Köşe Yazıları
Her şeyden Önce İnsan Olabilmek

Siyasetçileri genelde çok popüler olmadıkça tanımayız, aklımızda isimleri kalmaz değil mi? En azından yaşadığımız yer dışındaki belediye başkanlarını veya milletvekillerini pek bilmeyiz. Siyaset dünyası da kendi çapında bir paralel yaşam gibi. Çoğu politikacı halktan uzak siyaset yapmaya çalışıyor.Böyle olunca insanlara manevi açıdan ulaşmaları da mümkün olmuyor. Oy vermeye her gidişimde acaba oyum boşa mı gidecek diye düşünmeden edemiyorum.
Ancak bazıları da var ki, kişilikleri, davranışları ve yaşam şekilleri ile halkın kalbinde yer ediyorlar. İyi ki seçmişiz, bizim için çalışıyor, bize yakın bir insan, insanlara tepeden bakmıyor dedirtiyorlar.
Geçenlerde çok üzücü bir kaza ile Manisa Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek yaşama veda etti. Kazada ihmal da var ne yazık ki. Kaza ve hastaneye yatırıldığı haberi duyulur duyulmaz insanlar hastane önüne akın etti. Maalesef 3 günlük yaşam mücadelesini kazanamadı ve genç yaşta hayata veda etti.
Doğrusunu söylemem gerekirse kendisini tanımıyordum. Televizyonda kaza haberini izledikten sonra durumunu öğrenmek için takip etmeye başladım. Bu süreçte gözlemlediğim insanların sevgi seli beni çok şaşırttı ve düşündürdü. Kısa süre belediye başkanlığı yapmış biri halkın gönlünde nasıl bu kadar büyük bir yer edinmişti? Ölüye saygısı olmayan birkaç terbiyesiz dışında herkes insanlığını, iyi kalbini övüyordu. Dinamik, çalışkan bir başkan olduğunu söylüyorlardı. Evet kendisi Manisalıydı ve oradaki insanlara yabancı değildi, ama pek çok siyasetçi de doğduğu yerlerde görev yapmıyor mu?
Derken acı bir haber geldi ve umutlar söndü. Cenazesinde ve anma töreninde insanlar sel olup aktı. Pek çok kişi gözyaşlarına hakim olamıyordu. Ne yalan söyleyeyim eşinin konuşması sırasında ben de kendimi tutamayıp ağladım. Hiç tanımadığınız bir insan için bile üzülebiliyorsunuz. İnsanın iyi kalbi ülkeleri, sınırları aşıp sizi de etkisi altına alabiliyor.
Demek ki olabiliyormuş, dedim. İnsan olunca, doğru yaşayıp dürüst siyaset yapınca bu kadar sevilebiliyormuş. Bu veya şu parti olayı da değildi. Ferdi Zeyrek insanları siyaset üstü bir alanda birleştirdi gidişi ile. Sihirli bir formül yok aslında. İçten olmak, insanların hayatına dokunabilmek, dürüst ve iyi insan olmak yetiyor. Bu çok mu zor? Makamdı, paraydı bu hırslar insanlar tarafından sevilmekten daha mı önemli?
Gencecik bir insan bize bunun mümkün olduğunu, böyle de siyasetçilerin var olabileceğini gösterdi. Keşke bunu böyle kötü bir kazada görmeseydik. Ama yaşarken kendini sevdiren, iyiliği ile çok sayıda insana faydalı olan bu genç adam, ölümü ile bile bir sembol olmayı başardı.
Ailesine ve sevenlerine sabır ve başsağlığı diliyorum. Dilerim ki ülkemiz daha pek çok Ferdi Zeyrekler görür. Herkese örnek olması dileğiyle…
Köşe Yazıları
MERDİVENLERİN HAFIZASI: HAYATIN BASAMAKLARI

Geçtiğimiz hafta sonu sınav telaşındaydım. Sınav zamanlarında kaygı seviyemden çok duygusallığım zirve yapabiliyor. :))
40’lı yaşlarda tekrar üniversite kampüsünde öğrenci olmak, duygusallıkla birlikte insana farkındalık da katıyor.
Uzatmayayım. :)) Ben iç dünyamla cebelleşirken, göz göze geldiğim bir merdiven beni Ahmet Haşim’in şu dizelerine götürdü:
“Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak…”
Görüntüsü minik ama bendeki etkisi oldukça büyük olan, şirince bir merdivenle sizlerleyim bu hafta.
Bana hayatı anımsatan, yeşillerin içinde bir merdiven… Tüm hislerimin sessiz şahidi gibi.
Her yerde karşıma çıkmalarına rağmen çok da üzerinde düşünmediğim hayat yolculuğunun bir simgesi.
Çocukluğumuzda sevinçle çıktığımız ya da indiğimiz oyun arkadaşımız.
Bazen basamaklardan atlarken dengeyi sağlayamayarak düştüğümüz anlar…
Canımız yanmasına rağmen hiçbir şey olmamış gibi ayağa kalkıp, gülüp geçtiğimiz zamanlar…
Her biri, büyümeyi ve öğrenmeyi deneyimlemekti.
Gençliğimizde ise daha hızlı, hırslı ve iddialı çıktığımız basamaklar…
Yorgunluk nedir bilmediğimiz, hedefe odaklandığımız zamanlar.
Belki tutkulu bir aşka tutunarak çıktık, belki kariyerimize…
Tabii arada düşüşler olsa da bu kez acıyı göz ardı edip daha hızlı ayağa kalktığımız yıllardı o yıllar.
Ve en son: olgunluk basamakları.
Artık tane tane, daha dikkatli; gençlikteki heyecan olmadan ama daha içselleştirerek çıktığımız…
Arada durup soluklanma ihtiyacı hissettiğimiz, soluklanırken kazandıklarımızı, kaybettiklerimizi, pişmanlıklarımızı gözden geçirdiğimiz basamaklar.
Belki de çıkmaktan vazgeçip inişe geçtiğimiz; ama bu inişin bir vazgeçiş değil, yeni bir başlangıca hazırlık olduğunu bildiğimiz anlar…
Daha iyisine, daha güzeline…
Merdivenler yaşamın ta kendisi…
Hatta biziz her bir basamağı: duygularımız, yaşadıklarımız, anılarımız…
Hayat merdiveninde güzel hikâyeler biriktirebilmek dileğiyle…

Köşe Yazıları
EN POPÜLER MODA AKIMLARI

31.05.2025
MODA AKIMLARININ YARATTIĞI EN POPÜLER TARZLAR
Moda kavramı; tarihler boyunca insanların giyinme ihtiyacının ötesine çıkarak; yaşam koşullarına, dönemsel olaylara, endüstriyel ve ekonomik gelişimlerine, doğa ve doğa üstü koşullara ve onları etkileyen her doneden etkilenerek farklı giyimlerin ve giyim tarzlarının ortaya çıkmasına sebep olmuştur.
Günümüze geldiğimizde ise popüler kültürün, hızlı tüketimin, güncel yaşamsal olayların, siyasi, ekonomi ve coğrafi koşulların, teknolojinin gelişmesiyle birlikte, en çok etkileyen faktörlerden olan dijital-sanal dünyanın ve tabiki sosyal medyanın etkisiyle hızla değişkenlik gösteren “moda” kavramının güncel değişkenliğe indirgendiği bir dönemi yaşamaktayız. Buna göre de hızla değişen trendlere, hızla değişen tarzlar eklenmeye devam ediyor.
Z kuşağının Y kuşağının hatta bütün kuşakların giyim tarzlarının iç içe girdiğini de söylemeliyiz.
Siz moda akıllarından hangisini benimsiyorsunuz? Yada farkından olmadan hangi moda akımı sizin tarzınız olmuş? Şimdi anlatmaya başlayalım…
SESSİZ LÜKS (QUIET LUXURY)

Son iki yıldır özellikle en öne çıkan trendlerden biri olan “Sessiz Lüks”; sadelikten gelen şıklığın, zarafetin, asil görünmenin tonlarının olduğu ve asla kocaman bir lüks markanın logosuna ihtiyaç duyulmayan, zengin görünmenin aslında tamda bu minimalist ve çabasız şıklıktan geçmesinin tanımıdır.
Dünya moda markalarının tasarımcıları tarafından lüks moda markalarının defilelerinde “Sessiz Lüks” vurgusu tasarımlara yansırken artık sokak stilinin vazgeçilmez bir tarzı haline geldi.
OLD MONEY tarz AKIMI
Old Money; köklerden gelen zenginliği temsil eden, elit , soylu bir yaşam tarzını yansıtmayı amaçlayan, genellikle uzun süreli zengin ailelerle ilişkilendirilen bir giyim ve yaşam tarzıdır. Bu tarzın hedefi gösterişten uzak kaliteli yaşam tarzını yansıtan parçalardan oluşan kombinler yaratmayı , sade, şık ve zarafeti vurgulamaktadır.

Renk paletinde beyaz, nötr tonlar, bejler, ten tonları, kahveler, lacivert, gri renkler ve pastel tonlar kullanılır. Kombinlerde asla canlı ve parlak renkler kullanılmaz.
KORE K-POP TARZI

Kore tarzı; son yıllarda popüler olan Kore müzik grubu K-POP ve Kore dizilerinden ilham alarak ortaya çıkmış bir tarzdır. Bu tarz minimal etkiler taşıdığı gibi rahat görünümü yansıtan şık parçalardan oluşur. Bol pantolonlar, oversize üstler, yırtık kot pantolon, sweatshirtler, gömlekler, tişörtler ve kombinlerde üst üste giyerek yaratılan bir tarz olarak benimsenmiştir.
RETRO TARZ

Retro tarz; yakın geçmişte moda olan akımların tekrar popüler trendler arasına ggirmesidır. Örneğin 60’li, 70’li yıllarda giyilen bol paça pantolon, platform ayakkabı, puantiyeli elbiseler gibi parçaların günümüzde tekrar moda olarak giyilmesidir. Retro ve Vintage giyim sıkca karıştırılabilir. Retro, yakın bir geçmişte oluşmuş moda akımlarının tekrar ortaya çıkmasıdır. Vintage ise bir dönemden günümüze kalmış kıyafet ve aksesuarların oluşturduğu bir giyim tarzıdır.
PIN-UP TARZI

1940 ve 1950’lerdeki dergi kapak kızlarından ilham alan onların giyim tarzını benimseyen bir moda akımıdır. Döneme damgasını vuran Hollywood yıldızı Marilyn Monroe’nun tarzı tam olarak bu akımı yansıtmaktadır. Günümüzde Pin-Up tarzı olarak geçen bu stile sahip olmak istiyorsanız , vücut hatlarını ön plana çıkaran elbiseler, bluzlar, diz altında biten etekler, elbiseler, Maryjane ayakkabılar ve tabiki dönemi yansıtan saç ve makyajla sizde pin up kadını olabilirsiniz..
BOHEM TARZI
Bohem tarzı; rahat, bol, dökümlü, salaş kıyafetlerden oluşan, etnik desenlerle zenginleştirilmiş elbiseler, bluzlar, pantolonlar, deri sandalet ve aksesuarlarla kombinlenen bir tarzdır.
Özgür ruhlu bir imajı temsil eden Bohem tarz:aynı zamanda sanatsal etkilerde taşır. Özellikle rahatlığın ön plana çıkardığı için bahar ve yaz aylarının vazgeçilmez stilleri arasında yer alır. Uçuş uçuş etnik desenli elbiseler, tahta renkli boncuklu kolyeler, bereler, saç bantlarıyla kombinlenerek giyilir.

GOTİK TARZ
Gotik ögeleri barındıran, karanlık, esrarengiz, dramatik bir görünümü yansıtan bir moda akımıdır. Siyah giyinmek en temel özelliğidir. Tüller, deri, kadifelerden yapılmış deri ceketler, etekler, uzun marjinal kesimli elbiseler bu tarzı yansıtan en önemli parçalardır. Kalın tabanlı bot tarzları, piercingler, file çoraplar, gösterişli takılar, deri şapkalar gibi aksesuarlar gotik giyimin en önemli tamamlayıcılarıdır.
En az aksesuarlar kadar koyu renkli makyajlarda soluk ten imajı da bu akımın en belirgin özelliğidir.

YAZAN VE HAZIRLAYAN : AYŞENUR DEMİRKAN
Köşe Yazıları
Firuzan

Araftaki Kadınlar
Fatih Gezer ismini ilk kez, üyesi olduğum Göçmen Kitapseverler Kulübü aracılığı ile duydum. Bu kulüp, dünyanın dört bir yanına savrulmuş biz göçmen kuşları; dilin, hikayenin ve edebiyatın sıcaklığıyla birbirine bağlayan bir topluluk. Her ay bir yazar ya da çevirmeni konuk ettiğimiz bu kolektif alanda, yalnızca kitapları değil; yaşamlarımızı da paylaşıyor, ortak soruların peşinden birlikte yürüyoruz. Telegram grubumuzda Fatih Gezer’in adı sıklıkla geçmeye başlayınca,içime bir merak düştü. İlk Türkiye ziyaretimde kitaplarını edinmek üzere notumu aldım.
Başlangıçta 2021 Vedat Türkali İlk Roman Ödülü’nü de alan Ölüler Kıraathanesi’ni okumayı planlamıştım; fakat İstanbul’da geçirdiğim süre boyunca kitaba ulaşamamam sebebiyle o günlerde raflarda yeni yerini alan Firuzan ile Zürih’e döndüm. Kitabı elime aldığım an, sadece bir roman değil; katman katman açılan bir anlatı, bir ağıt, bir direniş metniyle karşı karşıya olduğumu anladım.
Dünyanın neresinde olursak olalım, kadına yönelik şiddet hala tüm çirkinliğiyle hayatlarımızın içinde. 21. yüzyılda bu acıyı konuşuyor olmak tarifsiz bir utancı da beraberinde getiriyor. Belki de bu yüzden, kadınların sesini duyurabilen her anlatı, benim için çok özel. Firuzan da, yalnızca kadınların yaşadığı acıları anlatmakla kalmıyor; bunu şiirsel, incelikli ve çok katmanlı bir dille yaparak okurunu hem sarsıyor hem de büyülüyor.
Bu güçlü anlatıya geçmeden önce, yazarın kendisine de yakından bakmamız gerektiğini düşünüyorum. Fatih Gezer, yalnızca bir yazar değil; müzik, yayıncılık ve gazeteciliği bir arada yürüten çok yönlü bir anlatıcı. Grup Hertelden ve Ötekiler Müzik Topluluğu’nda solist ve gitarist olarak yer alan Gezer, İstanbul Aydın Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü birincilikle tamamlıyor. 2016 yılında “Anlarlar mı?” adlı söz ve müziği kendisine ait olan beş şarkıdan oluşan albümü çıkaran Gezer, hâlen Düşün adlı derginin genel yayın yönetmenliğini sürdürüyor ve bir gazetede düzenli köşe yazıları kaleme alıyor. Ölüler Kıraathanesi, Suni Tebessüm ve Ruhunu Satanlar Derneği adlı eserlerinin ardından 2025 yılında yayımlanan Firuzan, onun edebi çizgisinde önemli bir eşik.
Dört Nesil, Bir Kader
Firuzan son zamanlarda okuduğum en sarsıcı kadın anlatılarından biri. Kadınların hikâyesi anlatılmadıkça dünya tam anlamıyla dönmeyecek gibi hissediyorum. Dünya döndükçe de değişmeyen kadın hikâyeleriyle yeniden yüzleşeceğimizi ucu paslı bir bıçak ile kalbimizi delerek hatırlatıyor Firuzan. Kuşaklar değişse de kadına reva görülen yazgı değişmiyor.
“Gülmeyi unutanlardan kahkaha ummak boşunadır.” cümlesi ile aralanıyor hikaye.
Roman, erken yaşta yaşamla bağını koparan bir kadının, Firuzan’ın kendi ipini çekerek hayata veda etmesi ile başlıyor. Acısına sebep olan bütün erkekleri, hayattan alacaklı günlerini tekmeler gibi ittiriyor ayağının altındaki tabureyi. Öldükten sonra da huzurla göğe yükselemiyor ve arafta kalıyor. Geçmişin izini sorgularken, orada kendi soyundan kadınlarla karşılaşıyor. Okuru, büyük ninesi Umay’dan kendi annesine kadar uzun bir yolculuğa çıkarıyor.
1658 yılında büyük büyük nine Umay’la başlayan hikaye, dört kuşak kadının sesiyle çoğalıyor. Bu kadınların her biri, kendi döneminin karanlık yüzüyle hesaplaşırken, yaşadıkları felaketlerin kişisel olduğu kadar toplumsal olduğunu da gösteriyor. Umay ile başlayan kadim bir lanet, nesilden nesile devredilirken, her kadın bir sonrakine daha güçlü bir ses bırakmaya çalışıyor. Umay Nine, Rojda, Hacı Meryem Anne (Maria), Firuzan, Nigâr… Hikâyenin tamamında erkek eliyle açılan yaraları olan bu kadınların, seslerini duyurmayı başarıp başaramadıkları ise romanın temel sorularından biri olarak karşımıza çıkıyor.
Zaman zaman Firuzan’ın öte dünyadan yükselen sesiyle, zaman zaman da Umay’ın, Dapir’in geçmişin sislerinden gelen fısıltılarıyla şekillenen bu anlatı, erkekler tarafından yazılmış resmi tarihe karşı kadınların sözünü öne çıkaran bir direniş metnine dönüşüyor.
Firuzan, toplumsal belleği, kuşaklar arası kadın deneyimini ve geçmişle hesaplaşma temasını odağına alan; diliyle, kurgusuyla ve biçimiyle edebi bir bütünlük sunan çarpıcı bir roman.Firuzan ayrıca işitsel de bir deneyim. Kitabın içine yerleştirilmiş QR kodlar aracılığıyla dinlenebilen özgün besteler, anlatıya eşlik ediyor. Böylece metin, okurun yalnızca zihnine değil, duyularına da sesleniyor. Her şarkı, romanın duygusal haritasında yeni bir bölge açıyor; karakterlerin sesi notalarla daha da derinleşiyor.
-
E-Dergi1 yıl önce
İsviçre’nin Sesi Şubat 2024
-
Ekonomi1 yıl önce
İsviçre’de Maaş Dengesi: Ortalama bir Kişinin Maaşı 6788 CHF
-
İsviçre1 yıl önce
Dünyanın En İyi Sağlık Kurumları: İlk 250 Hastane Sıralamasında İsviçre’den 10 Hastane
-
Yaşam1 yıl önce
Kıskanç Kaynana Belirtileri: Gözden Kaçırmamanız Gereken 10 İşaret
-
Gündem7 ay önce
ERDOĞAN KARŞITI PAYLAŞIMLARI SIĞINMA BAŞVURUSUNDA HAKLI GEREKÇE OLARAK GÖRÜLMEDİ
-
Dünya7 ay önce
META’NIN COVİD-19 AŞILARIYLA İLGİLİ YANILTICI BİLGİ KARARI: İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KISITLIYOR MU?
-
Gündem6 ay önce
TELEGRAM’DA ŞOK EDEN GRUPLAR: TECAVÜZ AĞLARI VE K.O. DAMLALARI
-
Gündem7 ay önce
TÜRKİYE’DEN GELEN SIĞINMA BAŞVURULARINA GETİRİLEN SERT UYGULAMALARA TEPKİ