Sosyal Medya

Gündem

İSVİÇRE’DE İÇME SUYUNUN KALİTESİ VE KİREÇ ORANLARI

yazar

Yayınlayan

on

İsviçre, dünyanın en temiz ve kaliteli içme sularından birine sahip olmasıyla ünlüdür. Dağlarından akan suların doğallığı ve ülke genelinde sıkı bir şekilde uygulanan yasal düzenlemeler sayesinde, İsviçre musluk suları doğrudan içilebilecek kalitededir. Ancak, kantonlara göre suyun kireç oranı farklılık gösterebilir ve bu durum hem tat, hem de ev eşyaları için çeşitli sonuçlar doğurur.

Su ve Yaşam

Yaklaşık dört milyar yıl önce, yaşamın ilk adımları su sayesinde atıldı. Su, tüm canlılar için hayati önem taşıyan bir kaynak olmaya devam ediyor; vücutta besinlerin taşınması ve vücut sıcaklığının düzenlenmesi gibi işlevler için vazgeçilmezdir. Tüm canlılar gibi insan vücudu da susuz hayatta kalamaz. İsviçre’de bu önemli kaynak, evlerimize kadar en kaliteli şekilde ulaştırılıyor. Bu kaliteyi korumak için ise kantonlar bazında detaylı titiz kontroller yapılmakta.

Su Kalitesi ve Kireç Oranları

İsviçre genelinde içme suyu büyük oranda yer altı suyu ve kaynaklardan sağlanırken, yalnızca %20’si göller ve nehirlerden elde edilmektedir. Kireç miktarı, suyun geçtiği bölgedeki minerallere göre değişkenlik gösterir. Bu nedenle her kantonda farklı oranlarda kireç bulunabilir. Suda bulunan kalsiyum karbonat miktarı arttıkça, suyun sertliği de artar. Sert su, günlük yaşamda cihazlarda kireç birikimine yol açabilir, ancak sağlık açısından zararlı değildir. Aksine, suda bulunan kalsiyum ve magnezyum gibi mineraller, sağlıklı kemik yapısı için faydalıdır.

İsviçre içme suyu kalitesi, kanton laboratuvarları tarafından düzenli olarak denetlenir ve bu ölçümlerin sonuçları halkla paylaşılır. İsviçre Su Birliği’nin (SVGW) belirttiğine göre, sertlik oranları şu şekilde sınıflandırılmaktadır:

  • 7-15°fH: Yumuşak su
  • 15-25°fH: Orta sertlikte su
  • 25-32°fH: Oldukça sert su
  • 32-42°fH: Sert su
  • 42°fH ve üzeri: Çok sert su

Özellikle Zürih gibi büyük şehirlerde su oldukça sertken, bazı kantonlarda su daha yumuşaktır. Bu durum, cihazlarda kireçlenmeye yol açabilir ve bu da enerji tüketimini artırır. Su ısıtıcıları, çay ve kahve makineleri gibi cihazlarda kireçlenme nedeniyle daha fazla enerji harcanabilir. Ayrıca, sert su, deterjan ve temizlik malzemesi kullanımını da artırır. Bu tür bölgelerde su yumuşatma cihazlarının kullanımı önerilmektedir.

İçme Suyunun Mineral İçeriği ve Tat Üzerindeki Etkisi

Su kalitesi açısından İsviçre’de musluk suyu, birçok ülkedeki şişelenmiş sudan bile daha kaliteli ve mineraller açısından zengindir. Özellikle magnezyum içeriğiyle dikkat çeken İsviçre suları, günlük magnezyum ihtiyacının yaklaşık %20’sini karşılayabilir. Ancak, bu suyun içeriğindeki kalsiyum miktarı yüksekse, tat konusunda bazı insanlar daha az memnun olabilir. Sert su, özellikle kahve ve çay gibi sıcak içeceklerin tadını etkileyebilir. Tat açısından daha iyi sonuç almak için su filtreleri kullanılabilir.

İsviçre’nin Çevre Dostu Su Politikası

İsviçre’de musluk suyunun ekonomik ve çevresel faydaları da oldukça yüksektir. Ortalama bir İsviçreli günde yaklaşık iki litre su içer ve bunun maliyeti oldukça düşüktür. Musluk suyu, mineral sudan yaklaşık 100 kat daha ekonomiktir ve çevresel açıdan daha sürdürülebilir bir seçenektir. İsviçre’de musluk suyunun arıtılması ve evlere ulaştırılması, mineral suyun üretim ve taşınmasından çok daha az enerji gerektirir.

Kireç ve Ev Eşyaları Üzerindeki Etkisi

Sert su, özellikle evde kullanılan cihazlar için sorun yaratabilir. Çamaşır makineleri, bulaşık makineleri, su ısıtıcıları ve kahve makineleri gibi cihazlarda kireçlenme yaşandığında enerji tüketimi artar ve cihazlar daha kısa sürede arızalanabilir. 1 mm kireç tabakası bile suyun ısıtılması için gereken enerjiyi %10 oranında artırabilir. Yine de, İsviçre’de kullanılan yüksek kaliteli tesisatlar ve su yumuşatma sistemleri sayesinde bu sorunlar büyük ölçüde kontrol altına alınabilmektedir.

Musluk Suyunun Sağlığa Etkisi

İsviçre’de içme suyu, sağlığa zararlı hiçbir kimyasal ya da mikroorganizma içermemelidir. Bu durum, İsviçre Gıda Yasası’nda katı standartlarla güvence altına alınmıştır. Suyun temizliği ve sağlık açısından güvenliği kanton laboratuvarları tarafından titizlikle izlenmektedir.

Sonuç olarak, İsviçre musluk suyu içmek için güvenli ve sağlıklıdır. Musluk suyu, enerji verimliliği ve çevresel sürdürülebilirlik açısından tercih edilmesi gereken bir seçenektir. Kireç miktarı kantonlara göre farklılık gösterse de, evde kullanılacak basit filtreler ile hem tat açısından daha yumuşak su elde edilebilir, hem de cihazların ömrü uzatılabilir.

KİREÇLİ MUSLUK SUYU SAĞLIĞA ZARARLI MI İÇİLEBİLİR Mİ?

Zürih’te yaşayan bir kadının sorusu yanıt buluyor.

Zürih kantonundaki Birmensdorf’ta ikamet eden bir kadın, evindeki musluk suyunu çok beğendiğini belirterek şunları söyledi: “Suyumuzun tadı oldukça güzel.” Kadın ve ailesi her zaman musluk suyu içmeyi tercih ederken, komşularının kireçli sudan endişelenerek şişe suyu aldığını gözlemlediğini de ekledi. Kadın, “Suyumuz oldukça kirelçi yani ölçülere göre sert, bu doğru. Ancak bu durum sağlığımıza zarar verir mi?” sorusunu yöneltti.

Suyun Sertliği ve Sağlık

İsviçre’de suyun sertliğinden sorumlu olan kalsiyum karbonat, halk arasında kireç olarak biliniyor. Tox Info Suisse’te başhekim olarak görev yapan Colette Degrandi, bu konuda şunları belirtti: “İsviçre’deki kalklı su sağlık açısından bir sorun teşkil etmez.” Çok sert olan bu suların her litrede yaklaşık 500 miligram kalsiyum karbonat içerdiğini açıklayan Degrandi, insanların günde beş gram kireci rahatlıkla tüketebileceğini ifade etti.

Kalklı Su ve Tat Farklılıkları

Soğuk içildiğinde, kireçli suların tadı çoğu zaman daha hoş gelirken, sıcak içeceklerde ise daha yumuşak sular tercih ediliyor. Örneğin, kahve ve çayın aromasının, yumuşak suyla demlendiğinde daha iyi açığa çıktığı biliniyor. Bu gibi durumlarda su filtreleri, sert suyun tadını yumuşatmaya yardımcı olabiliyor.

Ev Aletlerinde Ekstra Bakım İhtiyacı

Kireçli suyun bir diğer etkisi de ev aletlerinde kendini gösteriyor. Su ısıtıcıları, çamaşır makineleri ve kahve makineleri gibi cihazlarda zamanla biriken kireç, ekstra temizlik gerektiriyor. Ayrıca, sert su kullanımı, deterjan ve sabunun etkinliğini azaltıyor; bu yüzden daha fazla deterjan gerekebiliyor. Çamaşır makineleri için çevre dostu bir alternatif olarak ise su yumuşatıcıları öneriliyor.

Kireçli su saçlarıma zarar verir mi?

Evet, kireçli suyun saçlar üzerinde bazı olumsuz etkileri olabilir. Sert suda bulunan yüksek kalsiyum ve magnezyum gibi mineraller, saçın ve saç derisinin sağlığını etkileyebilir. İşte kireçli suyun saçlar üzerindeki bazı potansiyel etkileri:

  1. Saçın Donuklaşması: Kireçli su, saç tellerine yapışarak saçın doğal parlaklığını azaltabilir. Bu mineraller, saçın üzerinde bir tabaka oluşturarak saçın matlaşıp donuk görünmesine neden olabilir.
  2. Kırılganlık ve Kuruluk: Kireçli su saçın doğal nemini azaltabilir. Bu durumda saç telleri kuruyup kırılgan hale gelir, özellikle kıvırcık ve ince telli saçlarda kırılmalar daha sık görülür.
  3. Saçın Dolaşması: Kireçli suyla sık yıkanan saçlar daha sert ve pürüzlü hale gelebilir. Bu durum saçların birbirine dolaşmasını kolaylaştırır ve tararken daha fazla kopma yaşanabilir.
  4. Saç Derisi Sorunları: Sert su, saç derisinde kuruluk ve pul pul dökülme gibi sorunlara neden olabilir. Ayrıca, kireç birikintileri saç derisinde bir tabaka oluşturarak kepeklenme riskini artırabilir.

Çözüm Önerileri:

  • Duş Filtresi Kullanımı: Saçın sert suya maruz kalmasını azaltmak için suyu yumuşatan duş filtreleri kullanılabilir.
  • Nemlendirici ve Onarıcı Ürünler: Kireçli su nedeniyle kuruyan saçı nemlendirmek için yoğun bakım maskeleri ve onarıcı şampuanlar kullanmak faydalı olabilir.
  • Durulama için Yumuşak Su Kullanımı: Son durulamada arıtılmış veya yumuşatılmış su kullanmak da saçların daha sağlıklı görünmesine katkı sağlayabilir.

Bu önlemler, saçın kireçli sudan olumsuz etkilenmesini azaltmaya yardımcı olabilir.

KİREÇSİZ ÇAY İÇMEK İÇİN ÖNERİLER

Her çay seven, su ısıtıcıda kısa sürede oluşan ve suya karışabilen kireç birikintilerinin sinir bozucu sorununu bilir. Ancak su ısıtıcıda kireç oluşumunu gerçekten önlemenin bazı yolları vardır. Bu yazıda, gerçekten işe yarayan iki faydalı ipucu bulacaksınız.

Su Isıtıcıda Kireçlenmeyi Önlemek: Bu 2 İpucu Gerçekten İşe Yarıyor

Özellikle sert içme suyunun bulunduğu bölgelerde, su ısıtıcılar beklenenden daha hızlı kireçlenir. Su yumuşatma veya kireçten arındırma sistemi kurulmuş olsa bile su ısıtıcıyı zaman zaman kireçten arındırmak kaçınılmaz olur. Ancak, su ısıtıcıda kireçlenmeyi – en azından geçici olarak – önlemeye yardımcı olacak bazı yöntemler vardır.

1. Suyu Filtrelemek

Basit bir su filtresi ile suyu filtrelemek, su ısıtıcıda kireçlenmeyi tamamen engellemese de yavaşlatabilir. Filtrasyon süreci sayesinde, suyun içindeki kirecin bir kısmı en azından uzaklaştırılabilir. Bu tür su filtrelerini farklı çeşitlerde bulabilirsiniz. Filtreyi doğrudan musluğa takabilir veya büyük bir sürahide kullanılan masaüstü bir filtre tercih edebilirsiniz.

2. Kireç Toplayıcı Kullanmak

Su ısıtıcıda kireç oluşumunu önlemenin veya kireçlenmeyi yavaşlatmanın bir diğer yolu da kireç toplayıcı kullanmaktır. Paslanmaz çelik telden yapılmış bir doku olan bu aparat, suyu ısıtırken su ısıtıcıya yerleştirilir ve böylece sudaki kireci emer.

Teorik olarak, bu sayede su ısıtıcı daha az kireçlenir. Ancak bu aparat suyu tamamen yumuşatamaz. Yani su ne kadar sertse, kireç toplayıcının etkisi de o kadar azalır.

İsviçre Su Birliği’nin (SVGW) belirttiğine göre, sertlik oranları kantonlar ve bazı belediyelerde şu şekilde sınıflandırılmaktadır:
Liste için tıkla

#İsviçre #İçmeSuyu #SuKalitesi #DoğalSu #MuslukSuyu #ÇevreDostu #SuYumuşatma #KireçliSu #SuFiltreleme #allesüberwasser #kalkamwasser #içmesuyukireç #kantonlar #isviçredehayat #isvicre #avrupa #haber

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

İSVİÇRE’DE GENİTAL HERPES VAKALARI ARTIYOR: BİLMENİZ GEREKENLER

yazar

Yayınlayan

on

By

Belirtiler: Kaşıntı, Yanma ve İrinli Kabarcıklar
Genital Herpes Nasıl Bulaşır, Kendimizi Nasıl Koruruz?

İsviçre’de genital herpes vakaları, son yıllarda hızla artmaya devam ediyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) her saniye en az bir kişinin herpes virüsüyle enfekte olduğunu belirterek, bu hastalığın yayılma hızına dikkat çekiyor. Genital herpes, dudaklarda görülen herpes ile benzer semptomlar gösterse de, genital bölgede ortaya çıkan bir virüs enfeksiyonudur. Enfekte olan kişi, bu virüsü yaşamı boyunca taşır. Peki, genital herpes nedir, nasıl bulaşır, belirtileri nelerdir ve korunmak için neler yapabiliriz? İşte tüm bu soruların yanıtları…

1. Genital Herpes Nedir?

Genital herpes, herpes simplex virüslerinin (HSV) neden olduğu bir enfeksiyondur. Tıpkı dudaklarda görülen herpes gibi, genital bölgede de ağrılı kabarcıklar, kızarıklıklar ve yanma hissi ile kendini gösterir. İki farklı virüs bu hastalığa yol açabilir:

  • HSV-1 (Herpes Simplex Virüsü Tip 1): Genellikle dudak herpesine neden olan HSV-1, aynı zamanda genital herpesin de kaynağı olabilir. Avrupa’da oldukça yaygın olan bu virüs, çocukluk dönemi enfeksiyonlarıyla vücuda girebilir ve ilerleyen yıllarda genital bölgede de belirtiler verebilir.
  • HSV-2 (Herpes Simplex Virüsü Tip 2): Cinsel temas yoluyla bulaşan bu virüs, özellikle genital herpesin başlıca nedenidir.

Herpes virüsü, genital bölgede epey acı veren, irinli ve kabuk bağlayan kabarcıklara yol açar. Bunun yanında, yanma, kaşıntı, ateş, kas ağrıları, idrar yaparken zorlanma ve kasıklarda şişmiş lenf bezleri gibi semptomlar da görülebilir.

2. İsviçre’de Durum Ne?

Zürih Üniversitesi Hastanesi’ne (UZH) göre, İsviçre’de her 10 kişiden 7’si HSV-1 virüsü ile enfekte durumdadır. Bunun dışında, her 5 kişiden birinde HSV-2 tespit edilmektedir. Erkek erkeğe cinsel ilişkiye giren erkekler arasında bu oran %60’a kadar çıkabilmektedir. Erkekler arasındaki bu artış, özellikle erkek erkeğe cinsel ilişki yaşayan bireyler arasında daha yaygın olarak görülmektedir. Ancak uzmanlar, İsviçre’de durumu alarm verici olarak görmemektedir. Zürih UZH Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dominique Braun, virüsün yayılmasının arttığını ancak hastalığın yalnızca az bir kısmında semptomlara yol açtığını belirtmektedir. Her 25 İsviçreli’den biri genital herpesin belirtilerini yaşayabilirken, üç kişi bu hastalığa sahip olduklarını bile bilmemektedir.

3. Genital Herpesin Yayılmasındaki Artışın Sebepleri

Son yıllarda HSV-1 virüsünün genital bölgede yayılma oranı önemli ölçüde artmıştır. Uzmanlar, bu artışı cinsel davranışlardaki değişikliklere bağlamaktadır. Özellikle oralsex gibi uygulamaların yaygınlaşması, virüsün daha hızlı yayılmasına neden olmaktadır. Ayrıca, cinsel partner sayısının artması, kişilerin bu virüsle karşılaşma olasılığını yükseltmektedir. Fakat HSV-1 virüsü taşıyan bir kişi, HSV-2 ile enfekte olduğunda daha az belirti gösterme eğilimindedir.

4. Genital Herpes Nasıl Bulaşır?

Genital herpes, vücut sıvılarıyla, özellikle vajinal sıvılar, tükürük ve spermle bulaşabilir. Virüs, doğum sırasında anneden bebeğe geçebileceği gibi, öpüşme, sevişme veya cinsel ilişki yoluyla da bulaşabilir. Oralsex de virüsün bulaşması açısından risklidir çünkü dudaklardan genital bölgeye, ya da tam tersi yönde geçiş mümkündür. Herpes virüsünün kuluçka süresi 3 ile 7 gün arasında değişir, yani virüs bulaştıktan sonra bu süre içinde semptomlar kendini gösterebilir.

5. Genital Herpes Tehlikeli midir?

Genital herpes, genellikle yetişkinler için tehlikeli olmayan bir hastalıktır. Semptomlar tedavi edilmezse bile, genellikle iki ila üç hafta içinde iyileşir. Ancak bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde virüs beyin gibi önemli organlara ulaşabilir ve bu durum ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Ayrıca, bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde, virüsün yeniden aktif hale gelmesi ve komplikasyonlar yaşanması riski de artmaktadır. Bunun dışında, bakteriler veya mantar enfeksiyonları da vücuda girebilir.

Yeni doğanlar içinse genital herpes son derece tehlikeli olabilir. Virüs, beyin iltihaplanması gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir ve beyin hasarına neden olabilir.

6. Genital Herpes Nasıl Korunulur?

Genital herpesten korunmanın en etkili yolu, güvenli cinsel ilişkiyi benimsemektir. Kondom kullanımı, virüsün bulaşma riskini önemli ölçüde azaltır. Ancak, genital herpes hastalığına sahip kişiler, semptomlar geçene kadar cinsel ilişkiden kaçınmalıdır.

Bir kez virüsle enfekte olunduğunda, bu virüs vücutta kalır ve hayat boyu taşınır. Şu an için genital herpesin önlenmesi için bir aşı bulunmamaktadır.

Sonuç

Genital herpes, İsviçre’de hızla yayılan bir enfeksiyon olmasına rağmen, genellikle ciddi sağlık sorunlarına yol açmaz. Ancak, cinsel sağlık konusunda dikkatli olunması, herpes virüsünün yayılmasının önlenmesinde ve kişisel sağlığın korunmasında kritik rol oynamaktadır. Cinsel ilişki sırasında güvenli seks yöntemlerinin uygulanması, virüsün bulaşmasını engellemek için alınabilecek en etkili önlemlerden biridir.

Haberin Devamını Oku

Dünya

İSVİÇRE, SURİYE’YE AİT 99 MİLYON FRANK MÜLKİYETİ DONDURDU

yazar

Yayınlayan

on

By

İsviçre, Suriye’ye ait yaklaşık 99 milyon İsviçre Frank değerindeki mal varlıklarını dondurdu. İsviçre Ekonomi Sekreterliği, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Neue Zürcher Zeitung” gazetesinin haberini doğruladı.

Gazete, Suriye’nin devrik lideri Beşar Esad rejimine ait olan bu mal varlıklarının, İsviçre bankalarında önceki yıllarda olduğu gibi büyük meblağlar halinde bulunmadığını belirtti. Bunun nedeni, 2011 yılından itibaren uygulanan yaptırımlar ve İsviçre bankalarının Suriye ile ticaret yapmayı bırakmış olmaları olarak gösteriliyor. Gazeteye göre, İsviçre bankaları, 2000’li yılların başında Suriye ile olan ticari ilişkilerini sonlandırmıştı.

Bu hafta başında, İsviçre hükümeti, Esad rejiminin üç bakanını yaptırım uygulanan kişiler listesine dahil etti. Bu bakanlar, Suriye halkına yönelik şiddetli baskı uygulamakla suçlanıyor ve İsviçre’ye giriş yasağı getirildi.

İsviçre, 2011’de Avrupa Birliği’nin Suriye’ye karşı aldığı yaptırımlara paralel olarak, kendi yaptırım önlemlerini devreye sokmuştu. Yaptırımlar, Esad rejiminin sivil halka yönelik şiddet eylemlerini hedef alıyor.

RİFAAT AL-ESAD’IN PEŞİNDE
Bu yılın Mart ayında, İsviçre Federal Savcılığı, Esad’ın amcası Rifaat al-Esad hakkında savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar nedeniyle dava açtı. Rifaat al-Esad, 1982 Şubat’ında Suriye’nin Hama kentinde yaşanan ve 10.000 ila 40.000 arasında insanın öldüğü katliamdan sorumlu tutuluyor.
İsviçre Savcılığı, Rifaat al-Esad’a yönelik soruşturmayı, 2013 yılında Trial International adlı sivil toplum kuruluşunun şikayeti üzerine başlatmıştı. 2021 yılı sonunda, İsviçre, Rifaat al-Esad için uluslararası bir tutuklama kararı çıkardı. Ancak, 2024 Bahar aylarında, söz konusu şahsın İsviçre dışında olduğu bildiriliyor.

Haberin Devamını Oku

Gündem

İSRAİL’E BOYKOT ÇAĞRISI NEDENİYLE LEILA MOON’A ÖDÜL VERİLMEYECEK

yazar

Yayınlayan

on

By

Basel-Stadt, 2024 Kültür Destek Ödülünü Leila Moon’a Vermeme Kararını Aldı – Kendisinin İsrailli Sanatçılara Yönelik Boykot Çağrıları, Ödülün Amacına Aykırı

Basel, 11 Aralık 2024 – Baselli müzisyen ve DJ Leila Moon, 2024 Kültür Destek Ödülü’nü alacak kişi olarak seçilmişti. Ancak Basel-Stadt Kantonu, Moon’a ödül verilmesi kararını iptal etti. Bu geri çekilme, sanatçının İsrailli sanatçılarla işbirliği yapan kurumlar ve kültürel etkinliklere yönelik boykot çağrıları nedeniyle alındı.

Karar, kapsamlı incelemeler ve hukuki değerlendirmelerin ardından kesinleşti. Leila Moon’un İsrailli sanatçılarla işbirliği yapan kültürel kurum ve organizasyonlara karşı yaptığı boykot çağrıları, ödülün verilmesinin önündeki engel olarak belirlendi.

Boykot Çağrıları: Temel Sorun

Leila Moon, Instagram hesabı üzerinden yaptığı paylaşımlarda, İsrailli sanatçılarla işbirliği yapan kurumlar ve kültürel etkinlikler ile ilişkiyi kesmeye çağırmıştı. Moon, bu kurumların Nahum Ortadoğu konusundaki tutumlarını belirli bir şekilde açıklamaması halinde boykot edilmeleri gerektiğini belirtti. Bu ifadeler, ödülün yasal amacına ters düştü.

Başlangıçta, Leila Moon’un Basel müzik ve kulüp sahnesinde yaptığı önemli çalışmalar nedeniyle ödül verilmesi düşünülmüştü. Ancak boykot çağrılarının ardından, Basel-Stadt Kültür Destek Departmanı, ödülün verilmesinin kültürel değerler ve topluluk içindeki uyumla çeliştiği kanaatine vardı.

Politik Tepkiler ve Kamuoyu

Leila Moon’a verilen ödül kararına, politik arenadan tepki geldi. Kasım ortasında, İsviçre’nin sağcı partisi SVP, ödülün iptal edilmesi talebiyle bir soru önergesi sundu. Yeşil-Alternatif Parti’den Oliver Bolliger ise, ödül kararının siyasi baskılar nedeniyle iptal edilmesine karşı bir önerge sundu. Bu iki önerge, Aralık ortasında yanıtlanacak.

Kültür Departmanının Değerlendirmesi

Basel Kültür Departmanı, konuyu derinlemesine inceledikten sonra, Leila Moon’a verilen Kültür Destek Ödülü’nün iptal edilmesi gerektiğine karar verdi. Yürütme organı yaptığı açıklamada, jüri ile iletişime geçildiğini ve sanatçının olayla ilgili görüşlerini bildirme fırsatı bulduğunu belirtti.

Ödül, kültür ve sanat alanında değerli katkılar yapan kişilere verilmekte olup, kültürel alışverişin teşvik edilmesi ve kültürün yayılması gibi hedeflerle uyumlu olmalıdır. Leila Moon’un ödül için seçilmesinin nedeni, Basel kulüp ve müzik sahnesinde yaptığı bu tür katkılardı. Ancak boykot çağrıları ve dışlama tavsiyeleri, ödülün amacına ve kültürel işbirliğine aykırı olarak değerlendirildi.

Hukuki Çerçeve: Kültür Destek Ödülü ve Jüri Kararları

Kanton yasalarına göre, Kültür Destek Ödülü’nün verilmesi için belirli kriterler vardır. Kültür Destek Departmanı, gerektiğinde jüri kararından sapma hakkına sahiptir. Bu durumda, Leila Moon’un boykot çağrılarının ödülün verilecek kişi için belirlenen şartlara uymadığı gerekçesiyle ödül verilmemiştir.

2024 İçin Ödül Verilmeyecek

Sonuç olarak, 2024 Kültür Destek Ödülü’nün bu yıl verilmeyeceği açıklandı. Basel-Stadt, ödülün yalnızca kültürel işbirliğini teşvik eden, toplumsal değerlerle uyumlu kişilere verileceğini vurguladı. Leila Moon’un ödülün amacına aykırı açıklamaları, ödülün verilmesini engelledi.

#KültürDestekÖdülü2024 #LeilaMoon #Basel #Boykot #İsrail #KültürelPolitika

Haberin Devamını Oku
Reklam

Trendler