluk oranlarının arttığı ve Kurban Bayramı döneminde en yüksek seviyeye ulaştığı görülmüştü. Ancak, iç pazardaki daralma, bu olumlu trendin sürmesini engelledi.
Esnafın Yüzde 45’lik İş Kaybı
Bodrum’daki iş kaybının etkilerini en yakından hissedenlerden biri, Aqua Resturant’ın işletmecisi Medeni Özbilir oldu. Özbilir, “Bodrum genelinde iş kaybı yüzde 45’e ulaşmış durumda. Esnaf olarak ciddi bir sıkıntı içindeyiz. Geçen yıl ile kıyaslandığında büyük bir düşüş söz konusu. İşletmelerin gelirlerinde gözle görülür bir azalma var. Misafirler, Bodrum’un pahalı olduğundan şikayet ediyor ve bu, insanların tatil tercihlerini etkiliyor. Türkiye genelinde yiyecek ve içecek fiyatlarındaki artışlar, insanları evde kalmaya yönlendiriyor,” dedi.
Özbilir, ayrıca maliyet artışlarının tüm sektördeki sıkıntıları derinleştirdiğini belirtti. “Gıda fiyatları sürekli artıyor, giderlerde yüzde 300’lük bir artış var. Vergiler ve ürün fiyatlarındaki bu sürekli yükselişler, menü fiyatlarına yansıyor ve bu da dolaylı olarak fiyatların artmasına neden oluyor,” şeklinde konuştu.
İç Pazarda Yüzde 20’lik Daralma
Bodrum Otelciler Derneği (BODER) Başkanı Ömer Faruk Dengiz, iç pazardaki daralmanın otel doluluk oranlarına etkisini değerlendirdi. Dengiz, “Yabancı turistlerin sayısında geçen yıla göre yüzde 11’lik bir artış var. Ancak iç pazarda yüzde 20’lik bir daralma yaşanıyor. Bu durum küçük ölçekli otellerde doluluk oranlarını ciddi şekilde etkiliyor. 5 yıldızlı otellerde doluluk oranları yüzde 90 seviyelerinde iken, 3 ve 4 yıldızlı tesislerde bu oran yüzde 40-60 arasında değişiyor,” dedi.
Dengiz, Bodrum’un önümüzdeki haftalarda toparlanmasını beklediklerini belirtti. “Bazı plaj işletmelerinde boşluklar olabilir ama genel olarak doluluk oranlarında iyileşme öngörüyoruz. Türkiye’de yüksek enflasyon ve düşük döviz kuru gibi etmenler doluluk oranlarını etkiliyor. Bir otelin tekrar müşterisi varsa, doluluk oranlarının artması muhtemeldir,” ifadelerini kullandı.
Sosyal Medyada Pahalılık Algısı
Sosyal medyada sıkça tartışılan pahalılık algısına da değinen Dengiz, “Türkiye son 10 yıldır dünyanın en ucuz tatil destinasyonlarından biri olarak biliniyordu. Fiyatların artmasıyla diğer ülkelerle kıyaslamaya başladık. Türkiye hala yüksek hizmet kalitesi ve uygun tatil avantajları sunuyor,” şeklinde konuştu.
İşletmeci Kenan Arslan’ın Değerlendirmeleri
Gümüşlük Mahallesi’nde işletmeci Kenan Arslan, temmuz ayında beklenen hareketliliğin yaşanmadığını belirtti. Arslan, “Bodrum’daki işletmelerde gelirlerde belirgin bir azalma var. Ayrıca, turistlerin harcama limitlerinde de düşüş yaşanıyor. Yüksek enflasyon ve pahalı konaklama, insanların tatil tercihlerini etkiliyor. Bayram sürecinde yaşanan ilgi, bayram sonrasında azalıyor. Ancak, ay sonu itibarıyla yeniden ilginin artmasını bekliyoruz,” dedi.
Serdar Karcılıoğlu’nun Görüşleri
Bodrum Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (BOYD) Onursal Kurucu Başkanı Serdar Karcılıoğlu, pandeminin ardından yaşanan ekonomik zorluklara dikkat çekti. Karcılıoğlu, “Pandemiden sonra turizm sektöründe yaşanacak zorlukları öngörmüştük, ancak gerekli önlemler alınmadı. Orta gelir grubu, yüksek enflasyon ve fiyat artışları nedeniyle tatil yapamaz hale geldi. Tatil yapmak artık büyük bir lüks haline geldi ve bu durum otellerimizi doğrudan etkiledi,” şeklinde konuştu.
Bodrum’daki bu zorlu dönem, hem turizm sektörünü hem de esnafı etkilemeye devam ediyor. Sezonun toparlanıp toparlanmayacağı ise önümüzdeki günlerde netleşecek.
Köşe Yazıları
Sirkeci’de Zaman Yolculuğu: İstanbul Demiryolu Müzesi

Bu sıralar benim için hayat oldukça koşturmacalı geçiyor. Okul, sınavlar, kurslar, çocuklar derken epey yoğun oluyorum. Böyle zamanlarda kendime ayırdığım küçük anlar daha da kıymetli hale geliyor. İşte tam da bu tempoda karşılaştığım, kendisi küçük ama içeriği dopdolu bir müzeden bahsedeceğim size 🤗 Şehrin kalbi Sirkeci Garı’nın içinde yer alan şirin bir Demiryolu Müzesi.
Sirkeci Garı, Alman mimar August Jasmund tarafından tasarlanmış ve 1890 yılında hizmete açılmıştır. Osmanlı İmparatorluğu’ndan günümüze kalan önemli bir kültürel miras olmasının yanı sıra, Avrupa ile Asya’yı birbirine bağlayan stratejik bir merkezdir. Özellikle Orient Express’in (Şark Ekspresi) son durağı olmasıyla ün kazanmıştır.
Orient Express, 1883 – 1977 yılları arasında Paris – İstanbul arasında ihtişamlı yolculuklar yapmış, edebiyata, sinemaya ve o dönemin popüler kültürüne ilham vermiş efsanevi bir tren 🤗 Polisiye roman severler hemen hatırlayacaktır: Agatha Christie’nin “Doğu Ekspresi’nde Cinayet” adlı eseri. Bu roman defalarca sinemaya ve tiyatroya da uyarlanmıştır.
İstanbul Demiryolu Müzesi, bir müzeden ziyade bende tarihte canlı bir yolculuk hissi uyandırdı. İçerisinde o döneme ait telgraf makineleri, iletişim araçları, haritalar, evraklar, fotoğraf albümleri, TCDD hastanelerine ait objeler, demiryolu aletleri, Orient Express yolcularına ait madalyalar, özel eşyalar, o dönemin gümüş yemek takımları ve ilk elektrikli trenin makinist bölümü bulunuyor.
🕰 Giriş ücretsiz.
Ziyaret saatleri: Salı – Cumartesi / 09.00-12.30 & 13.00-17.00
📍 Yer: Sirkeci Garı, İstanbul
Tarihin raylarında kısa ama unutulmaz bir yolculuk yapmak isteyen herkese tavsiye ederim 🤗
Huzurla kalın 🍀




Avrupa
MİLYONLUK CEZALAR: EL BAGAJI İÇİN EK ÜCRET

AB, UCUZ HAVAYOLLARINA KARŞI HAREKETE GEÇTİ
Avrupa Adalet Divanı, Ryanair, Easyjet ve diğerlerinden el bagajı için ek ücretler nedeniyle milyonluk ödemeler talep edecek. Havayolları ise karşı çıkıyor.
Birçok ucuz havayolu, bagaj bölmesindeki alan için ek ücret talep ediyor. Avrupa Adalet Divanı’na göre, havayolları bu konuda aşırıya kaçtı. Easyjet ve Ryanair gibi havayollarının, el bagajı için milyonlarca Euro para cezası ödemesi isteniyor.
Havayolu Ücretleri: Konu Ne?
Ryanair ve Easyjet gibi havayolları, el bagajı için ücret alıyor. Avrupa Adalet Divanı, bu ücretleri haksız bir uygulama olarak değerlendiriyor. Havayolları ise, küçük çantaların ücretsiz olarak koltuk altına sığabileceğini savunuyor.
Ucuz havayolları ve giderek daha fazla geleneksel havayolu şirketi, ek ücretlerle gelir elde ediyor. Bilet fiyatının üzerine koltuk seçimi, yemek, değiştirme veya iptal gibi ek ücretler ekleniyor.
Ryanair ve Easyjet gibi havayolları, koltuk üstü bagaj bölmelerine küçük bir valiz koymak isteyen yolculardan 50 frankın üzerinde bir ücret talep edebiliyor. Bu ücret, bazen uçuş biletinin fiyatından bile fazla olabiliyor. Avrupa Adalet Divanı’na göre, bu hesaplama çok fazla. Geçtiğimiz Kasım ayında İspanyol hükümeti, Easyjet ve Ryanair de dahil olmak üzere beş havayoluna haksız ticaret uygulamaları nedeniyle milyonlarca Euro para cezası verdi.
El Bagajı Bir Gereklilik Mi?
Havayolu şirketleri, bu cezaya itiraz etti. Bazı yolcuların küçük bir çanta ile iyi bir şekilde seyahat edebileceğini savunuyorlar.
Ancak, Avrupa yargısı için normal boyutta bir el bagajı ile seyahat etmek, ek ücret olmadan sağlanması gereken bir gereklilik. Aksi takdirde, reklam edilen tarifeler adaletsiz olur çünkü yolcular, havayollarının sunduğu fiyatın çok üzerinde ödeme yapmak zorunda kalır.
Havayolu Argümanlarına Uyum
Federal Sivil Havacılık Dairesi (FOCA) ise bu konuda farklı düşünüyor. Küçük el bagajının koltuk altına sığacak kadar küçük olmasının istenmesinin haksız olmadığını belirtiyor. Ayrıca, Easyjet gibi havayollarının ek ücretler hakkında verdiği bilgilendirmenin net ve şeffaf olduğunu belirtiyor.
Swiss’in Ek Ücretleri
Son olarak, Swiss havayolu şirketi, koltuk seçimi ücretini artırarak son zamanlarda olumsuz tepkilere neden oldu. Ancak, bagaj bölmesindeki el bagajı için ek ücret uygulamayı henüz gündemine almış değil. Bu tür bir ücretin şu anda geçerli olmadığı ifade ediliyor.
Ne düşünüyorsunuz? Ucuz havayollarının el bagajı için ek ücret talep etmeleri adil mi?
İsviçre
OESCHİNENSEE’DE REZERVASYON ZORUNLULUĞU ‘’SUÇLU ARANIYOR’’

📍 Frutigen-Niedersimmental, 11.03.2025
İsviçre’de aşırı turizmin etkileri hissedilmeye devam ediyor. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan ve Instagram’da popülerliğiyle bilinen Oeschinensee’ye gondolla çıkmak isteyenler için Mayıs ayından itibaren rezervasyon zorunluluğu getiriliyor.
Oeschinensee’yi ziyaret etmek isteyenler, Kandersteg’ten kalkan gondola binebilmek için önceden çevrim içi bir zaman dilimi seçmek zorunda olacak. Gondol işletmesinin yönetim kurulu başkanı Christoph Wandfluh, bu uygulamanın doğayı korumak ve yoğun sezonlarda uzun bekleme sürelerini önlemek amacıyla planlandığını belirtti.
AŞIRI TURİZMİN SONUCU MU?
Özellikle yaz aylarında günde 6000’e kadar ziyaretçi çeken Oeschinensee, uzun süredir influencerlar ve turistler arasında popüler bir destinasyon olarak öne çıkıyor. Ancak bu durum, yerel halk arasında rahatsızlık yaratıyor. Nau.ch okuyucularının tepkileri de bunu doğruluyor.
Bazı okuyucular, İsviçre’nin artık eskisi gibi olmadığını ve bölgede neredeyse hiç İsviçre Almancası duyulmadığını dile getirirken, bazıları ise doğrudan influencerları suçluyor. Bir okuyucu, “Bunu onlara borçluyuz.” diyerek, sosyal medya fenomenlerinin yaaptıkları tanıtımlarla bölgeyi aşırı kalabalıklaştırdığını savundu.
Diğer bir kesim ise bu yeni düzenlemeye kayıtsız ve alternatif doğa rotalarına yöneliyor. Örneğin, bazı okuyucular Schwarzsee’nin daha sakin olduğunu belirterek burayı tercih edeceklerini söyledi.
“Gondola ihtiyacım yok, bir saatlik yürüyüşle de göle ulaşabilirim.” diyen bir okuyucu, yeni sistemin kendisini etkilemeyeceğini ifade etti. Bir diğeri ise Kiental bölgesinin hâlâ huzurlu olduğunu ve yürüyüş için iyi bir alternatif sunduğunu önerdi.
Rezervasyon sisteminin etkilerinin yaz sezonunda daha net görülmesi beklenirken, Oeschinensee’nin bu değişiklikle turist yoğunluğunu nasıl yöneteceği merak konusu.
-
E-Dergi1 yıl önce
İsviçre’nin Sesi Şubat 2024
-
Ekonomi1 yıl önce
İsviçre’de Maaş Dengesi: Ortalama bir Kişinin Maaşı 6788 CHF
-
İsviçre1 yıl önce
Dünyanın En İyi Sağlık Kurumları: İlk 250 Hastane Sıralamasında İsviçre’den 10 Hastane
-
Yaşam1 yıl önce
Kıskanç Kaynana Belirtileri: Gözden Kaçırmamanız Gereken 10 İşaret
-
Gündem7 ay önce
ERDOĞAN KARŞITI PAYLAŞIMLARI SIĞINMA BAŞVURUSUNDA HAKLI GEREKÇE OLARAK GÖRÜLMEDİ
-
Dünya7 ay önce
META’NIN COVİD-19 AŞILARIYLA İLGİLİ YANILTICI BİLGİ KARARI: İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KISITLIYOR MU?
-
Gündem7 ay önce
TÜRKİYE’DEN GELEN SIĞINMA BAŞVURULARINA GETİRİLEN SERT UYGULAMALARA TEPKİ
-
Kültür Sanat1 yıl önce
Ferdi Tayfur’un Mücadele Dolu Hikayesi: Şeker Hastalığı ve Organ Nakli