Sosyal Medya

Türkiye

BAKANLIK’TAN YENİ LİSTE: SALÇADA BOYA, ZEYTİNYAĞINDA TOHUM YAĞI TESPİT EDİLDİ

yazar

Yayınlayan

on

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın gıda denetimlerinde ortaya çıkan yeni sonuçlar, Türkiye’deki gıda sahtekârlığının boyutunu bir kez daha gözler önüne serdi. Son yayımlanan “taklit ve tağşiş ürünler” listesine göre, birçok ürün sağlığa zararlı maddeler içerirken, bazı ürünlerde ise tüketiciyi yanıltan malzemelerin kullanıldığı tespit edildi. Sahtecilik sadece et ürünlerinde değil, zeytinyağı, salça ve baharat gibi günlük tüketim maddelerinde de yaygın hale geldi.

KÖFTEDE DOMUZ ETİ, SALÇADA BOYA, ZEYTİNYAĞINDA TOHUM YAĞI

Bakanlığın yapmış olduğu denetimlerde dikkat çeken en büyük skandal, Köfteci Yusuf gibi ünlü restoran zincirlerinde satılan köfte ve dönerde domuz eti bulunması oldu. Bu durum, kamuoyunda büyük tepki yarattı. Bir kesim olaya komplo derken diğer kesim bunun sahtekarlık olduğunu savundu. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yapılan testlerde, bu ürünlerin insan sağlığı açısından risk taşıdığı açıklandı. Gıda sektöründe sahtekârlıkta sınır tanımayan bazı işletmelerin, tüketicilere domuz eti satması ise durumu daha da vahim hale getirdi.

Sadece et ürünlerinde değil, birçok farklı gıda ürününde de sahtecilik tespit edildi. Bakanlığın analiz sonuçlarına göre, salça olarak satılan bazı ürünlerde boya kullanıldığı belirlendi. Bu, özellikle doğal ürün tercih eden tüketiciler için büyük bir hayal kırıklığı yaratırken, halk sağlığını da ciddi şekilde tehlikeye atan bir durum olarak öne çıktı.

Zeytinyağı ürünlerinde de sahtecilik zirveye ulaşmış durumda. Yapılan testlerde, bazı firmaların zeytinyağı diye tohum yağı sattığı ortaya çıktı. Zeytinyağının doğal ve sağlıklı bir yağ olarak tercih edilmesi, tüketici nezdinde bu ürünlerin güvenirliğini daha da önemli hale getiriyor. Ancak, Bakanlığın yaptığı testlerde ortaya çıkan bu sonuçlar, tüketicilere “hangi ürüne güvenebiliriz” sorusunu sorduruyor.

KEKİKTE YABANCI MADDE: DOĞAL GIDA ALGISI TEHLİKEDE

Salça ve zeytinyağındaki skandalların yanı sıra, son analizlerde kekik gibi baharatlarda da yabancı maddeler tespit edildi. Kekik gibi doğal ve şifalı olduğu düşünülen bir ürünün dahi sahtecilikten nasibini alması, gıda sektöründeki denetimlerin ne kadar gerekli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Yabancı maddelerle karıştırılmış baharatlar, tüketicilerin doğal gıda algısını ciddi şekilde zedelemiş durumda.

Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yayımlanan “sahtecilik” listesinde yer alan diğer ürünler de benzer tehlikeler içeriyor. Bakanlık, düzenli olarak yaptığı denetimlerle bu tür hileli gıdaları piyasadan çekmeye çalışsa da, işletmelerin bu sahtekârlık yarışına devam etmesi endişe yaratıyor.

BAKANLIĞIN DENETİMLERİ VE HALK SAĞLIĞI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

Tarım ve Orman Bakanlığı, sahtecilikle mücadele kapsamında uzun süredir gıda denetimlerine hız vermiş durumda. Bakanlık, farklı bölgelerde gerçekleştirdiği ani baskınlar ve ürün analizleriyle bu tür sahtekârlıkları ortaya çıkarmayı sürdürüyor. Ancak, bu denetimlerin yeterli olup olmadığı ve halk sağlığı üzerindeki etkisi hala tartışma konusu.

Bakanlık, her gün yenilenen liste ile tüketicilere sahte ürünler hakkında bilgi verirken, sağlığa zararlı ürünlerin piyasadan çekilmesi için sıkı denetimler gerçekleştirdiğini belirtiyor. Ancak, bu ürünlerin çoğunun hala market raflarında ve restoranlarda satılıyor olması, denetimlerin caydırıcı olmadığını gösteriyor.

Bu noktada, tüketicilere de önemli görevler düşüyor. Bakanlık, vatandaşların özellikle fiyatı anormal derecede düşük olan, tadında veya kokusunda şüpheli durumlar fark ettikleri gıdaları tüketmemeleri konusunda uyarıyor. Halkın bilinçlenmesi ve şüpheli gördükleri ürünleri Bakanlık’a bildirmesi, sahtecilik yapan işletmelerin faaliyetlerinin durdurulması açısından kritik önem taşıyor.

SAHTECİLİKTE SINIR TANINMIYOR

Türkiye’de gıda sahtekârlığı son yıllarda ciddi boyutlara ulaşmış durumda. Et, bal, zeytinyağı, baharat gibi temel gıda ürünlerinde sık sık sahtecilik vakaları tespit ediliyor. Bakanlık her ne kadar denetimlerini sıklaştırsa da, işletmelerin birçoğu bu denetimlere rağmen yasadışı yöntemlerle kazanç sağlamaya devam ediyor.

Özellikle et ürünlerinde görülen taklit ve tağşişler, hem dinî hem de sağlık açısından büyük tartışmalara yol açıyor. Tüketicilerin inançlarına göre alışveriş yaptıkları ve tükettikleri gıdalarda bu tür sahtekârlıkların ortaya çıkması, toplumda güvensizlik yaratıyor.

TÜKETİCİLERE UYARI: FİYAT VE TAT KONUSUNDA DİKKATLİ OLUN

Uzmanlar, tüketicilerin özellikle gıdaların fiyatları konusunda dikkatli olmaları gerektiğini belirtiyor. Anormal derecede ucuz olan ürünlerin, içerik olarak sahte veya düşük kaliteli olma ihtimalinin yüksek olduğu vurgulanıyor. Ayrıca, tadı, kokusu veya görünümü normalden farklı olan ürünlerin tüketilmemesi konusunda da uyarılar yapılıyor.

Sonuç olarak, Türkiye’de gıda sahtekârlığı ciddi bir halk sağlığı sorununa dönüşmüş durumda. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın denetimlerinin artarak devam etmesi ve tüketicilerin daha bilinçli hareket etmesi, bu sorunun çözülmesinde önemli rol oynayacak.

#GıdaSahtekarlığı

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İsviçre

ŞENİZ DOĞAN VE MELEK MIZRAK SUBAŞI İSVİÇRE’DE TÜRKİYE’Yİ TEMSİL ETTİ

yazar

Yayınlayan

on

By

Caux’daki uluslararası forumda kadın liderliği ve yerel yönetim vizyonu anlatıldı
İsviçre’nin Caux kentinde düzenlenen ve dünyanın dört bir yanından liderleri bir araya getiren Inner Development Goals (İçsel Gelişim Hedefleri) Forumu, bu yıl Türkiye’den güçlü bir kadın heyetiyle yankı buldu. Denizli Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan ile Bilecik Belediye Başkanı Melek Mızrak Subaşı, uluslararası platformda Türkiye’yi başarıyla temsil etti.

Forumda, yerel yönetimlerin insan odaklı kalkınmadaki rolü ve kadın liderliğinin dönüştürücü etkisi vurgulandı. Başkanlar, beş kadın belediye başkanının oluşturduğu kolektif vizyon doğrultusunda Türkiye’den yükselen sesi dünyaya duyurdu.

Melek Mızrak Subaşı konuşmasında; iklim krizi, savaşlar ve toplumsal kırılganlıkların arttığı bir dönemde, insan odaklı kalkınmanın küresel bir zorunluluk haline geldiğine dikkat çekti. Forumun “Empati, cesaret ve sevgiyle dönüşüm” başlığı altında toplanan oturumlarında, kadın belediye başkanlarının yerel yönetime kattığı derinlik, katılımcılardan büyük ilgi gördü.

Denizli Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan ise sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Burada olmak sadece uluslararası bir foruma katılmak değil, beş kadın belediye başkanının birlikte kurduğu vizyonun bir parçası olarak Türkiye’den yükselen ortak sesi dünyaya duyurmaktır,” ifadelerine yer verdi.

Programa ayrıca Prof. Dr. Aytül Ayşe Cengiz ve Dr. Elif Kuş Saillard da akademik katkılarıyla eşlik etti. Kadın liderlerin öncülüğünde gerçekleşen bu temsil, Türkiye’nin yerel yönetim düzeyindeki dönüşüm kapasitesini ve uluslararası platformlardaki etki gücünü bir kez daha ortaya koydu.

Haberin Devamını Oku

Türkiye

TÜRKİYE’DE “DANA” DİYE SATILDI, AT VE EŞEK ETİ ÇIKTI

yazar

Yayınlayan

on

By

📖 Okuma süresi: 2 dakika

📌 Tarım Bakanlığı ifşa etti: Adana ve Ankara’da gıda skandalı!

Tarım ve Orman Bakanlığı, 1 Temmuz 2025 tarihli denetim sonuçlarını kamuoyuna açıkladı. Bakanlığın yayımladığı listede, “dana eti” etiketiyle satışa sunulan sucuk, kebap ve kıyma ürünlerinde at ve eşek eti tespit edildi. Skandalın odak noktası olarak Ankara, Adana, Gaziantep ve Sakarya öne çıkıyor.

🟥 EN ÇOK HİLE BU İLLERDE

Denetim raporunda, taklit ve tağşiş vakalarının en yoğun görüldüğü iller Ankara, Adana ve Sakarya olarak sıralandı. Özellikle işlenmiş et ürünlerinde yapılan etiket hileleri dikkat çekti.

📌 TESPİT EDİLEN VAKALAR:

🔸 Ankara / Çankaya: Ertaş Market’te satılan “Ata Mandıra Kasap” marka sucukta at ve eşek eti tespit edildi.

🔸 Ankara / Kızılcahamam: Belpınar Gözdağı Yöresel Ürünler’in “Tirvana Katukçi” marka sucuklarında da aynı hile belirlendi.

🔸 Adana / Seyhan: “Nihat Ağaç” isimli işletmede dana eti olarak satılan kıyma ve kebaplarda at ve eşek eti bulundu.

🔸 Gaziantep: Bir catering firmasının kamu kurumlarına verdiği yemeklerde kıyma içinde at‑eşek ve kanatlı eti saptandı.

🔸 Sakarya: Farklı işletmelerde benzer şekilde etiket dışı hayvan eti vakaları tespit edildi.

📊 GENEL DURUM ÖZETİ

  • Tarih: 1 Temmuz 2025
  • Skandalın yaşandığı iller: Ankara, Adana, Gaziantep, Sakarya
  • Ürünler: Sucuk, kıyma, kebap ve hastane yemekleri
  • Tespit edilen et türleri: At, eşek ve kanatlı eti
  • Bakanlık uyarısı: Şüpheli ürünler için Alo 174 Gıda Hattı veya mobil uygulama üzerinden bildirim yapılması çağrısı

❗ DENETİMLERDE ÇARPICI BULGULAR

Denetim sonuçlarına göre, tek tırnaklı hayvan etinin insan sağlığına aykırı şekilde kullanıldığı ve bunun tüketiciye “dana eti” olarak sunulduğu anlaşıldı. Gaziantep’teki hastanelerde çıkan sonuçlar ise skandalın kamu kurumlarını da kapsadığını ortaya koydu.

⚠️ UZMANLAR UYARIYOR:

“Tek tırnaklı hayvan eti, uygun veteriner kontrolü olmadan tüketildiğinde ciddi sağlık riskleri taşır. Vatandaşlar güvenilir olmayan yerlerden et almamalı, ürün etiketlerini mutlaka kontrol etmelidir.”

Haberin Devamını Oku

Gündem

TÜRKİYE, ASKERLİK ANLAŞMASINDA İSVİÇRE’Yİ YILLARDIR OYALIYOR – BEDELİ GENÇLER ÖDÜYOR

yazar

Yayınlayan

on

By



BLICK GAZETESİNDEN ÇARPIÇI DOSYA

🕓 Okuma süresi: 5 dakika

İsviçre’nin önde gelen gazetelerinden Blick, Türkiye ile İsviçre arasında yıllardır sonuçlandırılamayan askerlik anlaşmasını çarpıcı bir başlıkla gündeme taşıdı:

“Trauerspiel um Militärdeal – Türkei lässt Schweiz hängen – Junge zahlen den Preis”

(Trajik Askerlik Anlaşması – Türkiye, İsviçre’yi Yarı Yolda Bırakıyor – Bedeli Gençler Ödüyor)

Haberde, iki ülke arasında tam 18 yıldır süren diplomatik müzakerelerin neden sonuçsuz kaldığı detaylı şekilde analiz ediliyor. Blick, konuyu bir “trajedi” olarak nitelendiriyor ve bu dramatik süreci 10 ayrı perdeyle sahneye koyar gibi anlatıyor.

🎭 

BİR DİPLOMASİ TRAJEDİSİ: 10 PERDELİK BELGESEL TARZINDA ANLATIM

Blick’in dikkat çeken haberine göre, İsviçre ve Türkiye 2007 yılından bu yana, çifte vatandaşların askerlik yükümlülüklerini netleştirmek için bir anlaşma yapmaya çalışıyor. Ancak Türkiye’nin oyalayıcı tavrı, çifte vatandaşlık sahibi gençlerin ciddi mağduriyetler yaşamasına neden oluyor.

Blick, konuyu sahne metaforu üzerinden işlemiş:

Her perde, olayların kronolojik gelişimini, diplomatik girişimlerin sonuçsuz kalışını ve bireyler üzerindeki etkisini anlatıyor.

🕰️ 

KISA ÖZETLE 10 PERDEDE YAŞANANLAR

🔹 2007 – SP’li Mario Fehr, çifte vatandaşlık sorununun çözümü için Federal Konsey’e önerge veriyor. İsviçre ve Türkiye’nin askerlik yükümlülüklerini çifte vatandaşlara eş zamanlı dayatmasının hukuki çıkmaza yol açtığı vurgulanıyor.

🔹 2010–2013 – İlk görüşmeler yapılıyor. Türkiye, bazı durumlarda İsviçre’de yapılan askerliği kısmen tanıyor. Ancak genel bir anlaşma yok.

🔹 2016 – İsviçre, Türkiye’ye sürekli hatırlatmalar yapsa da resmi müzakerelere başlanamıyor.

🔹 2019 – Türkiye, yurt dışında askerlik hizmetini tanımadığını yasayla netleştiriyor.

🔹 2020 – Bir çifte vatandaş, Türkiye’de tatildeyken 6.000 Euro ceza ödemeden otelden çıkamıyor.

🔹 2021 – İsviçre somut bir teklif sunuyor; Türkiye ise hâlâ bu konuda aciliyet görmediğini belirtiyor.

🔹 2025 Temmuz – Ordudan gelen açıklamaya göre, görüşmeler durma noktasında. Türkiye’nin Bern Büyükelçiliği ise konunun hâlâ “değerlendirme aşamasında” olduğunu bildiriyor.

🧾 

BLICK’İN VURGUSU: SORUN SADECE BÜROKRASİ DEĞİL, İNSANİ BİR KRİZ

Blick gazetesi, söz konusu anlaşmazlığın yalnızca bir bürokratik mesele olmadığını, İsviçre’de yaşayan binlerce Türk kökenli genci doğrudan etkilediğini açıkça vurguluyor.

Zira Türkiye’de askerlik yapmadığı için vatandaşlıktan çıkmak zorunda kalan, seyahat edemeyen veya yüksek para cezalarıyla karşı karşıya kalan birçok genç var. Blick, bu tabloyu “devletler arası hukuki çıkmazın bireylere yüklediği ağır bir bedel” olarak tanımlıyor.

💬 

FEDERAL KONSEY RAPORUNDA AÇIK İFADE: TÜRKİYE BU KONUDA HAREKETE GEÇME İSTEĞİ GÖSTERMİYOR

İsviçre Hükümeti’nin son raporuna göre, Türkiye hâlâ bu konuda ne bir gereklilik ne de bir aciliyet görmektedir. Bu da müzakerelerin en azından kısa vadede sonuçlanma ihtimalini ortadan kaldırıyor.

📌 

SONUÇ: BİR ANLAŞMA BEKLENİRKEN, GENÇLER VATANDAŞLIKTAN VAZGEÇİYOR

Blick’in belgelerle sunduğu bu kapsamlı haber, yıllardır çözüme kavuşturulamayan bir diplomatik sorunun, bireyler açısından ne kadar yıkıcı sonuçlar doğurduğunu net şekilde ortaya koyuyor. Türkiye’de askerlik yapmadığı için vatandaşlıktan çıkan ya da cezalarla karşı karşıya kalan İsviçreli gençlerin sayısı her geçen yıl artıyor.

Bu durum, iki ülke arasında hukuki ve insani bir köprü kurulmasının aciliyetini gözler önüne seriyor.

#BLICKGAZETESİ #ASKERLİKANLAŞMASI #ÇİFTEVATANDAŞLIK #İSVİÇRETÜRKİYE





Haberin Devamını Oku

Trendler