Sosyal Medya

Dünya

Dünya Otel Devleri: Türkiye Temsilcileri, Büyük Oyuncular ve Miras

yazar

Yayınlayan

on

İstanbul dahil olmak üzere, dünyanın en önemli metropol ve şehirlerinde hizmet veren öncü otel zincirlerini keşfedin. Bu zincirler, risk almak istemeyen tatilciler, iş seyahatinde olanlar ve kaliteli hizmet arayanlar için ideal seçenekler sunuyor.

Dünya genelinde hizmet veren öncü otel zincirlerini keşfetmek için dünya turuna çıkıyoruz. Tatilciler, iş seyahatinde olanlar ve kaliteli hizmet arayanlar için ideal seçenekler sunan bu zincirler arasında öne çıkanlar Four Seasons, Hilton, Marriott, Wyndham, ve daha birçok tanıdık marka bulunuyor. Bu dev otel zincirleri, turistlerin ilgisini çekiyor ve her biri kendi benzersiz konsepti ile öne çıkıyor.

Pandemi öncesine kıyasla dünya turizmi büyük ölçüde toparlandı ve tatil sezonu başladı. Turistler, konaklama sektörü uzmanlarının dünya genelindeki en büyük otel zincirlerini değerlendirerek tatilleri için en iyi seçenekleri araştırıyor. Unutmayın ki bu otel zincirleri, dünya genelinde geniş bir yelpazede hizmet veriyor ve her biri kendi benzersiz konsept ve hizmet anlayışıyla öne çıkıyor.

Dünya genelindeki otel sektörü, devasa zincirlerin rekabeti ve benzersiz destinasyonların çekiciliği ile tatilcilerin ilgisini çekmeye devam ediyor. İşte dünyanın en büyük otel zincirleri ve ilginç bir aile mirası hikayesi

1) Four Seasons Hotel

Romantik tasarıma sahip Four Seasons, dünya genelinde 54 ülkede faaliyet gösteriyor. İstanbul’da Ortaköy ve Sultanahmet’teki tesisleri ile lüks ve konforu bir araya getiriyor.

2) Hilton Hotel

Turizm sektörünün klasiklerinden Hilton Worldwide, 1919’da kuruldu. Türkiye genelinde 50’den fazla Hilton Hotel ile konforlu konaklamalar sunuyor.

3) Marriott Hotel

Marriott International, Amerika merkezli bir turizm markasıdır. 127 ülkede 29 tesisi ile dünyanın en büyük otel zincirlerinden biridir.

4) Wyndham Hotel

New Jersey merkezli Wyndham Hotel Group, 75 ülkede 21 farklı marka ile hizmet veriyor. Türkiye’de de 20 tesisi bulunmaktadır.

5) Intercontinental Hotels

Intercontinental Hotels Group, 100’den fazla ülkede 5000’den fazla oteli ile dikkat çeken bir İngiliz markasıdır. Türkiye’de 8 farklı şehirde otelleri bulunmaktadır.

6) Choice Hotels

Amerika merkezli Choice Hotels International, turizm sektöründeki etkinliklerine 1990 yılında başladı. Türkiye’de 11 oteli ile hizmet vermektedir.

7) Hyatt Hotels

1957’de Chicago’da kurulan Hyatt, dünya genelinde 14 ülkede faaliyet gösteriyor. Türkiye’de ise öne çıkan otelleri arasında Hyatt Regency ve Grand Hyatt bulunmaktadır.

8) Holiday Inn Hotels

Intercontinental Group’un bir markası olan Holiday Inn, 51 ülkede 17 oteli ile konuklarına hizmet sunmaktadır.

9) Hampton by Hilton

Hilton tarafından satın alındıktan sonra adını Hampton by Hilton olarak değiştiren marka, 91 ülkede 170 tesise sahiptir. Türkiye’de 11 oteli bulunmaktadır.

10) Shangri La Hotels

Hong Kong merkezli Shangri La Hotels, lüks kategoride faaliyet gösteren ve “7 yıldızlı” olarak bilinen otelleri ile tanınır. Türkiye’de tek bir tesisi, İstanbul Beşiktaş’ta bulunmaktadır.

11) Double Tree by Hilton

Hilton’un markalarından biri olan Double Tree, dünya genelinde 6000’den fazla tesise sahiptir. Türkiye’de 24 oteli ile hizmet vermektedir.

12) Mercure Hotel

Fransız Accor Group’un bir markası olan Mercure Hotels, 100’den fazla ülkede faaliyet gösteriyor. Türkiye’de 10 farklı şehirde 10 oteli bulunmaktadır.

13) Crowne Plaza Hotel

Intercontinental Hotels Group’un bir markası olan Crowne Plaza, iş seyahatleri ve kongreler için özel tasarlanmış otelleri ile öne çıkar. Türkiye’de 8 oteli bulunmaktadır.

14) Sheraton Hotel

Marriott Hotel grubunun ünlü markalarından biri olan Sheraton, dünya genelinde 471 oteli ile dikkat çeker. Türkiye’de 10 oteli bulunmaktadır.

15) Ramada Hotel

Wyndham Hotels’in bir markası olan Ramada, dünya genelinde 60’tan fazla ülkede faaliyet göstermektedir. Türkiye’de 63 oteli ile hizmet vermektedir.

16) İbis Hotel

Fransız Accor Group’un orta ölçekli fiyatlarla kaliteli hizmet sunmayı amaçlayan markası İbis, dünya genelinde 2487 oteli ile bilinir. Türkiye’de 15 oteli bulunmaktadır.

17) Novotel

Yine Accor Group’un bir markası olan Novotel, orta düzey fiyat/kalite performansı sunan bir otel zinciridir. Türkiye’de 7 oteli bulunmaktadır.

18) Ritz Carlton Hotel

Marriott International’ın yan kuruluşu olan Ritz Carlton, lüks konaklamaları ile tanınır. Türkiye’de tek bir tesisi, İstanbul Süzer Plaza’da bulunmaktadır.

19) St. Regis

New York’ta 1904 yılında faaliyete geçen St. Regis, Marriott International tarafından 2016 yılında satın alındı. Türkiye’de Nişantaşı’nda bir tesise sahiptir.

20) W Hotel

Dünya çapında tanınan W Hotel, Marriott tarafından satın alınan Starwood şirketinin markasıdır. Türkiye’de Beşiktaş Akaretler’de hizmet vermektedir.

Pandemi öncesine kıyasla dünya turizmi büyük ölçüde toparlandı ve tatil sezonu başladı. Turistler, konaklama sektörü uzmanlarının dünya genelindeki en büyük otel zincirlerini değerlendirerek tatilleri için en iyi seçenekleri araştırıyor. Unutmayın ki bu otel zincirleri, dünya genelinde geniş bir yelpazede hizmet veriyor ve her biri kendi benzersiz konsept ve hizmet anlayışıyla öne çıkıyor.

Dünya Turizmi ve Oteller: Büyük Oyuncular ve Aile Mirası

Dünya genelindeki otel sektörü, devasa zincirlerin rekabeti ve benzersiz destinasyonların çekiciliği ile tatilcilerin ilgisini çekmeye devam ediyor. İşte dünyanın en büyük otel zincirleri ve ilginç bir aile mirası hikayesi:

Dünyanın En Büyük Otel Zincirleri

Otel sayısına göre sıralanan dünyanın en büyük otel zincirleri, genellikle ABD merkezli şirketlere ait. Başı çekenler arasında Wyndham Hotels & Resorts bulunuyor. Grubun 9,300 oteliyle dünya genelinde geniş bir varlığı var. Wyndham’ın portföyü, farklı seviyelerdeki 24 markayı içeriyor; bunlar arasında Baymont, Days Inn, Howard Johnson, La Quinta, Super 8 ve Travelodge öne çıkıyor. Rusya’da ise en ünlü otel markası Ramada olarak biliniyor.

Dünya genelindeki diğer büyük otel zincirleri ise şu şekilde sıralanıyor:

  1. Marriott International: 7,795 otel
  2. Choice Hotels International: 7,139 otel
  3. Hilton Hotels & Resorts: 6,777 otel
  4. InterContinental Hotels Group: 6,032 otel
  5. Fransız Accor Hotels: 5,298 otel (Dünya genelinde 6. sırada ve ABD dışındaki en büyük otel zinciri)
  6. Best Western Hotels & Resorts: 3,963 otel
  7. Aimbridge Hospitality: 1,517 otel
  8. GG Hospitality ve 1.409 otel
  9. Hyatt Otelleri: 1,162 otel

Oda Sayısına Göre Liderler

Oda sayısında lider olan Marriott International, 1.446.600 oda ile sektördeki zirvesini koruyor. İkinci sırada Hilton, 1.065.413 oda ile yer alırken, InterContinental ve Wyndham da sırasıyla 3. ve 4. sıralarda bulunuyor. Accor Hotels ve Choice Hotels ise oda sayısında ilk sıralarda yer alarak büyük bir konaklama kapasitesine sahip.

Dünya Genelindeki Varlık

Wyndham, dünya genelinde 153 ülkede varlık göstererek coğrafi olarak en yaygın otel zinciri olarak öne çıkıyor. Öne çıkan diğer küresel markalar arasında Marriott (139 ülke), Hilton (122 ülke), Accor (110 ülke) ve InterContinental (100’den az ülke) bulunuyor.

Aile Mirası: Hilton Otelleri

Bu büyük otel zincirleri arasında öne çıkan Hilton Otelleri, aile işletmesi olarak dikkat çekiyor. Conrad Hilton tarafından kurulan bu zincir, Paris Hilton ve Nicky Hilton gibi ünlü isimlerle özdeşleştirilse de, ailenin serveti doğrudan onlara ait değil. Conrad Hilton’un torunları olan Paris ve Nicky Hilton, aile mirasıyla ilişkilidirler, ancak otel zincirinin sahipliği aile şirketi olarak devam etmektedir. Hilton ailesinin tahmini serveti yaklaşık 2.3 milyar dolar olarak bilinmektedir.

Dünya genelindeki seyahat kısıtlamalarının hafiflemesi, turistlerin tercihleri ve otel rezervasyonlarında artışa neden olmaktadır. Bu büyük otel zincirleri ve aile mirası, konforlu ve unutulmaz tatil deneyimleri sunmaya devam ediyor. Tatilcilere, dünyanın dört bir yanındaki bu otel zincirlerinin ve destinasyonların sunduğu fırsatları değerlendirme şansı sunuluyor.

Nicky Hilton ve James Rothschild: Birleşen İki Güçlü Aile

Büyük otel zinciri Hilton’un varislerinden olan Nicky Hilton, finans dünyasının ünlü ailelerinden biri olan Rothschild ailesinin gençlerinden James Rothschild ile hayatını birleştirdi. Bu güçlü birleşim, hem aile mirasını hem de finansal gücü bir araya getiriyor.

İsrail’in sol eğilimli gazetesi Haaretz, düğün töreni masraflarının pek sorun olmayacağını espriyle belirtti.

Hilton ve Rothschild çifti, damadın Yahudi olmasıyla dikkat çekerek, Yahudi damatlığını devralan ünlü çiftler arasına katıldı.

Bu birleşim, dünya genelinde ünlü çiftlerin ortaklıklarına bir örnek teşkil ediyor. Lauren Bush ve Ralph Lauren, Chelsea Clinton ve Marc Mezvinsky, Ashley Biden ve Howard Krein gibi çiftler, benzer bir çeşitliliği temsil ediyor.

Londra’daki Kensington Palace’ta gerçekleşen düğünde, gelin Hilton’un gelinliği dindar Yahudilerin standartlarına uygun olsa da, sunulan ıstakozlar için aynı şeyi söylemek zor olabilir. Bu muazzam birleşim, sadece ailelerin birleşimi değil, aynı zamanda farklı kültürlerin ve zenginliklerin bir araya gelmesinin bir yansımasıdır.

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

LÜBNAN’DAN TÜRKİYE’YE KAÇIŞ: YÜZLERCE KİŞİ FERİBOTLA ÜLKEYİ TERK EDİYOR

yazar

Yayınlayan

on

By

Lübnan’da devam eden çatışmalar nedeniyle yüzlerce kişi Türkiye’ye kaçtı, aralarında Alman vatandaşları da var.

İsrail ile Hizbullah arasındaki çatışmaların şiddetlenmesiyle birlikte, yüzlerce insan Lübnan’dan Türkiye’ye feribotla kaçtı. Türk devlet kanalı TRT’nin haberine göre, bu kaçış güzergahını kullananlar arasında Alman vatandaşları da bulunuyor. Bir feribot, Lübnan’dan Mersin limanına kadar yolculuk yaptı ve burada Lübnanlı, Türk ve Alman vatandaşlarını Türkiye’ye ulaştırdı.

Şu ana kadar bu rota ile 700’den fazla kişi Türkiye’ye geçti. Ancak bu feribot seferleri, resmi bir tahliye operasyonu kapsamında yapılmıyor. Türk hükümetinin tahliye operasyonlarını başlatmadığı ancak hazırlıkların tamamlandığı bildiriliyor. TRT, Savunma Bakanlığı kaynaklarına dayandırdığı haberinde, Lübnan’da yaşayan yaklaşık 14 bin Türk vatandaşının tahliyesi için hazırlıkların sürdüğünü belirtti.

#Lübnan #Türkiye #Tahliye #Mersin #TRT #haber #sondakika

Haberin Devamını Oku

Dünya

LÜKS YATLARLA LÜBNAN’DAN KAÇIŞ: ZENGİNLERİN GÖZDE ROTASI KIBRIS

yazar

Yayınlayan

on

By

Beyrut, 02.10.2024 –İsrail’in Beyrut’un güneyine yönelik hava saldırılarının ardından başlattığı kara harekâtı, Lübnan’dan kaçışları hızlandırdı. Varlıklı Lübnanlılar, komşu Suriye’ye kara yoluyla kaçan yoksul halkın aksine, lüks yatlarla Kıbrıs ve diğer yakın ülkelere ulaşmaya çalışıyor. Ülkede süregelen karışıklık ve saldırılar, yeni bir sığınmacı dalgasının oluşabileceği endişesini artırıyor. Bu yeni göç dalgasının yönelimi Suriye, Türkiye ve diğer komşu ülkeler olacak gibi görünüyor.

Son günlerde Kıbrıs’ın Agia Napa ve Larnaka yat limanlarına Lübnan’dan gelen lüks teknelerin sayısı arttı. Kıbrıs devlet haber ajansı CNA ve RIK radyosunun verdiği bilgilere göre, bu yatlar çoğunlukla varlıklı Lübnanlıları taşıyor. Birkaç saat süren bu yolculuklar için kaptanlar, kişi başına 2500 Amerikan doları talep ediyor.

DİPLOMATLAR DA KAÇIYOR

True North Yachting firmasının Beyrutlu kaptanı Ali Nehme, filosundaki 20 ila 35 metre uzunluğundaki yatlarla müşterilerine güvenli bir kaçış imkânı sunuyor. Nehme’nin müşterileri arasında bazı diplomatlar ve elçilik çalışanları da bulunuyor. Bu kişiler, yüksek ücretler karşılığında bir aylık garantili geçiş sözleşmeleri yaparak, Lübnan’daki kriz anında kaçışlarını güvence altına alıyorlar.

Kıbrıs’ın güneydoğusundaki Agia Napa limanı, Lübnan’dan deniz yoluyla kaçanların en çok tercih ettiği nokta olarak öne çıkıyor. Beyrut’tan hava şartlarına bağlı olarak beş ila altı saat süren bu yolculukla, son günlerde yaklaşık 30 yatın Agia Napa’ya ulaştığı bildiriliyor.

UÇUŞLAR İPTAL EDİLDİ, YATLAR DOLDU

Beyrut’tan yapılan birçok uçuşun iptal edilmesi veya tamamen dolu olması, yat kaptanlarının fiyatları artırmasına yol açtı. Lüks yat sahipleri, bu krizden ciddi bir kazanç sağlarken, özellikle kaçış için bu denli yüksek meblağları ödeyebilen kesim, Lübnan’dan ayrılmanın yollarını arıyor.

LübnanKrizi #BeyrutKaçış #SığınmacıDalgası #İsrailLübnan #KıbrısRotası #İsrail #İLübnan #savaş #Türkiye #asyl #sığınma

Haberin Devamını Oku

Dünya

AVRUPA SIĞINMA POLİTİKALARINI SIKILAŞTIRIYOR

yazar

Yayınlayan

on

By

Sığınma politikasında kıtanın dört bir yanında önemli gelişmeler yaşanıyor. İsviçre’nin başkenti Bern’de bulunan Federal Saray’ın üzerinde kara bulutlar toplanmış durumda. Ulusal Konsey’deki olağanüstü oturum, SvP (İsviçre Halk Partisi) tarafından düzenleniyor ve bu oturumun yalnızca bir “Chropfleerete” (şuursuz bir tartışma) ile sınırlı kalmayacağı kesin. Daha geniş kapsamlı reformlar ve sıkılaşan önlemler gündeme gelecek.

Avrupa genelinde artan göç dalgası, birçok ülkenin sığınmacılarla ilgili politikalarını yeniden gözden geçirmesine ve daha sert önlemler almasına neden oluyor.

Diğer Avrupa ülkeleri de benzer adımlar atıyor. Özellikle Almanya, İngiltere, Danimarka ve İtalya, asıl politikalarında radikal değişikliklere giderken, İspanya farklı bir yol izleyerek göçmenler için yasal geçiş yolları açmayı tercih ediyor. Bu kapsamlı haber, Avrupa’nın dört bir yanındaki değişimleri ve hükümetlerin sığınmacı politikalarındaki sertleşmeyi detaylandırıyor.

Yüksek Sığınmacı Sayıları ve İlgili Talepler

Mültecilerden Sorumlu Bakan Beat Jans, artan asyl sayılarına dair baskı altında. Bu durum, daha önce diğer partiler tarafından fazla radikal bulunan taleplerin artık meşruiyet kazanabileceği anlamına geliyor. Bu değişim, İsviçre’nin Avrupa’daki genel asyl politikasındaki dalgalanmalara katıldığını göstermekte.

Avrupa’da Gelişen Olaylar

Birleşik Krallık: Kontrol Kaybı

Patrik Wülser’ın raporuna göre, Birleşik Krallık’ta asyl politikaları, geçen yıllarda birçok denemeye rağmen başarısızlıkla sonuçlandı. Yeni Başbakan Keir Starmer, selefi Rishi Sunak’ın Ruanda projesini iptal ederek yeni bir yön arayışına girdi. Ancak “Take back control” (kontrolü geri almak) sloganı, Brexit sonrası daha çok bir kontrol kaybına dönüştü. İstatistikler, göçmen sayısının azalmak yerine arttığını gösteriyor.

Danimarka: Sıkı Politika Modeli

Danimarka, asyl politikasında kararlı bir tutum sergiliyor ve bu politika, siyasi yelpazenin büyük bir kesiminden destek görüyor. Aile birleşiminde kısıtlamalar, tartışmalı geri gönderim merkezleri ve Dublin sistemi üzerine baskılar, Danimarka’nın sıkı politikalarının bir parçası. Sosyal Demokratlar, daha az göç ile entegrasyonun mümkün olduğunu düşünüyor ve bu bağlamda diğer Avrupa ülkelerine de örnek olmayı hedefliyor.

Almanya: Sağdan Gelen Baskı

Almanya, SPD tarafından yönetilen hükümetin, sınır kontrollerini artırarak ve asyl sürecini hızlandırarak uygulamaya koyduğu yenilikler ile zorlu bir dönemden geçiyor. Hükümet, radikal sağ görüşlerin etkisi altında kalıyor ve bu durum, toplumda geniş bir endişe yaratıyor. Sağcı AfD partisi, asyl politikalarında baskın bir ses haline geldi ve hükümetin aldığı önlemleri etkiliyor.

İspanya: Alternatif Bir Yol

İspanya, Meksika’dan gelen göçmenlerle ilgili farklı bir yol izliyor. Başbakan Pedro Sánchez, yasadışı göçü önlemek için meşru yolları destekliyor. Özellikle Batı Afrika ile yapılan anlaşmalar, bu politikaların temelini oluşturuyor. Ancak Sánchez de sınırların tamamen açılmasına karşı.

Avrupa Birliği: Sıkı Yönetim

Avrupa genelinde asyl politikalarında sıkı yönetim uygulamaları artmakta. Avrupa Birliği, asyl süreçlerini hızlandırmak ve dış sınırlara kaydırmak amacıyla yeni reformları devreye aldı. Ancak bu reformların etkileri, 2026 yılına kadar netleşmeyecek.

İtalya: Tunus ile Başarı

İtalya, göçmen sayısını önemli ölçüde düşürdü ve bunun sebebi, Tunus ile yapılan anlaşmalar olarak öne çıkıyor. Başbakan Giorgia Meloni, göçmenleri dışlamak için iki farklı kamp kurmayı planlıyor. Ancak bu uygulamaların gerçekliği konusunda endişeler var.

İsviçre’deki Sığınmacı Başvuruları (2023)

ÜlkeBaşvuru Sayısı
Almanya329.035
İspanya160.460
Fransa145.095
İsviçre26.820

İngiltere: “Kontrolü Geri Al” Politikasının Çöküşü

Patrik Wülser raporunda, İngiltere’nin son yıllarda göç politikasında başarısız olduğuna dikkat çekiyor. Eski Başbakan Rishi Sunak döneminde, göçmenlerin Ruanda‘ya sınır dışı edilmesi gibi öneriler gündeme gelmişti. Ancak bu projeler, yeni Başbakan Keir Starmer tarafından iptal edildi. Starmer, düzensiz göç sorununu farklı bir yaklaşımla çözmek istiyor. İngiltere’nin Brexit sonrası “kontrolü geri alma” sloganıyla başlayan sürecin tam tersine, göçmen sayısının artmasıyla sonuçlandığı görülüyor.

İngiltere’nin Başarısızlıkları

ÖneriSonuç
Ruanda’ya Sınır Dışı Projesiİptal Edildi
Eski Petrol Platformlarına GöndermeBaşarısız Oldu
Düzensiz Göçle Mücadele StratejileriEtkisiz Kaldı

Danimarka: Sert Politikalar Avrupa’ya Model Oluyor

Karina Rierola’nın aktardığına göre, Danimarka, göçmen politikalarında sert bir çizgi izliyor. Bu yaklaşım, ülkede geniş bir siyasi ve toplumsal destek buluyor. Danimarka, Ruanda ile asıl merkezleri açma planından vazgeçse de, geri gönderme merkezleri ve sıkı Dublin Sistemi uygulamalarıyla dikkat çekiyor. Ülkede, sosyal refah devletini koruma amacıyla göçün azaltılması gerektiği görüşü hakim.

Grafik 2: Danimarka’da Göçmen Sayılarındaki Düşüş (2015-2023)

YılSığınma Başvuru Sayısı
201521.000
20232.355

Almanya: Sığınma Politikaları Üzerinde Sağcı Baskı

Almanya’da göç politikaları giderek daha sertleşiyor. Simone Fatzer’ın haberine göre, Almanya, Afganistan‘a zorunlu geri göndermeler ve sınır kontrolleri gibi adımlar atıyor. Bu durum, AfD (Almanya için Alternatif Partisi)’nin sağcı söylemleriyle şekillenen bir yarışa dönüşüyor. SPD hükümeti, aşırı sağcı baskı altında, asıl başvuru süreçlerini hızlandırma ve göçü engelleme politikalarını uygulamaya koyuyor.

İspanya: Yasal Göç Yolu

İspanya, diğer Avrupa ülkelerinin aksine, göçmenleri tamamen engellemek yerine yasal geçiş yolları oluşturmayı tercih ediyor. Başbakan Pedro Sánchez, Afrika ile yaptığı anlaşmalarla hem düzensiz göçü azaltmayı hem de İspanya’nın iş gücü ihtiyacını karşılamayı hedefliyor.

2023 Sığınma Başvuruları – İspanya’nın Yeri

ÜlkeBaşvuru Sayısı
Almanya329.035
İspanya160.460
Fransa145.095
İtalya130.565

AB Genelinde Sertleşme Eğilimleri

Andreas Reich‘ın raporuna göre, AB, yeni asıl reformuyla başvuruları sınır bölgelerinde hızlandırmayı hedefliyor. Ancak bu reform, yalnızca 2026’dan itibaren uygulanacak. Yeni düzenlemeler, başvurusu reddedilen kişilerin geri gönderilmesi konusundaki zorlukları çözmüyor. İtalya, bu süreçte Tunus ile yaptığı anlaşmalar sayesinde göçmen sayısını yarıya indirdi.

Tunus’un Rolü: İtalya’ya Yardımcı mı, İnsan Hakları İhlalcisi mi?

AnlaşmaSonuç
Tunus ile Geri Gönderme AnlaşmasıGöçmen sayısında %50 azalma, ancak ihlaller
İnsan Hakları SorunlarıGöçmenlere kötü muamele iddiaları

Avrupa’da Sığınma Politikasında Değişim

Avrupa genelinde, göç politikaları hızla değişiyor. Her ülke kendi ihtiyaçları doğrultusunda sert veya daha esnek stratejiler geliştiriyor. İsviçre de bu sürecin bir parçası olarak, Ulusal Meclis’te bu politikaların yeniden tartışılacağı önemli bir döneme giriyor.

Özet Tablo: AB’de Asıl Başvuru Sayıları (2023)

ÜlkeSığınma Başvuru Sayısı
Almanya329.035
İspanya160.460
Fransa145.095
İsviçre26.820


#Göç #Sığınmacılar #Avrupa #Almanya #Türkiye #Suriye #sığınma #asyl #migration #migranten #avrupa #europa #deutschland #österreich #norwegen #norveç #schweiz #isviçre #svizzera #switzerland #svizra #göçmenler #sığınmacıkampları #isviçreninsesi #isviçredetürkler

Haberin Devamını Oku
Reklam

Trendler