Sosyal Medya

İsviçre

Elektrikli Cihazlar İhmal Edilmemeli: Hayati Riskler ve Önlemler

yazar

Yayınlayan

on

Bir genç kadın telefonunun şarj kablosu üzerinde uyuyakalıp üçüncü derece yanıkla uyanırken, benzer şekilde elektrikli cihazların potansiyel risklerini vurgulayan başka bir olay da geçtiğimiz yıllarda Gossau’da yaşandı. Bir kadın, banyoda telefonu şarjdayken suya düşmesi sonucu ölümcül bir elektrik şoku geçirdi. Telefonun kullanılan kusurlu ve orijinal olmayan bir şarj kablosunun bu trajik olayda kritik rol oynadığı belirtildi.

Gossau’da meydana gelen trajik bir olay, elektrikli cihazların banyo veya duş gibi suya maruz kalan ortamlarda kullanımının potansiyel tehlikelerini bir kez daha gözler önüne serdi.

Olayın detayları ve bu tür kazaların önlenmesine yönelik uyarılar şu şekilde:

Olayın Detayları: 22 yaşındaki kadın, banyoda telefonu şarjdayken kazayla suya düşürdü. Bu durum, kadının kullandığı şarj kablosunun orijinal olmayan ve kusurlu olduğu tespit edildi. Savcılığa göre, şarj kablosundaki bu kusur doğrudan kadının ölümüne yol açtı.

Elektrikli Cihazlar ve Güvenlik İpuçları:

  • Elektrikli cihazlar, suya düşme riski olan ortamlarda kullanılmamalı.
  • Banyo veya duş içinde sadece su geçirmez pilli cihazlar kullanılmalı.
  • Elektrikli cihazlarla banyo yapmak, yüksek risk taşır; bu tür kullanımlar güvenlik standartlarına uygun olmalı.
  • Şarj kablosu veya elektrikli cihazlar, banyo veya duş alanında kullanılmamalı; bu, potansiyel bir elektrik şoku veya kısa devre riski yaratabilir.
  • Elektrikli cihazların kullanımı konusunda üreticinin belirttiği güvenlik standartlarına dikkat edilmeli.

Kaza Önleme Danışma Merkezi (BFU)’nun Uyarıları BFU, banyoda elektrikli cihazların kullanımının potansiyel risklerini vurguluyor:

  • Elektrikli cihazların direkt olarak suya veya nemli ortamlara maruz bırakılmaması gerektiğini belirtiyor.
  • Kaçak Akım Koruma Şalteri gibi koruma mekanizmalarının kullanılmasının önemini vurguluyor. Bu tür cihazlar, elektrik şoklarına karşı koruma sağlayabilir ve hayat kurtarabilir.

Bu tür olayların tekrarlanmaması için herkesin elektrikli cihazların güvenli kullanımı konusunda bilinçlenmesi ve gerekli tedbirleri alması hayati önem taşımakta.

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İsviçre

”İsviçre Tatilinden Dersimi Aldım”

yazar

Yayınlayan

on

By

Morgan McFall-Johnsen İsviçre Seyahatinde Üç Hatasını Anlattı

ABD’li gazeteci Morgan McFall-Johnsen, son İsviçre seyahatiyle ilgili deneyimlerini paylaştı ve ülkenin bazı özeliklerinden şaşırdığını itiraf etti. “Business Insider” için kaleme aldığı yeni makalesinde, bir sonraki sefer için üç şeyi değiştirmeyi düşündüğünü belirtti.

McDonald’s’ı eleştirdi

Dünyanın en pahalı Big Mac’ini beğenmediğini ve paranın karşılığını hakkını vermediğini belirtti.

Avrupa’da seyahat tecrübesi olan McFall-Johnsen, Zürih’ten Sion ve St. Moritz’e kadar dokuz gün boyunca toplu taşıma ile seyahat etti. İsviçre tatilini çok sevdiğini ancak şimdi bazı hatalarını pişmanlıkla hatırladığını ifade etti.

En büyük pişmanlıkları şunlar oldu:

1. Restoranlarda rezervasyon yapmamak: McFall-Johnsen, birçok yerli tavsiyesi üzerine Zürih’teki ünlü Zeughauskeller restoranını ziyaret etti. Hafta içi bir akşam olmasına rağmen restoranın dolu olduğunu gördü. Rezervasyonsuz olduğu için bir saat kadar beklemek zorunda kaldı. Sion’da da aynı sorunu yaşayarak, sonunda bir restoranda masaya oturabildi. St. Moritz’e geldiğinde ise dersini almış ve restorana önceden rezervasyon yaptırmıştı.

2. Otel yerine Airbnb tercihi: Zürih’te Airbnb üzerinden konaklama ayarlayarak maliyetlerden kaçınmayı tercih etti ancak bu kararının seyahatinin en kötü seçimi olduğunu düşünüyor. Küçük stüdyo dairede rahatsız edici bir yatak ve gürültülü bir sokaktan gelen seslerle karşılaştı. Daha önce rezervasyon yapması veya biraz daha fazla para harcaması gerektiğini düşündüğünü belirtti.

3. Google Maps yerine SBB Uygulaması kullanımı: Trenlerin zamanında olduğunu övmesine rağmen, Zürih’te doğru otobüs duraklarını bulmakta Google Maps ile zorlandığını dile getirdi. Çoğu zaman gösterilen yere gittiğinde durakların orada olmadığını ve otobüslerin durmadan geçtiğini söyledi. Bir sonraki ziyaretinde bu sorunları önlemek için SBB Uygulaması’nı kullanacağını belirtti.

McFall-Johnsen’in deneyimleri, İsviçre’ye seyahat edenlerin ülkenin kültürel inceliklerini ve pratik zorluklarını göz önünde bulundurmaları gerektiğini gösteriyor.

Daha fazla bilgi ve makalenin tamamını okumak için: Business Insider

#İsviçre #McDonalds #BigMac #TatilHataları #SeyahatTavsiyeleri #BusinessInsider #ABD’li gazeteciMorganMcFall-Johnsen #MorganMcFallJohnsen #schweiz #suisse #svizzera #switzerland #urlaub #travelswitzerland #tatil

Haberin Devamını Oku

İsviçre

Tamara Funiciello “Hangi Kantonda Tecavüze Uğradığım Önemli Olmamalı”

yazar

Yayınlayan

on

By

1 Temmuz’dan İtibaren Yürürlüğe Giren “Nein Heisst Nein” İlkesi

1 Temmuz’dan itibaren “Nein heisst Nein” – “Hayır hayır demektir” prensibiyle revize edilen cinsel suçlar yasası yürürlüğe girdi. SP Ulusal Meclis Üyesi Tamara Funiciello dört yıl boyunca bunun için mücadele etti. Şimdi sonuçtan memnun değil.


Yeni Cinsel Suçlar Yasası ve Değişiklikler

Yeni cinsel suçlar yasası, zorlamanın tecavüz olarak kabul edilmesini artık gerektirmiyor. Yani tecavüze uğrayan bir kurbanın, tecavüze karşı fiziksel olarak ‘tecavüz olduğunun inanılması için” direndiğini kanıtlaması gerekmiyor. Gerçek hayatta, tecavüze ve cinsel saldırıya uğrayan çoğu kurban hareketsiz kalıyor. Korku ve şokla donuyorlar, bu duruma “donma” deniyor. Şimdi tecavüz durumunda “Hayır hayır demektir” prensibi geçerli olacak. Bir mahkumiyet için, kurbanın bunu istemediğini sözlü veya sözsüz olarak belirtmesi yeterli olacak.

Ayrıca tecavüzle ilgili yasa maddesi cinsiyet nötr olarak yeniden düzenlendi. Artık sadece istenmeyen vajinal penetrasyon tecavüz olarak kabul edilmeyecek, her türlü cinsel saldırı tecavüz olarak değerlendirilecek. Ayrıca, mahkemelerin cinsel suçluları, gelecekteki saldırıları önlemek için rehabilitasyon programlarına katılmaya zorlaması için şartlar oluşturuldu. Bu rehabilitasyon programları, psikoterapi, grup terapisi veya egzersizlerden oluşuyor. Aynı zamanda, parlamento cinsel taciz için ceza oranını artırdı. Artık mahkeme sadece para cezası vermekle kalmayacak, cinsel taciz durumunda fail mahkum edilebilecek.


Mahkumiyet Zorluğu ve Demokratik İlkeler

Ancak temel sorun, cinsel saldırıların genellikle dört gözle gerçekleştirilen suçlar olması. Bir olayı kanıtlamak zor. Bu yasa değişikliği ile daha fazla fail mahkum edilebilecek mi? Şüphe durumunda sanık lehine olan demokratik prensibimiz burada da geçerli olmalı. Bu yasa revizyonunun amacı daha fazla mahkumiyet sağlamak değil, cinsiyete dayalı, cinsel şiddeti genel olarak sona erdirmek.


Funiciello’nun Görüşleri ve Eleştirileri

Ve bu revize edilmiş yasa maddesi bunu sağlayacak mı?

Hayır, tek bir yasa maddesi toplumumuzu değiştiremez.

Funiciello: Yasaların revizyonu, cinsel şiddeti önleme ve faillerle mücadele programları gibi konularda büyük bir adım olsa da, yeterli değil. Cinsiyete dayalı şiddetin son bulması için daha fazla önlem alınması gerekiyor.


Funiciello’nun Profili ve Siyasi Geçmişi

Tamara Funiciello, İsviçre’deki SP Kadınlarının eş başkanı. Üç yıl boyunca Juso İsviçre’nin başkanlığını yaptı ve 2019’da Bern Kantonu için Ulusal Meclis’e seçildi. Kendini “baştan ayağa feminist ve ruhuyla sosyalist” olarak tanımlıyor. 2019’da kadın grevinin yüzü oldu ve o zamandan beri her yıl kamuoyunda yer aldı. Cinsel suçlar yasasının revizyonu için verdiği mücadele, Funiciello’nun şimdiye kadarki en uzun ve en zorlu siyasi mücadelesi olarak kabul ediliyor. Başlangıçta, “Evet demek evet demektir” prensibini savundu. Sonuçta, “Hayır hayır demektir” çözümü kabul edildi. Funiciello için yine de bir başarı olarak kabul ediliyor.


Yasal Değişikliklerin Uygulanması ve Beklentiler

Yeni cinsel suçlar yasasının uygulanması için kantonlara ve mahkemelere biraz zaman vermeniz gerekmiyor mu?

Bu yasa aslında 1 Ocak’ta yürürlüğe girebilirdi. Ancak kantonlara yasayı uyarlamaları için yeterli zaman verilmek istendi. Şimdi 1 Temmuz, yasa yürürlüğe girdi ve hala hiçbir şey görmüyorum! Sabırsızım! Bu bekleme insan hayatına mal oluyor! İsviçre’de her iki kadından biri cinsel saldırıya uğradı. Her iki haftada bir kadın, bir partner, eski partner veya aile üyesi tarafından öldürülüyor. Sürekli güvenlikten bahsediyoruz, İsviçre ordusuna milyarlar harcıyoruz. Oysa ev içi ve cinsel şiddet, iç güvenliğimiz için asıl tehdittir. Bir kadının savaşta zarar görme olasılığı sıfıra yakın. Kendi evinde şiddete maruz kalma olasılığı ise yüzde 40’tır.

Yeni cinsel suçlar yasası 1 Temmuz’da yürürlüğe girdi – ancak bazı kantonlar kötü hazırlanmış durumda.


Göçmenlik ve Kadına Yönelik Şiddet Tartışmaları

Sağ kanattan gelen eleştirilere göre İsviçre’de kadınlara yönelik şiddetten göçmenlik sorumlu.

Bu argüman beni sinirlendiriyor. SVP, tüm yabancılardan kurtulursak sorunun çözüleceğini iddia ediyor. Bu tamamen yanlış. Gerçek şu ki: Ana sorun erkek şiddeti, ne kadar hoşlanmasak da ve suçu başkalarına atmak istesek de.

“SVP, tüm yabancılardan kurtulursak sorunun çözüleceğini iddia ediyor. Bu tamamen yanlış.” Göçmen kökenli ailelerde ev içi şiddetin istatistiksel olarak daha sık olduğu inkar edilemez. Daha sık bildirilir, bunu inkar etmiyorum. Şiddet daha çok genç erkekler tarafından, düşük gelirli ve düşük eğitimli insanlar tarafından işlenir – göçmenlik deneyimi olan kişilerin daha sık karşılaştığı şeyler. Kadına yönelik şiddeti sona erdirmek istiyorsak, tüm bunları dikkate almalıyız. Şiddete basit cevaplar yoktur. Sorumluluğu başkalarına devredemeyiz – bu bizim toplumsal sorunumuz – ve toplumsal olarak çözmemiz gerekiyor. Eşitsizlik şiddetin temelidir ve bununla mücadele edilmelidir. İsviçre’de kötü bir kadın imajı olduğunun farkına varmak zorundayız.


Toplumsal Eşitsizlik ve Kadına Yönelik Şiddet

Bunu somut olarak neyle kastediyorsunuz?

Hala aynı iş için bir kadın bir erkekten daha az kazanıyor, hala kreş yerleri devlet tarafından neredeyse hiç finanse edilmiyor, sistemimiz kadınların ücretsiz bakım işine dayanıyor. Bu kararları politikacılarımız veriyor. Bunlar İsviçreli, yabancılar değil.

SP Federal Konseyi Üyesi Elisabeth Baume-Schneider ve Ulusal Konsey Üyesi Tamara Funiciello, 14 Haziran 2023’te Bern’deki büyük kadın grevi gösterisinde. Kreş yerlerinin tam finansmanına karşı çıkmak, kötü bir kadın imajı ile veya kadınlara yönelik şiddete karşı bir şey yapmak istememekle eşitlenebilir mi? Evet. Kadınlar daha eşit ve bağımsız olduğunda kadınlara yönelik şiddet azalır. Bugün itibariyle, annelerin yüzde 40’ı mali olarak partnerine bağımlıdır. Kadınları sistematik olarak dezavantajlı kılan ve politikamızın bunlarla mücadele etmek istemediği yapılarımız var. Daha iyi örnekler isterseniz, 2021’de Schaffhausen’de erkekler tarafından dövülen ve hala adalet bekleyen kadını ele alabilirsiniz. Olayın videoları olmasına rağmen yeterli kanıt toplama yapmayan ve kadını ciddiye almayan polisler İsviçreli. İsviçre pasaportu olmadan polis olunamaz.


Schaffhausen Polisi ve Toplumsal Eleştiriler

Schaffhausen polisiyle ilgili şok edici “Rundschau” haberinden sonra eleştiriler.


Toplumda Cinsel Taciz ve Cevaplar

Başka bir örnek verir misiniz? Evet, eski CVP Ulusal Meclis Üyesi Yannick Buttet’i ele alalım. O, kadınları taciz ettiği ortaya çıktığı için istifa eden ve şu anda kurbanlarından birinin başkanı olduğu Valais Turizm Yönetim Kurulu’na seçilen bir cinsel suçludur. Toplumumuz suçluları koruyor ve mağdurları küçümsüyor. Bu İsviçre toplumunun bir sorunu ve bunu çözmeliyiz.

Cinsel Taciz: Valais eski Ulusal Meclis Üyesi Buttet mahkum edildi.


Geleceğe Yönelik Umutlar ve Değişim Talepleri

Yeni cinsel suçlar yasamızın İsviçre’nin bu yolda olduğuna dair umut verici olduğunu düşünüyor musunuz? En azından, bu revizyonun kabul edilmesinin ardından, geçmişte zorlanan bazı diğer önerilerin parlamentodan geçtiğini gözlemledim. Örneğin, İsviçre pasaportu olmayan kadınların, şiddet içeren bir ilişkiyi sonlandırdıklarında oturma statüsünün değişmemesi gibi.

Bazıları: “Yeter artık, talepleriniz çok fazla” diyebilir. Yeterli değil. Ve şimdi görüldüğü gibi, bir siyasi karar bile çok az şeyi değiştirebilir. Eylemler gereklidir. Bu yüzden önümüzdeki 12 ay boyunca yeni cinsel suçlar yasasının nasıl uygulandığını çok yakından takip edeceğim. Şu anki durumdan hiç memnun değilim.

Tamara Funiciello’nun İsviçre’deki cinsel suçlar yasasıyla ilgili görüşleri oldukça derinlemesine ve kapsamlı. Yeni yasa revizyonunu memnuniyetle karşılarken, eksikliklerini ve daha fazla adım atılması gerektiğini vurguluyor. İşte bu konuda bazı ana noktalar:

  1. Yasa Değişikliğinin Önemi: Funiciello, yasa değişikliğini cinsel şiddeti azaltmak için büyük bir adım olarak değerlendiriyor. Ancak yeterli olmadığını ve cinsiyete dayalı şiddetin sona ermesi için ek önlemler alınması gerektiğini belirtiyor.
  2. Eylem Gerekliliği: Yasanın geçmesinin önemli olduğunu kabul ederken, yasanın uygulanmasını ve etkinliğini yakından takip etmeyi planlıyor. Gerçek değişimin yalnızca yasalarla değil, toplumsal eylem ve değişimlerle mümkün olacağını vurguluyor.
  3. Toplumsal Sorunlar ve Çözümler: Kadına yönelik şiddetin köklerinin toplumsal eşitsizliklerde ve sistemik yapıların olduğunu belirtiyor. Bu nedenle, kadınların ekonomik bağımsızlığının sağlanması, eğitim ve destek hizmetlerinin geliştirilmesi gibi geniş kapsamlı çözümlerin gerekliliğine dikkat çekiyor.
  4. Yabancı Düşmanlığı ve Gerçek Sorunlar: Göçmenlerin suçla ilişkilendirilmesinin yanlış olduğunu ve gerçek sorunun erkek şiddeti olduğunu vurguluyor. Bu tür genellemelerin ve suçlamaların asıl sorunun çözümüne katkı sağlamayacağını dile getiriyor.
  5. Gelecek Adımlar: Funiciello, yeni yasa ile elde edilen kazanımların korunması ve daha ileri adımların atılması gerektiğini savunuyor. Özellikle kadınların güvenliğini sağlamak için daha fazla politika ve toplumsal değişim gerektiğini vurguluyor.

Sonuç olarak, Funiciello’nun görüşleri, cinsel suçlarla mücadelede yasal değişikliklerin önemini ancak bunun yeterli olmadığını ve toplumsal düzeyde köklü değişikliklerin gerekliliğini vurgulayan kapsamlı bir yaklaşımı yansıtıyor.

Haberin Devamını Oku

İsviçre

Almanlar İsviçrelilerle Alay Ediyor: ”İsviçreliler Para Biriktirmek İçin Bile Yurtdışına Tatile Gidiyor”

yazar

Yayınlayan

on

By

İsviçre’de Tatil: Yüksek Maliyetler ve Alternatifler

Almanlar alay ediyor: “İsviçreliler tatil için para biriktiriyor.” Ülkenin yüksek yaşam maliyetleri ve pahallığın çok fahiş olduğunu, yurtdışına tatile gidenlerin bu süre zarfında tasarruf edebildiklerini ima ediyorlar. Ancak gerçekten durum bu kadar kötü mü? İsviçre’deki turizm uzmanları, durumun gerçekte ne kadar zor olduğunu ve yaşam maliyetlerinin tatil maliyetlerini nasıl etkilediğini değerlendiriyorlar.

Her yıl binlerce turist, Zermatt’taki Gornergrat’a trenle çıkarak veya Jungfraujoch’un zirvesine tırmanarak İsviçre’nin çarpıcı doğa güzelliklerini keşfetmeye geliyor. Ancak bu keyifli deneyimler, turistlerin cüzdanlarına da oldukça yük getiriyor. Buraya tatile gelener gerçekten sadece maddi durumu çok iyi olan kişiler mi?

İsviçre’de tatil yapmanın pahalı bir zevk olduğu geniş çapta bilinmekter. İstatistikler, İsviçre’deki otel ve restoran fiyatlarının, Almanya gibi komşu ülkelere göre önemli ölçüde daha yüksek olduğunu ortaya koyuyor. Bu durum, Almanya merkezli bir araştırma ağı olan Funk’un dikkat çeken başlığıyla da teyit ediliyor: “İsviçre’de bir kez tatil yapmak, tüm birikimizini yok edebilir”

Turistlerin ve yerel halkın yorumları da bu gerçeği destekliyor. Sosyal medyada yapılan yorumlarda, “İsviçre’de her şeyin pahalı olduğu” ve “İsviçre’lilerin tatil yapmak için ve para biriktirebilmek için İsviçreden ayrılıp tatile gittikleri” ifadelerine sıkça rastlanıyor. Bir yorumda ‘isviçre’de 1 Frank bile 2 Frank’ diyor.

İsviçre’deki yüksek maliyetlerin arkasındaki sebepler üzerine konuşan turizm uzmanları, ülkenin genel yaşam maliyetlerinin yüksek olmasını ve bu durumun otel ve restoran fiyatlarına doğrudan yansıdığını belirtiyorlar. Ayrıca, turistik bölgelerdeki yoğun talebin, bazı noktalarda fiyatların daha da artmasına neden olduğunu vurguluyorlar.

Ancak, maliyetlerin tamamen yüksek olmadığını savunanlar da var. Örneğin, İsviçre’deki gençlik yurtları ve uygun fiyatlı tatil evleri gibi seçenekler, bütçe dostu tatil planlayanlar için çekici alternatifler sunuyor.

Turizm uzmanları, tatil maliyetlerinin kişisel tercihlere, konaklama türüne, seyahat zamanlamasına ve aktivitelerin seçimine bağlı olarak büyük ölçüde değişebileceğini ve bu nedenle fiyat karşılaştırmalarının dikkatle yapılması gerektiğini vurguluyorlar.

Sonuç olarak, İsviçre’nin eşsiz doğal güzellikleri ve zengin kültürel mirasıyla çekici bir tatil destinasyonu olduğu tartışılmaz. Ancak tatil yapmayı planlarken bütçe yapmanın ve maliyetleri dikkatle değerlendirmenin önemini unutmamak gerekiyor. İsviçre’de her bütçeye uygun seçenekler bulunmasına rağmen, maliyetlerin genel olarak yüksek olduğu gerçeği tatilcilere her zaman bir plan yapma çağrısı yapıyor.

#schweiz #suisse #svizzera #almanya #deutschland #switzerland #haber #tatil #urlaub #travel #swiss #alpen #

Haberin Devamını Oku

Trendler