Avrupa
YEŞİL VE GRİ PASAPORTLARA ÖN VİZE ŞARTI MI GELİYOR? RESMİ AÇIKLAMA YAPILDI
Son günlerde yeşil ve gri pasaport sahiplerine Avrupa seyahatlerinde “ön vize şartı” getirileceği iddiaları gündeme gelirken, Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM) iddialara yönelik bir açıklama yaptı. Türkiye’nin Avrupa Birliği Seyahat ve Yetkilendirme Sistemi (ETIAS) kapsamına alınmadığı resmi olarak teyit edildi.
SİSTEM DEĞİŞİKLİĞİ İDDİASI ASILSIZ ÇIKTI
Yeşil ve gri pasaport sahiplerinin, Avrupa ülkelerine seyahat etmeden önce ETIAS sistemi üzerinden kayıt yaptırarak “ön onay” alması gerektiği ve bu işlem için 7 Euro ödeme yapılacağına dair haberler, kamuoyunda tartışma yaratmıştı. Ancak DMM tarafından yapılan açıklamada, söz konusu iddiaların gerçeği yansıtmadığı belirtildi.
DMM açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
- “Bazı basın organlarında yer alan ‘Yeşil ve gri pasaport sahipleri Avrupa seyahatlerinde 7 Euro ödeme yapacak, red alanlar AB’ye giremeyecek’ iddiası doğru değildir. ETIAS seyahat yetkisi aranacak ülkelerin yer aldığı listede Türkiye bulunmamaktadır.
- Türk hizmet (gri) ve hususi (yeşil) pasaportlarının, Schengen bölgesine girişte ETIAS çerçevesinde ön onay alması gerektiği iddiası asılsızdır.”
2019’DA DA BENZER HABERLER GÜNDEME GELMİŞTİ
Benzer iddialar, 2019 yılında da ortaya atılmış ve dönemin Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamayla yalanlanmıştı. AB Komisyonu ile yürütülen temaslar neticesinde, ETIAS sisteminin Türk vatandaşlarının yeşil ve gri pasaportlarına uygulanmayacağı bir kez daha teyit edilmişti.
Dışişleri Bakanlığı’nın 2019’daki açıklaması:
- “2018’de kabul edilen ETIAS sistemi, Schengen bölgesine vizesiz girme hakkına sahip olan Türk hizmet ve hususi pasaport sahiplerini kapsamamaktadır. Bu durum, AB makamları ile yapılan girişimler sonucu sağlanmıştır.”
ETIAS NEDİR?
Avrupa Seyahat ve Yetkilendirme Sistemi (ETIAS), Avrupa’ya vizesiz seyahat edenlerin güvenlik taramasından geçirilmesini amaçlayan bir sistemdir. 2018’de kabul edilen ve 2022 yılında uygulamaya giren ETIAS, Schengen bölgesine seyahat edecek vizesiz ülke vatandaşlarının önceden kayıt yaparak seyahat yetkisi almasını gerektiriyor.
Türkiye’nin hizmet ve hususi pasaport sahipleri, AB ile yapılan görüşmeler sonucu bu sistemden muaf tutulmuştu.
SONUÇ: YANLIŞ BİLGİLERE İTİBAR ETMEYİN
Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, basında yer alan iddiaların asılsız olduğunu ve Türkiye’nin ETIAS kapsamına alınmadığını bir kez daha vurguladı. Kamuoyunun yanlış bilgilerle manipüle edilmemesi için dikkatli olunması gerektiği ifade edildi.
Avrupa
ALMANYA SEÇİMLERİNDE AŞIRI SAĞCI AfD’NİN RADİKAL PLANLARI GÜNDEMDE
Almanya’da aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) Partisi, göçmenlere yönelik sert politikaları ve Avrupa Birliği’ne (AB) karşı çıkışlarıyla tartışma yaratmaya devam ediyor. Parti, Riesa kentinde düzenlenen konferansta seçim öncesi radikal bir manifesto açıkladı.
AfD’nin planları arasında sınırların kapatılması, göçmenlerin kitlesel sınır dışı edilmesi ve AB’yi parçalama gibi hedefler yer alıyor. Partinin lideri Alice Weidel, “yeniden göç ettirme” ifadesini kullanarak göçmenlerin büyük çaplı bir şekilde ülkelerine geri gönderileceğini açıkça belirtti.
RADİKAL SÖYLEMLER VE PROTESTOLAR
Konferans sırasında AfD karşıtı binlerce kişi Riesa sokaklarında protestolar düzenledi. Göstericiler, partinin ayrımcı politikalarını kınarken, Weidel eylemcileri “solcu çete” olarak nitelendirdi.
AfD’nin manifestosunda:
- Paris İklim Anlaşması’ndan çıkış,
- Euro kullanmaktan vazgeçme,
- Rüzgar enerjisi tesislerinin yıkımı gibi tartışmalı vaatler dikkat çekti.
Weidel, kürsüden yaptığı konuşmada, “AB’nin iltica sisteminden çıkacağız, utanç yel değirmenlerini yok edeceğiz ve cinsiyet çalışmaları profesörlerini işten atacağız” dedi.
AfD’NİN YÜKSELİŞİ VE TEHDİTLER
Kamuoyu yoklamalarına göre, AfD’nin ulusal düzeyde desteği %20’yi aşıyor ve parti doğu eyaletlerinde hızla güç kazanıyor. Ancak diğer siyasi partiler, AfD ile iş birliği yapmayı reddediyor ve bu durum, partinin iktidar olmasını zorlaştırıyor.
AfD içindeki aşırı sağcı eğilimler, partiye yönelik eleştirilerin odağında. Özellikle partinin bazı üst düzey isimlerinin Nazi dönemiyle ilişkilendirilen söylemleri, tartışmaları körüklüyor. Björn Höcke gibi figürler, Nazi geçmişini yücelten açıklamalarıyla dikkat çekiyor.
SEÇİMLERDE GÖÇMEN KARŞITLIĞI VE AB KARŞITI SÖYLEMLER ÖN PLANDA
AfD’nin yükselişi, Almanya’da göçmen karşıtı politikaların ve AB’ye duyulan tepkinin artmasının bir yansıması olarak değerlendiriliyor. Partinin bu söylemleri, 23 Şubat’taki seçimlerde belirleyici bir rol oynayabilir. Ancak AfD’nin sert söylemleri, toplumu kutuplaştırma riski taşıyor.
Avrupa
TINDER HOLLANDA’DA ‘ULUSAL GÜVENLİK TEHDİDİ’ OLARAK GÖRÜLÜYOR: NEDEN?
Hollandalı güvenlik uzmanları, popüler flört uygulaması Tinder’ı ulusal güvenlik açısından bir tehdit olarak değerlendiriyor. Uygulamayı kullanan askerlerin konumları ve kişisel bilgileri, kötü niyetli kişiler tarafından kolaylıkla ele geçirilebiliyor. Bu durum, özellikle NATO’nun kritik görevlerinde bulunan askerler açısından ciddi bir risk oluşturuyor.
ASKERLERİN VERİLERİ NASIL TEHLİKE ALTINDA?
Araştırmacı gazetecilik kolektifi Follow The Money (FTM), Tinder’da sahte hesaplarla gerçekleştirdikleri çalışmada ABD, İngiltere, Almanya, İspanya ve Fransa gibi ülkelerin askerlerinin hassas bilgilerine ulaştı. Bu bilgiler arasında:
- Görev yerleri,
- Yurtiçi ve yurtdışı hareketleri,
- NATO’ya bağlı kritik birimlerde çalışan askerlerin kimlikleri yer aldı.
Araştırmaya göre, Rusya tehdidine karşı Baltık ülkeleri ve Balkanlar’da konuşlandırılan NATO güçlerinden hava kuvvetleri personeline kadar birçok askeri personelin bilgileri bu yolla elde edilebildi.
SAHTE PROFİLLE BÜYÜK BİR AĞA ULAŞILDI
FTM gazetecileri, “35 yaşındaki Naomi” kimliğiyle sahte bir Tinder profili oluşturdu. Profilde, yoga yapmayı seven ve askeri üniformalı erkeklerden hoşlanan bir kadın imajı çizildi. Bu sahte hesap, kısa sürede Estonya’da görev yapan NATO askerlerinden ABD’nin Afrika ve Avrupa’daki birliklerine kadar geniş bir bağlantı ağına ulaştı.
NEDEN ULUSAL GÜVENLİK TEHDİDİ?
Tinder’ın konum tabanlı çalışma prensibi ve kullanıcıların paylaştığı hassas bilgiler, istihbarat toplama için kullanılabilecek bir açık oluşturuyor. Hollandalı güvenlik uzmanları, bu durumun sadece bireysel değil, aynı zamanda operasyonel güvenliği de riske attığını belirtiyor. Özellikle NATO görevlerinin hassas doğası, bu riskin boyutlarını artırıyor.
NE YAPILMALI?
Uzmanlar, şu önerileri sunuyor:
- Askerlerin sosyal medya ve flört uygulamalarını kullanımına yönelik daha sıkı düzenlemeler getirilmesi,
- Kişisel bilgilerin paylaşımı konusunda eğitimlerin artırılması,
- Uygulamaların güvenlik açıklarının kapatılması için geliştiricilerle iş birliği yapılması.
Bu olay, dijital platformların bireysel gizlilikten ulusal güvenliğe kadar geniş bir alanda nasıl risk yaratabileceğini bir kez daha gözler önüne seriyor.
Avrupa
CORONA AŞISINDAN ZARAR GÖRENLERİN HAKLARI ZAMAN AŞIMINA MI UĞRADI?
Corona aşılarından zarar gördüğünü iddia edenlerin tazminat taleplerini gerçekleştirebilmeleri için belirlenen yasal süre, birçok kişi için sona ermiş olabilir. Sahra Wagenknecht İttifakı (BSW) milletvekili Jessica Tatti, bu konuda hükümeti ve aşı üreticilerini eleştirerek, mağdurların haklarını kullanamadan zaman aşımına uğramalarının kabul edilemez olduğunu vurguladı.
Yan Etki İddiaları ve Hükümetin Tavrı
Jessica Tatti, Biontech-Pfizer’in “Comirnaty” adlı Corona aşısıyla ilgili bazı araştırmalara dikkat çekti. Bu araştırmalara göre, belirli aşı partilerinde DNA kontaminasyonu olduğu ve bu durumun insan sağlığı üzerinde uzun vadeli zararlara yol açabileceği iddia ediliyor. Ancak Alman hükümeti, Paul-Ehrlich Enstitüsü’nün değerlendirmesine dayanarak, bu iddiaların bilimsel olarak yeterince kanıtlanmadığını ifade etti ve aşıların güvenli olduğunu yineledi.
Zaman Aşımı Süresi ve Tartışmalar
Alman hukukuna göre tazminat taleplerinde zaman aşımı süresi genellikle üç yıl olarak belirlenmiştir. Bu, 2021 yılına kadar aşılanan kişilerin zarar gördüğüne dair taleplerini 2024 yılının sonuna kadar iletmeleri gerektiği anlamına geliyor. Jessica Tatti, bu sürenin çok kısa tutulduğunu ve Paul-Ehrlich Enstitüsü’nün aşı yan etkileriyle ilgili geniş bir listeyi ancak Kasım 2024’te yayımlayarak mağdurları harekete geçmek için yeterli zaman bırakmadığını iddia etti.
Tazminat ve Hukuki Sorumluluk
Alman hükümeti, Infektionsschutzgesetz (Enfeksiyon Koruma Yasası) kapsamında aşı mağdurlarına tazminat ödemeyi taahhüt etse de, Avrupa Birliği’nin aşı üreticileriyle yaptığı sözleşmeler, üreticileri yasal sorumluluktan büyük ölçüde muaf tutuyor. Bu durum, mağdurların zararlarının karşılanması konusundaki adalet arayışlarını zorlaştırıyor.
Untersuchungsausschuss ”Araştırma Komisyonu” Talebi
Jessica Tatti, Corona aşılarının olası yan etkileri ve aşı süreçlerindeki şeffaflığın yetersiz olduğu gerekçesiyle Almanya Federal Meclisi’nde bir araştırma komisyonu (Untersuchungsausschuss) kurulmasını talep etti. Bu komisyonun, özellikle aşılama süreçlerinde kullanılan yöntemlerin, yan etki iddialarının ve hükümetin bu süreçteki tutumunun detaylı şekilde incelenmesini sağlaması amaçlanıyordu.
Ancak, bu tür bir komisyonun kurulabilmesi için Meclis’te mevcut 733 milletvekilinden en az dörtte birinin, yani 184 milletvekilinin desteği gerekiyor. Tatti’nin bu talebi yeterli siyasi destek bulamadığı için hayata geçirilemedi.
Tatti, bu durumu eleştirerek, mağdurların haklarının yeterince korunmadığını ve hükümetin şeffaflıktan uzak bir yaklaşım sergilediğini ifade etti. Araştırma komisyonu talebi, aşılama süreçlerinde olası ihmallerin ve zarar gören kişilerin mağduriyetlerinin daha açık bir şekilde ortaya konulmasını hedefliyordu.
Özetle:
Corona aşılarından zarar gördüğünü düşünenlerin yasal haklarını korumaları için hızla harekete geçmeleri gerekiyor. Bununla birlikte, konuya dair bilimsel araştırmaların daha geniş çaplı ve bağımsız olarak yürütülmesi, mağduriyetlerin tam olarak ortaya konulabilmesi açısından kritik bir öneme sahip.
-
E-Dergi11 ay önce
İsviçre’nin Sesi Şubat 2024
-
Ekonomi10 ay önce
İsviçre’de Maaş Dengesi: Ortalama bir Kişinin Maaşı 6788 CHF
-
Yaşam9 ay önce
Kıskanç Kaynana Belirtileri: Gözden Kaçırmamanız Gereken 10 İşaret
-
İsviçre11 ay önce
Dünyanın En İyi Sağlık Kurumları: İlk 250 Hastane Sıralamasında İsviçre’den 10 Hastane
-
Dünya2 ay önce
META’NIN COVİD-19 AŞILARIYLA İLGİLİ YANILTICI BİLGİ KARARI: İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KISITLIYOR MU?
-
Gündem2 ay önce
ERDOĞAN KARŞITI PAYLAŞIMLARI SIĞINMA BAŞVURUSUNDA HAKLI GEREKÇE OLARAK GÖRÜLMEDİ
-
Gündem2 ay önce
TÜRKİYE’DEN GELEN SIĞINMA BAŞVURULARINA GETİRİLEN SERT UYGULAMALARA TEPKİ
-
Kültür Sanat1 yıl önce
Ferdi Tayfur’un Mücadele Dolu Hikayesi: Şeker Hastalığı ve Organ Nakli