Sosyal Medya

Gündem

İsviçre’de Sığınmacı Statüleri ve Ukraynalılar İçin Koruma Statüsü S Düzenlemeleri

yazar

Yayınlayan

on

İsviçre’de sığınma talebinde bulunan kişiler, sığınma sürecinin sonucuna bağlı olarak çeşitli hukuki statüler elde ederler. Bu statüler, kişilerin toplumsal, ekonomik ve kültürel hayata katılma şanslarını belirler. İşte bu statülerin detayları:

1. Sığınmacılar (N Kimlik Belgesi)

Tanım: İsviçre’de sığınma talebinde bulunan kişilere, bir kantona atandıklarında N kimlik belgesi verilir. Bu belge, bir oturma izni sağlamaz; sadece kişinin sığınma başvurusu yaptığını ve Göç Sekreterliği’nin (SEM) kararını beklediğini doğrular.
Haklar: N belgesi, kanton yetkililerinin onayına bağlı olarak sınırlı çalışma hakkı sağlar. Eğitim ve acil sağlık hizmetlerine erişim vardır, ancak sosyal yardımlar sınırlıdır.

2. Tanınmış Mülteciler (B Kimlik Belgesi)

Tanım: Cenevre Sözleşmesi’ne göre mülteci olarak tanınan ve sığınma hakkı verilen kişiler B kimlik belgesi alır.
Haklar: B belgesi, düzenli bir ikamet hakkı, çalışma hakkı, sosyal hizmetlere ve eğitime erişim sağlar. Ayrıca, ilerleyen dönemlerde yerleşim izni (C belgesi) veya vatandaşlık başvurusu yapma imkanı sunar.

3. Geçici Olarak Kabul Edilen Mülteciler (F Kimlik Belgesi)

Tanım: Mülteci statüsünü taşıyan ancak sığınma başvurusu belirli nedenlerle reddedilen kişiler, geri gönderme yasağı (Non-Refoulement) kapsamında geçici olarak kabul edilir ve F kimlik belgesi alır.
Haklar: F belgesi sınırlı haklar sağlar. Sınırlı bir çalışma hakkı vardır ve sosyal yardımlar alınabilir. Geçici kabul durumu daha sonra iptal edilebilir.

4. Geçici Olarak Kabul Edilen Yabancılar (F Kimlik Belgesi)

Tanım: Mülteci olarak tanınmayan ve sığınma hakkı verilmeyen, ancak geri dönüşü kabul edilemez, zor veya imkansız olan kişiler geçici olarak kabul edilir ve F kimlik belgesi alır.
Haklar: Tanınmış mültecilere verilen F belgesi ile benzer haklar tanınır, ancak iş piyasasına entegrasyon ve sosyal yardımlar konusunda daha katı kısıtlamalar olabilir.

5. Red Edilen Sığınmacılar

Tanım: Sığınma talebi reddedilen ve geri dönüş için herhangi bir engel bulunmayan kişiler için SEM sınır dışı edilme kararı alır. Bu kişiler İsviçre’de ikamet hakkına sahip değildir.
Haklar: Red edilen sığınmacılar kimlik belgesi alma hakkına sahip değildir ve ülkeyi terk etmeleri gerekmektedir. Bazı durumlarda, ülkeyi terk edene kadar asgari yaşam koşullarını sağlamak için acil yardım alabilirler.

6. Korunmaya Muhtaç Kişiler (S Kimlik Belgesi)

Tanım: S kimlik belgesi, toplu göç durumları için, örneğin Ukrayna’dan kaçanlar gibi, geçici ikamet hakkı tanıyan bir statüdür.
Haklar: S kimlik belgesine sahip kişiler, barınma, sağlık hizmetleri, sosyal yardım ve çalışma izni hakkına sahiptir. Ancak bu statü geçici olup, kaynak ülkedeki durumun düzelmesi halinde sona erebilir.

Koruma Statüsü S ile İlgili Yeni Düzenlemeler

Göç Sekreterliği (SEM), Koruma Statüsü S sahipleri için özel düzenlemeler getirdi. Bu düzenlemeler özellikle Ukrayna’ya ve üçüncü ülkelere yapılan seyahatlerle ilgili.

1. Ukrayna’da Kalışlar

Düzenleme: Koruma Statüsü S sahibi kişiler, temel olarak Ukrayna’ya seyahat edebilir ve İsviçre’ye dönebilir. Ancak, Ukrayna’da bir çeyrek yıl içinde 15 günden fazla kalmaları durumunda SEM, Koruma Statüsü S’i iptal edebilir.
İstisnalar: Ukrayna’ya dönüş hazırlığı yapıldığı kanıtlanırsa iptal edilmez. Ayrıca, zorunlu sebeplerle (örneğin, ağır hasta bir aile üyesini ziyaret) yapılan kalışlar da istisna kabul edilir.

2. Üçüncü Ülkelerde Kalışlar

Düzenleme: Koruma Statüsü S sahibi kişiler, üçüncü bir ülkede iki aydan fazla kalırlarsa ve SEM, kişinin yaşam merkezini bu ülkeye kaydırdığını düşünürse, statü iptal edilebilir.

3. Çift Uyruklu Çiftler

Düzenleme: AB/EFTA ülkesi, Birleşik Krallık, Kanada, ABD, Yeni Zelanda veya Avustralya vatandaşlığına sahip bir eş ile çift uyruklu çiftlerin Koruma Statüsü S talepleri İsviçre’de kabul edilmez. Ayrıca, başka bir Schengen ülkesinde koruma statüsü verilmiş kişiler İsviçre’de Koruma Statüsü S alamazlar.

4. Federal İltica Merkezlerinde Uzun Süreli Kalış

Düzenleme: Kantonların talebi üzerine, Ukrayna’dan gelen ve yeni gelen mülteciler, Federal İltica Merkezlerinde (BAZ) önceki uygulamalara göre yedi gün daha uzun kalacaklar. Bu, kantonlara uygun barınma yerleri bulma konusunda daha fazla zaman tanıyacak. Özellikle hassas durumdaki kişiler, ihtiyaçlarına uygun bir barınma ve bakım bulunana kadar BAZ’da kalabilirler.
Özel Konaklama Yerleri: Stabil özel konaklama yeri olan ve bir kantona atanan kişiler, bu özel konaklama yerlerinde kalmaya devam edebilirler.

Bu düzenlemeler, İsviçre’de mültecilere yönelik koruma tedbirlerini koordine etmeye ve Koruma Statüsü S’nin kötüye kullanımını önlemeye yönelik çabaların bir parçasıdır. İsviçre’deki farklı sığınmacı statüleri ve özellikle Ukraynalı sığınmacılara tanınan özel haklar zaman zaman tartışmalara yol açtı. S statüsüne sahip Ukraynalılar, ülkelerine kısa süreli seyahat edebilirken, diğer statülerdeki sığınmacıların seyahat etmesi genellikle yasaktır. Bu durum, Ukraynalı sığınmacılara ayrıcalık tanındığı yönünde eleştirilere neden oldu ve eşit haklar konusundaki endişeleri gündeme getirdi.

İsviçre’de Sığınmacı Statüleri ve Ukraynalılar İçin Koruma Statüsü S Düzenlemeleri

İsviçre’de S statüsünde olmayan sığınmacılar, yani N, B, veya F statüsündeki kişiler, ülkelerine tatile gitme hakkına sahip değiller. Bu kişiler için ülkelerine geri dönüş veya orada herhangi bir süre kalış, sığınma sürecinin veya geçici koruma statüsünün ihlali anlamına gelir ve İsviçre’deki koruma statülerinin iptal edilmesine neden olabilir.

Öte yandan, S statüsündeki kişiler (özellikle Ukrayna’dan gelenler) belirli şartlar altında ülkelerine kısa süreli seyahatler yapabilirler. Ancak bu seyahatlerin belirli sınırları vardır; örneğin, Ukrayna’da bir çeyrek yıl içinde 15 günden fazla kalmaları durumunda bu kişilerin S statüleri iptal edilebilir.

Koruma Statüsü S: Güncellemeler ve Yeni Düzenlemeler

İsviçre’de Sığınma Başvuruları: Ukraynalı Sığınmacılar En Büyük Grup

Şubat 2022’de başlayan savaşın ardından, Şubat 2024’e kadar yaklaşık 99.000 Ukrayna’dan gelen sığınmacı İsviçre’de Koruma Statüsü S için başvuruda bulundu. Bu sayede, Ukraynalı sığınmacılar İsviçre’deki en büyük koruma talep eden grup haline geldi.

Karşılaştırma yapmak gerekirse, 2023 yılında en yüksek sayıda sığınma başvurusu yapan grup 7.394 başvuruyla Afganlar oldu. Savaş öncesinde Ukrayna, İsviçre’deki önemli sığınmacı ülkeleri arasında yer almıyordu.

Başlangıç itibarıyla 2024 Şubat ayında, İsviçre’de toplamda 99.297 Koruma Statüsü S başvurusu yapılmış olup, bunlardan 90.177’si olumlu sonuçlanmıştır. Koruma Statüsü S, 1998 yılında Balkan savaşları sırasında ortaya çıkan göç hareketlerine yanıt olarak getirilmiştir. Ancak, bu statü ilk kez Mart 2022’de Ukrayna’dan gelen mülteciler için uygulanmaya başlanmıştır.

Koruma Statüsü S’nin geçerlilik süresi bir yıldır ve bu süre, Kasım 2023’te bir yıl daha uzatılarak Mart 2025’e kadar geçerli kılınmıştır. Bu statüye sahip kişiler artık iş piyasasına erişim sağlayabilir, çocukları okula devam edebilir ve aile birleşimleri mümkün olmuştur.

Bu güncellemeler, İsviçre’nin mülteci koruma stratejilerindeki değişiklikleri ve uyum sağlama çabalarını yansıtmaktadır.

#SığınmacıHakları #UkraynaSığınmacıları #İsviçreGöçPolitikası #Suriyeliler #Afganlılar #Eritreyalılar #Asyl #Mülteciler #isviçre #haber #göç #göçmen #Flüchtlinge #Flüchtlingestatus #migration

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Avrupa

BELÇİKALI HÂKİMİN BELÇİKA’DA TECAVÜZ DAVASINDA SADECE PARA CEZASI: YARGI KARARI ÜLKE GENELİNDE TEPKİLERE YOL AÇTITARTIŞMALI KARARI ÜLKE GENELİNDE TEPKİ ÇEKTİ

yazar

Yayınlayan

on

By

📍 Belçika, 17 Nisan 2025 – 08:51

LEUVEN – Belçika’nın Leuven kentinde görülen bir tecavüz davası, verilen cezanın ağırlığı değil, hafifliğiyle ülke genelinde tartışma başlattı. 24 yaşındaki bir tıp öğrencisinin, alkol etkisiyle kendini savunamayacak durumda olan sınıf arkadaşına cinsel saldırıda bulunduğu belgelenmesine rağmen, sanık hakkında yalnızca 3800 Euro para cezası verildi ve bu ceza da şartlı olarak ertelendi.

MAHKEMEDEN TARTIŞMALI GEREKÇE: “GENÇ YAŞ VE YÜKSEK POTANSİYEL”

Davaya bakan hâkim, failin genç yaşta olduğunu ve “gelecek vadeden bir jinekolog” olarak tanındığını belirterek, hapis cezası yerine para cezası uygulanmasına karar verdi. Ayrıca failin sabıka kaydına bu olayın işlenmemesi yönünde de hüküm verildi. Karar, Belçika kamuoyunda özellikle kadın hakları savunucuları ve hukuk çevrelerinde büyük tepkiyle karşılandı.

GÜVENLİK KAMERALARI: MAĞDUR AYAKTA DURAMIYORDU

Davanın delilleri arasında yer alan güvenlik kamerası görüntülerine göre, mağdur kadın olay sırasında ayakta duramayacak kadar sarhoştu. Belçika yasalarına göre, böyle bir durumda rıza geçerli sayılmadığından, cinsel ilişki açıkça tecavüz suçu kapsamında değerlendiriliyor.

ÜNİVERSİTE HASTANESİNDEN İDARİ TEDBİR

Fail öğrencinin bağlı olduğu Leuven Üniversitesi Hastanesi, olayın basına yansımasının ardından öğrenciyi geçici olarak görevinden uzaklaştırdı. Üniversite, sürecin adli ve etik yönden titizlikle değerlendirileceğini duyurdu.

TOPLUMSAL TEPKİLER: GENT VE LEUVEN’DE PROTESTOLAR

Kararın ardından özellikle Gent ve Leuven şehirlerinde öğrenciler ve kadın hakları savunucuları protesto gösterileri düzenledi. Göstericiler “adalet değil, sınıf ayrıcalığı” sloganlarıyla yargının tarafsızlığına tepki gösterdi. Eleştirmenler, mahkemenin failin “potansiyelini” mağdurun uğradığı zararın önüne koyduğunu savundu.

“YARGI SİSTEMİ MAĞDURUN DEĞİL, FAİLİN YANINDA”

Kadın hakları aktivistleri ve hukukçular, kararın “sınıf adaleti” örneği olduğunu belirterek, sistemin mağdurun yaşadığı travmayı değil, failin kariyer geleceğini öncelikli gördüğünü ifade etti. Eleştiriler arasında, adalet sisteminin cinsel suçlar karşısında yetersiz ve duyarsız kaldığı yönünde görüşler de yer aldı.

SAVCILIK İTİRAZ ETTİ, KARAR HENÜZ KESİNLEŞMEDİ

Belçika Federal Savcılığı, verilen cezaya itiraz ettiğini ve davayı temyize taşıyacağını duyurdu. Bu nedenle karar henüz kesinleşmedi. Ancak karar, şimdiden Belçika’da kadınlara karşı şiddetin cezalandırılmasında çifte standart tartışmalarını yeniden alevlendirdi.

“YARGIYA GÜVEN SARSILIYOR”

Uzmanlar, bu tür kararların kamuoyunda yargıya duyulan güveni sarstığını ve özellikle genç kadınlar arasında büyük bir adaletsizlik duygusu oluşturduğunu belirtiyor. Yargının mağdur odaklı yaklaşım geliştirmesi gerektiği ve benzer vakalarda cezai yaptırımların daha caydırıcı olması gerektiği yönünde çağrılar artıyor.

Haberin Devamını Oku

Gündem

İSRAİL-FİLİSTİN ÇATIŞMASI SRG’YE YAĞAN ŞİKAYETLERİN ODAĞINDA:

yazar

Yayınlayan

on

By

TARAFSIZLIK TARTIŞMASI

BERN – 16 Nisan 2025 – İsviçre Radyo ve Televizyon Kurumu’na (SRG) yapılan şikayetlerin dörtte biri, geçtiğimiz yıl Orta Doğu’daki İsrail-Filistin çatışmasına yönelik yayınlarla ilgiliydi. Bu konuda hem İsrail yanlısı hem de Filistin yanlısı izleyicilerden benzer sayıda şikayet geldi.

UBI’nin (Radyo ve Televizyon Bağımsız Şikayet Kurulu) 2024 yılına ait raporuna göre, toplam 852 şikayetin yaklaşık 213’ü Orta Doğu’daki gelişmelerle ilgiliydi. Özellikle İsrail’in kısmen işgal ettiği Gazze Şeridi’ndeki savaş, izleyiciler arasında büyük tartışmalara yol açtı.

Taraflar Diyaloğa Kapalıydı

SRG Deutschschweiz’in açıklamasına göre, tıpkı çatışmanın tarafları gibi, şikayette bulunan taraflar da birbirinin görüşüne kapalı ve uzlaşmaz bir tutum sergiledi. Her iki taraf da genellikle karşıt görüşe açık olmadan kendi bakış açılarını savundu. Sunulan argümanların çoğu yüzeysel kaldı ve bazı durumlarda olaylar kişisel ideolojiye uyacak şekilde çarpıtıldı.

SRF Yayınları Genel Olarak Tarafsız Bulundu

Ombudsman ofisi, İsviçre Radyo ve Televizyonu’nun (SRF) Orta Doğu ile ilgili haberlerinin büyük ölçüde tarafsız ve doğru olduğunu belirtti. Bu değerlendirme, birçok şikayetçinin aksi yöndeki iddialarına rağmen sürdürüldü.

Şikayetlerde Genel Artış

Geçtiğimiz yıl işlenen toplam 852 şikayetin %8,7’si (önceki yıl %5) Ombudsstelle tarafından tamamen veya kısmen haklı bulundu. Bu şikayetlerin çoğu video içerikler, internet yayınları ve sosyal medya kanallarıyla ilgiliydi. SRF’nin sosyal medya platformlarındaki etkinlikleri izleyiciler tarafından giderek daha fazla izleniyor. Ombudstelle “şikayet mercii” olarak bilinir. Bu makam, vatandaşların medya kuruluşlarına yönelik şikayetlerini iletebilecekleri bağımsız bir denetim birimidir.

UBI Hakkında

UBI, 1984 yılında kurulan ve İsviçre’de radyo-televizyon yayınlarıyla ilgili şikayetleri inceleyen bağımsız bir federal komisyondur. 9 gönüllü üyeden ve 3 kişilik bir sekreterlikten oluşmaktadır.

Haberin Devamını Oku

Gündem

İSVİÇRE NÜFUSU 2041’DE 10 MİLYONUNU AŞACAK

yazar

Yayınlayan

on

By

İsviçre’nin nüfusu, önümüzdeki yıllarda hızla artmaya devam edecek. Yeni açıklanan verilere göre, 2023 yılı itibarıyla 9 milyon kişiye ulaşan İsviçre nüfusunun 10 milyonluk eşiği 2041 yılında aşılacak. Federal İstatistik Dairesi’nin (BFS) açıkladığı verilere göre, bu artışın temel nedeni göç olacak. 2055 yılına kadar İsviçre’deki nüfusun 10,5 milyona ulaşması bekleniyor.

BFS’nin raporunda, nüfus artışının en yoğun şekilde Zürih ve Cenevre gibi büyük şehirlere yakın kantonlarda görüleceği belirtiliyor. Bu kantonlarda nüfus yoğunluğunun artacağı öngörülüyor.

Yüksek Senaryo: 2050’de 11,7 Milyon

BFS, daha yüksek bir büyüme senaryosu da sunuyor. Bu senaryoya göre, daha fazla doğum, uzun yaşam süreleri ve yüksek göç oranları ile İsviçre’nin nüfusu 2050 yılına kadar 11,7 milyona ulaşabilir.

Luzern’de Öne Çıkan Büyüme

İsviçre’deki nüfus artışı kantonlara göre değişiklik gösterecek. Orta senaryoya göre, Luzern kantonu, önümüzdeki 30 yıl içinde nüfusunun yaklaşık üçte bir oranında artacağı bekleniyor. Bu da yaklaşık 150.000 kişilik bir artış anlamına geliyor. St. Gallen ve Vaud kantonları da sırasıyla %26,6 ve %23,1 oranında büyüme gösterecek.

Daha Düşük Büyüme Gösteren Bölgeler

Nüfus artışının daha düşük olacağı bölgeler arasında Jura, Neuenburg ve Schaffhausen yer alıyor. Bu kantonlarda nüfus artışı oldukça düşük olacak, sadece %0,3 ila %0,8 arasında bir artış bekleniyor.

SVP’nin 10 Milyonluk Sınır İnisiyatifi

İsviçre’deki nüfus artışı, popüler bir siyasi tartışma konusu olmaya devam ediyor. İsviçre Halk Partisi (SVP), 2050 yılına kadar İsviçre nüfusunun 10 milyonu aşmaması gerektiğini savunuyor ve bunun için bir anayasa değişikliği öneriyor. Bu öneriye göre, 10 milyon nüfus sınırının aşılması durumunda, İsviçre’nin Avrupa Birliği ile olan serbest dolaşım anlaşmasını sonlandırması gerektiği öne sürülüyor. Ancak İsviçre hükümeti, bu inisiyatife karşı çıkmakta ve göçün etkilerini dengeleyecek bir dizi önlem almayı planlıyor.

Bu veriler, İsviçre’nin gelecekteki nüfus yapısını şekillendirecek önemli bir perspektif sunuyor. Özellikle büyük şehirlerdeki yoğunlaşma ve daha sakin bölgelerdeki büyüme farkları, ülkenin sosyo-ekonomik yapısını etkileyecek gibi görünüyor.

İsviçre, 2041 yılında nüfusunun 10 milyon sınırını aşacak. Bunun başlıca nedeni, göç ve yüksek yaşam standartları. Federal İstatistik Dairesi’nin (BFS) açıklamalarına göre, İsviçre’nin nüfusu bu tarihte 10 milyon olacak ve sonrasında daha da artacak.

İşte bu büyümenin detaylı sebepleri:

  1. Göç: İsviçre’nin büyümesinin ana kaynağı göç. Ülkeye gelen yabancıların sayısındaki artış, nüfusun hızla büyümesine neden olacak.
  2. Doğum ve Yaşam Süresi: Uzun yaşam süreleri ve doğum oranlarının da artması bekleniyor. İsviçre’nin gelişmiş sağlık sistemleri ve yaşam koşulları, insanların daha uzun yaşamasına ve doğum oranlarının daha yüksek olmasına katkı sağlıyor.
  3. Büyük Şehirlere Yoğunlaşma: Zürih ve Cenevre gibi büyük şehirlere yakın kantonlar, daha fazla nüfus artışı gösterecek. Bu bölgelerdeki altyapı, iş imkanları ve yaşam standartları, daha fazla insanın bu bölgelere göç etmesine neden olacak.
  4. Kantonlara Göre Farklılaşan Artış: Bazı kantonlar, örneğin Luzern, St. Gallen ve Vaud, nüfuslarının oldukça fazla artması beklenen yerler. Luzern’de, nüfusun 30 yıl içinde yaklaşık %33 oranında artması öngörülüyor.

2041’den Sonra Ne Olacak?

BFS’nin tahminlerine göre, 2055 yılı itibarıyla İsviçre nüfusunun 10,5 milyon civarına ulaşması bekleniyor. Eğer yüksek göç ve doğum oranları devam ederse, bu büyüme 2050’de 11,7 milyon kişiye kadar çıkabilir.

Kısacası, 2041’de 10 milyonluk sınırın aşılması, göç ve iç dinamiklerin etkisiyle mümkün olacak. Bu, İsviçre’nin gelecekteki demografik yapısının önemli bir göstergesi olacak.

Haberin Devamını Oku

Trendler