Sosyal Medya

Gündem

Almanya Gündemi Yeni Kurulan DAVA Partisi

Cemil Baysal – Almanya, çiftçilerin protestosu ve tren makinistlerin grevi gibi olaylarla meşgulken, ülkenin gündemi aniden yeni kurulan DAVA Partisi’ne kaydı. Alman medyasının yanı sıra İsviçre medyasında da DAVA Partisi’nin kuruluşu manşetlerle duyuruldu.

yazar

Yayınlayan

on

Cemil Baysal – Almanya, çiftçilerin protestosu ve tren makinistlerin grevi gibi olaylarla meşgulken, ülkenin gündemi aniden yeni kurulan DAVA Partisi’ne kaydı. Alman medyasının yanı sıra İsviçre medyasında da DAVA Partisi’nin kuruluşu manşetlerle duyuruldu.

DAVA Almanya’da dikkat çekti ve endişeli manşetlere neden oldu. Özellikle Haziran ayındaki Avrupa seçimleri göz önüne alındığında, bu gelişme Almanya’nın siyasi ortamında şaşkınlık yaratıyor. Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Partisi olarak tanımlanan haberlerde, bazı medya organları da ‘Türkiye’deki AKP’nin Almanya’daki uzantısı’ olarak nitelendirildi. Alman medyasındaki bazı başlıklar, endişeleri ve korkuları ortaya koyuyor:

Alman medyası, DAVA Partisi’ni şu şekilde tanımladı. Alman medyasından alıntılar ve İşte bazı başlıklar:

Die Welt:PARTEI-NEUGRÜNDUNG DAVA

Hass auf Israel und Lobbyismus für Erdogan – das steht hinter der neuen Partei

Zeit Online: Partei Dava: Wie viel Erdoğan steckt in der neuen Partei?

Erdoğans neuer Ableger: Wird die Dava-Partei der lange Arm der AKP nach Europa?

Tagesspiegel: Die Türkei will offenbar ihren Einfluss auf die Politik in der EU ausbauen. Nun gibt es eine Partei, die bei der Europa-Wahl am 9. Juni antreten will – und der AKP sehr nahe stehen soll.

TAZ: Über neue Partei Dava: „Das ist eine türkische AfD“

Ali Ertan Toprak (CDU) sieht in der Partei DAVA einen Hebel des türkischen Präsidenten Erdoğan. Er fordert die Ausweisung türkischer Rechtsextremer.

Frankfurter Rundschau: Türkisch-islamische Partei: Fachleute warnen vor Erdogan-Ableger DAVA

Focus: Neugründung angekündigt Sozialforscher erklärt, was die Erdogan-Partei DAVA für Deutschland bedeuten würde

İsviçre Blick: Gründung vor EU-Wahlen – Auch Hamas-Unterstützer unter den Kandidaten – Und in der Schweiz? Erdogan-Partei will in Deutschland Einfluss nehmen

  • “Berliner Post”, seçimlere kısa bir süre kala parti kurmanın hassasiyetini vurguluyor.
  • “Zeit Online”, yeni partinin temel noktalarının İsrail’e düşmanlık ve Erdoğan lehine lobici faaliyetler olduğunu belirtiyor.
  • “Tagesspiegel”, AKP’nin Avrupa’daki olası uzun kolu konusunda uyarıda bulunuyor.
  • “TAZ”, Dava partisini bir “Türk AfD” olarak adlandırıyor.
  • “Frankfurter Rundschau” uzmanların bir Erdoğan türetilmesinden uyarıyor.
  • “Focus”, DAVA partisinin Almanya için ne anlama gelebileceğini açıklıyor.
  • “İsviçre Blick”, EU seçimlerinden önceki kuruluşu ve adaylar arasındaki Hamas destekçilerine dikkat çekiyor.

Alman politikacıların endişeleri, partinin Almanya ve AB’deki siyaset üzerindeki olası etkilerine odaklanıyor. DAVA partisinin Erdoğan’ın etkisini Almanya’da artırabileceği ve Türk kökenli nüfusu “ayrıştırabileceği” korkusu bulunuyor.

Bavyera Başbakanı Markus Söder, Alman politikasını dışarıdan etkilemeye çalışan partilere net bir reddini ifade etti. Bu endişeler aynı zamanda Tarım ve Orman Bakanı Cem Özdemir tarafından da paylaşılıyor.

DAVA’nın öne çıkan adaylarına özellikle AKP veya bağlı kuruluşlarıyla yakın ilişkiler gösteriliyor. Özellikle Dr. Mustafa Yoldaş’a, Federal İçişleri Bakanlığı’nda Hamas’ı desteklemekle suçlanıyor.

Nisan ayında planlanan kolaylaştırılmış vatandaşlık hakkı, Almanya’da 2,5 milyon olan Müslüman seçmen sayısını 5 milyona çıkarabileceği yazılıyor. Haberlerde, ”Bu potansiyel seçmenler, DAVA partisi AB üyesi olmasa da Avrupa seçimleri üzerinde önemli bir etkiye sahip olabilir.” deniliyor.

Haberlerin devamında: ”Parti, “pratik ve ideolojiden arındırılmış bir mülteci politikası” savunuyor ve günlük ayrımcılık konularında politika yapmaktadır. Türk etkisindeki DAVA partisinin Almanya’da kurulması, sosyal bölünme ve toplumsal gerilim endişesini artırıyor. Almanya, politik manada ve entegrasyon üzerinde potansiyel olarak derin etkileri olabilecek bir gelişme ile karşı karşıya görünüyor.” deniliyor.

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Deepfakes Toplum için bir Tehlike mi? ( video haber )

yazar

Yayınlayan

on

By

Deepfake teknolojisi, bilgisayar ortamında gerçek kişilerin videolarını üretmek için kullanılan etkileyici bir yenilik olarak karşımıza çıkıyor. Bu teknoloji, yapay zeka tarafından desteklenen derin öğrenme algoritmalarıyla kişilerin görünümünü, jestlerini ve mimiklerini taklit edebilme yeteneği kazanmış durumda.

Deepfake, “Derin Öğrenme” ve “Sahte” kelimelerinin birleşiminden oluşan bir terimdir. Bu algoritma, eğitim verilerine dayanarak son derece gerçekçi görüntüler veya videolar oluşturmak için makine öğrenimi tekniklerini kullanır.

Geleneksel olarak sadece fotoğrafların manipüle edilebildiği bir dönemden farklı olarak, Deepfake teknolojisi artık videoları da manipüle etmeyi mümkün kılıyor. Örneğin bir videodaki bir yüzü değiştirebilir veya mevcut bir videoyu manipüle ederek tamamen yeni bir bağlam yaratabilir.

Bununla birlikte, bu teknolojinin kullanımıyla ilgili ciddi güvenlik riskleri de bulunuyor. Özellikle kamuya açık kişilerin videoları kolayca manipüle edilebiliyor ve bu durum, videoların güvenilirliğini sorgulamamıza neden olabilir.

Gelecekte, metin tabanlı video oluşturma (Text-to-Video) teknikleri geliştirilebilir ve kullanıcılar yazılı senaryoları temel alarak gerçekçi videolar üretebilirler.

Deepfake teknolojisi, teknolojik ilerlemenin ve yapay zeka alanındaki yeniliklerin bir göstergesi olarak karşımıza çıkıyor. Ancak bu yeniliklerin yanı sıra, toplum için ciddi riskler de barındırıyor. Örneğin, videoların manipülasyonuyla doğruluk ve güvenilirlik konuları önem kazanıyor.

Sonuç olarak, Deepfake teknolojisinin ileriye dönük olarak nasıl kullanılacağı ve bu teknolojinin toplum üzerindeki etkileri yakından takip edilmelidir.

Deepfake teknolojisinin potansiyel tehlikeleri oldukça ciddi ve geniş kapsamlı olabilir:

  1. Siyasi Manipülasyon: Özellikle seçim dönemlerinde, siyasi rakipler veya düşmanlar tarafından üretilen manipüle edilmiş videolar, bir siyasetçinin konuşmalarını veya eylemlerini yanıltıcı şekilde gösterebilir. Bu durum, kamuoyu algısını etkileyebilir ve seçim sonuçlarını doğrudan etkileyebilir.
  2. Toplumsal İstikrarsızlık: Manipüle edilmiş videoların hızla yayılması, toplumsal anlaşmazlıklara veya hatta çatışmalara yol açabilir. Özellikle hassas konular veya toplumsal gruplar arasındaki gerilimler artabilir.
  3. Ünlü ve Kamuya Ait Kişilerin İmajı: Ünlü kişilerin veya kamuya açık figürlerin imajları, manipüle edilmiş videolar aracılığıyla zedelenebilir. Bu durum, kişisel itibarlarına zarar verebilir ve hukuki sorunlara yol açabilir.
  4. Hukuki ve Etiği Sorunlar: Deepfake videolar, hukuki ve etik normlar açısından da sorunlar doğurabilir. Örneğin, yasal delil olarak kullanılan videoların güvenilirliği konusunda ciddi şüpheler oluşabilir ve adalet sistemini zorlayabilir.
  5. Güvenilirliğin Sarsılması: Deepfake videoların yaygınlaşması, gerçeklik algısını zedeler. Bu durum, medyanın ve bilgi kaynaklarının güvenilirliği konusunda genel bir güvensizlik yaratabilir.
  6. Özel Yaşamın İhlali: Manipüle edilmiş videolar, bireylerin özel yaşamlarını hedef alabilir ve kişisel hakların ihlaline neden olabilir.

Bu tehlikeler, teknolojinin kullanımının artmasıyla birlikte daha da önem kazanıyor ve toplumların, bu tür manipülasyonlara karşı korunması gerekiyor. Yasal düzenlemeler, teknoloji şirketlerinin sorumlulukları ve genel bilinçlendirme çalışmaları, Deepfake tehlikesine karşı savunma mekanizmaları oluşturabilir.

DeepfakeEndişesi #Deepfake #sahtevideolar #isviçre #türkiye #avrupa #haberler #sondakika #teknoloji

Haberin Devamını Oku

Gündem

Bodrum Gece Hayatı Kan Ağlıyor: Antik Tiyatro’da Konserler İptal, Kulüpler Erken Kapanıyor

yazar

Yayınlayan

on

By

Bodrum, efsanevi gece hayatının solgun yüzüyle karşı karşıya. Bu yaz, göz alıcı sahilleri ve tarihi zenginlikleriyle ünlü bu cennet, sessiz sedasız boş kaldı. Antik Tiyatro’nun yankılanması beklenen konserlerinden bazıları, düşük bilet satışları nedeniyle iptal edildi. Örneğin, 13 bin kişilik kapasiteye sahip olan tiyatroda düzenlenecek konserlerden biri sadece 8, diğeri 12, diğer ikisi ise 10’ar bilet satabildi. Müge Dağıstanlı’nın 10Haber’deki haberine göre, yüksek fiyatlar ve Bodrum’un genel pahalılığı, turistleri kaçırıyor gibi görünüyor.

Gece Kulüpleri Sessiz ve Perişan

Gece kulüpleri de benzer bir kaderle yüzleşiyor. Geçen hafta, Bodrum’un merkezindeki 450 kişilik bir kulüp, azalan müşteri sayısı yüzünden erken saatte kapılarını kapatmak zorunda kaldı. 500 kişilik diğer büyük mekanlar da benzer sorunlarla boğuşuyor, müşteri eksikliği nedeniyle acı kararlar almak zorunda kalıyorlar.

İşsizlik Tehlikesi ve Karamsarlık

Lüks oteller bile, düşen iş hacmi sebebiyle personel çıkarmak zorunda kalıyor. Umutlar, Temmuz ve Ağustos aylarına bağlı olsa da, birçok işletmeci sezonun beklentileri karşılamaması halinde zararla kapanabileceğini dile getiriyor. Bir işletmeci, “Haziran hayal kırıklığı oldu. Herkesin ilk defa bu kadar büyük bir zararı var,” şeklinde endişelerini dile getirdi.

Bodrum’un Geleceği: Karanlık Bir Gölge

Bodrum’un turizm endüstrisindeki bu sarsıcı durum, yerel işletmeler arasında ciddi kaygılara sebep oluyor. Umutsuzluk, bu güzel sahil kasabasının geleceği hakkında karamsar bir gölge gibi asılı duruyor.

Fırsatçılık Eleştirileri

Öte yandan, bazı yerli ve yabancı turistler, Bodrum’daki pahalılığın enflasyondan ziyade fırsatçılık olarak yorumlanması gerektiğini savunuyor. Birçok mekanda bir bardak suyun bile fahiş fiyatlara satılmasının, turistleri kaçırdığını ve Bodrum’un imajına zarar verdiğini belirtiyorlar.

BodrumGeceHayatıKrizi #bodrumturkei #bodrum #turkei #bodrumturkey #haber #bodrumbeach #bodrumnight #turizm #tourism #reise #urlaub

Haberin Devamını Oku

Dünya

Mannheim Saldırısı ve Polisin Ölümü İslamcılık Tartışmalarını Alevlendirdi

yazar

Yayınlayan

on

By

Almanya’nın Mannheim kentindeki bir Afgan svatandaşının “Pax Europa Yurttaş Hareketi”nin standına düzenlediği bıçaklı saldırıda yaralanan polis memurunun ölümü, ülkede İslamcılık tartışmalarını alevlendirdi.

Mannheim kent merkezindeki pazar meydanında gerçekleşen olayda 25 yaşındaki Afgan, elindeki uzun bıçakla standa saldırarak altı kişiyi yaralamıştı. Kafasından aldığı bıçak darbeleriyle ağır yaralanan 29 yaşındaki polis memuru ise Pazar günü hastanede yaşamını yitirdi. Saldırıda yaralanan Pax Europa üyelerinden İslam karşıtı aktivist Michael Stürzenberger de hastaneye kaldırılarak ameliyat edildi.

Olay sırasında diğer bir polis memuru tarafından durdurulan saldırganın sağlık durumu nedeniyle henüz sorgulanamadığı ve saldırının motivasyonunun belirsiz olduğu belirtiliyor. Afganistan doğumlu saldırganın 2014 yılından beri Almanya’da yaşadığı kaydedildi.

Saldırı ve polis memurunun ölüm haberi, aşırı sağın yükselişi ve İslamcılık tartışmalarıyla siyasi gerilimin tırmandığı Almanya’da yeni tartışmaları beraberinde getirdi.

Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, “insan hayatını korumak için cesur bir şekilde müdahale eden polis memurunun ölümünden dolayı derin üzüntü içinde bulunduğunu” belirterek “ülkede artan şiddet eğilimi ve siyasi ihtilafların kabalaşmasından dolayı” büyük endişe duyduğunu ifade etti. Steinmeier, “Bu şekilde devam edemez. Şiddet, demokrasimizi güçlü kılan temelleri tehdit etmektedir” uyarısında bulundu.

İçişleri Bakanı Nancy Faeser, saldırı nedeniyle devam eden soruşturmanın faillerin en ağır cezalara çarptırılması gerektiğini vurgulayarak, “Güvenlik kurumlarımız İslamcı çevreleri sıkı takiptedir ve mücadeleyi güçlendirmeye devam etmektedir” dedi.

Hür Demokrat Parti’nin Genel Başkanı ve Maliye Bakanı Christian Lindner, “İslamcı terörizme karşı kendimizi müdafaaya geçmek zorundayız. Bunun için güvenlik kurumlarını mali olarak güçlendirmeye devam edeceğiz. Yanlış hoşgörüye son” ifadelerini kullandı.

Aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin eş başkanları Alice Weidel ve Tino Chrupalla, hükümetin hatalı göç ve güvenlik politikalarının saldırıda payı olduğunu iddia ederek Afganistan’dan göçün durdurulmasını ve geri göndermelerin hızlandırılmasını talep etti.

Baden-Württemberg eyaletinin Yeşiller partili Maliye Bakanı Danyal Bayaz da İslamcılık tehlikesi karşısında uyarıda bulunarak, “İslamcı bir saldırı olduğunun ortaya çıkması durumunda, İslamcılık’ın tehlikeleri konusunda dürüst bir tartışmanın zamanının geldiğini” ifade etti.

Yeşiller Partisi Eş Genel Başkanı Ricarda Lang ise “İslamcılık özgür toplumun düşmanıdır ve tam buna uygun bir muamele görmelidir” dedi.

Haberin Devamını Oku

Trendler