Sosyal Medya

Sağlık

REKLAM ŞARKILARI ALIŞVERİŞ KARARLARIMIZI ETKİLİYOR

yazar

Yayınlayan

on

Nostaljik ve Akılda Kalan Jingle’lar Tüketimi Artırıyor

Haber: Cemil Baysal

Birçoğumuzun çocukken duyduğu reklam şarkıları, aradan yıllar geçse de hafızalarımızda yerini koruyor ve alışveriş kararlarımızı etkiliyor. İngiltere’de yapılan bir araştırma, katılımcıların %45’inin çocukluklarından kalan jingle’ları hatırladığını gösterdi. Durham Üniversitesi’nden müzik psikoloğu Kelly Jakubowski, bu jingle’ların ( reklam şarkılarının) akılda kalıcılığının alışveriş tercihlerine nasıl yön verdiğini araştırdı.

Neden Bu Kadar Akılda Kalıcı?
Popüler reklam şarkıları, çoğunlukla kolay ezberlenebilen tanıdık melodilerle oluşturuluyor. Örneğin, “Go Compare” reklamı klasik bir şarkı olan “Over There”den uyarlanmış. Bu sayede, tüketiciler ürünü daha uzun süre hatırlıyor. Diğer bazı jingle’lar ise hızlı ve ritmik yapıları sayesinde adeta birer “kulak kurdu”na dönüşerek akıllara kazınıyor.

Nostaljinin Gücü
Araştırmalara göre, özellikle 10-25 yaş arasında duyduğumuz jingle’lar, çocukluk ve gençlik anılarımızla bağlantılı olduğu için daha kalıcı oluyor. Geçmişe dair hisleri canlandıran bu şarkılar, bizde alışveriş sırasında o markaya karşı bir yakınlık hissi yaratabiliyor.

Bazı markalar bu nostaljik etkiyi modernleştirerek genç kuşaklara da hitap ediyor. Örneğin, Maybelline, eski bir jingle’ını dans müziğiyle yeniden düzenleyerek gençleri hedef alıyor.

#ReklamŞarkıları #AlışverişTercihleri #Nostalji #KulakKurdu #TüketiciDavranışları #AkıldaKalıcı #MarkaSadakati #haber #haberler #reklamlar #marketing #reklam

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sağlık

YENİ TEKNOLOJİ, VÜCUT SIVILIKLARINDAN KANSERİ ÖN GÖRÜYOR

yazar

Yayınlayan

on

By

Korea Malzeme Bilimi Enstitüsü’nden araştırmacılar, kanser metabolitlerinin vücut sıvılarındaki optik sinyallerini güçlendiren ve bunları yapay zeka (YZ) kullanarak kanser tanısı koymak için kullanan yenilikçi bir sensör materyali geliştirdi. Bu teknoloji, metabolitleri ve vücut sıvılarındaki değişiklikleri hızlı ve hassas bir şekilde tanımlıyor; dolayısıyla, kanser teşhisi için invazif olmayan bir yöntem sunuyor.

İnvazif Olmayan Tanı Yöntemi

Araştırma ekibi, kolonoskopi kameraları ile birlikte kullanılabilen plasmonik bir iğne aracılığıyla, bir milimetre boyutundaki bir delikten içeri girerek tümörün yüzeyini kanama olmadan analiz etti. Bu iğne, moleküllerin Raman sinyallerini güçlendirerek, kanser tanısında önemli bir rol oynuyor. Araştırma lideri Ho Sang Jung, bu projede Chonnam Ulusal Üniversitesi Hastanesi’nden Soo Woong Yoo ile iş birliği yaptı.

Ayrıca, akciğer kanseri olan hastalardan tükürük örnekleri toplayan ve hastalığın aşamasını yapay zeka kullanarak kategorize eden bir teknoloji de geliştirildi. Akciğer kanserine sahip hastaların nefesindeki uçucu organik bileşikler, sağlıklı bireylerden farklılık gösteriyor ve bu bileşikler tükürükte metabolitler olarak bulunabiliyor.

Köpeklerin İhtiyacı Var

Köpeklerin vücut sıvılarındaki metabolitleri ve uçucu organik bileşenleri algılama konusundaki olağanüstü yetenekleri, araştırmacıları bu yetenekleri kanser tanısı için bir sensörde kullanma fikrine yönlendirdi. Geliştirilen teknoloji, plasmodik materyaller aracılığıyla vücut sıvılarındaki metabolitlerin sinyallerini, 100 milyon kat daha fazla güçlendiriyor. Bu, daha önce gereksiz ve pahalı ekipmanlar kullanılmadan gerçekleştirilmiş oluyor. Ayrıca, YZ analizi ve matematiksel modelleme kullanılarak, tanı için biyomarkerlerin önerilmesi sağlanıyor.

Geniş Uygulama Alanları

Uzmanlar, bu yeni teknolojinin yalnızca kanser tanısıyla sınırlı kalmayacağını belirtiyor. Geniş bir şekilde anlaşılamayan diğer hastalıklar, özellikle de sinaptik hastalıklar üzerinde de etkili olabileceği öngörülüyor. Bu hastalıklar arasında epilepsi, şizofreni, nörodejeneratif bozukluklar, otizm ve depresyon yer alıyor. Araştırmacılar, geliştirdikleri teknolojileri dünya genelinde pazara sunmayı hedefliyor. Bu konudaki detaylar “Biosensors and Bioelectronics” dergisinde yayımlandı.

Ayrıca, araştırma ekibi, idrarda birden fazla kanser türünün varlığını tespit eden bir yöntem geliştirdi. Yaklaşık 250 kanser hastasının örneklerini aynı anda analiz eden ekip, iki saat içinde 100 hastanın sonuçlarını elde etti. Araştırmacılara göre, bu yöntem %98’in üzerinde klinik hassasiyet ve özgüllük sağlıyor.

#Kanser #YapayZeka #TıbbiTeknoloji #Araştırma #Sağlık #KansersizGelecek #İnsanHakları #İsviçre #İsvicre #Luzern #isviçrehaberleri #schweiz #suisse #svizzera #schweiztürkei #isviçretürkiye #switzerland #Швейцарія #Szwajcaria #Švica #Zvicra #Švicarska #Швајцарска #Швейцария #isviçredeyasam #isviçredehayat #isviçredetürkler #İsviçreninsesi

Haberin Devamını Oku

İsviçre

MIGROS, BLÉVITA BIO SANDWICH SOUR CREAM & ONION ÜRÜNÜNÜ GERİ ÇAĞIRDI

yazar

Yayınlayan

on

By

Migros, BléVita Bio Sandwich Sour Cream & Onion ürününü, salmonella bakterisiyle kontaminasyon riski nedeniyle geri çağırma kararı aldığını duyurdu. Bu durumun sağlık açısından risk oluşturabileceği belirtildi ve ürünlerin satıştan derhal çekildiği ifade edildi. Migros, müşterilerini etkilenen ürünleri tüketmemeleri konusunda uyarıyor.

Geri Çağrılan Ürün Bilgileri

  • Ürün Adı: BléVita Bio Sandwich Sour Cream & Onion
  • Ürün Kodu: 110127500000
  • Son Tüketim Tarihleri: 13 Ocak 2025 ve 16 Şubat 2025
  • Satış Noktaları: İsviçre genelindeki Migros mağazaları ve Migros Online

Migros, geri çağrılan ürünlerin, tüm Migros süpermarketlerinde ve çevrimiçi mağazasında satışa sunulduğunu ve derhal satıştan kaldırıldığını bildirmiştir.

Müşteri Uyarısı

Müşterilere, etkilenen BléVita Bio Sandwich Sour Cream & Onion ürünlerini tüketmemeleri konusunda uyarıda bulunulmuştur. Ürünün tüketilmesi halinde, bazı bireylerde ateş, ishal veya karın ağrısı gibi belirtiler görülebileceği vurgulanmıştır. Belirtiler yaşanması durumunda, tüketicilerin bir sağlık kuruluşuna başvurması önerilmektedir.

Migros, süpermarketlerinden ürünü satın alan müşterilerin, ürünü geri getirerek satış fiyatını iade alabileceklerini, online alışveriş yapan müşterilerin ise doğrudan müşteri hizmetleri ile iletişime geçileceğini bildirmiştir.

Not: Diğer BléVita ürünleri geri çağırmadan etkilenmemiştir ve güvenle tüketilmeye devam edilebilir.

#Migros #BléVita #GeriÇağırma #SağlıkUyarısı #Salmonella #Ürünİadesi #GıdaGüvenliği #bern #isvicre #isviçre #suisse #svizra #svizzera #switzerland #isviçreninsesi #isviçrehaberleri #schwiiz #isviçrehaberleri #zürih #basel #luzern #Zvicër #Švajcarska #Швајцар

Haberin Devamını Oku

Sağlık

MEME KANSERİ TEDAVİLERİ YAŞLANMA SÜRECİNİ HIZLANDIRIYOR

yazar

Yayınlayan

on

By

Los Angeles – UCLA Health Jonsson Comprehensive Cancer Center tarafından yapılan bir araştırmaya göre, yaygın meme kanseri tedavi yöntemleri olan kemoterapi, radyoterapi ve cerrahi müdahaleler, biyolojik yaşlanma sürecini hızlandırıyor. Çalışmanın bulguları, bu tedavilere tabi tutulan hastalarda hücresel yaşlanma belirteçlerinin önemli ölçüde arttığını gösteriyor.

Araştırma, “DNA Hasarı Tepkisi” adı verilen hücresel mekanizmaların, tedavi sürecinde nasıl etkilendiğini inceliyor. “Journal of the National Cancer Institute” dergisinde yayımlanan sonuçlara göre, meme kanseri tedavileri, daha önce düşünülenden çok daha büyük etkilere yol açıyor.

“Zombi Hücreler” Birikimi Tehlikesi

Araştırmanın başındaki isim Judith Carroll, daha önce yalnızca kemoterapi ile ilişkilendirilen yaşlanma sinyallerinin, radyoterapi ve cerrahi işlemler sonrasında da mevcut olduğunu belirtti. Çalışma, iki yıllık bir kesitsel çalışmaya dayanıyor; burada kadınlar tedavi öncesi ve sonrası olarak incelendi.

Araştırmacılar, RNA dizileme yöntemi kullanarak kan hücrelerindeki gen ekspresyonunu takip etti. Gözlemlenen değişiklikler arasında, hücresel senesens adı verilen bir durum bulunuyor. Bu durumda, hücreler artık bölünmezken aktif kalmaya devam ediyor ve “zombi hücreler” birikerek sağlıklı hücrelere zarar verebiliyor.

İmmün ( Bağışıklık) Hücrelerin Hızlı Yaşlanması

Analizler, tedavi türünden bağımsız olarak biyolojik yaşlanma ile ilişkili gen ekspresyonlarının arttığını gösterdi. Bu bulgular, meme kanseri tedavisi gören hastaların immün hücrelerinin normalden daha hızlı yaşlandığını ortaya koyuyor. Ayrıca, kemoterapi ile tedavi edilmeyen hastalarda da DNA Hasarı Tepkisi genlerinde değişiklikler gözlemlendi.

Araştırmanın kıdemli yazarı Julienne Bower, bu bulguların kanser sonrası iyileşme süreçleri ve hayatta kalanların yaşam kalitesini artırma hedefleri açısından önemli olduğunu vurguladı.

#meme_kanseri #kanser_tedavisi #sağlık #yaşlanma #araştırma

Haberin Devamını Oku
Reklam

Trendler